Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
5 ^ARM-\K2O05 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA
17
Atatiipk'ün
sozleriyle kimlik
CLTihuriyetımizin kurucusu Mustafa
Kenal Atatürk, kendi elyazısıyla
kafeme aldığı "Medeni Bilgiler"
çaışmasında, "Millet" konusunu
işle-1<en bugünkü tartışmalan yakından
ilgiendiren bir değerlendirme yapmış.
Okıyalım: "Bugünkü Türk milleti siyasi
ve çtimai camiası içinde kendilerine
Kütlûk fikri, Çerkeslik fikri ve hatta
Lafık fikri veya Boşnaklık fikri
prcoaganda edilmek istenmiş vatandaş
ve nillettaşlanmız vardır. Fakat mazinin
isti»dat devirieri mahsulü olan bu yanlış
tevzimler (adlandırmalar) birkaç
düynan âleti, mürteci beyinsizden
meada (başka) hiçbir millet ferdi
üzeinde teellümden (dertlenme) başka
bir csir hasıl etmemiştir. Çünkü, bu
milat efradı da umum Türk camiası gibi
ayn müşterek maziye, tarihe, ahlaka,
hukjka sahip bulunuyoıiar."
Sağlıktesti
Antera Tabip Odası, "Sosyal Sigortalar
ve Genel SağlıkSigortası Yasa Tasansı"
ile igili çoktan seçmeli sorular
hazrlamış. Bir örnek:
"Genel Sağlık Sigortası ile 'kamu
hasraneleri' nasıl olacak?"
Yant seçeneklerı: a) Aman ne güzel
olacak. b) Hekimler mesleki bağımsızlık
içinde, güvenceli çalışacak. c) Kamu
hasranesine ne gerek var. d) Kamu
hastaneleri ile özel hastaneler genel
sağık sigortası fonu için birbiriyle
rekabet edecek. Ankara Tabip Odası,
sağık testinden geçenler için ipucu da
verniş: "Yeni Sağlık Kanunu taslağı ile
kamu hastanelerinin 49 yıllığına özel
sektöre kiraya verilmesinin planlandığını
hatıiayalım."
IŞIK KA\SU
'Ulus Dagına Duşen Ateş'
Tek başına ulus dağına düşen ateştir
Asker Makbute. Kocayayla'nın oralar-
da, ardıç ağaçlanna sorsanız, Harlak de-
resinin çağıldayan sulannın sesine kulak
verseniz, masallardaki gibi dile gelip an-
latacaMardıronu. "AskerMakbule" dtye-
ceklerdir, "Daha on dokuzunda ulusal
kurtuluş için bu dağlarda tüfekattı, son-
ra sığırcık oldu, uçup gitti..."
At üstünde hüzün, Halil Efe ile gele-
cektir. Sisler arasından, açlıktan ve yor-
gunluktan sanki upuzun olmuş akıncılar-
la... Onlan gören Kiçir köyünün yaşlısı
Eşref Ağa'nın yüzü ağaracaktır "Kade-
rini binbirine bağlamış insanlar, aynı top-
rağın üstünde yaşadıkça, aralanna kini
garezi sokmadıkça, kardeş olup kayna-
şıriarl Gün gelir, birbirierinden ayırt edi-
lemez oluıiaıi"
Günlerdir, aylardırdağlarda.dolaşmak-
tan saçt sakalına kanşmış bir kalpaMı be-
lirecektir ardından. Akıncılar Kumanda-
nı, Demirci Havalisi Kaymakamı Ibrahim
Ethem Bey hepimizı, ama hepimızi şöy-
le bir süzüp sesini yükseltecektir "Hayı-
nın ırkı olmaz, hırsı oluri Milletin istedi-
ğiyse, çocuklannı bu topraklarda huzur
içinde yaşatmaktır."
Okumadıysanız okuyun Mustafa Yıl-
dınm'ın, "Ulus Dağına Düşen Ateş"\ri\.
Roman gibi değil, bugünü yaşarmış gibi
okuyun.
Derin
sistem
1944 Adana llköğretim
Okulu mezunu öğretmen
Zekeriya Erdem'in tuttu-
ğu günlüklerden aldığımız
şu küçük bölüm, bir öğret-
menin çileli ama bir o kadar
tutkulu yaşamını özetliyor:
"1948-49 öğretim yılında
Afşar Köyü'ndeydim. Köy-
deokulbinasıyoktu. Cami
bitişiğinde küçük bir oda-
da ders yapıyorduk. Ziya
amca evinin birodasını ba-
na vermişti. Orada kalıyor-
dum. Tek öğretmen ben-
dim. Okul mevcudu kaba-
nktı. 1950-51 öğretim yı-
lında okul binası yapıldı. Bir
öğretmen daha verildi.
Oğretmenlerimiz
1950-51 öğretim yılında ta-
yinimi Ortaköy'eyaptırdım.
Çocuklara kıyafet aldım.
Devamsız öğrencilerle se-
neboyuncauğraştım. 1952
yılı içinde beni gezici öğret-
menliğe aldılar. 300 liraya bir
ataldım. Atla bütün birböl-
geyi dolaştım. 1954-55 öğ-
retim yılı içinde Kozaklı il-
çesinde Maarif memuruy-
dum. Demek başkanı ola-
nakortaokuliçin köyfeneyar-
dıma çıktım. Annemin öldü-
ğünü öğrendim; toprağa
verilmiş. 1956-57 öğretim
yılında Buruncu Okulu Ba-
şöğretmeniydim. 1958-59
öğretim yılında Yakacık'tay-
dım. Okul bakımsız, çocuk-
larzayıftı. Bazen köyde ka-
lıyordum. Sultan'la Yukan
Ayvalı 'da Şükrü 'nün evinde
oturuyorduk. Nuray orada
doğdu. Ben Yakacık Kö-
yü'ne çocuklan okutmak
için hergün büyük zahmet-
lerle gidip geliyordum.
1960'ta tayinim Ayaş 'a ya-
pıldı. Biryıl sonra Mehti Kö-
yü'ndeydim. Maddiolarak
çok kötü durumdaydık.
Köydeki okulyeniyapılmış-
tı. Buraya ağaç diktirdim..."
1996'da aramızdan ayn-
lan Zekeriya öğretmeni, og-
lu Haluk Erdem şöyle an-
latıyor "ölümüne kadarbil-
giye, öğrenmeye ve tartış-
maya meraklıydı. Sürekli
olarak Fransızca dil bilgisi-
ni ilerfetmeye çalışır, mate-
matik problemleri çözer,
edebiyat ve tarih kitaplan
okurdu. Şiiri ve türküleri çok
severdi." Sokak ortasında
öğretmen coplayan ve cop-
latanlara tek bir sözümüz
olmalı:
"Hişt, bana bak, öğret-
mene el kalkmaz!"
ÇALIŞANLARIN
SORULARI/SORUIVLARI
YILMAZ ŞtPAL
Memurluktan istifa ve
kıdeın tazıııiııatı
Sonı: Devlet memuru olarak Emekli Sandığf na tabi çalı-
şırken 1998 'de istifa ederek bir başka kamu kuruluşunda, Sos-
yal Sigortalar Kurumu'na tabi işçi olarak çahşmaya başladım.
Çalıştığım kurum özelleştirme kapsamına alındıktan sonra,
ben de SSK'den emekli olmak zorunda kaldım. Kıdem taz-
minatını ödenirken kamu görevinde ve EmekJi Sandığı'na ta-
bi olarak geçen hizrnetlerimin göz ardı edilerek, kıdem taz-
minatına dahil edilmedigini gördüm. Nedenini sorduğunda ba-
na "memuriyetten istifa ederek aynlmışsınız. İstifa ederek iş-
ten aynlanlara kıdem tazminaü ödenmesi yasal değüdir" ya-
nıtını verdiler.
îşçiler istifa ettiğüıde kıdem tazminatı ödenmediğini bili-
•>orum. Ancak ben kamudan ve memuriyetten istifa ettim. So-
/iım:
Memurken, istifa ile aynldığım memuriyetteki hizmetim,
kıdem tazminatıma dahil edilir mi?
( YB. )
YAMT: 1475 sayılı İş Yasası'nın kıdem tazminatına ilişkin
14. maddesi dışında, diğer maddeleri, 10 Haziran 2003 gün-
lü Resmi Gazete'de yayımlanan 4857 sayılı
w
tş Kanunu" ile
yürürlükten kaldınlmıştır. Bugün Türkiye'de iki iş yasası yü-
rûrlüktedir. 1475 sayılı îş Yasası bir tek 14. maddeden oluş-
rnaktadır. 14. madde de yalnızca, "ladem tazminatT ile ilgi-
li uygulamaları içermektedir. Bu nedenle sorunuz, 1475 sa-
yılı Iş Yasası'na göre yanıtlanabilir.
1475 sayılı Iş Yasası'nın 14. maddesi uyannca:
" TC Emekli Samhğı Kanunu ve Sosyal Sigortalar Kanunu'na
\ey» yalnız Sosyal Sigortalar Kanunu'na tabi olarak sadece ay-
nı ya da degişik kamu kuruluşlannda geçen hizmet süreleri-
tin birleştirilmesi sureriyle Sosyal Sigortalar Kanunu'na göre
vışhlık veya malullük ayhğına ya da toptan ödemeye hak ka-
zanan işçiye, bu kamu kuruluşlannda geçirdiği hizmet sürele-
ıinin toplamı üzerinden son kamu kunıluşu işverenince ladem
tızminaü ödenir. Yukarıda beürtilen kamu kuruluşlannda iş-
çnin hizmet akdinin evvelce bu maddeye göre kıdem taznü-
laO ödennıesini gerektirmeyecek şekilde sona ermesi suretrv-
k geçen hizmet süreleri kıdem taznıinaönın hesabında dikka-
tt ahnmaz."
Yargı kararlan ile, işçilikte istifa ile son bulan iş sözleşme-
Urinde kıdem tazminatı ödenemeyeceği kesinleşmiştir. Isti-
fj ile son bulan devlet memurluğu için, uygulama nasıl yapı-
lıcaktır? istifa ile son bulan memuriyette geçen sürelere kı-
cem tazminatı ödenecek midir? Bu sorunun yanıtı, bir olum-
li ve iki olumsuz, üç ayn yargı karannda yer almıştır.
1)" (...) Bir memurun bulunduğu statüden aynhnası ya me-
ourluktan ihraç ya da istifa suretiyle mümkündür. Memuri-
«tten işçiüğe hakil veya mu\ afakatle geçme şeklinde bir işle-
pe menıur ve işçi hukukumuzu düzenleyen mevzuatta yer ve-
lilmiş degildir. Rızası ahnarak da olsa memurhet statüsünden
jçi statüsüne geçişte memurun mutlaka bu statüden avnlmak
jtedigini belgeleyen bir istifa yazısı vermesi zorunluluğu var-
cır. Memuriyete ilişkin kadronun boşaltılabilmesi de ancak bu
üiretle mümkündür. (...) Bu durumda istifa ik sonuçlanan me-
Duriyette geçen sürenin kıdem tazminatı açısuıdan değerlen-
drihnesine yasal bir engel olduğu söylenemez.(...)"
(Yargıtay"9. Hukuk Dairesi 29.4J980 Tarih, 1980/3408
•sas, 1980 5110 Karar)
2) "Özet: İşçinin birleştirilen hizmetlerinden ilki Emekh
«andığı Kanunu'na tabi olup, iştirakçi bu görevinden istifa
derek ayrümışür. İş Kanunu'nda 'istifa hali' ladem ödence-
ini gerekürecek olumlu bozma (fesih) nedenkrinden sayıuna-
toğma göre, adı geçenin sigortaya bağlı son görevinden aynl-
aası durumunda, memuriyette geçen hizmet süresi kıdem taz-
oinatı ödencesi hesabında göz önüne ahnamaz."
(Yargıtay 9. Hukuk Daıresı 26.3.1986 Tarih, 1986/2188
^sas, l_986/3390 Karar)
3) "Özet: İstifa suretiyk sona eren memuriukta geçen hiz-
net süresi kıdem tazminatına dahil edilemez. Bu sürenin işçi-
ikte gibi son işçilik ücretinden hesap edilmesi de doğru değil-
tir."
(Yargıtay 9. Hukuk Dairesi, 9.3.1987 Tarih, 1987/2275 Esas,
987/2757 Karar)
Kaynak: 1) Yasa Hukuk Dergisi, Haziran 1980, sayfa 879
2) Yargıtay Kararlan Dergisi, Nisan 1987, sayfa : 556
3) Yasa Hukuk Dergisi, Mayıs 1987, sayfa: 757
Yenimodabu.Her
olan bitenden "de-
rin "ler sorumlu olu-
yor. Bir de devlet...
Çocuk Esirge-
me'de çocuklar dö-
vülüyor, sorumlusu
soyut anlamda dev-
let...
Demokratikleşmi-
yoruz ya, şu devlet
yok mu, şu devlet.
Hep o yapıyorzaten...
Kardeş kavgasına
tutuşuyoruz. Sorum-
lu yine soyut anlam-
da devlet, hem de de-
rininden...
Biz buna eskiden
"s/sfem "derdik. Sis-
temdi sorumlu olan.
Derin sistem yani.
Nedir o derin sis-
tem?
*Kürese/teşme°adı
altında dünyaya, do-
laytsıyte hepimizin olan
yurt toprağına yepye-
ni bir biçim vermeye
çalışan, adaletsizliği
derinleştiren, isinegel-
di mi soya sopa bak-
madan insanlan köle
olarak kullanan neo-li-
beral sistem.
Sistemledidişmiyo-
ruz da onun biçimlen-
dirdiği soyut kavram-
larla uğraşıyoruz.
Biz bu kafayla daha
çok birbirimizin başı-
nın etini yeriz; derin-
den, derinden...
KİM KtME DUM DUMA BEHIÇAK behicakCayahoo.com.tr
HARBt SEMİH POROY
HAYAT EPtK TİYATROSU MLSTAFA BILGİN hayatepik <ı mynet.com
,<?>.
VOK MU LAN -HICK- **
BU GENCLERİ
ÎSTtSM/ARCI
/ N StYASETCÎLERDEN
^ ' KORUYAN YASA HA.
YOK MU?..
;' -HICK-
\
BEN OEMEDİM Mt?..
DEVLETtN
VAJAHbASINI
ICKtGtBÎ
KÖTÜ
ALIŞKANLIICLARDAN
KORUMASI
AMAYAŞAL
6OREVÎBİR!
TARİHTE BUGÜN MİJMTAZ ARIKAN 5 Arahk ıcıcu.mumtaz-arikan.com
UCAKLA KAYAK!
1924 '7E 8U6ÜAJ, KAUADA 'DA, UÇA6A BA6U İPLEBlS
çadLEfJ KAV4KÇ11AR BİR &&STEG.I yAPTT. BU İL-
GİHÇ SPORA MBKAK SABAN GEAJÇ KAYAKÇICAB
Bİ& SÜGEDiR Hj42/gL4HMA*TAyPt. QUEŞ£C £W- .
LETİHİN OOHMUf OLAN OUtMET 6ÖLÜ YÜZ£YrMI
BİH PİST 6İBİ KULL4AJAAJ UÇAK \/E KArA/CÇtLAIl,
HEYSCAN VERJCİ GÖSTe&ri GEKÇ£*U£$7İieM/Ç-
77. UÇAĞA BAĞU İPL£fZİ DİLEDİKtERİ /4V Bt-
RAKA8İLEU SPoeCULAZ, BİR -4/64 1OO fd-
LOMETRBYİ AÇAN BR M24 SSffMl'ÇTr.
ANCAK ÇOK D&Jey/MU KArAfCÇ/LAZ/A/ YAPA-
BiLEceâi BU sp6n içiü; SAĞLAM B/R siuie
SfSTBMİ, ANTHEMMAAJLI â/J? WJOJT V£ YU-
MUÇA/C KARLl BifZ İ £&e*teZ7EV0İ
TUNCELİ SULH HUKUK MAHKEMESt'NDEN
Esas No: 2004 109 - Karar No: 2005 213
Davacı KH tarafindan mahkememize ıkame edilen vasiyetnamenın açüması davasının yapılan açık yargılaması sonunda:
Mahkememızce verileü 06. 10.2005 tarih, 2004/109 Esas, 2005'213 Karar sayılı ilamı ile Tunceh merkez Kocakoç köyü, cüt no: 27,
hane: 48"de nüfiısa kayıth Hassi Zenk ve Melek oğlu, 1912 doğumlu müte\efFa Kali Gök'e ait vasiyetnamenin açılarak tüm mirasçılara
teblıg ışlemlen tamamlanmış olup, yasal süresi içerisinde mirasçılann vasiyetnamenin tenfizini talep etmedikleri anlaşılmakla, mahke-
mece yapılacak başka bir işlem kalmadıgudan vasiyetnamenin açıldığının tespiti ile esasın bu şekilde kapatılmasına karar verilmiştir.
Bütün aramalara rağmen adresi tespıt edilemeyen müteveffa Kali Gök mirasçısı Tunceli merkez Anbar köyü nüfusuna kayıth Kali ve
Derman kızı 1935 doğumlu Beser Gök'e (Ağırcan) mahkememızın bu gerckçeli karannın ilanen tebliğine, ılanın yayımlandığı tanhten
itibaren 8 gün içerisinde temyiz edihnediği takdirde karann kesinleşmiş sayılacagı tebligat yerine kaim olmak üzere ilanen tebliğ olu-
nur. 06.10.2005 Basın: 49103
SAGNAK
NİLGÜN CERRAHOĞLU
'Müşteriye Hizmet!'
Sabiha Gökçen Havaalanı'nda CIA uçağının yap-
tığı "21 saatlik konaklamayı" Binali Yıldınm şöyle
değerlendirmiş:
"Isterse bir hafta kalsın. Ne kadar çok kalırsa ha-
vaalanı o kadar çokpara kazanır!.. Gelen uçağa 'Ni-
ye bu kadar kalıyorsun?' deme hakkımızyok. Müş-
terilere en iyi hizmeti vermekle mükellefiz..."
Pes doğrusu! Bu ne biçim bir egemenlik anlayışı?
Ne biçim bir insan haklan, kamuoyu anlayışı? Ulaş-
tırma Bakanı kamuoyuyla alay mı ediyor? Dalga mı
geçiyor? Dünyadan mı habersiz? Hak, hukuk, ada-
let kavramlan nedir... bunlan mı bilmiyor?
Binali Yıldınm hadi gene "Binali Yıldınm'lığım"
yaptı diyelim... Ya Başbakan'ın tepkisine nedeme-
li? O da "Bu soruyu niyegündemde tutuyorsunuz?"
diye gazetecileri terstemiş.
TC Başbakanı, görevi "kamuoyunu haberdar et-
mek olan" gazetecileri böyle paylarken, kapısında
bekleştiğimiz AB ile ABD arasında "işkence uçak-
lan" yüzünden çok ciddi bir kriz yaşanıyor.
Başlıbaşına bu olay bile, AB değerierinden ne ka-
dar uzakolduğumuzun kanıtıdır. HiçbirAvrupalı baş-
bakanın aklına, "CIA uçaklannı araştıran gazeteci-
leri" azariamak, "konuyu niye gündemde tutuyor-
sunuz?" diye onlara fatura kesmek gelmedi.
HiçbirAB başbakanı yadahükümettemsilcısi; ba-
sına benzer "çıkışlarda" bulunmadı. AB'Iİ yetkililer
çıkış yaptıklannda, bunu Washington nezdinde ya-
pıyorlar. VVashington'dan hesap soruyorlar. Kendi
gazetecılerinden değil...
Onlar 'şeffaf, biz değiliz...
Avrupa ile Türkiye arasındaki en büyük fark bu iş-
te: Onlar "şeffaf". Biz değiliz. Onlar şeffaflığa, kamu-
oyuna, vatandaşın haber alma hakkına saygı gös-
teriyor. Bizde bu "hak"; iktidarlann iradesine kalmış
bir "opsiyon", keyfi birtercih gibi görülüyor.
"CIA işkence uçaklannın" Avrupa hava sahasını,
gayri meşru amaçlarveyöntemlerle kullanması, hem
"insan haklan" hem bir "egemenlik haklan" ihlali
olarak algılanıyor AB ülkelerinde. Yanı çifte kavrul-
muş bir ihlal söz konusu.
"Gulag" benzetmesiyle, "CIA takımadalan" ola-
rak tanımlanan uçaklann; egemen ülke havasaha-
lannda kimseye hesap vefmeden "elek" gibi girip çık-
malan, açık "egemenlik ihlali" sayılıyor.
Bu uçaklarda tutsaklara yapılan "işkence" ise,
"Avrupa İnsan Haklan Konvansiyonu'nun ihlali"ya-
ni "uluslararası anlaşmalann ihlali" olarak görülüyor.
Bundan büyük skandal olur mu?
Avrupa basını, başbakanlar, dışişleri bakanları,
parlamentolar, muhalefet partileri... bu nedenle ayak-
ta. Bizimkiler alay eder gibi, ya "Fena mı, para ka-
zanınz" kabili galiz beyanlarda bulunuyor ya da ga-
zetecileri paylıyorlar...
'CIA takımadalarma' Avrupa'dan
yükselen yanıt
"Hotzot" ve çiğ esprilerle geçiştirilecek bir konu
değil bu. Ankara'nın en azından büyük çaplı bir "ulus-
lararası skandalın menziline girdiğini" gömnesi lazım.
Brüksel birdefa, sıkı takipte. "Uçaklara 'resmi izin-
le' onay veren üyelerin", AB kararianndan men edil-
mesi gündemde. CIA ile işbirliği yapan ülkeler, "Kon-
seykarariannda oyhaklannı" yitırebilecekler. AB Ko-
misyonu Başkan Yardımcısı Franco Frattini'nin bu
yönde beyanlan var.
Ingiliz Dışişleri Bakanı Jack Stravv da; "AB dö-
nem başkanı" sıfatıyla VVashington'dan "açıklama"
bekliyor. Condoleeza Rice'a hitaben kaleme aldı-
ğı mektupta "Avrupa pariamentolan ve Avrupa ba-
sınında geniş yanio bulan konunun aydınlatılması-
nı" talep ediyor.
Ingiltere, Isveç, kalya, Almanya, Fınbndiya, Macaris-
tan, Romanya, Polonya... "hava sahalannın neden
ihlal edildiğini" oğrenmek istiyoriar. Portekiz Par-
lamentosu, Dışişleri Bakanı Freitas do Amaral'dan
"açıklama" bekliyor. Ispanyol Başbakanı Zapatero,
kuşkulann kanrtlanması halinde, VVasrıington nezdin-
de "ilk tepkiyi" Madrid'in göstereceğini ilan ediyor...
Avusturya muhalefeti (sosyal demokratlar) Baş-
bakan Schüssel'i ABD'ye "resmi protesto" için
sıkıştırıyor. Hollanda'da muhalefet, aynı şekilde
hükümete baskı yapıyor.
Bu konudada biz niyeAvrupa'dan bu kadargeriyiz?
Erdoğan ve Yıldırım'ın tavn ortada. CHP'den ses
çıkmayacak mı?
BULMACA SEDAT YAŞAYAN
1 2 3 4 5 6
I I W
ur• I
m
7 8 9
\
1 2 3 4
SOLBANSAĞA:
1/ Güney
Anadolu'ya
özgü, tahin, li-
mon, zeytin-
yağı, kimyon
ve sarmısakla
yapılan bir tür
meze...Birto-
pu raketle ya
da sopayla
belli bir yere 8
atmaya daya- 9
nan oyun. 2/
Açık alanlardan ve
kalabahk yerlerden
aşın derecede kork-
ma. 3/ "Sağ yanım-
da yârem var/ — ya-
na dönder beni"
(Türkü)... Endonez-
ya ve Malezya'ya öz-
gü bir tür deniz taşı- 8
tı. 4/ Sanayi... Pem- 9
be renkli şarap. 5/ Suda yaşayan basıt yapılı bit-
kilerin genel adı. 6/Rafineri. 7/Cennet ile cehen-
nem arasında bulunduğuna inanılan yer... Briçte
roberi oluşturan iki bölümden her biri. 8/îlkel bir
silah... Donuk renkli... Japon lirik dramı. 9/Ha-
riç... Denizli'nin bir ilçesi.
YUKARIDAN AŞAĞIYA:
1/Mısır unu, nişasta ve pekmezle yapılan bir tat-
h... Ateş. 2/Rusların ünlü destanı... "Mektup alır
efkârlanınm' — içer efkârlanınm" (Orhan Veli),
3/ Çanakkale'nin Gelibolu ilçesine bağlı, Namık
Kemal'in mezannın da bulunduğu belde. 4/ Rüt-
besiz asker... Pilotlar ve havacılar için yayımlanan
bülten. 5/Yank, çatlak... Dilbilgisindeki sözcük tür-
lerinden biri. 6/Toplu tartışma... Tantal elementi-
nin simgesi. II Polonya halkının ulusal dansı. 8/
Aşın şişman... Ordu'nun Perşembe ilçesinin eski
adı. 9/ Eski Mısır'ın üç büyük piramidinden biri.