Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 21 ŞUBAT 2005 PAZARTESİ
HABERLER
Hükümet, Cumhurbaşkanı Sezer'den dönen Kamu Yönetimi Temel Yasası'nı fiilen yaşama geçiriyor
Vetolu yasaya AKP çözümüEBRU TOKTAR
ANKARA - Hükümet, Cumhur-
başkam AhmetNecdetSezer'in ana-
yasaya aykın bularak veto ettiği Ka-
mu Yönetimi Temel Yasası'nı, ba-
kanlıklann teşkılat yasalan üzerin-
den fiilen yürüdüğe koyuyor. Bu
amaçla Milli Eğitim Bakanlığı, Ta-
rım ve Köyişleri Bakanlığı ile Sivil
Havacılık Gencl Müdürliiğü'nün teş-
kilat yasaları değiştirilerek velolu
Kamu Yönetimi Temel Yasası'nın il-
kelerine göre düzenlendi.
AKP iktidarı, Kamu Yönetimi Te-
mel Yasası'nın Cumhurbaşkanı Se-
zer tarafından veto edilmesine karşın
düzenlemeyi farklıyollarlauygulama-
ya geçirmekte ısrar ediyor. Bakanlık-
ların teşkilat yasalarını değiştirme
stratejisini izleyen AKP iktidan, Ka-
• AKP hükümeti, Milli Eğitim, Sivil Havacılık ve Tanm yasa tasanlannda,
Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'in anayasaya aykın bularak veto ettiği Kamu
Yönetimi Temel Yasası'nın ilkelerine göre düzenlemeler yaptı.
mu Yönetimi Temel Yasası'nı fiilen
yürürlüğe koymayı amaçlıyor. Baş-
bakanlık, bakanlıklara gönderdığı uya-
n yazısında; düzenlcmelenn Kamu
Yönetimi Temel Yasası'na göre ger-
çekleştirilmesini istcdi. Buna göre,
yasal düzenlemeleri tamamlanan ve
Bakanlar Kurulu'nda imzaya açılan
Tanm ve Köyişleri Bakanlığı, Milli
Eğitim Bakanlığı ve Sivil Havacılık
Genel Müdürlüğü'nün teşkılat yasa-
larında, Başbakanlık'ın uyansı üze-
rine Kamu Yönetimi Temel Yasası'na
göre değişiklikJere gıdildi. Bu deği-
şıklıkler şöyle:
• Bakanlıklann merkez teşkilatla-
rında; miisteşarlık, gencl müdürlük,
başkanlık, daıre başkanlığı vemüdür-
lüklergibı ana hızmet birimleri olacak.
•' Bu ana hizmet birimlennın dı-
şında, bakanlık danışma bınmlerıyle
yardımcı hızmet birimleri kurulacak.
• Bakanlık danışma birimleri,
"Strateji Ccliştirme Başkanlığı, Hu-
kuk lYlüşavüüği ile Basın ve Halkla
İlişkilerMüşavirliği"'nden oluşacak.
Strateji Geliştirme Başkanlığı, ba-
kanlığın yönetimi ve hizmetlenn ge-
liştınlmesiyle peıformansına ıhşkin ve-
rilerı toplayacak. Performans ve ka-
lite ölçütleri geliştirecek. Hukıık mü-
şavırlıkJeri, sözleşmelı personelin iş-
lemlerini yüriitecek.
• Yardımcı hızmet birimleri "İn-
san Kaynaklan Daire Başkanlığı ile
Destck Hizmet Birimleri" admı ala-
cak. Insan Kaynaklan Daire Baş-
kanlığı, "personel genel müdüriük-
lerinin" yerini oluşturulacak. Ba-
kanlığın insan gücü politikasını be-
lirleyecek. Bakanlık personelınin
atama, nakıl, terfi, ücret, emeklılik
ve benzen rüm özlük işlemlerini yü-
rütecek. Bakanlık teşkilatının eği-
tim planını hazırlayacak ve değerle-
direcek. Bu başkanlık, bu yönüyle
hizmetıçı eğitim daire başkanlıkla-
nnı da ortadan kaldıracak.
• Sivil savunma müdürlükleri ile
Idarı ve Mali tşler Daire Başkanlığı
yerine bu ışlen yürütecek "Destek
I li/nıdleri Diiiı c Başkanlığı'' öngörü-
liiyor. Bu başkanlık; satınalma, kira-
lama, bakım ve onarını, arşiv, sağlık
ve benzeri her türlü idan ve mali hiz-
meti yürütecek Bakanlıklann, sivil sa-
vunma ve seferbcrlik hizmetlerıni de
yürütecek olan bu bırını, önemli gö-
revlere sahip olacak.
1/ Sıvıl Havacılık Genel Müdüıiü-
ğü Teşkilat vc Görevleri Hakkında
Yasa Tasansı'nda "Sözleşmeli perso-
nel" sistemi getiriliyor. Buna göre;
genel müdür, genel müdür yardımcı-
lan, daıre başkanlan, şube müdürle-
n, teknik denetçi ve uzmanlar kadro
karşılığı diğerpersonelsc sözleşmeli
statüde çalışacak.
KAYMAZLAR'IN ÖLDÜRÜLÜŞÜ
Kızıltepe
davasına
vekîl ilgisi
MAHMljfORAL
DİYARBAKIR-Mardin'in Kızıltepe ılçesinde 12
yaşındaki ilköğretim öğrencisi UğıirKaymaz ve
kamyon şoförii babası Ahmet Kaymaz'ı "terörist
olduklan" gerekçesiyle öldüren polislerin
yargılanmalarına bugün başlanıyor. TBMM İnsan
Haklan Komisyonu üyesi milletvekilleri ve
demokratik kitle örgütlerinin büyük ilgi gösterdiği
davaya, başka kentlerde görevlendirilen sanık
polislerin katılmayacağı belirtildi. Diyarbakır
Valiliği'nin bir çocuk parkına Uğur Kaymaz'ın
adının verilmesıni kabul etmemesı ise tepki çekti
Kamuoyunda büyük yankı uyandıran Kızıltepe
davası bugün Mardin 2. Ağır Ceza Mahkemesı'nde
başlayacak. Uğur ve Ahmet Kaymaz'ı 21
Kasım'da, "Resmen görevli olduklan sırada yasal
silah kullanma ile yasal savunma sınmnı aşarak
— — — - ^ — — . faili belli olmayacak
şekilde öldürmek"
suçlamasıyla toplam 42
yıl hapis istemiyle
yargılanan sanık polisler
Seyit Ahmet Töngel, Salilı
Ayaz, Yaşafettin Açıksöz
ve Mehmet Karaca
duruşmaya
katılmayacaklarını
açıkladılar. Töngel'in
Bursa, Ayaz'ın Mersin,
Açıksöz'ün lstanbul ve
Karaca'nın Kocaeli'de
görevlendirildiği
'• belirlenirken TBMM
İnsan Haklan Komisyonu üyesi CHP Mersin
Milletvckili Uüseyin Güler, ilk günden itibaren
olayın takıpçisi olduklannı ve bazı
milletvekilleriyle birlikte bugünkü duruşmaya
katılacağuıı belirtti. ÎHD, bölge baroları,
sendikalar, sivil toplum örgütleri temsilcilerinin de
izleyeceği duruşma için DEHAP üyelerine katılım
çağrısında bulundu. Kızıltepe'de her pazar günü
gerçekleştirilen protesto gösterisi dün yine
DEHAP ilçe binası önünden başladı. Cumhuriyet
Meydanı'na kadar sessizce yürüyen yaklaşık 200
kişi, faillerden hesap sorulmasını istedi. Öte
yandan Uğur Kaymaz'ın anısını yaşatmak için
Diyarbakır Suriçi Belediyesi'nin mahalle arasına
yaptırdığı "UğurKaymazÇocukParkı"nm adına,
il valiliğinden itiraz geldi. Suriçi Belediye Başkaııı
Abdullah Demirbaş parkın adının dcğiştinlmesi
istemine tepki göstererek "12 yaşındaki bir
çocuğun terörist olamayacağını Sayın Başbakan
bile ifade etti. Öyleysc 12 yaşında öldürülen bir
çocuğun isminin parka verilmesinin
onaylanmaması mümkün değil. Gerekirse yeniden
nıeclis karan alacağız" dedi.
• 12 yaşındaki
ilköğretim öğrencisi
Uğur Kaymaz ve
kamyon şoförü
babası Ahmet
Kaymaz'ı "terörist
olduklan"
gerekçesiyle
öldüren polislerin
yargılanmalanna
bugün başlanıyor.
Grup Yorum üycleri tutuklamaları protesto için mii/ik aletlerini zinciıkdi. (Fotoğraf: GÖKÇE UYGUN)
Üç müzisyen arkadaşlannın tutuklanmasını protesto ettiler
Grup Yorum özgürlük istedi
lstanbul HaberServisi-Müzik hayatının20. yılını
kutlayan Grup Yorum, tutuklu olan 3 müzisyen-
lerinin serbet bırakılmasını istedi.
Taksim AtatürkKültür Merkezi (AKM) önünde
bir araya gelen Grup Yorum müzisyenleri,
tutuklamaları protesto amacıyla müzik aletlerini
zincirleyerek yere bıraktı. Tutuklu buluııan lhsan
Cibelik, Muharrem Cengiz ve Ali Aracı'nın
fotoğraflarını taşıyan grup, "Grup Yorum'a
özgürlük", "Grup Yorum sıısturulamaz",
"Türküler susnıaz halaylar sürer" sloganlarını
attı. Grup adına basın açıklaması yapan lnan
Altın, 20 yıllık Grup Yorum tarihinın aynı zamanda
direnişinin de tarihi olduğunu belirterek "20yıIdır
ezilenlerin kurtuluş türkülerini söylüyoru/. 20
yıldır susturnlak istiyorlar sesimizi, konscrlerimizi,
kasetlerimizi yasaklıyorlar, enstrümanlaı ııııızı
parçahyorlar, bestelerimize el koyııyoı lar" dedi.
Altın, Grup Yorum'un tutuklu elemanlarının
bırakılmasını istediklerini vurgulayarak
"Muharrem Cengiz, 25 Şubat'ta saat 11.00'de
fstanbul 11. Ağır Ceza Mahkemesı'nde
yargılanacak. Ve yine Grup Yorum dinleyicileri
dolduracakmahkcme salonunu. Yıldönümümüzü,
arkadaşlanmızın hakveözgürlüklerinc adıyoruz"
diye konuştu.
Altın, kendilerine destek olmak ısteycn herkcsi
22 Şubat Salı günü saat 20.00'de Muammer
Karaca Tiyatrosu'nda yapılacak geceye çağırdı.
Açıklamanın ardından Gnıp Yorum müzisyenleri
ve Grup Yorum Korosu elemanları, kısa bir dınleti
sundu.
'AKP'den kopmalar sürecek'
DYP'ye katıkın Reyhan Balandı, AKP'yi Türkiye'yi aydınlıkyannlara
taşryacakinsanlann durabileceğibiryerolmadığıiçin terkettiğinisöyledi
Mehmet Ağar.
BALIKESİR-DYP Genel Başka-
ııı Mehmet Ağar, AKP'nin kendisi-
ııi iktidara taşıyan kitlelere ihanet
içinde olduğunu söyledi. DYP'ye ka-
tılan Afyon Mılletvekili Reyhan Ba-
landı da AKP'yi, ilkeli, namuslu, şe-
refine düşkün, Türkiye'yi aydınlık
yarınlara kavuşturacak insanlann du-
rabileceğı bir yer olmadığı için terk
ettiğinı söyledi. Birçok milletvekili-
nin rahatsızlık duyduğunu belirten
Balandı, AKP'den kopmalann devanı
edeceğıni söyledi.
