18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 25 ŞUBAT 2005 CUMA 14 KULTUR kulturt" cumhuriyet.com.tr Seslendirme sanatçılan ücretlerini 5 yıldır arttırmayan televizyon kanallarmı boykot ediyorlar EkranlardakaJitetehlikedeKültürScrvisi-Çizgi film kahraman- larından Hollyvvood ünlülerıne kadar pck çok karaktere sesleriyle can veren 450 seslendirme sanatçısı, iş durdur- ma karan aldı. Merke/i Ankara'da bulunan SES- BtR'in gencl başkanı HalukCömert, seslendirme sanatçılannın, meslek bir- liklennin öncülüğünde 1 Şubat'la ba^- lattığı 'iş seçmc özgürlüğünü kııllan- ma' eylemi ve nedenleri üzerine şıı açıklamayi yaptı: "450 seslendirme sanatçısı, kanallann 5 yıldır ücretlere herhangi bir zaııı yapnıamalarından (çeviri vc konuşmacı ücretleri) dolayı 'iş seçmc özgürlüklennr kuUamyor- lar. Ve /aıu isteğimizi kabul eden şir- ketlerle çaüşıyorlar. Aralık ayı sonun- da öncc şirketlere, sonra kanallara, zaııı yapılması için mektupla resnıi başvuruda bulunduk. Ve bu ücrctlcr- de TRT'nin fıyatlannı baz aldık lıak- sızrekabetoltnamasıiçin. 1 Şuhat'tan beri de aynı karaıiılıkla devam ediyo- ruz eylemimize. Bazı kanal ve şirket- ler spor yayınlarma yatınm yaparkcn sanatçının emeğiııe saygı göstermiyor- lar. Emek sömürüsüne karşı Seslendirnıedc, AB ııormlanna görc ikiııci sıradayız. Yayınların y1i/- de 60'ını seslendirilmişfîlmler olıış turuyor. MeslekBiıiiği olarak 'Oda' olabilmek için bir girişiıninıiz ola- cak. Bu, gcrektiğinde yaptırım ııy- gulayabilmek için gereklL Adı j^çen yaptınnılar da mesleğimizle ilgili gereken düzenlemeleriyapabilmck. 1- Türkçcnin doğru konuşulup doğru kullanılabilnıesi için nilelik- li çevinnen vc nitclikli seslendirme sanatçılan gerekir.Bunu denetleye- 5ES-BIR lfr«j«ı Smmiçkn Mestek 0W Haluk C önıoı t, I anıcr Karadağh ve Ar/u Balkan basın açıklamasında. bilmek isliyonız. 2- Işyeri kuşullannı denetJeyemiyo- ruz. Saglıksı/ ortamlarda yapılan işi denetjeyemiyoruz. 3- Ücretlerin diizenlenebilme- si, günün koşııllarına uygun hale getirilebilmcsi konu- sııııda önlenı almakistiyo- ruz. 4- Seslendirme sanat- çısı olabilecek kişilerin SESBİRtaralıııdan oııay- liiıııılasını. bu işi yctkin ki- şilerin yapmasının sağlan- masını istiyoruz. I iiın bu komüarda söz sa- lıibi olabilmek için oda olmakis- tiyoruz. Bu arada, ne acıdır ki iş ya- salannda 'seslendirme sanatçılığV bir meslek olarak geçmiyor. Böyle olduğu halde, bir meslek birliği var. Bu bir çelişkinin göstergesi." Seslendirme sanatçılarmı isyan et- tiren olayın emeklerinin karşılığını alamamak oldugunu dile ge- tiren Seslendirme Sa- natçılan Meslek Bir- liği (SESBİR) Is- tanbulŞube Baş- kanı Ali Gül, özel kanallara bu hizmeti su- nan taşeron fir- maların, rekabct nedeniyle kendi- lerini harcadığını be- lirterek tepkısini şöy- le dilc getınyor: "Yıllar- dır lllm seslendirmelerinde TRT'nin kıstaslan geçerliydi. Eskiden 90 daki- kalık yabancı bir tllmde başrol oyun- cusunu seslendiren seslendirme sanat- çısı 100 YTL, ikinci karakter 60 YTL, figüranlarsa 20 V11, alıyordu. Ancak son dönemde tlrmalar bi/i neredeyse bedava çanşmaya zorluyor. Biz de bu- nu kabullenmediğinıiz için seslendir- me yapmama karan aldık Onlar da bu işi sokaktan adanı toplayıp yaplıı ı- yorlar. Kalite düştü; bu, ekran için bü- yük bir kl ılikediı;" Herkes seslendirme yapamaz Bu ışı daha çok tiyatro oyuncuları- mn yaptığını, bu alanda özellikle Za- fcr Ergin, tstemi BetiL, Kenan Işık ve TamerKaradağh gıbi sanatçılann uz- man oldugunu, fakat onlann da düşük ücretler nedeniyle seslendirme işini bı- raktıklannı, yapanların da sadece ke- yıf için yaptıklannı söylüyor. Üyelerınden gelen şikâyetler doğ- Acndilerini isyan ettiren olayın emeklerinin karşılığını alamamak oldugunu dile getiren seslendirme sanatçılan, tepkilerini şöyle dile getiriyorlar: "Yıllardır film seslendirmelerinde TRT'nin kıstaslan geçerliydi. Ancak son dönemde firmalar bizi neredeyse bedava çalışmaya zorluyor. Biz de bunu kabullenmediğimiz için seslendirme yapmama karan aldık. Onlar da bu işi sokaktan adam toplayıp yaptınyorlar. Kalite düştü; bu, ekran için büyük bir tehlikedir." rultusunda TRT ücretlerini temel alan bir tarıfe hazırladıklannı belirten SES- BtR Yönetim Kurulu üyesi Halil Do- ğan, bütün özel televizyon kanallan ve taşeron şirketlere bu tarifeyi bıldir- diklerinı ve 1 Şubat 2005'ten başla- yarak bu taleplerini karşılamayan şir- ketlerle çalışmayacaklannı açıkladık- lannı dile getiriyor. Seslendirmenin, bu işin eğitimini alan kişiler, özellik- le de tiyatro sanatçılan tarafından ya- pılmasını ıstedıklerinin altını çizen Doğan, "Biz seslendirme yapmanın bir meslek oldugunu ve uyulması ge- reken kuraDanoldugunu düşünüyoruz. Her önünegelen bu mesleği yapamaz" dıye düşüncelennı açıklıyor. Seslendirme sanatçılan da taşeron fîrmalann kendilerini filmleri altya- zıyla ekrana getirip onlan işsiz bırak- makla tehdit ettiklerini öne sürdüler. 1.ULUSLARARAS1 ÇUKUROVA ÇOKSESLİ MÜZİK FESTÎVALİ 15-20 MARTTA YAPILIYOR Her şeye, tüm ilgisizliğe karşın festival : ÇETİN YİĞENOĞLU ADANA - Çukurova Müzık Dostlan Derne- ği (ÇUMDER), tanım yerindeyse her şeye kar- şın etkinliklerini sürdürüyor. Olanaksızlıklar, ılgisizlıkler,duyarsızlıklarkarşısındayılmayan ve Adanalı müzik dostlanna bir de küçük din- letı salonu kazandırmak üzere olan ÇUMDER, kendisinin ve Adana'nın ilk uluslararası müzik festıvalıni 15-20 Mart tarihleri arasında ger- çekleştiriyor. Hani, abartılı bulunmasın, ama bu festivalin gerçekleştirilmesi adeta mucize gibi bir şey ol- du. Festival giderleri, sözcüğün tam anlamıyla sineğin kanadından yağ çıkartıiarak karşılandı. Bunda, nasıl olmuşsa burjuva kimliğini para- sal açıdan elde etmiş, ama kültüründen haber- siz bazı kişilerin etkin mevkilerde bulunmasi ya da işadamı sıfatıyla gezinmesinin büyük rolü yad- sınamaz. Dünyanın her yerınde çalışmalan bir • Çukurova Müzik Dostlan Derneği 'nin (ÇUMDER) düzenlediği, Adana 'nın ilk uluslararası müzikfcstivaünde, Rus kökenli Amerikah ünlü piyanist Martin Berkofsky 'nin yanı sıra, Lefkoşa Türk Belediyesi Oda Orkestrası ve Çukurova Üniversitesi Konservatuvarı Korosu ile Lalecan Özay, Eddi de Nadai, Cem Idiz, Hülya Savaş, Pelin Halkaa ve Rıışen Güneş "m de dinletileri var. yıl öııcesinden başlatılan bir festival için, zaman bilincinden yoksurı bu kişilerin düzenleme ko- milesini savsaklamalannı mı anlatmalı, biryer- lerden kopya çektikleri "wine wine politika- srna uygun davranarak festıvale koyacağı üç kuruşluk katkı karşılığında ne kazanacağını sor- malannı mı anlatmalı ya da hiçbir konseriııe oıı bin dolar almadan çıkmayan Rus kökenli Ame- nkalı ünlü piyanist Martin Berkofsky gibi bir sanatçının Adana'da ücretsiz konscr vermesin- dekı derin anlamı nasıl anlatmalı? Sanırım en iyisi, bazı kişilere bunu anlatmaya çalışmakye- rine; "Her şeye karşın uluslararası fesövar de- yip geçmeli. Çünkü, bu kentin neden yoksulla- şıp geri kaldığını anlamak için bir sanatsal et- kinlik düzenlemeye kalkmak bile yeterli. "Her şeye karşın festival 11 Lefkoşa Türk Be- lediyesi Oda Orkestrası'nın konseriyle açılıyor. İlk bölümde kemanda Esra Önöz ve Gürel Kır- mızıoğlu ile viyolada Ersen Sururi ve vryolon- selde Ayşe Sadık'tan oluşan yaylı dördül Dvo- rak, Borodin-Korsakov ve Mozart'tan yapıtlar sunacak. Konserin ikinci bölümünde ise obu- ada Oskay Hoca, klarnette Ebru Pcndogomolu ile fagotta AliSuyolcu'dan oluşan üflemeli üçül Mozart, Vivaldi ve Haydn seslendirecek. Mar- tin Berkofsky ikinci gün çalacak. Repertuvan- nı Liszt 5 in yapıtlanndan oluşturan Berkofsky Adana'dakaldığı süre içinde Çukurova Üniver- sitesi Devlet Konservatuvan öğrencilerine de bir piyano uzmanlık (master) kursu verecek. Üçüncü gün Lalecan Özay (keman) ile Eddi de NadaTnin (piyano), dördüncü gün Çukuro- va Üniversitesi Konservatuvan Korosu'nun din- letisine ayrılmış. Koro, şef OğuzÖztürk'ünyö- nctımınde Türk ve dünya koro edebiyaündan seç- me yapıtlar sunacak. Beşinci gün Cem İdiz ile Hülya Savaş'ın. lki tanınmış sanatçı, metin dü- zenlemesini HalukIşık'ın yaptığı "BirYaşam- dan ve Bir Sahneden" başlıklı çalışmalanyla çı- kacaklarAdanalı müzik dostlannın karsısına. Fes- tivalin kapanış konserini ıse Pelin Halkacı (ke- man) ile RuşcnGüneş(viyola) gerçekleştirecek. lki sanatçı Martinu, Mozart ve Milhaud'dan keman ve viyola için yapıtlannı seslendirecek- ler. Bu arada, salonun da festivale yetiştirilme- sine çalışılıyor. KUITUR • SANAT www.perareklam.com.tr • (0212) 293 89 78 KADIKÖYCINEMA PARADISO C I N E 2 1 & 1 1 ESKI HOLLYWO0D SİNEMASI SADECE 5 YTL 25ŞUBAT^UMA-PAHİTİBARENI H\R \I)HMRO I 24 ŞUBATPtRŞEMBE |21:00) 1 03 M*BT PEBŞEMBE (21:00) 26 ŞU8AT CUMARTESİ (11:00) | rö^MART CUMARTESİ (11:00) YONETMEN ALEJANDROAMENABAR 2DALDAOSCARADAYI EN İYİ YABANCI FİLM DAHİL) WL\YÖHETMEN LARS VON TfllEH • " 1 .11AVRUPA • EUROPA 11 »Ç GOZUNU • ABRE LOS W0S TAM BILET: 7 YTL • OGRENCI: 6 YTL • PAZARTESI ve ÇARŞAMBA İNDIRIMLI: 6 YTL BAHARİYE CADDESİ SAKIZGÜLÜ SOKAK N0.31 KADIKÖY - İSTANBUL TEL.: 0216. 348 20 99 ' bulutilan beklerkBnYÖNETMEM: >|EŞÎM USTAOĞLU Rüçhan Çalışkur Rıdvan Yağcı , îsınail Baysan EFES c F E S P ' l s e n ' i n k ü l t ü r v e s a n a t a k a t k ı l a ı ŞamşunKonak 0362-43124 71 1400-160a Diyarbakır Dilan 0412-222 31 60 1130-1330- MuglâZeybek 0252-214 13 58 1130-1330- Fefhİye Hayal 0252-612 13 14 1200-1415 Samsun Galaxy 0362-230 68 30 1230-1430 RîzeVizyon " 0464-214 92 70 1300-1530' 1800-2000 1530-1730-2130 1600-1830^100 1630-1845-2100 1630-1830-2030 1800-2030 BULUTLARI BEKLERKEN "50 yıl boyunca sırtına yuklennn sırların, sozlerin yüküyle yaşamak 7orunda kalmış bir kadının, iç hesaplasmasını, ıç yolculuğunu anlatan ""Bulutları Bekleıken" fılmı; kuçuk bir liman kasabası olan Tireboluda yonı bır güne, gün boyunca surecek sessizlıkle b»»lar insanın geçmişine yönelik sorularnetür yaralar açabilir? Ayse'nin, Selma'nın gölgesinde ^urdurduqü korunaklı, sevgi dolu 50 yıllık sessız dunyj^ı, kımselerın bilmediği hangi acıyı, hangı sını saklamaktadır? Ayse'nin masallarla süslediğı ıc dunyasının gizermli hıkayclrn, kücük Mehmefın duslerle dolu çocuk dünyasını Karadenız'ın buyulu daglarırıdd nasıl etkıler; Mehmet, Ayse'nin anlattığı masallaıla duş ve geıçeğın arasında gidıp gelirken ve bu dünyasını, babasının kuşkulu ölümu ile yersiz yurtsuz kalan içi yaralı arkadaşı Cengiz'le paylaşırken, kasabaya gplfn gizemli yabancı, Rus ajanı b.jrıdıkları Tanası^, gerçekte Sovyet Rusya'dan gelıp konakladığı bu küçük Karadeniz kasabasında guçmı^ın hangı izlerini sürmektedir? Mehmet hıç bılmeden Ayse'nin sırlarla dolu sessızlıgının kapısını nasıl oıalayacaktır7 " www bulutlarıbeklerkpn r.onn •IRJOHNSAYLESFIU.1 ımlHIH •«•.««HtSdiB Beyoğlu ALKAZAR 2932466 11:30-14:00 16:30 -19:00 21:30 AltunizadeCAPİTOLSPECffîUM 14 6513330 12:50-16:00-18:55-21:40 Metropolitan Operasının sanatçısı Ara Berberian öldii • FLORIDA(AA)- New York Metropolitan Operası'nda, 20 yıl çalışan şan sanatçısı Ara Berberian, 74 yaşında yaşammı yitırdı. Berberian'ın eşi Girmy, sanatçının evlerinde gcçirdiği kalp krizi sonucu pazartesi günü öldüğünü söyledi. Detroit doğumlu Berberian, canlandırdığı 100'den fazla role kattığı sıcak ve şiirsel yorumla tanınıyordu. Berberian'ın en önemlı pertbrmansı olarak Mozart'ın 'Saraydan Kız Kaçırma' operasındakı Osmin ve Rossını'nin 'Sevil Berberi' eserindeki Don Basilio rolleri sayılıyor. Akademik ve müzik eğitimi görmeyen Berberian, Michigan Üniversitesi'nde ekonomi ve hukuk okudu. Şarkı söylemek için New York'a gelen Berberian, New York Cıty Opera, San Francisco Opera ve Michigan Opera Theatre'da da çalıştı. YAZIODASI SELİM tLERt Istanbul'da Okuduğum Bazı Kitaplar (4) Galatasaray'a giderken, Atlas sinemasını geçin- ce, köşedeki Hasan Itriyat'tan birçok kez söz aç- tım. Fakat zaman ne kadar merhametsiz ki, hem orası kaybolup gitti, hem de ismi bende silindi: Bir 'Hasan' var ama, ıtriyat mı, kolonya mı, rayi- ha mı, bilemiyorum... Camekânındaki süslü püslü kolonya şişelerine, hele menekşe kolonyasının kurumlu şişesine bak- tıkça, Fahim Bey ve Biz'e birkaç sayfa eklemek isterdim: "Fahim Bey'in Kolonyaları"... Fahim Bey ve S/z'i baştan sona okumuş değil- dim. Sadece, ortaokul ders kitabımızda yer alan bölüm. Hani, Fahim Bey'in elbiseleri, çeşit çeşit kostümleri uzun uzadıya, hüzünler içinde, hüzün- lendire hüzünlendiririle anlatılır. Yalnızca o bölü- mü okumuştum. Ama, giysilere bunca düşkün Fahim Bey'in evin- de elbette kolonyalar da çeşit çeşit olmalıydı... Yazarlara ve eserlere hayranlığım dinecek gibi değildi. Işte, Abdülhak Şinasi Hisar'ı yalnızca bir yazısıyla, romanının birparçasıyla severken; onun o sılalı dunyasının yanı başında Refik Halid'in Çağ- layan Yayınları'nca basılmış, bir liralık Bugünün Saraylısı'na da keyiflerle, tatlarla bağlanıyordum. Hele bu romandaki balo sahnesi, Florya Plajı betimlemesi pek çekid gelirdi. Florya'daki plaj- lara her gidişimizde, zamanı geriye almaya çalı- şır; Bugünün Saraylısı'nn yazıldığı yıllara döner, Florya plajlarını öyle, o günlerde görmeyi dener- dim. Anlayamadığım şey; Cağaloğlu'na gidip gel- dikçe, Refik Halid'den yeni yeni kitaplar edinmiş olmama karşılık, Abdülhak Şinasi'nin eserlerini o dönemlerde bir kez bile aramamış, araştırmamış olmam. Fahim Bey'in giy giy eskitilemeyen kostümleri capcanlı yaşayıp duruyordu ama, Abdülhak Şi- nasi'nin Fahim Bey için başka neler yazdığını ne- dense merak etmemişim. Boğaziçi Mehtapları yazarını, ancak liseyi biti- rirken, Varlık Yayınları toplu eserini yayımladığın- da edinip okuyabildim. Çamlıca'daki Eniştemiz ise Istanbul dışında okunmuştur. Avşa'ya gitmiştik. Yanımda, başla- yıp başlayıp hep yarım bıraktığım Çamlıca'daki Eniştemiz vardı. Avşa'da, gün inerken, pansiyo- nun küçük bahçesinde okudum. Kitaplara açlığım daima ve karmakarışık sürdü. Mesela Kafka ve Sartre tutkunluğum sırasında, Oktay Akbal'ın Suçumuz Insan Olmak romanı, Nezihe Meriç'in öyküleri, Attilâ llhan'ın Sahaf- lar'dan binbir güçlükle bulduğum SokaktakiAdam'\ Amerika'y\a, Duvar'ia iç içe okunmuştur: Üç say- fa Amerika, beş sayfa Topal Koşma... Suçumuz Insan Olmak'tak\ mutfak pencere- si... Bir sokağa açılan o pencere ve sokaktan ge- çenlerin perdelere bakıp durması, sokaktan giz- lenmek isteyen mutfak beni gün günden etkiler- di. Sahaflar'da güzelim Elif Kitabevi'ne gidip ge- lirken, yaz sonu akşamı, Oktay Akbal'dan bir ha- zine daha keşfedecektim: Şair Dostlarım. Türk- çenin en güzel portre kitaplarından biridir Şair Dostlarım. Ve doğrudan doğruya Elif Kitabevi'nin yayınıydı. Hem alçakgönüllü hem ağırbaşlı kapağı bugün beni daha çok etkiliyor. Neredeyse, "Edebibirka- pak" diyeceğim... Şair Dostlarım'\n Ziya Osman Saba'ya ayrıl- mış sayfaları yürek yakar. Bu yazıyı pek çok oku- dum. Dil bilinci üzerine katıldığım söyleşiler, tar- tışmalar vardı bir dönem. Oktay Akbal'ın yazısını o dönemde pek çok kişiye de okutma imkânı bul- dum. Zaten her geçen gün Oktay Akbal'a biraz da- ha hayran oluyordum. GariplerSokağı, Bizans De- finesi, Berber Aynası derken, Teşvikiye'deki ki- taplıkta özel bir Oktay Akbal köşesi! Dahası Camus'nün Veba'sını, Oktay Akbal çe- virmiş olduğu için okumuştum. Kendi kendime, Oktay Akbal çevirmişse çok güzel, çok değerli bir romandır, diyordum. "EsterileRosa"n\n hikâyecisi, şimdi benim "bir numaralı" yazarımdı! öneriler: Albüm / 5555 Afişle Türk Sineması, Türker Ina- noğlu, Kabalcı Yayınları, 2005. (Türksinemasının adeta canlı tarihi!) K Ü L T Ü R İ Ç t Z İ K K  M İ L M A S A R A C I
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle