19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
26 ARALIK 2005 PAZARTESİ CUMHURİYET H i J V f ^ r l l U1VJJ. [email protected] Tiirk Büro-Sen'in araştırmasına göre, ikramiye de kredi de konut sahibi olmayı sağlayamıyor Memur emeklisineevhayal Koton'un yeni mağazası İstanbul Cevahir Ahşveriş Merkezi'nde Devlet Bakanı Kiirşad Tüzmen'in da katıldığı bir törenle açıldı. Surtdışındaki 35. mağazasuu geçen hafta Atina'da açan Koton. 1700 metrekarvlik Koton Cevahir ile toplam mâğaza sayısuu da 135'e yükseitmiş oldu. Parite, ihracaü 1 müyar dolar azaltb Ekonomi Senisi - Devlet Bakanı Kiirşad Tüzmen. Avro'nun dolar karşısında değer kaybının bu yılkı ihracat rakamının yaklaşık 1 milyar dolar daha az gerçekleşmesine neden olduğunu bıldirdı. Tüzmen. Türkıye ıhracatının yaklaşık yiızde 55 'lık bölümünün AB pazanna yapılması nedeniyle Avro'nun dolar karşısındaki değer kaybının olumsuz etkısıne dıkkat çektı. Geçen yıl dolar pazarlannda çekilen sıkmtının Avro pazarlanna yapılan ıhracat ıle biraz olsun rahatlatıldığını aktaran Tüzmen, Avro pazanndakı daralmanın da bunun üzenne "tuz biber" olduğunu kaydettı. Ihracatçının en büyük sıkmtısının TL'nın aşın değerlilığı olduğunu da vurgulayan Bakan Tüzmen, Avro dolar pantesindeki değişimden zıyade TL'ye bakılmasının yararlı olduğunu söyledı. Ithalatın patlamasının TL'nin aşın değerlı olmasından kaynaklandığını belirten Bakan Tüzmen, "Önümüzdeki yıl 80 mihar dolartak ihracat rakamını yakalanz" dıye konuşru. • 1982'deemekli ikramiyesiyle bir evi rahatlıkla alabilen memurun şu anki ikramiyesi bir odaya ancak yetiyor. Konut kredisiyle ev almak isteyen emeklinin ise maaşmdan daha fazla kredi taksiti ödemesi gerekiyor. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Türkıye Kamu-Sen'e bağlı Türk Büro-Sen yaşanan ekonomık knzler ve konut fiyatlanndaki artışlar nedeniyle devlet memuru ıçin ev sahibi olmanın bir hayal haline geldiğüıı bildirdı.Sendıkanın, Emekli Sandığı Genel Müdürlüğü verileri ile Ankara'dakı emlak fiyatlannı karşılaştırarak yaptığı araştırma, devlet memurlannın emekiı ıkramıyesinin, yıllar İkramiye bir odaya bile yetmiyor Yıllar 1982 1985 1991 A 1996 1 2000 1 2005 Emekii İkramiyesi (TL) :, 1.110.000 J L 2.320.000 • 1 42.060.000 • B ~ 624.500.000 H 9 6.880.000.000 27.040.000.000 Ortalama Konut Fıyatı (TL) 745.000 ^ E 2.035.000 fflfî 38.640.000 V B & . 616.400.000 U - H 9.600.000.000 81.000.000.000 . AlabikJiğiEv 1.49 1.14 1.09 1.01 0.72 - . .043 itibanyla konut fiyatlan karşısındaki gerileyişini gözler önüne serdi Üniversite mezunu ve 1. derecenin 4. kademesindeki (1/4) memurlar baz alınarak yapılan araştırmaya göre. 1982 yılında emekli olurken ortalama 1 mılyon 100 bın lıra ikramiye alan memur, Ankara'da 750 bın lıraya konut sahibi olabılıyordu. Aynı derece ve kademedekı memur, bugün ıse 21 milyar lira ikramiye ile 81 milyar lira fîyatındaki aynı evin ancak üçte birini alabiliyor. Kredinin taksidi bile maaşı solladı Konut kredisiyle ev sahibi olmak isteyen 1 '4'ünden emekli bir memurun, ikramıyesinı peşinat olarak yatırması da ev sahibi olması ıçın yeterli olmuyor. Çünkü, yatırdığı peşınata ragmen emekli maaşından daha fazla kredı taksıtı ödemesi gerekiyor. Emekli maaşı olarak 710 miryon lira alacak; bu durumdaki bir memurun, 81 milyar liralık ev içın yüzde 1.07 faizle konut kredisı kullanması ve emeklılik ikramiyesini peşinat olarak vermesi durumunda, kalan borcu için 120 ay vadede aylık 821 milyon90bin, 144ay vadede aylık 757 milyon 920 bın, 240 ay vadede aylık 650 milyon 80 bın lıra ödeme yapması gerekiyor. Yaşlanmadan 'ev'lenmekzor Ekonomi Senisi - Türkiye'de bıreysel olarak kendine ait evi olanlann oranının yüzde 39 olduğu bildırildi. Uluslararası araştırma şirketı GFK, Türkiye'nin kent genelini temsilen seçtiği 6 ilin kent kesimlennde 18 yaş üzeri kadın ve erkek toplam 1026 kışıyle yaptığı araştırma, Türk insanının ancak ileri yaşlarda ev sahibi olabıldığını ortaya koydu. Araştırmaya göre yaş grubu yükseldikçe ev sahibi olma oranı da yüksehyor. Gençlerde (25-34 yaş) ev sahıplıği oranı yüzde 24 iken, orta yaş üzerınde (55 ve üsrü) bu oran yüzde 71 'e çıkıyor. Bıreysel olarak kendine ait evi olanlann oranının, Türkiye genelınde sadece yüzde 39 olduğuna ışaret edilen araştırmaya göre evi olan kadınlann oranı yüzde 29 ıken erkeklerin yüzde 47'sının evi bulunuyor. Türkıye kent kesıminde yaşayan her 5 kışıden biri (yüzde 19) gelecek yıl ıçınde ev satın almayı düşünürken, bu kesimdeki her üç kışıden ıkısı (yüzde 65) satın alacağı ev ıçın banka kredısı kullanmayı düşünüyor. DÜNYA EKONOMlSlNE BAKIŞ / ERGİN YILDIZOĞLU LONDRA ergin.yildizoglu â gmail.com Dun. yılın hem en yalancı, hem de " jerçeğimizi" gözler önüne seren gü- nûydu. Çünkü, Isa'nın doğum gününün kutlamaları (Noel/Christ-mass), 1930'lardan bu yana, ama özellikle 20. yüzyılın son çeyreğınde, onun öğretisi- ne/mesajına taban tabana zıt amaçlara hizmet ediyor. Ikincisi, nüfusunun yüz- de 99'u Müslüman olan bir ülkede, medyada ve sokaklarda görülen Noel "heyecam", bu yalancılığa bir de ironi boyutu ekliyor Meslh ve metalaşma "Isa diye birigerçekten varmıydı" so- rusunu bir kenara bırakır ve onun "sem- bolik" kimlığinin ve öğretısinin/me- sajının, üzerinde durursak hâlâ geçerliliğini kaybetmeyen üç özelliğinin attını çizebilınz. Bi- rincisi, kimse yardım etme- diği, evinin çatısı altına sı- ğınmasına izin vermedıği çın ahırda doğum yapan yoksul bir kadının oğlu olarak dünyaya gelen Isa, yaşamını emeğıyle marangozluk yapa- rak -üreterek- kazanıyordu. Tapınak olayında" vurguladı- ğı gibı, Isa daha çocukken pa- raya ve mülkiyete karşı tavır almış, yaşamı boyunca yok- sullann, ezilenlerin (ganban- lann)yanında olmuştu ("Dün- ya garibanlara kalacaktır")- Hıristıyanlık bir devlet dini olduktan, Ka- îolık Kılısesı Avrupa'da egemenliğini kur- duktan sonra, isa'nın öğretisindeki bu 'radikal çekirdeği" anımsatmaya kal- kanlar, (örneğin "Kesesinde para var mıydı?" tartışması) işkencelerden geçi- rilerek öldürüldüler. Günümüzde Isa'nın doğum günu kut- lamalan, her yıl bırer meta satın alma hummasına dönüşmüş, en soyut zen- ginliğin, bir "şey" değil, aslında bir "iliş- Kİ" olan sermayenın, yenıden üretim ge- reksinimlerinin, kültür endüstrisinin, gi- derek sermayenın egemen var oluş ha- I olan "gösteri toplumunun" hizmetine girmış durumdadır. Aslında, Noel'in metalaşması- na, metalaşabilmek için de stan- dartlaşmasına kesin bir tarih koy- mak bile olanaklı. Her Noel'de bizi daha fazla tüketmeye, kışkırtan "aracı" karak- ter Noel Baba, bugün artık evrenselleş- miş beyaz kürklü, kırmızı elbisesi, neşe- li ve mutlu göbeği, ataerkil sakalıyla ilk kez 1930'da, Theodore Adorno'nun kültür endüstrisi olarak nitelediği kitlesel üretimi olanaklı kılan kültürel formlan üre- ten etkinlik şekıllenirken, ömeğin sine- ma, reklamcılık gelışmeye başlarken, Coca-Cola şirketinin reklam kampanya- sında ortaya çıktı. On- dan sonra, Noel Baba imajı ABD kapıtalizminin kültürel simgesi Coca- Cola'nın dünyada yayılması- nın aracı ol- du. Coca-Cola da Noel Baba imajıyla ABD tü- ketim normlan- nın, dolayısıyla ABD egemenli- ğinin yayılması- na; çocukların tü- ketim toplumunun kültürünü çok kü- çük yaşlardan başlayarak özümsemelerine hizmet etti. Noel döne- mınde yoğunlaşan trafi- ğin yarattığı hava kirien- mesinin, artan enerji tü- ketiminin (Noel ışıkları, abartılı vitrin tasanmlan, Noel yemeğı ha- zııiıklan vb..) küresel ısınmaya getirdiği ekyükdecabası... Ve şimdi imparatorluğun hlzmetinde isa, Roma Imparatorluğu'na ve tüm imparatorluklara karşı, tüm insanlan eşit Yılın En Yalancı Günü konuma indirgeyen "hakikat" olarak "Tann'nın imparatohuğunu" savunuyor- du. Bu anlamda Isacılık hareketi, hem mülkiyete hem de Roma Imparatorlu- ğu'na karşı bir tepkiydi. Bu tepkiyı gös- terenler, o zaman hem Roma Imparator- luğu, hem de Musevı ruhban sınrfı tara- fından şiddetle cezalandırıldılar. Ama Isacılık hareketi, Isa'nın bir diğer özelli- ğinden hareketle inancı uğruna, büyük acılan, ölümü göze almakta, "sonuna" kadar gitmekte, ısrar ettiği için, impara- torluğun meşruıyet zemininı çürüterek çökmesine büyük katkıda bulundu. Günümüzde, bu "antiemperyalist" Isa'nın doğum günü, emperyalizmin, özellikle, 2001 'den sonra daha da din- ci ve emperyal bir özellık kazanan ABD hâkimiyetinin altında ve onun yeniden üretimine katkı yapacak bir biçımde kut- lanıyor. Inandıklannı savunmak için ölü- mü göze alanlar, emperyalist işgale di- renenler, kapitalizme karşı dur- maya kalkanlar ise köktendıncı Hıristiyanların etkin olduğu Bush yönetimince, Irak'ta terö- ristler, Latin Amerika'da, "popülist dik- tatörier" olarak, imparatorluğun boy he- defi yapılıyor. Zaten inandığı bir şey için mücadele etmek, hatta bir inanca sahip olmak, genelde, kapitalızmın seçkinlen ve onların "kanaat önderien" tarafın- dan, post modernızmin, pasif nihilizmı- nin, ahlaki rölativizminin de katkısıyla aşağı görülüroldu. Inançlannı sulandır- mak, "dönmek", "satmak" ise uzun bir süredirbirererdem haline geldi. Bugün, egemen inanç ya "öfe dünya- ya" ilişkındir ya da kapitalizm uf- kunun aşılama- yacağına, ege- men olana uyum sağlamaya... - çifte kavrulmuş Tüm bunlar nüfusunun yüz- de 99'u Müslü- man olan Türki- ye için iki kez geçerlidir. öyle ya, medya Noel kutlama kültürü- nün imajlarıyla dolup taşmıyor mu? Hıristiyan- lık, Müslümanla- nn peygamberi- ni cehennemin en ait katına layık gören, (Dante-lnfer- no), tanrısını "idol", sahte kabul eden bir din değil mi? öyleyse onun Me- sih'inin doğum günü kutlanıyormuş gi- bi bir hava içine girmenin anlamı ne? Üstelikte, bu "kutlama" o Mesih'in te- mel insanı mesajlannın tam aksı yönde, bir tüketim humması, zorba ve sömü- rûcü bir "ötekinin", bu ilişkileri taşıyan kültürün içselleştirilmesi olarak kurgu- lanmıyor mu? Enerji sıkıntısından söz edilen bir ülkedekı Noel/yılbaşı "şama- tası", enerji tüketimı savrukluğu, ülke çölleşirken, yeni ormanlar yaratmak için kaynak bulunamazken, yılda birkaç hafta kullanılmak üzere çam yetiştiril- mesi de cabası Diğer taraftan, bu körüklenen No- et/yılbaşı humması, ıki açıdan dahatop- lumsal dokunun parçalanmasına hiz- met ediyor. Binncisı, hedıye alma yan- şı, meta kültürü, nüfusun büyük çoğun- luğunu, asla erişemeyecekleri metalar karşısında, cığere bakan kedilere çevi- riyor; "meta fetişizmini" ve ilişkili "fan- tezileri" körüklüyor, "gösteri toplumu" ıçınde yabancılaşmayı ve yalnızlaş- mayı, satın alma kapasitesindekı dü- şüklukle doğru orantılı olarak da dış- lanmışlık hissinı geliştinyor. Ustelik in- sanlar bunu, dinıne, itikadına bağlı oldu- ğunu düşündükleri için oy verip iktidar yaptıklan bir hükümetin yönetimi altın- da yaşıyorlar. Bu iklimde, bu bireylerin ortak bir gelecek düşlemeleri çok zor... Ikincisi, Noel/yılbaşı humması, bu toplumu şizofrenik bir şokla da karşı karşıya bırakıyor Bir taraftan Türkiye'nin hem uiuslararası sermaye, hem de böl- gede etkin ABD ımparatorluk projesi bağlamında sömürgeleştirilmekte oldu- ğu konuşuluyor, diğer taraftan, Noel/yıl- başı döneminde bu sömürgeleştirme sürecinı taşıyan imajlann bombardıma- nıyla her zamankinden daha yoğun ola- rak karşılaşıyoruz. Bu yoğunlaştınlmış bombardıman bizi "öteki"nm kötü kop- yası olarak şekillendirme sürecini biraz daha ıleri götürüyor. Sonuç, bırey oluyorum derken, ego- izm, yalnızlaşma, toplumdan yalıtlanma ve gittıkçe artan bir toplumsal şizofre- ni, kimlık oluşturma süreçlerınde tam anlamıyla bir kargaşa... Gittikçe derin- leşen bu şaşkınlık içinde de, akılcı bir bi- çimde kendini korumaya kalkmak yeri- ne, panik içinde örmeğin Orhan Pa- muk olayında olduğu gibi (hem savu- nanlar, hem saldıran taraflar için geçer- lı olmak üzere), "histerili", ama sonuç- suz bir tekrara saplanıp kalma.. Mazotu koklar, cebinizi kollar. Temsa Prestij Oeluxe az yakar, çok kazandınr. ANKARA PAZARI YAKUP KEPENEK LA'da Sol LA-Latin Amerika, son Bolıvya başkanlık seçim- lerinin yeniden kanıtladığı gibı, önemli siyasal de- ğişiklikler geçiriyor. Birbiri ardından sol eğilimli baş- kanlar yönetime seçiliyor. O kadar ki, kıtanın Orta Amerika ve Küba dışında kalan kısmının 350 mil- yona yaklaşan nüfusunun, dörtte üçe yakın bir bö- lümü, solcu başkanlartarafından yönetiliyor. Bu ül- keler "nüfus büyüklüğü" (2004'te milyon kişi) sı- ralamasıyla şunlar: Brezilya (184), Arjantin (39), Ve- nezüella (26) Bolivya (9), Uruguay (4). I_A, iki yüzyıla yakın bir süre, ABD sermayesi ile iş- biriiği yapan baskıcı "oligarşik" hükümetlerce yöne- tildi. Başkanlık sistemiyle yönetilen bu ülkelerde, ne demokrasi ne de insan hakları yaşama olanağı bul- du. Kimi ülkelerde hemen her yıl, bazen daha kısa sü- rede tekrarlanan asken darbeler, var olan soygun ve sömürü rejimlerinin bınnin gıdıp bir diğerinin gelme- sınden başka bir anlam taşımadı. Baskıcı rejımler karşıtlannı yarattı, halk hareket- lerı güçlendi, dalga dalga yayıldı. Kimi ülkelerde aydınlarsolaöncülüketti;kilıse, yoksullann, insan hakları savunuculannın sığınağı oldu; bazen de sarp dağlar aynı işi gördü. Kimi ülkelerde sendi- kacılık güçlendi, çok partili demokrasi işledi. ör- neğin Şili önemli bir deney yaşadı. Şili'de halko- yuyla işbaşına gelen S. Allende 1973'te askeri darbe karşısında, demokrasi uğruna onuruyla ya- şamını verme pahasına yığıtçe karşı durmasını bıl- dı. Allende demokrasıyı yaşatmak içın kendini fe- da ederken bizım kımı sağcı demokrasi havarile- n, onun öldürülmesı ıçın "iyı oldu"açıklamalan ya- pıyor; zevkten havalara uçuyordu! Üç yıl önce Brezılya'da Topraksız Halkın Hare- keti (Movimento Sem Terra) gibı kitle hareketleri- nin bir sonucu olarak Lula da Silva'nın işbaşına gelmesi, bu ülkede, yoksullar ve dışlanmışlar için bir umut oluşturdu. Ulke içi uygulamalannda ba- şansı tartışmalı olsa da, Lula, dış tıcaret gelirini art- tırarak özellikle, ABD, IMF, Dünya Ticaret örgütü ile ilişkilerinde, halkının çıkartarını başanyla savun- masıyla kıtada bir sol rüzgâr estirdi; iç ve dış borç- lannı hızla azaltarak IMF'ye borçlannı gelecek iki yılda ödeyeceğını açıklayarak ekonomisini IMF'nin acı ilaçlanndan kurtardı. Arjantin aynı yolu ızliyor. Bolivya, Küba Devrimi'nin adı efsaneleşen ön- cülerinden "El Comandante" Che Guevara'nın ABD ajanlannca öldürüldüğü ülkedır. Küba, Sov- yetler'in dağılmasından sonra tek başına kalma- sına karşın, halkıyla bütünleşen yönetıminin gü- cüyle emperyalistlerin beklentilerini boşa çıkardı. özellikle de sağlık, eğitım ve kültür alanında bü- yük başanlara imza attı; asırlarca ezilen LA halk- lanna, "ulusal onurun ve bağımsızlığın" örneğini verdi. Geçen hafta Boliyya'da ilk "yerii" başkan se- çilen Evo Morales, tüm bu birikimlerin sonucu olarak işbaşına geldi. Morales, kokaini kaçakçılar- dan kurtarıp halka gelir kapısı yapacağını, doğal- gazı millileştireceğini ve kurucu meclıs oluştura- rak demokratik bir anayasa hazırtatacağını söyle- yerek işbaşına gedi. Bunlan, başta Şili (16) olmak üzere diğer LA, Ko lombiya (45), Peru (28), Paraguay (6) ve Meksika (106) dahil Orta Amerika ülkelerinin ızlemesi bek- leniyor. LA solu ne yapar? LA solu, sosyal demokrasınin, eşitlik, özgürlük, dayanışma ve güçlü sosyal haklar gibi temel de- ğerlerini benimseyen ve böylece küresel sömürü- ye karşı çıkan ilerici aydınlarla işçı örgütlerinin ko- alisyonudur. Kıta, yeraltı ve yerüstü zenginlikleriyle, çok bü- yük bir "ekonomik gizilgüce" sahiptir. Eğer bu ekonomik güç, daha çok iş bulma ve daha hakça gelir bölüşümü, daha hızlı büyüme ve iş bulma amacıyla kullanılabilir; çürümüş olan kamu yöne- timlerini yolsuzluklardan anndırabilir; katılımcı de- mokrasi, başta siyasal örgütler olmak üzere top- lumsal yapılara yaygınlaştırılabılır ve ülkeler kendi aralannda dayanışma ve ışbırliğıni güçlendirebilir; bilim ve teknolojıye yönelerek üretimleri arttırabi- lirse ve LA solcu hükümetleri kendi aralalnnda bir- lik ve dayanışmayı gerçekleştirebilirse dünya, çok ilginç bir sol deneyim daha yaşar. LA'nın salt kendi geçmış deneyim ve birikimi, böyle bir geleceğe yelken açmasını kolaylaştmyor. Kıta başanrsa, dünyanın "insancıl" yaşama ulaş- ma olasılığı daha da güçlenir. [email protected] MBKEBANKASKURUH GM I -\BD Dolan l Aıustral\aDolan l Danımada Rronu i \\ÎO l Ingıhz Sterimı l tbMçre Frangı l İs\eçfaonu l Kanada Dolan l Kı^eytDınan l Noneç ICronu l Sud Vb Rı>alı lOOJapon\enı l Yeni Israıl Şekelı DİVİZ M l 3435 o™ 0:i3"4 l 5943 2 3325 l 0225 0 16^83 l İ525 4 idl 1 0 19-85 0 35931 1 1500 m13500 0 9854 0 214 1 9 I6fl20 2 344" 1 10291 0 16958 1 1 5 " 4 6228 019918 0 ı5996 1 15-6 2UUUU2005 EFEHTİF 13426 0 9^45 021359 1 5932 2 3309 1 0210 0 16"1 1 1482 44943 0 19^1 035662 1 1457 028560 um 13520 09913 021528 16044 2 3482 10306 01699" 1 1621 4 6921 019964 0 36266 1 1620 030025 GÖLHİSAR KADASTRO MAHKEMESİ Esa.No 196'219-KararNo 200129 Davacılar Fatma Şengul mırasçüan j\hmet Şengul vs taıafindan da\alılar Mustafe \1] Dağen mırasçılan Mehmet Dağen \s alevhıne açılan kadastro tesbıtıne ıtıraz davasının ^'apılan yargılaması sonunda. davacılann aıjmış olduklan davalannın reddıne. da\a konusu parsellerden Burdur ılı. Golliısar ılçesı. Çamko> kovu Tepe- başı meıkjınde 1041. 1042. JO43. 1044 parsdlertn tarla vasfi lie Hiüeyın Cıhan adına tapuva kajıt \e tescıiıne. da\a konusu Burdur ılı. Golhısar ılçesı. Ç amko\ ko\u Viaalca mevkıındekı 2003 parselın fen bıhrkışısı Maad- dın Demır'uı 23 0S 2001 tanhlı lapomndakı krokıde kırmıava taralı alanla gostenbp. F harfi ıle gostenlen top- lam 10000 ra2'hk alana yeni parsel numarası \enlerek da\alı lsmaıl Dağen (Canl adına taria vasfı ıle tapuya ka\ıt \e tescıiıne. Aynı krokının B. C. D. E hartlemle gostenlen toplam 21 228 m2 mıktarlı \enn yeni parsel numaras) \enJerek çalılık \asfi ıle malne hazınesj adına Bpına kayıt \s tescıiıne ayvı krokıde A harfi ıle goste- nlen yer Golhısar Denızlı karayolu ıçın terk edıldığınden. A harfi ıle gostenlen toplam 19"3 m2 mıktarlı yenn yol olarak terkmıne. da\a konusu Burdur ılı. Golhısar ılçesı. Çamko> koyu ada me\kımdekı 453 parselın ka- dastro tesbıt tutanagının fen bılırkışısı Alaaddın Demır'm 23 8 2001 tanhlı raporundakı krokıde B %e C harfle- nyle gostenlen kırmızıya taralı alanın (6000 m2) yeni parsel numarası venlerek tarla \asfı ıle dasalı lsmaıl Da- ğen (Can) adına tapu\ a kay ıt \ e tescıiıne. aynı krokının A. E. D harflenv le gostenlen toplam 9031 mıktarlı j ere yeni parsel numarası senlerek da\alı hazıne adına tarla \asfi ıle tapuya kayıt \e tescıiıne. taşınmazlann boş olan malık hanelennın bu şekılde doldurulmasına karar venlmışnr Tüm aramalara rağmen adreslen tesbıt edılemeyen Emın Dağen. tbrahım Erol. Ernıne Akyuksei. Zehra Oral. Emıne Oral. Aiı Rıza Oral. Ozcan Oral. Zelıha Özalp. Fatma Çoban. lsmaıl Kaya \e Faûh Kaya'ya ış bu karann ılan tanhınden 1 hafta sonra teblığ edılmış sa- yılacağı ılanen teblığ olunur 13 12 2005 (Basm 61015 ı İLAN T.C. İSTANBUL 3. İFLAS MÜDÜRLÜĞC İFLASA (İFLASES K4PANMASENA) İLİŞKİN DosyaNo 2UW 3 MÜFLlStN ADI. SOYÂDl SİCİL NO \e ADRESİ GRLP TEKSTtL \'E INŞA.AT SANAYİ VE DIŞ TİCARET A Ş ltstanbul Tıcaret Sıcıl Memurlugu - "84^9 2319011 Hobyar \Iah Hocahanı Sk DmhanNo !8 3OMaeaza 204 Errunonu Istaribul IFLAS K.ARARI VEREN \1AHKE\1E SA\I \e TARIHİ Ist 2 Ashye Tıcaret \1ah 2003 "03 Esas sa\ılı dosyasından 02 03 2004 ta- nhınde \enlmıştır K.4PATTLMA KARARI TARİH \E SAVISIİLE ÖZETİ: Is- tanbul 2 Aslıye Tıcaret Mah 'nın 2005 380 Esas \e 2005 749 Karar sayılı ılarru ıle 02 12 2005 lanhlı karan ıle K.APATILM1ŞT1R Yukanda adresı \azılı muflis hakkında Tıcaret Mahkemesı'nın yu- karda yazılı karanyla ıfiâsına iıflâsın kapanmasınaı karar \enlmış bu- lundugu lcra se Iflâs Kanunu'nun 166 (254) maddesı aereânce teblıö \e ılânolunur 22 122005 (tlKm 166.254) (Basın 6OT90ı İLAN T.Ç. EYÜP 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ EsasNo 2005 110 Karar No 2005 432 Davacılar Rıfkı. Rıd\an, Sıtkı. Ilhan Kırğezen \ekılı A\ Suna Canbay tarafından da\alı Nufus Mudürluğü aleyhme mahkememıze açılan Soyadı TASHİHİ da\asında Davacılar tarafından davalı aleyhıne açılan da\anın K.A- BLLU ıle lstanbul ılı, Nışanca Vİah Cılt 14 Hane 132'de nufusa kayıtlı Ahmet \e Fatma'dan olma Bsn 4"de nüfusa kayıtlı 1702 1955 lstanbul doğumlu Rıchan Kırğezen, ay- nı yer BSN 5"de nüfusa kayıtlı \hmet \e Fatma'dan olma tstanbul 27 II 1957 doğumlu Rıfkı Kırğezen, aynı yer BSN 6"da nufusa kayıtlı Ahmet ve Fatma'dan olma tstan- bul 1 7 02 1960 doğumlu Sıtkı Kırğezen ıle. aynı yer BSN 7'de nufusa kayıtlı Ahmet \e Fatma'dan olma 29 04 1964 doğumlu Ilhan Kırğezen'in soyadlarının KIRGEZER OLARAK TASHİHINE karar »erilmijfir. Ilan olunur 01 09 2005 (Basın 60999) İSTANBUL 2. AİLE MAHKEMESİ Esas No 2003 502 Davacı Nımet Funda Orenç tarafindan. davah tsmet Orenç aleyhıne mahkememızde açılan Boşanma da\asında Çorum ılı. Sungurlu ılesı. tnegazıh Mah nûfusunda. Cılt 74. Hane 128 no'da kayitlı Hacı Hamdı ve'keklık oSlu P 05 1948 doSumlu İS- MET ÖRENÇ ıle esı Mehmet Kamıl \e Nenman kızı 16 10"l9 71 do- ğumlu NİMET FUNTJA ÖRENÇ'm TMK'nun 166 1 maddesı uya- nnca BOŞANMALARJNA. 205 "6 YTL da\acı yargılama gidennın da\alıdan alınarak davacıya odenmesıne \e 3 32 YTL maktu karar harcuun davalıdan tahsılın'e daır 2003 502 E 2005-^26 K Sayılı ve 11 10 2005 tanhınde karar \enlmıştır Y'eru Saraçhane Cıkmazı no 6 kat 2. Sultanahmet-tstanbul adresı- ne davalı tsmet Örenç adına gondenlen teblıgatlar bıla teblığ ıade edıl- mış. yaptınlan arastırmalarda da adı geçenm lebhğe yarar adresı tesbıt eclılemedığınden yargılamarun tum safhasmda ılanen teblıgat yapıimış olup. ışbu karann da ılanen teblığıne karar venlmıştır Yukanda hûkmün ozeu yazılı karann davalı İSMETÖRENÇ'e ıla- nen teblığı ıle. ılanın gazetede yaunlandıği tanhten 11) hafta sonrasın- dan geçarlı olmak üzere (15) gün ıçınde Temyız etme hakkınm da bu- iundu|u belırnlmek suretı ıle teblıaat yenne aeceriı olmak üzere \LÂS OLUNLR 03 11 2005 (Basm 60965)"
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle