14 Kasım 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 18 KASIM 2005 CUMA HABERLER Leyla Şahin davasında Türkiye'yi savunan Alpaslan, olayın perde arkasını anlattı: BIR BAKEVL4 Yasak savunmasını Gülistedi SERVER TANİLLİ ÎLHANTAŞO ANKARA - Başbakan Recep Tay- yip Erdoğan ın "utema"ya sorulma- sı gerektiğini savunduğu türbanlı Ley- la Şahin'in AlHM'deki davasında Türkiye'nin savunmanlığuu yapan Şükrü Alpaslan, olaylann perde ar- kasını anlattı. AJpaslan, türbanın ka- mu alanlannda takılmamasına iliş- kin sa\immayı dönemin Başbakanı Abdullah GüTün istediğini bildirdi. Alpaslan. istenkse Şahin'in ilkokul- dan ihbaren eğitimde türban kullanıl- ması yönündeki dostane çözüm öne- risı yoluna gidilebileceğinin anımsa- ülması üzerine ise Gül'ünbunu "saç- ma" bulduğunu kaydetti. AKP'nin iktidara gelmesinin hemen ardından 19 Kasım 2002 tarihinde daire önündeki Şahin dosyası için sa- vunma yaptığını anımsatan Alpas- lan, yapılan savunmanın ana hatlan- • Şahin dosyası özelinde iktidann yaklaşımını değerlendiren avukat Alpaslan, "Gül, Şahin'in önerisinin 'Türkiye'de ilkokuldan başlamak üzere eğitim hayatında türbanın her aşamada serbest bırakılması şeklinde' olduğunu duyunca, 'Hayır, olmaz öyle saçma şey' diyerek bizim yapacağımız savunmanın yapılmasını uygun görmüş" dedi. nı "Devtetin iç hukuku anlaakh. O tarihe kadar Anayasa Mahkemesi ve Danıştay'ın aldığı kararlar ve Türki- ye'nintemeHnioluşturan anayasal fl- kekrilelaiktiğinvebunlannülkeaçı- sından önemi anlaüldr sözleriyle açıkladı. Bugünkü iktidarüyelerinın "Bundan haberdar değffiz" demele- rine olanak olmadığını vurgulayan AJpaslan, o döneme ilişkin şu aynn- tıyı anlattı: "Bizzat o bölümün başındaki (sa- vunmanın hazniandığı yer) büyükel- çi, dönemin Başbakanı ve Dışişleri Bakaıu Abdullah GüTe gitti. SaMin- manın ana haüannı aktardı. Siyasi açıdan uygun gönnesi durumunda, hiçbir savunma \-apmavabilecegimi- zi, hatta bu aşamada dostane çözümii kabul edebileceğimizi aktanh. Bunun üzerine Saym Gül, dostane çözümün ne olduğunu sormıış. Leyla Şahin'in önerisinin' Türkiye'de ılkokuldan baş- lamak üzere eğitim hayatında türba- nın her aşamada serbest bırakılması şeklinde.' olduğunu duyunca,' Hayır, olmaz öyle saçma şey' diyerek bizim yapacağımız savunmanın yapriması- nı uygun görmüş." 'EşİNİYEBAŞVURDU?' Avukat ŞükTÜ Alpaslan, Erdoğan'ın AtHM'yi otorite kabul etmediğine ilişkin açıklamalanyla ilgili olarak REJİM İLK KEZ İKTİDARIN SALDIRISINA UCRUYOR' ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - CHP Grup Başkanvekili Kemal Ana- dol, Başbakan'in "ulema" açıklama- sıyla anayasanın TC'nin niteliklerinin belirlendiği "değiştirilemez" madde- lerini hedef aldığım belir- terek "HerhakfearnkKnm kentinidebaşkentflaneder- ler" dedi. Türkiye'de reji- min ilk kez iktidann saldı- nsma uğradığını belirten Anadol, siyasi partiler ve tüm toplum kesimlerini Türkiye'ye sahip çıkmaya çağırdı. CHP'nin hukukçu milletvekilleriy- le düzenlediği toplanüda konuşan Ana- dol, "Acaba Türkiye Şahin'in açnğı davayı kaybetseydi, Başbakan,Dışişle- ri Bakanı ve Mecüs Başkaıu, böyle te- CUMHURİYET KADINLARI ERDOĞAN'A TEPKİLİ Cumhuriyet Kadınlan Derneği Ge- nel Başkanı ŞenalSanhan Erdoğan'ın açüdamalarının Cumhuriyetin temel ilkelerini yok saymak olduğunu bil- dirdi. Ülkemizde kadmlan özel ve toplumsal yaşam içinde var eden en önemli ilkenin laıklık olduğunu vur- gulayan Sanhan, "Bu gerçeği sapta*- makveülkemizilaikhukuksistemin- VAN'DAKİ HUKUK CİNAYETİNİN SORUMLULARINA ÇAĞRI... Yüzüncü Yıl Üniversitesi Genel Sekreter Yardımcısı Enver Arpalı 4 ay önce tutuklandı. Soruşturma, tutuklama tarihinden de epey öncesinde başlamış olmasma karşın, Enver Arpalı'nın cezaevinde intihar etmesine kadar sonuçlandınlmadı. Soruş- turmayı yürüten yetkililerce, ağır suçlann zanlısı olarak kamu- oyuna deklare edilen Enver Arpalı, dört ay süresince özgürlü- ğünden yoksun bir şekilde, en doğal hakkı olan, yargıç önüne çıkma hakkına ulaşmayı bekledi. Bu uzun bekleyişe yüreği daha fazla dayanamadı. Onur ve saygınlığının daha çok örse- lenmemesi için, kendisi hakkındaki soruşturmayı, yetkililerden ümidini kestiğinden yine kendisi sonuçlandırdı. Enver Arpa- lı'nm bu trajik ölümünün hemen ardından telaşa düşenler, ay- larca beklettikleri soruşturmayı, Enver Arpalı dışındaki zanlı- lar yönünden ne hikmetse bir günde bitiriverdiler. Soruşturma- yı, Enver Arpalı'nın intihar ederek bitirmesi mi bekleniyordu? Bu trajik ölüm, bir hukuk cinayetidir. Hukuk devletinde, is- ter bakan olsun, ister savcı, ister yargıç, ister işsiz, ister zanlı. herkes hukuk karşısında eşittir. Bu hukuk cinayetinin sorum- luluğunu taşıyanlar, başta Adalet Bakanı Cemil Çiçek ohnak üzere, Van Cumhuriyet Başsavcısı Kemal Kaçan, Van Cum- huriyet Savcısı Sezgin Kanmaz, tutuklamaya ve tutuklamanın devamına karar veren yargıçlar, kamuoyuna tatmin edici açık- lama yapmak zorundadırlar. Bu açıklama, soyut, sıradan, ge- nelgeçer ifadelerle geçiştirihnemelidir. Kamuoyunun böyle bir açıklama bekleme hakkı vardır. Ya- şadığımız bu hukuk cinayeti nedeniyle görevlerinden derhal is- tifa etmeleri ise kamu vicdanının sesini duyup duymamalan- na bağlı olacaktır. Av. Akın Atalay, Av. Bülent Utku, Av. Tora Pekin, Av. Barış Aybay, Av. Ahmet Dindar, Av. Ahmet Güngör, Av. Mustafa Kemal Güngör. Av. Hanefi Yıldız, Av. Aycan Tekeş, Av. Hasan Çağlayan. Av. Hatice Erdoğru, Av. Şebu Aslangil. Av. Ergin Cinmen, Av. Özgür Mert Balcı, Av. Çağatay Yılmaz, Av. Özden Özdemir, Av Banş Yılmaz, Av. Ali Kemal Okay, Av. Hüseyin Gazi Büyükçınar. Av. V il- s«o Akbaş. ise "Madem AtHM'nin vereceği ka- rar kabul edilmeyecek. Abdullah Gül'ün eşi niçin önce başvurup son- ra geri çekiyor? AİHM'nin vereceği karann hiçbir değeri yoksa nhe gidip başvunıyorlar? Onu sormakfca/mı.İti- razın reddi yönünde değü de Leyla Şahin lehine karar çıksaydı yer yerin- den oynann" dedi. Başbakan Erdoğan' in "din ulema- sı" sözünün dil sürçmesı olmadığına işaret eden Alpaslan. "Bu, takryyenin yansımasıdır, esas karakterinde ya- tan şey budur. llemaya sorulduğu za- man yönetimin adı laik cCumhuriyet olmaz. Fark etmeden ağzından ka- çan bir sözdür" dedi. Alpaslan, Leyla Şahin dosyası için türban sınırlamasının savunulması- na AKP'nin iktidara geldığı günler- de karşı çıkılmamasının nedenini "İk- tidara çok yeni gehnişlerdL Böyle bir riski göze alamadılar o zaman. 'Sa- \-unma yapılmasın' djyemedfler" söz- leriyle açıkladı. Davamn temyiz edilip Büyük Da- ire'ye gelmesi üzerine ise savunma yaphnlmadığını kaydeden Alpaslan, "45 dakikahk savunma süresinin 9 dakikası kuDanıldı. Bu bir tercihti. ama 9dakikada hiçbirşey söylenemez. Şimdilerde arok bazı şeyieri göze al- maya başladılar. Hiç savunma yap- manuş olmamak için yabuzca süreç anlaübyor. Laiklik Okesinin söz konu- su oktuğu başvıırularda çokçekhnser, hiçbir çerçeveye sığmayan, çok kısa, sadece olay lann dile getnüdiği savun- malaryapılryor. Savunma yapmama- ya yakın bir tabJo" diye konuştu. laş içinde 'bu karar bireyseldir. bizi bağlamaz' dejTporayaburayasaktıra- cak mıydı? O zaman hemen rektörle- re baskı yapılacak, üniversitelerdeki türban yasagı kaldınlacaktT diye ko- nuştu. AtHM'nin "dinule- masmdangörüşatarak" ka- rar verdiği varsayıldığında, bir kışinin "inancım gere- ğiikincieşabnak istiyorum" ya da "inanctma göre faiz haram,faizkaldınlsın" di- yerek AlHM'ye başvurması ve mah- kemenin de bu yönde kararvermesi du- rumunda toplum yaşamınm ne hale geleceği sorusunu yönelten Anadol, "Başbakan ateşle oynamaktadır. Ül- keyitoplumsal kargaşaya sürükhlyor" görüşünü dile getirdi. den döndürmek isteyenler, kaduılar üzerinden ve esas olarak onlan köle- leştirmek istemi Qe türban kavgasnu, özgürtük mücadelesi olarak sunnıaya çataşmaktadu*" dedi. Sanhan, kadın- lar olarak "şeri hukukun" yeniden yapılandınhııası istemlerine ve huku- kun siyasallaştınlmasına karşı ısrar- la mücade edeceklerini belirtti. Başbakan konuşuyor Aldf Beki düzeltiyor • Erdoğan: Bayram değil seyrandeğil (rektörlerin Çankaya'ya davet edilmesi) • Beki: Sorumın yeri ve zamanını kastetti ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)- Başbakan'ın, AİHM'nin türbanla il- gıli, "Mahkemenin söz söyieme hak- kı yoktur, söz sö\1eme hakkı ulema- nmdır'' sözlerini aradan 1 gün geç- tikten sonra düzelten Başbakanhk Sözcüsü AkifBekL Erdoğan'ın u dü- zeltmecisi'' olarak çalışıyor ve açık- lamalannın hemen tümünde de suçu basının üzerine aüyor. Erdoğan tarafindan geçen haziran- da göreve getirilen eski Kanal 7 An- kara Temsilcisi Akif Beki'nin, Erdoğan'ın sözleriyle ilgi- li bugüne kadarki bazı dü- zeltmeleri şunlar: Başbakan 15 Kasım 2006: Erdoğan. Danimar- ka'da AtHM'nin rürban ka- ran için "Bu konuda mah- kemenin söz söyleme hak- kı yoktur, söz söyleme hak- kı ulemanındır" dedi. Beki 16 Kasım: Sözle- re ilişkin kamuoyunun tep- kisi yükselınce Beki "Baş- bakan'm dümevi hukuk ab- nma giren birdüzenlemenin, din büginlerine bırakıfana- sı gerektiğini söyiemesi söz konusudegildir,ohnamışür da. Bazı gazetelerde maksadı aşan birşe- kilde haberveTOrumlaryapümışar " dedi. Başbakan 6 Kasım: Başbakan Almanya'ya giderken uçakta gazete- cilere Fransa'daki olaylann etkenle- rinden birinin başörtüsü yasağı ol- duğunu söyledi. Beki 8 Kasım: Erdoğan'ın söz- lerinin tepki çekmesi üzerine Beki, Başbakan'ın konuyla ilgili genel ve bütüncül bir değerlendirme yaptığı- nı, bu ifadenin gazetecilerin bir yo- nımu olduğunu söyledi. Başbakan 24 Ekim: Erdoğan. Kuveyt ve Yemen'e giderken düzen- lediği basın toplanusında, Cumhurbaş- kanı Ahmet Necdet Sezer'in, rektör- leri 29 Ekim resepsiyonuna davetiy- le ilgili soruya, "Baİan, bu sorunun muhatabı ben degilim. Soruyıı mu- hatabma sorarsanervi olur,bir. IkL ada- ma derler ki ba\ram değfl seyran de- ğfl_" yarutını verdi. Beki 26 Ekim: Beki, konunun ka- muoyu gündemine oturmasını "bek- ledikten sonra" yaptığı açıklamada. Başbakan'ın, "Bayram değil, seyran değfl" diyerek, sorunun yer ve za- manlamasını kastettiğini söyledi. Başbakan 5 Eylül: Gazeteler- de, Erdoğan'a atfen Itah/an "LaRe- pubbüca" gazetesınde "AB üe ilişki- lerimizi keseriz" haberleri çıktı. Beki 6 Eylül: Beki ertesi gün açık- lama yaparak "'AB ile ilişkilerimizi tamamen keseriz' sözü Başbakan'a ait degildir. Haberin geri kalanı doğ- rudur. ama bu söz muhabirin yoru- mudur" dedi. Başbakan 5 Eylül: Irak Cum- hurbaşkanı Ccbü IalabanL birgaze- teye verdıği röportajında Erdo- ğan'a, ''Öcalan yandaşlan- na telefonla talimat veriyor, engeDemiyorsunuz" dediği- ni, Erdoğan'ın da kendisine "Danokra9bu* ce\-abını ver- diğini açıkladı. Beki 7 Eylül: Talabani'nin sözlerinin gündem yaratma- sı üzerine açıklama yapan Beki. Erdoğan'ın diyaloğu hahrlamadığını bildirdi. Başbakan 10 Temmuz: Başbakan ABD dönüşü ata- dığı isimlenn Sezer tarafin- dan nedensiz veto edıldiğini savunarak "Artık u/laşma aramaktanvazgeçtim, karar- namemi gönderip kaprya çılap açıklayacağım" dedi. Beki 12 Temmuz: Başbakanlık Şözcüsü Beki ise, Erdoğan'ın söz- lerinin yanlış anlaşıldığını ve uzlaş- ma kültürüne her zaman önem ve- rildiğini sa\iindu. Beki. "Sohbetsı- rasmda söytenen bazı sözferin yanbş kaytledimiş ohnasndankaynaldanan bir sorun var" dedi. Yargıtay, Erdoğan'ın 'ulema' açıklamalannı değerlendirdi Başsavcı Ok: Anayasal sistem hedefalınamaz ANKAR4 (Cumhuriyet Bürosu) - Yargı- tay Cumhuriyet Başsavcısı NuriOk, AlHAl kararlan eleştırilirken hukuk dışma çıkıl- maması gerektiğini vurgulayarak "Hele ana- yasal sistem, çağdaş ve uygar yaşam, demok- ratik Cumhuriyetimizin laik devietve hukuk yapısryia çağdaş değerler hedef ahnmama- h" dedi. Ok. "Sorumlu me\ kiinde olanlann çok daha duyarh ve dikkatli oimalan, yük- lendilderi görevin gereğidir'' diyerek Başba- kan Recep Tayyip Erdoğan'a ısim vermeden gönderme yaptı. Başsavcı Nuri Ok, üstü kapalı olarak Er- doğan'ın "din ulemasT sözlerini değerlen- dirdi. Başsavcı, AlHM'nin türban davasın- da aldığı kararla ilgili olarak siyasi parti mensuplan- nın görüşleri ve açıklamalannı görev leri gereği izledik- lerini kaydetti. "Elbette kesinleşnüş mahkeme karar- lan eieştnüebflir, bu bağJamda yerflebOir, övülebiür de" diyen Ok. şunlan kaydetti: "Demokrasi özgür düşünce ve özgür tarüşma orta- mını sağlayan yegâne sistemdir. AÎHM kararlan da eleştiri dışında degildir. Türbanla ilgili karan da elbet- te hem hukukçular, hem siyasetçiler nem de yurttaşlar tarafindan değerlendirilecek ve eleştirilebi- lecektir. Değerlendirme yapıhrken, eleştiri yönehiHrken hukuk dışma çıkdmamah." Demokrasmın kendısinı savunma ve ko- ruma hakkının mevcut olduğunun tartışma- sız kabul edildiğini kaydeden Ok, "Anaya- saımz ve kanunlannıızda koruma imkân ve araçlan aynntıh olarak gösterflmiştir. TehB- ke ve sakhn merkezlerine göre hukuk kural- lan vaz edümiştir" dedi. Ok, siyasi partilerin tüzük ve programla- n ile eylemlerini, anayasa ve Siyasi Partiler Yasasf nın oluşturduğu yasal temelden ha- reketle ve görevlerinin gereği olarak kesin- tisiz bir şekilde izlediklerini belirterek şun- lan söyledi: "Bu çerçevede siyasi tslanun simgesi ola- rak takıldıgı uhısal yargı organlan kararlanyla da ka- bul edilen türbana, üniversitelerde konulan yasagın in- san haklanna ve din özgüıiüğune aykm olduğu iddiasry- la açılan davarun AİHM'de reddedinnesi üzerine baş- lablan ve sürdünılen tarnşma ve değerlendirme orta- nundasiyasipartilerin kurumsal vekişiselgörüşleri, fle- ri sürdükleri düşünceler ve beyanlan bu aşamada ön- cekOerle birhkte değerlendirmiş buhuımaktavız." Bir Yangının Eşiğinde... Avrupa Insan Haklan Mahkemesi'nin (AİHM), tür- ban konusunda yeni karannı bekledığimiz günlerde, tereddüt içinde değildik. AİHM, son temyizde, Ley- la Şahin'in dosyasına eğildiğinde, herhalde daha önce verdiği karan çerçevesinde düşünecek ve baş- vuaıyu reddedip Türkiye devletinı haklı bulacaktı. Üniversrtede, eğitim karnusal bir ortamda verilmek gerektiğinden, laik ilke önemli idi; aşırı dinci hareket- lerin oltasına tutulmuş olan ve siyasal bir simgeye dö- nüşmüş türbana o ortamda yer yoktu. Nitekim, yüksek mahkemenin karan bu yokja ol- du. Söz konusu karar, en başta AKP'nin, türban ipo- teğinden kurtulmak için bir firsattı, bu arada, yüzler- ce türbanlıyı da üstlerindekı baskıdan azat edecek- ti. Aynca, partiler bir okuldur aynı zamanda, bu ka- rara bakıp bir çığır açabilecekti. Oysa ne okju? Partinin troykası, ilk günden saldınya geçti. Okurtar günlerdir sergilenen fikir adına saptırma- lan bildiklerinden, onlan burada tekrarlamanın anla- mı yok. Ama şu sahtekâriığı da hatırlatmalı: Türban, başör- tüsü ile -kasıtlı olarak- kanştırılıyor. Kuran'daki örtün- me tavsiyesi yüzyıllann akışı içinde, örflere kanşmış, çeşitli biçımlere bürünmüsrür. Türban ise 6O'lı yıllar- da başta Mısır'da ve 7O'lı yıllarda da Iran'da, Islam- cı gericilığin bir üniformaya dönüştürüp dünyaya ih- raç ettiği bir salgındır ve bize de bulaşmıştır: Aktör- leri de Millı Selamet Partısı, Refah, Fazilet, şimdi de AKP'dir. Başörtünün tersine, türban dınsel ve simge. Gerici politikacılar ve kalemler, bu ikisini birbirine kanştırıp önümüze sürüyortar. Yıne de AKP'yi temsil edenlerin AlHM'nin son ka- ran karşısında tavırian şaşırtıcı oldu: İktidara geldik- leri tlk günden Avaıpa Birliğı'ne girmek aşkı ile yanıp tutuşan bir partinin, Avrupa sısteminin tepedeki bir mahkemesinin karan karşısında böylesi bir tepki duy- ması çelişme değil mı? Ne var ki, görünenin arkasında gerçek şu idi: AKP ve başındaki Tayyip Erdoğan, bir siyasal çıkar adı- na halkı oyalamak için, AB yaniısı oyunu oynuyordu. Milli Görüş eğitiminden geçen AKP'lilerin hedefi, Is- lam yaşamı idi ve onu ülkeye yaymakt. AB'nin de tem- sil ettiği laiklik ve demokrasi onlann gözünde bir araç- tı. Şimdi bu açıkça ortaya çıkıyordu. Başbakan'ın, Danımarka'da birkaç gün önce söy- tediği, "Türbanda söz hakkı AlHM'nin değil, ulema- nın, Islam aydınlannındır" sözleri, bir foyanın nokta- lanışıdır. Bir kişinin ve bir partinin, AKP'nin! Bu foyaya bakıp Avrupa'nın da "battal" damgası- nı vuracağı günler uzakta degildir... • Tek tehlike bu mu? Kurumlann art arda çökertilişi korkunçtur. Birkaç gün önce katledılen bir sevgili hocanın, Pro- fesör Göksel Kalaycı'nın arkasından yükselen şu ya- kınmaya bakınız: "Bizi böyle bir toplumsalyapıya ge- tiren, böyle bir sağlık politikası yürüten, doktorlara güvenmeyen, bilgiyi ve eğitimi kötüleyen, üniversi- teleri toplum gözünde değersizleştirmek için bilinç- li çaba gösteren, belki de bütün bunlann sonunda her türtü saldırgan eğilimlerin gerekçetendirilmesiiçin zemin oluşturan yönetim anlayışına isyan ediyoruz." Kimler bu yönetim anlayışını getirenler? Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi'nin gerici yatağı ol- mastnın önüne çıkan bir yüzakı hocadan, Profesör Yücel Aşkın'dan öç almak için, bir oynanan da şu oldu: "Tartışmalı" bir yolsuzluk soruşturması için ge- nel sekreter yardımcısı Enver Arpalı, dört ay önce tutuklanmıştı. Ama o günden beri, dava açılmamış- tı. Bunu onuruna yediremeyen Arpalı da intihar etti; onu "hukuksuzluk öldürdü". Bir ay önce içeri alınan rektöre de aynı muamele yapıldı ve sağlığını yitirmek üzere. Son anda uyandılar ve dava açıldı... Bu insanlık dışı oyunu oynayanlar kimlerdir? Bir de Güneydoğu'da olup bitenler Arka arkaya cinayet işleniyor. Konuyu lafa boğmayalım: Şemdin- li'de ve arkasından Yüksekova'da ve Hakkâri'de PKK yeni bir iktidar denemesi ıçindedir. özetle, bir yangı- nın içine itiliyoruz. Kürt-Türk, hepimiz uyanmalıyız!.. Vakinn 1 destek f manşeti • ANKARA (Cumhuri)«t Bürosu) - Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ın AÎHM'yle ilgili sözleri, "yükselen tepkiler" üzerine kendi sözcüsü tarafindan önceki gün "düzeltilirken" dinci Vakit gazetesi "Erdoğan'ın sözlerinin kamuoyunun yüzde 90'uıın desteğini aldığını" manşetine taşıdı. Gazete dünkü sayısına "Erdoğan'a destek yüzde 90" manşetini atarken Erdoğan* ın sözlerinin kamuoyundan ve muhalefetten "büyük destek gördüğünü" savundu. Gazete haberinde "Erdoğan'a besleme basuı ile oy oranı yüzde lO'lara düşen CHP'den başka tepki gösteren olmadı" denildi. ŞiPin, Yargrtay'a başvurdu • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -Anavatan Partisi Istanbul Millervekili Emin Şirin, Başbakan'ın türban konusundaki açıklamalanyla ilgili olarak Yargıtay'dan görüş sordu. Şirin, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcüığı'na gönderdiği yazıda, Erdoğan'ın sözlerinin, "Anayasa Mahkemesi'nin, Refah Partisi ve Fazilet Partisi'ni kapatma davalanndaki gerekçeli kararlanyla karşılaştınldığmda, anayasamn laiklik tarifine uygun olup olmadığı" hakkında görüş istedi. Şirin, "dini ulemadan görüş alınarak mahkeme kararlanrun bu görüşlere göre verilmesini istemenin" mevcut anayasaya uygun olup olmadığını sordu. AKP ambtentii test MecSs'te • ANKARA (AA) - CHP Adana Mılletvekili Tacidar Seyhan, Adana'da bir ilköğretim okulunda, öğrencilere AKP amblemli test kâğıdı dağıttığı öne sürülen öğretmen hakkında soruşturma açılıp açılmadığını sordu. Seyhan, Çelik'in yanıtlaması istemiyle Meclis'e sunduğu önergesinde, Seyhan ilçesi Anafartalar İlköğretim Okulu öğrencilerine, AKP amblemli test kâğıdıyla ödev yaptınldığının tespit edildiğini belirterek bu öğretmenin görevine neden devam ettiğini öğrenmek istedi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle