18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA \ CUMHURİYET 14 ŞUBAT 2005 PAZARTESİ 8 HABERLERIN DEVAMI TURKIYE Istanbul Edirne Kocaeli Çanakkale Umır Manisa Aydın Denizli Zonguldak QrAçık PB Y PB Y Y Y Y Y PB 14 13 16 14 17 15 15 12 15 Sinop PB 13 Adana Y 14 Samsun PB 14 Trabzon B 13 Giresun B 13 Ankara K 8 Eski$ehir PB 9 Konya PB 8 Sıvas Antalya PB 2 Y 14 Kars Mersin Diyarbakır Şanlıurfa Mardin Siirt Hakkâri Van Y PB PB PB PB S PB 12 8 7 6 7 -2 1 -0 ^ Parçalı bulutlu Yurdun guney ve batı ke- simleri parçalı içok bulutlu, Marmara'nın batısı, Ege, Akdfinız ıle sabah saatle- rınde Ankara, Çankırı, Kastamonu çevreieri ya ğışlı diğer yerlür ÜJL bulutlu geçecBk Yağışlar Ankara. Çankırı ve Kastamonu çevrelerinde karln karışık yağmur ve kur ynğış alan dtf)ar yorlerde yağmur şeklınde olacak. Hava sı- caklığı tüm yurtta artac;ak DIS MERKEZLER Oslo Helsinki Stockholm Londra Amsterdam Brüksel Paris Bonn K K K Y Y Y K K -3 -5 1 7 5 4 4 t Münih K 0 Zürih Berlin Budapeşte Madrid Viyana Belgrad Sofya Roma Atina K PB PB Y K K K Y 1 b 11 3 4 8 10 16 K 0 Şam Moskova Aşkabat Astana Taşkent Bakû Bişkek Tifhs Kahıre K PB PB PB B PB PB PB -1 5 -12 7 8 0 -2 20 PB 11 Bulutlu ^ Çok bulutlu Yağmurlu önder Piyade de cezaevinde îldnd 'Beyaz EnerjVde 7tuiuklamaANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı'ndaki enerji ıhalele- nyle ilgili soruşturma kapsamında nıahkemeye sevk edilen ve aralannda Elektrik Üretim AŞ (EÜAŞ) Genel Müdür Vekılı Önder Piya- de'nin de bulunduğu 11 kişiden 7'sı tutuklandı. Terör ve organize suçlara bakmakla görevli An- kara Cumhıırıyet Savcılığı tarafından, Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesı'nın nöbetçi hâkimli- ğinc tutukianmaları istemiyle sevk edilen 11 kişınin sorgusu önceki gece sabaha karşı ta- mamlandı. Nöbetçi Hâkim Kadir Kayan tara- fından yapılan somşturmanın ardından Elektrik Üretim AŞ (EÜAŞ) üenel Müdür Vekili Önder Piyade, Genel Müdür Yardımcısı Servet Üst, işadamlan Muzaffer Nasıroğlu, İbrahim Sel- çuk, Cemil Kazancı, Necati AHın ile Nasıroğ- lu'nun şirketinde çalışan Yaşar Giregiz'in tu- tuklanmalarına karar verildı. Hâkım Kayan, BOTAŞ Genel Müdür Yardımcısı Fuat Celep- çi, Enerjı ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı bürok- ratları Mesut Dal ve Fuat Kıılsal ilc işadamı Niyazi tsmet Erten'i de serbest bıraktı. Piya- de'nin de aralannda bulunduğu 7 kişinin Çıkar Amaçlı Suç Örgütleriylc Mücadele Kanunu'na muhalefetten tutuklandıklan öğrenildi. 'Yolsuzluklann flzerine gidilmeli' Bncrji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, EÜAŞ'de meydana gelen ve yargıya intikal etnıiş olayla ilgili olarak yolsuzlukların üzerine gitmenin ve sonuçlandırmanın, hükümetiıı görevi olduğunu belirtti. Bakanlıktan dün yapılan yazılı açıkla- mada, soruşturmanın hem haksız suçlaııanların aklanmasına hcm dc varsa suçlulann cezalan- dınlmasına yönelik olduğu kaydedildi. Türkiye'de yüzde 31 arttı Kapkaç teröriinün başkenti Istanbul I Baştarafı 1. Sayfada sırada yer alııken, oransal artışta rekor yüzde 459 ile Kayseri'de gerçekleştı. Kaysen'yi yüzde 367 ile Elazığ, yüzde 329 ıle Burdur izledi. Hiç kapkaç olayınııı yaşanmadığı ikı ıl ıse lıınceli ve Karaman. Gerçekleşen kapkaç olaylannın yüzde 58'inin faili ise meçhul. lçişleri Bakanı Abdül- kadir Aksu'nun, CHP Niğde Milletvekılı Or- han Eraslan'ın soru önergesine verdiği yanıt, Türkıye'nin kapkaç-yankesicilik haritasını orta- ya çıkardı. Türkiye genelinde 2002 yılında 12 bın 595, 2003 yılında 12 bin 793,2004 yılında ise 16 bin 790 kapkaç-yankesicilik suçu işlendl. 2003'te bir önceki yıla oranla yüzde 2'lik artış, 2004 yılında ise yüzde 31 olarak gerçekleştı. 2004 yılında yaşanan 5 bin 959 olayın faili ya- kalanırken, 9 bin 818'inin faili meçhul, 1013'ü ise fırarda. Bu suç, 28 ilde azalırken, 36 ilde art- tı, 17 ilde ise aynı düzeyde kaldı. Kapkaç-yankesicilik olaylan- £S) nın arttığı iller şöyle: Ankara, "•*) Artvin, Balıkesir, Bingöl, C - , v Bıtlıs, Bolu, Burdur, De- ? nızli, Diyarbakır, Edirne, Elazığ, Erzincan, Erzurum, Günıüşhane, Hatay, Mersin, Istanbul, Kayseri, Kırklare- li, Kırşehir, Konya, Kütahya, Malatya, Manisa, Muğla, Muş, Niğde, Siirt, Sıvas, Trabzon, Uşak, Van, Şırnak, Ardahan, Yalova, Karabük. Sayısal olarak kapkaç- yankesicilik olayında Istanbul birinci, Izmir ikinei, Diyarbakır da üçüncü sıra- da yer aldı. Istanbul'da 2003 yılında 5 bın 175 olarak bclirlenen suç sayısı, 2004 yılında yüzde 61 oranında artarak 8 bin 320'ye yükseldi. Suçların yarısı Istanbul'da işleniyor Ülke genelinde işlenen suçun yarısı lstanbul'da, yüzde 7l'i ise tstanbul, tzıııir ve Diyarbakır'da işlendi. Izmir'de 2 bin 411, Diyarbakır'da ise 1214 kapkaç-yankesicilik olayı yaşandı. Sayısal olarak az olmasına karşın Anadolu illennde kap- kaç-yankesicilik olaylannda yüzde 450'lere va- ran artışlar yaşandı. Kayseri'de 2003 yılında 29 olay yaşanırken, bu sayı 2004 yılında yüzde 459 oranında artarak 162'ye çıktı. Kayseri'yi yüzde 367 ıle Elazığ izledi. Elazığ'da, 2003 yılında yalnızca 9 kapkaç-yankesicilik suçu işlenirken, bu sayı geçtığımiz yıl 42'ye yükseldi. Burdur'da da benzer bir artış gerçckleşti. 2003 yılında 14 kapkaç suçunun işlendiği ilde bu sayı yüzde 329 oranında artarak 60'a ulaştı. Kapkaç-yankesici- lik olayları, Denizli'de yüzde 300, Balıkcsir'de yüzde 200, Diyarbakır'da yüzde 72 oranında art- tı. Emniyet Genel Müdürlüğü'nün verilerine gö- re 2004 yılında yalnızca Tunceli ve Karaman'da kapkaç-yankesicilik suçu işlenmedi. Aynı yıl içinde Hakkâri'de 1, Iğdır'da 1, Sinop'ta 2, Bayburt'ta 2, Aksaray'da 3, Yozgat'ta 3, Art- vin'de 3 kapkaç-yankesicilik olayı görüldü. ? y e* ESM Başkanı Güzel, hükümetin bürokratları suçlayarak temize çıkmak istediğini söyledi 'AKP sıynlmaya çalışıyor'• Baştarafi 1. Sayfada Enerji Bakanı'nın Yüce Divan'a sevk edilmeden önce sendika ola- rak, kirli işsendika olarak, kirlı işlerde olduklannı belirltiklerinı anmısatan Güzel, "Bugünkü AKP'li Enerji Bakanı'nın so- nu da bunlar gibi olacak" dedi. Enerji Bakanlığı'ndaki yolsuz- luğun küçümsenmeyecek boyut- ta olduğunu herkesin bildiğinı vurgulayan Gü/.el, AKP hüküme- tinin tüm suçu birkaç bürokratın üzerine atarak olayları kapatma- yaçalıştığını belirtti. Güzel, 1 yıl önce aynı bürokrat ve aynı baka- nın, yılın bürokratı ve yılm baka- nı seçıldığıni söylcyerek "Ne ol- du da o zamandan bugüne gel- diler" diye konuştu. Güzel, Başbakan Tayyip Er- doğan'ın "Işin ucu ncreye ka- dar gidiyorsa götüreceğiz" sö- zünü anımsatarak "llk Beyaz Enerji operasyonunda yer ye- rinden oynamıştı. Şu an ise hiç kimse hapiste değil. Herkesin yaptığı yanına kâr kaldı. Bu se- fer de yanlarına kâr kalmama- sı için şu anki soruşturmadaki siireci kamuoyu ile paylaşmak gerekir. Bu sefer de soruştur- nıaııın boyutlarının neler oldu- ğunu söylemiyorlar. Bu yüzden Erdoğan'ın sözkıiııi sunıiıni bulnıuyorum" diye konuştu. Hükümetin "Biz dürüstüz, biz inançlıyız, biz hırsızlık ya- panlara karşıyız, yapanları yok edeceğiz" diye ıktidara geldiği- ni belirten Güzel, AKP'nin bu yolsuzluklar içinde kaldığını di- le getırdi. Enerji soruşlurması dosyasının bundan sonra kapatı- lamayacağını savunan Güzel, "Bu dosyayı kapatnıaya çalışan dosyanın altında kalır" dedi. Güzel, sözlerını şöyle sürdürdü: "Enerji BakanlığYmn ınüs- teşarı bu işin içersinde. Bakan Güler kendisinin bir altında ça- lışan birinden ııasıl haberdar olmaz? Cumhurbaşkanı bü- rokratın iki defa atama kararı- nı onaylamıyor. Buna karşın bakan bu nıüstcşardan vazgeç- miyor. Bakan bu soru işaretle- rini açıklamak zorundadır." Güzel, yolsuzluklannnedenini şöyle açıkladı; "Hükünıet, ka- mu kuruluşlarının içini boşalt- tı. Görevliler çalışamaz oldu. İslır dışarıdan şirketler aracı- lığıyla götürülmcye başlandı. Şirketlerle götürülnıeye çalışı- lan işlerin dc sonucu ortaya çık- tı. İhaleler yapılmış. Ama bu ihalelerin hiçbiri kamu ihale kurallarına göre yapılmamış. İhaleler özel ilişkilerle yapıl- mış. Soruşturma, bu çarpıklık- liin ortaya çıkarmak zorunda." GENEL MÜDÜR BlLGÎÇ BOTAŞ ihalesiz projeyi savundu HACER BOYACIOĞLÜ ANKARA - BOTAŞ, 2. Beyaz Enerji Operasyonu'yla gündeme gelen, AKP'li Nezir Nasıroğlu'nun kuzenının şirketiyle imzalanan ihalesiz iş sözleşmesine sahip çıktı. BOTAŞ Genel Müdürü Mehmet Bil- giç, FERNAS adlı firmaya ış yapılsa da ya- pılmasa da 24.5 milyon dolar ödenmesıni öngören sözleşmcyi savundu. Bılgıç, kamuoyunda 2. Beyaz Enerji Operasyonu olarak bilinen soruşturnıayla ilgili sorulanmızı yanıtladı. Bilgiç'e yö- neltilen sonılar ve yanıtları özetle şöyle: - Operasyonda BOTAŞ'ın adı geçiyor. Bu durumu nasıl yorumluyorsunuz? Peşın hükümlü davranılmasını hiç be- nimsemıyorum. Biz, mevcut şartlarda da sorumluluğumuzu yürütüyoruz. - Muzaffer Nasıroğlu'nun şirketine BOTAŞ'ın ihalesiz iş verdiği ortaya çık- tı. Bu uygulamanın gerekçesi nedir? Söz konusu iş, Bakû-Tiflis-Ceyhan Pro- jesi kapsamında verildi. Biz bu projede müteahhidiz. İşin gercktirdiği kararlaı ı ge- rektiği zaman almak benim işim. 2004 yı- lında alınan bu karar da doğru bir karardır. Projenin geldiği nokta, karann doğruluğu- nu gösteriyor. - BOTAŞ Genel Müdür Yardımcısı Fuat Çelebçi bir süreliğine gözaltına alındı. Nasıl değerlendiriyorsunuz? Bilgiç - Benim 2 bın 700 personclim var, tüm personelime de güveniyorum. Yargı- sız infaz yapılmamalı. Türk birliği ISAF'nin yedinci dönem komutasını 11 Ağustos'a dek yürütecek. (AFP) ISAF'nin komutası Türkiye'de Haber Merkezi - Türkiye, Afganis- tan'daki Uluslararası Güvenlik ve Yardım Kuvveti ISAF'nin komutasını, 6 ay sürey- le Avrupa Kolordusu'ndan devraldı. Afganistan'ın başkenti Kâbil'de düzen- lcnen devir teslim töreninde, ISAF gücünün komutasını üstlenenKorgeneral Ethem Er- dağı, görevi EUROCORPS'unlSAF 6. dö- nem kumatını Korgeneral Jean Pierre Py'- den devraldı. Törende konuşan Erdağı "çok onurlu ve önemli bir an yaşadıklarını" belirterek, Afganistan'da büyük başanya imza atıldığını kaydetti. ISAF 6 komuta- sından iyı bir miras devraldıklarını kayde- den Korgeneral Erdağı, NATO'nun bölge- deki yükünılülüklerini yerine getirmeye ka- rarlı olduğunu söyledi. ISAF'nin yedıncı dönem komutasını 11 Ağustos'a dek yürütecek Türk birliği, yak- laşık 1600 personelden oluşuyor. Türk ko- mutasını, 6 aylık dönemde, parlamento se- çimleri ve ISAF'nin görev alanını bütün ül- keyc yayma çalışmaları gıbi önemlı geliş- meler bekliyor. Asya'ya Bıısh ıısulü yardım ABDyardımlanna karşı Endonezya hükümetindenyapılan temkinli açıklamalarRice'ın felaketi 'Müthişbirfırsat'diyeyorumlamasının dilsürçmesiolmadığını ortaya koyuyor OKTAY EKÎNCt "Dünyadan yardım yağıyor ama her yardımı da kabul ctmi- yoruz. Örneğin ABD'den gelen- lere karşı çok dikkatliyiz." Geçenlerde ülkemize gelen En- donezya Mimarlık Enştitüsü Baş- kanı ve Endonezya Üniversitesi üyesı Budi A. Sukada söyledi bunlan. Deprem ve tsunami fela- keti hakkında "dünya medyasın- dan izleyemediğimiz gerçek- ler"in neler olduğunu sorduğu- muzda şunlan da ekledi: "Çünkü, yardımla birlikte firmaları da devreye girdiler. ABD'nin göndereceği malzeme- lerle yapılacak inşaat işlerini kendilerine vermemiz istenince bu koşula bağlı yardımlarını da geri çeviriyoruz." Endonezya hü- kümetinin, özellikle yapı malze- mesi yardımlarını i'elaket bölge- sinde değerlendirmelerı ıçın gö- revlendirdiği Mimarlık Enstıtüsü Başkanı'nın bu sözlerı, ABD Dı- şişleri Bakanı Condoleezza Ri- ce'ın felaketi yorunılarken "Ame- rikalılar için müthiş bir fırsat" demesinin "dil sürçmesi" olma- dığını gösteriyor. Uluslararası Miıııarlar Birliği'nın temmuzda îstanbul'da yapılacak Dünya Mi- marlık Kongrcsi'ne hazırlık için toplanan UIA Bilim Kurulu'nun üyesi mimar Sukada, aynı gerçe- ği şöyle vurguladı: "Gerçek dost- luklar bu gibi durumlarda an- laşılıyor. Yardım etmekle yarar- lanmak isteyenlere aynı davran- mak mümkün değil." Güney Asya'da meydana gelen depıemle ardından "beklenerek" gerçekleşen tsunaminin, belki de 300 bin kişının ölümüne neden olan görülnaemış bir felakete dö- nüşmesinde yıne "ABD kaynak- lı ihmal ve gerilikler"in büyük payı olduğu her geçen gün ortaya çıkıyor. Ülkemızde bu "küresel sorumsuzluğu" ilk açıklayan ts- tanbul Meslek Odaları Koordi- nasyonu oldu. Felaketzedclerle dayanışma ıçın 15 Ocak 2004 ta- rihinde yayımlanan bildirilerinde özetle şunlan belirtmişlerdi: 'Tsunami dalgaları için ABD Ulusal Okyanus ve Atmosferik tdaresi, Diego Garcia'daki as- keri deniz üslerini uyararak ölümlere engel oldu; ancak ay- nı uyarıyı tüm sivil kcsimlere de yapabilecek teknolojik donanı- ma sahipken bunu ihmal etti!.." Böylesinc bir ihmalin ötesinde, yine tarihten bu yana tsunami böl- gesi olarak bilinen felaket coğraf yasında, sadece "500 bin do- lar" hkmalıyeti olan uyarı sistem- lerine de yıllardır para ayrılmadı- ğı için mılyonlarca insan, açıkça "gcliyorum" diyen dev dalgala- ra "habersiz"(!) yakalanmanın dramını yaşıyor. Geciken haberleşmeler üünya Sosyalist Web Site- si'ndekı makalesinde P. Symonds da aynı gerçeğe yönelik saptama- ları özetle şöyle aktarıyor: "Pasi- fik Okyanusu'nda 1940'ların sonlarından bu yana bir tsuna- mi uyarı sistemi bulunuyor. Bu uyarı sistemi, 1964'te Alaska'da büyük bir deprem tarafından yaratılan bir tsunaminin 100'den fa/.la iıısanı öldürmesi- nin ardından epeyce geliştirildi. Aynı riski taşıyan Hint Okyanu- su'ııdaysa böyle bir sistem yok." Sumatra saatme göre sabah sa- at 8'deki depremden 8 dakika son- ra Avustralya'dakı istasyonlardan göndenlen sısmik sinyallerle, Ha- waii'dekı Pasifik Tsunami Uya- rı Merkezi'ndealarm veriliyor. 1 saat sonra da Ilint Okyanusu'nda olası bir tsunamiyle ilgili uyanda bulunuluyor. Ne var ki Hint Ok- yanusu'nda bu uyarının gereğini yapacak bir sistem kurulmadığın- dan, bu çabalar çoğu yerde sonuç- suz kalıyor. Işte felaketzede ülke- lerde bu geriliğin bazı ayrıntıları: ENDONEZYA: Acch kentını altına alan dalgalarla deprem ara- sındaki zaman tam "yarım sa- af'tı. Buradan ülkenin kuzeyıne kıvnlan tsunami BandaAceh'ı de yıktıktan sonra doğu sahiline iler- lerken "ordu" bile habersiz ve "hazırlıksız"dı. JavaAdası'nda- ki 1996'da kurulan erken uyan sıs- teminin 2000 yılında bir taşınma nedeniylc "lclcfonıımın kesilme- si" ise bölgedeki geriliğin bir di- ğer çarpıcı kanıtı. TAYLAND: Deprem haberı geldiğinde bir seminerde buhınan meteoroloji yetkilılerı hemen "durum değcrlendirmesi top- lantısı" yapmışlar, ancak "uyarı- ya gerek olmadığı" karannı al- mışlar. Bunun nedenıni ıse "hak- sız çıkarlarsa hükümet ve iş çev- relerinden tcpki alma korkusu" olarak açıklayan biryetkili, turis- tik sezonun en yoğun olduğu dö- nemde "temkinli" davrandıkla- rını da gizlemıyor. Oysa toplantı, Tayland'ın turizm kıyılannı da yı- kıp geçen tsunamıden "bir saat önce" yapılıyordu. SRİ LANKA: Dalgalann ada- nın doğusuııu vurması "2 saati" bulmuştu. Hawaii'deki I'asıfik Uyan Sistemi'nden haber alına- bilmesine rağmen gelen mesajla- rın "ne anlam taşıdığı"nı anlaya- bilmek uzuıı sürdüğünden, fela- ketin yaşanması önlenemedi. HİNDİSTAN: Tsunami Hin- distan'ın güneyıne ulaşmadan "bir saat" önce, asken tesislerin bulunduğu Nikobar Adala- rı'ndan gelmekte olduğu haberi orduyaulaşmıştı. Hava Kuvvetle- ri Komutanı, "Nikobar üssünün bulunduğu ada batıyor" mesa- jını alınca yardımcısına Yeni Del- hi'yi bilgilendirmesi için emir vermiş, ancak o da durumu eski bılım ve teknoloji bakanının evi- ne -sadece bir faks mesajıyla- ilet- meyi yetcrli bulmuş!.. Yüz binlerce insanın ölümün- deki "küresel gerçek"ler böyle. P. Symonds'un yorumundaki gi- bi, Hint Okyanusu'nda tsunami uyarı sisteminin kurulmasının maliyeti, ABD'li, Avrupah ve Ja- pon şirketlerinin bölgedeki emek gücünü sömürerek elde ettikleri devasa kârlarla karşılaştırıldığın- da, aslında çok düşük kalıyor. Ne var ki "tek kutuplu çıkar dünyasımn küresel aymazlığı" insanlığı bu gibi insani projeler- den yoksun bırakıyor. Endonezya Mimarlık Enştitüsü Başkanı Bu- di A. Sukada da işte bu aymazlı- ğın baş sorumlusu ABD'den gelen yardımlara galiba sadece "dik- katle" değil, aynı zamanda "nef- retlc" de bakıyor olmalı. C S Sulu ka Gokgurultülü GUNDEM MUSTAFA BALBAY • Baştarafi 1. Sayfada lenirim: Bakalım bu kez bakanlık adlarını değiştirmek zo- runda kalacak mıyız? Son operasyon gösteriyor ki, işin özünde değişen çok fazla bir şey yok. Hamam aynı hamam, tas aynı tas, bir tek tellak deöişti! Oncelikle vurgulayalım, son operasyon sırasında gözaltına alınanlar, tutuklananlar suçlu değil, zanlı. Geçmişte öyle büyük operasyonlar yapıldı ki, geri- ye tek suçlu bile kalmadı... Yine benzer bir durumla da karşılaşabiliriz. Bu operasyon kamuoyuna aktanlan hedeflere dayalı olmayabilir. Bambaşka amaçlarla, bambaşka kişi- leri öne çıkarmak ya da geri çekmek üzerine yapıl- mış bir çalışma da olabilir. Zira, hükümetlerin yolsuzluklarla mukavelesine, affedersiniz mücadelesine güven büyük ölçüde erozyona uğradı. Son operasyonda dikkati çeken kimi konuları maddeleyelim... 1 - Ortalıkta yine altı üstü belli olmayan telefon ko- nuşmaları dolaşmaya başladı. Yargıdan izin alına- rak, suçlulann yakalanması ve belgelerin toplanma- sı için başvurulan bu yöntem böylesi operasyonla- rın başlıca konusu haline geldi. öyle anlaşılıyor ki, önümüzdeki günlerde de en çok bir iki paragrafını okuyacağımız, saatlersüren telefon konuşması kay- dı göreceğiz. Kayıtların yayımlanan bölümlerinin ortak özelliği şu: Tümünde ya bürokrat ya müteahhit suçlu. Hükü- mete dokunan hiçbir şey yok! 2- Böylesi operasyonların yine ortak özelliklerin- den biri de milletvekili bağlantısıdır. CHP'den AKP'ye geçen Batman Milletvekili Mehmet Nezir Nasıroğlu ileAğrı Milletvekili Cemal Kaya, parti de- ğiştirme kararlannı şöyle açıklamışlardı: CHP'de aradığımızı bulamadık! Nasıroğlu ve Kaya suçlu demiyoruz ama, son operasyonda tartışmalı ihalelerin şirket tarafında i- ki milletvekili yakınlarının adları geçiyor. 3- Hükümet kanadındaki sözcükler ise tanıdık: "Gittiği yere kadar gidecek..." "Nereye kadar gidiyorsa oraya kadar gidecek..." Geçmişteki operasyonlar da aynı tümcelerle baş- lamış şu tümcelerle bitmişti: "Kimse siyaseti yıpratmaya kalkmasın..." Bu kez de aynı başlangıç noktasında görünüyo- ruz. Bakalım devamı nasıl gelecek! 4- Halen yüce divanda pek çok eski siyasetçiyi kapsayan davalar serisi devam ediyor. Aralannda eski Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanları da var. Es- ki bakanların uygulamalarıyla bugünkü arasındaöz- de ne fark var, merak ediyoruz! Açmak gerekirse... Sistemde bir değişiklik yok. Değişiklik kişilerde. Yine geleneksel olarak yolsuz- luk iddialarına adı bulaşan siyasiler, kendi dönem- lerinde "olayın üzerine giden kahraman" oluyorlar, dönemleri geçince bir numaralı sanık! Bu döngünün görünür gelecekte kırılması çok zor. 5- Pek çok siyasi iktidara yakışan bir söz vardır: Sistemden beslenenler, sistemi değiştiremezler! AKP'nin yolsuzlukla mücadele etmesi için her şeyden önce ihale sistemiyle oynamaması gereki- yor. Oynuyor... Yargıyı yönlendirmemesi gerekiyor. Yönlendiriyor... Dönem zengini yaratmaması gerekiyor. Yaratıyor... Bu saptamalarımız geçerli olduğu sürece yolsuz- lukla gerçek anlamda mücadele edileceğine nasıl inanabiliriz? ankcum(« cumhuriyet.com.tr SÖYLEŞİ ATTİLÂ ILHAN Devrimci' Dediğin!./11 1 • Ktışidi ııfı Athıı Sayfada bir Sa'y Misak-ı Millisi'dir (buraya dikkat) ve böy- le birSa'y Misâk-ı Millisi mâhiyetinde olan prog- ram etrafında toplanmaktan hâsıl olacak şekil- de, alelâde bir fırka mâhiyetinde tasavvur edil- memek lâzım gelir..." Acaba 'hanglsl' farkında idı? Aslında Ihtilâl'in lideri, sonraki aşamalar için Türk milletine 'alelâde bir fırka' değil; Ispanya'da, Fransa'da ciddi örnekleri görülecek, bir 'Halk Cep- hesi' örgütlemeyi öneriyor; önermekle kalsa iyi, bir güzel oluşturuyor da bu 'Halk Cephesi'ni! Üstelik işlevinin güç, devrimi uygulamanın hayli zor olaca- ğını biliyor; onları uyarmış; bu vesileyle, ne müthiş bir şey söylemiş: "...Efendiler, biz gerçek bir inkılâp yaptık ve in- kılâbımızda devam ediyoruz; biliyorsunuz ki memleketimizin birçok yeri, bilerek veya bilme- yerek (buna karşı) ayaklandı. Âsileri yola getirmek zorunda kaldık. Şimdiye kadar yaptıklarımız, an- cak ondan sonra kurulabilmiştirve biliyorsunuz ki (buraya dikkat!) Fransız Inkılâbı yüz yıl devam etmiştir; üç yılda esaslı bir inkılâbın son bulaca- ğını kabul etmek yanlış olur; belki zaman zaman, şöyle veya böyle şeyler olacaktır; kanaatimizi, değişmez; başarı ümitlerimizi hâkim kılmak sa- yesinde, zafer bizimdir..." (Istanbul gazetecileri ile Izmit Kasrı mülâkatı, 16/17 Ocak 1923) O zaman, son fevkalade kurultayda iskemlelerle voleybol oynayan hızlı CHP'Iİ 'takımına' sorulacak soru şudur: Onlar, 'yüz yıl sürecek birdevrime' an gaje olmuş bir 'Halk Cephesi'nin, 'zafere inanmış' yandaşları mıdırlar; yoksayıllarını 'çevirkazıyanma- sın' terâneleriyle geçiren, 'bukalemun' bir örgütün 'rasfge/e'tayfaları mı? Hem acaba, Gâzi'den son- raki 7/der/er'den, acaba hangisi işin bu 'tarafının far- kında' idi? 'Hiçbiri', olmasın? Fâlih Rıfka bey, Gâzi'den, boşuna mı 'yalnızdı' diye söz etmiş, Allah aşkına? San basın kartıını ve ehliyetimi kaybettım. Hükümsüzdür. MlYASE İLKNVR
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle