Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 27 ARALIK 2005 SALI
14 KÜLTÜR kultur@cumhuriyet.com.tr
Arjantin asıllı sanatçı Antonio Segui'nin resimleri 7 Ocak'a dek Dirimart'ta görülebilir
KentSahnesi'ndeinsanlar...KAYAÖZSEZGİN
Arjantin asıllı bir sanatçıyla îs-
tanbul'da karşılaşmak, nicedir kü-
reselleşme cangılı içinde kendine
yeni kimlikler arayan Batı dünya-
sının Latin Amerika kültüründe
keşif yolculuğuna çıktığı bir sü-
reçte, bu keşif odaklanndan biriy-
le yüzleşmek anlamını taşıyor. Bir
süre önce Güney Amerika'nın en
"Avrupa" başkenti olarak bilinen
Buenos Aires'te yakından tanık ol-
duğum bu dünya, Ispanyol deniz-
cilerin kanlı istilasından bu yana ge-
çen beş yüz yıllık zaman diliminin
bütün izlerini, kendi bünyesinde
saklarcasına ketum bir dille konu-
şuyordu sanki. Sokaklannda ve
göz alabildigine uzanan parkların-
da, yenıleşme dalgasının altında
kalmamaya özen gösteren bir La-
tin ruhu, inceden inceye hissettiri-
yordu kendini. Kentin modern sa-
nat müzesini dolaşırken, Orta ve
Güney Amerika kökenli sanatçıla-
n n yapıtlannda da bu ruhun yan-
sımalan soluk alıp veriyordu.
Ük gençlik ydlanndan bu yana Pa-
ris'te yaşamayı sürdürmesine kar-
şın, yaygın etkilerin uzagında, mar-
jinaJ bir sanatçı kimliğiyle çalışma-
y ı tercih eüniş olan Antonio Se-
gui'nin yıldan yıla yoğunlaşan ser-
gilerine, bu kez Türkiye'yi de da-
hil etmesi nedeniyle, marjinallik
sorunu üzerinde yeniden düşünme
olanagı doğmuş olmaktadır. Dani-
el Abadie'nin doğru saptamasıy-
lau, genel geçer kurallara ve dene-
yirnlere eğilim duymaksızın, baş-
ka Latin Amerikalı sanatçılar gibi
marjınallıkte karar kılmış olması,
bu ArjantinJi sanatçıyı, sözgelişi
Hockney,Dubuflet ve Botero'yla ya-
kın bir konumda olmaya yönlen-
dirmiş.
segui'nin mlzahl tabanı
Sergiyi oluşturan resimleri or-
tak bir eksen çevresinde toplayan
mizahi (humoristik) olgu, bilindi-
ği gibi bu sanatçılarda da gözlem-
Busy, 2006 tuvaJ üzerine kanşık tcknik 92x73 cm.
leniyor. Segui'nin tuval üzerinde ka-
nşık teknik uyguladığı resimlerin-
de, kent sokaİdanrun karmaşık or-
tamında, alanlarda ve gelişigüzel
yerlerde enine boyuna gezinen ve
bu karmaşa nedeniyle burnundan
soluyan insan yumaklan var. Ne-
reye gidiyor bu insanlar, yüzleri
neden asık, kalabalığın içinde bi-
rörnek hale gelen ve yüzlerine iğ-
reti birer maske geçiren bu insan-
lan gündelik yaşamlannda soluk so-
luğa bırakan nedenler, aynı zaman-
da kent yaşamının kendinden kay-
naklanan zorunlu koşullan mı?
Segui'de neredeyse karikatüresp-
risiyle yakın değerler çevTesinde bu-
luşan mizahi taban, pentürden bel-
li ölçülerle uzaklaşan grafik dü-
zenlemeyi düşündürüyor. Çizgisel
bir yapıyı öngörüyor bu resünler.
Daha doğrusu çizgınin, anlatımcı-
hğa yakın düşen ve iletmek istedi-
ği mesajı daha etkili biçimde du-
yuran yapısını süreklı olarak gün-
demde rutuyor. Bu tür bir eğilim,
özellikle kendi ülkesinde, resimle-
rınin kamusal alanlara' taşınması
gibi işlevsel bir sonuç doğurmuş.
Bir anlamda, yerini bulmuş böyle-
ce Segui.
Orta ve Güney Amerika'yı do-
laşhktan sonra, Meksika'da gördü-
ğü gravür ağırhkh eğıtimin doğal
bir sonucu olarak da yorumlanabı-
lecek çizgisellik, Segui'de, bütün
1
egui'nin tuval üzerinde
kanşık teknik uyguladığı
resimlerinde, kent
sokaklarının karmaşık
ortamında, alanlarda ve
gelişigüzel yerlerde enine
boyuna gezinen ve bu
karmaşa nedeniyle
burnundan soluyan
insan yumaklan var.
Nereye gidiyor bu
insanlar, yüzleri
neden asık, kalabalığın
içinde birörnek
hale gelen ve yüzlerine
iğreti birer maske
geçiren bu insanlan
gündelik yaşamlannda
soluk soluğa bırakan
nedenler, aynı zamanda
kent yaşamının kendinden
kaynaklanan zorunlu
koşullar mı?
öğrendiklerini bir anda geriye ite-
rek yukanda değindiğim marjinal
sanatçı tavnnı belirgin yapan baş-
lıca özellik. Bir çeşit çocuksuluk
ya da Dubuffet resmindeki saflık,
entelektüel sanatçı kimliğinin dı-
şına çıkmak ve Segui'nin yaptığı
gibi, bilmiş sanatçı eğilimini dış-
lamak gibi de algılanabilecek bu
özellik, aslında primitif kültürler-
den yola çıkmanın da gerekçesi.
çafldaş galerlclllğln Işlevl
Bilincin altına yönelmek, bura-
da gözlemi belli bir sınır düzeyin-
de tutarak çe\Tesindeki yaşam ol-
gusunun aynntılannı bu saf bakış
aracılığıyla taramaya yönlendiri-
yor sanatçıyı. Sanat üretmenin,
kökleşmiş modern yöntemlerini
kırarak farklı bir ifade yoluna ulaş-
mak isteyen Segui gibi sanatçıla-
nn bu yönelişi, teknolojinin bas-
kısından bunalanlar için birkapı da
açmış oluyor böylece. Bu kapıdan
içeri girince; aslında dışan çıkmış
oluyorsunuz. Gündelik yaşamın
boğuntusunu dışardan izleyebil-
menin bir yolu bu; nitekim Anto-
nio Segui de, bu yolu denemiş ol-
makla, çağdaş modern estetiğin
resmi ideolojilerini bir yana bıra-
karak, sanat deneyimini olabildi-
ği kadar içselleştirmiş, ortak hat-
lann ötesine çekmiş olmaktadır.
DubufTet'nın sanatıyla buluştu-
ğu nokta ise, dolaylı. Antonio Se-
gui, Dubuffet'de tanık olduğumuz
primitivizmi kullanılabilir biryön-
tem olarak benimsemiyor, onun
insan doğasında hep var olan ve do-
ğal bir estetiğin tepkimeye ortam
hazırlayan biçimlendirme yoluy-
la dışavurma eğilimini, çıkış nok-
tası yapıyor sanatına.
Antonio Segui sergisi, Batı sa-
nat dünyasının önde gelen isimle-
rini Türk izleyiciyle buluşrurma
zincirinin yeni bir halkasını oluş-
turuyor. Ayrıca müzelerin başlat-
tığı bu girişim, bu sergiyle ve kı-
sa bir süre önce Artist'te başka il-
ginç örneklerine tanık olduğumuz
benzeri öteki sergilerle, özel gale-
rilerin etkinlik alanlanna da taşın-
mış oluyor. Öyle görünüyor ki,
yerli sanatçılardan dönüşümlü ser-
giler yapmayı bugüne kadar amaç
bilmiş olan galeriler, bundan böy-
le bu amacı yabancı sanatçılardan
yana biraz daha genişleterek ger-
çekleştirmek için çaba gösterecek-
ler. Bu yönde bir çaba, çağdaş ga-
lericiliğin işlevine biraz daha yak-
laşma yönünde atılmış önemli bir
adımdır.
(Sergi, 7 Ocak 2006 'va dekgörü-
lebilir. Tel: 0212-291 34 34)
YARIN SAAT20.00'DE ÎŞ SANATTA Yazarların ilk romanlarıyla katılabilecekleri yarışmada yas sınırı yok
'Everest Yayınları İlkRoman
Ödülü' yarışması düzenliyor
Blues 'un üç
divası aynı
sahnede...
Kültür Servisi -Joan Faulkner, Cynthia
Utterbach ve Joanne Bell yann akşam saat
20.00'de, Iş Sanat'ta müzikseverlere
unutulmaz bir yeni yıl konseri sunuyor.
Gospel, soul ve caz ezgilerinden oluşan
gösterileriyle kulağa olduğu kadar göze de
seslenen cazın bu çok renkli üç ismine, üç
kışılık bir gospel tophıhığu ve bir caz
dörtlüsü eşlik ediyor.
Yeni yıl coşkusu...
Kültür Servisi - Son dönemde, özel-
likle "genç" Türk edebiyatına listesin-
de sıkça yer vermesiyle dikkat çeken
Everest Yaymlan, edebiyat dünyasına
yeni isimler kazandırmak amacıyla
"Everest Yayınlan Ük Roman Ödülü"
düzenliyor.
Türk edebiyatına yeni yazarlar kazan-
dırmak amacıyla 2006 yılından başla-
yarak her yıl bir roman ödülü verilecek.
Yanşmanın seçici kurulu Feyza Hepçi-
lingjrler, Nursel Duruel, Cemil Kavuk-
çu, İbrahim YUdınm, Mehmet Zaman
Saçlıoğlu, Hasan AJi Toptaş ve Eırver
Ercan'dan oluşmakta. Daha önce hiçbir
türde kitabı yayımlanmamış yazarlann
ilk romanlanyla katılabilecekleri ödül-
de yaş sının yok. Ödüle gönderilecek ro-
man dosyalan bilgisayarda yazılmış,
A4 boyutunda dosya kâğıdma 12 pun-
toyla 8 nüsha çoğaltılmış olmalı.
Aynca her nüshaya romanın CD ve-
ya disket kopyası eklenmelidir. Ödüle
katılmak ısteyenlerin dosyalanyla bera-
ber ayn bir zarfla kısa yaşamöyküleri-
ni, posta ve e-posta adreslerini, telefon
numaralannı içeren bilgileri "Everest
Yayınlan, Ticarethane Sok. No: 53 Ca-
ğaloğlu-lstanbul" adresine APS, kargo
veya kurye ile göndermeleri gerekmek-
tedir. Ödüle son katılma tarihi 31 Ma-
yıs 2006 olarak belirlendi.
Ödül sonucu 2006 Eylülü'nde basın
yohıyla açıklanacak.
Ödülü alan roman dosyası ekim ayı
içinde Everest Yayınlan'nca kitaplaştı-
nlacak. Ödül tutan olan 3 bin YTL ro-
manın ilk baskısımn telifi. Yanşmaya
gönderilen dosyalar geri verilmeyecek.
Joan Faulkner, Cynthia Utterbach ve
Joanne Bell muhteşem sesleri, sahne
başanlan ve ustalıklanyla bu kez
îstanbullu müzikseverlere, yeni yıl coşkusu
yaşatacak. Gospel kökeni sayesinde
söylediği her şarkıya duygularını kolayca
katabilen 'ses' lakaplı Joan Faulkner, klasik
müzikle başladığı müzik kariyerini 80'li
yıllarda tanıştığı cazın büyülü dünyasında
sürdüren Cynthia Utterbach ve 4 yaşında
'Singing in the Rain' müzikaliyle ilk
adımlarını attığı müzik yolculuğunda
gospel'in, müzikal tiyatro oyunlannın,
blues'un ve özellikle de cazın en özgün
şarkıcılanndan biri olan Joanne Bell aynı
sahneyi paylaşıyor. Faulkner, Utterbach ve
Bell'in kendilerine eşlik eden gospel
topluluğu ve caz dörtlüsüyle birlikte
sunacaklan gösteri Harlem'in henüz
Amerikan beyaz kültürüne sinema dekoru
olarak katkıda bulunmadığı, ancak siyah
Amerikan müziğinin merkezlerinden biri
olduğu zamanlann tadını günümüze
taşıyacak. Bilet fiyatlan: Birinci kademe:
50 YTL, ikinci kademe: 40 YTL, üçüncü
kademe: 30 YTL, indirimli: 25 YTL.
(0 212 316 10 83)
Sibel Köse ve JP Gallis w
New Morning'de...
UĞURHÜKÜM
PARİS - Türkiye'nin şimdilik tek
uluslararası caz vokalisti Sibel
Köse, vurmalı çalgılar ustası JP
Gallis ile çıkarttığı son albümünün
tanıtımı çerçevesinde 20 Aralık
—Salı akşamı Paris'in en ünlü caz
kulübü New Morning'de sahneye
çıktı. 15 Aralık'ta piyasaya
sürülen JP Gallis liderliğindeki
'The Song Seeker' (Nocturne) adlı
albümden de parçalar seslendiren
Sibel Köse daha önce Fransa'da
yaşayan Türk-Fransız piyanist
Ahmet Gülbay ile de bir albüm
çıkartmıştı. ('Bossa Nova a St.
Germain-des-Pres') Konserin ilk
bölümünde çalan, ünlü Fransız
piyanist Alain Jean-Marie ve son
yıllann yükselen
saksofonculanndan Pierrick
Pedron'dan sonra sahneye gelen,
Yunanistan kökenli baterist Jean-
Pîerre Gallis, albümü birlikte
gerçekleştirdiği topluluğu Apopsis
Seven-Yedilisi'ne özellikle de Sibel
Köse'ye teşekkür erti. Dolu bir
salon ve heyecanlı bir topluluk
önünde yorumladığı birkaç caz
klasiğinin dışında yeni albümden
parçalar söyleyen Sibel Köse,
özellikle 'My Secret Love' isünli
şarkıda yaptığı 'scat' ile büyük
beğeni aldı. JP Gallis, konserin
sonunda yaptığı konuşmayla
albümü Türk-Yunan dostluğuna
adadı.
'ÜRGÜP CAPPA FANTASTICA'
Tekin Sönmez
Mltür kenti^"
Urgiip 'te
Kültür Servisi - Tekin Sönmez'in çekti-
ği "Ürgüp Cappa Fantastica" adlı Kapa-
dokya bölgesi hakkındaki belgesel için
Sönmez'e Ürgüp Belediye Meclisi Salo-
nu'nda düzenlenen törenle "Hemşerilik
Beraü" sunularak adına resepsiyon veril-
di. Aynca, Sönmez'in Kapadokya'yı an-
latı mekâru seçen "Marissa Epos" adlı ro-
manı, medya ve turizm sektörü temsilci-
leri ile kent yönericilerine tanıtıldı.
Arkaik Kapadokya söylenceleri ile Ma-
rissa Epos adlı romanı arasındaki bağlan-
tılar ve 'Anlaülann yazın$al metinler ola-
rak kitleselleşmesi' konusunda bilgi veren
Sönmez, romanın arka planını yansıtan
bir sinevizyon gösterisi de yaptı. Roman
yazan, gazeteci, fotoğraf sanatçısı, sine-
vizyon editörü Tekin Sönmez'in TRT Tek
Şiir Ödülü (1970), Çağdaş Gazeteciler
Makale Fıkra Dalı Birincilik Ödülü (1980),
Söylence Berlin, Marissa Epos, BenAras
Çıplak Viking gibi romanlan ile Hayal
Uçgenleri, Saklı Cennet, Afghanistan Re-
port Urgup Cappafantastica ve Batı Rüya-
sı Okulu Kulu gibi belgeselleri bulunuyor.
YAZIODASI
SELtM tLERl
M.Ş.E.
Sayın Necla Öztürk telefon etti; cuma günkü ya-
zımda hikâyeci Esendal dan çok az söz açtığımı söy-
ledi, bir de, M.Ş.E. imzasının sebebini sordu.
Bu imzanın gizi konusunda Cevdet Kudret, Türk
Edebiyatında Hikâye ve Roman'da şöyle diyor:
"Hikâyelerinde ve romanlannda çoklukla 'M.Ş.',
'M.Ş.E.', ara sıra da 'Mustafa Memduh', 'Musta-
fa Yalınkat', 'M. Oğulcuk' vb. gibi takma adlar kul-
lanmıştır. Bunu, 'edebiyatı küçümsemek' diye yo-
rumlayan olmuşsa da genellikle kullandığı 'M.Ş.' ve
'M.Ş.E.'yi -Divan ve halk edebiyatı geleneğimizde
olduğu gibi- birer 'mahlas' diye görmekdaha doğ-
nıdur.
Yazılannda kendi adını kullanarak sanat alanında
ün alıp bundan siyasethayatındayarartanması ola-
nağı vari<en, siyasetçikişiliğiyle sanatçı kişiliğini bir-
birinden ayırmış, siyaset gölgesini sanatına sıçrat-
mak istememiştir."
Günümüzün her ne yoldan olursa olsun, ünlen-
me çaba ve girişimlerine o kadar ters düşen bu tu-
tum için Tahir Alangu da konuşmak ihtiyacını duy-
muş:
M.Ş.E., ölûmüne yakın yıllara gelinceye kadar,
daha çok politika alanında tanınmıştı. (...) Sanat
yolunda acelesi, ün kazanmak için telaşı olmamış-
tır. Sanatçı kişiliği hiç göze çarpmadan, kendisi de
bunu isteyip aramadan, 1946 yıhna kadar bir ye-
raltı suyu gibi aktı geldi."
Esendal, Çoriu'da doğmuş. Babası, Rumeli göç-
menlerinden çrftçi Mehmet Şevket Bey'miş. Esen-
dal, 1906'da Ittihat ve Terakki Cemiyeti'ne giriyor.
Kurtuluş Savaşı yıllannda Ankara Hükümeti'nin ya-
nında yer alıyor ve ortaelçilikle Azerbaycan'a gidi-
yor (1920-1924).
Birdönem, Istanbul liselerinde öğretmenlik. Son-
ra yine elçilik görevi. Bilecik milletvekilliği (1938-
1950). 1941 -1945 arası Cumhuriyet Halk Partisi Ge-
nel Sekreteri. 16 Mayıs 1952'de Ankara'da ölüyor
Işte, özetin özeti yaşamöyküsü.
Esendal, 1925 yılına kadar büsbütün gizli bir hi-
kâyecıdir. yazdıklannı yayımlamaz. Bu yayımlanma-
mış öyküler, işin aslı aranırsa, dönemin verimlerin-
den çok öndedir.
Olaya ağıriık veren Ömer Seyfettin hikâyeciliği-
nin moda olma özelliği gösterdiği o dönemde, Esen-
dal, olaysız, düşünce ve duygunun çözümlemesi-
ne giriştiği, yalın, çarpıcılıktan uzak, ama hemen
hepsi içli, derin öyküler yazmıştır.
Olayın daima geri plana itildiği hikâyelerde, top-
lumsal çevre çeşitliligi, değişik zümrelerden insan
bolluğu Esendal'ı ilginç bir konuma getirir: Burada
'kişisel gözlem' yalnızca kendinden söz açmaz,
bütün bir topluma açılmak ister.
Yazann toplum hayatı, toplumsal düzen konusun-
da kendine özgü, ütopik olduğu ölçüde şiirsel gö-
rüşleri, duyuşlan var. Usta bir şair, Cahrt Külebi, çok
güzel dile getiriyor:
"Ankara'dan çıkıp ne kadargitseniz sonu gelme-
yecek bir şehir, daha doğrusu kasaba. Taa sınııia-
ra kadar. Ardı arkası gelmeyecek küçük, güzel ev-
ler. Bağlar, bahçeler. Ekilmiş tahalar. Ve o küçük mülk-
lerin mesut sahipleri... Makine medeniyetini de in-
kâr etmediğini sözlerine ekliyordu. Ama bu iki âle-
mi nasıl kaynaştırıyordu, sormadım."
Belki öyküler ve romanlar yanıtlıyor:
M.Ş.E. sürekli mutluluk arayışı içinde bir dünya
tasarlamayı gereksiniyordu. Çok acıklı bir öyt _,-
sünde, "Karısının Kocası"nda bıle, olup bitenlenn
bir daha olmaması için açık temenniler duyumsa-
nır.
Makine medeniyeti, insanlığın gelişmesine ve
mutluluğuna anlam kattığı ölçüde uygarlık özelliği
• edinebilecektir. O, bağ bahçe özlemiyle, Esendal,
altını çizmediği bir 'çevrecilik' manifestosu kale-
me getirmiş sayılmaz mı?
Birkaç kuşak üzerinde büyük etkisi olduğu söy-
lenebilecek Esendal'ı bugünün genç okurlan tanı-
yor, okuyor, etkileniyor, seviyor mu bilmiyorum. Ne
var ki, Esendal'ın öyküsü yann da yaşayacak. Ede-
biyat sanatına çok daha saygılı bir ortamda, yarın...
Öneriler:
Kitap/Nursen Karas'ın Toplu Oyunlan, Mitos/Boyut,
2005.
(özellikle 'Şiirya da Banka'adlı oyun...
Okuru oynamaya çağıran kitap
• Kültür Servisi - Mekân ve sergileme tasanmı
konusunda hizmet veren Akın Nalça Tasanm
Hizmetleri. tasanm disiplinlerine düşünsel ve
kalıcı bir tartışma süreci sağlamayı
hedefleyerek her yıl bır kitap yayımlamayı
sürdürüyor. 2003 yılında yayımlanmaya
başlayan Akın Nalça Kitaplan'nın üçüncüsü
"Sürekli Bir Yenilginin Gölgesinde-Grafık
Tasanm Manifestosu" bu aym sonunda satışa
sunuluyor. Grafik tasanmcı ve yazar Faruk
Ulay'ın tasanm üzerine manifesto niteliğindeki
99 saptaması ile kendi çektiği duvar fotoğraflan
arasında kurduğu ilişkiden oluşan kitabın
tasanmını Bülent Erkmen yaptı.
Plak şipketine dava
• Kültür Servisi - Efsane müzik topluluğu The
Beatles'ın plak şirketi Apple, yayın haklannda
53 milyon dolar eksik ödeme yapıldığı
gerekçesiyle END plak şirketi aleyhine Londra
ve New York'ta dava açtı. 197O'te dağılan The
Beatles'ın plaklan halen dünyanın en çok
satanlan arasında bulunuyor. Yayın gelirleri Paul
McCartney, Ringo Starr ile artık hayatta
olmayan John Lennon ve George Harrison'ın
vârisİeri arasında paylaşılıyor. EMI, zaman
zaman böyle anlaşmazlıklar olduğunu ve
konunun genellikle mahkeme dışuıda ve iddia
edılenden çok daha az bedelle çözüldüğünü
bildirdi. Apple ve EMI en son 1989'da benzer bir
sorunu mahkeme dışında çözmüşlerdi.
BUGÜN
• CEIVL4L REŞİT REY KONSER
SALOıNX
T
"nda 20.00'de Refık Fersan için
konser. (0 212 232 98 30)
• ENKA ODİTORYUM'da 20.00'de Akbank
Oda Orkestrası konseri. Şef: Cem Mansur.
Solist: Marian Gerass. (0 212 276 22 14) •