25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
26/RALIK 2005 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA DIŞ BASIN Dcvlet başkanlığı seçiminde zafer kazanan Latin Amerikalı, yerli liderin reform planlan ABD'ye sorun çıkaracak Bolıvya'daMomles dönemi• Bolivya'daki devlet başkanlığı seçimini kazanan, ülkenin yerlilerinden Evo Morales'in yapmayı hedeflediği reformlar süper gücin hoşuna gidecek türden değıl. Morales, koka üretiminin durdurulmasmda ABD'yle işbirliğini kesmek, anayasa değişikliğiyle yerîilerin yaşam koşullannı iyileştirmek ve doğal kaynaklan yeniden kamulaştırmayı planlıyor. RICHARDGOTT B olivya'daki devlet başkanlığı seçiminde sosyalist ve yerli aday Evo Morales'in yüksek oy alması, kongreden de büyük olası- lıİda onay alarak ülkeye başkan olacak olması Latin Amerika politikasında yenı ve müthiş bir anı temsil ediyor. Morales Bolivya'run siyaset geleneğin- de ıkı önemli unsuru benliğinde bann- dırankarizmatikbirkişilik. Bir Ayma- ra (ülkenin yerli gruplanndan biri) li- den \e aynı zamanda ülkenin hemen hemen her kuşakta kendıni gösteren güçlü sosyalist ve ulusalcı akımmın söz- cüsü. Varsayımların aksine bu gele- neklerin arasındaki ittifak onun hükü- metıne önünde duran büyük siyasi so- runlara rağmen belirli ölçüde istikrar sağlayacaktır. Kokainin ana maddesi olan kokanın en önemli üretıcılerinden Bolıvya'nın sınırlan dışında alınan ka- rarlardan etkilenmediğini de anımsat- malıyrm. Ülkenin çoğunluğunu oluşturan yer- li halk yüzyıllarca kolonisi olduklan Ispanyave 19'uncuyüzyıllardakuru- lan bağımsız hükümetlerin etkisi altın- da kalmış. Ispanya ve sonrasında ku- rulan bağımsız hükümetler, Avrupa'dan yeru yerleşimciler getirip onlara top- BoHvya'nın yeriUerL, kendilerinden biri olan Evo Morales başkan seçilmeden yaşadıklan köy ve kasabalanr. u.-,...a toprağma adaylannın adını yazdılar. Ve yıllardır hayal ettikJeri şey gerçek oldu. 18 Aralık'ta düzenle- nen secimde ülkede ilk kez bir yerli oylann yüzde 55'ine yakınını alarak devlet başkanı seçiİdi. Aymara kavminden olan Morales'i ilk kutiayanİar da yerîilerin büyük bölümünü oluşturan koka üreticileri oldu. (AP) rak vermiş, baskı ve kölelik sistemini yerleştirmiş. Günümüzde ağırlıklı ola- rak ülkenin doğusundaki Santa Cruz'da yaşayan beyaz yerleşimciler ve batı- daki Ant Platosu'nda yaşayan yerliler arasındaki sorun, son iki yüzyılın si- yasetini belırleyen unsur olmuş. Ulusalcı sol geleneğl Bolıvya'nın ulusalcı solculuk gele- neği 1930'larda Paraguay'la yapılan Chaco Savaşı'na dayanıyor. Bu gele- nek ülke perrollerinin kamulaştınlma- sına neden oldu, ki Bolivya bu konu- da Latin Amerika'nın ilk ömeğidir. Aynca aynı gelenek birçok radikal askeri hükümetin kurulmasına ve 1952'de büyük bir devrime de yol aç- tı. Bu tarz hareketlenmeler çoğunluk- la şiddet ve baskı rejimıyle sonuçlan- dı. Morales'in ve partisi Sosyalizme Hareket'in başında Gualberto Villa- rod (1946'da başkanhk sarayı önün- deki bir elektrik direğine asılan re- formcu subay) ve Küba devriminin önderlerinden, 1967'de Bolivya'nın doğusunda öldürülen CheGuevara ile 1780'deki Ispanya'ya karşı isyanın lı- den Ttıpac Katari geliyor. Morales'e desteğin büyük bölümü son yıllardaki "su sa^aşlan" nedeniy- le geliyor. Bu, son dönemde bazı kent- lerde su kaynaklannın özelleştinlme- sine karşı venlen mücadeleyı ıçeriyor. Morales'in en büyük ünü koka üre- ticilerinin lideri olmaktan kaynaklanı- yor. Koka tanmı, maden ocaklanndan çıkanlıp işsiz kalan bınlerce yerliye iş olanağı sağlıyor. Morales evdeki uyuşturucu sorununun Amerikalıla- nn kendi meselesi olduğunu düşündü- ğü için, ABD'yle koka tohumunun yok edilmesi konusundaki işbirliğini de durdurmayı planlıyor. Santa Cruz ve Tarija'da yaşayan be- yazlann atalan. ülkenin tüm gereksi- nimini karşılayan petrol ve gazı kont- rol altına alma ısteğinde oldular hep. Yerli bir hükümetin göreve gelmesı onlann bu alanda ışini bozabilir. Morales'in ekonomiden sorumlu ekibi, zaten bu kaynakların yeniden kamulaştırılması ve yabancı şırketler ıçin yenı kurallann konulması içın planlannı hazırladı. Görünen o ki Morales Venezüel- la'nın yenı reformdan geçmiş, devlet elindeki petrol şırketını örnek alacak. Aynca ülke yönetımındeki ilk yılında yerli halkın etkın rolünü yeniden gün ışığına çıkaracak şekilde anayasayı de- ğiştirmeyı planlıyor. Morales hükü- metinin programı yerli halkın yaşam koşullarını ıyıleştirmeyi ve geleceğin onlann elinde olmasını hedeflıyor. Felaket senaryoları Tabiı Morales'in hedeflen şimdiden felaket ve alarm zilleri çalan senaryo- lara neden oldu. Santa Cruz bölgesi- nin ülkeden aynlıp Brezılya'yla bırle- şeceğini; 1789'da olduğu gibi Şılilı birlıklenn savaş açacağını söyleyenler bile var. Bazılan da ABD'nin. Paragu- ay'daki üssünden Bolivya'ya saldınp işgal edeceğine yönelik senaryo yazı- yor. Bu senaryolan yazanlar Latin Amenka'daki sorunlan göz ardı edı- yorlar. Aynca en önemiisi, Morales'in "yahuzolmadığınr unutuyorlar. Onun yanında, Latin Amerika'nın ABD'nin hegemonyasına ve neoliberal ekono- mi politikalanna şiddetle karşı çıkan solcu hükümetleri var. Onlann da ar- kasında siyasette gün geçtikçe daha çok söz sahibı olan, Peru ve Ekva- dor'daki güçlü "yerli hareketkri" var. Görünen o ki dünyanın başka bölge- lerinde de sorun yaşayan ABD'yi güneyinde de cıddi sorunlar, zorluk- lar bekliyor. (The Guardian, 20 Araiık, Ingütere) Sami Ofer TelAvivMüzesi'ne adını koyduruyor ı T el Aviv Belediye Meclisi bu- gün ışadamı Sami Ofer'le bir anlaşma yapıyor. Anlaş- ma uyannca Tel Aviv Müzesi'ne onun ve eşinın adı verilecek. Bu ıyı düşünülmemış, acele hazırlanmış bir anlaşma metnı. Hükümetlerin kültüre ayırdıkla- n bütçeler halkın kültür-sanat hiz- meti kapsamındaki gereksinim ve beklentilerini karşılayamadığı için varsıllann ve geliri yüksek kurum- lann bağış yapmaya teşvik edil- mesi güzel bir şey. Bah'da varsıl kı- şiler çok sayıda önemli kültürel enstitü ve sanatkurumunun işleyi- şrnden sorumlu. Daha doğ- rusu bu kurumlann var oluşu bu insanlara bağ- lı. Israil'de bu çapta pa- rası olan kesim henüz böyle bağışlar yapma- ya alışık ve hazır değil. Bu nedenle bağış yap- mak isteyen az sayıda kurum ve kişinin önü- ne anlamsız bürokratik engeller koymak çok saçma olur. Ancak Tel Aviv Müzesi söz konu- su olduğunda bağış kar- şılığında yapılacak an- laşmanın hatalı bir dü- şüncenin ürünü oldu- ğunu görüyoruz. Sami Ofer. müzede yenı açılacak bir bölüm için 20 milyon dolar ba- ğışlama sözü verdi. Yenı bölümün malıyeti 45 milyon dolar olarak belırlendi. Başka deyışle Ofer'ın ve- receği para koca müzenin yeni bö- lümünün maliyetinin yansını bıle karşılamıyor. Yansına yakrnını kar- şılıyor. Bu bağışın karşılığında ise müzenin adının "Sami ve Aviva Ofer Tel Aviv MüzesT olması plan- lanıyor. Bu arada bağış karşılığın- da Ofer ve eşinin adlannın müze- ye verilmesini öngören anlaşmada masraflann geri kalan bölümünün karşılanmasmdan müze yönetımi- nin sorumlu olduğu yazılı. Ancak yönetimin bu sorumluluğu nasıl yerine getireceği belirtilmemiş. Bunlara artı olarak Ofer, 500 mil- yon dolar değerinde olan ve Isra- il'de bulunmayan özel koleksiyo- nundan müzeye tek bir parça bile bağışlamayacağını açıkladı. Dlğerlerlnden farklı Bu durum karşısında Ofer'in, dünyanın başka köşelenndeki mü- zelerin ya da belirli bölümlennın adı venlen bağışçılardan son dere- ce farkh olduğunu söyleyebılıriz. Mizne-Blumenthal Koleksıyonu - ki bu 80 milyon dolar değerinde bir koleksiyondu- aynı müzeye bağış- landığında sadece bir bölümün adı koleksiyon sahiplerinınkıyle de- ğıştınlmişti. Ofer söz konusu oldu- ğunda ise bir bölümün yan maliyetinı bile kar- şılamayan bir bağış yapıp koleksiyonun- dan tek parça bile ver- memesine rağmen bir bölümün değıl. tüm mü- zenin adına soyadını koy- ma şansı veriliyor ünlü işadamına. Kolektörler ve ba- ğışçılar gelecekte küçük bir bağış karşılığında tüm kuruma adını ko- yan Ofer'ın ismini taşıyan bir müzeye katkı yapmak istemeyebılirler. Müze yönetimi bu anlaşmaya, gizlilik içindekı yapılış şekli ve ka- muoyunun tepkisine neden olduğu için çok şüphecı bakıyor. Bu neden- le. Ofer'ın verdığı parayı müzeye isimlerini verme şartı koşmadan verebilecek İsraıl ve yurtdışında- ki bağışçılann listesini incelemek için anlaşmanın imzalanmasının bekletilmesini ıstediler. Onlara bu zaman verilmeliydi. Aynca aniaş- ma Ofer'in şimdiye kadar Israil'de hıç görülmeyen koleksiyonunun tamamı olmasa da en azından bir bölümünün bağışlanmasının sağ- lanması içın de bekletümeliydi. (Haaretz, 13 Araiık, İsrail) Irak 'ta şiddetsiz bir seçim günü D ün düzenlenen Irak Parlamen- to seçimlennden önce ilginç bir gelişme oldu. Bağdat'tan, ABD'li komutanlann seçimlerden bır- kaç gün önce direnişçi gruplarla ateş- kes içın görüştüğü haberlen geldı. Sa- \oinma Bakanlığı ise elı kanlı direniş- çilerle değıl Sünni lıderlerle görüştü- ğünü açıkladı. Ne olduysa oldu. ama görünen o ki bu görüşmeler işe yaradı. Milyonlarca Sünninin, seçimi sandık başına gitmeyi boykot ettiği ocak seçim- lerinde çok fazla şiddet görüntüsü yan- sıdı Irak tan. Dün ise görüntü farklıy- dı Tek tük kanlı olaya sahne oldu ülke. Geçen yıl ABD'nin, Sünni direnişçile- rin kontrolüne son verdiği Felluce'de katılım o kadar yüksekti ki oy verme iş- lemi bir saat uzahldı. Direnişçilerln sayısı azaldı Sünni liderlerin, ülkenin siyasi süre- cine kucak açma karan onlann da Irak'ın geleceğini "demokrasi" olarak gördük- lerini göstenyor. Bu, El Kaide uzanhsı EbuMusabZerkavigibı İslamcı direniş- çılenn her geçen gün daha fazla dışlan- dıklannın ve sılah bırakan Sünni dire- nışçılenn sayısının arttığının da işareri. Tabiı seçim sonucunu kesin olarak bilmemız içın en az iki haftaya ihtiya- cımız var. Ama Sünnilenn oy atması nedeniyle bu kez 275 sandalyeli parla- mentonun toplumun belirli kesımlerini şimdikine oranla daha çok temsil ede- ceğim umabılıriz. Aynca dünkü, Iraklı emniyet güçle- rinin güvenlikten sorumlu olduğu ilk seçimdi. Ihtiyaç olduğunda ABD'li bir- likler yardıma hazırdı. Ancak Iraklı, Iraklıyı korudu dün. Bu kadar iyi haber ve bu kadar az şiddet sahnesiyle Bush'un muhalifı De- mokratlann ve medyadaki işbirlikçile- rinin hangi oyunu oynayacaklan merak konusu doğrusu. (The Washington Ttmes,ABD, löAruhk) BM ve 'Yolsuzlukla Savaş' KonvansiyonuHÜSEYİN BAŞ A na muhalefet lideri Sayın Deniz Baykal bütçe görüşmeleri sıra- sında "jolsuzluklara damardan gireceği" iddiasına karşın AKP'nın ge- çen üç yıllık iktidannda bunun tam ter- sini yaptığuu en açık biçimiyle ortaya koymuşrur. Gerçekten de Meclis raflanna kaldınl- mış onlarca yolsuzluk dosyasını, büyük ihale ve özelleştirmelerde kuşkulu iliş- kileri. yeşil sermayenin ayyuka çıkan yol- suzluklannı, yandaş kayırmanın. dinci kesimlerin palazlanmasının gemi azıya aldığını görmemek olası değil. "Yolsuz- luklara damardan girecekleri"ni söyle- yenlerin, işe önce Meclis raflanna kaldı- nlan dosyalann gündeme getinlmesiyle başlamalan gerekirdi. Oysa bu konuda ayak sürüyerek, çeşitli bahanelerin ardı- na saklanarak, ipe un serme yolunu seç- mişlerdir. Ne var ki bu konuda hiçbir şey yapmadıklan da söylenemez: Saym Bay- kal "Dünyanın neresinde yolsuzlukla il- gili konularda kendisi için 4 kez af çıka- ran bir maliye bakanı vardır'' derken yer- den göğe haklıdır. Görünen o ki, AKP ik- tidanndan yolsuzluklann üzenne gitme- sini beklemek "abesle iştigaTdir. Işte. tam bu sırada BuTeşmış Millet- ler'den gelen bir haber. bu konuda duru- mun sanıldığı kadar umutsuz olmadığı- nı göstermektedır. BM'lenn "yolsuzluğa karşı komansiyonu" yürürlüğe girmiştır. Yolsuzluk yapmak eskisi kadar kolay oimayacak Bu gelişme, yolsuzluğa bulaşanlann. yolsuzluklann üzerine gitmekte ayak sü- rüyen hükümetlerin hayatlannın eskisi gibi kolay olmayacağı anlamına gelmek- tedir. Le Monde ve Fransız haber ajansı AFP kaynaklı habere göre (1) iki yıl ön- ce 140 imzacı ülkenin 38'inin kabul et- tiği "yolsuzluğa karşı" BM kon\ansiyo- nu geçen 14 Araiık 2005 tarihinde yürür- lüğe gırmiş bulunmaktadır. Meksika ken- ti "Merida"nın adıyla anılan konvansı- yon imzacı ülkelere kamu ve özel sektör- deki yolsuzluk afetiyle savaşımlannda etkin biçimde yardımcı olma amacı ta- şımaktadır. BM uyuşturucu ve suçlara karşı mücadele kuruluşu UNODC Başkanı Antonio Costa, Dünya Yolsuzluğa Karşı Savaşım Günü'nde konvansiyonun eşi benzeri olmayan bir denetim aracı oldu- ğunu VT rgulamıştır. Vıyana'da konuşla- nan UNODC örgütüne göre tüm dünya- da her yıl çeşitli ayncalıklar elde etmek için 840 milyar Avro rüşvet verilmekte- dir. Örgütün öncelikli hedefleri arasında Nijerya'nın eski cunta liden Sani Abac- ha ilk sıradadır. Antonio Costa'ya göre iktidan döneminde Abacha'nın cebe in- dirdıği para 4.5 milyar dolar gibi ınanıl- maz düzeydedir. Bunama bahanesıyle yargıdan sıyrüma girişimleri başansızlık- la sonuçlanan Şili'nin kanlı cuntacısı 90'lık Pinochet ise zamanaşımının ışle- mediği insanlık suçlanyla birlikte 70 ban- kaya yatırdığı çalıntı 27 milyon dolann da hesabını vermek üzere yargı önünde- dir. UNODC "ye göre konvansiyonun yeni olan bir maddesi çalınanın izlenerek el koyulmasını öngörüyor. Başka bir deyiş- le "dünyada hiç kinıse talan ettiği para- lan geri vermekten banka sırn"na sığı- narak kaçamayacak. Komansiyon ayn- ca. yolsuzluğa bulaşmış yöneticilerin iz- lenmesini kolaylaştıracak karşılıklı et- kin bir adli yardım sistemini de örgütle- yecek. BM verilerine göre bazı ülkeler- de yolsuzluk gayri safi iç hasılanın yüz- de 30'lan düzeylerine kadar tırmanmış durumdadır. Ama LrNODC Bölüm Şefi Gilman. komansiyonun gerçekleşmesini herkes- ten fazla isteyen Batılı ülkelerin iş onay sürecine gelince ayak sürüdüklerinden yakınmaktadır. Sadece Macaristan ve Fransa onayladı Konvansıyonu, AB üyesi 25 ülkeden sa- dece Fransa ve Macaristan onaylamıştır. Üçüncü ülkenin ise Avusturya olacağından söz edilmektedir. Avusturya Içişleri Bakanı önümüzdeki dönem AB başkanbğını alması beklenen ülkesinin onay konusunu öncelik- leri arasına aldığını açıklamıştır. Kon\ ansiyonun onayının tamamlanması ve işlerlik kazanması kuşkusuz yolsuzluk- la savaşımda son derecede önemli bir adım- dır. Başka bir deyişle, olay salt yerel iktidar- lara bırakılmamakla, uluslararası bir nitelik kazanmaktadır. Yolsuzluğu, rüşveti, yan- daş kayırmacılığını sürdürmek, koruyup kol- lamak artık eskisi kadar kolay olmayacak. AKP'nin yolsuzluklann üzerine git- meyeceği bellidir. Kim bilir, toplumu sanp sarmalayan bu afetin önlenmesinde ulus- lararası anlaşmalar ve yaptınmlan, bakar- sınız işe yarar! (1) Le Monde, AFP -14 Araiık
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle