Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 18 KASIM 2005 CUMA
HABERLER
Leyla Şahin davasında Türkiye'yi savunan Alpaslan, olayın perde arkasını anlattı: BIR BAKEVL4
Yasak savunmasını Gülistedi
SERVER TANİLLİ
ÎLHANTAŞO
ANKARA - Başbakan Recep Tay-
yip Erdoğan ın "utema"ya sorulma-
sı gerektiğini savunduğu türbanlı Ley-
la Şahin'in AlHM'deki davasında
Türkiye'nin savunmanlığuu yapan
Şükrü Alpaslan, olaylann perde ar-
kasını anlattı. AJpaslan, türbanın ka-
mu alanlannda takılmamasına iliş-
kin sa\immayı dönemin Başbakanı
Abdullah GüTün istediğini bildirdi.
Alpaslan. istenkse Şahin'in ilkokul-
dan ihbaren eğitimde türban kullanıl-
ması yönündeki dostane çözüm öne-
risı yoluna gidilebileceğinin anımsa-
ülması üzerine ise Gül'ünbunu "saç-
ma" bulduğunu kaydetti.
AKP'nin iktidara gelmesinin hemen
ardından 19 Kasım 2002 tarihinde
daire önündeki Şahin dosyası için sa-
vunma yaptığını anımsatan Alpas-
lan, yapılan savunmanın ana hatlan-
• Şahin dosyası özelinde iktidann yaklaşımını değerlendiren avukat Alpaslan, "Gül,
Şahin'in önerisinin 'Türkiye'de ilkokuldan başlamak üzere eğitim hayatında türbanın her
aşamada serbest bırakılması şeklinde' olduğunu duyunca, 'Hayır, olmaz öyle saçma şey'
diyerek bizim yapacağımız savunmanın yapılmasını uygun görmüş" dedi.
nı "Devtetin iç hukuku anlaakh. O
tarihe kadar Anayasa Mahkemesi ve
Danıştay'ın aldığı kararlar ve Türki-
ye'nintemeHnioluşturan anayasal fl-
kekrilelaiktiğinvebunlannülkeaçı-
sından önemi anlaüldr sözleriyle
açıkladı. Bugünkü iktidarüyelerinın
"Bundan haberdar değffiz" demele-
rine olanak olmadığını vurgulayan
AJpaslan, o döneme ilişkin şu aynn-
tıyı anlattı:
"Bizzat o bölümün başındaki (sa-
vunmanın hazniandığı yer) büyükel-
çi, dönemin Başbakanı ve Dışişleri
Bakaıu Abdullah GüTe gitti. SaMin-
manın ana haüannı aktardı. Siyasi
açıdan uygun gönnesi durumunda,
hiçbir savunma \-apmavabilecegimi-
zi, hatta bu aşamada dostane çözümii
kabul edebileceğimizi aktanh. Bunun
üzerine Saym Gül, dostane çözümün
ne olduğunu sormıış. Leyla Şahin'in
önerisinin' Türkiye'de ılkokuldan baş-
lamak üzere eğitim hayatında türba-
nın her aşamada serbest bırakılması
şeklinde.' olduğunu duyunca,' Hayır,
olmaz öyle saçma şey' diyerek bizim
yapacağımız savunmanın yapriması-
nı uygun görmüş."
'EşİNİYEBAŞVURDU?'
Avukat ŞükTÜ Alpaslan, Erdoğan'ın
AtHM'yi otorite kabul etmediğine
ilişkin açıklamalanyla ilgili olarak
REJİM İLK KEZ İKTİDARIN
SALDIRISINA UCRUYOR'
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
CHP Grup Başkanvekili Kemal Ana-
dol, Başbakan'in "ulema" açıklama-
sıyla anayasanın TC'nin niteliklerinin
belirlendiği "değiştirilemez" madde-
lerini hedef aldığım belir-
terek "HerhakfearnkKnm
kentinidebaşkentflaneder-
ler" dedi. Türkiye'de reji-
min ilk kez iktidann saldı-
nsma uğradığını belirten
Anadol, siyasi partiler ve
tüm toplum kesimlerini Türkiye'ye
sahip çıkmaya çağırdı.
CHP'nin hukukçu milletvekilleriy-
le düzenlediği toplanüda konuşan Ana-
dol, "Acaba Türkiye Şahin'in açnğı
davayı kaybetseydi, Başbakan,Dışişle-
ri Bakanı ve Mecüs Başkaıu, böyle te-
CUMHURİYET KADINLARI
ERDOĞAN'A TEPKİLİ
Cumhuriyet Kadınlan Derneği Ge-
nel Başkanı ŞenalSanhan Erdoğan'ın
açüdamalarının Cumhuriyetin temel
ilkelerini yok saymak olduğunu bil-
dirdi. Ülkemizde kadmlan özel ve
toplumsal yaşam içinde var eden en
önemli ilkenin laıklık olduğunu vur-
gulayan Sanhan, "Bu gerçeği sapta*-
makveülkemizilaikhukuksistemin-
VAN'DAKİ HUKUK CİNAYETİNİN
SORUMLULARINA ÇAĞRI...
Yüzüncü Yıl Üniversitesi Genel Sekreter Yardımcısı Enver
Arpalı 4 ay önce tutuklandı. Soruşturma, tutuklama tarihinden
de epey öncesinde başlamış olmasma karşın, Enver Arpalı'nın
cezaevinde intihar etmesine kadar sonuçlandınlmadı. Soruş-
turmayı yürüten yetkililerce, ağır suçlann zanlısı olarak kamu-
oyuna deklare edilen Enver Arpalı, dört ay süresince özgürlü-
ğünden yoksun bir şekilde, en doğal hakkı olan, yargıç önüne
çıkma hakkına ulaşmayı bekledi. Bu uzun bekleyişe yüreği
daha fazla dayanamadı. Onur ve saygınlığının daha çok örse-
lenmemesi için, kendisi hakkındaki soruşturmayı, yetkililerden
ümidini kestiğinden yine kendisi sonuçlandırdı. Enver Arpa-
lı'nm bu trajik ölümünün hemen ardından telaşa düşenler, ay-
larca beklettikleri soruşturmayı, Enver Arpalı dışındaki zanlı-
lar yönünden ne hikmetse bir günde bitiriverdiler. Soruşturma-
yı, Enver Arpalı'nın intihar ederek bitirmesi mi bekleniyordu?
Bu trajik ölüm, bir hukuk cinayetidir. Hukuk devletinde, is-
ter bakan olsun, ister savcı, ister yargıç, ister işsiz, ister zanlı.
herkes hukuk karşısında eşittir. Bu hukuk cinayetinin sorum-
luluğunu taşıyanlar, başta Adalet Bakanı Cemil Çiçek ohnak
üzere, Van Cumhuriyet Başsavcısı Kemal Kaçan, Van Cum-
huriyet Savcısı Sezgin Kanmaz, tutuklamaya ve tutuklamanın
devamına karar veren yargıçlar, kamuoyuna tatmin edici açık-
lama yapmak zorundadırlar. Bu açıklama, soyut, sıradan, ge-
nelgeçer ifadelerle geçiştirihnemelidir.
Kamuoyunun böyle bir açıklama bekleme hakkı vardır. Ya-
şadığımız bu hukuk cinayeti nedeniyle görevlerinden derhal is-
tifa etmeleri ise kamu vicdanının sesini duyup duymamalan-
na bağlı olacaktır.
Av. Akın Atalay, Av. Bülent Utku, Av. Tora Pekin, Av. Barış Aybay, Av. Ahmet
Dindar, Av. Ahmet Güngör, Av. Mustafa Kemal Güngör. Av. Hanefi Yıldız, Av.
Aycan Tekeş, Av. Hasan Çağlayan. Av. Hatice Erdoğru, Av. Şebu Aslangil. Av.
Ergin Cinmen, Av. Özgür Mert Balcı, Av. Çağatay Yılmaz, Av. Özden Özdemir,
Av Banş Yılmaz, Av. Ali Kemal Okay, Av. Hüseyin Gazi Büyükçınar. Av. V il-
s«o Akbaş.
ise "Madem AtHM'nin vereceği ka-
rar kabul edilmeyecek. Abdullah
Gül'ün eşi niçin önce başvurup son-
ra geri çekiyor? AİHM'nin vereceği
karann hiçbir değeri yoksa nhe gidip
başvunıyorlar? Onu sormakfca/mı.İti-
razın reddi yönünde değü de Leyla
Şahin lehine karar çıksaydı yer yerin-
den oynann" dedi.
Başbakan Erdoğan' in "din ulema-
sı" sözünün dil sürçmesı olmadığına
işaret eden Alpaslan. "Bu, takryyenin
yansımasıdır, esas karakterinde ya-
tan şey budur. llemaya sorulduğu za-
man yönetimin adı laik cCumhuriyet
olmaz. Fark etmeden ağzından ka-
çan bir sözdür" dedi.
Alpaslan, Leyla Şahin dosyası için
türban sınırlamasının savunulması-
na AKP'nin iktidara geldığı günler-
de karşı çıkılmamasının nedenini "İk-
tidara çok yeni gehnişlerdL Böyle bir
riski göze alamadılar o zaman. 'Sa-
\-unma yapılmasın' djyemedfler" söz-
leriyle açıkladı.
Davamn temyiz edilip Büyük Da-
ire'ye gelmesi üzerine ise savunma
yaphnlmadığını kaydeden Alpaslan,
"45 dakikahk savunma süresinin 9
dakikası kuDanıldı. Bu bir tercihti.
ama 9dakikada hiçbirşey söylenemez.
Şimdilerde arok bazı şeyieri göze al-
maya başladılar. Hiç savunma yap-
manuş olmamak için yabuzca süreç
anlaübyor. Laiklik Okesinin söz konu-
su oktuğu başvıırularda çokçekhnser,
hiçbir çerçeveye sığmayan, çok kısa,
sadece olay lann dile getnüdiği savun-
malaryapılryor. Savunma yapmama-
ya yakın bir tabJo" diye konuştu.
laş içinde 'bu karar bireyseldir. bizi
bağlamaz' dejTporayaburayasaktıra-
cak mıydı? O zaman hemen rektörle-
re baskı yapılacak, üniversitelerdeki
türban yasagı kaldınlacaktT diye ko-
nuştu. AtHM'nin "dinule-
masmdangörüşatarak" ka-
rar verdiği varsayıldığında,
bir kışinin "inancım gere-
ğiikincieşabnak istiyorum"
ya da "inanctma göre faiz
haram,faizkaldınlsın" di-
yerek AlHM'ye başvurması ve mah-
kemenin de bu yönde kararvermesi du-
rumunda toplum yaşamınm ne hale
geleceği sorusunu yönelten Anadol,
"Başbakan ateşle oynamaktadır. Ül-
keyitoplumsal kargaşaya sürükhlyor"
görüşünü dile getirdi.
den döndürmek isteyenler, kaduılar
üzerinden ve esas olarak onlan köle-
leştirmek istemi Qe türban kavgasnu,
özgürtük mücadelesi olarak sunnıaya
çataşmaktadu*" dedi. Sanhan, kadın-
lar olarak "şeri hukukun" yeniden
yapılandınhııası istemlerine ve huku-
kun siyasallaştınlmasına karşı ısrar-
la mücade edeceklerini belirtti.
Başbakan konuşuyor
Aldf Beki düzeltiyor
• Erdoğan: Bayram değil seyrandeğil (rektörlerin Çankaya'ya
davet edilmesi) • Beki: Sorumın yeri ve zamanını kastetti
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)-
Başbakan'ın, AİHM'nin türbanla il-
gıli, "Mahkemenin söz söyieme hak-
kı yoktur, söz sö\1eme hakkı ulema-
nmdır'' sözlerini aradan 1 gün geç-
tikten sonra düzelten Başbakanhk
Sözcüsü AkifBekL Erdoğan'ın
u
dü-
zeltmecisi'' olarak çalışıyor ve açık-
lamalannın hemen tümünde de suçu
basının üzerine aüyor.
Erdoğan tarafindan geçen haziran-
da göreve getirilen eski Kanal 7 An-
kara Temsilcisi Akif Beki'nin,
Erdoğan'ın sözleriyle ilgi-
li bugüne kadarki bazı dü-
zeltmeleri şunlar:
Başbakan 15 Kasım
2006: Erdoğan. Danimar-
ka'da AtHM'nin rürban ka-
ran için "Bu konuda mah-
kemenin söz söyleme hak-
kı yoktur, söz söyleme hak-
kı ulemanındır" dedi.
Beki 16 Kasım: Sözle-
re ilişkin kamuoyunun tep-
kisi yükselınce Beki "Baş-
bakan'm dümevi hukuk ab-
nma giren birdüzenlemenin,
din büginlerine bırakıfana-
sı gerektiğini söyiemesi söz
konusudegildir,ohnamışür da.
Bazı gazetelerde maksadı aşan birşe-
kilde haberveTOrumlaryapümışar "
dedi.
Başbakan 6 Kasım: Başbakan
Almanya'ya giderken uçakta gazete-
cilere Fransa'daki olaylann etkenle-
rinden birinin başörtüsü yasağı ol-
duğunu söyledi.
Beki 8 Kasım: Erdoğan'ın söz-
lerinin tepki çekmesi üzerine Beki,
Başbakan'ın konuyla ilgili genel ve
bütüncül bir değerlendirme yaptığı-
nı, bu ifadenin gazetecilerin bir yo-
nımu olduğunu söyledi.
Başbakan 24 Ekim: Erdoğan.
Kuveyt ve Yemen'e giderken düzen-
lediği basın toplanusında, Cumhurbaş-
kanı Ahmet Necdet Sezer'in, rektör-
leri 29 Ekim resepsiyonuna davetiy-
le ilgili soruya, "Baİan, bu sorunun
muhatabı ben degilim. Soruyıı mu-
hatabma sorarsanervi olur,bir. IkL ada-
ma derler ki ba\ram değfl seyran de-
ğfl_" yarutını verdi.
Beki 26 Ekim: Beki, konunun ka-
muoyu gündemine oturmasını "bek-
ledikten sonra" yaptığı açıklamada.
Başbakan'ın, "Bayram değil, seyran
değfl" diyerek, sorunun yer ve za-
manlamasını kastettiğini söyledi.
Başbakan 5 Eylül: Gazeteler-
de, Erdoğan'a atfen Itah/an "LaRe-
pubbüca" gazetesınde "AB üe ilişki-
lerimizi keseriz" haberleri çıktı.
Beki 6 Eylül: Beki ertesi gün açık-
lama yaparak "'AB ile ilişkilerimizi
tamamen keseriz' sözü Başbakan'a
ait degildir. Haberin geri kalanı doğ-
rudur. ama bu söz muhabirin yoru-
mudur" dedi.
Başbakan 5 Eylül: Irak Cum-
hurbaşkanı Ccbü IalabanL birgaze-
teye verdıği röportajında Erdo-
ğan'a, ''Öcalan yandaşlan-
na telefonla talimat veriyor,
engeDemiyorsunuz" dediği-
ni, Erdoğan'ın da kendisine
"Danokra9bu* ce\-abını ver-
diğini açıkladı.
Beki 7 Eylül: Talabani'nin
sözlerinin gündem yaratma-
sı üzerine açıklama yapan
Beki. Erdoğan'ın diyaloğu
hahrlamadığını bildirdi.
Başbakan 10 Temmuz:
Başbakan ABD dönüşü ata-
dığı isimlenn Sezer tarafin-
dan nedensiz veto edıldiğini
savunarak "Artık u/laşma
aramaktanvazgeçtim, karar-
namemi gönderip kaprya çılap
açıklayacağım" dedi.
Beki 12 Temmuz: Başbakanlık
Şözcüsü Beki ise, Erdoğan'ın söz-
lerinin yanlış anlaşıldığını ve uzlaş-
ma kültürüne her zaman önem ve-
rildiğini sa\iindu. Beki. "Sohbetsı-
rasmda söytenen bazı sözferin yanbş
kaytledimiş ohnasndankaynaldanan
bir sorun var" dedi.
Yargıtay, Erdoğan'ın 'ulema' açıklamalannı değerlendirdi
Başsavcı Ok: Anayasal
sistem hedefalınamaz
ANKAR4 (Cumhuriyet Bürosu) - Yargı-
tay Cumhuriyet Başsavcısı NuriOk, AlHAl
kararlan eleştırilirken hukuk dışma çıkıl-
maması gerektiğini vurgulayarak "Hele ana-
yasal sistem, çağdaş ve uygar yaşam, demok-
ratik Cumhuriyetimizin laik devietve hukuk
yapısryia çağdaş değerler hedef ahnmama-
h" dedi. Ok. "Sorumlu me\ kiinde olanlann
çok daha duyarh ve dikkatli oimalan, yük-
lendilderi görevin gereğidir'' diyerek Başba-
kan Recep Tayyip Erdoğan'a ısim vermeden
gönderme yaptı.
Başsavcı Nuri Ok, üstü kapalı olarak Er-
doğan'ın "din ulemasT sözlerini değerlen-
dirdi. Başsavcı, AlHM'nin türban davasın-
da aldığı kararla ilgili olarak siyasi parti mensuplan-
nın görüşleri ve açıklamalannı görev leri gereği izledik-
lerini kaydetti. "Elbette kesinleşnüş mahkeme karar-
lan eieştnüebflir, bu bağJamda yerflebOir, övülebiür de"
diyen Ok. şunlan kaydetti:
"Demokrasi özgür düşünce ve özgür tarüşma orta-
mını sağlayan yegâne sistemdir. AÎHM kararlan da
eleştiri dışında degildir. Türbanla ilgili karan da elbet-
te hem hukukçular, hem siyasetçiler nem de yurttaşlar
tarafindan değerlendirilecek ve eleştirilebi-
lecektir. Değerlendirme yapıhrken, eleştiri
yönehiHrken hukuk dışma çıkdmamah."
Demokrasmın kendısinı savunma ve ko-
ruma hakkının mevcut olduğunun tartışma-
sız kabul edildiğini kaydeden Ok, "Anaya-
saımz ve kanunlannıızda koruma imkân ve
araçlan aynntıh olarak gösterflmiştir. TehB-
ke ve sakhn merkezlerine göre hukuk kural-
lan vaz edümiştir" dedi.
Ok, siyasi partilerin tüzük ve programla-
n ile eylemlerini, anayasa ve Siyasi Partiler
Yasasf nın oluşturduğu yasal temelden ha-
reketle ve görevlerinin gereği olarak kesin-
tisiz bir şekilde izlediklerini belirterek şun-
lan söyledi: "Bu çerçevede siyasi tslanun simgesi ola-
rak takıldıgı uhısal yargı organlan kararlanyla da ka-
bul edilen türbana, üniversitelerde konulan yasagın in-
san haklanna ve din özgüıiüğune aykm olduğu iddiasry-
la açılan davarun AİHM'de reddedinnesi üzerine baş-
lablan ve sürdünılen tarnşma ve değerlendirme orta-
nundasiyasipartilerin kurumsal vekişiselgörüşleri, fle-
ri sürdükleri düşünceler ve beyanlan bu aşamada ön-
cekOerle birhkte değerlendirmiş buhuımaktavız."
Bir Yangının Eşiğinde...
Avrupa Insan Haklan Mahkemesi'nin (AİHM), tür-
ban konusunda yeni karannı bekledığimiz günlerde,
tereddüt içinde değildik. AİHM, son temyizde, Ley-
la Şahin'in dosyasına eğildiğinde, herhalde daha
önce verdiği karan çerçevesinde düşünecek ve baş-
vuaıyu reddedip Türkiye devletinı haklı bulacaktı.
Üniversrtede, eğitim karnusal bir ortamda verilmek
gerektiğinden, laik ilke önemli idi; aşırı dinci hareket-
lerin oltasına tutulmuş olan ve siyasal bir simgeye dö-
nüşmüş türbana o ortamda yer yoktu.
Nitekim, yüksek mahkemenin karan bu yokja ol-
du.
Söz konusu karar, en başta AKP'nin, türban ipo-
teğinden kurtulmak için bir firsattı, bu arada, yüzler-
ce türbanlıyı da üstlerindekı baskıdan azat edecek-
ti. Aynca, partiler bir okuldur aynı zamanda, bu ka-
rara bakıp bir çığır açabilecekti.
Oysa ne okju?
Partinin troykası, ilk günden saldınya geçti.
Okurtar günlerdir sergilenen fikir adına saptırma-
lan bildiklerinden, onlan burada tekrarlamanın anla-
mı yok.
Ama şu sahtekâriığı da hatırlatmalı: Türban, başör-
tüsü ile -kasıtlı olarak- kanştırılıyor. Kuran'daki örtün-
me tavsiyesi yüzyıllann akışı içinde, örflere kanşmış,
çeşitli biçımlere bürünmüsrür. Türban ise 6O'lı yıllar-
da başta Mısır'da ve 7O'lı yıllarda da Iran'da, Islam-
cı gericilığin bir üniformaya dönüştürüp dünyaya ih-
raç ettiği bir salgındır ve bize de bulaşmıştır: Aktör-
leri de Millı Selamet Partısı, Refah, Fazilet, şimdi de
AKP'dir.
Başörtünün tersine, türban dınsel ve simge.
Gerici politikacılar ve kalemler, bu ikisini birbirine
kanştırıp önümüze sürüyortar.
Yıne de AKP'yi temsil edenlerin AlHM'nin son ka-
ran karşısında tavırian şaşırtıcı oldu: İktidara geldik-
leri tlk günden Avaıpa Birliğı'ne girmek aşkı ile yanıp
tutuşan bir partinin, Avrupa sısteminin tepedeki bir
mahkemesinin karan karşısında böylesi bir tepki duy-
ması çelişme değil mı?
Ne var ki, görünenin arkasında gerçek şu idi: AKP
ve başındaki Tayyip Erdoğan, bir siyasal çıkar adı-
na halkı oyalamak için, AB yaniısı oyunu oynuyordu.
Milli Görüş eğitiminden geçen AKP'lilerin hedefi, Is-
lam yaşamı idi ve onu ülkeye yaymakt. AB'nin de tem-
sil ettiği laiklik ve demokrasi onlann gözünde bir araç-
tı.
Şimdi bu açıkça ortaya çıkıyordu.
Başbakan'ın, Danımarka'da birkaç gün önce söy-
tediği, "Türbanda söz hakkı AlHM'nin değil, ulema-
nın, Islam aydınlannındır" sözleri, bir foyanın nokta-
lanışıdır.
Bir kişinin ve bir partinin, AKP'nin!
Bu foyaya bakıp Avrupa'nın da "battal" damgası-
nı vuracağı günler uzakta degildir...
•
Tek tehlike bu mu?
Kurumlann art arda çökertilişi korkunçtur.
Birkaç gün önce katledılen bir sevgili hocanın, Pro-
fesör Göksel Kalaycı'nın arkasından yükselen şu ya-
kınmaya bakınız: "Bizi böyle bir toplumsalyapıya ge-
tiren, böyle bir sağlık politikası yürüten, doktorlara
güvenmeyen, bilgiyi ve eğitimi kötüleyen, üniversi-
teleri toplum gözünde değersizleştirmek için bilinç-
li çaba gösteren, belki de bütün bunlann sonunda
her türtü saldırgan eğilimlerin gerekçetendirilmesiiçin
zemin oluşturan yönetim anlayışına isyan ediyoruz."
Kimler bu yönetim anlayışını getirenler?
Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi'nin gerici yatağı ol-
mastnın önüne çıkan bir yüzakı hocadan, Profesör
Yücel Aşkın'dan öç almak için, bir oynanan da şu
oldu: "Tartışmalı" bir yolsuzluk soruşturması için ge-
nel sekreter yardımcısı Enver Arpalı, dört ay önce
tutuklanmıştı. Ama o günden beri, dava açılmamış-
tı. Bunu onuruna yediremeyen Arpalı da intihar etti;
onu "hukuksuzluk öldürdü". Bir ay önce içeri alınan
rektöre de aynı muamele yapıldı ve sağlığını yitirmek
üzere. Son anda uyandılar ve dava açıldı...
Bu insanlık dışı oyunu oynayanlar kimlerdir?
Bir de Güneydoğu'da olup bitenler Arka arkaya
cinayet işleniyor. Konuyu lafa boğmayalım: Şemdin-
li'de ve arkasından Yüksekova'da ve Hakkâri'de PKK
yeni bir iktidar denemesi ıçindedir. özetle, bir yangı-
nın içine itiliyoruz.
Kürt-Türk, hepimiz uyanmalıyız!..
Vakinn
1
destek
f
manşeti
• ANKARA (Cumhuri)«t Bürosu) - Başbakan
Recep Tayyip Erdoğan ın AÎHM'yle ilgili
sözleri, "yükselen tepkiler" üzerine kendi
sözcüsü tarafindan önceki gün "düzeltilirken"
dinci Vakit gazetesi "Erdoğan'ın sözlerinin
kamuoyunun yüzde 90'uıın desteğini aldığını"
manşetine taşıdı. Gazete dünkü sayısına
"Erdoğan'a destek yüzde 90" manşetini
atarken Erdoğan* ın sözlerinin kamuoyundan
ve muhalefetten "büyük destek gördüğünü"
savundu. Gazete haberinde "Erdoğan'a
besleme basuı ile oy oranı yüzde lO'lara düşen
CHP'den başka tepki gösteren olmadı" denildi.
ŞiPin, Yargrtay'a başvurdu
• ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -Anavatan
Partisi Istanbul Millervekili Emin Şirin,
Başbakan'ın türban konusundaki
açıklamalanyla ilgili olarak Yargıtay'dan görüş
sordu. Şirin, Yargıtay Cumhuriyet
Başsavcüığı'na gönderdiği yazıda, Erdoğan'ın
sözlerinin, "Anayasa Mahkemesi'nin, Refah
Partisi ve Fazilet Partisi'ni kapatma
davalanndaki gerekçeli kararlanyla
karşılaştınldığmda, anayasamn laiklik tarifine
uygun olup olmadığı" hakkında görüş istedi.
Şirin, "dini ulemadan görüş alınarak mahkeme
kararlanrun bu görüşlere göre verilmesini
istemenin" mevcut anayasaya uygun olup
olmadığını sordu.
AKP ambtentii test MecSs'te
• ANKARA (AA) - CHP Adana Mılletvekili
Tacidar Seyhan, Adana'da bir ilköğretim
okulunda, öğrencilere AKP amblemli test
kâğıdı dağıttığı öne sürülen öğretmen hakkında
soruşturma açılıp açılmadığını sordu. Seyhan,
Çelik'in yanıtlaması istemiyle Meclis'e
sunduğu önergesinde, Seyhan ilçesi Anafartalar
İlköğretim Okulu öğrencilerine, AKP amblemli
test kâğıdıyla ödev yaptınldığının tespit
edildiğini belirterek bu öğretmenin görevine
neden devam ettiğini öğrenmek istedi.