14 Kasım 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
8 KASIM 2005 SALI CUMHURİYET SAYFA Tanafsız Anıl Öçal: "Anayasal kuruluşlann, laik cumhuriyeti koruma ve kollama görevlenne, <arşıdevrimcilere ve şeriatçılara karşı t3rafsız olmak' eklemesi yapılmadı ise; tarafsızlık, bir taraf olmak anlamına da geJebilirt" Tei: 0.212.343 72 74 Faks: 0.212.343 72 60Bektrontk posta- de«zsom©cumhuriyetcom.tr 17 - Azerbaycan seçimleri tartışmalıymış... "Ne de olsa kardeş ülke!" UJ an a Bayram kazalannda 90 kişi ölmüş... Demek ki azrail de bayram yaptı! Uyum Ahmet Mete Apak: "Başbakan, r Avrupa'daki Türklere bulunduklan ülkenin siyasi ve kültürel koşullanna entegre olmalannı önermiş. Başbakan da Türkiye koşullanna aılecek entegre olsun. Kontenjan Aysel Ergüney: "Adalet Bakanlığı verilerine göre, cezaevlerindeki tutuklu sayısı son iki yılda azalmış. Demek kı; rektör kontenjanlannda artışa gidilebiliri" BAYRAM trafiğınde ölü sayısı 9O'ı buldu; hastanelerdekı yarahlann durumuna göre ölü sayısı 100'ügeçebilir. Bu bayram tatili dört gündü... Tatil bir haftayı bulsaydı; istatistikler gösteriyor ki ölü sayısı 200'e yaklaşacaktı. En trajik kaza Erzurum'daki olmalı. Otomobil karşı yönden gelen otobüsün altına girip sürüklendıkten sonra şarampole yuvarlanıyor; otomobıldekı dokuz kişi yaşamını yitiriyor. Dünyanın her yerinde trafik kazası olabilir, otomobiller otobüslerin altına girebilir, şarampole yuvarianabılir, ınsanlar ölebilir... Ama bir otomobilde dokuz kişi? Otomobil kaç kişılik? Sürücü, önde bir kışı, arkada üç kişi; toplam beş. Ölen dokuz kişiden beşi çocuk... Çocuklardan birinin arka koltukta oturduğu Trafikdüşünülürse dört çocuk kucakta; emniyet kemeri yok; zaten olsa da fark etmez; otomobil konserve kutusu gibi ezilmiş. Her konuya maydanoz Avrupa Birliği, 9 Kasım'da yayımlayacağı "ılerleme raporu"nda Türkiye'de karayolu güvenliğinin endişe verici olduğundan da söz edecekmiş. Parayla olduğuna göre, dış borç alıp karayollannı düzeltmek, birkaç kat daha asfalt dökmek sorun değil; zaten Başbakan "dubleyol" meraklısı... Peki ya insan unsuru? Bir otomobile dokuz kişi bınilemeyeceğini, kamyon kasasında insan taşınamayacağını, yolcu otobüsünde kapı önüne çuval konulamayacağını nasıl öğreneceğız? Istatistiklere göre Türkiye'deki trafik kazalan Avrupa Birliği ortalamasının altı katıymış. Avrupa Bııiıği vizeyi kaldırsın, Türkiye'de "Avrupa Bayramı" ilan edilsin, 10 gün tatil yapılsın; atlayalım otomobillere; "memlekef'teki akrabalan zıyaret için ver elini Almanya, Fransa, Belçika, Hollanda... Yol güvenliği standartlan mükemmel otoyolları kan gölüne çevirir, 10 gün içinde Avrupa Bırliği'ndeki trafik kazalannı Türkiye ortalamasının altı katına çıkartınz vallahi de bıllahi de! Ön camında "maşallah" yazan otobüslerle; tamponunda "Allah korusun" yazan kamyonlarla toplu ölümlerde rekor üstüne rekor kırarız alimallah! Türkiye'de yol güvenliği endişe vericıymış. Oysa endişe verici olan Türkiye'nin ta kendisi. Karayollan da, yollardaki bakım ve onarım çalışmaları da, sürücüleri de, trafik polisleri de ülkenin aynası. SESSİZSEDASIZ(I) Ato&S Fransa'daki olaylar ve türban yasağı FRANSA'DAKİ göçmen gençlerin sokak saldırılan ıçın Türkiye Cumhuriyeti'nın Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan, olayları okullarda başlatılan türban yasağının fitilledığini söylüyor. Başbakan'ın yorumuna dikkat edilmeli. Paris yakınlannda polis kontrolünden kaçan ve bir trafoya saklanan göçmen gençlerden ikisinin ölmesi, birinin de yaraianması üzerine başlayan ve otomobillerin, dükkânlann yakılmasıyla gelişen olaylar Paris'in göbeğine doğru ilerlıyor. Göçmenlerin birkısmı Müslüman... Müslümanlann bir kısmı türbanh... Hıristiyan veya Müslüman olsun Fransa'daki göçmenlerin büyük bir kısmı kendi dünyalannda yaşıyor ve Fransız politikacılann bir kısmı da göçmenler üzerinden siyaset yapıyor; kimi ırkçılığa varacak jşekilde göçmenleri dışlıyor, kimı oy hesabıyla mavi boncuk dağıtıyor. Ama bizim Başbakan'a göre, olayları Fransız okullanndaki türban yasağı fitıllemış oluyor. Başbakan'ın yorumunu dikkate almak gerek. Çünkü Türkiye'de de laik düzene uyum sağlayamayanlar var; okullarda türban yasağı var... Yüksek Yerilim Hattı erdincutku a yahoo.com TBMM'de hayalet görülmüş., Demokrasinin hayaletidir! 2. Barış ve Tolerans Konferansı Bartholomeos'a 'ekümenik' sıfaü HaberMerkezi -Avrupa Ko- misyonu Başkanı Jose Manuel Barroso, Fener Rum Patriği Buthotomeos ve merkezi New York'ta bulunan Appeal of Conscience Başkanı ve Başha- hamı Arfaor Schneier'in hima- yesinde, "Güneydoğu Avru- pa'da,Kafkasbr'da ve Orta As- ys'da Diyalog'" başüğıyla Swis- sotel'de düzenlenen "2. Banş ve Tolerans Konferansı", 3 se- mavı dırun lıderlennı bir araya getirdi. Bartholomoeos'un "ekümenik patrik" ibaresiyle yer aldığı konferansa katılan dıni liderler, medeniyetlerin ça- tışmaması ve dınlerin şiddete alet edilmemesi çağnsında bu- lundular. Konferansın diinkü oturu- munda konuşan Diyanet Işleri Başkanı AKBar- dakoğlu. dını li- derler olarak di- nın şiddeti haklı göstermediğini şûçlübirşekilde açıklamalan ge- jektiğini belirte- rek"Dinin,tero- rizmin aktöıieri tarafindan kul- lamlamayacağı- nın alünı çiznıek ••bizim görevifflg- kiye Musevileri Hahambaşısı tsak Haleva, "Silahlann saban demiri olarak kullanılacağına, uhıslann savaş sanannı öğren- meye gerek duymayacağına unmdu olan bir inanç disipftnin- den geten ben, bu umutiann ger- çekleşmesini yürekten temenni ediyorum" dedi. Konferansa Papa 16. Bene- dictus, AB Komisyonu Başka- nı Jose Manuel Barroso, BM Genel Sekreten Kofi Annan ve ABD Başkanı George Bush da mesaj gönderdi. 16. Benedic- tus, mesajında. "Banşvehoşgö- rü mesajlan, da>ranışlann git- tikçe kaülaşüğı dünyadasonde- rece önemli me- sajlardır" dıye- rek çözüm ıçin dini liderlerin halklarvedinler arasında işbirli- ği ve diyalog için çalışması gerektiğini kay- detti. Barroso da dünya lider- lerinin bir dıya- loğım odağında bulunduğunu, bu diyaloğun amacının ise ça- tışmalann azal- tılması olduğu- nubildirdi. Bar- roso, diyalog • Bartholomoeos'un 'ekümenik patrik' ibare- siyle yer aldığı '2. Barış ve Tolerans Konferan- sı'na katılan dini lider- ler, medeniyetlerin çatış- maması ve dinlerin şid- dete alet edilmemesi çağ- çabalannda, de ohnah" dedi Konferans programında "ekümenik pat- rik" ibaresiyle yer alan Fener Rum Patriği Bartholomeos da ilki 11 yıl önce düzenlenen kon- feransın sonuç bildirgesinde, di- nin çatışmalara taraf olmaması ıçin çaba gösterilmesi gerektiği- nın vurgulandığını hatırlattı. Dd topluluğun çatışmaya girmesi durumunda, bu toplumlann di- ni liderlerinin de söz konusu \onde sürüklenmelerinin kaçı- nılmaz olduğunu savunan Bart- holomeos, ancak dini liderlerin soğukkanhlıklannı ve tarafsız- lıklannı koruyarak insanlara dogruyu bulmakta yardımcı ol- malan gerektiğini söyledi. Tür- nsında bulundular. ğişim ve top- lumlar arası kaynaşma konusunda 3 semavi dinin liderlerinin büyük sorum- luluğu bulunduğunu vurguladı. ABD Başkanı Bush da me- sajında, eşitliğin tüm insanlar için geçerli prensip olduğunu vurgulayarak "Biz tüm insanla- nn bir arada. banş içinde yaşa- masuıı istiyoruz. Toplumlar arasında düşmanhğın bulun- mamasını isthoruz. İnsanlar arasmdaki kinive anlayış eksik- fiğmi işbirnğhie yok edebiliriz. Bizce, böyte bir drvaloğa ev sa- hipfiğiyapacakTürkh e'den da- ha kkalbir ülke olamazdL Çün- kü Türkiye, kültürler arasmda köprü kuran bir ülkedir" dedi. ÇİZGtLtK KÂMİLMASARACI kamilmasaracittı mynet.com HARBl SEMIHPOROY LArMUK K K4UB4L1K / Al Attl/A \ semihporoya yahoo.com HAYAT EPlK TtlATROSL MLSTAFA BiLGt\ hayatepikuı mynet.com , BE.N Dtfslt BUTÜN BİR tŞ/ADAMIYIM, < CAMIYE GIDER 5 VAKİT PARA TOPLARIM, KAZAYA DA BIRAKMAM!.. ır ı n 1 I i OTOBÜSTEKİLER KEMAL LRGENÇ k_uıyencüı yahoo.com GÖRÜŞ BEDRİBAYKAM TARtHTE BUGÜN MÜMTAZARIKAN 8 Kasun tctctti.ntunUaz-arikan.com Çağdaş edebiyatımızın önde gelen yazarlanndan, Üyemiz SULHİ DÖLEK'i yitirdik. Edebiyat dünyasmın başı sağolsun. TÜRKİYE YAZARLAR SENDİKASI ISLAM KOPRUSUÎ 19OO'OB &U6ÜN, BİR ALMAH DEHGİSİ, İSTANBUL SOĞAZJ'NA yAPILMAK ÜZ£&£ HAZIfiLANMtŞ BİR. ASMA KÖPGÜ TASABlSI YAYlNlAPl. "ILlMSmieBE ZB/TVA/e"'ADU OER£İ, BU KÖPRÜYLE İKİ K(TA- NlN BAĞLANACAĞINI VE ULAÇIM IÇİN OLA6AN- ÜSTÛ BİR OLANAKL YARATlLACASlNI IL£Rİ SUR- Â4ÜŞTÜ. PAPİÇAH ZT. AgOÜLMAMİT ZAA4AN/A/OA YAYIN- LANAM SÖZ tCONUSU 7ASARI, OSM4AJL/L4&'- IN İLSİS/Mİ ÇE/CMEK İÇIM İSLAM MlMARJ- CİHOEN YARA/SLAAIILPIĞl İZl£NİMİNİ VERİ- YOROü. AUCAK O S/RALAe,O£MA/JLI İMPA- RATORJJJĞU BU TlPÖNEelLERİ DHCJCATB ALABiL£CEK PURUM&A DE6İLDİ.. KARTAL 3. AİLE MAHKEMESİ'NDEN EsasNo:2005.50 Davacı Songül Arslan tarafindan davalı Mesut Arslan aleyhine açılan boşanma davasının yapılan dııruşmasında, Davacı Songül Arslan tarafindan şıddetlı geçımsizlık nedenıyle boşanmalarma karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı Mesut Arslan'ın Yavru Sokak No: 10 K. Yalı, Maltepe-lstanbul adresine tebligat göndenlmış, dava dılekçesı ve duruşma günü tebliğ edılememış, zabıta vasıtasıyla yapılan tüm araştırmalara rağmen adresi temin edilememış bulunduğundan, davalının duruşma günü olan 28.09.2005 günü saat 08.45'te mahkememızde hazır bulunması veya kendisini bir vekil ile temsü ettırmesi, aksi halde HUMK'nun 213, 377. maddelen uyannca yoklugunda yargılama yapılarak hüküm verüecegı dava dılekçesi yerine geçerli olmak üzere tebliğ olunur. 01.08.2005 Basın. 37043 Ordu-Siyaset ve Demokrasi İlişkisi Sağ olsun, geçen hafta 9. Cumhurbaşkanımız De- mirel, siyasi hayatında çok zarannı gördüğü müda- halelerin önünü kesmek için, Yavuz Donat'la yaptığı ve Sabah'ta sürmanşete taşınan söyleşisındeki "35. madde kalkmalı" çıkışında gündemi belirlemek ıste- di. Ancak hemalde umduğu etkiyi yaratamadı. Çün- kü dincı gazeteler bile olayı mesafeli izlediler. Gençler için hatırlatalım: Ordunun iç tüzüğünde yer alan 35. madde, ülkenin ve rejimin tehlikeye düş- tüğü anlarda Silahlı Kuvvetler'in Türkiye Cumhuriye- ti'ni "koruma ve kollama" amaayla yönetime el ko- yabileceğini belirtir. Demirel de anlaşılan "demokra- s/° adına bunun yapılamayacağını, ordunun bu göre- vinin ancak meşru iktidann direktifiyle gündeme ge- lebileceğini, aksinin ancak Güney Amerika ülkelerin- de olabileceğıni anlatıyor. Eh, diyeceksiniz ki bu çok demokratik ve özgürlük- çü bir bakış açısı. Ulusal egemenliğin kayıtsız şartsız halkımızda kalmasını isteyen bir beynin, düşünce öz- gürlüğü ve siyasal partilerin etkinliklerini korumak için sarf ettiği mantıklı sözler llk bakışta çok haklı bir ba- kış açısı değil mı? Her ne gerekçeyle olursa olsun, re- jim ve demokrasiye hiçbir şekikle müdahale edilme- mesi.... lyi de alt katmanlara girince bakın neler çıkıyor or- taya: Şöyle bir ömekle başlayalım. "Biz her ne paha- sına olursa olsun, ölüm cezasına ve adam öldürme- ye karşıyız" deriz değil mi? Peki evinize giren bir ca- ni, dört yaşındaki çocuğunuzu öldürmek üzereyse, eli- nizdekı silah, bıçak veya taşla son saniyede onu dur- durmaya çalışırken, üstte yazılı kuralı hatırlamanız mümkün müdür? Ya da "Canını acıtmayayım, başı- na değil, eline vurayım" der misiniz?.. Rejim ve demokrasi ilişkisi de biraz bunu andınr. Her rejim gibi demokrasiler de kendini korur. Oyunun ku- rallannı kabul edenler arasmda oynanan bir oyundur demokrasi. Çünkü birçok düşmanı vardır; dinci teok- ratik veya faşist/anti demokratik veya komünist rejim arayanlar. özgür parlamenter demokratik her rejim, kendini bu tehlikelere karşı demokrasi kurallan için- de korur. ömeğin anayasasıyla, onun "değiştirilme- si teklif dahi edilemeyecek" maddeleriyle, ceza ka- nunlanyla, partiler yasasıyla ve milletvekili yeminleriy- le vs. vs.. Ben de kesinlikle ordunun siyasete kanşmaması gerektiğine inandığım için, maalesef her durumdan kendime vazıfe çıkanp, ters giden olaylara müdaha- le etme yönünde kendime vatandaşlık yetkisi veririm. Partim veya krtle örgütleri aracılığıyla ya da konfe- ranslanmla siyasi alana etkide bulunmaya gayret ede- rim. Demokrasinin tam tarifi de zaten tüm bu çaba- lan teşvik eder. Yani oyun kurallan ile oynanırken ordu siyasetten en uzak noktada duımalıdır. Peki oyunun kurallannı altüst edip, demokrasiyi yok etmek üzere birileri düğ- meye basarsa, o zaman ne olur? Hemen somutlaş- tınp konuşalım: Komünizmin teorik bir etki alanı bile kalmadı, ama diyelim ki "dinci-faşist" bir iktidar elin- deki tüm güçlerini, imtiyazlannı, maddi ilişkilerini, "bü- rokratik" gücünü, ekonomiyi, yerel yönetimleri, bası- nı ve kamuyu idare ederken devreye soktuğu gücü- nü, demokrasiyi yok edip, köktendinci bir toplum ya- ratmak için adım adım kullanırsa? Ülkenin laik, de- mokratik, hukuk devleti olma vasfını altüst edip, reji- mi değiştiımeye, yaşam tarzlannı tehdit etmeye, öz- gürlükleri yok etmeye kalkışırsa? Yani, yargıyı siyasal- laştırmaya, kamu personelini ve eğitimi dinselleştir- meye, Dışişleri yan kadrolannı bile yobazlardan oluş- tuımaya çalışsa, yani ülkeyi en gerici Arabistan ülke- lerine benzetmeye ve tüm siyasal muhalefeti yok et- meye çalışsa. Ülkenin muhalefet partileri de kendi kendilerini nötralize etmişlerse... Bu senaryoda Demirel, Cumhuriyet ve demokrasi belki sonsuza dek son nefesini vereceği noktaya yak- laşırsa, o zamanda aynı sözleri söyleyebilecek mi? Bakın ben böyle bir karanlık tablo oluşursa, örneğin 28 Şubat'ta yaşadığımız bir ince balans ayanyla her şeyin bir ikazla yerli yerine oturtulmasını tabii ki tercih ederim! (Zaten 28 Şubat haklı çıktı, o partinin yobaz- lığı tescil edildi ve kapatıldı.) Zaten 28 Şubat, o mü- dahalenin teorik olarak en yumuşak, en başanlı ve en zararsız olanını simgeliyor. Tek bir cümleyle durumu özetleyeyim: Din siyase- te ne kadar girerse, ordu da o kadar girmelidir. Ne da- ha az, ne daha çok. Demokrasiyi iki ay ya da iki yıl kaybetmeyi, rejim, demokrasi ve özgürlükleri sonsu- za dek kaybetmeye bin kez tercih ederim. Dini siya- sete sokan hiçbir iktidar, teorik olarak bile ordunun si- yasete kanşmasından şikâyet edemez. e-mail: bedbay ; tnn.net - Faks: 0212 227 34 65 BULMACA SEDAT YAŞAYA1S' SOLDA.N SAĞA: 1/Manisa'nnı Turgutlu ilçe- sinde bir kap- 2 lıca. 2/ Köv, grbı 1 2 3 4 5 6 7 8 yerlerde dola- şarak ufak te- fek tuhafiye 6 eşyası satan gezginci es- naf... Demir- yolu. 3/ Işa- 9 ret...Ha\ r aba- sıncı birimi. 4/ Izma- ritgillerden bir ba- lık... Bırnota. 5/Ke- 2 nar süsü... Karanlık. 3 6/ Gözleri görme- yen... Bir ilimiz. II Kapıyı içeriden ve dışandan açıp kapa- mayayarayanvebaş- 8 parmakla basılarak 9 işletilen düzenek... Kır ya da köy yaşamını anlatan kısa şiir. 8/ Şekerli bir içki... Bir bağlaç. 9/ "Kena- nn dilberi nazik de olsa — olmaz" (Nabi). YUKARTOAN AŞAĞIYA: 1/ Nevşehir ilinde turistik bir belde. 2/ Bir nota... Trabzon'daki "Meryemana Manasün"na verilen bir başka ad. 3/ Bulaşıcı bir hastalık... "Sana dün bir tepeden baktım —Istanbul" (Yahya Kemal). 4/ Içinden çıkılması güç durum... Kurnaz, açıkgöz. 5/ Nikel elementinin simgesi... Iskambilde birkâğıt... Bir şeyin esas tutulan yüzü. 6/Bir konu üzerine ya- zılan açıklama. 7/Karakter... ABD'de yayımlanan dünyanın en ünlü mizah dergilerinden bin. 8/ Çok zebirli bir element. 9/Bir zaman birimi... Üstten sa- ğa doğru eğik basun harfi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle