24 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 27KASIM2005PAZAR 10 P A Z A R Y4ZILARI dishab(S cumhuriyet.com.tr AsyaAsya,duy sesimizi! Foşan, Çin'in güneyinde Hong-Kong ve Makao'yu çevTeleyen Guangdong eyaletinin bir kenti. Pekin'in özellikle geceleri buz kesmeye başlayan soğuğundan sonra, 2 saat 40 dakika süren uçak yolculuğundan eyaletın merkez kenti Guangcou'ya inilince sıcak insanı şaşırtıyor... Millet tişörtlerle dondurma yiyor! Buranın bana göre Pekin'den en önemli farkı motosikletin fazlasıyla kafa ütülüyor olmasıydı... Pekin bisikletinin gözünü seveyim; kimseye zaran olmaz... Burada 7. Asya Sanatlan Festivali yapıldı. Bu satırlan okuduğunuzda bitmiş olacak. Doğrusu zamanımız yoktu ve sokak gösterilerini ne yazık ki ancak televızyonlardan şöyle bir seyredebildik... ABD'nin CIA'sı memleketimizi hep dolayb yoldan vuruyor ve etkısi bizden dolaylı yoldan çıkıyor; bunu zaten biliyoruz, ama ilk kez CIA bizi doğrudan vurdu. Guangdong'a geldiğimiz gün CIA Çin'deki 5 yıldızü otellere saldın yapılacağı ihbannı yapıyor ama bu ihban sonradan gen alıyor. Ama bu da Çin'e yetiyor. Pekin'den birlikte geldiğimiz diğer gazeteci arkadaşla bize bile rahat yok; bi koruma, bi üıtimam sormaym gitsin! Nedense başka yabancı gazeteci de yok; 3 yabancı gazeteci daha varmış ama hiç görülmediler. Hani öyle ki biz iki Türk gazeteci yerelinden geneline televizyonlara, gazetelere bile demeçler verdik; öyle ilgi yani. Trafiğe -ve yabancı olan hemen herkese- kapalı bir caddede bulunan 3 otelin içerisinde gittik geldik; her gidiş gelişte peşimizde gönüllüler, çevirmenler, sorumlular! Onlar mutlu biz de mutlu olalım barı, işimiz ne! Bizden hiçbir yardımı esirgemeyenlerden biri olan gönüllü kızın Ingilizce adı "Türkiye''! "Hangisi" diye sordum. "Şu kuş türü mü yoksa bizim ülkemizin adı mı? Hangisini sevctin de adımızı İngilizce isim olarak aldın?" Her ikisini de seviyormuş; hem hindiyi hem de ülkemizi sevdiğınden ötürü bu ismi almış olmaktan memnun. Dünyanjn bi ucundaki Pekin'den de 2.5 saat uçakla uçuş mesafesi kadar uzak olan geldiğimiz bir yerde Türkiye'ye âşık bir genç kız görmek hoş bir şey. Tembelliği bırakırsam, ona, yani Türkiye'ye çektirdiğimiz fotoğraflan göndereceğün... Sağ olsunlar ricamı kırmadılar, yakınlardaki bir Taoizm tapınağına beni götürdüler. Minibüs onlardandı ve şoför hariç -haliyle- 5 kişiyle oraya gittik. Kungfucu gençler bizim için orada bir de gösteri yaptılar. Foşan, savaş sanatlarının merkezlerinden biri. Hatta meşhur Bnıce Lee'nin de memleketi. Adına bir müze varmış ama zaman olmadığı için ne yazık ki gezemedim. Başka bir etkinlik olduğunda davet edecekler, ben de gidip gezeceğim; söz aldım. En azından oralardan gelirken bol doküman almıştım, eve gelince kanştınp iyi bir yazı çıkannm diye, ama heyhat; Şanghay Havaalanı'nda eli hızlı biri içmde kitap ve CD'den başka bir şey olmayan FOSAN LEVENTULUÇER koca çantayı cebellezi etmeyi başardı... Foşan'da otele yerleşir yerleşmez televizyonu açtım, amacım yerel televızyona göz atıp, kenti bir nebze de olsa tanımak. Açtım ki karşımda Türkiye'nin Pekin Büyükelçisi konuşuyor Itiraf edeyim -bir gece öncesinde de az uyuduğumdan ve uzun bir yolculuk sonrasına da denk geldiğinden ötürü- ilk saniyeler ne olduğunu anlayamadım. dünyamn bi ucundaki ülkenin bi ucundaki kentinin bir yerel televizyonunda Türk bayrağını, Türkçe konuşmayı göriince, bence sizler de görmüş olsanız ilk saniyeler afallardınız. Foşan televizyonu, festivale katılan ülkelerin her birinin büyükelçisiyle Pekin'e aylar öncesinden gelip röportajlar yapıp çekim yapmış. Festivalin harcadığı para bununla da bitmiyor. Foşan, festivale katılan her üÜceye birer çekim ekibi gönderip ülkeler hakkında belgeseller yapmış. Bu belgeseller Güney eyaletlerindeki televizyonlarda sıkça gösteriliyor. Anlayacağınız müthiş bir propagandayı Çinliler bizim için yapıvermiş; biz bütün bunlara para harcasak kim bilir ne kadar para giderdi. Foşan bununla da kahnadı ve Türkiye"den bürokratlar ve milletvekilleri ile Kültür ve Turizm Bakanı Atilla Koç'un da içinde olduğu 13 kişiyi taa Ankara'dan buraya kadar davet edip 5 yıldızlı otellerde ağırladı... Festivalin ilginç olan tarafi bizim açımızdan ilginç: 21 ülke ıle Çin'in Makao ve Hong- Kong Özerk İdare Bölgeleri'nin katıldığı bu festivale Türkiye "gözlemci" sıfatıylakatıldı. Türkiye'ye gelen davet Çin'den. Yeri değil belki ama anımsatmak isterim: Türkiye daha önce de Şanghay Işbirliği Örgütü'nün bir toplantısına benzeri bir sıfatla katıbnıştı... Kısa süre kaldığunız bu sanat festivalinin ıçenğuıin muhteşemliğını anlatmak bu sayfalara yetmez. Ne yazık ki Türk basınında da çok az yer aldı. Hele ki festivalin açılış gecesinin yapıldığı riyatroda her ülkeden gelen sanatçılann sergiledikleri danslann gösterisi unutulacak gibi değildi. Karadeniz'in hırçınlığı Guangdong'un sıcağına az da olsa yenik düşmüş ve hareketler görece yavaşlamışsa da Türkiye'nin Karadeniz danslan da en çok alkış alanlar arasuıdaydı. Tayland'm kukla gösterisi, Çinlilerin dört ayn ve hepsi birbirinden harika olan gösterileri, Pakistanlılann kı\Tak şarkısı eşliğindeki danslan. Japonlann davul gösterisi, Myanmar'm, Butan'ın, Laos'un kısacası Asya'nın bilinmeyen köşelerine kadar her yerden gelen ülke dansçılannın gösterisini bir daha seyretmek zor. Biz 15 Türk o akşam büyük keyif aldık. Türkiye de böylece ilk defa Asya'da düzenlenen böylesi büyük bir uluslararası sanat festivaline katılmış oldu... "Avrupa Avnıpa duy sesimizi* 1 oradaysa ve duymuyorsa. Asya burada ve duymaya hazır. Bir de seslensek. değmeyin keyfimize! leventuhıcerS hotmail. com Maymun davası bitmek bilmiyori harles Danrin'in maymun meselesı hâlâ tartışıhyor, hatta mahkemelerde sürüm sürüm sürünüyor: 1850'denberi! Türlerin Kökeni adlı yapıtıyla gündemden inmeyen, 19. yüzyıldan bu yana en çok tartışılan konulann başında gelen E\rim Teorisi'nin kurucusu Danvin'e ABD'de yine mahkeme yollan görünüyor. Amerikan eyaletlerinde, son günlerde, Evnm Teorisı'ne karşı arka arkaya davalar açılıyor. Bu davalara, Danv in katılamayacağından, torunu Matthevv Chapman onun yerine müdahil olarak dedesinin savunusunu gönüllü yapıyor. Chapman, en son Pennsylvania'daki küçücük Dover kasabası mahkemesinde görülen, 150 yıllık bir davanın konuğuydu. Senaryo yazan ve yönetmen olan torun Danvinin. "Trial of the Monkeys" adlı kitabıysa 2002'den beri çoksatanlar arasındaydı. Torun Danvin, konuya olan yakınlığıyla, Dover'de maymunlan yalnız bırakmadı. Dover duruşmasuıın arduıdan, Kansas eyaleti okullarda "evrinT laflannı mahkeme karanyla yasaklayuıca, Maymun Davası olarak tarihe geçen bu sakızlaşmış konu yine ABD'nin gündemine bir anda oturuverdi. Öyle olunca. bu gelişmeleri sanki birfirsatgibi bekleyen ötekı eyaletlerin dindar ve Cumhunyetçi lobilen, liselenn biyoloji derslennde "Anahsîzhk'' öğreten bu teoriyi tez elden kaldırmak için, seçiLmış temsilcilerini hemen göreve çağırdılar. Indiana eyaletimizin ötekilerden bir şeyi eksık olmadığından, 2006 yılı eyalet senatosu gündeminde göröşülecek ilk tasan olarak maymun meselesi hemen liste başına kondu. Tasanyı Jacksonvüle mebusu Bruce Borders imzaya açmıştı. Eyal«t Valisi Mitch Dankls'ın ise şimdilık yasa tasansuıa gönülsüz olduğu. sorunun bir halkoylamasıyla ele alınmasından yana göründüğü söylenmekteydı. Ancak yasaklama için aynca mahkemeye başvunılması gereldyordu. Anlaşılan o ki, Darwin'in Maymunu'na yine mahlceme kondorlan ve mübaşirleri görüaıecekti. Aslında, Dover'deki dava bir ilk değildi. 1925'te yine, Dover gibi kûçük, fazlasıyla Hıristiyan-E\angelist, beyaz, ırkçı ve muhafazakâr bir kasabada, Tennessee'nın Dayton'unda bir dava görülmüş, lisesınin biyoloji hocası Johm Scopes yargılanmış. mesLeğinden olmuştu. Ardından başk_a yerlerde de "Maymundan mı gekiik. nedir" davalan açıldı. Ama bundan böyle Dayton'un adı Mayzmun Davasıyla birlikte anılatcaktı. Dayton'dan 80 yıl sonra, Dover mahkemesinin sonucu bugüinlerde tellı olacak, olasılıkla bilim yıne kaybedecek. Evrim Teorisı'ne karşı çıkanlann nabzmı ölçeo Beyaz Saray'ın, Bush'un göre\ INDIANAPOLIS MAHMUT ŞENOL süresi bitmeden yasal girişimleri tamamlayıp maymunlan ders müfredatından tamamen çıkartmayı amaçladığı söylentileri de var. ilginç olanıysa, Bush'un Amerikan gazetelerinin siyasi karikatürlerinde bir şempanzeye benzetilmekten kurtulamamasıydı. Başkan Bush, meseleyi Kongre'ye götürüp kökten hallederse, belki 21. yüzyılda evTİm, devrim laflanndan kendini de, Amerikalılan da tamamen kurtaracaktı. Sonra da bütün bunlar, Danvin'ın kuramı ve yapıtlannı okuma zahmetine girmeden, salt onun insanm maymunla olan akrabalığma ait sözlerine takanlann zaferi sayılacaktı. Uzun zamandan beri evrim kuramına karşılık, Amerikan ögrencilerine "intelBgent Desgn" (Akıllı Tasanm) kavramıyla açıklanan "yaradıhşın bilinçli bir elden çıküğı. bir rastiann olmadığı'' öğretilmekteydi. Davalann sonuçlanmasıyla, tıpkı Kansas'ta olduğu gibi, ülkedekı ders kitaplanndan evrim kavramı tümüyle çıkanhnış olacak, yerine Akıllı Tasanm başlığı altında yeni bir kavram konulacaktı. Kilisenin görmek istedıği de bu olmalıydı. Aynı zamanda Mars projesine imza atan NASA'ya ev sahipliği yapan ülkenin. böylesi dinsel bir yaklaşımı kabullenmesi daha akla yatkın geliyordu. Işte. tartışmalar günlerdir bu yönde sürüyor. Tarzan çığhklanyla maymun tartışmalannın tozu toprağı içinde, geçen hafta Purdue Üniversitesi'nin 3 bin kişılik salonuna, Tennessee Maymun Davası" adlı ünlü Broadvvay oyunu gelmez mi? Film ve dizilerden tamdığımız Ed Asner, Sharon Gless'in başrollerini paylaştıklan oyun, sanki zamanuıı bekliyor gibi. muhafazakâr eyaletimizde turnedeydi. Oyun çıkışında seyırcilerin yüzlerinden tepkileri öğrenmek açıkçası zordu. Ancak, eğer bu oyun onlara yeterli ohnadıysa, geriye yapılacak bir şey kalmıyordu. Amerikan muhafazakârlanyla maymuna benziyor ya da benzemiyor olduğumuzu tartışmak yerine, eskilerden kalmış bir şarkıyı Ingilizceye uyarlayıp çalmak aklrnıa geldi. Yirmi yıl kadar öncesinin pop şarkısmı, Engjn Evin söylüyordu: "Ah dede Vab Dede Sen Neymişsiıı Sen!" Evin'in şarkı klibindeyse, sevimli bir şempanze rol alıyordu. Anımsarsmız, Evin'i taklit edip dil çıkaran şempanzeyi... Ne zamandır şempanzeleri görmediğımi düşündüm. sonra! Bu hafta sonu. Chicago'daki büyük hayvanat bahçesine gitsem iyi olacak. Yanıma. Desmond Morris'in Çıplak Maymun adlı kitabını da aldım mı. iyi bir pazar geçırmiş olurum. Leblebi, fıstık da unurulmamalı! msenol34ayahoo.com Noel Babalar rekor kırdı Almanya da 2 binı aşkm Idşı, bir dürrva rekoru larabilmek için Noel Baba kıhğma girdi Rust kentindeki Europe Park eğtenee merkezi, "dünyanın en bûyük Nocl Baba toplanüa" rekorunu kırraak için Noel Baba kılığıyla gelecek olanlara ücretsiz giriş çağnsı yapü. Çağnnın ardından dün kadınlı. erkekn, çocukiu 2 binden fazla kişi parka Noel Baba kılığryla geldi(AFP) Noel öncesinde renkli düşler özlenıi MÜNIH EROLOZKAN lmanya'da artık kış günlerinin kasveti ve hüznü yaşanıyor... Şu günlerde ne o Paris varoşlanndaki yangınlann benzeri bizde de olabilir mi ~ - ^ ~ ^ ^ ~ ~ ^ ^ ~ ~ ~ kuşkusu var, ne de koalisyon ortaklannm yarattığı kriz bu ülkenin derdi. Almanya'nın esas sorunu, giderek büyüyen işsizliğin ve ekonomik krizin neden olduğu tedirginlik! CDU lideri Merkel ile SPD lideri Müntefering, ülke ekonomisini düzeltmek icin."acil* tedbir kararlarmı açıkladılar ya, bundan sonra Alman halkını zor günlerin beklediği anlaşılıyor. Kısacası kimsenin yüzü gühnüyor. Münih'te adım başı rastlanan dılenciler ve sokaklarda yaşammı sürdüren evsızlerle çöplerden yiyecek arayanlann çoğahnası içler acısı gerçekler... Almanya genelinde 100 bini kadın ohnak üzere, 400 binden çok insan sokakta yatıp kalkıyor. Ve bu oran Münih'te çok yüksek!.. Sonbahann solgun renklerinin ardından, kasvetli pazar sabahlan kar görünümlerine tanık olmaya başladık artık... Kış geldi. Münih'in ünlü Marienplatz'ı pazar günlen insansız... Vitrinler daha şimdiden Noel Baba tasvirleriyle donanmaya başladı artık. Ve geçen gün kaşla göz arasında 24 metrelik ünlü çam ağacını 3 saarte meydana dikiverdiler. Üzerinde 2500 adet ampulün ışıltısıyla şimdı Münih'te tekrar romanrik Noel günleri başlıyor... Ancak insanlarda keyif nerede? Ekonomik knzle allak bullak olan ünlü alışveriş merkezleri "Kapanıyoruz" yazılı vitrinleriyle dillere destan Kaufinger caddesine veda ediyorlar! Cumartesileri bu ünlü caddede volta atmaya bayılıyorum. Ortalık turist kaynıyor. Öteden beri kentin sımgesi gibi olan canlı heykellere, Perulu sokak çalgıcılanna ek olarak şehrin tam göbeğine oturtulan 260 tane plastik aslan heykeline biz aylardu" alıştık. Aslmda lösemüi çocuklara yardım fonu için yapılan bu cicili bicili son derece "kttch" plastik aslanlar güya çaktınlmadan Münih'in sembolü olma yolunda... Almanlann ünlü kartal sembolünün yerine aslan figürü yerleştiriliyor! Aynca Almanya'da basılan madeni 2 Avrolann arka yüzündeki kartal sembolü de değişecekmiş! Çıtlatınm. Evet, ince ince kar atıştıran bir pazar ikindisüıde internette postalanma bakarken ilginç bir davet dikkatimi çekiyor. Münih Sinematürk derneğinm yeni başkanı Margrit Lindner "Türk tavernası Diyar'da hafta sonlan Türk fîfanleri gösteriyoruz, bekteriz" dıyor. Kım gitmez? Can sıknıtılı bir pazan renklendirmek icin Ostbahnhof yakınlanndaki Diyar'a gidip, hafif karartılmış lokantanm bir köşesinde AüfYılmaz'ın "Eğreti Geün"ıni seyrediyorum. Bir anda bizim Ege'ye gidip geliyorum sanki. Bir pazar ikindisinde bu güneşsiz ülkede insan ancak düşler kurabilir. Assos'un ve Cunda'mn akılda kalmış imajlanyla daha sonra buz gibi bir havayı soluyarak Balde meydanına doğru yürüyorum. Bu rezil havada sokakta yaşayanlara hayret etmemek elde değil. Ve sonra ünlü Wittelbacher köprüsünün altında. paçavTalar içinde titreyen ve ateş yakıp ısman evsizlere bakıyorum... Yaşarmn acılı yüzü her şey... Ardından iki adım ötedeki köhne Zoozie bara dalıp kendime bir kadeh sarap ısmarlıyorum. Noel kapıda. Noel öncesinde ise düşler kurmak ne güzel değil mi? erolozkan66(a hormaiLcom Sülün Osman şimdi olsa çok iyi iş yapardı T Ter şeyin satıldığı bir devirdeyiz. Aİ Her gün yeni bir satış ilanı veya haberi görüyoruz. Hele sizler... Ne kolay satılıyor değerler, ilkeler ve verilen sözler. Verilen bir söz nasıl mı satılır? Aynı sözü daha fazla ödeyene vererek... Namus bir kez elden gittiyse neler satılır neler... Ah Sülün Osman, ah! Sen şimdi yaşasaydm daha neler satardın neler... tsveç de Suudi Arabistan'a askeri radar sistemini satacak. Suudi Prens Hazretleri Abdullah Stockholm'e geldiğinde bizzat tsveç Kralı evsahipliği etti. Bu prens, ülkesinin Savunma Bakanı yarduncısıydı. Ama soylu ya. Acımasız bir diktatörlük üzerine kurulan, şenat düzeni ile Amerikan yalakalığının, pararun sesi (ya da hışırtısı) yüzünden. petrol şıkırtısı nedeniyle mis gibi anlaştığı bir soy'un temsilcisiydi. Pandalann filan soyu tükenir ama bunlannki asla... îsveç anayasası, demokratik düzenle yönetihiıeyen veveya savaş içinde olan ülkelere askeri malzemelerin ve sılahlann satıhnasmı yasaklıyor ama, hangi kuralın ne zaman uygulanacağı, kapitalizmin ahlak anlayışnıda son derece kapalı bir kutu, dibi noktasız bir soru ışaretı Geçen yaz da Pakistan'ın diktatörü Müşerref burada büyük törenlerle karşılanmış ve aynı radar sistemi konusunda anlaşmaya vanlmıştı. Sivil toplum örgütlerinin protestolan. tatil zamanınm mayhoşluğundaki liderlerin herhangi bir tepkısine yol açmamıştı. Birkaç yıl önce, sosyal demokrat Başbakan Göran Persson, yanrnda ilgili bakanlar ve özel sektörün kodamanlan olarak Pekin'e gitmiş ve Çin'i, "Bölgenin en istikrartı ülkesi" olarak öven bir yağlamada bulunmuştu. Çin, sağlam bir pazar çünkü; olay çıkaran banş dernekleri filan yok. Persson da ülkesini "pazarlanuşü'". Daha sonra Stockholm'de katıldığım bir basın toplantısmda kabine müsteşanna, Çin ile olan ekonomik ilişkilerde, bu ülkede insan haklarmın ihlal edıliyor ohnasımn ve her yıl yüzlerce kişinm idam edilmesının neden herhangi bir rol oynamadığını sormuştum. STOCKHOLMK GÜRHANUÇKAN O zaman bana gülerek, "Çin Avrupa Biıüği'ne girmek istenüj'or ki" demişti. Devamı bir soru sorma çabam derhal pişkin gazeteciler tarafından engellenmişri. Sosyal Demokrat Işçi Partisi -burada kısaca sosyal demokratlar denir- önceki hafta sonu, dört yılda bir düzenlenen ve genel başkan seçilen kurultayını yaptı ve Göran Persson, rakipsiz larak 4 yıl daha görevlendirildi. Persson, îsveç ekonomisuıdeki iyi gidişin devam ettiğini ve ülkede özel şirketler için son derece elverişli bir ortam olduğunu söyledi. O şirketler ki, yeterince kar elde edemedikleri zaman derhal personel kısnıtısına giderler. Yamızca bu yıl yaklaşık 100 bin kişi bu nedenle kapuun önüne konuldu. Örneğin Ericsson, bu yılm 3. çeyreğiyle ilgili raporunu yayımladı ve büyük bir kar artışı olduğunu gösterdi. Borsada hisse senetlerinin değeri derhal arttı ve hissedarlara kârdan pay dağıtıldı. Hangi kârdan? Daha önce yalnızca îsveç"te 62 bin kışinin işten çıkanhnasıyla gerçekleşen gider azalışından. Ortam iviymiş diyor, haspam. Hay sevsinler seni. Resmi işsizlik yüzde 5, açık işsizlik, yani, geçici programlarla işsizken işsız gösteribneyen insanlar da dahil olunca elde edilen miktar yüzde lO'u geçiyor. Ama şirketler iyi ya. Electrolux, cırt diye Vasteras'taki fabrikasını kapatıyor ve işyerini, işgücünün daha ucuz olduğu Macaristan'a taşıyor. Kentin en önemli iş olanağı yok oluyor ve binlerce kişi işsiz kahyor. Üstelik aynı şirket, geçen Noel'de çalışanlanna tebrik kartı göndermiş ve fabrikanın kazancmrn artmasmdan dolayı teşekkür etmişti. Ortam iyi, Sayın Başbakan. Çok iyi. Genel müdürler, akıl almaz ücretler ve bonuslarla çalışıyorlar ve başanlı olamayıp atılsalar bile. burada "paraşüt" denilen büyük tazminatlarla geleceklerini garantiye alıyorlar. Hâlâ çıkıp îsveç modelinden söz edenler olmuyor mu... Kapitalizmin, küresel sömürünün tek model olduğunu bazılan ne zaman anlayacak çok merak ediyorum... _
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle