25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 16 KASIM 2005 ÇARŞAMBA HABERLER 'Ortbasa izinvermeyizŞemdinli deki olayların hesabının sorulmasını isteyen Baykal, Rüyaya giren şeyhlerin devîet işleyişineyön verdiği dönemden geçiyomz' dedi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - CHP Genel Başka- nı DenizBaykaL "Hangi İaıt- sal amaç için yapıbrsa yapü- sın. ŞemdiıuTdeki otavm ört- bas edümesine izin vermeye- ceklerinr söyledi. CHP Gene] Başkanı Deniz Baykal, partisiningruptoplan- hsında, Şemdinli'deki olay- lar, Van Yüzüncü Yıl Üniver- sıtesi Genel Sekreter Yardım- cısı'nın intihan, AlHMnin türban ka- ran ve ÇorumBelediyesi'ndeki yolsuz- luklara ilişkin değerlendirmelerde bu- lundu. Baykal'm değerlendirmeleri özetle şöyle: AİHM karanna iizülen hükümet: Türkiye'nın Avrupa'darnahkûmedil- memesine üzülen bir hükümet tablo- suyla karşı karşıyayız. Bizim her za- man ılımlı, tatlı dillı, güler yüzlü Dı- şişleri Bakanımız bu olaya en sert tep- kiyi gösterdi, bir celallendi, ateş püs- kürdü. Ben tatlı dilli, güler yüzlü Ba- kanımızın bu yüz ifadesini Irak'ta Türk askerlerinin başuıa çuval geçirildiğin- de bile görmedim. Şemdinü'nin hesabı soruhnah: Biz CHP olarak, terörle mücadele kararh- lığına, azmine zarar getinneden olayı götürmek istiyoruz. Hangi kutsal amaç için yapıldığı söylenirse söylensin, te- rörle mücadelede hukuk dışı davranışlar karşısında ta\n- mızı hep gösterdik. Bu konu- da da göstermeye kararlıyız. Kim ne hatayapuysa, onun he- sabı sorulmalıdır. Onur intihan: Neyle suç- landığını bile bümeden 4 ay boyunca gayri insani cezaevi koşullannda turulan bir bü- rokrat bunu kendisine, devle- tine yedirememiş, intihar et- miştir. Adalet Bakanı'nın bu trajedi karşısuıda tutup da "İp ohnazsa, çar- şafla. nevresimleyinebunu yapardT di- ye açıklama yapmasını hüzünle karşı- hyorum. Oysa Adalet Bakanı bu olay karşısında huzursuz, rahâtsız olmalıy- dı. Bu turum bize adaletin yozlaştığı- nı gösteriyor. Tutuklama talimatla, tel- kinle mi ohnuştur? Yok eğer tutukla- ma hukuki ise niçin4 aydırgerekçe söy- lenmiyor? Çorum Belediyesi'ndekiyobuduklan AKP kendi zenginini yaratmaya çah- §ıyor. Şımdi bu olayı "cahinik,becerik- sizfik" diye geçiştirmeye çalışıyorlar. Bu, yolsuzluğu meşrulaştırma girişi- midir. Buna izin vermeyiz. Bunlar te- sadüf değildir. Türkiye'de gece rüya- lara giren şeyhlerin devlet işlerine yön verdiği bir dönemi yaşıyoruz. Bu gi- dişatı hallamız durduracaktir. Başkan Eryılmaz: Personel maaşlarını ödeyemiyoruz Gökçek'ten CHPli belediyeninparasına haciz İĞNELİ FIRÇA ZAFER TEMOÇtN Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Davası'nda en sonunda iddianame hazırlanabildi... SlFIR İV0£L4SJ/ORALÇALIŞLAR ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Ankara Anakent Belediyesi, Çankaya Belediyesi' nin îller Bankası'ndaki pa- rasına haciz koydurdu. Çankaya Bele- diye Başkanı Muzaffer Eryümaz, ha- ciz dolayısıyla personel maaşlarını ödeyemediklerinı belirterek "Tamma- aşlara ikigün kala haciz koydular. Ge- çen ay da yapnuşlanh'* dedi. Çankaya Belediye Başkanı Eryıl- maz, "Ankara Büyükşehir Belediyesi, l zlaşürma Kuruhı'nda çözüme ka- vuşturmaınıza karşın baa borçlanrru- zakarşriıkıriarakbankadakiparalan- mıza haciz koydurdu" dıye konuştu. Tıpkı geçen ayolduğu gibi personel ma- aşlannın ödenmesine iki gün kala pa- ralanna el koyulduğunu belirten Eryıl- maz, "Hükümetin çıkardığı yeniuygu- lamagereğiUzlaştınnaRunıhı'nabaş- vurduk. Sunubnasıgereken bdgeteri de sunduk. Ama maaksef evraldan ge- dktiriyorlar'' diye konuştu. Eryıhnaz, zaten mal varlıklan üzerinde Anakent Belediye sinin haczi bulunduğunu ve yeniden haciz konulmaması gerektiği- nı ıfade ederken "Buna karşın tDer Bankası'ndaki personel maaştanna el konukiu" dedi. Onceki ay ko\ulan hac- zi mahkeme karan ıle kaldırttıklannı ve personel maaşlarını ödediklerinı söyleyen Eryıhnaz, şu anda da huku- ki mücadelelerinin sürdüğünü kaydet- tı. Anakent Belediyesi'yle de iletişım kurmaya çalıştıklanna işaret eden Er- yıhnaz, henüz bu girişimlerinden bir sonuç alamadıklannı belirtti. Bu ayın vergi ve beyanname ayı olduğuna ve elde edecekleri kaynaklardan maaşla- n ödemeye çalışacaklanna işaret eden Eryıhnaz, "AnakentBetediyesi'alaca- ğrmız var, ondan el koyduk' diyor. Ama zaten alacaklannın 5-6 mish" ka- dar mal varuğunız üzerinde hacizleri var. Bu zamana kadar karşıhkh uzlaş- ma konusunda yol alamadık" dedi. 'Konuşan' Astsubay ve Şemdinli Jandarma Istihbarat Astsubayı Ali Kaya, Şem- dinli'de olay günü olay ye- rinde halk tarafından ya- kalandı. Arabasında ağır silahlar ve krokiler çıktı. Sonra bir süre kendisin- den haber alınamadı, Poli- se teslim edildikten iki gün sonra savalığa ifade verdi ve serbest bırakıldı. Ser- best brakıldıktan sonra da Sabah gazetesine "ko- nuştu". Bakın Sabah'a neler söylüyor: "Komutanlan- mız da bizi iyi tanır ve ya- sadışı iş yapmayacağımızı bilirter. Ben iki sene kadar Diyarbakır'da Org. Yaşar Büyükanıt ile çalıştım. Kendisiyle bu olaydan sonra konuşmadım ama onun da sözleri yanlış bir şey yapmayacağımı doğ- rular." "Konuşan' astsubay Kaya, konuşmaya devam ediyor. Halk tarafından ya- kalandıktan sonra polise teslim edildiğini, bir polis panzerine bindirilerek olay yerinden uzaklaştırıldığını ve iki gün bir askeri bırlikte "misafır" edildikten sonra savcılığa ifade vermeye gittiğini anlatıyor. • • • Ali Kaya, neden savcılı- ğa ifade veımeden bir as- keri birlikte ağırlandı? Bu iki gün boyunca neler yaptı? Bir olay iddiasıyla yakalanan bir kimsenin, böylesine kritik bir suçla- mayla yüz yüzeyken bek- letilmesi sizce mantıklı mı- dır? Ali Kaya, Şemdinli'de bombanın atıldığı anda ki- tabevinin yanında bulun- YENİ HAZIR KART HAT AIANA• II ONTOR HEDİYEKasım ayı sonuna kadar Hazır Kart abonesi olun,, hattınızdaki başlangıç kontörü kadar kontör, bir sonraki ay cebinize yüklensin. masını, arabasının orada olmasını "araştırma" dıye açıklıyor Bir başka astsu- bay ise tuvalet ıhtiyacı için durduklan sırada patlama- nın olduğunu söylüyor. iti- rafçı Veysel Ateş ise loto kuponu almak için dur- duklan iddiasında bulunu- yor Astsubay Kaya, Kara Kuvvetleri Komutanı Or- genera! Yaşar Büyükanıt için "Kendisiyle bu olay- dan sonra konuşmadım ama..." diyor. Astsubay Ali Kaya, Kara Kuvvetlen Ko- mutanı'yla istediği zaman konuşabilecek bir pozis- yonda mı ki böyle bir ıfade kullanıyor? Bu açıklama- sından sanki Büyükanıt'la sık sık konuşabilirmiş gibi bir anlam çıkıyor? • • • Olayın hemen ardın- dan bazı gazeteciler, bazı "güvenilır" kaynaklara başvurduklannı söyleye- rek haberier ve yorumlar yazdılar. Bu haber ve yo- rumlardaki güvenilir kay- naklar, olayın yerel dü- zeyde olduğunu, Ankara ile bağlantısının bulun- madığını sürekli vurgula- dılar. Henüz hiçbir şey doğru dürüst bilinmez- ken olayın Ankara'yla iliş- kisinin olmadığının söy- lenmesinin amacı neydi? Tabii bu arada "komu- tanlığın" zanlı astsubay- lara Ankara'dan avukat tutması, bu avukatın as- ken helikopterie Şemdin- li'ye ulaştırılması da bir "hassasiyet"in varlığını gösteriyor. Avukat Göç- men'in iddiası daha da il- ginç: "Bombayı o sırada kitabevinde bulunan kişi- ler imal ederken ellerinde patlamış." • • • Diyarbakır'daki miting- de bir pankart dikkat çeki- ciydi: "Dağlara çıkacağız, hesap soracağız." Şem- dinli'de üstü örtülmek is- tenen "/ş/er"in toplumun ruh halini bozduğu, geliş- melerın PKK'ye kan ve , can verecek yönde ilerle- diği söylenebilir. Yasal mi- tingde "dağa çıkmak" amacıyla pankart açılma- sı, işin çiğınndan çıkmakta olduğuna işaret ediyor. Amaç zaten böyle bir provokasyon ortamı yarat- mak mrydı? Yüksekova'da dün meydana gelen olay- larda, polisin açtığı ateş sonucu onlarca kişinin ya- ralanması ve iki kişinin öl- mesi, tehlikenin giderek arttığına işaret etmiyor mu? • • • Türkiye, Şemdinli'deki karanlık ilişkileri ya aydın- latacak ya da bunun altın- da kalacak? Bunun altın- da kalırsa, başımıza neler geleceğini az çok tahmin edebiliyoruz. Demokratik sistem, "çefelerin tendidi altına girecektir. "Konuşan" astsubay bi- ze hiç yabancı değil. Ko- nuşturan güç de yabancı değil. Bu fılmi daha önce kaç kez izledik. Yeniden yeniden görmeye artık yü- reğimiz dayanmryor. Çün- kü bu ülkenın demoleatik bir hukuk devleti olmasını, refah içinde yaşayan bir ülke olmasını, "çefe"lerin ütkesi olmaktan çıkmasını istiyoaız. Yeni bir yurttaş hareketi- ne ihtiyaç olduğu ortada.. GLOBALPOLÎTİKÜLTÜR ERGİN YILPIZOĞLU İmparatorluk ve Haydut Devlet Imparatoriuklar "kendi gerçekliklerini kendilerinin yarattıklanna inanıhar"; uluslararası anlaşmalar, hu- kuk düzeni, hatta insan haklan onlan bağlamaz. Bu yüzden imparatorluklarta "haydut devletleri" birbi- rinden ayırt etmek neredeyse olanaksızdır. Haydut devletler, diğer ülkelerle banş. içinde yaşa- yamazlar; kendi ulusal çıkarlannı kaba kuvvete da- yanarak dayatır, diğer devletlerin meşruiyetlerine saygı göstermez, "uluslararası topluluğa" karşı bir tehdit oluştururlar. Bu devletler, uluslararası anlaş- malar, insan haklan, çevre sorunları gibi insanlığın genel çıkarlanna önem vermezler. Bir haydut devle- tin ne yapacağını önceden kestirmek çok zordur; çünkü ybnetim kademelerinde yalan ve komplo yaygın bir yöntemdir. Bu devletlerin kadrolan, bu kadrolarla çıkar çevreleri arasında "ahbap çavuş" ilişkileri, dolayısıyla yolsuzluk çok yaygındır. Saldırgan ve yasa tanımaz... ABD, 11 Eylül'den sonra, kendisine yönelik en büyük tehlikenin terörist örgütlerden ve haydut dev- letlerden geldiğini, bu bağlamda bir seri ülkeyi hedef aldığını, bu ülkelerde bir rejim değişikliği amaçladığı- nı açıklamıştı. Artık ABD, tehdit olarak gördüğü ül- kelere, uygun gördüğü anda müdahale edecekti; or- dusunu da bu yönde dönüştürmeye başladı. The Washington Post'un "Ulusal ve Iç Güveniik" konu- lan uzmanı William Arkin'e göre halihazırda Penta- gon'un yaklaşık 70 harekât planı var. Bunlardan 40 adedi başka ülkelerie savaşmaya ilişkin tasanmlar. Diğer bir deyişle ABD, 40 civannda ülke için potan- siyel bir tehdit oluşturuyor. Bu planlardan 5 adedinin ise adresi daha şimdiden belliymiş. Her ne kadar ABD, Iran'a saldırmaya ilişkin bir pla- nımn olmadığını ileri sürüyorsa da geçen yıl New Yor- ker'dan Seymour Hersh'in, ABD özel timlerinin Iran'a sızdıklanna ilişkin haben, Iran topraklanna te- cavüzün başladığını gösteriyordu, Iran da bu ayın başında, ABD'yi pilotsuz uçaklarla hava sahasını ihlal etmeye devam ettıği için BM Güveniik Konseyi nez- dinde protesto etti (The VVashington Post, 08/11). ABD'yi bir imparatorluk olarak gören Bush yöne- timi, insan haklannı da ihlal etmekten çekinmiyor. Bush yönetimi Guantanamo ve Ebu Garib skandal- lanndan sonra başlayan tartışmalarda, işkenceyi ya- saklama taleplerine direniyor. 13 Kasım günü CNN'nin "Late Edition" programına çıkan, Bush'un Ulusal Güveniik Danışmanı Stephen Hadley. "güç- lendirilmiş sorgu tekniklerinin"... "yasaklanmasının geçerii olmadığı bazı durumlann olabileceğini Be- yaz Saray'ın kabul ettiğini" söyledi. Wall Street Jo- urnal da zaten bir süredir, "Gerektiğinde işkence yapılabilir" tezini işliyor (örneğin Mark Bovvden, 13/11). CIA'nın bazı ülkelerde oluşturduğu "Kara Mekânlar"a ilişkin haberier de işkencenin çoktan yaygın bir uygulama haline gelmiş olduğunu kanıtlı- yor. Felluce'de kimyasal silahlar kullanılması da, Ce- nevre Anlaşması'nı çoktan rafa kaldıran ABD'nin, savaş suçlannı yargılayacak bir Uluslararası Ceza Mahkemesi'ne karşı çıkışını açıklıyor. Guvenilmez, hesapsız ve yoz ABD'nin Irak Savaşı'na giderken diğer devletleri peşinden sürüklemek amacıyla sistemli bir biçimde yalan söylemiş olması, "Plamegate" skandalı, ABD'nin davranışlan önceden kestirilemeyen, gü- venilmez ve komplocu bir ekip tarafından yönetildi- ğini gösteriyor. • özelde, Başkan Yardımcısı Cheney ve Dışişleri Bakanı Rice'm enerji şirketleriyle, genelde yöneti- min askeri-sınai kompleksle girift ilişkilerine; atama- larda, örneğin FEMA'nın (Federal Acil Durum Ajansı) başına Michael Brovvn'un getirilmesine, Yüksek Mahkeme Heyeti'ne Harriet Miers'ın adaylığına, Botton'un BM temsilciliğıne bakarak yönetimde ye- tenekten daha çok başkana sadakatin, nepotizmin egemen olduğunu söyleyebiliriz. Imparatoriuklarla haydut devletlerin bir diğer ortak özelliği de, kaynaklann hesapsızca, gelecek düşü- nülmeden harcanmasıdır. Özellikle imparatorluklar, Bill Bonner ve Addison Wiggin'in geçen ay yayım- lanan Borç Imparatorluğu: Epik Mali Krizin Yük- selişi başlıklı çalışmalarında vurguladıklan gibi, çö- küş dönemlerinde, umursamaz bir biçimde borçla- narak hesapsız bir biçimde harcıyorlar, tıpkı Roma Imparatorluğu'nun son döneminde olduğu gibi. 15 yıldır hızla büyüyen cari açık, tüketici borçlan, kamu borçlan, Bush yönetimi döneminde oluşan devasa bütçe açığı, ABD'nin de benzer bir yolda olduğunu gösteriyor. Imparatoıiuklarda devlet makinesini 'yağlamak' için, şu günlerde ABD'de çok konuşulmaya başla- nan, Abramoff-Tom Delay, Savafian, Hıristiyan Koalisyonu lideri Ralph Reed ilişkilerindeki gibi (Christian Sdence Monitor, 14/11), parazit bir iş ta- kipçileri, rüşvetçiler, dolandıncılar tabakası oluşuyor. Imparatoriuklar yozlaştıkça, halklannın özgürlüklerini giderek dahaçokkısıtlıyorlar, adetahaydut devletle- rin yoz diktatörteri gibi... Bush yönetimi de, savaş karşrtı kiliselere bile, Vergi Dairesi (IRS) eliyle baskı yapmaya kalkıyor (The Nation, 08/11). Benzertitder gerçekten çok çarpıcı. ergin.yildizoglu </ gmail.com 250 kontörlük hat alırsanız 100 kontörlük hat ya da Genç Hazır Kart alırsanız hediye. HAZIR KART TURKCELL arGeçiyor aman Geçm Yetmi
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle