25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
2 7 /WLIK2005SALI CUMHURİYET SAYFA HABERLER Tare Komisyonu, TBMM'deki aşiretçi milletvekillerini görmezden geliyor FeodaKte azmetürici...M E H H F A R A Ç TBfM'de töre cinayetlerinin ne- derüeıâ saptamak amacıyla kurulan komıon, çağdışı geleneİderi ayakta tutan rekçeleri yaniış yerde anyor! .. Milleîidlleri dinın ahlakı, gelenek- lerin xlaliteyi, aşıretçiliğinse töre- yi ayaa tuttuğunu görmezden geli- yor!.. oğu kadınını törelerin kıska- cuıa a n feodalitenin önderleri ve temsilteri Meclis'te bulunuyor... Türye, son 8 yıldır yaygınlaşan töre cayetleriyle sarsılıyor. Özellik- le Güvdoğu'da yogunlukla işlenen bu cinetlerin durdurulması için çe- şitli kıimler yoğun çaba harcıyor. Ancakeleneklerin beslediği töreler can alaya devam ediyor... »inançetenek-gûçJ Tön cinayetlerinin kökenleri, "inançetenek-güç" zincırinin halka- lanndîbesleniyor. Din ahlaki kural- lan orfra çıkartıyor, geleneklerse ah- lakla şcüleniyor... Töreyi ise feoda- lite, ya aşiretçilik ayakta turuyor... Ola>ı kökenine bu zincir üzerin- den balLdığında bugün töre ya da na- mus cııyeti olarak çözüm aranan so- nınun erkezinde aslında 'ataerkfl' ve 'erkekşemen' bir yapı olan feodali- tenin drduğu çok net görülüyor. Türk r e'deki bu soruna çözüm bul- mak içı milletvekilleri de bir çaba içindehlunuyor. TBMM'nin 18Ma- yıs 20C tarihJi oturumımda yapılan görüşıclerin ardından oluşturulan DİYARBAKIR BAROSU: AİLEYİKORUMA YASASIYETERSİZ KALIYOR Yasalar kadınlan korumuyor EMtNEKAPLAN ANKARA - Diyarbakır Baro- su'nun, TBMM Töre ve Namus Cinayetlerini Araştırma Komis- yonu'na sunduğu raporda, Aile- yi Koruma Yasası'nın kadınlan ve çocuklan korumadığı, Güneydo- ğu'daki kadınlann giivenlik güç- lerine güvenmediği için başvur- madığı kaydedildi. Raporda, şu tespitlere yer verildi: • 1998-2005 yıllan arasın- da 183 dava açıhrken, buların 104'ünde çeşitli tedbirlerin uygulan- masına; 79 davada ise tedbir uygu- lanmasına yer olmadığı, ret veyagö- revsizlik karan verildi. • Başvuru sayısının azlığı yasanın vatandaşlar tara- fından bilinmemesinden ve bölgede uzun yıllardan bu yana süren çatışma ortamı nedeniyle giivenlik men- suplanna duyulan güvensizlikten kaynaklanmaktadır. Aynca şiddet uygulayanın cezalandırılmayacağına inancın olması ve şiddetin tekrarlanması, dozunun art- ması da başvurunun azlığındaki diğer önemli neden- lerdendir. • Başvurulardan sonra tedbir karan alınamaması ve davalann uzun sürmesi nedeniyle mağdurlar şikâyet- lerinden vazgeçmektedirler. Özellikle kadınlann, ilk başvuru yaptıklan yer olan karakollarda polislerin olumsuz tavırlan kadınlann bu tedbir mekanizmasını işletmelerinin önündeki engellerden bindir. • Yasanın sadece evli kadınlan değil tüm kadınlan kapsayacak biçimde değiştirilmesi gereklidir. "TöreCirıayetieriiteKadınlaraveÇo- cuklara Yönelik Şiddetin Sebepleri- Araşünlarak Alınması Gereken Ön- lemlerin Bdirtenmesi Komisyonu" ça- lışmalannı sürdüriiyor. Töre laskacındaki komisyon!.. Ancak ne yazık ki komisyonun olu- şumunda bile törenin etkisi hissedili- yor. 6'sı kadın 7 si erkek 13 kişilik ko- misyonda erkek üyelerin üstünlüğü dikkat çekıyor. Komisyon haftalardır töre cinayetlerinin işlendigi Diyarba- kır, Urfa ve Gaziantep gibi kentlerde valiler, belediye başkanlan, kitle ör- gütleri, mağdurlar ve cezaevlerinde- ki tutuklu ve hükümlülerle görüşerek olayın boyutlannı ortaya çıkarmaya çalışıyor. Bu görüşmelerde komisyo- nun karşısına bölgedeki aşiretlerin ön- de gelenleri de oturtuluyor. Aslında tö- re sorununu bir taraftan da bu kişiler ve onlann Meclis'teki uzanülan kö- rüklüyor!.. TBMM'de, töre cinayetlerinin en yaygın oldugu Urfa, Gazıntep, Diyar- baİar, Batman, BitlisveMardin'den 45, Doğu ve Güneydoğu'nun diğer 16 kentinden ise 63 milletvekili bulunu- yor. Töre Komisyonu'na başkanlık da eden Gaziantepli Fatma Şahin dışın- da Meclis'te Doğulu kadın milletve- kili yer almıyor. Doğu'daki lO&milletvekilininyüz- de 70'i aşiret yapısından geliyor. Mar- din'den "Dağaşireti" lideri Sdahattin Dağ, Batman'dan "Badıkalar"ın reisi AhmetİnaL "ABkanlar"ın önde gelen- lerindenMehmetAli Suçjn, Hakkâri'de- ki Pinyanişi aşiretinden Mustafa Zey- dan, Şanlıurfa'dan "Kalendenlerr 'in reisi TUran Tüysüz, "İzol aşireti"nin önderlerindenZülfikar İzoL, Van'dan tt Burukanlar"ın önde gelenlerinden Mehmet Kartal, Hakkâri'den "Dost- kiler"in lideri Esat Canan ,"Gıravi aşıreti reisi Abdulhalik Ozdinç, Bat- man'daki "Sinikalar"dan MehmetNe- zir Nasıroğhı da foedalitenin uzantı- lan olarak Meclis'te bulunuyor. Töre cinayetlerinde tetiği yalnızca aile meclislerinin görevlendirdiği za- vallılar çekmiyor... Tetiğin gerisinde medyanın, cehaletin, yoksulluğun da parmağı bulunuyor... Ama şüphesiz tüm bu unsurlan ge- ri kalmışhğın, bağnazlığın ve cehale- tin bataklığında aşiretçiliğin tuttuğu unutuluyor!.. Şanlıurfa Valiliği'nin TBMM Töre Komisyonu'na sunduğu raporda, "Tö- re-namus cina>etierinin gerçekleşme- sindegeleneksel geniş aileyapısunnet- kisi bulunmaktadır. Ailelerin yönlen- diricisi olan aşiret ileri geienleri de bu süreçlere katkı sağiamışlar ya da göz yummuşlardır" diyerek çarpıcı bir gerçeği dışa vuruyor. Sorunlann kökenine inilerek çözül- mesi gerektiği bilimsel bir gerçek ol- duğuna göre, TBMM Töre Komisyo- nu üyeleri, töre cinayetlerinin gerek- çelerini ve azmettirenlerini yanlış yer- de anyor!.. SÎV&TOPLUM ÖRGÜTLERİ Tecride karşı ortak mücadele İstantıl Haber Servisi - Dünyanuı bir- çok ülktîinden Paris'te bir araya gelen sivil topum örgütü temsilcileri, devletle- rin sava. tutsaklanna ve rejim muhalifle- rüıe uygüadığı "tecrit' yöntemine karşı '"..'ak mıcadele çağnsı yaptılar. Sem- pozyumla, ABD ve Avrupa emperyaliz- minin hyatın her alanında yaydığı poli- tikalara likkat çekildi. Uluslrarası Tecritle Mücadele Plat- formu'nın "Tecride Karşı 4. Lluslarara- sıSempayumu'' geçen h^fta Paris'te gerçeklştirildi. "Savaş ve tşgaT, "Am- bargo, Sıvaş Tehdidi ve Hukuksuziuk", "Tecrit«Işkence", "ABD'de Srvasi Tec- rit* gıbıkonulann ele alındığı sempoz- yuma Tırkiye'den katılan sivil toplum örşütü ttmsilcileri, F tipi cezaevi uygu- lamalanu ve 19 Aralık2000'deki"Ha- yaa Döıûş Operasyonu"nu anlattılar. Fıansız ;azar Henri Alleg, bu tür sem- pozyumann emperyalızme karşı büyük birdayauşma yaratacağını, ortak hare- k«edılnesinin gerektiğini vurguladı. Aileg, "vünkü dünyada yeni bir engizis- yoB doğtu ve bütün özgürlüklere karşı knlanılı or. A\Tupa'nın göbeğinde ya- baKilan karşı bü>ük haksızhklar yapbyorve ırkçıhk boıUuTOr" dedi. ^ABD an amacı anlaşüdı tak Yırtsever Birliği Sözcüsü Avni AIKaknji ABD'nin politikasının, iş- keceyi aluslararası bir hakmış gibi gCîterdi|ine dikkat çekti. Kalemji, ".ABD'mn asd amacı anlaşddL Ancak, Ink halb, direnişijie baskılara karşı da- yvnanm mümkün oldugunu her gün ktfthytr. Herkesi direnişe sahip çıkma- yaçağmyonun" dedi. TAYAD adına ko- nişan Ahmet Kulaksız 19-22 Aralık'ta öKm orucunu sona erdirmek amacıyla dtenlenen operasyonlarda hukukun heyöncen ayaklar altına abndığını söy- Iei Şiiı dinletileri, Ebu Garip Ceza- eA.ndeki tutuklulann yaşamlannı anla- taıfilmgösterimleri gibi çok sayıda et- kmğin gerçekleştirildiği sempozyuma, • Gnp Yorum da türküleri ile katıldı. Van'da 'suikast timi' iddiası1 an'da aralannda VaU \i\-azi Tanılır'uı da bulun- duğu iist düze> yetkililere suikast hazırhğı yapüğı öne sürukn ve aralannda yaşh kadınlann da bu- hınduğu 4 kişi tutuklandj. Vali \i>azi Tanıfar ise "Bana ve iist düzey yetkililere suikast guişiminde buhınulacağı haberierini doğrulayacak bflgi yok n açıklamasuu yapo. Van Emniyet Müdüriüğü Te- rörle Mücadele ve İstihbarat ekiplerince3 aydır vürütulen istihbari çahşmalar sonucunda dün Karşıyaka Mahallesi'nde bir eve operasvon dü- zenlendl Operasjonda, \'an Valisi Niyazi Tanıur ve iist düze\ yetkililere suikast hazıriığı >apo|ı öne sürülen 2'si kadın 5 kişi yakalandı. Yılbaşında suikast >apacaklan iddia ediien ve aralannda iki v^şü kadımn da bulunduğu L.U AJC, HJC, B.K. ile sahte kimükn' A.U.'nun evlerinde yapılan arala- malarda, Kanas marka suikast silahina ait 170 mermi, 1 tabanca, 55 Kalaşnikof mermisi ve pada- >ıcı ele geçirüdL Zanhlar emnhetteki sorgulamala- n tamamlandıktan sonra Cumhurhet Savcüığı'na sevk edildi. Burada ifadekri ahndıktan sonra nö- betçi mahkemeye sevk ediien sanıklardan dördü tutuklandı. 1 Haziran 2004'te VaM Hikmet Tan'a suikast düzenlenmiştL Bomba düzeneğinin 5 sani- ye geç patiaması sonucu Tan, saldından kurtu- İmuştu. (Fotoğraf: YUSUF ZÎYA CANSEVER) ÇÖRTEN'lNZlYARETl Şemdinli komisyonunda jandarma krizi ANK\R4 (ANKA) - Jandarma Genel Komutanlığı istihbarat Başkanı Tuğge- neral Mehmet Çörten'in, sadece Şem- dinli Araştırma Komisyonu Başkanı Musa Sıvacıoğlu ile görüşerek bilgi ver- mesi ve bu ziyaretin komisyon üyelerine bildirilmemesi krize neden oldu. Muha- lefet milletvekillen olaya tepki gösterir- ken, CHP'li Ahmet Ersin, gazetelere yansıyan "Astsubajlann acemice hare- ket ettikJeri" yolundaki görüşü eleştirdi. Ersin, Tuğgeneral Çörten'in dinlen- mesine ilişkin komisyonun bir karar al- madığını ve komisyon üyelerinin haberi olmadan dinlendiğıni kaydetti. Ersin, "Şahsın komis>on üyelerine haber veril- meden komisyon başkannia görüşnıesi alda çeşitli sorulan getimor. Acaba bir telkini mi oldu? Bir yol haritası mı çizdi ya da bütün bir süreci kapa>acaklar mı? Bu sorulara ce>'ap vermek gereku-" diye konuştu. Ola>ı gazeteden öğrendiğini anlatan Ersin, Çörten'in gazetelere yan- sıyan ve tutuklu bulunan astsubaylar Öz- can İldeniz ve Aü Kaya ile ilgili olarak "acemice hareket ettiideri'' yolundaki değerlendırmesine dikkat çekti. Ersin, Çörten'in yeniden komisyona çağnlarak "acemice" sözünden neyi kastettiğine açıklık getirmesini isteyeceğini söyledi. Süleymancılar cemaatine bağlı yurtta çocuklannın zorla tutulduğunu iddia eden Önder: ^Çocuklarımı kurtarnı'tstanbulHaberServiâ-Beyoğlu Belediyesi Te- mizlik Işleri Müdüriüğü Yakıt Sorumlusu Rem- zi Önder, 10 ve 12 yaşlanndaki iki çocuğunun, Bilecik'te Süleymancılarcemaatine bağlı dini bir yurtta zorla tutulduğu iddiasıyla suç duyurusun- dabulundu Önder. "Çocuklanmınbucemaatin eh'nden kurtanlmasını isthorum" dedi. Gazetemizi ziyaret eden Remzi Önder, ço- cuklannın dini bir yurtta zorla tutulmasıyla il- gili olaylan anlattı. Remzi Önder, eşi Zütfiye Ça- >irOnderile Aralık 2003'te boşandıklannı anım- satarak "Evifliğnnizden 10 yaşmda Ali Rıza ve 12 yaşmda Taceddın adlıikiçocuğumuzvar. Bo- şanmamız sonucunda çocuklann velayeti eski eşime verildi Eski eşim Şubat 2004'te çocukla- rmua,annesiEmıne Karahisar'abırakarak Bur- sa'ya yerleşti. Ancak eski ka\ımalidem, Ali Rı- za ve Taceddin'i Bozü\ük'te. Süleymancılar di- yeadlandınlancemaatinbaknnveeğitiminepeş- keş çekti" diye konuştu. Önder, geçen bayramda çocuklanm ziyarete gittiğinde meydana gelen olaylan şöyle anlattı: "Çocuklanmla sobbet ederken herhangi bir imada bulunmadığun halde, durup dururken Atatürk hakkmda ohunsuzşeylersöylemeye baş- ladüar. A\nca daha önce hiç dmmadığmı şekfl- de bir sofra duası edip garip bir biçimde namaz kümaya başlamışlar. Daha yaşlan küçuk. pek bir şeyin farkmda değilkr ama çocuklanmın da orada kahnaktan memnunohnadıklannıdüşü- niiyorum. Okullanndakiarkadaşlarmdan yurt- ta kakhklannı gizhyorlar. Yurttan rahatsız ol- ma^alar buna htivaç duymazlardL" ENTERNET /MEHMETSUCU mehmet@cumhuriyet.com.tr Eugünlerde içinde yaşadığımız coğ- rer.anın yeniden kan göiüne dönüşe- câ sıkça dile getirilmeye başladı bile. NJJeerçatışmalan bahane ediien Iran, AîO'ninyeni hedefi olarak gösteriliyor. Irr işgal altındaki Irak'ın komşusu. -edefteki yeni ülke ile ilgili olarak ABO'nin en etkili haber alma örgütle- rirren ve NATO'dan üst düzey temsil- ci=rbirerbirerAnkara'yagelipgitti. Bu aretlenn ardından da hem Türkiye'de heı de Batı basınında Iran üzerine ya- pan birçok senaryo yer aldı. 'jrkiye'deki bir kısım çevrenin ve Bslı emperyalistierin Ortadoğu'ya iliş- krolanlan aslında çok yeni değil. iki ku- tuıu dünya politikalan döneminde bu ik jup Türkiye'yi Batı emperyalizmi- nr ıeri karakolu olarak kullanmışt. Şim- Cinayet İçin Ne Kadar Insana Gerek Var di deyeni yaratılan düşmanJara karşı ile- ri karakol olarak kullanmak istiyoriar. KAOS yayınlannın Türkçeye kazan- dırdığı Lev Tolstoy'un "Tann'nın Ege- menliği Içimizdedir" kitabında ABD'li Aden Balou Hopedale'den bir alıntı var. Balou, "Suçu erdem kılmak için kaç kişiye ihtiyaç vardır" başlıklı makalesin- de şöyle diyor: Bir insan cinayet işlemez, işlerse suçlu duruma düşer ve cani olur. Ay- nı şeyiiki, on, yüz kişiyaparsa, caniolur- lar. Oysa bir devletya da ulus, cani is- tediği kadar cinayet işleyebilir, bu ci- nayet sayılmaz; bu iyi, övgüye değer bir davranıştır. Mümkün olduğu kadar insanı bir araya getirin, ozaman on bin insanı katletmek masum bir davranış sayılacaktır. Fakat bunun için ne kadar insanı bir araya getirmeli? Işte sorul- ması gereken soru budur. Bir kişi ça- lamaz, eşkıyalık yapamaz, ama bütün birulus yapabilir. Pekibuna izin vermek için tam olarak ne kadar insana gerek var?" Hopedale'in sorusunayanıtbugün- lerde yaşadıklanmızda yatıyor. Tek kutuplu dünyada egemen güç sizseniz işlediğiniz cinayetlerin adı bir anda demokrasi savaşı olabilir. Tek ku- tuplu dünyada egemen sizseniz işledi- ğiniz çocuk cinayetlerinin adı özgürlük savaşımı olabilir. Bu özgürlük savaşımı adına sizinle bir- likte işgale ortak olması için çok sayı- da ülkeyi kolaylıkla ikna edebilirsiniz. He- le ki tek kutuplu dünyada en büyük ekonomik güç de sizin elinizdeyse, kim- seyi ikna etmeniz bile gerekmeyebilir. Çünkü ekonomik pastadan pay kapmak isteyen pek çok ülke, o güne dek bel- ki adını bile duymadığı sınırlanndan bin- lerce kilometre uzaktaki bu ülkeye si- zinle gitmek için zaten gönüllü olacak- tır. Bugün Irak'ta Japonya, Filipinler, Ukrayna ve Polonya'nın bile askeri var. Kendi sınınndan on binlerce kilometre uzaktaki IraK'ta işgal kuvvetleri arasın- da yer alan Japon askerterin acaba yüzde kaçı gitmeden önce bu ülkenin adını duymuştur. Yüzde kaçı acaba Ja- ponya'dan yola çıkmadan önce Irak'ın haritadaki yerini biliyordu. Hernalde Japonya ve diğer ülkeler açı- sından önemli olan küresel gücün ya- nında yer alarak ona şirin görünmek- ten başka bir şey olmamalı. Ancak bu- nu yaparken küresel suça ne kadar iş- tirak ettiklerini umursuyorlar mı? Soru- su akla geliyor. Bir başka soru ise belki de şu olma- lı: Şimdi bir başka komşu üzerinde oy- nanmak istenen oyunlarda Türkiye'ye nasıl bir rol biçilmek isteniyor ve Türki- ye bu rolü ne kadar kabullenmeli? So- runun yanıtı Hopedale'in sözlerinde ya- tıyor. DUZYAZI ORHAN BlRGtT Başbakan Noktayı Koydu Ama.. Mustafa Koç'la Prof. Dr. Erdoğan Teziç'in, Prof. Dr. Yücel Aşkın için söylediklerine önce siniriene- rek savcılara suç duyurusunda bulunan Erdoğan, TÜSlAD'la yüksek gerilimli bir atışmanın yarataca- ğı tepkileri hesap eden danışmanlannı dinledi. Iş çevrelerinin liderliğine gönderdiği haberlerle tar- tışmaya "nokta" koyduğunu bildirdi. Cumartesi günü Koç Holding'in yönetim merkezinde yapılan kapalı bir toplantıdan ayrılırken TÜSlAD'cılar, ola- yı dondurduklarını açıkladılar. Açıklama bir geri adım atma anlamı taşımıyordu. Iş dünyası, özgür- lükler konusunda havlu da atmamış; durum sade- ce tatlıya bağlanmıştı. Bu haberi yazan ve yorumlayanlar, AKP'nin do- ruğundan yükselen barış dumanlarının anlamını çözmek gibi birzahmete katlanmadılar. Dolayısıy- la "Şimdi ne olacak" sorusunu tartışan olmadı. O görevi ben yüklenmek ve yürütme erkinin başına sormak istiyorum: "Ankara Cumhuriyet Başsavcısı, sizin suç du- yurunuzdan 13 saat sonra Mustafa Koç ile Erdo- ğan Teziç haklannda inceleme başlatmıştı. Işadamlan ile yüksek gerilimli bir tartışmayı po- Iitik bulmadığınız için noktaladığınızı, danışmanla- nnız açıkladı. Bu, suç duyurunuzu geri almak an- lamına mı geliyor? Dahası, ceza hukukunda öyle bir vazgeçme hakkının size tanınmadığını bilmiyor musunuz? Biliyorsanız, savcının sizin tartışmayı noktaladığı- nızı öğrenince, Koç hakkındaki inceleme dosyasını kapatarak Teziç'in durumunu büyüteç altına alaca- ğını mı düşünüyorsunuz? Anayasada yetkileri ve görevinden söz ediien Yüksek öğrenim Kurumu ile gerilimli ve sürekli bir tartışmanın size kazanç sağ- layacağı düşüncesinde misiniz ki, o olayda 'nokta' koyarak, aracı bakanya da danışman kullanmak gi- bi zahmetlere katlanmayı düşünmediniz?" Gandhi politikasını uygulamak Başbakan'ın suç duyurulannın toplumun duyar- lı kesimindeki tepkileri, bir tür Mahatma Gandhi politikasının altyapısını oluşturacağını ortaya koyan belirtiler var. Kanal Türk Genel Yayın Yönetmeni Tuncay Özkan'ın öncülük yaptığı bir kampanya gi- derek genişliyor. özkan, savcılara Erdoğan Teziç ve Mustafa Koç'un maruz kaldığı muameleleri onaylamadığını avukatlan aracılığıyla bildirmiş. Her ikisinin de yaptığı eleştirilere "aynen katıldığını ve böylece onlar gibi suç işlediğini" ilan ettiği- ni de söylemiş. özkan, bu eylemine katılma çağ- nsında da bulunmuş. llginç olan taraîı, televizyo- nun internet sitesinde açıklandığına göre dün sa- at 11 .00'e kadar özkan gibi "Biz de aynı suçu iş- ledik" diyenlerin sayısı 1260') bulmuştu. Ecevit sonuç alamamıştı Mahatma, bu sabır isteyen pasif direnmeyi Hin- distan, Ingiliz Imparatorlugu'nun yönetimindeyken uygulamış ve başanlı da olmuştu. Ondan yıllarca sonra, 12 Eylül 1980 darbesini yapanlar, siyasi par- tileri ve o arada Cumhuriyet Halk Parösi'ni de ka- pattıklan zaman benzer bir dırenme çağnsını yapan Bûlent Ecevit, en yakın çalışma arkadaşlannın ka- pılannı açtıramamıştı. Ecevit, Atatürk'ün kurmuş ol- duğu CHP'nin askeri cunta tarafından kapatılma- sını protesto eden açıklamasının kendisini özgür- lüğünden edeceğini bilerek yaptığını CHP'nin o za- manki sorumlu yöneticilerine hatırlatarak, onlardan da benzer tepkiler istemişti. Ecevit, böylece ken- disini izleyecek kalabalıklann kitle hareketlerine dö- nüşebileceğini, öylelikle kapatma karan alanlann bu kadar büyük sayıdaki insanın "Biz de aynı suçu iş- ledik" diye başvuranlarla savaşımı göze alamaya- caklannı düşünmüş olmalıydı. Ne yazık ki, düş kı- nklığına uğrayacaktı. Çünkü gönderdiği mesaj, "Vı- ran olası hanede evladü ayal var" yani yikjlası ev- de çoluk çocuğumuz var diye düşünen yol arka- daşiannda yanıt bulamadı. Göze aldığı için özgürfüğünün bedelini tek başı- na ödedi. Aradan geçen 25 yıl sonra, Erdoğan'ın savcıla- ra bir tür emir verme gibi de yorumlanan suç du- yurusunu, iki gün içinde 1260 vatandaşın "Bizde birer Mustafa Koç ve Erdoğan Teziç'iz" diye ya- nrtlamasının anlamı yok mudur? Gerçek demokrasi, sipariş ile alınmıyor. AB'den ya da bir başka çevreden ithal edilmiyor. Ama hiç adını duymadığınız kadın, erkek bir dizi insan, bir gazetecinin çağnsına uyaraksavcılann kapılannı çal- ma anlamına gelen bir bildiriyi imzalıyoriar. öyle- likle savcılara "Biz de geldik" diyebilmeyi göze alı- yorlar. Başbakan ani bir kızgınlıkJa yaptğı suç duyurusunun toplumumuzda yeni bir tohumun' fılizlenmesine neden olacağını hesap etmiş miydi dersiniz?.. Faks: 0 212 677 08 21 obirgit@e-kolay.net GAZİ ÜNtVERSlTESİ'NDEN AÇIKLAMA 'Mittiyetçilikkimliğine sığınıp olayçıkanyoiîaf ANKARA (Cumhuri- yetBürosu)-Gazi Üniver- sitesi (GU) Rektörlüğü tarafindan haklannda so- nışturma açılarak üni- versiteden uzaklaştınlan öğrencilerin, milliyetçi- likve ülkücülük kimliği- ne sığınarak bir süreden beri kampusta olay çıkar- dıklan ve çatışmalarane- den olduklan bildirdi. GÜ Rektörlüğü tara- findan yapılan yazılı açık- lamada, son günlerde ba- zı basın organlannda, *di- siplinsuçuişleyerekaçıian soruşturma sonucu üni- versiteden aülanöğrenci- lerikonu alan haberlerde, üniversiteye ilişkin açık biraleyttaıtkgözfcndiği'' kaydedildi. "ÖzeflfldeAn- kara Ülkü Ocaklan Baş- kanı tarafindan yapılan açıklamalarda öğrencüe- rin nkııMan atılmalannın hiçbirhakhgerekçesi bu- lunmadığı yönünde yan- lış ve kamuojunu yainılt- maya dönük ifadeler yer almaktadu-" görüşünün belirtildiği açıklamaya şöyle devam edildi: "Bukadargenişbiröğ- renci kitiesi olan bir üni- versitede sayüan 10'u, 20'yigeçmeyenküçükbir öğrendgrubugendhuzu- ru bozmak, eğitim- öğre- timi engeflemek, kantin- lerde öğrencilere saldıra- rakonlanncangü\enligi- nitehditetmekgibi birta- kun tavu* ve davranışlan ahşkanhkhahnegetinniş ve bu ahşkanhklanndan da uyanlararağmenvaz- geçmiyorlarsa, üniversite yönetimi olarak disipün yönetmeliğinin gereğini
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle