23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
5 ^ARM-\K2O05 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA 17 Atatiipk'ün sozleriyle kimlik CLTihuriyetımizin kurucusu Mustafa Kenal Atatürk, kendi elyazısıyla kafeme aldığı "Medeni Bilgiler" çaışmasında, "Millet" konusunu işle-1<en bugünkü tartışmalan yakından ilgiendiren bir değerlendirme yapmış. Okıyalım: "Bugünkü Türk milleti siyasi ve çtimai camiası içinde kendilerine Kütlûk fikri, Çerkeslik fikri ve hatta Lafık fikri veya Boşnaklık fikri prcoaganda edilmek istenmiş vatandaş ve nillettaşlanmız vardır. Fakat mazinin isti»dat devirieri mahsulü olan bu yanlış tevzimler (adlandırmalar) birkaç düynan âleti, mürteci beyinsizden meada (başka) hiçbir millet ferdi üzeinde teellümden (dertlenme) başka bir csir hasıl etmemiştir. Çünkü, bu milat efradı da umum Türk camiası gibi ayn müşterek maziye, tarihe, ahlaka, hukjka sahip bulunuyoıiar." Sağlıktesti Antera Tabip Odası, "Sosyal Sigortalar ve Genel SağlıkSigortası Yasa Tasansı" ile igili çoktan seçmeli sorular hazrlamış. Bir örnek: "Genel Sağlık Sigortası ile 'kamu hasraneleri' nasıl olacak?" Yant seçeneklerı: a) Aman ne güzel olacak. b) Hekimler mesleki bağımsızlık içinde, güvenceli çalışacak. c) Kamu hasranesine ne gerek var. d) Kamu hastaneleri ile özel hastaneler genel sağık sigortası fonu için birbiriyle rekabet edecek. Ankara Tabip Odası, sağık testinden geçenler için ipucu da verniş: "Yeni Sağlık Kanunu taslağı ile kamu hastanelerinin 49 yıllığına özel sektöre kiraya verilmesinin planlandığını hatıiayalım." IŞIK KA\SU 'Ulus Dagına Duşen Ateş' Tek başına ulus dağına düşen ateştir Asker Makbute. Kocayayla'nın oralar- da, ardıç ağaçlanna sorsanız, Harlak de- resinin çağıldayan sulannın sesine kulak verseniz, masallardaki gibi dile gelip an- latacaMardıronu. "AskerMakbule" dtye- ceklerdir, "Daha on dokuzunda ulusal kurtuluş için bu dağlarda tüfekattı, son- ra sığırcık oldu, uçup gitti..." At üstünde hüzün, Halil Efe ile gele- cektir. Sisler arasından, açlıktan ve yor- gunluktan sanki upuzun olmuş akıncılar- la... Onlan gören Kiçir köyünün yaşlısı Eşref Ağa'nın yüzü ağaracaktır "Kade- rini binbirine bağlamış insanlar, aynı top- rağın üstünde yaşadıkça, aralanna kini garezi sokmadıkça, kardeş olup kayna- şıriarl Gün gelir, birbirierinden ayırt edi- lemez oluıiaıi" Günlerdir, aylardırdağlarda.dolaşmak- tan saçt sakalına kanşmış bir kalpaMı be- lirecektir ardından. Akıncılar Kumanda- nı, Demirci Havalisi Kaymakamı Ibrahim Ethem Bey hepimizı, ama hepimızi şöy- le bir süzüp sesini yükseltecektir "Hayı- nın ırkı olmaz, hırsı oluri Milletin istedi- ğiyse, çocuklannı bu topraklarda huzur içinde yaşatmaktır." Okumadıysanız okuyun Mustafa Yıl- dınm'ın, "Ulus Dağına Düşen Ateş"\ri\. Roman gibi değil, bugünü yaşarmış gibi okuyun. Derin sistem 1944 Adana llköğretim Okulu mezunu öğretmen Zekeriya Erdem'in tuttu- ğu günlüklerden aldığımız şu küçük bölüm, bir öğret- menin çileli ama bir o kadar tutkulu yaşamını özetliyor: "1948-49 öğretim yılında Afşar Köyü'ndeydim. Köy- deokulbinasıyoktu. Cami bitişiğinde küçük bir oda- da ders yapıyorduk. Ziya amca evinin birodasını ba- na vermişti. Orada kalıyor- dum. Tek öğretmen ben- dim. Okul mevcudu kaba- nktı. 1950-51 öğretim yı- lında okul binası yapıldı. Bir öğretmen daha verildi. Oğretmenlerimiz 1950-51 öğretim yılında ta- yinimi Ortaköy'eyaptırdım. Çocuklara kıyafet aldım. Devamsız öğrencilerle se- neboyuncauğraştım. 1952 yılı içinde beni gezici öğret- menliğe aldılar. 300 liraya bir ataldım. Atla bütün birböl- geyi dolaştım. 1954-55 öğ- retim yılı içinde Kozaklı il- çesinde Maarif memuruy- dum. Demek başkanı ola- nakortaokuliçin köyfeneyar- dıma çıktım. Annemin öldü- ğünü öğrendim; toprağa verilmiş. 1956-57 öğretim yılında Buruncu Okulu Ba- şöğretmeniydim. 1958-59 öğretim yılında Yakacık'tay- dım. Okul bakımsız, çocuk- larzayıftı. Bazen köyde ka- lıyordum. Sultan'la Yukan Ayvalı 'da Şükrü 'nün evinde oturuyorduk. Nuray orada doğdu. Ben Yakacık Kö- yü'ne çocuklan okutmak için hergün büyük zahmet- lerle gidip geliyordum. 1960'ta tayinim Ayaş 'a ya- pıldı. Biryıl sonra Mehti Kö- yü'ndeydim. Maddiolarak çok kötü durumdaydık. Köydeki okulyeniyapılmış- tı. Buraya ağaç diktirdim..." 1996'da aramızdan ayn- lan Zekeriya öğretmeni, og- lu Haluk Erdem şöyle an- latıyor "ölümüne kadarbil- giye, öğrenmeye ve tartış- maya meraklıydı. Sürekli olarak Fransızca dil bilgisi- ni ilerfetmeye çalışır, mate- matik problemleri çözer, edebiyat ve tarih kitaplan okurdu. Şiiri ve türküleri çok severdi." Sokak ortasında öğretmen coplayan ve cop- latanlara tek bir sözümüz olmalı: "Hişt, bana bak, öğret- mene el kalkmaz!" ÇALIŞANLARIN SORULARI/SORUIVLARI YILMAZ ŞtPAL Memurluktan istifa ve kıdeın tazıııiııatı Sonı: Devlet memuru olarak Emekli Sandığf na tabi çalı- şırken 1998 'de istifa ederek bir başka kamu kuruluşunda, Sos- yal Sigortalar Kurumu'na tabi işçi olarak çahşmaya başladım. Çalıştığım kurum özelleştirme kapsamına alındıktan sonra, ben de SSK'den emekli olmak zorunda kaldım. Kıdem taz- minatını ödenirken kamu görevinde ve EmekJi Sandığı'na ta- bi olarak geçen hizrnetlerimin göz ardı edilerek, kıdem taz- minatına dahil edilmedigini gördüm. Nedenini sorduğunda ba- na "memuriyetten istifa ederek aynlmışsınız. İstifa ederek iş- ten aynlanlara kıdem tazminaü ödenmesi yasal değüdir" ya- nıtını verdiler. îşçiler istifa ettiğüıde kıdem tazminatı ödenmediğini bili- •>orum. Ancak ben kamudan ve memuriyetten istifa ettim. So- /iım: Memurken, istifa ile aynldığım memuriyetteki hizmetim, kıdem tazminatıma dahil edilir mi? ( YB. ) YAMT: 1475 sayılı İş Yasası'nın kıdem tazminatına ilişkin 14. maddesi dışında, diğer maddeleri, 10 Haziran 2003 gün- lü Resmi Gazete'de yayımlanan 4857 sayılı w tş Kanunu" ile yürürlükten kaldınlmıştır. Bugün Türkiye'de iki iş yasası yü- rûrlüktedir. 1475 sayılı îş Yasası bir tek 14. maddeden oluş- rnaktadır. 14. madde de yalnızca, "ladem tazminatT ile ilgi- li uygulamaları içermektedir. Bu nedenle sorunuz, 1475 sa- yılı Iş Yasası'na göre yanıtlanabilir. 1475 sayılı Iş Yasası'nın 14. maddesi uyannca: " TC Emekli Samhğı Kanunu ve Sosyal Sigortalar Kanunu'na \ey» yalnız Sosyal Sigortalar Kanunu'na tabi olarak sadece ay- nı ya da degişik kamu kuruluşlannda geçen hizmet süreleri- tin birleştirilmesi sureriyle Sosyal Sigortalar Kanunu'na göre vışhlık veya malullük ayhğına ya da toptan ödemeye hak ka- zanan işçiye, bu kamu kuruluşlannda geçirdiği hizmet sürele- ıinin toplamı üzerinden son kamu kunıluşu işverenince ladem tızminaü ödenir. Yukarıda beürtilen kamu kuruluşlannda iş- çnin hizmet akdinin evvelce bu maddeye göre kıdem taznü- laO ödennıesini gerektirmeyecek şekilde sona ermesi suretrv- k geçen hizmet süreleri kıdem taznıinaönın hesabında dikka- tt ahnmaz." Yargı kararlan ile, işçilikte istifa ile son bulan iş sözleşme- Urinde kıdem tazminatı ödenemeyeceği kesinleşmiştir. Isti- fj ile son bulan devlet memurluğu için, uygulama nasıl yapı- lıcaktır? istifa ile son bulan memuriyette geçen sürelere kı- cem tazminatı ödenecek midir? Bu sorunun yanıtı, bir olum- li ve iki olumsuz, üç ayn yargı karannda yer almıştır. 1)" (...) Bir memurun bulunduğu statüden aynhnası ya me- ourluktan ihraç ya da istifa suretiyle mümkündür. Memuri- «tten işçiüğe hakil veya mu\ afakatle geçme şeklinde bir işle- pe menıur ve işçi hukukumuzu düzenleyen mevzuatta yer ve- lilmiş degildir. Rızası ahnarak da olsa memurhet statüsünden jçi statüsüne geçişte memurun mutlaka bu statüden avnlmak jtedigini belgeleyen bir istifa yazısı vermesi zorunluluğu var- cır. Memuriyete ilişkin kadronun boşaltılabilmesi de ancak bu üiretle mümkündür. (...) Bu durumda istifa ik sonuçlanan me- Duriyette geçen sürenin kıdem tazminatı açısuıdan değerlen- drihnesine yasal bir engel olduğu söylenemez.(...)" (Yargıtay"9. Hukuk Dairesi 29.4J980 Tarih, 1980/3408 •sas, 1980 5110 Karar) 2) "Özet: İşçinin birleştirilen hizmetlerinden ilki Emekh «andığı Kanunu'na tabi olup, iştirakçi bu görevinden istifa derek ayrümışür. İş Kanunu'nda 'istifa hali' ladem ödence- ini gerekürecek olumlu bozma (fesih) nedenkrinden sayıuna- toğma göre, adı geçenin sigortaya bağlı son görevinden aynl- aası durumunda, memuriyette geçen hizmet süresi kıdem taz- oinatı ödencesi hesabında göz önüne ahnamaz." (Yargıtay 9. Hukuk Daıresı 26.3.1986 Tarih, 1986/2188 ^sas, l_986/3390 Karar) 3) "Özet: İstifa suretiyk sona eren memuriukta geçen hiz- net süresi kıdem tazminatına dahil edilemez. Bu sürenin işçi- ikte gibi son işçilik ücretinden hesap edilmesi de doğru değil- tir." (Yargıtay 9. Hukuk Dairesi, 9.3.1987 Tarih, 1987/2275 Esas, 987/2757 Karar) Kaynak: 1) Yasa Hukuk Dergisi, Haziran 1980, sayfa 879 2) Yargıtay Kararlan Dergisi, Nisan 1987, sayfa : 556 3) Yasa Hukuk Dergisi, Mayıs 1987, sayfa: 757 Yenimodabu.Her olan bitenden "de- rin "ler sorumlu olu- yor. Bir de devlet... Çocuk Esirge- me'de çocuklar dö- vülüyor, sorumlusu soyut anlamda dev- let... Demokratikleşmi- yoruz ya, şu devlet yok mu, şu devlet. Hep o yapıyorzaten... Kardeş kavgasına tutuşuyoruz. Sorum- lu yine soyut anlam- da devlet, hem de de- rininden... Biz buna eskiden "s/sfem "derdik. Sis- temdi sorumlu olan. Derin sistem yani. Nedir o derin sis- tem? *Kürese/teşme°adı altında dünyaya, do- laytsıyte hepimizin olan yurt toprağına yepye- ni bir biçim vermeye çalışan, adaletsizliği derinleştiren, isinegel- di mi soya sopa bak- madan insanlan köle olarak kullanan neo-li- beral sistem. Sistemledidişmiyo- ruz da onun biçimlen- dirdiği soyut kavram- larla uğraşıyoruz. Biz bu kafayla daha çok birbirimizin başı- nın etini yeriz; derin- den, derinden... KİM KtME DUM DUMA BEHIÇAK behicakCayahoo.com.tr HARBt SEMİH POROY HAYAT EPtK TİYATROSU MLSTAFA BILGİN hayatepik <ı mynet.com ,<?>. VOK MU LAN -HICK- ** BU GENCLERİ ÎSTtSM/ARCI / N StYASETCÎLERDEN ^ ' KORUYAN YASA HA. YOK MU?.. ;' -HICK- \ BEN OEMEDİM Mt?.. DEVLETtN VAJAHbASINI ICKtGtBÎ KÖTÜ ALIŞKANLIICLARDAN KORUMASI AMAYAŞAL 6OREVÎBİR! TARİHTE BUGÜN MİJMTAZ ARIKAN 5 Arahk ıcıcu.mumtaz-arikan.com UCAKLA KAYAK! 1924 '7E 8U6ÜAJ, KAUADA 'DA, UÇA6A BA6U İPLEBlS çadLEfJ KAV4KÇ11AR BİR &&STEG.I yAPTT. BU İL- GİHÇ SPORA MBKAK SABAN GEAJÇ KAYAKÇICAB Bİ& SÜGEDiR Hj42/gL4HMA*TAyPt. QUEŞ£C £W- . LETİHİN OOHMUf OLAN OUtMET 6ÖLÜ YÜZ£YrMI BİH PİST 6İBİ KULL4AJAAJ UÇAK \/E KArA/CÇtLAIl, HEYSCAN VERJCİ GÖSTe&ri GEKÇ£*U£$7İieM/Ç- 77. UÇAĞA BAĞU İPL£fZİ DİLEDİKtERİ /4V Bt- RAKA8İLEU SPoeCULAZ, BİR -4/64 1OO fd- LOMETRBYİ AÇAN BR M24 SSffMl'ÇTr. ANCAK ÇOK D&Jey/MU KArAfCÇ/LAZ/A/ YAPA- BiLEceâi BU sp6n içiü; SAĞLAM B/R siuie SfSTBMİ, ANTHEMMAAJLI â/J? WJOJT V£ YU- MUÇA/C KARLl BifZ İ £&e*teZ7EV0İ TUNCELİ SULH HUKUK MAHKEMESt'NDEN Esas No: 2004 109 - Karar No: 2005 213 Davacı KH tarafindan mahkememize ıkame edilen vasiyetnamenın açüması davasının yapılan açık yargılaması sonunda: Mahkememızce verileü 06. 10.2005 tarih, 2004/109 Esas, 2005'213 Karar sayılı ilamı ile Tunceh merkez Kocakoç köyü, cüt no: 27, hane: 48"de nüfiısa kayıth Hassi Zenk ve Melek oğlu, 1912 doğumlu müte\efFa Kali Gök'e ait vasiyetnamenin açılarak tüm mirasçılara teblıg ışlemlen tamamlanmış olup, yasal süresi içerisinde mirasçılann vasiyetnamenin tenfizini talep etmedikleri anlaşılmakla, mahke- mece yapılacak başka bir işlem kalmadıgudan vasiyetnamenin açıldığının tespiti ile esasın bu şekilde kapatılmasına karar verilmiştir. Bütün aramalara rağmen adresi tespıt edilemeyen müteveffa Kali Gök mirasçısı Tunceli merkez Anbar köyü nüfusuna kayıth Kali ve Derman kızı 1935 doğumlu Beser Gök'e (Ağırcan) mahkememızın bu gerckçeli karannın ilanen tebliğine, ılanın yayımlandığı tanhten itibaren 8 gün içerisinde temyiz edihnediği takdirde karann kesinleşmiş sayılacagı tebligat yerine kaim olmak üzere ilanen tebliğ olu- nur. 06.10.2005 Basın: 49103 SAGNAK NİLGÜN CERRAHOĞLU 'Müşteriye Hizmet!' Sabiha Gökçen Havaalanı'nda CIA uçağının yap- tığı "21 saatlik konaklamayı" Binali Yıldınm şöyle değerlendirmiş: "Isterse bir hafta kalsın. Ne kadar çok kalırsa ha- vaalanı o kadar çokpara kazanır!.. Gelen uçağa 'Ni- ye bu kadar kalıyorsun?' deme hakkımızyok. Müş- terilere en iyi hizmeti vermekle mükellefiz..." Pes doğrusu! Bu ne biçim bir egemenlik anlayışı? Ne biçim bir insan haklan, kamuoyu anlayışı? Ulaş- tırma Bakanı kamuoyuyla alay mı ediyor? Dalga mı geçiyor? Dünyadan mı habersiz? Hak, hukuk, ada- let kavramlan nedir... bunlan mı bilmiyor? Binali Yıldınm hadi gene "Binali Yıldınm'lığım" yaptı diyelim... Ya Başbakan'ın tepkisine nedeme- li? O da "Bu soruyu niyegündemde tutuyorsunuz?" diye gazetecileri terstemiş. TC Başbakanı, görevi "kamuoyunu haberdar et- mek olan" gazetecileri böyle paylarken, kapısında bekleştiğimiz AB ile ABD arasında "işkence uçak- lan" yüzünden çok ciddi bir kriz yaşanıyor. Başlıbaşına bu olay bile, AB değerierinden ne ka- dar uzakolduğumuzun kanıtıdır. HiçbirAvrupalı baş- bakanın aklına, "CIA uçaklannı araştıran gazeteci- leri" azariamak, "konuyu niye gündemde tutuyor- sunuz?" diye onlara fatura kesmek gelmedi. HiçbirAB başbakanı yadahükümettemsilcısi; ba- sına benzer "çıkışlarda" bulunmadı. AB'Iİ yetkililer çıkış yaptıklannda, bunu Washington nezdinde ya- pıyorlar. VVashington'dan hesap soruyorlar. Kendi gazetecılerinden değil... Onlar 'şeffaf, biz değiliz... Avrupa ile Türkiye arasındaki en büyük fark bu iş- te: Onlar "şeffaf". Biz değiliz. Onlar şeffaflığa, kamu- oyuna, vatandaşın haber alma hakkına saygı gös- teriyor. Bizde bu "hak"; iktidarlann iradesine kalmış bir "opsiyon", keyfi birtercih gibi görülüyor. "CIA işkence uçaklannın" Avrupa hava sahasını, gayri meşru amaçlarveyöntemlerle kullanması, hem "insan haklan" hem bir "egemenlik haklan" ihlali olarak algılanıyor AB ülkelerinde. Yanı çifte kavrul- muş bir ihlal söz konusu. "Gulag" benzetmesiyle, "CIA takımadalan" ola- rak tanımlanan uçaklann; egemen ülke havasaha- lannda kimseye hesap vefmeden "elek" gibi girip çık- malan, açık "egemenlik ihlali" sayılıyor. Bu uçaklarda tutsaklara yapılan "işkence" ise, "Avrupa İnsan Haklan Konvansiyonu'nun ihlali"ya- ni "uluslararası anlaşmalann ihlali" olarak görülüyor. Bundan büyük skandal olur mu? Avrupa basını, başbakanlar, dışişleri bakanları, parlamentolar, muhalefet partileri... bu nedenle ayak- ta. Bizimkiler alay eder gibi, ya "Fena mı, para ka- zanınz" kabili galiz beyanlarda bulunuyor ya da ga- zetecileri paylıyorlar... 'CIA takımadalarma' Avrupa'dan yükselen yanıt "Hotzot" ve çiğ esprilerle geçiştirilecek bir konu değil bu. Ankara'nın en azından büyük çaplı bir "ulus- lararası skandalın menziline girdiğini" gömnesi lazım. Brüksel birdefa, sıkı takipte. "Uçaklara 'resmi izin- le' onay veren üyelerin", AB kararianndan men edil- mesi gündemde. CIA ile işbirliği yapan ülkeler, "Kon- seykarariannda oyhaklannı" yitırebilecekler. AB Ko- misyonu Başkan Yardımcısı Franco Frattini'nin bu yönde beyanlan var. Ingiliz Dışişleri Bakanı Jack Stravv da; "AB dö- nem başkanı" sıfatıyla VVashington'dan "açıklama" bekliyor. Condoleeza Rice'a hitaben kaleme aldı- ğı mektupta "Avrupa pariamentolan ve Avrupa ba- sınında geniş yanio bulan konunun aydınlatılması- nı" talep ediyor. Ingiltere, Isveç, kalya, Almanya, Fınbndiya, Macaris- tan, Romanya, Polonya... "hava sahalannın neden ihlal edildiğini" oğrenmek istiyoriar. Portekiz Par- lamentosu, Dışişleri Bakanı Freitas do Amaral'dan "açıklama" bekliyor. Ispanyol Başbakanı Zapatero, kuşkulann kanrtlanması halinde, VVasrıington nezdin- de "ilk tepkiyi" Madrid'in göstereceğini ilan ediyor... Avusturya muhalefeti (sosyal demokratlar) Baş- bakan Schüssel'i ABD'ye "resmi protesto" için sıkıştırıyor. Hollanda'da muhalefet, aynı şekilde hükümete baskı yapıyor. Bu konudada biz niyeAvrupa'dan bu kadargeriyiz? Erdoğan ve Yıldırım'ın tavn ortada. CHP'den ses çıkmayacak mı? BULMACA SEDAT YAŞAYAN 1 2 3 4 5 6 I I W ur• I m 7 8 9 \ 1 2 3 4 SOLBANSAĞA: 1/ Güney Anadolu'ya özgü, tahin, li- mon, zeytin- yağı, kimyon ve sarmısakla yapılan bir tür meze...Birto- pu raketle ya da sopayla belli bir yere 8 atmaya daya- 9 nan oyun. 2/ Açık alanlardan ve kalabahk yerlerden aşın derecede kork- ma. 3/ "Sağ yanım- da yârem var/ — ya- na dönder beni" (Türkü)... Endonez- ya ve Malezya'ya öz- gü bir tür deniz taşı- 8 tı. 4/ Sanayi... Pem- 9 be renkli şarap. 5/ Suda yaşayan basıt yapılı bit- kilerin genel adı. 6/Rafineri. 7/Cennet ile cehen- nem arasında bulunduğuna inanılan yer... Briçte roberi oluşturan iki bölümden her biri. 8/îlkel bir silah... Donuk renkli... Japon lirik dramı. 9/Ha- riç... Denizli'nin bir ilçesi. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/Mısır unu, nişasta ve pekmezle yapılan bir tat- h... Ateş. 2/Rusların ünlü destanı... "Mektup alır efkârlanınm' — içer efkârlanınm" (Orhan Veli), 3/ Çanakkale'nin Gelibolu ilçesine bağlı, Namık Kemal'in mezannın da bulunduğu belde. 4/ Rüt- besiz asker... Pilotlar ve havacılar için yayımlanan bülten. 5/Yank, çatlak... Dilbilgisindeki sözcük tür- lerinden biri. 6/Toplu tartışma... Tantal elementi- nin simgesi. II Polonya halkının ulusal dansı. 8/ Aşın şişman... Ordu'nun Perşembe ilçesinin eski adı. 9/ Eski Mısır'ın üç büyük piramidinden biri.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle