Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
2 7 ARALIK 2005 SALI CUMHURİYET SAYFA
Patatesçi
Ccşkun Ongun:
"Başbakan, ilk
seçimde kendilerine
oy verecek
Izmirlilerin,
üz^rierindeki 'gavur'
yaftasını
atacaklannı ima
ettL Anımsar
mısınız?
Ne^mettin Erbakan
dakendisineoy
vereceklerin Islam
dinnden,
verneyenlerin de
'patates dini'nden
old_ıklannı
söilemişti."
Tefc 0.212.343 72 74 Faks: 0.212.343 72 60
17
- Demirel, hükümeti
uyarmış...
"Takkeyi bırak,
şapkayı bırakma!"
Süfçe açığına
öneri: Kapıkute
çalışanlan
Maliye'de
görevlendirilsin!
ANKARA'DAN dostumuz Mustafa Yıldınm,
oyun içinde bir oyundan söz ediyor:
"Diplomat kocasına Türkiye'de âşık olan
Valerie Plame Wilson adlı bayan, CIA
elemanıymış. ABD'nin eski Savunma Bakan
Yardımcısı Paul Wolfowitz ve müşteşar Douglas
Feith bir dolap planlamışlar.
Elbette Beyaz Saray'dan habersiz olmaz.
Irak'a özgürlük getirmeye kararlı olan Israil
elemanlan, yan resmi subay görünümünde ABD
Bağdat Komutanlığı Karargâhı'na yerleşmiş.
VX sinir gazı Rusya'dan Bosna Kosova'ya
oradan da Türkiye'ye gelecekmiş.
VVilson ve arkadaşları Türkiye'ye gelmişler;
alınlannda CIA yazacak değil ya; Brevvster
Jennings ve Ortaklan adlı bir şirket olarak
girmişler.
Amaç, VX sinir gazını gizlice Irak'a sokmak,
Pis işlerIsrail elemanlannın yardımıyra yerleştirmek, sonra
bulmak ve 'Vay canına, Saddam Hüseyin
kimyasal silah gizlemiş' demek.
Böylece dünyayı işgal saldırısına yandaş etmek!
Türkiye'yi de ABD askerlerine kuzeyden yol
açması için ikna etmek.
Yani bildiğiniz 'pis işler'den biri. Ama olmamış.
ABD güvenlik uzmanlanna göre, Irak'taki dost
kuvvetler, time yanlışlıkla ateş açmış.
Eski CIA yöneticisi George Tenet bu işleri
örtmek için 38 milyon doları Isviçre'deki
Volksbank'ta aklamış.
Bu işler 2003'te olmuş.
Şimdi özel savcı ve büyük jüri soruşturma açtı.
Wolfowitz istifa etti, Feith görevinden alındı. Yeni
CIA yöneticisi Porter Goss, Tennet'in konuyla
ilgili hazırladığı raporu savcıya vermeyi reddetti!
Öte yandan Sibel Edmonds, Türkiye
Cumhuriyeti asıllı genç bir bayan. Kendisi FBI'da
çevirmen olarak çalışıyordu. lleri sürdüğüne göre
bir gün önüne konan belgelerde 11 Eylül 2001
saldınsının ön hazırlıklan için, resmi yönetimin
bilgisi içinde, yüklü miktarda dolar harcandığını
anladı. Durumu üstlerine bildirince işler kanştı;
işinden atılmakla kalmadı, ulusal güvenliğe zarar
verdiği gerekçesiyle mahkemeye verildi. Sibel
Edmonds'un davası sürüyor. Geçenlerde yapılan
duruşmaya ABD memurları ifade vermek üzere
getirildi. Ancak kendisini savunarak aklamak
durumunda olan Sibel Edmonds ve avukatı
mahkeme salonundan çıkarıldı. Şimdi siz sivil kere
sivil aydınlann Şemdinli'de kitapevi açmaya
gitmelerine ne diyorsunuz?"
Düzeltmeıt
Mehmet Ali Kılınç:
"Başbakanın
söylediklerinden
yanlış anlaşılanlan
Akif Beki düzeltiyor.
Peki, vücut diliyle
anlattıklanndan yanlış
anlaşılanlan kim nasıl
düzeltiyor?"
Sevince
Mustafa Canpolat:
"Meğer Cumhuriyet'i
çok sevmiş, 'Çok
sevmiştim hâkim
bey' dıyen bir
katil gibi."
SESSIZSEDASIZ(!) Vergi iadesinde geçersiz belgeler
VERGİ iadesi zarfı hazırtıyor ve
hangi belgelerin geçerli hangilerinin
geçersiz olduğunu merak
ediyorsanız; Akif Kökçe bir liste
hazırlamış: Elektrik, su, telefon,
doğalgaz gibi düzenli faturalar her
ay "düzenli olarak" ödendiği için
geçmez. Park parası, zorunlu
bağış, kayıt parası "itiraz etseydin
ödemezdin" gerekçesiyle
geçmez. Gazete, kitap, dergi,
sinema, tiyatro, konser gibi
etkinlikler "zaman kaybına yol açtığı
için" geçmez. Ev için gerekli olan
dayanıklı tüketim malı harcaması
"dayanıklı olduklan için" geçmez.
Odun, kömür, tüp gaz için yapılan
harcamalar "aşkın ateşiyle de
yanabilirdin" diye geçmez. Devlet
hastanelerinde yapılan ödemeler
f
"teşvik kapsamında olmadığı için"
geçmez. Nalbur, kırtasiye, tuhafiye
gibi "tuhaf" yerferden alınan
belgeler geçmez. Eve meleklerin
girişini önledikleri için evcil
hayvanlara yapılan harcamalar
geçmez. Parfümeri, berber,
hamam, terzi harcamalan "tahrik
edici olduğu için" geçmez. Diş
macunu ve diş fırçası gibi giderler
misvak satışlannı arttırmak için"
geçmez. Devlete ait lojmanların
kirası "lojmanlar boşaltılsın da bir an
önce satılsın" diye geçmez.
Çalışanlara geçmeyen bu belgeler,
patronlara geçer. Hayali
ihracatçılann böyle belgeleri
toplamasına gerek yoktur, onlara
ödemedikleri vergilerin iadeleri
"plaketler eşliğinde" yapılır.
Cuıııhuriyet Şehidi Kubilay
İ.GÜRŞENKAFKAS
23 Aralık 1930'da Mene-
men'de bir grup yobazın
Cumhuriyete başkaldırmalan-
nın yıldönümüydü. Menemen
ve çevresi uzun yıllar düşman
işgali yaşamıştı. Ulusal kurtu-
luş ve özgürlük yeni gerçek-
leşmiştı. Amaçları, Cumhuri-
yet erdemliliğine, Atatürk ilke
ve devrimlerine, yenileşme,
gelişme ve aydınlanmaya kar-
şıkoymaktı. Kubilay'ın Mene-
men'de şehit edilmesinin kü-
çük birtoplumsal olay olmadı-
ğı; planlı, örgütlü bir yapılaş-
manın ürünü olduğu bilinmek-
tedir. Karanlık ve gerici güçle-
^j aydınlanmaya, çağdaşlaş-
maya, dahası bilgi üretkenliği-
ne karşı koyuşunun günüdür.
Cumhuriyetimiz 82. yılında-
dır. Karanlık güçler dün oldu-
ğu gibi bugün de ulusal ege-
men olma uğraşındadırlar. Ge-
ricilik, irtica ve yobazca dü-
şünceler aydınlık geleceğimi-
zin önünde büyük bir engel ol-
maktadır. O yıllarda başbakan
olan Ismet Inönü, Mustafa
Kemal e Menemen olayını
telgraflabildirir. "Menemen'de
irtica ayaklanması oldu." Kı-
sa, anlaşılır ve anlamlı bir du-
yuru. Mustafa Kemal, o sıra-
larda Kırklareli ve Edirne illerin-
de incelemelerde bulunuyor-
du. Halkla görüşüyor, yenileş-
me, gelişme ve bütünleşme-
nin örneklerini veriyordu. Me-
nemen'de Kubilay'ın şehit
edilmesi olayı nedeniyle çok
üzülen Mustafa Kemal, kabi-
neyi Istanbul'da topladı. Baş-
bakan ismet inönü, içişleri Ba-
, kanı Şükrü Kaya ve Genel-
kurmay Başkanı Fevzi Çak-
mak'ın katıldığı ve sabaha ka-
dar süren toplantıda üzüntü ve
şaşkmlık vardı. Ancak Türk
ulusunun yenileşme, gelişme
ve çağdaşlaşma yolunda iler-
Jemesi için umutsuzluk yoktu.
Menemen olayının soruşturul-
Tiası için ordu müfettişi Fah-
rettin Atay görevlendirildi.
Mustafa Kemal, beklemediği
ve büyük bir üzüntüyle karşı-
ladığı bu olayı kendince ceza-
landırdıveşöylededi: "Mene-
men'i yıkın, ortasına kara bir
taş dikin." Mustafa Kemal,
jzûntü birikimiyle söylediği bu
sözü tabii ki gerçeğe dönüş-
rüTnemiş, sadece söylemde
sa<lı tutmuştu.
23 Aralık günü Menemen'i
oasan birtakımyobazlartekbir
sesleriyle taraftar toplayarak
gcsteriler yaptılar. "Şeriat isti-
/oruz, biz şeriat ordusuyuz"
şeKİİnde bağnşıyor, tekbirses-
eryle giderek çoğalıyorlardı.
"Ey ahali!.. Din elden gidiyor,
şapka kâfir icadıdır. Şeriat ge-
lecek, bize kurşun işlemez"
seslenişleri ile bağırıyorlardı.
Onlara engel olmak isteyen
Hasan ve Şevki adlı iki gü-
venlik bekçisini şehit ettiler.
O sıralarda askeri görevini
yapan öğretmen kökenli ye-
dek subay Mustafa Fehmi Ku-
bilay, bir manga askerle olay
yerinde gerekli uyarıları yaptı.
Isyancılar ateş ederek karşılık
verdiler. Kubilay yaralandı, ya-
ralı haliyle askerterine geri çe-
kilmelerini söyledi. Amacı, ola-
yı durdurmak, toplumu dağıt-
maktı. Gericiler Kubilay'ın ya-
ralı durumundan yararlanarak
üzerine üşüştüler, başını kör
bıçakla gövdesinden ayırdılar.
Müftü camisinden aldıklan ye-
şil bayrağın sopasına Kubi-
lay'ın kanlı başını geçirip tek-
bir sesleriyle sokak aralannda
dolaştılar. Halkı korkutup yan-
daş toplamak, çoğalmak isti-
yorlardı. Menemen olayı yeni
Cumhuriyetimizin karşılaştığı
önemli ikinci engeldi. 1925'te
Şeyh Sait isyanı ve Kubilay'ın
Menemen'de şehit edilmesi
Cumhuriyete başkaldın niteli-
ğindeki acı ve kötü istenmez
örneklerdendir.
General Mustafa Muğlalı
başkanlığındaki Harp Divanı
41 isyancıya hapis, 36'sına
ölüm cezası verdi. Korku ve
baskı ile amaçlanna hizmet et-
tirdikleri, suç işlettikleri küçük
yaştaki çocuklara da ağır ha-
pis cezaları verildi. 3 Şubat
1931 'de ölüm cezalan gerçek-
leştirildi. Derviş Mehmet ve
yakın adamlarının, Kubilay'ın
şehit edildiği yerde idamları
gerçekleştirildi. Atatürk, halkın
kullukçu kimlikten birey olma
yolunda, özgür düşüncede
yeralmasını istiyordu. Ulusça,
Cumhuriyetdegerlerini, ulusal
biriik ve beraberliği her koşul-
da korumak ve kollamak ama-
cındaydı. Menemen'de Kubi-
lay'ı şehit edenlerin uzantılan-
nın bugün de sürdürüldüğü
görülmektedir. Atatürk ilke ve
devrimlerine, Cumhuriyetin te-
mel niteliklerine, yazılı ve gör-
sel basındaki düşünceleriyle
karşı koymak, engel olmak,
hattayıkmak gibi girişimleri ür-
küntüyle izlenmektedir. Bugün
bilgi fırtınasının yaşandığı dün-
yamızda çocuklarımıza ve
gençlerimize duyarlı, çağdaş
ve içeriği bilim, kültür ve bilgi
olan Cumhuriyet erdemliliğin-
den başka miras bırakılmama-
lıdır. Laik ve demokratik başa-
n ile taçlandırılmış bir cumhu-
riyet, ulusumuzun vazgeçil-
mez güvencesidir.
ÇtZGİLİK KİMtL MASARACI kamilmasaraci ı mynet.com
HAYAT EPİK TİYATROSU MUSTAFA BILGİN hayatepik n mynet.com
"DUYDUK DUYAMDIK DEMEYtN:
10-11 YASLARINOAia
KIZLAR1MIZ
FUHUŞ BATAIOIÖINDA ESIR!
YAR6I DA BIZE
KARISMAMALE.
1 BIZDE -
OTOBÜSTEKİLER KEMAL LRGENÇ
k_urgenc(q yahoo.com
TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIICAN 27Arohk www.mumtaz-arikan.com
ERZINCAN DEPREMIL
1319'M BU6UN,SABAHA KAGŞl O2 'P£, £*ZİN-
CAN Ve Ç£VZES/ND£ SÜYÛt gfg OePGEU OLDU.,
52 SANİYB SÜeSN VE R1CHTER ÖLÇ£ĞİN£ SÖfi£
?.9 pDberiNDEid PEPGEM^LASANÜSTÜ BİR
flKIMA YOL AÇMlÇa. D€PR£MİN ÇİPP€TİYLE
16 BİN S8S EV VE YAPt YtKlLMIÇ, KÖPftÜLEK
KULLAHIUAAZ DURUUA SEIMİŞ, TELSeAF
HAJlMl KOPMUŞ, KENTİN Dfİee KENTLE/SLE
İUÇKJSİ KESİtMİÇTİ. BU NBDEMJE, TÜAÂ
YU/tTTA HflSBR. GEÇ ALINACAK, YARDtU
£tÜPLE& OE ANCAK K6PRÛL£Z ONAK/LDK-
TAN SONIZA EflZİHCAN'AULA$ABİLEC£Ki£H-
Oİ.PEPÜEMİH ASIL BÜYÛK. ZARAR] İSE, İN-
SAN KAYet AÇ/SIMPANOt. KOHKUNÇ Sfe
ÇAVlYDf Su : 4O BİN KİSİ '
İSTANBUL 13. ASLİYE TİÇARET MAHKEMESİ
BAŞKANLIĞI'NDAN
EsasNo 2005 416
Da\acı Tokal Inşaat ve Yapı Malzemeten Saa Tıc Lti Şri. tarafmdan davaü Gûiîoylar Per-
scnel \e Senıs Taşımacılığı Tur. Tic. Ltd. Şn., Çetm Altay. Naûn Irak, Hall Irak a)e>hııie ıkame
d
ısım ve adresı j'azıb davalı\
-
a gönderüaı dava dilekçesı ile duruşma günü bikhrir meş-
iıatlı davetıv'e bıla tebhg lade edılmış. yapılan araşnrma sonucu davajınm adresı tespıt edılemedı-
jüden adı geçen dav^İTı'a duıuşma günü olan 13 22CO6 günü saai 15 OO'te bızzat mahkememızde
anrbuhınmalan vey^ kendilennı bir vekılle temsil etnrmelenne ve bu dava ık ılgılı ibraz etmek ıs-
Bbğı belgelen duruşma gününe kadar ıbraz etmesı vev^ duruşma günü genrmesı. getirmedıg] tak-
örde HUMK'mn 3^7 ve 213 2 raaddelen uyannca tahkıkata \e v^rg))ama>2yokJuğunuzda devam
stleceft ve karar venleceö hususu teblıjı makamına kaım olmak üzere ılanen tebhs olunur
2f' 12 2005 Davalr Çenn .-Üuy Adresr Kaptanpaşa Mah. Darülaceze Cad No 45
Famaş Iş Meıkea B Blok K. 2 D" Z Olone\danı ŞlŞLl B Tashıh
ı 1 |
TC
KADIKÖYİFLAŞ DAİRESİ
>IÜDÜRLÜĞÇ'NDExN
İFLASA İLİŞKEN İLAN
Dosya No: 2005-24 Iflas
^füf]ISİn adı. soyadı ve adresi: Aitın-
seri Mermer San. ve Ticaret Ltd. Şti.
Kıziltoprak-Asum Us Sok. No: 1 1
Kadıköy-lstanbul.
Istanbul Ticaret Sicıl Memurluğu'nun
Kadıköy- 5104 sıcil sayısında kayıth
yukanda adı. soyadı ve adresı yazılı şir-
ketin Kadıköy 3. Asliye Ticaret Mahke-
mesi'nin 2005-124 Esas sayılı dosyasın-
dan 16.12.2005 günü saat 15.35'ten iti-
baren iflasma karar verilmiştir.
IİK. 166. maddesi gereğince keyfiyet
tebliğ ve ilan olunur. 22.12.2005
Basın: 60898
VEFAT
Baromuzun 8751 sicil sayısında kayıth
AVUKAT
TUNCAY YALÇEVYUVA
vefat etmiştir. Aziz meslektaşımızın cenazesi 27.12.2005 Salı
günü (bugün), Beşiktaş, Sinanpaşa Camii'nde kılınacak ikindi
namazını müteakip ebedi istirahatgâhına defhedilecektir.
Merhuma Tann'dan rahmet,
kederli ailesine ve meslektaşlanmıza başsağlığı dileriz.
İSTANBUL BAROSU BAŞKANLIĞI
GÖRÜŞ
BEDRÎ BAYKAM
DemokrasiyiHazmetmek...
28 Kasım gecesi BBC VVorld'de, Fransa'da aşın sağcı
görüşleri ile tanınan Le Pen'le yapılan bir söyleşıyle kar-
şılaştım. Stephan Sackur röportajı yönlendiriyordu ve
programın adı "Hard Talk"\u (sert-zor söyleşi). Imrene-
rek izledım. Gazeteci, köşeye sıkıştıncı sualleri art arda
Le Pen'e yöneltiyor, o da hiç çekinmeden en açık yanıt-
ları vermeye çalışıyordu. Irkçılık, faşizm, nazizm, insan
hakları, aklınıza ne gelirse. Böyle bir program bizde niye
yok diye üzüldüm. Televizyoncuların korkaklığı mı, yok-
sa siyasilerin neden olduklan otosansür/sansür müydü
bunun nedenı? Baykal'a. Erdoğan'a veya başkasına, en
kritik sorulan bodoslama sorabılen yayıncımıza henüz
rastlamadım.
Pamuk davasında yaşananlar bana her açıdan bu ül-
kede demokrasi kültürünün yerleşmemiş olduğunu bir
daha gösterdi. Demokrasi, her şeyden önce konuşma ve
tepki verme özgürlüğüdür. Ancak herkes bu haklann yal-
nız kendi kesimleri için geçerli olduğu havasındadır. Yurt-
sever Hareket üyeleri olarak bu konuda çok net bir dü-
şüncemiz vardı: "Pamukyargılanmasın, ancak onu eleş-
tirip yanıtlamak bizim görevimızdir. Pamuk da bir demok-
rasi kahramanı değildir!" Gittik, barışçı bir üslupla bildiri
dağıtıp ayrıldık...
Vay, sen misin bunu yapan! Konunun dolaylı olarak
ağızdan kulağa dedikodusunu duyan, haberlerin göriin-
tülerini kafasına göre montajlayan kimi kişiler, konuyla il-
gili bana karşı bir linç kampanyası başlattılar. Orada sağ-
cı gruplarla beraber yumurta ve kufürte Pamuk'a saldır-
dığım, onun hapse girmesini istediğim, kin kustuğum,
reklam için bunu yaptığım, zaten kötü ressam olduğum,
AB düşmanı olduğum ve daha binbir iftira dolu yorum
üzerime yığıldı. Bunların uydurulmuş bilgilerin komik yo-
rumları olduğunu konuyu bilmeyen insanlara anlatabilme-
mız için tekziplerimın yayımlanması lazım. Üçü bekleme-
de. Göreceğız kim demokrat. Unutmadan, Sabah'tan
Hıncal Uluç ve Humyet'ten Yurtsan Atakan'a teşekkür
edeyim. Çekinmeden bu saptırmalara karşı sorumluluk
alarak doğrulan savundular. Gerçek demokrasi nedir ve
gerçek aydın insan kimdir, onun üstüne gittiler.
Kendinı "liberal demokrat" olarak tanımlayan insanla-
nn bir alışkanlığı da laiklikten kopuk, çarpık bir demokra-
si fıkrini yalnız kendilerine ait bir alan olarak görüp geri
kalan ınsanlan sansür etmeleri veya yaylım ateşine tut-
maları. Pamuk olayında da onlan rahatsız eden, ulusalcı,
Atatürkçü ınsanlann sokağa çıkışlannı engelleyememiş
olmalanydıü Anlaşılan bu olay, onlan medyada yok say-
maktan daha zoıi!
O zaman akıllarına gelen düşünce şu oluyor hemen:
"Efendim, o davayaya demokrasidüşmanı faşıstiergider
ya da liberal, Avrupa/Pamuk hayranlan. Ikisinın ortası ol-
maz. Bu adamlar çıkıp 'Pamuk yargılanmasın' dese bile,
bızim şablonda düşünmedikleri için makbul ınsanlar sa-
yılamazlar ve demokrasi adına onlan teşhir etmek, şıddet
yanhlan ile bir tutmak lazım."
Bu saptırmalann bir yolu daha var Koca bir "profesö-
njn" yaptığı gibi, televizyonda henüz beş dakika önce
söylenmiş sözleri inkâr ederek "Sizzaten şöylesiniz, böy-
lesiniz" diye yaygara yapmak. Zaten çok yerieşik bir ta-
vır bu neo-liberallerde. Ait olduklannı iddia ettıkleri özgür
ufuklann tam tersi bir yol izleyerek hemen her ulusalcıya
"resmi ıdeoloji faşisti" demek ya da her kendinı "milliyet-
çı" olarak tanımlayan insanı, ne dediğine bakmaksızın
"kafatasçı, aşın sağcı, faşist vs." şeklınde saldınlarla hır-
palamak. Ben şahsen 20 yıldır neredeyse hiçbır "milliyet-
ç/"nin, Atatürk milliyetçiliği sınıriannı aşıp bir ırk/kafatası
yorumuyla olaya baktığını görmedim (Bazı olgunlaşma-
sını beklediğim genç gruplar hariç). Bu tavırda, kanıt ara-
madan her demokrat insana "Bunlann alayı gomonist"
diye bakan yobaz faşistlerinkiyle aynı seviyesizlikte.
32. Gün'de bütün somut açıklamaJanmdan sonra, Bi-
rand hâlâ bana "Peki ne ışıniz vardı orada?" diye sora-
biliyordu. Herhalde üçüncü tur izahata başlarken "Adli-
yenin önünde arabamın sıgortayenilemepolıçesi için ran~
devum vardı" desem rahat edecekti! Aldığı yanıtları, ön-
yargılarına ters düştüğü için kabullenemiyordu. Ortıan
Pamuk'un zırvalama özgürtüğünü, ben ülkemin uluslara-
rası plandaki prestijinden daha çok sevmeye mecbur mu-
yum? Kim buna zorlanabilir ki?
Başbakan, demokrasiyi inilip binilecek bir tramvay ola-
rak tanımlıyor. Osmangazi Belediyesi alışveriş merkezin-
de içkıyi yasaklamak için "karayollan" yakınlığını baha-
ne ediyor. Genç kızlarımız, zorla türbana sokulup bir er-
keğin ikinci sınıf kölesi konumuna terfi ettirildikleri süre-
ci, kendı demokratik "kişılik bulma" dönemleri sanıyor-
lar. Tam birtoplumsal "demokratik"şizofreni yaşıyoruz.
TÜSlAD'ın böylesine kaypak bir ortamda Aşkın'a,
Mustafa Koç uzerinden sahip çıkması ve DlSK'in bu ko-
nuda patronlarla arasındaki geleneksel uçurumlara rağ-
men somut destek vermesi önemli puanlar. Tabii üç te-
lefonda bu işin nasıl "tatlıya" bağlanabileceği ayn bir so-
ru işareti. Ne değişti? Başsavcı, Başbakan işaret verince
inceleme başlatıp sonra da ikinci bir işaretle dosya mı ak-
lıyor? Ya da bu kritik süreçte, "yargıyı etkilemek" gibi öz-
nel ve yoruma açık bir konuyu kim gerçekçilik içinde de-
netleyebilecek? Bu mantığa göre, sürekli olarak herkes
her konuda bu suçu işliyor. Yani Yücel Aşkın vakasında
lehte ve aleyhte konuşmalarta, herhalde ülkenin yüzde
85'i suçlu konumuna yükseldi! Biraz ciddi olalım. Yoksa
Türkiye'ye toptan dikenli te\ çekıp "mahpushane" diye ta-
bela asmamız gerekecek.
E-mail: bedbayltnn.net Web: www.bedribaykam.com
E-mail: info©yurtseverhareketorg
BULIVIACA SEDAT YAŞAYAı\
SOLDANSAĞA:
1/ Kıymayla
yapılan bir tür
sebze yemeği. 2
2/Balkoymaya
yarayan küçük
tekne... Bir
elektroliz aygı- 5
tındaki artı ku-
tup. 3/ Utanç
du>Tna... Tahta
perde ya da tah- 3
ta bölme. 4/Di- „
1 2 3 4
\an edebiyatın-
da içki ve içki âJeminin
övülerek anlatıldığı
manzum yapıtlann ge-
nel adı. 5/ Bektaşi der-
vişi... '"Ben koyun ola-
jımsendebir—/JAe-
leye meleye getirek ya-
zı'" (Türkü). 6/ Radyo 6
dalgalannın yankısını
alarak cisimlerinyerini 8
ve uzaklığını saptayan 9
aygıt. 7/Karakter... Os-
miyum elementinin simgesi... Bir nota. 8/Yiğit... Ev-
de ya da odada saygıdeğer kişilerin oturduğu baş köşe.
9/ Kocaeli ilınde turistik bir belde.
YUKARBOAN AŞAĞIYA:
1/thtimal. 2/Tarla, bağ, bahçe gibi yerlerden toplanan
üründen artakalanlar... Sert bir içki. 3/ Eli işe yatkın,
becerikli... Istavrit balığının küçüğü. 4/ Karahındıba-
nın sebze olarak yenen yapraklan... Yemek. 5/ En kı-
sa zaman süresi... Benzer yapıdaki hücreler topluluğu.
6/ tçine küçük çakıl taşlan gibi taneler konan ve vur-
malı çalgı olarak kullanılan boş ve kuru kabak. 7/Mer-
sin'inbirilçesi... Borusesi. 8/Aşınşişman... Pullann
saklanıp korunması için özel olarak hazırlanmış kar-
ton sayfalar. 9/Soyundan gelinen kinıse... Özsu.