23 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 27 KASIM 2005 PAZAR 12 leyla.tavsanogiu(a cumhuriyetcom.tr 'Banş' dedinmi vatanhainisin KKTC Cumhurbaşkanı MehmetAH Talat'ın eşi Oya Talat, uzun yıllardır verdiğr kadın hakları mücadelesinde hem statükoyu hem departisi CTP'yi karşısında bulntuş f Biz vatan haini değil, tam tersine ülkenin şartlarını iyileştirmek, güzelleştirmek adına çalışmalar yapatt bir grubuz, mesajını vermeyi hedefliyorduk. Türkiye toplumunun yapılanmasıyla Kıbrıs Türk toplumunun yapılanması arasmda genel birfarklılık var. Göreceli olarak daha iyiyiz, diyebilirim. ( Winpeace'in oluştuğunu haber alır almaz temas kurduk. İstediğimiz, Kıbrıs Türk ve Rum kadınlarının da bu çahşmalara dahil edilmesiydi. / Basının, yakınlaşma çabalarına katkıda bulunması lazım. Bu süreçte uyumsuzluğu, farklılıklan değil, uyumu, aynılıkları ortaya çıkarıp işleyebilmesi gerek, diye düşünüyorum.y SÖYLEŞİ LEYLATAVŞANOĞLU Oya Talat KKTC"nin ıkinci Cumhurbaş- kanı Mehmet Ali Talat'ın eşi. Ancak eşi- nın kimüğiy le aıulmayı pek de istemeyen bir kadın Yıllaröncesinden Kuzey KıbnsYurt- sever Kadınlar Birliğı'ni kurnuış. Şimdi baş- kanı Yetkın bir kimyager. Laboratu\r ar sa- hibi. Öteden beri de Kıbns sonınuna çözüm bulunması için uğraş veren kadınlardan bi- risi. Geçenlerdelstanbul'dabirtoplantıyaka- tıldıktan sonra KKTC 'nın tstanbul Başkon- solosu Ayda Soylu'yla birlikte gazetemizi ziyaret etti. Toplumlarda kadınlann rolü ve kadınlann sorunlara çözüm bulmada yak- laşrmlannı konuştuk. Yıllardır kadın hakla- n savunuculuğu yapan Oya TalatTa konuş- mamızşöylegelişti: - Kıbrıs 'ta Yurtsever Kadınlar Biriiği 'ni nasıl kurduğunuzun öyküsünü anlatır mt- sınız? TALAT- Dedığim gibı yükseköğrenımı- mizi bitirip bir grup Kıbnslı Türk kadın ada- ya dönünce. orada kadın hareketinın eksik- İiğıni gördük. Ankara'da ODTÜ'de okur- ken kadınlara özel konularla ilgilenmeye başladığımda zaten sol eğılımli îlerici Ka- dınlarDerneği 'nın (ÎKD) semparizanı ohnuş- tum. 0 günlerde bız Kıbnslı Türklenn Tür- kiye'de kalması, ancak oturma izinleriyle mümkün olabilıyordu. Yabancı uyruklu ol- mamızdan dolayı Türkiye 'deki örgütlere di- rekt üye olamıyorduk. Benim gibi ılgi ala- nını seçmiş olan arkadaşlarla Kıbns'a dö- nünce Yurtsever Kadınlar Birliği'ni kurduk. - İlk kurucular arasmda kimler vardı? TALAT- Hemen aklıma gelen isimlerden birisı Ferdi Bey'in (KKTC Başbakanı Fer- di Sabit Soyer) eşi Durdu Soyer arkadaşımız. Yaklaşık 40-45 kadar bir kadın arkadaş gru- buyduk. Çoğu Istanbul, Ankara, tzmır, Ada- na, Trabzon'dan gelen arkadaşlanmızdı. Hepsı de sol hareket ıçinde besİenmiş, in- sancıl duygularla büyümüştü. Hareketi başlatmamızın ardından ülke- deki kadınlar da bize katıldılar. Büyük baskılar yapUdı - İsmini neden Yurtsever Kadınlar Bir- iiği koydunuz? TALAT - Çünkü bu, ilerici bir hareketti Bir de o dönemde bu hareketi kurmamız. bi- zim vatan hainı gibi algılanmamıza neden olmuştu. Vatan hainı ohnadığımızın ispatı da yurtsever olduğumuzun ortaya konma- sıydı Biz vatan haıni değil, tam tersıne, ül- kenın şartlannı iyileştirmek, güzelleştirmek adına çalışmalar yapan bir grubuz. mesajı- nı vermeyı hedefliyorduk. - Bir de bildiğim kadanyia hareketiniz 1974 öncesine dayanıyor... TALAT-Evet. Ama 1974 öncesıyle 1974 sonrası Kıbns sorununa bakış açırruz arasın- da gerçeklerin getirdiği bir değişiklik söz ko- nusu olda Tophımsal sorunlar, iç politika me- seleleri vardı. Aynca Rumlarla ilişkiler her zaman gündemimizde oldu. Çünkü Kıbns bir ada. Gerçı ulusal bırtakım nedenlerden adayı ıkiye ayırmışız. ama bir adanın ikiye bölünmüş, kalmasının söz konusu olmama- sı gerektiğini de bıliyorduk. Hep de ınsan- cıl bazda politıkalar geliştirilip bu ada bir- leştırilmehdir. dıye bu düşünceyi hep aklı- mızda tuttuk. Dolayısıyla, bu kadın hareke- tiyle kadının toplumda ıyi bir yere sahip ol- ması, demokratik gelişime katkı sağlaması ve kadınlann demokratik yasamda yerleri- ni almalan gerekliligini ön plana çıkanyor, bu sloganlan kullanıyorduk. Ama bu arada önümüze çıkan en büyük engel de sorunlar nedeniyle kapalı bir toplum oluşumuzdu. Kıbns sorununun çözümü, analar olarak bir dahasavaşın yaşanmaması adınabanşın gel- mesi için hep var oluş mücadelesı verdik. Bu çalışmalan biz adım adım, ilmek ilmek Kıb- ns Türk toplumuyla paylaştık. Her anlam- da da tepki topluyorduk. - İyi de niye tepki topluyordunuz? TÂLAT - Eline geçirdiği statüyü koru- mak adına bize karşı olan o günlerin yöne- tirru süreklı anti-propaganda yapıyordu. Ya- ru "Banş" dedin mı vatan hainisin. "Savaş- sz, sömürüsüz bir yaşam" dedin mi vatanın düşmanı ilan ediliyorsun. 19"78-79yıllann- da pahalıhğa karşı yürüyüşler. mıtingler dü- zenlerken, kadına "Aile icindeki yaşamdan çık, toplum içinde yer al", "Çocuklarmnza kreşler açılsm. devlet eüyle denenensin" di- ye çahşmalar yürütürken o zamanın statü- kosu bunlardan hıç hoşlanmadı. Üyelenmi- ze çok büyük baskılar yapıldı. Çoğu kadın arkadaşlanmız işsız kaldı, kimileri tehdit edildı. 1979. 1980. 1981 yıllannda çok ak- tif olan çalışmalanmız giderek bastınldı. Bunlara karşın ülkedeki farkındalıgı ve du- yarlılığı yaratmak adına da bizım kadınlar belki kadro olarak daraldılar, ama çalışma- lanna devam ettiler. Zaman içinde değışık politıkalar izledik. Ama hep politikalan sürekli kılmaya yönel- dik. Dolayısıyla da bu çalışmalar başlangıç- ta daha geniş bir kesime yayılmışken, daral- maya başladığımız zaman kadın hareketi si- yasi partilere mal edilmeye başlandı - Yani siyasipartiler mi Kuzey Kıbrıs 'ta kadın hareketini sahiplendiler? TALAT-Evet, CTP gibi, o zamanki TKP gibi sol eğilimli partilere mal edilmeye ça- lışıldı. Bunun üzenne kadın hareketi bır de bununlamücadeleetmekzorunda kaldı Bu- nu yapanlar da yöneüm kademelerinde olan- lardı. Bizleri belli siyasi gruplann insanlan gibı göstermeye çahşıyorlardı. Üyelenmiz kendı kişisel siyasi eğilımlerine sahıp ola- bilirlerdi. ama biz dernek olarak hep özerk bir kadın hareketi yaratmayı amaçladık. - Peki, bunu basarabildiniz mi? MehmetAH Talatda bu aynmahğıyapü mı? TALAT- Eşim aslında bize hep onay. des- tek veren. anlayışla karşılayan bir yapıdadır. Ama partideki erkeklerin de birpoutjkası var. Biz arkadaşlarla o politikayı salladık. Kota çalışmalan belli bır anlavışla yapıldı. Partiden tepki aldık - Nasıl salladınız? TALAT - Şöyle: "Kadrobrmızda ya daMs- teierinizde kadm olmazsa biz de size oy ver- meyiz" diye çatışmalanmız bile olmuştur. Hatta. parti içınden."Ne bu böyle? Parti düşmanhğı mı yapıhyor?" tepkılen bıle al- dık Hatta, bızim bir grup kadın arkadaşla partili erkek arkadaşlan ya da kadın arka- daşlarla kadın arkadaşlan birbirleriyle tar- tışmaya iten dönemleri bile yaşadık Ben, kadınlann hayatın her alanında ken- di kapasitelenyle eşit ve tam bır katılımı ya- şamalan gerektiğine ınanıyonım Ama şu- nu açıklıkla söyleyebilrrim kı bizım toplum bundan daha hâlâ uzak. Bunu sağlamak ıçrn de çalışmalanmız sürüyor - Türkiye toplumuyla hyasladığımzda ka- dın hareketi olarak daha mı ilerdesiniz, yoksa geriye mi düşüyorsunuz? X\LAT- Türkıye toplumunun yapılanma- sıyla Kıbns Türk toplumunun yapılanması arasmda genel bır farklılık var. Göreceli ola- zeyımiz yüksek. Ama eğitim götürülmesi gereken belli bolgelenmiz var Özellikle Türkiye kökenlı vatandaşlanmızın yerleşti- rildiği bırtakım bölgelerde bu eksiklikleri duymaya başlıyoruz. Bız toplumsal banşı ya- kalavalrm, her anlamda olanakların bölü- şüldüğü, zengınliklerin paylaşıldığı bir or- tama çevırehm ıstiyoruz. Bu hızmetlen ol- mayan yerlere de götürmemn yollannı ara- mamız lazım. Aslında bız kadınlar olarak bun- lan yapmaya çalıştık Hükümete düşen go- rev, bizımle işbırlığı halmde bunlan destek- lemek. Bız Karpaz bölgesinde de kadın ha- reketinı canlandırmak için oralara faaliyet- lenmızi götürdük - Peki, sizden başka kadın örgütleri de bu alanlarda çalışıyor mu? X\LAT - Bızden sonrabaşka kadın örgüt- lenmeleri de doğdu. Ömeğin Üniversiteli Kadınlar Biriiği. Kadınlann Yaşama Destek Derneği ya da sosyal demek olmaktan çık- maya çahşan eskı yapılanmış kadın örgüt- leri gibi örgütlenmeler \-ar. Onlarla ışbırlik- lenmiz \ar. Bu bakış açısını onlarla da pay- laşıyoruz Zaman zaman bu ışbırlıklenmız kesıntiye uğruyor -Neden? TALAT - Çünkü küçük bir toplumuz. Ta- bii ki siyasi yapılanmalar bir şekilde özel- likle seçim dönemlerinde bizleri brrbinmız- den uzaklaştınyoT. Siyasi görüş aynhklan oru- savisı da çok fazla değil zaten. * , - Siz, bir de kadın derneği başkanı ola- rak aile içi siddeti nasıl karşılıyorsunuz? Kıbns Türk toplumunda aile içişiddetyay- gın mı? TALAT - Aile içı şıddet. BM'nin de gün- demine 197O'lı. 1980'li yıllarda girdikten sonra tüm dünyada daha çok konuşulmaya başlananbırolgu Ozellıklede aile içinde ka- dına yönelik şiddet çok gundemde Kıb- ns'ta bizim kadın örgütlennin olaya ilgisı dün- yadaki hareketlenmelerle bırlıkte çok arttı. Her yerde olduğu gibi bu çok mahrem bir konu ve gerçekten de dört duvar arasında ka- lıyor. Çeşitli araştırmalarla bunun tespitini yapmazsanız ortaya çıkmaz Bizim toplum içinde. "Aaa, afle içişiddet mi var?" gibi ce- vaplar almanız mümkündür Yaklaşık 10- 12 yıldır konu>r a du\ arlılıkla yaklaşan bizim örgütümuz, tam ıstatıstıksel bır sonuca var- masa bile anket çalışmalanmız. bızde de tüm ülkelerde olduğu gibı aile içınde hem kadına yönelik şiddet. hem de çocuklara yö- nelik tehdit olduğunu ortaya koyuyor Bun- lann daha aza indınlmesı ve giderek yok edılmesıne yönelik organıze bırçalışmamız olmadı. Ama değışık dönemlerde ola>Tn top- lum tarafuıdan fark edilmesi için bazı çalış- malar yaptık - Örnek verir misiniz? TALAT-Örneğın. ıkı yıl önce 8 Maort Ka- P O R T R E OY4 TALAT 1952, Kıbrıs/Limasol doğumlu. Babasıpo- lis olduğu için ailece Kıbrıs ın pek çok böl- gesini dolaştı. Ortaöğrenımini Magosa Na- mık Kemal Lisesi 'nde. yükseköğrenimini ODTÜFen Edebiyat Fakültesi Kimya Bö- lümü 'nde tamamladı. Öğrencı harekeîle- rinde etkin gö'rev aldı. Kendi anlatımıyla Kıbns gibi bir yerde siyasetten uzakyaşar- ken üniversite yaşamında bu komıdaki ek- sikliğini giderdi. Öğrenciliğinin son yılla- nnda kadm harekethle tatnştı. tlerici Ka- dınlar Derneği vle (ÎKD) vakın çalışmalar yaptı. Kıbrıs a döndüğünde yurtsever Ka- dınlar Biriiği ni kurdu. Üniversite yıllann- da tamştığı, bugiin KKTC nin ikincı Cum- hurbaşkanı olan Mehmet Ali Talat 'la ev- lendi. tki çocuğu oldu Yurtsever Kadınlar Biriiği 'nin çeşitli kademelerinde çalıştıktan sonra başkanlığa seçildı. Dernek faaliyet- lerini ve kimyager olarak profesyonel çalış- masını her zaman sürdürdü. TALAT - Ben bunu yapabildigimizi dü- şünüyorum. Şu anda geldiğimiz aşamada Kıbns Türk toplumu hâlâ erkek egemen bir yapıda. Bu yapıyı zorlayan. sallayan, kadı- nın da toplumda söz sahibi olması gerektı- ğini söyleyen bir düşünce tarzı artık yerleş- mış durumda, bence... Toplumda duyarhlık, geniş bir kadın kesiminin de konuya yakın- lığı var. Biz ilk başta kadın hareketi olarak başladık, ama örneğin bır çevre hareketinin eksikhği nedeniyle o alanda da çalışmalar yürütmek zorunda kalmıştık.. Aynca çocuk haklanyla ilgıli de çalışmalar yapmıştık. Şimdilerde artık çocuk haklan, gençlerîe, çe\Teyle ilgih örgütlenmeler olduğu için ka- dm alanına çekilmiş, bu alana odaklanmış durumdayız. - Peki, bu çalışmalann siyasi dayanağı olması gerektiğini düşündünüz mü? TALAT- Ben buna hep inandım zaten. Top- lum içinde değışik şapkalarla çahsabilirsi- niz. Buna da inanıyorum. Yani Yurtsever Kadınlar Biriiği içinde değişik bölümlerde çalışhm. Ardından başkanlığa geldim. Bü- tün bunlann yani sıra siyasi parti içinde ça- lışmalanm da devam etti. - Yani CTP içinde mi? TALAT - Evet, CTP içinde. Örneğin CTP'de seçilmiş ilk kadın Parti Meclisi (PM) üyesiyim. O seçilmem 1982'de oldu. Daha sonra ilçe yönetim kuruhıüyeliği yap- tım. PM çahşmalarmda bulundum. Ama bi- zim parti içinde kadına karşı aynmcılık da karşımıza çıktı. "Kadınlara karşı a\Timcıhk yapmıyoruz" demelerine rağmen bunu yap- tılar. - Peki, CTP'nin eski lideri olan esiniz rak daha iyiyiz, diyebilirim Ama bu yapı- lanma geleneksel yaşam tarzındadır Ulke- yi idare eden mekanızmaya yansunasında ise eşitiz. Örneğm sizın Meclis'tekı kadın ora- nıyla bizım Meclis'teki kadın oranına bak- tığunızda bu böyle. Bızim olaya bakış açı- mız, sosyal yaşam içinde kadının durumu, idari mekanizmalara yansıyan oranı ile top- lumun örgütlenmesındeki kadın oranının eksiklıği meselesı var Yine de umut vencı bir durumdayız. Bizim çalışmalanmız şu anda hükümetin büyük kanadı olan CTP'ye de yansımıştır Son seçımlerde kadınlara yö- nelik olarak dağıttığımız bıldinlerimiz var. Bunlar tam da kadınbakış açısıyla hazırlan- mıştır. "Bize oy verin, çünkü biz şunu \apa- cağtz" diye.. Onlar doğrultusunda çalışma- lan az da. ağır aksak da olsa yeni hükümet- te görüyoruz. Bakın. Istanbul Başkonsolo- sumuz kadın. Mecüs Başkanımız kadın. Eğı- tim Bakanımız kadın Bürokraside ust mev- küerde de yaygtnlar Örneğin Sosyal Hizmet- ler Dairesi Müdürü. Temel Sağlık Hizmet- len Müdürü kadm Böyle böyle sayılanmız artıyor. Ama bu anlamda Türkiye 'yle kıyas- layamam, çünkü yeterlı bilgim yok. Ama toplumsal yaşam açısından konumumuz da- ha iyi. Çünkü eğitim düzeyimiz daha vük- sek." - Kıbrıs Türk toplumundaki kadının eği- tim düzeyi daha yüksek derken bu nasıl ol- du? TALAT - Örneğin, bizde kadm örgütlen. başka sıvil toplum örgütlen okulöncesı eği- nm, ana-baba eğıtimi gibi konulara çok önem veriyorlar Şu andaki yapılanmamızda bel- li bölgeler hanç en genel anlamda eğitim dü- yor. Bu da çok normaldir Bir Annan Plaru, bir seçim dönemı yaşadık Böyle uzaklaş- malan yaşasak bıle sonradan çok güzel uz- laşılarla bir araya gelmeyı başarabilen insan- lanz Bizde türban oimaz - Biliyorsunuz, Türkiye 'de bir türban ya da sıkmabaş sorunuyaşanıyor. Kuzey Kıb- rıs toplumunda böyle bir sorun var mı? TALAT - Hayır, hıçbir zaman da olmadı. Zaten Kıbns Türk toplumunun özellıği, Ata- tûrk dönemindekı reformlan en kolay haz- medıp uygulamaya rahat ve hızh bir şekil- de sokmuş olmasıdır Çok kültürlülüğe alı- şık. herkesrn birbınne saygı gösterdiğı bir top- lum. Yeniliklere açık. tutucu değil Geçmış- te de öyleydi. Başını kapatmak isteyen olur- sa da onu anla\ ışla karşılıyoruz. - Peki, sizin toplum içinde başını kapat- mak isteyen kadınlar var mı? TALAT-Var Bugün eskiye göre biraz da- ha fazla Toplum içinde başını örtenlenn ço- ğunluğu eskı brr geleneğe uygun olarak bir şalla başlannı örtüyorlar Öte yandan özel- ükle Tüıkrye'dengelen bazı \atandaşlann baş- lan örtülü. Ama daha çok yaşlılar başlannı örtüyor. Gençlerpek değil. Buda yaşam or- tamıyla kazamlan brr davTanış biçımi, diye düşünüyorum. O nedenle de bunun yasak- lanması ya da buna karşı çok ciddi önlem- ler ahnmasını gerektıren bir ortamda yaşa- dığımızı sanmıyorum. Kimsenin kimseyi rahatsız etmeyeceği bir ortamı yaratmak özellikle bız kadınlann görevidir, diye dü- şünüyorum Dedığim gibi. kapalı olanlaraı dınlar Günü konseptıru bunun üzenne kur- duk. Dr. MehmetÇakıa'nınEbnıÇakıcıar- kadaşımızla hazırladığı bir ankete dayana- rak toplumla bu vanlan sonuçlan paylaş- mıştık Polıse, hastanelere gelen şıkâyetleri de toplamaya çalışıyoruz. 1999 ve 2000 yı- hnda iki toplumlu bir çahşmaya katılan ar- kadaşlanmız var Bu, aile içi şiddetle ilgih Fulbright'ıh brr toplantısıydı. Washington Üniversıtesı'nin işbirliğiyle yapıldı. O çalış- madan edindıkleri eğitımle dönen kadın ar- kadaşlanmız bızimle birlikte ortaklaşa ça- lışıyor. 2000 yılından ben gerek kadın ör- gütleri gerek başka örgütler. konu nasıl ku- rumsallaştuTİabılir diye birtakım çalışma- larvapnk. Ama 2000 yılından başlayarak An- nan Planı. onun ardmdan gelen siyasi süreç- ler yine bizim çalışmalan engelledı. Şimdi de bu aile içi şiddet 2002'den beri askıya al- dığımız bir konu gibi görünüyor. Öte yan- dan Istanbul'a aile içi şiddet konusunda bir toplantıya katılmak için geldim. Kuzey Kıb- ns'ta seçımlerden sonra oluşanyönetimın sı- %il toplumla ışbırhğini de bilerek aile içi şid- detı yenıden gündeme getirmek bize de iv- me kazandıracak, diye düşünüvr oruz Bizden devletten bazı arkadaşlar da bu toplanüya ka- tıldı. Dönüşte hep birlikte konuyla ılgıli ku- rumsallaşma nasıl yapılabilır diye hep bir- likte düşünmek üzere buradaki bilgi payla- şımını yaptık. Önemli nokta şu. Bızim ge- rek kadın hareketleri, gerek öbür sivil top- lum hareketleri olarak dünyaya açılmamızm yolu Türkiye üzerinden geçiyor. Bundan sonra uluslararası diyaloğu da geliştirmenin yollannı arayacağız Bızim için çok fayda- lı olduğunu söyleyebilirim. 'Kadın, doğurduğunun öldürülmesini istemez'- Nasıl temaslar yaptınız ve Türkiye'de kadın hareketiyle temaslanmz ne ölçii- de? TALAT - Türkiye'deki kadın hareketiy- le yakından çahşıyoruz. Örneğin Ka-Der"le diyaloğumuz var. Ankara'da Ka-Der'indü- zenlediği uluslararası bir toplantıda, ka- dınlann karar alma mekanizmalannda da- ha etkin olmalan için miUetvekili seçim- lennde kota getırilmesi talepleri ele alın- mıştı. Ben ve Meclıs Başkanımız o toplan- tıya katılmıştık. Toplantıdaki konuşmalar ve sonraki te- maslanmız bir hayli yararlı olmuştu. Bu tür işbirlıklerinı sürdürmek niyetinde ve ıste- ğindeyız. - Sizce sadece kadınlar mı banşa kat- kıda bulunabilir,yoksa kadınlar ve erkek- ler birlikte mi banşa ulaşabilirier? TALAT - Kadınlann banşı sağlaması, en genel anlamda siyasete yapacağı etki ba- kımından çok önemli. Kadınlar banşa da- ha yatkındırlar. Bir kere annedirler. Top- lumun üreticisi, devamını sağlayan unsur- lardır. Doğurduğunun öldürülmesini iste- mez. Evladının koruyucusudur. Kadınla- rm uzlaşı yeteneklerinin erkeklere kıyasla daha fazla olduğu da kesin. Kadınlarbu ye- teneklerinı çok daha kolay kullanabıliyor- lar Öte yandan biz Kıbns'ta ıkı toplumun kadınlan, bundan sonra adada bir daha sür- tüşmeler. çarışmalar çıkmaması için yeni bir banş kültürü oluşturmaya çalışıyoruz. Bır kadın voirüyüşüne katılmıştun. Hiç unutmuyorum. sloganı şöy leydi' "Dürrva yerinden ovnar, kadınlar özgür olsa." Benbuna inanıyorum. Gerçekten de ka- dınlar özgür olsa dünya yerinden oynar. Banşa ınanan Türk ve Rum kadınlann bu- luştuğu çalışmalarda ben hep var oldum. - Kıbns 'ta Rumlann tavrı biliniyor. İki toplum kadınlarının bu toplantıları ba- şanlı oluyor mu? TALAT - Belki en genel anlamda poli- tikalan etkılemekte zorlandı, ama bugün Kıbns Türk toplumunda Annan Planı'na "evef diyenlenn oranı yüksekse, Rum top- lumunda da Annan Planı'na "evet" oyu verenlerin oranı viizde 25 ıse bu toplantı- lann katkısı var Çünkü o plana Rum top- lumunun neden "hayır'" oyu verdiğinin al- tında yatan gerçekleri araştırmak lazım Bız bunu birlikte olduğumuz kadın ar- kadaşlanmızdan daha rahat algılayabıli- yoruz. Toplumlar eğer çekınceleri varsa bir şeye "hayır" derler. lyı bilgılendinl- memişlerse "hayır" der, iyi bilgilendiril- mişse "evet" O\TI venr. Dolayısıyla ben >oizde 25'lık grubun hiç de azımsanacak bır oran olmadığını düşünüyorum. Bu ba- na hâlâ ümıt veriyor. Bu oran artar düşün- cesindeyim. Artrnası için de bu çalışmala- nn daha sık yapılması lazrm. - Peki, bu tür sorunlarda sizce basın na- sıl bir rol oynuyor? TALAT - Basının. yakınlaşma çabaları- na katkıda bulunması lazrm. Bu süreçte uyumsuzluğu. farklıhklan değil, miımu, ay- nılıklan ortaya çıkanp işleyebilmesi ge- rek, diye düşünüyorum. Dünya bu uyumu yakalarsa dünya banşına doğru yürüyüs de artır. Ben buna inanıyonım. - Türk ve Yunan kadınlarının iki ülke arasında barış yolunun önünü açmak amacıyla kurduklan H'inpeace adlı ör- gütle temaslanmz nasıl? TALAT - Winpeace" in oluştuğunu haber alır almaz temas kurduk. tstedığimız, Kıb- ns Türk ve Rum kadınlannın da bu çahş- malara darııl edilmesiydi. Ama o zaman al- dığımız yanıt şu oldu. "Biz, Türk ve\iman kadınlar aramızda- ki sorunları çözmeye çahsırken bir de Kıb- ns sorunuyla uğraşamayız. Kıbns sorunu- nun varhğının aradaki divaloğu bozabfle- ceği gibi bir düşünceye sahibiz." Daha sonra çeşitli toplantılarda Win- peace üyeleriyle karşılaştrk Son toplan- tılanrn da Kıbns'ta yapmalan i}i bir geliş- medir Ama Kıbnslı Türk ve Rum kadın- lann da dörtlü bir çerçeve içinde yer al- malannın yararlı olacağmı düşünüyorum. İki toplumlu kadın gruplan oluşuyorsa dört toplumlu gruplar da oluşabilu-.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle