14 Kasım 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
8 KASIN 2005 SALI CUMHURİYET SAYFA HABERLER GAZETECİLERİN USTASI ANILDI fstanbul Haber Servisi - Türkiye Gazetecıler Cemıyetı'nin (TGC) eskı başkanlanndan Burhan Fefek. ölümünün 23 yıldönümünde Ka- racaahmet'teki mezan başında anıl- dı. TGC Başkanı Orhan Erinç. Fe- lek'ın gazetecılık mesleğıne katkı- lannın yanında, TGC'nin kurum- sallaşmasında da büyük emeği ol- duğuıu belirterek "Bütün gazetecikrin ustası Fetek'i,bir kezdahase\gi,sa>gıveşükranb anı- yoruz" dedı Burhan Felek adına düzenlenen "Etaan Hizmet Ödüfleri'' dün akşam sahıple- nnı hıldu. Gazetemiz yazarlarmdan Abdülka- dir ^ücelman'ın da aralannda bulunduğu us- ta gazetecilere ödüllen dün gece sunuldu. 3. köprüyü savunduİstanbıü'un mimar belediye başkanı Kadir Topbaş, mevcut köprülerin yetersiz olduğunu belirterek 'Gelecekte 3. belki 4 ve 5. köprüler de gerekecek' dedi tstanbul Haber Servisi - Istan- bul Büyükşehır Belediye Başka- nı Kadir Topbaş, boğaz köprüle- nnın yetersiz kaldığını, gelecek- te 3. belki 4. ve 5. köprülerin ge- rekeceğıni belirterek, köprülere kat çıkma önerisinin dikkate alın- ması gerektığini söyledı. Topbaş, Istanbul Teknik Üni- versıtesı (ÎTÜ) ve TMMOB Şe- hir Plancılan Odası tarafindan ÎTÜ Taşkışla Binası'nda düzen- lenen "29. Dünya Şehircflik Gü- nü Kok>kyumu"nun ardından ba- sın mensuplannın sorulannı ya- nıtladı. Bazı görüşlere göre 3. köp- rü yapılması durumunda kuzey noktalannda yeşil alanlann tahnp olacağınm duşünüldüğünü anım- satan Topbaş, yerel yönetımlenn kentin gehşıgüzel gelışmesine ızın vermemesi gereküğini ancak 3. bır CUMHURİYET ANKARA BÜROSU'NA ÖDÜL 29. Dünya Şehircflik Günü etkinHkkri kapsamında kent kültû- riine. kentlilik bilincine ve bölge pianlama bttüni ile mesleğin bilimsel ve teknik görüşlerine duyarhhk gösteren basın kuru- hışlannı ödûllendirdi fstanbul Teknik Üniversitesi (ÎTÜ) Taş- kışia Yerleşkesi'nde düzenlenen törende gazetemizin Ankara Bürosu da "Kent Pianlama Basın ÖdüHTne la>ık görüldû. köpriinün yapılıp yapılmaması ile kentte gehşıgüzel yerleşım olma- sının ılgisının bulunmadığını dı- le getırdı. Böylece düzenh ve ula- şım problemı olmayan 600 bın konutluk yenı yerleşim alanlan oluşturacaklannı anlatan Topbaş, " Her yıl 400 bin nühıs arüşı olan bir şehirde, müdahale edilmediği takdirde genşigüzel geuşme yine oiacakür. Sadeceköpriinün yapıl- ması bunu tetiklemez. Yönetimle- rin kararfa ve tavizkâr olmavan tavırlannı koymalan gerekiyor. 3. köprûnün tstanbuTu menfi yön- de etkfleyeceğini ben düşünmü- yorum" dıye konuştu Topbaş, 3 köprükonusundals- tanbul Metropoliten Pianlama \e Kentsel Tasanm Merkezi'nde (IMP) bu- çalışma yapılıp yapıl- madığına ılişkin soru üzerine de, bu çalışmanın ılgılı bakanlık ta- rafından yürütüldüğünü anımsa- tarak köprü teklıfi net olarak gel- mediğı ıçın IMP'de konunun he- nüz tartışılmadığını belirtti. Kolokyumda konuşan Şehir Plancılan Odası Genel Başkanı Erhan Demirdizen, şehir plancı- lannın bugüne kadar yapılan ha- talan telafi etmeye çalıştıklarını söyledi. Demirdizen, "İstanbul, hangi büyük yannm adma otursa olsun, hangi büyük istihdam ve kalkmma adına ohırsa nlsıın heha edüemeyecek kadar derin bir ta- rinideğere sahip. tstanbulya biraz sabırh olup plânlı büyüyecek ya dasabıraz davranfi baa büyük ya- tmmlannpeşindensürüldeoecek. Bundan 10-15 yıl sonra bu büyük yannmlann etrafindaki kaçakya- pılaşma sorunlarını tarüşan bir kent obnak durumunda kalacak. tstanbuTuntamammıbüyük, aki- hyapdara stğdmna şansmuzyok" görüşünü dile getırdı. forino 2OO6sat**rxtbnr*h<Heıtk)ertnrtaplctvtkn, 13- !6Subat2006 tarhlerı arastnd» Tonno sehır mtrtezmde 3 yııâBb btr ore/de 3 gece 3gunkanakhtmveTcnno2006KısOimprfatOywlann< yermdesziemeıırAJnınasahectoçakar Kazanan mu&mimojnulan seyahat paketmefclan6ül- 7bmo - tow6u/Mtajn* h—ü•tonı. otei «attıwe*w mnsfefcr. taratemt M»dMgfc Sunubn bu mkanhnn dçmeö mp«jo M haramMr. hOnbul Aütürk HMafenr*n» ubgMn rraaifhn ww, pasapon çtemtea KDV K*npanrxb. laanhn 3da tastasm deimBemez: *J<ÎI*9I para otorat akp WORLDWIDE PARTNERtmtes bu koşuâan kabul etmtf sayttr DOSTLARIERDOST'LABULUŞTU | 'Ilhan, tarihe sığmayacak' ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Yayıncı tl- han Erdost, Mamak Askeri Cezaevi 'nde dövü- lerek öldürülüşünün 25. yılında anıldı. Erdost için dün saat 12.00'de Karşıyaka Mezarlı- ğı'ndakı gömütü başında tören düzenlendı. Törende konuşan Türkıye tnsan Haklan Ku- rumu Vakü Başkanı Vecihi Timuroghı, Atatürk, cumhunyet ve ulus düşmanlığının AKP ıktıdan ile devlet polıtikası haline geldığım vurguladı. Tımuroğlu, "Aziz fihan, sana ve senüı gjbi dev- rim şehiderine söz veriyoruz. Bağunsızhk ateşi- nl emperyalizmin sö- mürgen soluğunda söndürtmeyeceğiz'' dı- ye konuştu. Avukat HaütÇelenk, Er- dost'un öldürülmesı- nin ardından gıttığı cezaevuıde yaşananla- n anlatarak "O vurtse- ver bir avdındT dedı. tlhan Erdost için dü- zenlenen törende dost- lan, "Bir ölü olarak Türkiye coğrafyasına sığmayacak " dediler. Gazetemiz yazan, şaır Ataol Behramoğhı, tl- han Erdost'un, "12 Ey- lül darbesinin insanhk dışı, karanhk ortamın- da, tutukhı oiduğu bir ~~ cezaevi aviusunda, askeri bir araç içinde, zaMm- lerce, barbarlarca kadedildiğini'' söyledi. Er- dost'un kardeşı yayıncı-yazar Muzaffer tlhan Erdost da "Bir ölü olarak Türkiye coğrafyasına stğmayacak. Bir beden olarak, 80 santim eninde- ki bu parsetin içinde Ilhan. Bir ölü olarak tarihe sığmayacak" dıye konuştu. Konuşmalann ardından Erdost'un kızı Alaz Erdost, babası için yazılmış şiirleri okudu. Alaz Erdost babasımn mezanna kırmızı gül bıraktı. DÖRT YTLDIR DEVAM EDtYOR AKSA davası Yargıtay'da ALPERTURGUT Marmara Bölgesı'nde bulunan dünyanın 4. büyük kimyasal entegre sanayi tesisi AKSA AŞ'nin deprem sırasında patlayan zehir tankla- rmdan çevTeye vinil siyanür (ACN) sızması so- nucu kensere yakalandıklanm one sürenlenn şu^ket aleyhine açnklan dava bugün ikinci kez Yargıtay'da temyıze gıdiyor. Aralannda davaya bakan avukat Ayşe Ayde- mir'ın de bulunduğu 44 aileden 189 kışi, 17 Ağustos 1999 gecesi Marmara'yı vuran depre- min ardından AKSA tesislerinden sızan vinil si- yanür nedenıyle kansere yakalandıklanm öne sürdü. Mağdurlar, Aydemir'in öncülügünde bir araya gelerek AKSA AŞ aleyhine 4.4 triryon li- rahk tazminat davası açtılar. AKSA AŞ'nin iş- letme ruhsatının korsan, alınan tedbirlerin de ye- tersiz olduğunu iddia eden mağdurlar ile şirket arasındaki dava yaklaşık 4 yıldır devam ediyor. Yalovalılar, o dönem AKSA tesislerinde yasal zorunluluk olan "sağhk koruma bandnun" bu- lunmadığını ve şirket yöneticilennın depremden 1 yıl önce Yalova'da yapılan "KeotJeşmePlaııı ve Yalova'yı bekleyen depreme hazutk" semınerle- rine "Biz dümanın en büyük 4. entegre tesisiyiz, her tür teknoİojimiz var, bizden kimseye zarar geunez" diyerek temsüci yollamadıklanm öne sürdüler. Şirketi korsan çalışmakla suçlayan mağdurlar, felaket anında 3 ACN tankının yanl- dığını, içındeki buharlaşıcı kimyasal zehirlerin tümüyle havaya, suya, yeralu kaynaklanna ve denize kanştığım iddıa ederek "Yaklaşık 1^00 metreUkiskele kuıhnca, khnyasal nakil boru hat- lart tümüyle tahrip olmuş, diğer tanklardaki kinryasallar 1 ay boyunca denize akmışü. Olay st- rasuıda yapılan acemi müdahalelerie başta sivfl- ler ohnak üzere askerier, itfarye çaJışanlan fleride ACN'ye bağh olarak orta>-a çıkacak kanser vaka- larınuı içine ıtümişti" dıye konuştular, ARAYIŞ TOKTAMŞ ATEŞ Paris'i Kimlep Yakıyop? Geçtiğimiz hafta Paris'te başlayan ve kısa sü- rede tüm Fransa'ya yayılan ve diğer bazı Avrupa ülkeleri yöneticilerinin de uykularını kaçıran olaylar, aslında Avrupa kapitaJizminin ve toplum- sal yapısının alarm zilleriydi. Federal Alman- ya'nın Brandenburg eyaletinin bir yetkilisinin de dile getirdiği üzere; eğer siz bu insanlarla uyum sağlayamazsanız, eninde sonunda patlamalar gerçekleşir ve sizin o "cici rahatınız"(J) kaçar. Avrupa'nın farklı ülkelerindeki göçmen işçiler, çok farklı yapılardan geliyor. Kimisi, eski sömür- ge ülkelerinin halklan. Emperyalist Avrupalı, o adamlann ülkelerine zoria girmiş ve yüzyıllarca o ülkeleri sömürmüş ve ekonomik çıkarlannı koru- mak koşuluyla askerlerini geri çekerken, "laf ol- sun" diyerek o ülkeler insanlanna, "anayurda" getme hakkı vermiş. O günlerin koşullannda bu pek mümkün değildi. Ama ulaşım ve iletişim böyiesine kolaylaşınca, çoluğunu çocuğunu to- parlayan "anayurda" göçmüş. Sonunda "Beyaz Avnıpalı", kendi evinin bazı "odalannda", azınlık kalmış. Buyrun bakalım... Hem adamlar açıkça söylüyor, "Siz benim va- tanıma zoria girdiniz ve kaynatdanmı sömürdü- nüz. Bu zenginlikte benim de payım var. Şimdi hakkımı istiyorum..." Bu türden talepler zoria bastınlmaya «^bala- nınca ve bu insanlar "ikinci sınıf" sayılınca, kıya- met kopuyor. • • • Başka bazı ülkelerde "işgpcü açığı" oiduğu için, istihdam sorunu olan ülkelerin emekçileri resmen davet edilerek ve bando mızıka karşıla- narak getirdildi. Ama kendi akıllannca, "salt iş- gücü" bekleyen kimı ülkeler, şaşkınlıkla (!) ge- lenlerin "insan" olduğunu gördüler. Aileleri olan, beklentileri olan, umutlan ve her şeyden önemli- si, "gururlan" ve "asımilasyona karşı" dirençleri olan insanlar... • • * Nasıl getinlmiş ya da gelmiş oluriarsa olsun- lar; bu insanlann pek çok ortak noktalan vardı. Her ülkede horlanıyor ve bazı ülkelerde kimi dü- zettmeler olsa bile, insan haklanndan önemli öl- çüde yoksun bulunuyortardı. Kimi ülkeler, bu in- sanları asimıle etmeye, yani bir ölçüde uyum sağlamaya çabalarken; kimi ülkeler doğrudan "eritme" çabasına girişmişlerdi. Ancak Batılı'nın gözünde "ilkel" (!) olan bu insanlar, çok eski ve çok büyük kültürîerin birikimine sahiptı. Ne kola- yına uyum sağlıyorlardı ne de kolayına eritilebili- yoriardı. Pek çok Avrupalı için bu durum, geçici bir du- rumdu. örneğin Almanlar, "konuk işçi-gastarbe- iter" diyorlardı. Her türlü ikinci sınıf işi, en düşük ücretlerle yaptırdıktan sonra, bu konuklar evleri- ne döneceklerdi... Fakat başta Fransa olmak üzere, sömürgeci ülkelerin böyle bir umut ve beklentisi yoktu. Bu kara kafalı (!) adamlar, "Siz bizim ülkemize zoria geldiniz ve yüzyıllarca kaldınız. Şimdi sıra biz- de" diyorlardı. • • • Bu insanlar önceleri, o insanlık dışı koşullar- dan pek de şikâyetçi değillerdi. Ücretleri düşük de olsa, bir iş sahibiydiler. Yaşadıklan konutlar standartlann çok gensinde olsa bıle, çoğu kez geldikleri yerdeki konutlanndan daha kötü değil- di. Bileklerine dek kaynar bulaşık suyunun ya da lağımın içinde olsalar bile, kendilerinin ve ailele- rinin kannlan doyuyordu. Zaten çoğu kez Müs- lüman olan bu insanlar, mütevekkildiler ve şükretmesini bilirlerdi. Mukayase ettikleri ya- şam, geldikleri yerdeki perışan yaşamdı. Derken, "ikinci" ve "üçüncü" kuşak gençleri ortaya çıktı. Bunlar atalannın geldikleri yerlerde- ki koşullan bilmiyorlardı, o koşullarda yaşama- mışlardı. Bir "refah toplumunda" dünyaya gel- mişler ve mukayeselenni, yaşadıklan toplumun koşullanyla yapmaya alışmışlardı. Kendilerini as- la ikinci sınıf vatandaş olarak görmüyor ve aile- lerinin geldiği ülkelere dönmeyi, akıllanndan bile geçirmiyortardı. Fakat bunlann varlığı ve hem sayılannın art- ması ve hem de kısmen yaşam kalitelerinin yük- selmesi, Avrupa'da aşın sağı azdırmaya başla- mıştı. Bu insanlarla aniaşma yoluna gidecekleri- ne ve biriikte yaşamanın yollannı arayacaklanna ve bunu içlerine sindireceklerine, baskı yolunu seçtiler. Bu türden ayaklanmalar bugün sona erse bile; yann, bir başka yerde ve bir başka biçimde pat- lak vermeyeceğini, kimse garanti edemez. Yaa- mın başında dile getirdiğim gibi, bunlar Avrupa kapitalizmi ve toplumsal yapısı için çalan alarm zilleridir. Eğer bu alarm zillerini doğru değerien- diremezlerse, ardından çok daha kötü şeyler gelebilir. Bu gençlerin yitirecek çok az şeyi var... * Vicdani retçi AhVTde ? • tstanbul Haber Servisi - Vicdani retçi Halil Sav- f-î da, ifade özgürlüğü ve savunma hakkının engel- lendıöi, kötü muamele gördüğü gerekçesiyle Av- rupa İnsan Haklan Mahkemesi'ne (AÎHM) baş-, (, vurdu. Tekirdağ Askeri Mahkemesi'nde 3 ay 15 ^ gün hapis cezası alan Savda, hem bu ceza hem de asker kaçağı olması nedeniyle aranıyor. Savda, ~~: avukatı aracılığıyla yaptığı açıklamada, "Vicdani retçüeri cezaevi, mahkeme, kaçak hayab kısır- döngüsüne alma politikası uygulanıyor'1 dedi. Kazabiançosu:96ölü • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Emniyet Ge- nel Müdürlüğü'nden yapılan yazılı açıklamaya göre, bayram günleri ve pazar günü dahil, 3-6 Kasım tarihleh arasmdaki 4 günlük tatil süresin-^, ce, Türkiye genelinde 72 trafık kazası meydana * geldi. Yerleşim yerlerinde meydana gelen 40 ka- zada 43 kişınin, yerleşim yeri dışındaki 32 kaza- da ise 53 kişınin hayatını kaybettiği belirtilen açıklamada, 148 kişinin de yaralandığı bildirildi. Kazalar en çok bayramm ikinci ve dördüncü gü- nünde, 12.00-22.00 saatleri arasmda yaşandı. Dündar haciz koydurdu' iddtası • tstanbul Haber Servisi- Gazeteci Uğur Dündar'ın Habertürk ve Ufuk Güldemır'den tazminat karşılı- ğı alacağı olan yaklaşık 26 mılyar lıra nedeniyle Güldemir'in 5 şirkette olan hisselenne haciz koy- durduğu iddia edildi. Habertürk cephesi bazı inter- . net sitelennde yer alan haberi yalanlarken, gerekli açıklamamn yann (bugün) yapılacağı belirtildi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle