18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
25 ŞUBAT 2005 CUMA CUMHURİYET SAYFA 17 Talul, pıılilikasmı değiştirirse ne olur? "Talut" lerslen okunur! Elektronik posta: denizsom@cumhuriyet,com.tr Tel: 0.212.512 05 05 Faks: 0.212.512 44 97 - AKP, halka muhalifmîş.. "Bu da iktldann muhalefeti!" Pratisyen f CHPDenizliMil- letvekili Prof. Dr. Mehmot Neşşar, Sağlık Bakanı Re- cep Akdağ'a soruyor: "Başbakanlık Müsteşarı Ömer Dinçer'in pratisyen hekim kardeşi Metin Din- çer'i Ankara Atatürk Eği- tim Hastanesi Başhekim Yardımcılığı'na atadınız mı? Eğitim hastanelerin- de başhekim olabilmek için şeflik statüsü elde et- miş olmak gerekirken, pratisyen bir hekimi şef- İerin üzerinde biryönetim kadrosuna atamamzın gerekçesi nedir ve bu gö- revi nasıl yürütecektir? Adı geçen hastanenin, gereğinde sahra hasta- nesi gibi çalışması plan- lanmış olan otoparkı ne- den kullanıma kapatıl- mıştır ve otoparkın cami- ye dönüştürüleceği doğ- ru mudur?" itaplar, okunmak üzere masamın üstünde yığıldı. Masada neredeyse yer kalmadı. He- men hepsi kitaplığın rafına geçmeden önce okunması ve okurlarla paylaşılması gereken kitaplar. Ama zaman... Çünkü kitaplara "boş zaman" değil, dopdolu zamanlar gerek. Doç. Dr. HünerTljn- cer, "Kıbrıs Sarrnalı"nda (Ümit Yayıncılık) Kıbrıs'ta- ki "sorun"u bir akademisyen titizliği ile inceliyor; çö- zümün yollarını arıyor. Mehmet Bölük, "MecburerT'de (Büke Kitapları) AKP'nin iktidardaki iki yılını 1960 sonrası Milli Nizam Partisi ile başlayan Islamcı siyaset sürecinde ele alı- yor; Başbakan'ın, belediye başkanlığı dönemindeki yolsuzluk dosyaları öne çıkıyor. Faik Acar, "Din, Inanç ve Bilinç"te (Berfin Yayın- ları) köy enstitülü eğitimci kimliğiyle düşünce ile si- yasete alet edilen kör inanç arasındaki ayrımı ortaya koyuyor. Necati Tosuner, Neden Kitap'tan çıkan roman- Kitaplar ları "Bana Sen Söyle" ve "Yalnızlıktan Devren Kira- lık" ile öyküleri "Ozgürlük Masalı" ve "Çıkmaz"da okuru kaleminin arkasından sürükleyip götürüyor. Ayten Ayan, ilk romanı "Yaprakların Döküldü Ey- lül"de (Günizi Yayıncılık) bir gazetecinin gözüyle Bi- rinci Dünya Savaşı'ndan Ikinci Dünya Savaşı'na uza- nan zaman diliminde insanların duygularını tarihi bir yolculuğa çıkarıyor. Emin Çölaşan, "Şu Benim Gazetecilik"te (Doğan Kitap) meslekte yaşadıklarını anlatırken, köşe yazıla- rındaki sert eleştirilerinden çok farklı üslupla okurun karşısına çıkıyor. Orhan Erinç, "Demokrasiye Kitakse"de (Remzi Ki- tapevi) günümüz medyasının konumunu ele alıyor, medyanın toplumsal işlevinin ne olması gerektiğine Küçük Akif Kökçe:, "Eskiden komşu- nun bahçesinden izinsiz elma koparmak, kuş av- larken cam kırmak olan çocuk suçlarının başında şimdi hırsızlık ve cinayet geliyor. Biz küçük Ameri- ka olamadık ama çocuk- larımız artık birer küçük Amerikalı!" SESSÎZ SEDASIZ (!) İLIMÜ ğ 0 UALÂ BHMÎ « TOfeK ışık tutuyor. Haldun Hürel, "Istanbul'u Geziyorum Gözlerim Açık"ta (Dharma Yayınları), ortaya bir başyapıt koyar- ken sanatçı ve sanat tarihçisi kimliğini katarak dün- ya kenti Istanbul'u bilinen ve fazla bilinmeyen yönle- riyle hem geziyor hem de gezdiriyor. Orhan Özkaya, "Yabancıya Toprak Satışı"nda (Kaynak Yayınları), Tapu ve Kadastro Genel Müdür Yardımcılığı'ndaki deneyim ve birimi ile günümüzde- ki gerçekleri anlatıyor. Abdullah Rıza Ergüven, "Dinlerin Kökeni ve Is- lam'da Reform"da (Berfin Yayınları) kitabına başlık olarak seçtiği konuyu bütün ayrıntılarıyla inceliyor ve çarpıcı gerçeklere ulaşıyor. Doğan Katırcıoğlu, "Her Mevsim Kadın" ve "Aş- ka Veda"da (Cem Ofset), 1950'li yıllarda başlayan polis adliye muhabirliğinden süzülen gerçek olayları birer öyküye dönüştürüyor. Kitaplar, okunmayı bekliyor. Atatürk Havaalanı trafiğe nasıl kapatılır? tstanbul'da bu ay yoğun kar yağışının yaşandığı günlerde Atatürk Havaalanı, 15 saat hava trafiğine kapatılmıştı. Şe- hir içinde caddeler trafiğe açıkken alanın pisti nedense karateslim olmuştu. Daha doğrusu özel birhavayolunun uçağı, iniş- ten hemen sonra karla kaplı pistten çık- mış ve aslında pilotun becerisiyle bir fa~ cianın eşiğinden dönülmüştü. Bir pilot dostumuz, havaalanını 15 sa- at trafiğe kapatan bu "küçük" kazanın nasıl meydana geldiğini anlattı ve anlat- tıklarının datelsiz kayıtlarında bulundu- ğunu söyledi. Olay şöyle gelişiyor... Biryandan karyağıyor, biryandan da uçaklar inip kalkıyor. O sırada pilotlar için otomatik olarak hava durumu yayı- nı yapılıyor. Hava durumunda, inişteki frenleme için pistin durumunun çok iyi olduğu bildiriliyor. Yine tam o sırada bir uçak inişe geçiyor; iki uçak kalkış yapı- yor. Inen uçağın pilotu kuleyi uyarıyor: "Efendim, pist sonlarına doğru ve tam pisti terk ettiğimiz bölgelerde aşırı kayma var, ayrıca kar birikmiş, frenleme iyi değil." Otomatik yayında pistin durumunun frenleme için çok iyi olduğu bildirilirken bu uyarı üzerine kule, pilota yanıt veri- yor: "Anlaşıldı efendim, kar temizleme araçlarını piste sokacağız yalnız inişle- ri bekliyoruz, uçakları indirelim temizle- me başlayacak." Ve bir uçak daha indiriyorlar; o da pistten çıkıyor! Yüksek Yerilim Hattı Fabrika kapatma fikri zaten baştan SEKAt! erdincutku(" yahoo.com Sanat Olmadan Uygarlık Olur mu? ŞAHNAZ,ÇAKIRAI,P Bugünlerde politika dışında sinemayı ve "Sevgililer Günü" dolayısıyla da aşkı ve kadın-er- kek ilişkilerini konuştuk çokça. Bir köşe yazarının film eleştirisi- nin dışına çıkarak kendi tercihi- ni okuyucularına önermesi, bu filmleri izlemeyin demesi sine- mayapımcılarından, yönetmen- lerinden ve sanatçılarından tep- ki aldı. Zaten televizyonun ağır rekabeti karşısında bin bir zor- lukla ayakta kalmaya çalışan si- nemamızın bir de ikide bir böy- le yazarların tehdidi altında kal- ması olacak iş değil tabii ki... Önemli bir sanat dalı olan sine- mada yeni yönetmenlerin he- veslerinin kırılmasına, bunca emeğe, çalışmaya, gayrete ve paraya mal olan filmlerin daha az yapılmasına yol açmaz mı? Oysa marifet iltifata tabidir. Za- ten ülkemizde ve ulusumuzda sanatsal uyanışın istenildiği gibi gerçekleşmediği gerçeği var- ken. Bugün hâlâ bir hobisi ol- mayan, bir müze kavramı yer- leşmemiş, uluslararası çapta ressamı, fotoğraf sanatçısı, hey- keltıraşı, şairi, yazarı olarak top- lamda bir avuç insanı geçme- yen bir toplum değil miyiz? • • • Bir okuyucum, fotoğraf sana- tı ile ilgili Difo Lab yöneticisi Co- şar Kulaksız bana bir mektup göndermiş. Gelişmişliğin ve ekonomik refahın sanatla ilişki- sini şöyle açıklıyor: "Biz her şe- yi ekonomik refahın getireceği- ne inanıyoruz. Böyle bir inanış belki bizim en büyük eksikliği- miz. Bu inanış bizi sanattan uzak durmamıza, anlamamamıza, hatta sanatın gereksizliğine inanmamıza götürmüyor mu? Petrol dolayısıyla ekonomik re- faha erişmiş Arap ülkelerine ba~ kınız. Bunların hangisine uygar, çağdaş ve ileri toplum diyebili- riz. Refah ve zenginliği sadece maddi anlamda anlamak bizi yanıltmaz mı? Batı Avrupa, en- düstri devriminigerçekleştirdik- ten sonra gerçek refaha ulaş- mıştırama.. durup dururken mi bu devrim gerçekleşmiştir? Her endüstri devrimini geliştiren ül- ke refaha mı kavuşacaktır? Bu devrimin biröncesi, esas altya- pısı yok mudur? 15. yüzyılda dinde ozgürlük (reform) ve sa- natta uyanış (Rönesans) olma- saydı böyle bir devrim gerçek- leşebilir miydi? Avrupa'nın laik yapıya geçme adımları; dinin in- sanlar üzerindeki baskısının azalmasına ve özgür inancın topluma sanatla ilgilenme şan- sını vermesineyol açmamış mı- dır? Sanata tanınan yaratıcı fikir ve hür düşüncenin sınırlarının zorlanması ile toplumsal bir uyanış gerçekleşmiştir. Bunun- la da bilim gelişmiştir. Bundan sonradır ki endüstri devrimi ile gerçek zenginlik yakalanabil- miştir." ••• Biz 82 yıldır hâlâ laikliği tartı- şıyoruz. Türbanı, zinayı tartışı- yoruz. Heykellere tüküren siya- setçileri baş tacı ediyoruz. Olan bir iki heykelimizi tahribattan başlarına zabıta koyarak koru- maya çalışıyoruz. Yaptığımız si- nema filmlerine hemen kendi öl- çülerimizle tu kaka diyoruz ve bunu köşemizden cümle âleme yayıyoruz. AB'ye girelim diye can atıyoruz ama.. öte yandan bir karikatür dolayısıyla karikatür sanatçımızı para cezasına çarp- tırıyoruz. Hoşgörüyü esirgiyo- ruz. Cumhuriyeti kuranları, dev- rimler yapanları, demokrasiyi getirenleri bir çırpıda lekeleye- biliyoruz. Kaymakamlarımız ti- yatro eserlerini yasaklayabiliyor. Gerçek sanatçıların yerine müt- hiş bir ucuzlukla gelişigüzel kişi- leri koyabiliyoruz. Sevgi ve aşkı üstün kılacak yapımlar yerine "Kurtlar Vadisi"n\n vahşetini hal- kımıza sunuyoruz. Kim bir adım öne çıkmışsa, üç kuruşluk çıka- rımız uğruna karşı duruyoruz. Sevgililer Günü'nü kutluyoruza- ma, çoğunluğumuzun bir sev- gilisi bile olmadan kutluyoruz. Sevgiye, karşı bir duruş içinde- yiz. Sevgilisi olanları neredeyse kınıyoruz. Olanları ise yaşı ile ba- şı ile alaya alıyoruz. Sevgi yeri- ne kini, şefkat yerine şiddeti ko- yuyoruz. Sevgililerimizi öldürü- yoruz. Yolsuzluklardan, rüşvet- lerden, hortumlamalardan nefes alamıyoruz. Enflasyonun düş- mesi, faizlerin inmesi, şu kadar kalkınmahızının sağlanması, ih- racatımızın artması tüm bunları değiştirmeye kâfi geliyor mu? ••• Sanatsal uyanışı sağlamak zorundayız. Sanatın önündeki tüm engelleri kaldırmalıyız. Sa- natı özendirmeliyiz. Sanatı ödül- lendirmeliyiz. Sanatın önemini vurgulamalıyız. Büyük Atatürk 22 Ocak 1923'te demiş ki: "Bir millet ki resim yapmaz, bir mil- let ki heykel yapmaz, bir millet ki fennin icap ettirdiği şeyleri yapmaz, itiraf etmeli ki o mille- tin tarik-i terakkide (ilerlemeyo- lunda) yeri yoktur." Sanat sev- giyi ve uygar gelişimi doğurur. O da gerçek zenginliği yaratır. GAZİANTEP 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESÎ'NDEN Davacı Halkbank AŞ vckili tarafından davalı Mehmet Ümmetoğlu aleyhmc zimmelını; para geçirmekten dolayı aı;ılan 120.104.550.774 TL. alacak davasında, davalmın G. Aııtep Kavaklık Mahallesi'ndeki ad- resinden aynlması nedeniyle dava dilekçesi ve duruşma gününün ilanen tcbhğinc karar verilmiştir. Davalı Mehmet Üınmetoğlu'nun, 2004/28 Esas sayılı dosya ile aley- hine açılan davanın duruşma günü olan 24.03.2005 günü saat 09.00'da duruşmaya gelerek beyanda bulunması, ya da kendini bir vekille temsil ettirmesi ve bu konudaki savunma ve delillerini bildirmesi, aksi halde yokluğunda duruşmaya dcvam edilerek karar verileceği hususu, dava dilekçesi ekli ve duruşma günü yazılı meşruhatlı davetiye yerine geç- mek üzere ilanen tebliğ olunur. Basın: 7723 KtM KlME DUM DUMA BEHİÇAK behicak(d turk.net ÇİZGlLlK KÂMtLMASARACl kamilmasaraciiu mynet.com HAYAT EPİK TİYATROSU MUSTAFA hayatepikuı mynet.com KARÎKATURCULER, BASBAKANIN KARİICATÜR SANATÇISI MUSA KART ALEYHİNE KINAYAN TOPLANTI YAPMIŞLARL. BILÎYOMUSUN ÇÖRÇIL, BENÎM ASIL TEESSOF ETTİSİM CtZER MUSA KARTTIR.. BENÎ NASIL OLURDA BÖYLESt BÎRÎNE BENZETİR ANLAYAMAblM!.. TARtHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN 25 Şubıu www.mumtaz-arikan.com KARİKATÜRCÛ CARUSOL 18?3'TE BUGÜN, ÜNLÜ TENOR Ve KARİKAnJRCÜ ENKICO CARUSO(ENfZtkO KAHUzd) NAPOU'DE OOGPU- H YAŞIN- t>A MÖZlĞe BAÇLAyAM CARIUSO, ÖNCE AVRUPA '£>*, SON- RA OA AMEPJKA'DAKİ OP£RA SAHNELERİMPE EŞifilE RfiSTt/tfJMAYAN BİR ÜNS ULAÇACAKTif!. YÜZ.YILIN BM BÜYÜK TEMOGU SAYILAN CAKUCO'MUN, MÜZİKTEfU BAŞKA 8İK UĞRAŞI PAHA OLACAK,tC4GiZATV/Z SANA- TTfJOA DA BAŞARt KAZAMACAKnR.ÖtâCELERİ, BLİNB GBÇEN BASİr KAGITLARA Ç.İZBN CAOUSO, t3O?'PEU SON/ZA, İT74LYANCA yAY(MLANAN "LA FOLUA Dl NEVJ- YORtC" GAZB7&SİUE SÜKSKÜ Çİe€CGKrt'R. MÜZİKLE USZAŞMASA, YALNIZCA KAIS.İKATÜRL£ pe TAN/NA8İ- t-EC£K DEMLİ YETSNEKU SAYILAN SAMA71ÇiyArgi£ AME&KAM GAZE7&Sİ YILPA SO S/M DOLARUK. SilÇ SARIGÖL İCRA DAİRESİTAŞIMRLAREV AÇIK ARTT1RMAİLAN1 Dosya No: 2004/399 Talımat Bir borctan dolayı hacizli ve aşağıda cins, miktar ve kıymetleri yazılı taşınır mal açık arttırma usulü ile satışa çıkartılmıştır. Birinci satışı 16.03.2005 günü saat: 13.30 - 13.40 arasında Sarıgöl Hükümot Konağı önünde yapılacak ve o günü takdiı edilen krymetinin % 6O'ı ile satış masraflan toplamını geçmesı halinde en çok arttırana ihale edilecegi bu bedelle fazlaya istekli çıkmaması halinde 21.03.2005 günü aynı yer ve saatler arasında ikinci arttırma yapılarak satılacağı. Şu kadar ki, arttırma bedelinin malın tahmın cdılen kıymetinin % 4O'ı ile satış masraflan toplamını geçmesi halinde en çok arttırana ihale edilecegi, bu bedelle alıeı çıkmaması halinde satışın düşürüleceği ayııca tellaliye rcsminin, ihale damga resminin ve satış bedeli üzerinden % 1 oranında KDV'nin alıcıya ait olacağı ve satış şartnamesinin bir örncği- nin isteyene gönderilebileceği, fazla bilgi alıııak isteyenlerin yukarıda yazılı dosya numarası ile dairemize başvrumaları ilan olunur. 9.02.2005. Muhammen kıymetı, Lıra: 24.000.000.000TL Adedi: 1. Cinsi (Mahiyetive önemli nitelikleri): HYUNDA1 marka, Starex TCI !<LM tipi, 06 AD 1455 plaka sayılı, 2003 model, beyaz renkli çalışır ve sağlam vaziyette, 86860 km'dc, arka bölümü 1 adet üçlü ve 1 adet tekli koltuklu, kamyonet cinsi araçtır. (lc. If. K. 114/1, 114/3) Yönetmelik Örnek No: 25. Basın: 7842 BAKIŞ AÇISI Dr. GÜRBÜZ ÇAPAN Kerbela Olayı Tamı tamına 1324 yıldır acı ve yas süregeldi. O gün oradayaşananlar, birgrupMüslümanınyüreğindede- rin yara açtı. Diğer gruplar, bu acıya kör ve sağır dav- randılar. 661'de camide namaz kılarken katledilen Hz. Ali, yoksulun kılıcı, sözcüsüydü. Ona pusu kuran Muavi- ye ise varsılın, yağmacının, kompradorun kılıcı. Islam tarihindeki varsıl-yoksul kavgasının ilk mihenk taşı. Ali kimsesizlerin kimsesidir. Islamın bilim penceresi; "Bana birharföğretenin kırkyıl kölesi olurum" diyen- dirAli. Ali'nin katlinden sonra Hz. Hasan bir yıl kadar ha- lifelik yapar. Sonra Muaviye'ye devreder halifeliği. Meşhur beş maddelik anlaşma var. Bu anlaşmalardan biri de Ehl'i Beyit soyuna hakaret ve aşağılama yapıl- mayacak ve can güvenliği sağlanacaktır. Oysa Mu- aviye bunların hiçbirine uymaz. 19 yıl sonra Hz. Hü- seyin yapılan haksızlığa, adaletsizliğe karşı çıkarak Hz. Ali'nin yürüyüşünü devam ettirir. Bu yürüyüş Kü- fe'de aile boyu katledilmekle biter. Yıl 680. Küfe'de toplanan otuz Ehl'i Beyit soyu ve boy bey- leri, Hz. Hüseyin'e çağrı yaparlar: "Gel başa geç, hi- lafet gömleğini giy." Bu çağrının kefen giydirme çağ- rısı olduğunu nerden bilsin Hüseyin. Hz. Hüseyin gel- meden Yezid'le anlaşan boy beyleri, kimi Horasan'a vali, kimi Mısır'a kumandan olma karşılığı, Küfe'de Hüseyin'in katline karar verirler. Hüseyin ve avanesi Küfe'ye vardığında, dağa sü- rülür, aç ve susuz bırakıldıktan sonra sağ kalanlar da kılıçtan geçirilir. ölüleri kazığa geçirerek şehirde do- laştırırlar. Bunların arasında üç beş yaşında bebeler de vardır. O gün bugündür Ali sevenler ve Ehl'i Beyt soyu, mu- harrem ayında kırk gün yas tutmakta, Hüseyin'in acı- larını paylaşmak kastıyla sırtlarına zincir vurarak kan akıncaya kadar kendilerini dövmektedirler. Onlar bu acıları tatma ritüelleri yaşarken öteki mezhepler bunu görmemekte, duymamakta, dışlamakta, direnmek- tedirler. Müslüman Araplarda Allah'a giden ekolün adı mez- heptir. Türkler Islamlaştıktan sonra dini ekoller de ge- lişir. Türkler Şaman kültüründen etkilendikleri için bu ekollerin adı tarikat olur (Allah'a giden yol). Yurttaşla- rın devletle irtibatı genelde tarikatlar üzerinden yapı- lır. Merkezi otorite arttıkça bunlar sufileşirler, merkezi otoritenin azaldığı zamanda muhalefet odağı olurlar. Anadolu'dahakarayışlarında, Islami kültürreferans alınırdı. Hak ve eşitlik isteği kurultay çağrısıylayapılır. Kurultay toplanır, hakan seçerdi (Tuğrul ve Çağrı bey- ler böyle bir kurultaydan çıkmışlardır). Anadolu isyan- larını genelde Alevilerörgütlemiştir. Çünkü onlarabas- kı ve adaletsizlik, dışlama, aşağılama daha çok yapı- lırdı. Ayaklanmalar bastırılır, her bastırma ve katliam sonucu aşağılanır, çürütülürdü. Bunlara ad takılırdı; Kı- zılbaşlar, Babailer, Başıbozuklar gibi... Muaviye ve Ali soyunun karşılaşması bir de Anado- lu'da yaşandı. Kesin tarihi bilinmese de 1603-1608 arasında Pir Sultan'ın katli en dramatik örneklerden biridir. Onu da kendi soyundan, oğulluğu Hızır Paşa katleder. Pir Sultan sanki bunu daha evvel görmüş gi- bi, "Her ağacın kurdu kendindendir" diye tarihe not düşmüştür ve tarih bir kez daha tekerrür etmiştir: Maz- lumun hakkını almaya çalışanlar bir kez daha katle- dilmiştir. Hak adalet isteyenler bir kez daha kana be- lenmiş ve tarih bir kez daha kılıçla yazılmıştır. Bir kez daha "kula kulluk" yazgı haline gelmiştir. Kurban bayramlarında yaşanan vahşeti görmeyen, algılaması zayıflamış, gül yüzlü Ismail'in katlini doğ- ru bulanlardan, Hz. Hüseyin'in katlini kınamasını bek- lemek safdillik olsa gerek. Kendi tarihimizle barışmak gerekiyor. Bunun yolu sakinleşip, konuşup anlaşmaktan geçer. Hz. Hüseyin ve bebelerin katlini kınamadan mezhepler arası barı- şı sağlamak mümkün mü? Dinler arası hoşgörü ve di- yalog başlattım diye gerim gerim gerinenler, korktuk- larıyla değil, korkuttuklarıyla barış ve hoşgörü yapa- bilirler mi acep? Felluce'deki kıyımı kınayacaksın, Necef'teki katliamı görmeyeceksin! Adama sormazlar mı: Gözün mü kör, kulağın mı sağır beyzadem!.. Haçlı Seferleri, kimi kimden ayırdı? Modern Haçlı- lar ayrım mı yapıyor? Senin derdin ne? Katil ad mı so- ruyor? Kan kırmızıdır, ama gözyaşının rengi yoktur. Emevi geleneği olan aşure dağıtma yerine onların acılannı paylaşalım, ellerimizi dostça uzatalım, anla- maya çalışalım, anlamaya... gurbuzcapan / eksev.org. tr Fax:0212 672 73 79 BULMACA SEUAT YAŞAYAN 1 2 3 4 5 6 7 8 1 2 SOLDANSAĞA: 1/Amerika ve Avustralya'da yaşayan, kür- kü makbul keseli hay- van. 2/ Bede- nin belden aşagı bölüm- lerini yıka- makta kulla- nılan tuvalet aracı... Argo- da çaba har- camadan elde edilen çıkar. 3/ Hayvanlara ^ vurulaıı daınga... Bir 2 hükümdarın yöneti- 3 mi altındaki halk. 4/ 4 Utku... Tarih öncesi- 5 ne dayanan efsane. 5/ 6 Aynı doğumda dün- 7 yaya gelen iki kar- 8 deş... Bovling oyu- 9 _ nunda, devrilmeye çalışılan şişe biçimindeki on tahtaya verilcn ad. 6/Ok... Tavuğun istenilen yere yumurtlamasını sağlamak için kullanılan beyaz taş. II Belirteç olarak kullanılan eylem soylu söz- cük... Bir göstenne sıfatı. 8/PierreLoti'nin bir ro- manı. 9/Yakacak odun için kullanılan, bir metrekü- pe eşıt ölçü birimi... Kalın su borusu. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/Ayırı şiijmanlık. 2/Tek deste kâğıtla oynanan bk tür iskambil oyunu... Satrançtabirtaş. 3/Ateş... Kü- pe ve yüzük taşı gibi süs eşyalannda kullanılan, mavi renkte değerli bir mineral. 4/"—'inesnaf çar- şısında / Bir bakırcı dükkânınm karşısuıda / Bed- reddinim bir ağaca asılı" (Nâzım Hikmet)... Kiriş- li bir çalgı. 5/Yiğit... Yer çatlağı. 6/Japon halk tür- külerine verilen ad... Yürekli, yiğit. 7/Atmaca ve doğana benzeyen yırtıcı bir kuş... Tavlada bir sayı. 8/Ustün... Olta ya da tuzağa konulan yem. 9/Su... Eskiden Karagöz oynatılan kahvelere verilen ad.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle