Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
21 ŞUBAT 2005 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA
17
İran fıkrası
Fıkra, gazeteci
dostumuz Rahmi
Yıldırım'dan. O da,
Iranlı yazar Daryush
Shayegan'ın "Yararlı
Bilinç" adlı kitabından
almış:
Yıllarca ülkesinden
uzak kalmış Iranlı,
ülkesine
döndüğünde,
havaalanından evine
gitmek için taksiye
biner... Yoldaşoföre
tütüncüde durmasını
söyler. Taksici sorar:
- Tütüncüde ne
yapacaksınız beyim?
- Sigara alacağım...
- Sigarayı artık
camide satıyorlar
beyim.
- Camide mi? Yahu
cami Allah'ın evidir,
oraya ibadet etmeye
gidilmez mi?
- Hayır beyim, hayır.
İbadet etmek için artık
üniversiteye gidiliyor.
- Peki, o zaman
öğrenim nerede
yapılıyor?
- öğrenim hapiste
yapılıyor beyim.
- Hapiste hırsızlar yok
mu?
- Hırsızlar artık
iktidarda beyim...
Rahmi Yıldırım,
"Sakın yanlış
anlamayın" diye
uyarmayı ihmal
etmiyor:
"Fıkra Iran'da geçiyor.
Orası İran, burası
Türkiye."
IŞIK KANSÜ
Uretici sendikaları tartışmasıBirgrup üzüm üreticisi "Üzüm-Sen "adıy-
la bir sendika kurup Mart 2004'te Manisa Va-
liliği'ne başvurmuştu.
Türkiye'de bir örgütün adı sendika filan ol-
maya görsün. Mutlaka başına bir şey gelir.
Yıllar önce bugünkü kamu çalışanları sen-
dikalarının oluşmasına önderlik eden öğret-
men sendikası Eğitim-lş kurulurken de ba-
şına gelmedik iş kalmamıştı. Kapatma istem-
leri, yazışmalar, davalar, bürokratik işlemler
birbirini kovalamıştı. Üzüm-Sen için de "Sen-
dika mı, değil mi?" tartışması yapılmasa,
şaşırırdık zaten. öyle de oldu. Manisa Vali-
liği, "Üzüm-Sen sendika mı, değil mi?" di-
ye Çalışma Bakanlığı'na sordu. Bakanlık da
yanıt verdi: "Üzüm-Sen adlı sendikal oluşu-
mun kunıluş evraklannın incelenmesinde, ku-
ruculann Sendikalar Kanunu'nda öngörü-
len şartları taşımaması, işyerinde herhangi
bir işçi ve işveren ilişkisinin olmaması ne-
deniyle adı geçen kanun anlamında birsen-
dika olarak tanımlanması mümkün bulun-
mamaktadır. Üzüm-Sen sendikasının onay-
ladığımız uluslararası belgeler ve anayasa-
nın 90. maddesison fıkrası uyarınca sendi-
ka şeklinde örgütlenmesinde, tanımlanma-
sında yasal bir engel görülmemekte, ancak
toplusözleşme, grev ve buna benzer faali-
yetlerde bulunabilmesi ise iç hukukta dü-
zenleme yapılmasına bağlı bulunmaktadır.
Adı geçen sendikanın işkolu düzeyinde ve
Türkiye çapında 'Üzüm Işverenleri Sendika-
sı' şeklinde örgütlenerek, üreticilerin tek tek
bu işveren sendikasına üye olması ve işçi
çalıştırması halinde Sendikalar Kanunu'na
uygun biryapılanma sağlanabilecektir."
Tabii ya, Türkiye'de kurulsa kurulsa "işve-
ren sendikası" kurulabilir zaten artık!
Üzüm-Sen, farklı düşünüyordu. Biryazıy-
la, bakanlığın görüşüne karşı çıktı:
"Üzum-Sen kurucu ve üyeleri çalışan-ça-
lıştıran ilişkisi dışında üretim yapan küçük
ölçekli aile tarımı yapmaktadır. İşçi çalıştı-
ran büyük üzüm üreticisi çiftçiler sendika-
mızın örgütlenmeprofılidışındadır. Üzüm üre-
ticilerinin önemli bir kısmı ortakçı, kiracı gi-
bi sıfatlarla üretimyapmaktadır. Yine son dö-
nemde ortaya çıkan sözleşmeli üreticilikol-
gusu dayaygınlaşmaktadır. Ülkemizdeki ta-
rımın yapısı gereği de, küçük üreticilerin iş-
veren olarak tarifi sorunlu olup küçük üzüm
üreticilerinin işveren sendikası olarak ör-
gütlenmesi halinde hakları ve çıkarları ye-
terince korunmayacak, gelişmelerinin önü
kapanacaktır."
Üzüm-Sen, özetle diyor ki, bizi "işveren
sendikası" olarak değerlendirmeyi bırakın
da, değiştirilmesi gündemde olan Sendika-
lar Yasası'na "üretici sendikaları" ile ilgili de
düzenlemeler koyun...
CHP Uşak Milletvekili Prof. Dr. Osman
Coşkunoğlu, bir dizi soru önergesi ile
AKP'nin bilişim alanında Microsoft'a "e-
teslim" olmasını TBMM'ye taşıdı.
Coşkunoğlu, Başbakan'dan şu sorula-
rın yanıtlarını istiyor:
"Ülkemizde gerek e-dönüşüm (veya
e-devlet) bağlamında, gerekse de eğitim
bağlamında çok sayıda bilgisayar ilişkili
projelerin yürüdüğü ve çokgeniş birpa-
zarın oluşacağı ortamda, bu projelerde
kullanılacak ve geliştirilecekyazılımların,
kullanıcılan tek bir platforma (örneğin,
Microsoft Windows) mahkûm bırakma-
ması gerektiği hükümet politikası olarak
kabul ediliyor mu? Bill Gates'/'n ziyareti
e-teslimiyete karşı sorular
öncesinde, sırasında veya sonrasında
kendisiyle veya Microsoft şirketi temsil-
cileriyle sözlü veyayazılı biranlaşma ve-
ya işbirliğiprotokolüyapıldı mı? Yapıldıy-
sa içeriği nedir? Bill Gates, Istanbul'da
kurulmasıplanlanan teknokentin ilkkira-
cısı olma şeklinde bağlayıcı bir taahhüt-
te bulundu mu? Bulunduysa, bu taahhü-
dün ayrıntıları nelerdir? Microsoft, so-
mut olarak, ne zaman, hangi koşullarda,
ne karşılığında ve ne tür faaliyetler ama-
cıyla bu teknokentte yer alacak?"
Osman Coşkunoğlu, söz arasında Özal
dönemini anımsattı. Sözüm ona "çağ at-
lanan" dönemi yani. Kamusal, ulusal Te-
letaş'ın uluslararası Alcatel şirketine dev-
redildiği dönemi yani...
Coşkunoğlu, yıllar sonra Amerika'da
silikon vadisinde Türk mühendislerle kar-
şılaşmış. Araştırma geliştirme bölümün-
de çalıştıkları Teletaş özelleştirildikten
sonra Amerika'ya gelmişler, yepyeni ile-
tişim teknolojileri geliştiriyorlarmış!
Özal böyle "çağ atlatmış" Türkiye'ye.
Ulusal şirketi satarak, pırıl pırıl beyinlerin
göç etmesine neden olarak...
Şimdi de, onun mirasına sahip çıkan-
lar iktidarda. Bill Gates ile işbirliği proto-
kolü imzalayıp Türkiye'nin geleceğini tek
bir uluslararası tekele bırakıyorlar...
Osman Coşkunoğlu, "Amerika'da, Av-
rupa 'da sıkışan, yenipazahararayan Mic-
rosoft'u Avrupa ülkeleri reddediyorlar.
Çünkü, Microsoft ürünlerinikullanmanın
-izleme, gözetleme gibi- güvenlik açısın-
dan da sakıncaları bulunuyor. Bu birpa-
ranoya değil, tüm Avrupa bu durumdan
şikâyetçi" deyip ekliyor: "Yeni bir Teletaş
olayı ile karşı karşıya kalmamak gereki-
yor. Mutlaka birulusal bilişim stratejisige-
liştirmek ve ulusal teknolojikatılım için alt-
yapı oluşturmak gerekiyor."
ÇALIŞANLARIN
SORULARI/SORl JINLARI
YILMAZ ŞtPAL
'Emekli Ayhğıım
Kestirmek Istiyorum'
SORU: Ayda 500 milyon cnıckli ayhğı alan bir SSK emeklisiyim ve
gcçinebilmek için çabşmak zorundayını. Bu yiizden, bir üıüVersitede,
uznıanlık alanımla ilgili bir kadroda "öğretim görevlisi" olarak çalış-
ınaktayım...
Yeni bir yasa ile (bu yasanın Bütçc Yasası olduğu söyleniyor), önü-
nıc iki scçcnck sunuldu. Birincisi,ça lışnıayı sürdürebilmck için, SSK 'den
aldığım cnıckli aylığımı kestirmek, ikincisi ise görevinıden kendi iste-
ğimle aynlmak. İki aylıkla zor geçinirken şimdi aylıklardan birini seç-
mekle karşı karşıya kaldun. Doğal olarak, "oyııınn" üniversitcdcn al-
dığım aylık için kıdlanacağun. Sorıını ve sorıınum şöylc:
SSK'den aldığını emekH aylığımı kestirmek için nasıl bir yol izlemc-
liyim?
(Çcvremde benim konumunda pck çok üniversite görevlisi, sanatçı
vc konulannda uzmanlaşmış değcrli ldşiler var.)
Emekli aylığımı kestirmek istiyonım. Bcn istersem cnıckli aylığım
kesilir mi?
(Y.K.)
YANIT: 5277 sayılı 2005 Mali Yıh Bütçe Yasası'nın 25. maddesi
ile sosyal güvenlik kurumlanndan "emeklilik veya yaşlıük" ayhğı ala-
rak kamu kurumlarında çahşrnakta olanlara kısıtlama getirilmiştir.
"(...) Herhangi bir sosyal güvenlik kurumundan emeklilik veya yaş-
lılık aylığı alanlar bu ayhklan kcsilmcksizin, genel bütçeye dahil dairc-
ler, katma bütçeli idareler, döner semıayeler, fonlar, belediyeler, il özel
idareleri tarafmdan kunılan birlik ve işlctmclcr, sosyal güvenlik ku-
runılaı ı, bütçcdcn yardım alan kuruluşlar ile özel kanunla kurulmuş
diğer kamu kurunı, kurul, üst kurul ve kuruluşlaı ı, kamu iktisadi te-
şebbüsleri vc bunların bağlı ortaklıklan ile mücsscse vc işlctmelerin-
de ve sermayesinin % 50'sinden fazlası kamuya ait olan diğer ortak-
lıklarda herhangi bir kadro, pozisyon veya görevde çalıştırılamaz vc
görev yapamazlar. (...)"
Anayasanın 161. maddcsinde:
"(...) Bütçe Kaıııııuı'na, bütçe ile ilgili hükümler dışuıda hiçbir hü-
küm konulamaz. (...)" denilmektedir. Biilçe Yasası ile öngöriilen bu
uygıılamanın, anayaKanın 161. maddesine uygun olduğu konıısunda
göriiş bildirmcyi ya da yorıım yapmayı yetkililerc bırakıyoruz.
"Bcn istersem emekli aylığım kesilir mi" sorunuzun yanıtını ise
Yiiksek Mahkeme'nin, çok açik ve anlaşılır olan kaıarına bırakıyo-
ruz.
(*) "ÖZETİ: Sosyal Sigortalar Kanunu'na göre yaşlılık sigortasnı-
dan aylık alanlann Emekli Saııdığı Kanunu'na tabi bir yerde çalışma-
lan yaşlılık ayuklannın kcsilıııcsini gerektirmez."
(...) 506 sayılı kanuna göıe yaşlılık sigortasından aylık alanlarınbu
ayhklan ancak 506 sayılı kanıuı kapsamında sigortalı olarak çalış-
maya başlamaları halinde kesilir. Yoksa, TC Emekli Sandığı'na tabi
bir işte çalışmalan Sosyal Sigortalar Kanunu hükümleri çevresinde
yaşlılık aylığının kesilmesini gerektirmez. Öte yandan, Sosyal Gü-
venlik Kuruluşlarına Tabi Olarak CJeçen 1 liznıetlerin Biıieştirilmesi
Hakkındaki 2829 Sayılı Kanun'da da TC ünıekli Sandığı'na tabi iş-
te çalışmaya başlamasıyla 506 sayılı kanuna göre bağlanaıı yaşlılık
ayiığının kesileceğine dair hüküm yoktur (...) (Üderek sosyal güven-
liğc ilişkin haklardan feragat caiz değildir. Söyle ki, davacı yaşlılık
ayhğı tahsis talebinde bulunup kcndisine bu sigorta dahndan aylık
bağlandıktan sonra kanunda öngörülen hallcr dışında artık bu haktan
ieragat etmesi mümkün değildir.
(...) 506 sayılı kanuna göre yaşlılık sigortasından aylık alanlann bu
ayhklan ancak 506 sayılı kanun kapsamında sigortalı olarak çalış-
maya başlamaları halinde kesilir. Yoksa, TC Emekli Sandığı'na tabi
bir işte çahşmalan Sosyal Sigortalar Kanunu hükümleri çevresinde
yaşlılık aylığının kesilmesini gerektirmez. Şöyle ki, davacı yaşlılık
ayhğı tahsis talebinde bulunup kendısine bu sigorta dahndan aylık
bağlandıktan sonra kanunda öngörülen haller dışında bu haktan fe-
ragat etmesi mümkün değildir. (...) (Yargıtay 10. llukuk Dairesi,
20.9.1994 Tarih, lisasNo: 1994/10379. KararNo: 1994/16510)
Yargıtay kararında, "Sosyal güvenliğc ilişkin haklardan feragat ca-
iz değildir. Şöylc ki, davacı yaşlılık aylığı tahsis talebinde bulunup ken-
disinc bu sigorta dalından aylık bağlandıktan sonra kanunda öngörü-
len hallcr dışında artık bu haktan feragat etmesi mümkün değildir''
denilerek siziıı isteğinizle bile olsa, SSK'den aldığınız yaşlılık aylı-
ğının kesilmesinin söz konusu olamayacağı vurgulanmıştır.
Yargıtay, aynca, "506 sayılı kanuna göre yaşlılık sigortasından ay-
lık alanlann bu ayhklan ancak 506 sayılı kanun kapsamuıda sigorta-
lı olarak çalışmaya başlamaları halinde kesilir. Yoksa, TC Emekli San-
dığı'na tabi bir işte çalışmalan Sosyal Sigortalar Kanunu hükümleri
çevresinde yaşlılıkaylığının kesilmesini gerektirmez. (...)" diyerek, yaş-
hhk ayhğmızın yenideıı ve yinc 506 sayılı Sosyal Sigortalar Yasası
kapsamında çahşmanız durumımda isteğinizle kesılebileceğini, TC
Emekli Sandıği kapsamında çahşmanız durumunda ise kesılemeye-
ceğini de yorum gerektirmeyen açık ve kesin bir anlatımla anlatmış-
tır.
(*) Kaynak; Lubib Yalkm Yayımlan Yiiksek Mahkeme Kararlan
KİM KİME DUM DUMA BEHÎÇAK behicak(n turk.net
HARBİ SEMtll POKOY semihporoy{<ıyahoo.com
HAYAT EPİK TİYATROSU MUSTAFA hayatepikÇnmynet.com
ÇALLŞSANA
LAN !.
OTOBÜSTEKİLER KEMALURGENÇ
n
kjurgencio yahoo.com
TARlHTE BUCİJN MVMTAZARIKAN
ALİ ÇETfNKAYA'NIN ÖLÜMÜ..
21 Şuhat
1
194-9'OA 8UGÜM, ÛNLÜ ASKEK I/E Ç
ALI ÇaTÎUKAY/1 ÖLMÛÇTO- 1838'P£ SUSAy
OLAGAK HAegıyE'yi BÎTKSBH ALİ 8£r,os-
MANU IMPARATO/ZUIĞU'NUN SON
OA, BALtCslMLAtZOA VE
77 ÜYML/gf'A/t &E &U
f9*9'M MECLiS-i MEBusAu 'A KArruDfSi
StRADA, İUGİUZLeR TX£rtFtMPAN
SÜfS6ÜfJ EDILM/ÇT7. Ö Û Ü
toww.nnimtnz-nrikun.votn
Ali Küç.ükaKO/STUİ-Uf SAI/A- An Kılıç
Ç/'NDA ÇAğ'p/ŞMfŞTf. OHİUM ÇOK TAMtMAAASlfJDAKf MEÜ&N, CUMMUStyET'fM rüe YtLLA-
, KtNPA KURULAM iST/tCLÂL /ÜIA~HK£M£Sİ'NE BAŞteAMLfK: EPE&E/C Bı/SÇOfC ÖNEMU PAVA-
P/l SE£r KA&4&LAR /4lM/tSfYPt.. üsHe bu fnnhkemenin üç. ünlü *Aİİ "si bir arne/g giru/uyen
SAGNAK
NİLGÜN CERRAHOĞLU
Geleceğini Arayan
Samsun.
O altın taç.. o bilezikler, o kolye, o küpeler, o saç to-
kası.. gözümün önünden gitmiyor. Antik çağlardan kal-
ma çok takı gördüm. Böylesine ince bir işçilik, özen ve
mükemmel "dizayn"la yapılana rastlamamıştım. Şaşıla-
cak derecede "hasarsız" ve "yeni" kalmışlar. MÖ 7. yüz-
yılda değil de sanki dün yapılmışlar. Bunlar, Helenistik
döneme ait "Amisos Hazineleri". Amisos, Samsun'un
eski adı. Ve biz Samsun'un "arkeoloji müzesi"ndey'\z.
Başköşede, üç vitrinde sergilenen hazineleryanında,
yerde; orta salonu boydan boya kaplayan devasa halı
büyüklüğündemüthişbirmozaikvar. Bu, "DörtMevsim
Mozaiği" olarak anılıyor ve Troya efsanesinin en drama-
tik sahnesini anlatıyor.
Geçmişin görkemi...
"Troya "filmini gördüyseniz hatırlayacaksınız. Savaşa
katılıp katılmamak konusunda teredüt geçiren kahra-
man "Akhilleus", akıl danışmak için annesinegider. '7/e-
riyi görme yetisi" ya da vizyon sahibi olan annesi, Ak-
hilleus'e döner: "G/fmezsen"der, "sevdiğinkadınlaev-
lenip çoluk çocuğa karışacaksın. Gidersen efsane ola-
caksın. Ismin kuşaktan kuşağa geçecek"! Bu sözler üze-
rineAkhilleus Tnoya savaşına katılır, ölürve kahraman olur...
Troya savaşını özetleyen bu sahne işte, Samsun'un
arkeoloji müzesinin ortasındaki muhteşem mozaiklerde
ölümsüzleşmiş. Bu etkileyici mozaik, mevsimleri (yani ya-
şamı) betimleyen panellerle tamamlanmış. Mozaiğe bu
nedenle "Dört Mevsim" adı verilmiş.
Samsun'un bu zengin "kültürmirası"; insanı cin çarp-
mış gibi yapıyor. Ancak müzeden dışarı adım atar atmaz
karşılaştığınız çirkin yapılaşma karşısında şok geçiriyor-
sunuz. Görkemli geçmiş ve Samsun'u çepeçevre kuşa-
tan cömert doğa; plansız kentleşme ile yürek burkan bir
tezat oluşturuyor. Türkiye'nin en güzel karnpuslanndan
olan "19 Mayıs Üniversitesi"n\n bulunduğu tepelerden
kente baktığınızda mesela; bir yani deniz, bir yani yem-
yeşil dağlarla bezenmiş Ispanya'nın Bask bölgesini ha-
tırlıyorsunuz. Denizin ve yeşilin rengi tıpkı Bask bölgesi
gibi. Bakmaya doyamıyorsunuz.
Doğa da hiçbir şey esirgememiş... Ama gelin görün
ki kentin içi, bir şehircilik faciası. Oğretmen evi ve bü-
yükşehir belediyesi gibi tek tük "kurtarılmış" bazı bina-
larayakta kalmış. Bunlann şimdi elden geçirilmesi ve ko-
runması için yeni bir "duyarlılık" ve "özen" gösteriliyor.
Ve 'değişimin' vizyonu...
Kente yaptığım birgünlük kısa ziyaretin nedeni de bu
"yeniden doğuş bilinci". Ikinci dönem göreve gelen
AKP'Iİ Belediye Başkanı YusufZiya Yılmaz; Piriştina'nın
Izmir'de yapmış olduğu gibi yıllarca denize sırt dönen ken-
ti denizle buluşturmaya çalışıyor. Bu amaçla körfezi ye-
niden düzenlemiş, yeşillendirmiş ve yürüyüş parkurları
açmış. "Atakum "denilen bölgede; Antalya'daki Konya-
altı tarzı bir sahil düzenlemesi var. Seyir terasları, balık-
çı restoranlan, kapalı fuar alanlan, su oyunlan ile etrafın-
da 700 dönümlük biraraziye yayılan "yat limanı" da şan-
tiye halinde ve denizle kenti barıştırma çabaları içinde
yer alıyor.
Başkanın ilginç hedeflerinden biri, şehrin en kimlikli ya-
pılanndan olan eski tütün fabrikası ve depolarını çağdaş
bir kültür-ticaret rherkezine dönüştürmek. Benzerlerine
Batı'da rastladığımız türden bir sosyal çekim ve buluş-
ma merkezi yaratmak istiyor burda Yusuf Ziya Yılmaz.
Ve bu merkezi yalnız Samsunlular değil, tüm çevre kent-
ler için bir buluşma noktasına dönüştürmek istiyor. Yap-
işlet-devret şeklinde ihaleye açılacak projeyi; iki ayda 100
bin ziyaretçi almayı başaran "Istanbul Modern " ile "Ga-
lata Port"un mimarlan Tabanlıoğlu mimarlıkfirması ha-
zırlıyor. İhaleye açılacak projenin; ikiyıldatamamlanma-
sı amaçlanıyor.
Kent merkezi ile sahili buluşturan bölgedeki eski tü-
tün deposu için öngörülen konsept; basit biralışveriş mer-
kezinden ibaret değil. 40 kişilik genç bir ekiple çalışan
Melkan G.-Murat Tabanlıoğlu; baştan sona elden ge-
çecek tütün deposunun içine birdizayn otelle birlikte res-
toranlar, kafeler, sinema-eğlence merkezleri; konser ve
fuaıiar için kullanılacak büyük birmeydan ve de bir "mo-
dern sanat müzesi" entegre etmeyi hedefliyor.
"Amisos Hazineleri"r\\ gördükten sonra, Samsun'dan
böylesine modern ve çağdaş bir vizyonun çıkması be-
ni hiç şaşırtmadı. Insanlargibi kentlerin de "genleri" var.
Geçmişinde böyle birgörkem saklayan kent, "değişime"
kenetlendiği anda -AKP'Iİ bir belediye başkanıyla da ol-
sa- bunu dışavuruyor. Türkiye'de müthiş bir "değişim"
dürtüsü ve enerjisi var. "Tütün Deposu" projesinin başansı,
hepimiz için gerçek bir gurur vesilesi olacak.
BULMACA SEDATYAŞAYAN
1 2 3 4 5 6
SOLDANSAĞA:
1/ Istanbul'da
Şehzadebaşı
ile Fatih ara-
sında uzanan
sukemeri. 2/
Eskımolann
kendilerine
verdikleriad...
Osmanlılarda
gümrük vergi-
sı. 3/ Cıvanın
herhangi bir 9
madcnle bir-
lcşerek yaptığı ala-
şım. 4/ Rusçada
"evet"... Budun ön
kısmından elde edi-
lcn dana etı. 5/Oru-
ca başlama zaınanı...
Üstün bir yetkinin
güciinü simgclcyen
değnek. 6/C'ezayir'de 8
doğan ve Arap müzi- 9
ğiyle Batı müziğinin karışımı olan müzik türü...
Bizmut elcmentinin simgesi... Eski dilde su. 7/Bir
spor kulübümüzün kısa yazılışı... Rahatına düş-
kün, ağırkanlı kımse. 8/Hem erkek hem dişi ga-
metlerı bulunan birey. 9/Hastalık etkenlerini za-
rarsız duruma getirmek için vücudun çıkardığı mad-
de.
YUKARIDAN AŞAĞIYA:
1/Beyanııame. 2/ "Güzelliğin — par'etmez / Bu
bendeki aşk olmasa" (Âşık Veysel)... Bartın'ın bir
ilçesi. 3/Optik kaydtrma... Bir nota... Kalay elc-
mentinin simgesi. 4/Roma mitolojisinde avcılar
tanrıçası... Çelikçomak oyununa ve bu oyunda
kullanılan değnege verilen ad. 5/ Osmanlılar ile
Akkoyunlular arasında 1473 yılında yapılan sa-
vaş. 6/Galyumelementinin simgesi... Düğmede-
liği. 7/ Saban demirinin tarla sürerken açtığı çiz-
gi... Yankı. 8/Şöhrct... Çölden esenrüzgâr. 9/Iz-
mir'e egemen olarak Anadolu kıyılannda ilk Türk
donanmasını kuran Türk beyi.