Ağar, Balandı ve yine AKP'den ay-
nlanDenizli Milletvekilı ÜmmetKan-
doğan'la birlikte DYP'nm Balıkesir
ıl kongresinc katıldı. Kongrede di-
van başkan yardımcıhğını üstlenen
Balandı, partililenn ılgi odağı oluıken
ayrıldığı partisine sert eleştirilerde
bulundu. Kopmalann devam edece-
ğıni belirten Balandı, "AKP'de ra-
hatsızolan çokarkadaşvar. İktidar ni-
metini tepip gelecek çok arkadaşumz
var. Bunlan sizler de göreceksiniz"
diye konuştu.
Ağarda, "Attınızluttunuzvıllarca,
gelip faizcilerin, rantiyecilerin iktida-
rı oldunuz. Fakir liıkaı ayı, kimsesizi
unuttunuz" dedi. Ağar, iktıdarın
Brüksel ve Washington'dan gelen ta-
limatlarlaülkeyi yönettiğini savundu.
IHD
Gönültaş
dnayetini
inceliyorMERSİN
(Cumhuriyet) - İnsan
Haklan Derneği (İHD)
Genel Başkanı Yusuf
Alataş, Mersin'de
Abdullah Öcalan lehine
düzenlenen
gösterılerde yaşamını
yıtiren 19 yaşındaki
Ümit Gönültaş' ın
güvenlik güçlerince
öldiirüldüğüne ilişkin
cıddi kuşkular
bulunduğunu söyledi.
Alataş, Gönültaş'ın
ölümüyle ilgili
Mersin'de
incelemelerde bulundu.
Olayda devletin
sorumluluğunu
tartışmayacağını
belirten Alataş, "Bu
ülkede bir yurttaşın
burnu kanasa bundan
devlet sorumludur.
Heniiz yaşanunın
bahannda olan bir
gencimiz öldürüldü.
Hemen ardından
paramiliter güçler
tarafından iki çocıık
kurşunlanarak
yaralandL Birinin
yoğun bakunda tcdavisi
hâlâ sürüyor" dedi
Ümit Gönültaş'ın
güvenlik güçlerince
öldürüldüğüne ilişkin
cıddi kuşkulan
bulunduğunu
vurgulayan Alataş,
Mersin'de tehdit ve
baskı ortamı olduğunu
savundu. Alataş, olayın
görgü tanıklan varsa
bile baskılar nedeniyle
konuşamayacağını
belirterek "Devlet
görgü tanıklanna
güvence vermiş değil.
Devlet görgü
tanıklanna
güvenliklerinin
sağlanacağma dair
güvence vermeUdir.
Aksi takdirde bu
ölünıün sorumlusu
devlet olacaktır. fiu
sorun burada
çözühnezse uluslararası
platformda takıpçisi
olacağız" diye konuştu.
IR NOKTA5//ORAL ÇALIŞLAR oralcalislar@cumhuriyet.com.tr
LEFKOŞA-Pazarsabahı... KıbnslıTürk
seçmenler oylarını kullanıyorlar. Siz bu
yazıyı okuduğunuzda seçimlerin sonuç-
lan belli olacağı için şu anda söylenecek
sözlerin çok da önemi kalmayacak.
Cumartesi günü, seçimlere hazırla-
nan Kıbrıs'ın Dipkarpaz yöresine doğ-
ru bir yolculuk yaptık. Yolumuz üstün-
de çok eski arkadaşım Erdoğan Öz-
balıkçı'nın Theresa lokantasına uğra-
dık. Erdoğan, siyasi duyarlığı olan ve
itiraz etmekten çekinmeyen bir arka-
daşımdır. "CTP'yison kez destekliyo-
rum, bakalım bir şeyler yapabllecek-
ler mi?" diyerek seçimdeki tutumunu
açıkladı.
Şener Levent'le görüşmemizde Rum
tarafındaki Politis gazetesine her gün
yazı yazdığını söylemişti. Erdoğan da
Politis'e haftada bir yazı yazdığını belirt-
ti. Sınırın açılmasından bu yana Kıbrıs'ın
Türk ve Rum aydınları arasında gidiş
gelişlervefikiralışverişlerinin oldukça iler-
lediği anlaşılıyor. Erdoğan, Rum kesi-
Kıbns'tan Manzaralar
minde kendi çocuğunun da okuduğu
bir Ingiliz okulunun yönetim kurulu üye-
lerinden birisiydi. Çok kaliteli bir eğitim
verildiğini anlattı.
Kıbrıs Rum tarafının Komünist Parti-
si AKEL, Annan Planı'na hayır denilme-
sinde tayin edici bir rol oynamıştı. Kıb-
rıs Türk tarafının sosyalistleri AKEL'le
konuşuyorlar. Partinin neden hayır de-
diğini anlamaya çalışıyorlar. Yine anla-
tılana göre AKEL'in Siyasi Bürosu, refe-
randum öncesi Annan Planı'na "evet"
denilmesi kararını alıyor. Bundan telaş-
lanan partinin Genel Sekreteri Hristofi-
yas, bunun üzerine genişletilmiş Parti
Meclisi'ni topluyor ve "Hayır" kararını
çıkartıyor.
• • •
Edindiğim bir başka izlenim ise ka-
pıların açılmasıyla birlikte iki tarafın ay-
dınları arasında ciddi bir gidiş geliş ol-
muş. Birçok konuyu yıllardan beri ilk
kez yüz yüze, baş başa konuşmak ola-
nağı bulmuşlar. Birçok konuda da es-
ki önyargıların yıkılmasında epeyce
mesafe almışlar. Bu gidiş gelişler şim-
di de sürüyor. Ancak, başlangıçta olu-
şan iyimser hava giderek yerini tered-
dütlere bırakmaya başlamış. Şimdi çö-
züm konusunda daha karamsar bir ha-
vadan söz edilebilir. Çünkü iki tarafın
siyasilerinin de bu işi çözemeyecekle-
ri gibi bir izlenim edinmişler.
Yine söylenen önemli noktalardan bi-
risi, Kıbrıs sorununun çözümünde hâlâ
Türkiye'nin kilit ülke konumunda oldu-
ğu. Şu andaki CTP-DP yönetimini eleş-
tiren ve daha radikal banş adımlannın atıl-
masını isteyenler, Türkiye'nin bazı adım-
laratabileceğini düşünüyorlar. örneğin,
Kıbns'taki Türk askerinin gücü ve yetki-
leri onların eleştirilerinden birisini oluş-
turuyor.
Ancak, aynı eleştiriler şimdi yavaş ya-
vaş Rum kesimine yönelik de yapılma-
ya başlanmış. Rum kesiminde de sta-
tükocu bir durumun egemen olduğun-
dan kaygılandıklarını söylüyorlar.
Rumlann, izolasyonlann kaldınlması yo-
luyla köşeye sıkıştırılmalarının, statüko-
yu güçlendireceğini ve bölünmüşlüğün
tescil edileceğini iddia edenlere bile rast-
ladık.
CTR Kıbns'tahâlâ banşçı çözümün ola-
cağı fikrine dayanarak Kıbrıs Türk tara-
fını diri tutuyor. Türk tarafında hâlâ ba-
rış ve çözüm isteği güçlü bir istek ola-
rak varhğını sürdürüyor. Rum tarafında
da benzer bir eğilim olduğunu saptadık-
lannı söyleyenler bulunuyor. Ancak iki ta-
rafın da olmazsa olmazları nedeniyle bu
sürecin oldukça sancılı geçeceği ve kı-
sa vadede bir çözüme ulaşmanın da
kolay olmadığı görülüyor.
Dipkarpazyakınlanndaki Sipahi köyün-
de bir evin önünde durduk. Birlikte se-
çimleri izlemeye geldiğim Şinasi Haz-
nedar arkadaşım, bahçede çok güzel
mandalinalargördüğünü söyledi. Şina-
si, bahçedeki kadına seslendi. Kadın
anlamadı, çünkü burada kalmış olan
Rumlardandı. Şinasi'ye ağaçtan meyve-
leri koparıp verdi. Karadenizli olan Şina-
si birtanesini yediği acı turuncun, man-
dalina olmadığını anlamamıştı.
Biz bunun esprilerini yaparken 1974
sonrası bu köye yerleşmiş Karadenizli-
lerle karşılaştık. Onlar hâlâ barışçı bir
çözüm olurda biztopraklarımızı kaybe-
deriz korkusunu yaşıyorlardı.
Herkesin derdi farklıydı. Turunçla man-
dalinayı ayırt edebilmek de o kadar ko-
lay değildi.
2000'Lİ YILLARDA
ERDAL ATABEK
Yağan Karın
Öğretemediği...
Istanbul'a beş gün kar yağdı. Bu beş günde ya-
şananlar, aslında doğanın bizlere verdiği derstir
ama biz bu dersleri okuyamadığımız için sürekli ya-
kınmakla yetiniyoruz. Ülkenin birçok bölgesinde ay-
larcayağan karın yarattığı sorunların sonuçlannı da
görüyoruz.
Doğa, yağan karıyla, yoğun yağmurlarıyla, dep-
remlerle pek çok kez 'doğadan dersler'i verrnek-
tedir. Ancak bu dersleri okuyamayanlar, doğanın
değişikliklerini 'afet', 'felaket', 'beklenmedik fa-
cia' olarak yeniden yeniden yaşamak zorunda ka-
lıyorlar.
Istanbul'a yağan karın verdiği dersler nelerdi?
• En süslü, göz alıcı, kaygan zeminle kaplanmış
mağaza önleri, market girişleri birer tuzağa dö-
nüşmüştü. Buralardan kaymadan geçmek nere-
deyse olanaksızdı. Oysa, pürtüklü, kaldırım taşlı,
eski görünüşlü yerler kaymayı azaltan zeminlerdi.
Bu durum, 'Görünüşe aldanma'dersiydi. "Her
zaman göz alıcı olan, en yararlı değildir. Sen her
koşulda sana yararlı olacak araçları kullanmalı-
sın" demek istiyordu.
• Her zaman kullanılan lüks otornobiller işe ya-
ramaz duruma gelmişti. Oysa, kitle ulaşım araçla-
rı (otobüsler, trenler, vapurlar) seferlerini sürdürü-
yorlardı. Ders, "Ulaşımda kitle araçlarına daha çok
önem ver" idi.
• Günlük yaşamımızın dış koşullara ne denli ba-
ğımlı olduğu ortaya çıktı. Yaşamımız için daha ba-
ğımsız seçenekler üzerinde durmamız gerekir.
Ders, "Bu denli bağımlı olmamak için değişik öl-
çekte çözümler bul" diyordu.
• Ne denli dayanıksız olduğumuz ortaya çıktı. Bir
yere çıkılamadı, işe gidilemedi, okullar tatile girdi.
Ders, "Neden bu kadar dayanıksız olduğunu
anla, bu yanlışı düzelt" idi.
• Nasıl da hazırlıksız olduğumuz ortaya çıktı.
Hiçbir evde bir el küreği bile yoktu. Herkes cam-
lardan dışarıyı seyrediyordu. Çaresizlik ve hiçbir şey
yapmaya gücü olmamak çok anlamlıydı. Ders,
"Her şeye hazırlıklı ol. Siz her şeyi unutuyor ve ders
almıyorsunuz, hiçbir şey için hazırlığınız yok" idi.
• Her şey başkasından bekleniyordu. Belediye-
nin her şeyi yapması isteniyordu. Belediye de sü-
rekli olarak kendini savunuyordu. Hiç kimse birey-
sel sorumluluk almıyordu. Evinin önünü süpür-
mek, kaldırımlarda yürüyüşü olanaklı kılmak için so-
rumluluk duyan yoktu. Belediye de böyle bir çağ-
nyı düşünmüyordu bile. Sonuç, sokak aralannın gün-
lerce yürünemez olması oldu.
Ders, "Kendi evinin önünü süpürmeyenler, yü-
rüyecekyol bulamazlar" idi.
• Okulların tatil olması dayanıksızlığın, bunun
yarattığı sevinç ise, öğrencilerin hangi duygularla
dolu olduğunun işaretleri idi.
Alınacak ders "Öğrencilerinizi dayanıklı yetlşti-
rin ve okullarını sevdirin" idi.
• Hep başkasından bekleme, kendi birşey yap-
madan kendi dışındaki herkesi eleştirme alışkan-
lığımız her olayda olduğu gibi gene kendisini gös-
terdi.
Ders, "Başkasından beklemeden önce kendi-
nin ne yapacağını sor ve özeleştiri yapmayı öğ-
ren" idi.
Bu dersler, yağan karın da, yağmurun da, dep-
remin de, çeşitli doğa olaylarının de bize verdiği
derslerdir.
Bu dersleri alabiliyor muyuz, yoksa sıfır mı çe-
kiyoruz?
Karar vermek çok zor görünmüyor, değil mi?
e-mail: erdalatak(-7 superonline.com
faks:0 212 513 90 98
Diyarbakır Kürtçe Dil
Kursu ilk mezunlarını verdi
• DİYARBAKIR (Cumhuriyet Bürosu) - AB
Uyum Yasalan'nın çıkmasının ardından
Dıyarbakır'da açılan Özel Diyarbakır Kürtçe
Dil Kursu, ilk mezunlarını verdi. 240 kursiyerle
eğitime başlanan kurstan 140 kişi mezun oldu.
Dün düzenlenen sertifika törenine Büyükşehir
Belediye Başkanvekili Yusuf Akgün, Sur
Belediye Başkanı Abdullah Demirbaş,
Kayapınar Belediye Başkanı Zülküt Karatekin
ve çok sayıda davetli katıldı. Açılış
konuşmasını Kürtçe ve Zazaca yapan Kurs
Müdürü Süleyman Yılmaz, televizyonda yarım
saatlik Kürtçe yayınlarla dil sorununun
çözülemeyeceğini belirterek "Kendi dilimizi
biz de ihmal ettik" dedi
Demokrasi Platformu polisin
şiddet uygulamasını kınadı
• DİVARBAKIR (Cumhuriyet Bürosu) -
Diyarbakır Demokrasi Platformu, son
dönemlerde yapılan kitlescl gösterılerde polisin
uyguladığı şiddeti ve Mersin'de 19 yaşındaki
Ümit Gönültaş'ın öldürülmesini kınadı.
Diyarbakır Demokrasi Platformu Dönenı
Sözcüsü Ali Öncü dün düzenlediği basın
toplantısında Abdullah Öcalan lehine
düzenlenen gösterilerde polisin göstericilere
uyguladığı şiddet ve Mersin'de Umit
Gönültaş'ın öldürülmesi nedeniyle
kaygılandıklarını söyledi.
'4653 belgeseli' faili
meçhullerî anlatıyor
• DİYARBAKIR (Cumhuriyet Bürosu) -
Mehmet Hatman'ın Güneydoğu'da yaşanan
faili meçhul cinayetleri anlattığı belgescl filmi
"4653..."ün galası dün Diyarbakır Bağlar
Belediyesi Konferans Salonu'ndayapıldı. 1991
yılında İHD Diyarbakır Şubesi kurucusu Vedat
Aydın'ın öldürülmesi ile başlayan ve 70 dakika
sürcn filmın galasına DEHAP Genel Başkanı
Tııncer Bakırhan, Genel Başkan Yardımcısı
Orhan Miroğlu ve Musa Anter'in oğlu Dicle
Anter ile çok sayıda sivil toplum örgütü
temsılcisi katıldı. Birçok yakınının faili
meçhul cinayet ve yargısız infaza kurban
gittiğini belirten Mehmet Hatman, filmin
adının bölgede 4 bin 653 kayıp ve faili meçhul
cinayettcn aldığını söyledi.