18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 16 KASIM 2005 ÇARŞAMB/ 14 kultur(a cumhuriyet.com.tr 46. Selanik Uluslararası Film Festivali 200'den fazla yapımla 18 Kasım Cuma günü başlıyor TüıksinemasıkaışikıyıdaASLI SELÇUK 46. Selanik LTusJararası Film Festivali, 18 - 27 Kasım günleri arasında. 200'den fazla yapımın gösterileceği zengın bir izJenceyle sinemaseverlen karşılamaya hazırlanıyor. Ilk ya da ikinci filmJerinı çeken yönetmen- ler Uluslararası Yarışma'da Altın Iskender (36.700 Avro) ve Gümüş İskender (22.000 Avro) ödülleri için yanşacaklar Yedi kişilik uluslararası seçici kurul en başanlı ilk ve ikin- ci filmin dışında yönetmen, senaryo, kadın- erkek oyuncu, sanatsal katkıya da ödül vere- cek. Bu ödüllerin dışında: îzleyıci. Uluslara- rası Sinema Eleştirmenlen Birliği (FIPRES- CI) ve bu yıl iJk kez Balkanlar'a Bakış Bölü- mü'nde verilecek ödül de var. Bu bölümde, iz- Jeyicinin oylanyla saptanacak çalışma en iyi Balkan fîlmi seçilecek. Balkanlar'a Bakış, Türkıye'den katılanlar- la dopdolu. On yedi yapımın gösterileceği bö- lüme, Kuthığ Ataman üç filmiyle (Karantak Solar, Lola ve Bilidikid, Iki Genç Ka) katılır- ken; Uğur Yücel'in Yaa Turasıyla, Semih Kaplanoğlu'nun Meleğin Düşiişü de gösten- lecek. Bu iki çalışma da Türk-Yunan ortak yapımı. Bir de. Fatih Akın'ın. 2005 Cannes Film Festivali'nde gostenlen Alman-Türk or- tak yapımı Istanbul Haarag/KöprüvüGeçmek'i var. Altı önemli Türk yapımının yer aldığı Balkanlar'a Bakış'ta. Crista Puiunun Can- nes'da Belirli Bir Bakış Bölümü'nde ödül alan Bay Lazarus'un Öliimü' (Romanya); aynca, 2005 Berlin Festivali Forum Bölümü'nde gös- terilen, Cristian Mungiu (Romanya), Stefan Arsenijevic(Sırbislan- Karadağ). KorneJMund- ruczo(Macaristan) gibı altı genç yeteneğin or- tak çahşması Kayıp-BuJunru Bir Kuşağa Al- tı Bakış da gösteriîecek filmler arasında. Toplu gösterlmde üç usta Uluslararası yanşmanın seçicisi, yeni yöne- tici DespinaMouzald'yi ülkemizde yeni gös- terime giren Pandens Voulgarisin GeKnler ve Biket uhan'ın Kayıkçı filmlenndeki yapım- cıhğıyla tanıyoruz. Festivalın onursal başkan- lıfını ünlü Fransız- Yunanlı oyuncu George Cor- raface yapıyor. Corraface, Türkıye'ye iki kez LaPassiona7urca(TıirkTutkusu 1994)vePo- S. Btiki Kouzina (BirTutam Baharat 2003) çe- kimleri içın gelmişti. Onu aynca Los Ange- les'tan Kaçış (John Carpenter/1996), Kristof Koiomb (John Glenn 1992) gibi Amerikan ya- pımlannda ızlemiştik. Toplu Gösteriler ve Saygılar'da üç önemli sinemacı var: Tayvanlı usta Hou Hsia Hsien, Fransız tiyatro ve sinema yönetmenı Patrice Chereau. eski savaş muhabiri ve belgeselci JVGc- hael Winterbottom. Sinema sanatına yaptığı katkılardan ötürü Altın İskender Onursal Ödü- lüverilecekolan Hsien in CııteGirTü(Güzel elanik Film Festivali'nin Balkanlar'a Bakış bölümünde bu yıl Türkiye altı önemli filmle temsil edilecek. On yedi yapımın gösterileceği bölüme, Kutluğ Ataman Karanlık Sular, Lola ve Bilidikid, iki Genç Kız); Uğur Yücel Yazı Tura. Semih Kaplanoğlu de Meleğin Düşüşü adlı filmleriyle katılıyorlar. Bir de, Fatih Akın'ın, 2005 Cannes Film Festivali'nde gösterilen Alman- Türk ortak yapımı Istanbul Hatırası/Köprüyü Geçmek. Ka' 1980) ve son çahşması ThreeTimes'ı da (t T ç Kez 2005) içeren 17 filmlik seçkısi ızle- yicıyle buluşacak. Aynca yönetmenin oyna- dığı EdvrardYang ın TaipeiÖyküsü yle( 1985), Otivier Assayas'ın Hou Hsiao Hsien'in Port- resi (1997) belgeselı de gösterimde. îlk filmi EtveOrkide den (1975) Venedik'te gösterilen son çahşması GabrieDe'e (2005) kadar, 9 filminin toplu gösterimi yapılacak oyuncu-yönetmen Chereau'ya da Hsien gibi onurödülü verilecek. tlkvapımı BeniUnut"tan (1990) sonra Keiebek Öpücüğüyle (1995) uluslararası üne kavuşan Ingiliz M. \Vinter- bottom ise 14 yapıtıyfa izleyicinin karşısında. Son TV çalışması Guantanamo Yohı da (2005) bu seçkinın içinde. Üç ülkeye özel bölümler 46. Selanik'in uluslararası seçici kurul baş- kanlığını efsanevi görüntü yönetmeni îtalyan Mttorio Storaro yapacak. Etkinliğe Işıkla Yaz- mak adlı, foto kolajlanndan oluşan sergisini de getiren usta 1900 (B. Bertolucci), Tosca (G.P. Griffi), Agatha (M. Apted), Tucker (FJ. Coppola). Buü\vorth(W.Beatty),GoyainBor- deaux (C. Saura) filmlenndeki kamera çalış- masıyla ışık kullanımı konusunu Ustalar Sı- nıfindaanlatacak. Ustalar Sınıfı'nda ders ve- recek ötekı önemli adlarsa Dean Tavouiaris ve AJexMcDowelL Amerikan-Yunan kökenli sa- nat yönetmeni Tavoularis, tasanmlannı sun- duğu bir sergiyle birlikte Kıyamet (1979) ve Tucker daki (1988) Francis Ford Coppola ve V. Storaro ile ortak çahşmalanndan sözede- cek. Tim Burton'ın Ölü Genn, Chariie'nin Çikolata Fabrikası, Steven SpieJberg' in The Terminal ve Azmhk Raporu 'nun yapım tasa- runcısı A. McDoweO da etkınliğin Ustalar Sı- nıfi çağnsını kabul eden önemJi bir sanatçı. Festival bu yıl Meksika, Danimarka, Irlan- da gibi üç önemli ülkenin sinemalanna ve ya- ratıcılanna odaklanıyor. On altı etkileyici ya- pımın sunulacağı Meksika Sineması özel prog- ramında Emilio Fernandez'ın Salon Mexko (1948), LuisBunuelın Los OKidados( 1950), Ruben Gomez ın Gizli Formül (1964) gibi klasiklerinin yanı sıra. çağdaş Meksika sine- masının Altın Delikanhlan olarak tanınan Al- fonso Cuaron, GıriUermo del Toro, Ltris Man- doki, Gaei Garcia Bernai, Carlos Cuaron gibi küçük bütçeh, alçak gönüllü yapımlarla sine- maya giren, sonralan dev bütçeli Hollywood yapımlanna imza atan sinemacılar yer alıyor. Bu seçkideki bazı adlann da etkinlif e katılma- sı bekleniyor. Danimarka ve trlanda, Odak'ta ünlü yönetmenJer Lars Vbn Trier ve Jün She- ridan'ı lıste dışı bırakarak genç yapımcılan ta- nıtmayı yeglemiş. Bu yılkı yeniliklenn başın- da ıse uluslararası yanşma ve ulusal program- daki dijital sinema örnekJeri geliyor. Gaziantep'te Slovenya resrtıi DomingoNotaro Türkiye'de BEKtRŞAHİN GAZİANTEP - Slovenyah ressamlann yapıtlan, Gazian- tepli sanatseverlerle buluştu. Sanko Sanat Galerisi'ndeki serginin açılışına Gaziantep Va- lisi Lütfullah Bilgiıı, Sloven- ya'nın Ankara Büyükelçiliğı Müsteşan MarkoPoIajzer, Şa- hinbey Belediye Başkanı Ömer Can, Suriye'nin Gaziantep Baş- konsolosu Bahjat Dougman \e çok sayıda davetli katıldı. 45 yapıtm yer aldığı serginin açıhşında konuşan Vali Bilgin. serginin Gaziantep'in kültürel ve sanatsal yaşamına renk kat- tığını söyledi. Slovenya'mn Ankara Büyü- kelçiliği Müsteşan Marko Po- lajzer ise serginin Slovenya ve Slovenya'mn tarihini yansıt- ması açısmdan önemli olduğu- nu vurgulayarak sanatuı ülke- ler ve uluslar arasında köprü- ler kurduğunu belirtti. Sergi- deki yapıtlann Gaziantep'e ge- nrilmesini sağlayan ressam Miz- yal KarabiberNacaroğlu da ta- rihi Celje Kalesi Çocuk Sanat- lan Sanat Galerisi'nin 20 yıl- dan bu yana dünyanın her ül- kesınden genç ressamlann bil- diği bir sanat galerisi olduğu- nu, bu galerinin arşivinde 65 ülkeden 100.000'den fazla sa- nat yapıtı bulunduğunu söyle- di. Sergi, 21 Kasım'akadarge- zilebilecek. Ünlü îtalyan sanatçı "Geleceğin Anısı" adlı sergisi için Ankara'ya geldi Rcsmi Sanla TURKCELL Retrni Kon*U(ma MARMARA Istanbul Kültür Sanat Vakfı, WM 2005 yılı, Uluslararası Istanbul Film, Caz Festivalleri ve İstanbul Bienali'nin gerçekleştirilme- sinde büyük desiek sağlayan Resmi Sponsorianna teşekkür ediyor. AJVKARA (Cıınıhuriyer Bürosu) - Italya'nın en önemli sanatçılanndan Domingo Notaro. "Geleceğuı Anısı" adlı sergisi için Ankara"ya geldi. Sergisine ev sahipliği yapan Çanka- ya Belediyesi Çağdaş Sanatlar Merkezi'nde dün basın toplan- tısı düzenleyen Notaro. Anka- ra'ya ikinci kez konuk olduğu- nu söyledi. "Ankara"yı "An-Kara" ola- rak tanımladığını söyleyen No- taro, "Çünkü,Ankara "nın için- de geçen 'kara'. Itahanca "ca- ra' di>e yazıhr ve "sevgili' anla- mına geİir" dedi Ünlü ressam Pablo Picasso ile uzun yıllara dayanan birdost- luğunun olduğunu belirten No- taro, "Bu arkadaşhğumz yaşa- mı bovıınca sürdü. Geceleri te- lefon açabildiği tek arkadaşı bendim" sözleriyle ünlü res- samla arasuıdaki bağı anlattı. Anadolu kültürünün kendi- sini derinden etkilediğine değı-' nen Notaro, Anadolu Medeni- yetleri Müzesi"nde gördüğü ya- pıtlann kendisi için birer esın kaynağına dönüştüğünü söyle- di ve "Ankara'dagördüm ki, be- nim çağdaşlarun da benden 8.000>ıJ ön- ce>aşamış. AJbert EinsteiagöreceÛk ku- ramuıı kanıtiamak için tanı 50 vıl bek- lemiş. Benün başınıa gelen de bu" de- di. Türkiye'de daha öncebıri İstanbul'da, diğeri Ankara'da olmak üzere iki ser- gi açtığını anlatan Notaro, "Bu ülke>e parnıak uçlanmda ginnevi tercih edi- yorum. Yavaşjavaş" diye konuştu. Her şeyden esirüendiğini söylene ünlü res- sam, her sanatçının, doğadaki her var- hğın, her nesnenin kendisine esin kay- nağı olabildiğini belirtti. Anadolu Medenıyetleri Müzesi nde gördüğü her figürden esinJendiğini söy- leyen Notaro, "Özeffikle de Ana Tan- nça figüriL. İçinde 0 kadar çok kavram barmdınyorki_ Benim içineşsiz biresin kaynağı oldu" sözlenyle yapıta hay- raıilığını dile getirdi. Kendi sanat an- la>işını taramlamaktan kaçınan ve "Be- nim sanat anlayışımı benden sonra ge- lenlertanınılayacak" diyen ünlü sanat- çının "Geleceğin Anısı" adlı sergisi, bugün Çankaya Belediyesi Çağdaş Sa- natlar Merkezi'nde başkentlilerle bu- luşacak. Sanatçının yapıtlan ni 18 Ka- sım'dan sonra da Anadolu Medeniyet- Ien Müzesi'nde sergilenecek. WoodyI Allen, caz topluluğııyla istanbuVda Kû'frür Servisi-Sine- macı yanıyla tanıdığı- mız V^oody Allen ve topluluğu NevvOrleans Jazz Band'in 29Aralık saat20.30'daLütfiKır- dar"daki konserinin bi- letlerı satışa sunuldu. Konser, İstanbul Kül- tür Sanat Vakfi'nca AK Emeklilık sponsodu- ğunda yapılacak. Wb- ody Allen ile New Or- leans Jazz Band toplu- luğu, kJarnerte Wood>' Allen, banjolarda pro- jenin müzik koordına- törü EddvDavis. kontr- basta ConalFbwkes, da- \ailda Robert Garcia, piyanoda Cynthia Sa- yer, kornoda Sinion VVeöenhall ve trombon- da Jerry Zigmonr'dan oluşuyor. Woody Al- len'ın öncülüğündeki grup, 70'lerden beri her pazartesi günü Nevv York'ta Mıchael's Pub'da ve son dönem- de de Carlyle Hotel'de çahyor. DEFNE GÖLGESİ TUBGAY FİŞEKÇt 'Şairin Kedisi' Son yıllarda yayımladığı 'Masalını Yitiren Dev' ve 'Ölümün Gölgesi Yok' adlı anı ro- manlarıyla anlatı sanat/mızı zenginleştiren Adnan Binyazar, bu kez 'Şairin Kedisi' (Can Yayınları) adlı öykü kitabıyla okurların karşısında. Yazar, önceki kitaplannda bir yazı yönte- mi olarak benimsediği hayatındaki gerçeği doğrudan yazı diline aktarma yöntemini bu kitabında da sürdürüyor. Nedir hayattaki gerçek? Yazann ilginçliklerle dolu yaşamının çeşit- li dönemlerinde tanık olduğu olaylar, yaşam parçaları, etkilendiği kişilikler, türlü zengin- iiklersunan doğa... Hayatına kanşan bu olayları yazı diline ak- tarırken karşımıza yazann üstün öyküleştir- me yeteneği çıkıyor. öyle ya, değil mi ki, tanık olduğu yaşan- mış olayları anlatıyor, o zaman neden anı de- ğil de öykü? Işte burada yazann hüneri ortaya çıkıyor: Hayatın gerçeğini sanata dönüştürmek. Adnan Binyazar, anlartığı olaylan öyle bir dil ve kurgu ustalığı ile sunuyor ki, artık an- latılanlar hayat tanıklıkları değil de, sanat ürünü olarak karşımıza çıkıyor. AlaJım, kitaba adını veren, 'Şairin Kedisi' adlı öyküyü: Yazar, çok sevdiği şair Cahit Kü- lebi'yi yaşamının son günlerinde görmeye gi- .dişini anlatıyor. Anlatımı gerçeğe o denli bağ- lı ki, şairden söz ederken ona ilişkin kimi so- mut bilgileri, bir kurmaca yapıtta pek rast- lanmadık bir biçimde dipnotlarla veriyor. "Zerdali ağacı imgesini şiirin duygu tarihi- ne yazdıran Külebi olmuştur.", "Külebi şiir- lerini uzun zamanda yazmadığını söyler di. Hikâye şiirıni karısıyla tartışmalannın birin- den sonra karşı odaya geçip, beş-on daki- ka içinde ka/eme aldığmı söylemişti", "Çe- tin Altan 'ın Viski adlı bir romanı da vardır". Böylesi açıklama ya da dipnotlar, okuru sürekli somut gerçekliğin içinde tutarken, öte yandan yazann bize bu gerçekliği aktar- ma yöntemiyle ürünün yazınsal gerçeğe dö- nüştüğünü görüyoruz. Yazar bu hüneri nasıl elde ediyor? önce dil ile. öylesine ışıltılı bir Türkçe oku- yorsunuz ki öykülerde, bu dil sizi günlük ger- çeğin ötesine, yazınsal gerçeğe götürüyor. Yer yer halk deyim ve söyleyiş özelliklerin- den yararlansa da, çağdaş yazın dili, yaza- nn anlatım dili. Damıtılmış, yoğun bir dil. Duy- gu yükü de hiç eksilmiyor. Öykülerin kurgulanışındaki teknik ustalık da yazann bir başka hüneri. Dış dünya ile iç dünya arasındaki geçişler anlatımı zenginleş- tirirken, okuru aynı anda çok farklı dünyala- ra götürüyor. öykülerin bir başka özelliği ise içerdikleri çağnşım zenginliği. Bir olay bir başkasını, bir başkası daha başkalannı çağrıştırıyor. Nesnel dünya ile yazann iç dünyası birbiri- ne ulanıyor. Birinden ötekine hızla yol alınan, neredeyse bilinçakışına yuvarlanıveren bir dönüşüm başlıyor. Böylelikle çok farklı kişi ve yerleri -Ege kı- yılarındaki bir tatil köyünü ya da 194O'lı yıl- ların Dicle Köy Enstitüsünü- anlatırken de kişilerden çevre betimlemelerine dek aynı canlı görüntülerle karşı karşıya getiriyor oku- ru. Gerçek kişiliklerin içinde dolaştığı edebi- yat yapıtlan elbette şu soruyu da beraberin- de getiriyorlar: Gerçekle yaratıyı nasıl birbi- rinden ayıracağız? Böyle bir çabayı en başta sanat yapıtının kendisi gereksiz kılıyor. 'Şairin Kedisi'nöeki Cahit Külebi, yazann size sunduğu Küle- bi'dir. Onu iste'r hayattaki Külebi olarak algı- \arsınız, ısteryaratı ürünü bir Külebi. Hatta bu kitaptan sonra dönüp Külebi'nin şiirlerini, Içi 'Sevda Dolu Yolculuk' adlı anı kitabını okuyup siz de kendi Külebi'niz üs- tüne düşünebilirsiniz. turgayfa fisekci.com K Ü L T Ü R # Ç İ Z İ K K Â M İ L M A S A R A C I J.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle