Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 27 ARALIK 2005 SALI
HABERLER
Tuğcıı, Arslan ve Çetinkaya başsavcılar ile bir araya gelerek gündemdeki konulan değerlendirdiler
Yüksek yargı doruğuANKARA. (Cumhuriyet Bürosu) -
Anayasa Mahkemesi Başkaru Tülay
Tuğcu, Yargıtay Başkanı Osnıan Ars-
ian ve Danıştay Başkanı EnderÇetin-
kaya dün bir araya geldi. Toplanöda,
anayasa ve yasalarda yargı bağımsız-
lığına ilişkin düzenlemelerde yapüa-
cak olası değişiklikler ile hâkim ve
savcılann özlük haklan ve sosyal du-
nımlanna ilişkin yapılması gerekenler
tarüşddı. Yargıtay Başkanı Arslan, yar-
gıya müdahale tartışmalannın günde-
me gelip gelmediği sorusuna "yorum
yok" karşılığını vermekle yetindi.
Anayasa Mahkemesi Başkanı Tuğ-
cu, Yargıtay Başkanı Arslan, Danıştay
Başkanı Çetinkaya ile Yargıtay Cum-
huriyet Başsavcısı Nuri Ok ve Danış-
tay Başsavcısı Zafer Kantarcıoğhı,
Hâkimevi'nde yemekli toplantıda bir
araya geldiJer.
Yaklaşık 3 saat süren toplantının ar-
dından gazetecilere açıklamayı, Yargı-
tay Başkanı Osman Arslan yaptı. Yar-
gıtay Başkanı Arslan, yüksek yargı or-
ganlannın başkanlan olarak bir araya
geldikJerini belirterek "Yargryla ilgili
konuian görüştük, bu görüşmelerimiz
devam edecek" dedi. Son günlerdeki
yargıya müdahale tartışmalannın anım-
sahlıp bu konunun görüşülüp görüşül-
mediğinın sorulması üzerine Arslan,
"Yargryla ilgili bütiin konulan görüş-
tük" dedi. Arslan, yargıya müdahale
tartışmalannın gündeme gelip gelme-
diğine ilişkin soru üzerine *Bu konu-
da yorum yok" demekle yetindi.
Hâkim ve savcılann özlük haklany-
la ilgili bir soruya karşılık Yargıtay
Başkanı Arslan, bu konuda ortada he-
nüz bir şey olmadığım, çahşmalann
sürdüğünü, ortaya bir şey çıkması ha-
linde açıklama yapacaklannı söyledi.
Osman Arslan, bu tür toplantıların de-
vam edeceğinı sözlerine ekledi.
Kamu Personel Kanunu Tasan Tas-
lağı ile hâkim ve savcılann ekonomik-
sosyal durumlannda yaşanacak "so-
runlar" da gündeme geldi. Hâkim ve
savcılann, normal personelle aynı ya-
sa kapsamına alınması ve özlük hak-
lannın aynı kapsamda değerlendirme-
• Üç saatlik toplantının
ardından gazetecilere açıklama
yapan Yargıtay Başkanı Aslan,
yargıyla ilgili konulan
görüştüklerini ve görüşmelerin
devam edeceğini söyledi.
Toplantıda, anayasa ve
yasalarda yargı bağımsızlığıyla
ilgili yapılması gereken
düzenleme ve değişikJikler
konusunda görüş ahşverişinde
bulunulduğu öğrenildi.
sinin anayasaya aykın olacağı dile ge-
tirildi. Anayasaya göre, hâkim ve sav-
cılann sosyal ve ekonomik durumla-
nnın yasayla düzenlenmesı gerekiyor.
Yüksek yargı başkanlan da hâkim ve
savcılann özlük haklan ile sosyal du-
rumlannın Hâkimler ve Savcılar Ka-
nunu'nda düzenlenmesi zorunluluğu-
na işaret ettiler. Yapılacak çalışmala-
nn ardından yapılması gerekenlerin, or-
tak görüş olarak hükümete iletilmesi
benimsendi. Yargı başkanlannın top-
•YASAL YÖNETJME AYKIRI' __
Danıştay
kadrolaşmaya
'dur'dedi
• Danıştay, AKP iktidan döneminde en
çok kullanılan kadrolaşma yöntemlerinden
biri olan, "Başka bir göreve atanmak
üzere görevden alma" uygulamasımn
hukuka uygun olmadığım belirtti.
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Danış-
tay, bürokratlann, "başka bir göreve atan-
mak üzere görevden ahnmalan" durumun-
da hemen dığer bir kadroya atanması ge-
rektiğüıe işaret etti. 20Ol'de îller Bankası
Genel Müdür Yardımcılığı görevinden,
"başka bir göreve atanmak üzere" ahnan
Rrfat Uğrarın açtığı davayı görüşen Anka-
ra 7. Idare Mahkemesi, Uğrar'ın görevden
alınmasına üışkın ışlemı hukuka aykın bu-
larak iptal etti. Bayındırlık ve Iskân Bakan-
lığı ile lller Bankası Genel Müdürlüğü, bu
karan temyiz ederek bozulmasını istedi.
Temyiz istemini görüşen Danıştay 5. Da-
iresi, Ankara 7. Idare Mahkemesi'nin kara-
nnı ek gerekçeyle oy birliğiyle onadı. Da-
irenin karannda şöyle denildi: "Başka bir
göreve atanmak üzere görevinden ahnan
bir memurun. aynı işlemle y a da aynı tarihh'
ikinci bir işlemle derhal, ara verihneksizm
bir «hger kadroya atanması veya ikinci işle-
min aynı gün gerçekleşmemesi durumunda,
görevden alma ve atamaya iüşkin işlemlerin
büiikte bildirilmesi gerekir. Memurun,
meskk yaşamındaki yatay ve dikey devini-
mi, ancak bir kadrodan diğerine, kesintisiz,
aralıksız geçişle olanakbdn*." Memurun ye-
rine getireceğı bir kamu hizmetinin varlığı
ve hıizmetin de boş bir kadrosunun bulun-
masının zorunluluğuna işaret edilen karar-
da, şöyle de\am edildi: "Nasü, ikride bo-
şalacak bir kadro içjn önceden atama yapıl-
ması olanağı bulunmazsa, benrsiz bir nite-
fikteki kadroya da zaman kavTamı ohnaksı-
zm atama olâsıhğı söz konusu olamaz. Gö-
revden ahnan. ancak başka bir göreve he-
nüz atanmayan memurun, görevden ahn-
masryia bulunduğu starüden çıkanhnış ol-
duğ>u durumlarda 'başka bir göreve atan-
mak: üzere' biçiminde getirilen bir kayıt,
kamu yönetimlerine, memurlara istediği za-
- m a n tekrarmemursrfatmıvekapsamını —
belirteme yetkisi verme sonucunu doğurur
ki,>-asayi aşan ve yasal yönetim ilkesine
ayfcın olan bu durum kabul ohınamaz."
Yazar Orhan Pamuk, 'Türklüğü aşağılamak' suçundan yargdandığı duruşma çdaşmda
adliye önünde salduıya uğranuş, AB yerkilileri olay-a sert tepld göstermişti.
AKP'nin kafası kansık
Orhan Pamuk hakkında açılan dava nedeniyle gündeme
gelen TCK'nin 301. maddesi son 3yüda 4 kez değiştirildi
ECEVİTKILIÇ
Yazar Orhan Pamuk'un yargılanmasıyla gün-
deme oturan Türk Ceza Kanunu'nun (TCK) 301.
maddesi son 3 yılda 4 kez değiştirildi. Avukat Vfeh-
biKatavecl yasalann ideal olduğunu, sorunun uy-
gulamada yaşandığını belirterek "Sorunun kay-
nagı ise yasa yapıcılarmın basına ve ifade özgür-
hığüne karşı net davranmamalandır" dedi.
Gazeteci ve yazarlann yargılanmasına ve ce-
za aknalanna neden olan TCK'nin 301. madde-
si, "Türklüğü, Cumhuriyet'i,devtetin kurum ve
organlannı aşağüama" suçunu düzenliyor. 6 ay-
dan 3 yüa kadar hapis öngören bu suç eski TCK'de
159. maddede düzenlenmişti. llk olarak 6 Şubat
2002'de kabul edilen 1. Uyum Paketi'nde yapı-
lan değişüdikle 159. maddede öngörülen hapis
cezasının üst sının 6 yıldan 3 yıla çekildi. An-
cak bu kez maddenin içeriğiyle ilgili tartışma-
lar başladı. Bunun üzerine 3. Uyum Paketi kap-
samında 3 Ağustos 2002'de 159. maddeye "Bi-
rinci fikrada sayüan organlan veya kurumlan
tahkirve tezyif kasû bulunmaksızın. sadece eleş-
tirmek maksadıyia yapıtan yazıh, sözlü veya gö-
—rüntüiü düşünce açiklamaİan cezayı gerektir-
mez" fikrası ek yapüdı. 159. madde yeni TCK
değişikliği sırasmda 301. madde olarak yeniden
düzenlendi. Cezanın alt smın 6 aya düşürüldü.
"Tahkir" ve "tezviT' yerine de "aşağdama" söz-
cüğü kullanıldı. Ancak bu kez de "aşagnanıa"
sözcüğüne ilişkin eleştiriler yapıldı. Bu sözcü-
ğün "muğJak" ohnası gerekçesiyle yasakçı yo-
rumlara yol açtığı ileri sürüldü. Bunun üzerine
yeni TCK'de yürürlüğe girmeden bir kez daha
değişiklik yapıldı. Tasanda yer almamasına kar-
şılık, 301. maddeye "eleştiri amacryia yapdan
düşünce açıklamanın suç ohışturmayacağr iba-
resi eklendi. Ancak 4 kez yapılan değişiklikler
ifade özgürlüğü için yeterli olmadı.
'Sonın uygulama ve yorumda'
Ceza avukan Vehbi Kah\eci, uygulanan kanun-
lann yazılışlan açısından ideal olduğunu belir-
terek sorunun uygulamadan ve yorumdan kay-
naklandığını ifade etti. Kahveci," Avrupa'dange-
len çok sayıda hukukçu kanunlanmran ideal ol-
ması karşısmda hayrete düşüyor. Ama bu ideal
durum kanunlann yazüışlarryia kalıyor. Yorum
ve uygulamada sorun çıkry or. Bir cümleyi oku-
duğunda nasıl anladığın önemlidir" dıye konuş-
tu. Kahveci, kanun yapıcılannın "kafalannın
kanşık'' ohnası nedeniyle bu maddenin sık sık
değiştirildiğini söyledi. Kahveci, "Yasama ve
>iirih1ne,basmvei&deÖ2güıiüğune karşınetdegiL
Kanunyaptcılar. dıktatörcerniyıoksa lıberarmi
davTanacaklannı beihieyemiyoriar'' dedi.
Ankara Barosu Başkanı Coşar: Başbakan 'ın yargıyı etkileme gücü suçladıklarından dahafazla
' Yargı kararlan eleştiıilebilir'ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -An-
kara Barosu Başkanı VedatAhsen Coşar,
Başbakan RecepTayy^) Erdoğan"m, TÜ-
SlAD Yüksek Istişare Konseyi Başkam
Mustafa Koç'un açıklamalannın ardından
yapüğı değerlendirmeyi ammsatarak "Baş-
bakan da bu açıklamalannın ardından
yapılacak incelemenin muhatabı olman-
dır. Çünkü Başbakan'ın etkileme gücü
benden çok farkh" dedi.
Ankara Barosu'nun Gölbaşı'nda bulu-
nan sosyal tesislerinde basuı toplantısı
düzenleyen Coşar, 3 Ocak'ta başlayacak
"Hukuk Kurultayı" ve çeşitli konular
hakkında açıklamalarda bulundu. Türki-
ye'de eleştiri kültürünün gelişmediğini. bir
zamanlar devleti eleştirmenın de bir ta-
bu olduğunu ifade eden Coşar. "Artık
Hegel'in kutsal deviet ankyışı yok, deviet
de efcştirilir" dedi.
Demokrasilerde yargı kararlannın eleş-
tirüebileceğini belirten Coşar, şunlan kay-
detti: "Demokrasilerde yargı kararlan da
eteştirilir. Denge. aşağüamamak ve haka-
ret etmemekolmah. eleştiri bilimsel ve hu-
kııkiteıneledayanrnaİLİkiacıklarnayiay-ar-
gı etküeniyorsa bu, yargrya da güvensiz-
lik,saygısızüktır. \ an'daki olayia ilgiliola-
rakaçıklama yapanlann büyiikbir kısmı-
nın dosya hakkında bilgisi yok. Herkes si-
yasirefleksinegöre hareketederek yaklaş-
n. Ondan sonra da 'Hukuk sıyasallaştı'
diyoruz. Hiç kinıse eleştiri dışmda değil-
dir, herkes eleştiriye açık olmahdır. Kim-
senin hâkimve savcılara' Kariyerinizi dü-
şünün' demek haddine degiL bu saygısız-
hkür."
Coşar, Başbakan Erdoğan'ın, Mustafa
Koç'un açıklamalannın ardından yaptı-
ğı değerlendirmeye ilişkin bir soru üze-
rine ise "Başbakan da bu açıklamalan-
nın ardından yapılacak incelemenin mu-
hatabı olmahdu: Çünkü Başbakan'ın et-
kileme gücü benden çok farkiT dedi.
'Yargıyı en çok yürütme etkiler'
Ankara Barosu Başkanı Coşar, üç erk
arasında yargıyı en fazla etkileme gücü-
ne sahip olan erkin yürütme olduğunu, ta-
rihte de bu konuda örnekler bulunduğu-
nu söyledi. Bir soru üzerine, Türk Ceza
Yasası'nın 301. maddesının kaldınhnası
gerektiğini savunan Coşar. ifade özgür-
lüğüne ilişkin yasal düzenlemeler yapıl-
masına karşm uygulamada yaşanan sorun-
lann, rr.evzuatın içselleştirilememesin-
den kaynaklandığmı söyledi.
YDINLARDANÇAĞRI
lanhsında, anayasa ve yasalarda yargı
bağımsızhğıyla ügüi yapıhnası gere-
ken düzenleme ve değişiklikler konu-
sunda da görüş ahşverişinde bulunul-
du. Yargıtay, Danıştay ve Anayasa Mah-
kemesi daha önce olası bir anayasa de-
ğişikliği için görüşlerini içeren çalış-
malan hükümete iletmişti.
Çetinkaya'dan Çiçek'e tepld
Çetinkaya, 5435 sayıh Hâkimler ve
Savcılar Kanunu ile Bazı Kanunlarda
DeğişikKk Yapılmasına Dair Kanun'un
TBMM Genel Kurulu'nda 22 Aralık
2005'te yapılan görüşmeleri sırasında
konuşan Adalet Bakanı CemflÇiçek'in
"yargı biriiği'' hakkındaki sözlerine
tepki gösterdi. Çetinkaya, yaptığı ya-
zılı açıklamada, yargı aynlığı ya da
yargı birliği sistemlerinin, her ülkenin
idari yapısı ve kendi öznel koşullan so-
nucu ortaya çıktığını belirterek "Tür-
kiye'de üç yüksek mahkeme buhuuna-
sının sıkınalara yol açnğının ifade edil-
mesive sistemde aksakhklar \armış gi-
biyargı birüğinden sözedilmesi, teorik
dü^d^kalmaktaotuppratikhiçbirya-
ran bulunmamaktadır" dedi.
A
301 ve 305.
maddeler
kaldırılsın
Haber Merkezi - Orhan Pamuk'un
yargüanması sırasında yaşananlar üze-
rine bir grup aydın bir bildiri yayım-
ladı. Türk Ceza Kanunu'nun 301. mad-
desinden yargılamalann son günlerde
yaygınlaşmasına dikkat çeken aydın-
lar, düşünce ve ifade özgürlüğünü en-
gelleyen 301 ve 305. maddelerin bir
an önce kaldınlmasını istedi.
u
OrhanPamuk
1
unyargianmasflBve
bu yargılanma sırasında uğradıgı sal-
dınlan, ülkemizin demokratikkşme
süminevahimbirmüdahaieolarakgö-
rüyor, endişeierimizi ifade ediyoruz.
AdaletBakanı'nı butür davalarin açıl-
masma neden olduğu, tçişieri Baka-
nı'nı ise saknrganlan cesarerJendirdiği
içüıkmıyoruz. TürkCeza Kanunu'nun
301. ve 305. maddelerinin bir an önce
kakunlmasuii \e bu maddeierden açı-
lan davalarmdurdurubnasınıtalepedi-
yoruz" denıJen bıldnrnıye ımza atan ay-
dınlar şunlar:
Yaşar KemaJ, Çetin Atout, Adalet Ağa-
oğlu, ArifDamar, AkmetAykaç, Ahmettn-
sel, Ahmet Kuyaş, Alaaddin Dinçer, Ali
Bayramoğlu, Alin Taşçıyan, Altan Erkek-
li, Ani Değirmencioğlu, AsafSavaş Akat
, Aslı Erdoğan, Ayça Atikoğlu, Aydan Gü-
lerte, Aydın Cıngı, Aydın Engin, Ayhan Ak-
tar, Ayla Giirsoy, Ayşe Buğra, Ayşe Berk-
tay, Ayşe Erzan, Ayşe Oncü, Ayşe GülAl-
tınay, Ayşe Paria, Ayten Sönmez, Beril
Eyüpoğlu, Betül Tanbay, Burcu Soysev,
Büşra Ersanlı, Celal Başlangıç, Cengiz
Ann, Cerem Cenker, Cüneyt Ulsever, Ça-
ğatay AnadoL, Deniz Kavukçuoğlu, Do-
ğan Gürpınar, Emin Koramaz, Ercan Ka-
rakaş, Erdal Tosun, Ergin Cinmen, Erol
Önderoğlu, Erol Kızılelma, Erol Köroğlu,
Ertuğrul Kürkçü, Eşber Yağmurdereli,
Etem Eldem, Etyen Mahçupyan, Fadime
Gök, Faik Gür, Fatma Müge Göçek, FazU
Say, Ferhat Tunç, F'ıkret Adaman, Fikref
Adarur, Genco Erkal, Gila Benmayor, Gii-
ler Kazmacı, Gündüz Vassaf, Gürollrztk,
Güvenç Dağüstün, Hakan Tahmaz, Halil
Berktay, Halil Ergün, Halim Kara, Han-
dan Güçyümaz, Hasan Bulent Kahraman,
Hayri Kozanoğiu, Hikmet Çetinkaya, Hrant
Dink, Huri Özdoğan, Hülya Adak, Hülya
Giilbahar, Hüseyin Ergün, Hüseyin Yeşü,
IşıkAytaç, îlnan Göğüş, İlhan Tekeli,tpek
Çalışlar, İsmail Hakkt Tombul, tzak Ati-
yas, Izel Rozental, Jale Parla, Kemal De-
mirel, Kemal tnan, Kemal Ulusaler, Ke-
rem Karaboğa, Kuban Altutel, M. Asvm
Karaömeriioğlu, Mebuse Tekay, Mehmet
AliBirand, Mehmet Berk Balçık, Mehmet
Kaytaz, Mehmet Soğancı, Mehmet L'zun,
Melek Taylan Ulagay, Meltem Toksö'z,,
Meral Demirel, Meryem Koray, Mete Çu-
bukçu, Metin Kunt, Minu Inkaya, Muh-
sin Kızılkaya, Murat Belge, Murat Gül-
soy, Mustafa Erdoğan, MüfidePekin, Müj-
deAr, yadirPaksoy, \adireMater, Nazan
Aksoy, Nazan Maksudyan, Nebil Özgen-
türk, Neşe Erdilek, \ilüfer Göle, Nur Be-
kata Mardin, Nükhet Sirman, Olcay Ak-
yüdız, Oral Çalışlar, Orhan Silier, Orhan
Taylan, Osman Kavala Oya Baydar, Özcan
Arca, Özdem Petek, Rıdvan Akar, Rober
Koptaş, Saiih Bayram, Seda Çınar, Sel-
çuk Dursun, Selçuk EsenbeL, Selçuk Ulu-
ata, Selin Merzuka Türkeş, Selma Özko-
çak, SerdarErener, Sezai TemeUi, Sibeilr-
zık, Sinan Çetin, Süleyman Çelebi, Şahika
Yiiksel, Şebnem Korur Fincancı, Şehnaz
Şimşek, Şemsa Özar, Şeyla Benhabib,
Şenay Gürler, Taha Parla, Taner Akçam,
Taner Yüzgeç, Tayfiın Mater, Toktamış
Ateş, Tuğrul Eryümaz, Tunga Güngör,
TülayArm, TülayArtan, L'fuk Vras, Cmit
Fırat, Üner Eyüboğlu, Vecdi Sayar, Van-
gelisKechriotis, YamanBarlas, YaşarSey-
man, Yelda YüceL, Yılmaz Erdoğan, Zey-
nep Gambetti, Zeynep Oral, Zeynep Tan-
bay, Zeynep Kutluata, Zeynep Uysal
SALI
ORHAN BURSALI
Erdoğan'ın Panik Atak'ı
(lstikrarveAKP-2)
"Isfkrar", yani "denge-kararlılıkdurumu". Baş-
bakan Recep Tayyip Erdoğan'ın diltnden eksik ol-
mayan ve ekonomi dünyasında en çok kullanılan
sözcük! Ekonominin geleceği, can daman "istik-
rar"da. Aman! Dikkat! Yabancı! Yatınmcı!
Istikrar bir "kınlacak eşya!"
Doğrudur, ekonomi "kınlacak e?ya"dır! Düzgün
"taşınması" gerekir! Türkiye'de "en sık kınlan" şey-
dir ekonomi. Ve kırılıncada, düzgün işadamı, ortâsı-
nıf ve bütün emekçi halk "yıkılan dağ"\n altında ka-
lıyor! Birikim ve yaratılan değerler eriyor.
Erdoğan, ekonomıde istikrarı bir koz olarak kullan-
mayı seviyor!
Üstelik AKP kurmaylan istikran neredeyse bir s1
yasi tehdit gibi algılanabilecek noktaya bile getirebi-
liyorlar: "Bakın, ekonomıde işleriniz tıkmnda, bunu
bana mecbursunuz, hem de üstelik iktidardayım!?"
Erdoğan, TÜSlAD'ın Cumhurbaşkanı ile Ankara
zirvesi yapması karşısmda şaşırdı; kendisinı Muhte-
şem Süleymaniığının zirvesinde sanırken TÜSİAD
ile çatışmanın patlak vermesi karşısmda panikledi;
gördüm, yüzü sarardı. Iktidarda üç yıllık müthiş gü-
veni sarsıldı! Iktidardan düşme korkusu yüreğini sar-
dı. Oradan gidebileceğı olgusunu gördü ve korkusu-
nu yaşadı!
llk kez! Ama her şeyın bir başlangıcı var!
Bu bir "Erdoğan Panik Atak"ı ıdi. AKP'nin gaze-
teci yazarları bunu "kuşatlma duygusu" ile açıklı-
yor!
Panik atak'ın uç noktası: Başsavcılığı harekete ge-
çirmesı oldu! (*)
• • •
Peki, neden bu panik atak veya "kuşatma duygu-
su"'?
Erdoğan, degerlendirme acemısi! "Iktidar ve is-
tikrar"ı, tek parametrelık olay sanıyor: "Ekonomiyi
rayına oturttum mu, (arka plandaki dinsel) siyasi ve
kültürelprogramımdanacilmaddeleride'yedireye-
dıre' gerçekleştiririm!"
Fakat başka parametrelenn varlığını algılama özür-
lü bir AKP var karşımızda!
1) Ekonomi "normalleştikçe", bunaparalel, bütün
diğer olgular da normalieşir.. Göz ardı edilen, eko-
nomiye eşdeğere yakın dığer parametreler önem ka-
zanır ve öne çıkar! Bunu yaşıyoruz!
2) Ekonomi'de, art/k gelinen noktadan öteye geç-
mek için AKP'nin yetersizliği görüldü, daha gerçek-
çi bir ıstikrar arayış ve ıstekleri belirdi. Ekonominin
sürekli dışa bağlı ve göreceli istıkrarının kınlganlığı ön
plana geldi; iş dünyası (TÜSİAD), kazanımlannı ar-
tık "geri-tepmesiz" bir düzleme oturtmak, sağlama
almak istiyor. Büyümesinı kürese) sürdürmesi ve da-
ha büyük güç olabilmesi, yeni koşulların varlığını ge-
rektiriyor.. Bu da, "ithalata" bağımlı olmayan, sürek-
li dıştan sıcak para hareketleriyle finanse edilen açık-
lann olmadığı, yeni bir büyüme dönemine geçiştır. Eko-
nomide esas "yapısal değişim" işte bu noktadadır!
TÜSİAD, ekonominin çöküş döngülerini brtire-
cek yapısal dönüşümlerı dıle getırmeye başladı. Çok
iyi! AKP'nin ise "bu taraklarda" bezi yok!
3) Erdoğan sanıyor ki,
u
lst"krar=AKP iktidannı sü-
rekli güçlendirmek". Erdoğan, göreceli istjkrardan,
kendı ıktıdan, dinsel ve siyasal ideolojisini nemalan-
dırma peşinde! AKP'nin, bu ülkenin büyük çoğunlu-
ğunun üzerinde hemfikir olduğu "tarihsei dinamik-
lerden" beslenmemesı, çok önemli bir çelişkiyi sü-
rekli gündemde tutuyor: Ülkenin dinamik güçlerine
"Bunlar bizden değil" dedirtiyor!
4) Nitekim AKP de zaten "Ben de sizlerden de-
ğilim" mesajını çok hızlı ve sık vermeye başladı! Ba-
şından ben "kendi ekonomik çevTeterin/*'yaratma pe-
şinde. MÜSİAD, esas soluk alıp verdığı yer! Kendi işa-
damlannı koruyor ve yaratıyor! Helal ünin ve hızmet
sertifıkası bölücülüğü ile ekonomi ıçine ayrımcılığını
sokuyor. AKP eşit rekabet koşullarını ortadan kaldır-
ma peşinde..
5) Aynca kendi dinsel programına ilişkin içki dü-
zenlemeleri, türban, imam hatipler, üniversiteleri iyi-
leştirmek yerine yıkmak ve ele geçirmek.. Bir gece-
deeğitim hastanelerinin kadrolanna, Anayasa Mah-
kemesi'nin iptal ettığı yasaya dayanarak (iptal edile-
ceğini bildığı halde!) 170 adamını atama yüzsüzlü-
ğünü göstermesı ve benzer uygulamalan..
6) Bütün bunlar AKP ite ulusal uzlaşı temelleri-
nin hayli zaytfladığını ve ülkeyi daha ıleri taşıyacak
altyapıya sahip olmadığım gösteriyor.
7) Sonuç: AKP'nin iktidarda işi giderek brtiyor!
• • •
özetlersek: Erdoğan ve partisi, ülkede giderek is-
tikrarsızlığın körükleyicisi olacağına ilişkin ışaretleri-
ni yoğunlaştırdı. Biraz Türkiye'yi doğru "etüt eden",
doğru bilgi notlanna ihtiyacı var!
0 Erdoğan, Van'da savcılığın Aşkın'a ilişkin soruş-
turma belgelerı hilafetçi, şeriatçı, sağcı basına sızdı-
rılır ve çarşaf çarşaf yayımlanırken; Savcı Bey basır
toplantısı yaparak belge açıklarken neredeydi? O sı-
rada suç işlenmiyor muydu? Başsavcı Bey, o zaman
neredeydi de şimdi siyasi muhteristerin işaretiyle ha-
rekete geçiyor? Erdoğan, takıyyeciliğinin ve çifte
standartçılığının görülmediği kanaatinde! Âlem kör!
obursali@cumhuriyet.com.tr ^
IU yönetimini
çadırlı protesto
Istanbul Cnhersitesi (tC)
öğrencileri, 10 öğrencinin
iinrversheden uzaklaşonl-
masını ve 7 öğrencinin ih-
tiyati tedbir karany la üni-
versiteye girişinin engellen-
mesinL Beyazıt yerleşkesi-
nin ana kapısı önünde
"tÜ'de bannamayanlar"
yazılı çadır kurarak pro-
testo ettiler. "MesutParlak
istifa etsin", "Cezalar geri
alınsııT yazılı dövizler ta-
şıyan öğrcnciler adına ya-
pilan açıklamada, birçok
öğrencinin haksız yere so-
nışturmalara tabi nıtuldu-
ğu ve Rektör Prof. Dr. Par-
lak'ın ünrversiteden çıkan
her muhalif sesi 'okul dışı-
na atarak' muhaüf öğren-
cilerden kurtulrna yolunu
seçtigibelirtildL (Fotoğraf
SALIM R4LIMOĞLU)