Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 24 ARALIK 2005 CUMARTESİ
OLAYLAR VE GORUŞLER
AÇI
MUMTAZ SOYSAL
Ağlama Sırası
KIBRIS konusunda bir "ulusal dava" olaral^ıe
kadar geriye düşüldüğün ü anlamak için ille Derlk-
taş'ın koca Meclis'i ağlatması mı gerekiyordu?
Ağlatan, yalnız konuşmanın dokunaklı üslubu de-
ğildi. Başka birşey daha vardı: Konuşanın, "içikan
ağlayan" bir insan oluşu.
Uğrunda bütün yaşam ı boyunca her şeyi göze
aldığı, ona zarar gelmesin diye her ödüne razı ol-
duğu Türkiye'ce "dışlanmış" görünüyordu dıştan
bakanlara. Aslında, dışlayanlarzamanın hüküme-
ti, zamanın medyasıyia çıkar çevreleri, zamanın AB
düşkünleriydi ve halkm çok büyük çoğunluğu onu
frıâlâ bağnna basmaktaydı ama, dünya aksini dü-
şünmekteydi. Onu kahreden buydu.
Meclis'tekiler onu bu duruma sokanlara engel
olamayışın üzüntüsüyle ağlamaktaydılar belki de.
Dağdan gelip bağdakini kovanlara, Kıbrıs'ta da,
Ankara'da da, gereken dersi veremeyişin, hoyrat-
lığı önleyemeyişin üzüntiisü.
Asıl dışlayanlar ortalıkta yoktular. Sonuçta yi-
ne haklı çıkmış olanın karşısına gelmeye utanmış-
lardı.
Olan olmuş ve Denktaş'a yapılanlar hiç işe ya-
ramamıştır. Türkiye'nin Kıbns davası, şimdi,
Annan Planı öncesindeki durumdan da daha kö-
tü noktada.
"Plan'a razı olarak uzlaşmazlıkla suçlanmaktan
kurtulduk; uzlaşmaz o/anlann Rumlarolduğumey-
dana çıktı"avuntusundan beklenen yarariann hiç-
biri yok. Tam tersine, "Kıbns Cumhuriyeti" adını
taşıyan Rum yönetimi bütün adanın devleti ola-
rak Avrupa Birtiği'ne alındı ve KKTC'nin tanınma-
sı ufukta bile görünmüyor. Ambargolann kalkma-
sı, uluslararası ulaşım ve ticaretin açılması vaat-
leri tırtulmadı. AB'den gelmesi beklenen paralar
Rumlarca veto edildikçeAB makamlan onlara hiç-
bir şey yapamamakta. "Cumhurbaşkanı" Talatve
ona Ankara'dan akıl verenler, son çıkanlan mal-
mülk yasasının yararlannı sayadursunlar, bu yasa
girişiminin de nafileliği yakında anlaşılacak.
Bilinmiyor ki, yumuşama ve daha uzlaşır görün-
me uğruna atılan bu geri adımlar, herzaman-
ki tutumunu sürdüren karşı tarafça kazanç olarak
bir yana yazılmakta ve bundan sonraki görüşme-
lerde kullanılacak yeni kozlara dönüşmektedir. Bir
daha masaya oturulduğunda mallar konuşulur-
ken eski "toptan değiş tofcuş" ilkesinden söz edi-
lirse, Rumlar "Bireysel mülkiyet haklannın karşı-
lanması için özel komisyon kuran siz değil miydi-
niz?" dıyeceklerdir.
Askerliğin taktikleri diplomaside sökmez. Mu-
harebede akıllıca geri çekilerek düşmanı yormak
ve başlangıçta arazi kaybedip ardından karşı ta-
araızla onu yenmek düşünülebilir bir yoldur ama,
diplomaside durum farklıdır: Her defasında ancak
geri çekildiğiniz hattan başlayarak aşağıya doğru
pazariığa girişmek ve sonuçta o hattın da altına
düşmek zorunda kalırsınız.
Bundan sonrası için AKP iktidannı ağlatacak
olan da herhalde budur.
Atatürk'ü Anlamak
Ulusça ve tüm zinde güçlerimizle cumhuriyet rejimimizi, ulusal kimliğimizi
vçjbirliğimizi, bütünlüğümüzü, ulusal varlığımızı ve zenginliklerimizi
yitirmek istemiyorsak, güvenlik içinde yaşamak istiyorsak zaman Atatûrk'ü
anlamak, onun ilkelerine, değerlerine bilinçle sanlmanın ve bunu nesnel
olarak göstermenin zamanıdır.
PENCERE
TanjU ERDEM EmekliAmiml
D
ünyada ve ülkemizde öyle
olaylar yaşanıyor ya da gün-
deme taşınıyor ki, düşlen-
mesi bile olanaksız. Bugün-
lerde biz Batı emperyaliz-
minin güdümündeküreselleşme olarak ad-
landınlan neo-liberal ıdeolojiye teslimı-
yet göstererek yapısal bir değişim geçiri-
yoruz. Bu ideolojinin hedefi ABD'nin ve
bir ölçüde onunpeşüıe takdmış AB'nin dün-
ya hâkimiyetini sürdürmeleri için evrenin
doğal kaynaklanna, özellikle petrol, doğal-
gaz gıbı enerjilere sahip, pazar olanaklan
geniş ve önemli jeopolitik ve jeostratejik
konumdaki gelişmekte olan Avrasya ülke-
lerini kontrol altına almak ve bu maksat-
la oralarda kendine müzahır rejim ve ikti-
darlar oluşturmak, kaynaklann ve pazar-
lann ulus ötesi ya da çokuluslu sermaye-
nin eline geçirilmesini sağlamaktır. Bu he-
defe erişmek için ABD, direnç gösteren ül-
keler yönetimlerini düşman ilan ederek
politik ve ekonomik dayatmalannın ye-
terli olmadığı durumlarda gerekirse ya-
pay gerekçeler uydurarak asken güce baş-
vurmakta ve ülkelenn Yenı Dünya Düze-
ni'ne zorla uyumunu sağlamak istemek-
tedir. Bu hareketlerin görünür gerekçesi,
o ülkelen demokratik rejimlere kavuştur-
mak, ekonomilerini liberalleştirmek, öz-
gürlükleri sağlamak, cehaletı yenmektır.
Ama gerçekte yapılan; ülkelenn yönetimı-
nin ve kaynaklannın emperyal gücün kont-
rolüne alınması, direnç gösteren ulus dev-
letin çökertilmesi, ülkenin etnik ya da din-
sel bölünmeye tabi tutularak merkezi yö-
netimin zayıflatıhnasıdır.
Türkiye 1980'lerden bu yana müttefiki
Batı emperyal güçlerin aynı nıtelikteki da-
yatmalarını yaşamaktadır. 11 Eylül sonra-
sı terörle mücadele gerekçesiyle Afganis-
tan ve Irak'ın işgali ve AB üyeliği çabala-
nmız bu dayatmalan ulus bireylerinin fî-
ilen anlayabileceği bır duruma getirmiştir.
Türkiye bu dayatmalara, yönetimleri, bü-
yük medya, bir kısım iş âlemi ve neo-li-
beral aydinlannın işbirliği ve desteğıyle tes-
limiyetle karşılık vermıştir.
Bunun sonucu olarak;
• Uluslararası kapitalizme doğal kay-
naklarunızı, Cumhuriyetin kurup gelıştir-
dıği ekonomik kuruluşlanmızı teslim edi-
yoruz. Bunun hukuki altyapılannı oluştu-
ruyoruz. Yoğun borçlanma, bağımsızhğı-
nuzı sınırlıyor.
• Üniter ulus devleti giderek etkin ko-
numdan çıkanp yetkileri yerel yönetimle-
re devrederken, yerellerin etkinliklerini pi-
yasa güçlerine devrediyoruz. Federal birya-
pıya olanak verebilecek düzenlemeleri
gündeme getıriyoruz.
• Ulusal eğitimin yakın tarih bilincinin,
ulusal kültürün ülke bireylerini birleşti-
ren, onlann çağdaş bir ulus olarak yaşam
biçimimizi oluşturan değerlerini kapsa-
yan bağlannı gevşetırken; bunlann yerine
etnik, mikromılliyetçi, dini motifli bağla-
n gündeme getiriyoruz. Içenklerini değiş-
tiriyoruz.
• Ulusal birliğimizin çimentosu, yaşam-
da akıl, bilim ve özgür düşüncenin simge-
si laiklik ilkesi, herkesin inançlannı dile-
diği gibi yaşaması şeklinde yanlış ve ay-
nmcı bir anlayışa dönüştürülmek ıstenıyor
ve Türkiye Cumhuriyeti bir karşı devrim
eylemleri içinde Islami bir rejıme yol alı-
yor. Islam ülkelerine örnek olunup, radi-
kal Islamın terörüne mani olmak üzere
Türkiye'ye ABD yönetimince verilen rol-
lerle uyumlu bir gıdişattır bu.
• TSK, emperyalizmin Avrasya Hâkimi-
yet Projesi'nde (GOP) küresel güvenlik
önemli denılerek banş gücü, müdahale
gücü olarak; Anadolu topraklan ise ABD
Silahlı Kuvvetleri'nin üslenme alanı ola-
rak kullanılmak isteniyor. Bunakarşın ulu-
sal güvenlik ve ulusal savunma işlevlenn-
de pasıfize edilme çabalan var.
Unıter ulus devletimiz kurulalı 82 yüı geç-
ti. Anayasamızın değiştirilemez hükümle-
n belh. Büyük Atatürk milleti tanımlar-
ken;
• Türkiye Cumhuriyeti'ni kuran Türkı-
ye halkına Türk Milleti denir.
• Türk Devleti laiktir. Her reşit, dinini
seçmekte serbesttir.
• Türk Milletinin dili Türkçedir. Türk di-
li Türk Milletinin kalbidir, zihnidir.
• Milleti oluşturan fertlerin tarihleri bir-
dir. Mazide yaşadıldan kıvançlarvekeder-
leriyle; geleceklen aynı şekilde ve umut-
lanyla birdir. Beraber yaşamak için ve sa-
hip olduklan mirasın (vatan, millet) mu-
hafazasında müşterek arzu, muvafakat ve
iradeleri vardır.
• Milletin varhğının devamı için ortak
bağ, din yerine Türk milliyeti bağıdır.
Demiş, din bırliğine esas olan ümmet
prensibüıi ve medenıyet tanımını reddet-
miş, bunu yaparken de tarihi sürecin ger-
çeklenni görmüş, akıl ve bilimi kullan-
mış.
Siz ulus devletinden, ulus kimliğinden,
ulusal ekonomisinden ve çıkarlanndan
vazgeçen Batılı devlet gördünüz mü? Biz,
Osmanlı'nın emperyalizmin boyunduru-
ğunda geçırdiği yan sömürge dönemi son-
rası çöküşü unutmuş gibiyiz... Bu ulus
devleti aşındırma, ulusal ekonomıyi dış-
lama, alt kimlik, üst kimlik konulan, mil-
let için din bağının bırleştinci olduğu sav-
lan, türbanı gündemde tutma, hukuki ka-
rarlar için 'ulemanın' görüşünün alınma-
sı, ımam hatip öğrenimi görenlerin üniver-
sitenin ılahıyat dışı bölümlere gırişinın ko-
laylaştınlması, Osmanlı'ya dönüş özlem-
leri vb. ne anlama gelmektedir? Emperya-
lizmin, ülkelen etnik ve dinı bölme çaba-
lan bilinmiyor mu?
Din bağının birleştirici niteliğinin mil-
li değil, ümmet bağını ifade etriğini; dün-
yada onlarca Müslüman milletin varhğı-
nın dinin birleştirici savını reddettığmi,
ümmet anlayışının çağın gerisinde kaldı-
ğını göremiyor muyuz?
Yüce dinımizi toplum yaşamında asli
bir unsur olarak kullanma girişimleri ana-
yasal rejımimizle ne derece bağdaşıyor? Biz
Türkiye Cumhuriyeti'ni kuran Türkiye
halkı, Türk Milleti; demokratik, laik, sos-
yal hukuk devleti değil miyiz?
Ulusça ve tüm zinde güçlerimizle cum-
hunyet rejimimizi, ulusal kımlığunizi ve
birliğımizi, bütünlüğümüzü, ulusal varh-
ğunızı ve zenginliklerimizi yitirmek iste-
miyorsak, güvenlik içinde yaşamak istiyor-
sak o zaman Atatürk'ü anlamak, onun il-
kelerine, değerlerine bilinçle sanlmanın
ve bunu nesnel olarak göstermenin zama-
nıdır. KüreseHeşmenin olumsuzluklanna
karşı yenı arayışlann, yaldaşımlann baş-
ladığı birdönemde Atatürkçü düşünce sis-
teminin, emperyalizmin dayarmalanna
muhatapülkeleriçin de uygun ve örnek bir
model, bir rehber olduğuna inanıyoruz.
Aynen 1920'lerde olduğu gibi.
ÜRKİTÜRKİYE'NİN İLK SEKTÖR BORSA YATIRIM FONU
N O N F I N A N C I A L İ S T A N B U L 2 O
MALİ SEKTÖR DIŞİ NFIST İSTANBUL 20 A TİPİ BORSA YATIRIM FONU
Nefis kolayliK™Türkiye, reel sektörön performansını yansıtan ve nefls kolaylıklar NFIST'in nefis özellikleri: • Reel sektörün performansını
sunan bir yatırım aracıyla tanışıyor. NFIST (Non-Financial yansıtır. • Hisse s e n e d i gibi ahında alınıp, s a t ı l a b i l i r . .
İstanbul 20) 26 Aralık'taı İMKB'de işlem görmeye başlıyor. . R j s k d a ğ | | ı m | s a ğ | a r # S e a n s
, i n d e d e ğ j e n d e ğ e r i
NFIST, finans sektoru dışındakı 20 onemlı şırketın hısse senedını ıçerır. *
v
NFIST sayesinde, Türkiye'nin halka aç.k 20 büyük sanayi ve hizmet ^ saniyede bir ögrenilebilir. • Yönetim ücreti düşüktür.
sektörü şirketine birden, aynı anda, tek bir işlemle yatırım yapabilirsiniz. • İMKB'de işlem yapmaya yetkili her aracı kurumdan alınabilir.
NFIST (Non-Financial İstanbul 20) BORSA YATIRIM FONU'NDAKİ ŞİRKETLER:
• AKÇANSA • AKSA AKRİLİK • ARÇELİK • AYGAZ • ENKA JNŞAAT • EREĞL! DEMİR ÇELİK • FORD O T O M O T İ V
• HÜRRİYET GAZETECİLİK • İŞ GAYRİMENKUL YATIRIM ORTAKLIĞ! • MİGROS • PETKİM PETROKİMYA • PETROL OFİSİ
• TANSAŞ • TOFAŞ • TURKCELL • ' T Ü P R A Ş • TÜRK HAVA YOLLARI • ŞÎŞECAM • ÜLKER GIDA • VESTEL
Damşman / Know-How Provıder
A>fERICAN
STOCS EAOLVNGT
Saklamacı Kuruluş / CSD&Creation-Redemption Agent Fon Kurucusu / Fund Issuer Fon Yöneticısi / Fund Manager
TAKASBANK JKFİNANSBANK )K FİNANSPORTFÛY
NFIST Borsa Yatırım Fonu portfdyûnde yer alan menkul kıymetler ve fon payları Takasbank nezdinde saklanmakta ve fon payı oluşturma (Creation) ve fon payı azaltma (Redeıtıption) ••'•••* / —' v
• •*
ışlemlerıne Takasbank tarafından aracılık yapılmaktadır. Bu fonksıyonlar dışında Takasbank'm NFIST Borsa Yatırım Fonu'na ılışkın, fon kurucusuna veya yatırımcılara karşı hertıangi bır - ' ' '
hukukı/malı sorumluluğu ya da taahhudü bulunmamaktadır Takasbank logosunun bu ılanda yer alması hertıangi bir yatırım tavsıyesı niteliğı taşımaz. Mali Sektör O151 NFIST Istanbul 20 A W W W . n f l S t . C O m
Tıpı Borsa Yatırım Fonu paylannın İstanbul Menkul Kıymetler Borsası'nda ışlem görmeye başlaması Borsa Yönetim Kurulu'nun vereceği karara bağlıdır ve ışlem tarihi değışıklık gosterebılır.
Yatırımcılar ılan edılmı; olan sırkulerden detaylı bılgı alabılırler. Bu fona ılışkın halka arz sırkülerı 19 Aralık 2005 tarıhlıDunya ve Hurses gazetelerınde yayınlanmıştır.
35 Yıl Sonra
Ne OIUP?..
Hüm'yetGazetesi Genel Yayın Müdürü Ertuğrul
Özkök Eskişehir Anadolu Üniversitesi'nde pro-
testo edilmiş...
Ertuğrul Kardeş yazıyor:
"Protestocu küçükgrup salondan çıkarken slo-
gan atmaya devam ediyordu.
En ağıhıklı sloganlan şuydu: !
'ABD ve AB emperyalizmine geçit yok.' ;
Gösteri yapan çocuklara baktım.
Evet, çok trajik bir durumdu.
(...) 'Kahrolsun ABD ve AB emperyalizmi' diye
bağıran kızlar ve delikanlılaracaba 30yıl sonra ne
yapıyor olacaklar?
Aralanndan kaçı, kafalan hiç değişmeyecekolah
'birkaçı' tarafından 'döneklikle' suçlanacak." -
Yerim dar, ama, sanınm aktardığım satıriar ya-
zann amacını belirfemeye yetti...
•
Yine de bırkaç satır daha okuyalım:
"Sıksık albümleriaçıp, eski fotoğraflanmı çıka-
nyorum.
Yıl 1968-69... A
Aradan 35 yıl geçmiş.
Adalet Partisi binası önünde yapılan eylemler-
den, Amerikan KültürMerkezi'ni taşlayan kalaba-
lıklardan geriye ne kalmış diye bakıyorum."
Ertuğrul Kardeş kendince haklı; ama, aradan 35
yıl geçmesine karşın üniversitede bir protesto ey-
lemıyle karşılaşıyorsa kuşaklan aşan bu devamliri
lık da çok anlamlı...
Olayın üatünde düşünmek gerekmez mi?..
•
Bir kez o toplantıda yeri var mıydı bilmiyorum,-
ama, çocuklann kullandığı slogan doğrudur
"ABD ve AB emperyalizmine geçityok." ı
Uzağa gitmeye nacet yok!.. 1
Bugün komşumuz Irak, Amerikan ve Ingiliz em-
peryalizminin işgali altındadır.
AB'nin içe dönük yüzü ne kadardemokratsa, dı-V
şa dönük yüzünün de, başta Ingiltere olmak üze-
re, o oranda emperyalist olduğu aşikâr... ;
Protestocu gençlerin fikırierinden ılerde dönüp
dönmeyecekleri bir ölçüde de 35 yıl sonra dünya-
nın nasıl bir düzene kavuşacağına bağlı...
Geçmiş 35 yılda yaşananların, gelecek 35 yı|,
sonra, 'aynıyla vaki' olması bilmem ki ne ölçüde-
geçerli bır düşüncedir.
•
Ama, daha bugünden Türkiye'de geçerli bir il-i
ginç değişim var...
Ülkede Amerikan aleyhtarlığı yalnız üniversite-,
lerdeki genç ve küçük gruplaria sınırlanmıyor... )
Tüm katmanlanyla toplumda yayılıyor ve denn-,'
leşiyon bu eğilim korkutucu boyutlar kazanmaya
;
başladı...
Kulağı kirişte olanlar bu olguyu Amerikalıların,
dikkate almaya başladıklannı yazıp söylüyoriar!..
.^^Bilmem ki bu iş nereye gider?.. ^
Amerikan emperyalizmi laf değil... ^
Elle tujulur gerçek!.. *j
5
Kubilay'lar Ölmez;
Dün genç Türk*"devrimine kastetmek
üzerg Batı tarafından harekete geçirilen
Sfirticaya karşı, genç Kubilay
'-? hayatı pahasına nası) karşı çıkmışsa,
bugünde; dünyantn ilk kurtuluş savaşı
ile tam bağımsız Türk devletini kurmuş
6u ulus; kimliğine, bağımsızlığına,
kültûrüne ve ülkesinin bütünlüğüne karşı
r Bahile açıkça işbirfiğine soyunanfara da
karşt çıkmasını bilecektir.
:0 *Türk Gençliğine
Hizmet Vakfı Başkanı
>rof. Dr. Güngör ŞATIROĞLU
SAKARYA 2. SULH HUKÜK
MAHKEMESİ'NDEN
GAYRİMENKULÜN AÇIKAKTÇIRMA
İLAM
i * ^ ^t SanlıreKy Saahna-ımbtarvt
" I- VbpaanGüIHcMah.AyıaliSci No [• deFmdöBKvfcnada63:
psse! 62'de kayıdi. 2 0 00 m2 alanh ıskan sahasında \-i razatmnda alt>apne
. ^ r a i sûninualnB>ananîcadde)e)aJaDpars<;iüürainı2a4ÛüO VTL'doı
11 320 00 YTL parsel değennde ve pusel ûzennde tek katü >ıgma kaıgır dışı
jBralı ahşap çabb Maıslya'nın kırenııü] arkasJ eğjmden dolayı yanm bodnımlu
VTpranmış önünde açık baikoıA) boş balomsız 30-35 yıllık sobalı 99 75 m2 ın-
5aatırfanmasahçm2'sıllO0Ora'den 1097300 \TL degenndekı yapı üe
bBÖae loplam 22 293 00 degenndeta ga)Timeniaıi 07 02.2006 gûnü saat 14 00-
1410 arasmda 2-\dapaz3n Yagcılar Mah. ada 521. parsel 119'da ka>ıtJu 2464
m2 alanlı tarla \zsı$ı cadde>e yakın düz araade ulaşım soıunu oJma>an airvapj
htzmetlen tam, paıselın bır kısmı dını tesıs alaaında dıger kısmı ıskan sahasında
A-2 kat aızanunda ban kısımlan ıse park alanında m2'sı 18.00 YTL'den
44.35200 YTL degenndekı ga\Tinıenku[ 0^022006 gûnû saa 14 15-1425
arasımiajnpılacaJüır Sanşşartlin: !-Satı$0
7
02 20O6gmaissat 1400-1425
arasında Sakmya 2 Aslıye Hukuk Mahkemesı Duruşna Sâkau'nda aç& Öbr-
ma surctı>leyapılacaktır BuartnmadatahnuııedıleııkıyiBeÖnyfede 60'mı ve
rüçhanlı aiacaklıhr Nana aJadklan mecmuuDu \i satış masmiamı geçmeE
şam ıfe ıhaie ohaax, Böyle btr bedefle alıcı çıkmaz^ en çok unrasfn iaahhüıi
bakı kataıak şam ile l7 022006Cumagâıûav'nıs3atietdea>iH^eıdeftiBcıar-
armaya çıkjnhcaitır Byamrmadadabumı)(ta/dı)e«ljlnKnavse£a>nmeniııl
enç(4 arnranm taahhudü saklı lalmak û?ere attırma ılamnda gasterien müddet
sonunda en çok amraıa ıhale edılecektıı Şu kadar kı arnrma bedelının malm
(ahmm edıfen kıymeiinın >üzık 40'ıra boiması ve satış ısteyenın alacagına niç-
hanı olan alacakiann toplamından fazla olması > e bundan haşka paraya çevırme
«pjyiaştmnamasraflannı geçmes lazmıdu- Böyle fada beddkaha çıkmaz-
sas^olebıdiisecektir 2- Aıümıaya ısnrak edeoekienn. tahmın edden kıyme-
tm yüzde 20'a nısbetmde pey akçesıvej^bumıktar kadar bankaiatraıat mek-
tnbunu \ermeien laamdır Salış peşm para ıledır. Ahcı ıstedıgiflde 10 gûnû geç-
memek ûzere mehil vraılebıuı Ihale puhı. opu bara, KD\' ve masraflan alıcıva
artOr Tellalıye bmkmıs veıgJer ve t^xı sans ham ssnı bedelmden ödeneoeknr.
3- tpoıek sahıbi alacakjılarla dığer ügüılenn (•) bugaynmenkııl uzenndekı hak-
laniu husuay le faız ve rnasrafe daır olan ıddıalannı davanağı belgekr üe on beş
gün ıçmde daıremıze hldırmelen laamdır Aksı lakdırde haklan tapu sıcılı ile
sabıt obnadıkça paylaşmaJan hanç bııakılacaklaıdır 4- lhak>e kanlıp daha
sonra ihafc bedebnı yatmnamak surefl) k* ibalemn feshızıe sebep olan lûm alıcı-
lar ve kefillen leklrfetnklen bedel ık son ıhale bedelı atasuıdakı 6ıkon ve dı-
|er zarariardan ve avnca tememiı fâızmden muteselsılen mesul olacaklardır
thale feria ve tememit fat'j aynca hükme hacet kahnaksızın danennzce tahsıl
olunacak. bu lârk varsa öncdıkle temma bedelmden ahnacaknı 5- Şanname
ılan tardunden /tıbarra hertcsin görebdmea ıçm daıre açık ohjp masrafî venidı-
p takdnde ısteven ahcıv^ bır ömeö göndenlebılır 6- Satısa ıştuak edenlenn
şartnanıe)] gömıüş ve münderecaflnı kabul eonıs sa> ılacaklan. başkaca bılgı al-
mak ısteyenlenn 20051 saos. sayılı dosya nurnarası ile mûdurlügûmüze başvur-
malan ılan olunur 09 12 2005 (*l Dplıler obınne ırtıfak hakla sahıpleiı de
dahüdır Basın 6O"03