Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 26 ARALIK 2005 PAZARTESİ
4 HABERLER
Türkiye Barolar Birliği Başkanı Özok, Cumhuriyet'in değerlerine yönelik tehditlere dikkat çekti:
Tarikatlardarbeyle geliştiBEKİRŞAHİN
GAZİANTEP - Türkiye Baro-
lar Bırliği (TBB) Başkanı Özde-
mir Özok, Gaziantep'te katıldığı
bir panelde Türkiye'de yaşanan
olumsuzlukların birçoğunun 12
Eylül ile birlikte kurulan tarikat
ve cemaat agırlıkiı iktidarlardan
kaynaklandığını söyledi.
CHP Gaziantep İl Başkanlığı
Gençlik Kollan'nca düzenlenen
Türkiye'de demokrasive hukuk"
konulu panele katılan Özok, ko-
nuşmasının büyük bölümünde
Cumhuriyet ile Atatürk ve arka-
daşlannın emanet ettiği değerle-
re karşı tehlikelere dikkat çekti.
Eğitim birliğinin parçalandığı-
nı, popülist politikalann ilke edi-
nildığini, günlük çıkarlann öne çı-
kanldığını belirten Özok, "Tür-
kiye bugün hak etmediği nokta-
lara getirilmiştir. Çünkü bu ülke-
de Atatürk devriınleri ve Cumhu-
riyetin kazammlan ile çağdaşlaş-
ma hareketi doruk noktaya ulaş-
mıştır. Vanlan bu noktadan son-
ra bu harekete karşı sürekti mu-
halefet gefiştirflmiş ve örgütlü sal-
dınlar vapıhnışür" diye konuştu
Türkiye'de Cumhuriyetin çok
büyük bedeller ödenerek zor bir
süreçten sonra kurulduğunu ifa-
de eden Özok, "Ama bugün hâ-
lâ tarikat, cemaat yuvalannın,
Cumhuriyetin temeİ karşıt grup-
lannın yaşadığı toplumsal bir ya-
pı maalesef ülkemizde geçerlidir"
dedı.
Özellikle 12 Eylül darbesinin
ardından geniş haÜc kıtlelerinin si-
ülkede hayafi ihracat. bankeıük,
kara para aklama, köşe dönme,
işbinriik, rüşvet ve komisyon pa-
vı gibi kurum ve kavTanıİar dol-
du. Türki>e bunlan bilmezdL tk-
tidariarla birlikte topiumlar sürek-
B eümine oldu. İş ve dış borçlan-
ma aşm derecede artn. Şu an ül-
kede yaşanan olumsuzlukların
birçoğunun başını da 12 Eylül ile
birükte kurulan tarikatve cema-
• 12 Eylül darbesinin geniş
halk kesimlerini siyasetin dışına
ittiğini belirten Özok, "Şu an
ülkede yaşanan olumsuzluklann
birçoğunun başını da 12 Eylül
ile birlikte kurulan tarikat ve
cemaat agırlıkiı iktidarlar
çekiyor" dedi.
yasetin dışına itilmesiyle tarikat-
lann geliştiğıne dikkat çeken
Özok, şöyle de\am ettı:
"Düşünenve okuyan kesim ao-
masızca budanırken. tarikat ve
cemaader hızlı bir biçimde getiş-
mektedir. 12 EvlüTden sonra bu
at ağffhkü iktidarlar çekryor."
Özok, konuşmasında Cumhu-
riyet gazetesıne yönelik saldırıla-
ra da değinerek "tlhan Selçuk bu
ülkenin yetiştirdiği çokönemB bir
yazardır. Dolayısıyla bu tür bir
saldınyı haksız ve yersiz ekştiri-
fcri hak etmemiştir. Aynca Cnm-
huriyet gazetesi yaşamabdu*. Ona
sahip çıkümahdır'* dedi.
Yaklaşık 3 saat konuşan Özok,
daha sonra dinleyıcilerin sorula-
nnı yanıtladı. Özok, Van Yüzün-
cü Yıl Ürüversıtesi Rektörü Prof.
Dr. Yücel Aşkuı'la ilgili yaptığı
açıklamalar nedeniyle kendisi
hakkrnda da inceleme başlatıldı-
ğının anrmsatılması üzerine "Bu
konuda konuşmak istemiyorum,
fakat burada şu var, Başbakan,
Adalet Bakanı ve Dışişteri Baka-
nı beü birgörevdedir, asıl bunbrm
sözleri yargıyı etkileyebilir.
Dolayısıyla diğer insanların
konumlan gereği ifadekri yargryı
etküeyecek düzeyde degildir. Siz
kalkıp Ermeni kongresi ile ilgili
karar veren hâkime Bu nasıl id-
dianame, böyle şey olur mu?'
diyeceksiniz sonra insanlann
demokratik hakkı olan ekştirisme
tahammüledemeyeceksiniz. Cum-
hurbaşkanı'nmvttoederekbürok-
rat olnıalannı engeDediği kişüer
bugün yargı üyesL O nedenle yar-
gının siyasallaşıp siyasallaş-
madıgını sizin takdirinize
bırakjyorum" diye konuştu.
KESK'TEN 'SÜRGÜN' PROTESTOSU:
Hükümet hırsını
emekçiden alıyor
DtYARBAKIR/ TUNCELİ (Cumhuriyet) -
Diyarbakır'da KESK'e bağlı 19 bölge ilinin sen-
dika şubeleri ortak bir deklarasyon yayımlaya-
rak memur sürgünlerini protesto etti.
Kar yağışına karşın Sanat Sokağı'nda topla-
nan sendikacılar adına açıklama yapan Eğitim-
Sen Diyarbakır Şube Başkanı thsan Babaoglu.
son 5 yıldır bölgede sürgün uygulamasuıın du-
rakladığını ancak silahlı çatışmalann artmasıy-
la birlikte kamu emekçilerine yönelik sürgün-
lenn yeniden başladığını ifade etti.
Tunceli 'de de, "Sürgünlere Hayır" mitinginin
valilik tarafindan yasaklanması, öncekı gün pro-
testo edildi. Tunceli kent merkezindeki Sanat So-
kağı'nda toplanan yaklaşık 500 kişi sloganlar
atarak Cumhunyet Meydanı'ndan Yeraltı Çar-
şısı'nın üzerine kadar yürüdü. KESK Genel
Yönetim Kurulu Üyesi Fevzi Ayber "Birçok
alanda sıkışan, iç ve dış tepkilere cevap vereme-
yen hükümet hırsuu KESK e bağh emekçiler-
den alarak hak gasplan yapryor" dedi.
IR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR oralcalislar@cumhuriyet.com.tr
Türk Ceza Kanunu taslağıyla ilk kar-
şılaştığımızda önümüze gelen madde-
lerden şaşkınlığa düşmüştük. Çünkü
AKP hükümetı, bu ceza kanunu hazır-
lığını Avaıpa Bıriığı'ne uyumun bir par-
çası olarak gündeme getirmış ve hızla
tamamlamaya çalışmıştı. Amaç, kendı
iddıalanna göre bıreysel hak ve özgür-
lüklerin alanını genişletmektı.
önümüze gelen taslağa ıtiraz ettık.
Ancak, ne yazık kı bir an önce AB'ye ye-
ni yasayı çıkardık demek isteyen AKP,
kımseyi dınlemeden kanunu Meclis'ten
geçirdı. Fakat ortaya çıkan tablo iç açı-
cı değildi. Uygulaması, bir kısmını de-
ğiştirmek amacıyla ertelendi.
• • •
Asıl tartışma bu ertelemeden sonra ya-
pıldı. TV kanallan, basın meslek örgüt-
leri, köşe yazarlan konuyu ele alan tar-
tışmalar yaptılar, bildıriler yayımladılar.
Türkiye Gazeteciler Cemıyeti Yönetim
Kurulu üyesi olduğum için, bu tartışma-
lan ve hükümetle olan ilişkileri daha ya-
kından biliyorum.
Türk Ceza Kanunu'nun Meclis'te ha-
zırlanmasına katılan bilim insanı Adem
Türk Ceza Kanunu'nun 301. ve 305. Maddeleri
Sözüer, bir TV programında kendısıy-
le tartışırken ılgınç bir izlenimini aktar-
mıştı: "Bazı konulan Meclis'te millet-
vekillerine kabul ettirmek mümkün de-
ğil. örneğın Temel mıllı yararlara karşı
hareket' başlıklı 305. madde değiştih-
lemedı. Değiştıhlemezdi, çünkü temel
milli yarariar deyımı kanunda şöyle ta-
nımlanmıştı: Bağımsızlık, toprakbütün-
lüğü, milli güvenlık ve Cumhunyet'in
anayasada belırtılen temel nitelikleri."
Tabıi, yaptığmız konuşma, yazdığmız
yazı her zaman "temel milli yararlara"
karşı görülebılırdı. Üstelik bu madde-
nin cezası üç yıldan on yıla gibi çok ağır
bir mahkûmıyetı de içeriyordu.
Son günlerde her derde deva olarak
kullanılan Türk Ceza Kanunu'nun 301.
maddesi de benzer bırmantıkla hazırlan-
mıştı. Kanunun başlığı şöyle: "Türklüğû,
Cumhuriyeti, devletin kurum ve organ-
lannı aşağılama." Maddenın birtnci fık-
rası aynen şöyle: "Türklüğü, Cumhuri-
yeti veya Türkiye BüyükMillet Meclisi'ni
alenen aşağılayan kışı, altı aydan üç yı-
la kadar hapis cezası ile cezalandınlır."
• ••
Bir TV programında bu kanunun ha-
zırlanmasına katılan AKP mılletvekilı Be-
kir Bozdağ, benzer kanun maddelen-
nin Avrupa ülkelerinın ceza kanunlann-
da da olduğunu söyledi. Almanya'dan
bir de örnek verdı. Ancak verdiğı örne-
ğın, "Almanlığı asağılamak" gıbı garip
bir ifadeyi ıçermediğı ortadaydı.
Zaten, biz kanun tartışmalan sırasın-
da da ifade etmiştik: "Aşağılamak" söz-
cüğü soyut bir sözcük, onun yerine "ha-
karet" daha açık birrfadedemıştık. Ka-
bul görmedi. Tabii daha da önemlisi,
neden yalnızca "Türklüğü aşağılamak"?
örneğin Ermenıler, Rumlar ya da bir
başkafarkh ulus "aşağılanınca" suç ol-
muyor da yalnızca Türklük söz konusu
olunca dava açılabıliyor?
Bu sorunun cevabını da şimdiye ka-
dar alamadık. Bu köşede defalarca dı-
le getirdim, ancak bir kez daha yinele-
mek ıstıyorum: Savcıların iddianamele-
ri, mahkemelerin kararlan eleştirilecek
ve degertendirilecektir. Kımse mahke-
melenn kararlan, savcıların iddıaname-
leriyle ilgili konuşmayacak diye bir ku-
ral olduğunu sanmak, tam anlamıyla
yargıyı başkasına emanet etmek anla-
mına gelir.
• • •
Siyasi nitelıktekı davalar, her zaman
kamuoyunun ılgisini çeker. Siyasi nite-
lıktekı davalar, siyasi ve hukuki deger-
lendırmeyetabi olacaktır. Yıllarcabu ül-
kede gazeteler şu manşetleri atmadılar
mı? "Komün/sf vatan ha/n/eriyaka/an-
dılar." Ardından savcılann iddianamele-
ri sayfa sayfa yayımlandı. MİT raporla-
n olduğu bellı ıstihbaratlar gazetelere
servıs yapıldı.
Böyle bir hava içınde açılan davalar-
da, demokrasiye, ınsan haklarına, öz-
gürlüklere müdahalelere çokça rastla-
dık, rastlamaya devam ediyoruz. Ne ya-
pacağız, susup bir cadı kazanlarının
kaynatılmasını mı seyredeceğız? Mah-
keme kararlan da, savcılık ıddianame-
leri de toplumsal denetimetabi olacak-
tır.
Demokratik bir toplumda kamuoyu
önemlidir. Kamuoyunun demokratik bir
şekildeoluşması.hukukdevletıninyay-
gınlaştınlması için özellikle "ifade" ve
"düşünce "ye yönelik davalar enine bo-
yuna tartışılacaktır. Yeni davalar açarak
bunlan önlemeye çalışmak, yenı sorun-
lan da berabennde getirecektir.
• • •
Türk Ceza Kanunu'nun hazırianması
sırasında gereken özen gösterilmedi.
AKPyetkılilenne, mılletvekillerine, bakan-
lara "sakıncair olduğu düşünülen mad-
deler ve paragraflar defalarca anlatıldı.
Çok sıkıştıklannda "uygulamayı göre-
lim" dediler. Uygulama ortada, Türk Ce-
za Kanunu'nun 301. maddesinden mah-
kûmıyetler verilmeye başlandı. 0 kadar
çok dava açıldı ki, takip etmekte güç-
lük çekiyoruz.
Bu maddeler, ülkemizin demokratik-
leşmesinin önünde engel. Her gün daha
iyi anlayacağız.
İSTANBULMODERN
Kesişen Zamantar
Yenı yaprtlaria koleksıyonunu
zengmleştıren istanbui Modem,
yenüenen sürekli sergto "Kesişen
Zamantar* ite TürV re*m tanhne farMı
btr bakış açıa sunuyor.
Çekim Merkezi
Louıse Bourgeots, Jeff Koons. Anish
Kapoor, Ctiristian Bottanskı. Sanöago
&erra gıbı bırbtnnden güçlu ve ılgtnç
sanatçıları yan yana getıren "Çekım
Merkezj". ©glencelı, düşundurucü,
fnerak uyandifict yorumjffl' yansıtîyor.
TEB'in katkjlanyla.
Cumhuriyet'in Işığında
Genç Cunhuriyet'ın ve Türk nsamnın
dünyaya tanıtılmasma büyük katkı
sagiayan usta Otnmar Pferschy'nın
fotograflan 1 Şubat 2006'dan ıtib^en
istanbui Modern Fotoğraf
BoJumu'nde. -- - - —
Heykel Bahçesi
Heykei Bahçesi nde istanbuf Modem
Koleksıyonu'na yenı katılan yapıtlar
sergitenıyor. Sergl, Modern Türk
Heykeli'nin gelışim aşamalannı
göstermeyı amaçlıyor.
Hepsi İstanbui Modem'de. İstanbui Modern 1 yaşında!
İstanbui Modern Sinema
Sınema tanhımn seçkın örnekJen ile
Yeni TürK Sfnem^ı'rm basanJı ftnleri,
kısa fîtmler, belgeseller ve deneyse)
çalışmaiar istanbul Modern
Sınema da, Istanbui ile buiuşacak.
Akbank'ın katkilarıyta.
Eğitim Programlan
İstanbui Modern, hafta ıçi ve hafta
sonu, geniş bir yelpazede, çocuk,
genç ve yetışkin ziyaretçiterine, farklt
grup nitelıkienne göre çeşitlenen
egıtım hızmetlen sunuyor.
Garanti Bankası'nm katkılarıyla.
"Sanat için oeı ıg Gönüllüler"
Egıtım çalışmaları Gezıcı Egıtım
Sergısı ile kente açıldı. Her gün bir
liseyi aracımızla ziyaret eden
üniversıtelı genç gönüllüler. lıse
ögrencılenne sergıdekı yaprtiar
hakkında bılgıler aktarıyor.
Lafarge Türkjye'nin kattolarıyla.
Kütüphane
Kütüphanemız, ülkemız ve dünyadakı
sanat gelişmelerıni ızlemeye olanak
tanıyan bir bılgı merkezı oimayı
amaçlıyor; sanat eğıtımı ve müzecılık
alanındakı yapıtları da tçerıyor.
Serife Gül Babaoglu'nın katkjlanyla.
ANA SPONSORLAR
^Eczçcıbaşı HEDEf ALLIANCE
ISKENDERUN
Bomboya
karşı
meşaleli
yürüyüş
İSKEISDERUN/MERSİN
(Cumhuriyet) -
Iskenderun'da Emek ve
Demokrasi Platformu,
Şemdinli'de geçen ay
meydana gelen bombalı
saldınlan meşaleli
yürüyuşle protesto etti.
Iskenderun'da önceki
akşam Boyacılar
Parkı'nda toplanan
yaklaşık 80 kişi "Yaşasm
haDdarm kardeşfiği'"
yazüı döviz açarak
Şehirpamir ve Kanatlı
caddelerinden geçerek
Eğitim-Sen şubesinin
önüne kadar yürüdü.
"Şemdinti meşakmizdir",
"Yaşasın direnişçi
Şemdinli, Kahrolsun çete
düzeni", "Her yer
Şemdinli, her yer
Susurluk" sloganlan atan
grup adına açıklama
yapan Platform Dönem
Sözcüsü Hafis Keleş,
"Şemdinü'de padayan
bombalar devîet içindeki
çetelerin varhğuu ortaya
çıkardL Biz burada
vBknğunız meşale ik
Türkiye'ye bir ışık
gördennek istiyoruz''
dedı.
Mersin'de de Demokrasi
Platfornufnun
öncülüğünde bir araya
gelen bir grup yurttaş da
Şemdinli ve ardından
Mersin'de yaşanan
olaylann faillerinin yargı
önüne çıkanlması talebini
ıçeren bir deklarasyon
yayımladı.
20001J YILLARDA
ERDAL ATABEK
Evrim Kuramını Yeniden
Tartışırken...
Pennsylvania bölge yargıcı John Jones, şu ka-
rara vardı:
"Devlet okullannda evrim kuramına alternatif
olarak akıllı tasanmın okutulmasının anayasal o/-
madığına hükmettik. Akıllı tasanmın okutulması,
anayasanın kilise-devlet ayrılığı ilkesine aykındır.
Akıllı tasanmın bilim olmadığı sonucuna vardık. Bu
öğretiyi yaratıcılanndan ayrı düşünemezsiniz, bu
da dini propaganda olduğu anlamına gelir."
'Akıllı tasanm', evrim kuramına karşı doğayı ve
insanı Tann'nın akıllıcatasarlayarakyarartığını öne
süren din kaynaklı bir inanç kuramı.
Akıllı tasanmın okulun biyoloji ders müfredatına
sokulmasını laiklik ilkesine aykırı bulan 11 velinin
başvurusunu karara bağlayan mahkeme, Başkan
Bush'a da bir darbe vurmuş oldu. Çünkü, bu ka-
rann okullara bırakılmasını isteyen Başkan Bush,
Amerika'yı 'ılımlı Hıristiyan' yapmaya çalışıyor. Hı-
ristiyan değerlerini yeniden toplumun değerleri
yapmaya çalışan Bush yönetimi, bu alanda evren-
sel laik değerierden ayn biryol izlemekte kararlı gö-
rünüyor. Başkan Bush, kendisini de 'Tannnın dün-
yayı düzeltmek için seçtiği kişi' olarak gördüğün-
den ötürü de inancı bilimden öne çıkarmak ıstiyor.
Inancı bilimden öne çıkarmakta Başkan Bush yal-
nız değil. Türkiye'de de aynı yolda olan bir siyasal
iktidar var. Başbakan RecepTayyip Erdoğan, he-
men her söyleminde inancını öne çıkarıyor. Söy-
lemlerindeki anahtar sözcüklere dikkat edildiği za-
man 'gâvur Izmir'm düzeltilmesi', 'sonra size din-
siz derier" diye TÜSİAD Başkanı'nı uyarması, 'imam-
hatip' sözlerinden duyduğu huzur, 'onlar camiye
uğramazlar' diye Baykal'a dokundurmaları hep
inancın öne çıktığı dil seçimidir. Bu söylemlerdeki
inanca ilişkin sözcükler rastlantı ya da dil sürçme-
si değil, bilinçaltının bilince yansımasıdır ki bu da
şaşılacak bir şey degildir.
Amerika'nın Türkiye'yı 'ılımlı Islam ülkesi' olarak
görmesinde de şaşılacak bir şey yoktur. En önem-
li sorun olarak 'feseftür'ün görüldüğü, kadın-erkek
ayrımının doğallaştınlmak istendiği, din eğitiminin
bir itikat ve ibadet eğitimi olarak algılanması, du-
rumun içerden de dışardan da nasıl göründüğü-
nü ortaya koymaya yeteriidir. Durumu böyle gör-
memek ancak kasıtlı olarak görmek istememek ola-
rak açıklanabilir.
Amerika'nın Türkiye'de AKP iktidannı destekle-
mesinin temel nedeni de budur. Amerika, Ortado-
ğu ve Asya politikasında Türkiye'yi 'anahtar ülke'
olarak görmektedir ve şu ölçütleri aramaktadır:
• Ilımlı Islam ülkesi olarak model olması,
• Amerika ile tam uyumlu (stratejik ortak) olma-
sı,
• Kapitalist sistemle tam bir özdeşleşme içinde
olması.
Bu ölçütlerie bakıldığı zaman, Amerika'nın Tür-
kiye'de iktidarda olmasını isteyeceği siyasal çer-
çeveye AKP tam olarak oturmaktadır.
öteki siyasal partiler şu ya da bu açıdan bu öl-
çütlere tam olarak uymamaktadır. CHP, her üç öl-
çüte de tam olarak uygun degildir. Bu durumda da
Amerika, AKP'yi destekleyecek, Türkiye için dü-
şündüğü rolü de olabildiğince sürdürecektir.
Türkiye'de de okulda evrim kuramını okutan
öğretmenler görevlerinden sürülmüş ama olay r-T
günlük gazete haberi olmaktan ileri gidememişt//:
Amerika ve Türkiye 'ılımlı din ülkeleri' olma yo-
lunda siyasal iktidar desteğiyle yürümektedir. Ama
Amerika'da Başkan gibi düşünmeyen yargıçlar da
vardır.
Türkiye'de yargı henüz bunlarla uğraşma aşa-
masına gelmedi.
2005 yılı biterken Darwin'i yeniden tartışmak?
Belki 2006 yılında da Galile'yi tartışırız.
Sonra sıra Kopernik'e gelir.
Yeni ortaçağımız geliyor mu acaba?
Işte Cumhuriyet bunun için önemli.
Atatürk'üyle, Türkiye Cumhuriyeti'yle, Cumhu-
riyet gazetesiyle.
Anlaşılıyor değil mi?
e-mail: erdalatak << superonline.com
erdalatak " gmail.com
www.erdalatabek.com
Hayata Dönüş' protestosu
• İstanbui Haber Servisi -19 Aralık 2OOO'te
ülke çapmda cezaevlerine yapılan ve 2'si asker
32 kişinin ölümüyle sonuçlanan "Hayata Dö-
nüş" operasyonu Kadıköy'de düzenlenen mi-
tingle protesto edildi. Çok sayıda sivil toplum
kuruluşu tarafından düzenlenen miting, Hay-
darpaşa Numune Hastanesi önündeki Tıbbiye
Caddesi'nden tskele Meydanı'na yürüyüşle
başladı. "19 Aralık cezaevi müdahalesinin so-
rumlulan cezalandınlsın" sloganının atıldığı
miting, Grup Şiar ve Vardiya Müzik Grubu'nun
şarkılan ve halaylarla olaysız sona erdi.
(Fotoğraf: UĞUR DEMİR)
Palaoğlu Hacıbektaş'ta
• Haber Merkezi - Atatürk'ün Hacıbektaş'a
gelişınin 86. yıldönümünü kutlama etkinlikleri
kapsamında bir konferans düzenlendi. Konfe-
ransa konuşmacı olarak katılan Mustafa Kemal
Palaoğlu. "Atatürk hiçbir zaman Osmanlı kim-
liğini kabul etmedi. Bugün Osmanlı hayranlığı-
nı sürdürenler, Cumhuriyet düşmanıdır. De-
mokrasi, salt sayısal ve sandıkçı bir milli irade
olarak tanımlanamaz. Demokrasi, ulusalcı 1919
milli iradeciligiyle anlam kazanır" dedi.