Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 13 KASIM 2005 PAZAF
8 HABERLERÎN DEVAMI
TURKIYE
fstanbul _Y" 13 Sinop Y 13 Adana
Edirne PB 12 Samsun
B 24
Y 14
Kocaeli V 13 Trabzon Y 13
Çanakkale PB 14 Giresun Y 13
Izmir B îî Ankara Y 12
Manisa
Âydın
PB 17 Eskişehir Y 11
Denizli
20 Konya PB 12
18 Sıvas PB
Zonguldak Y 11 Antalya B 24 Kars
Mersin
Diyarbakır
Şanlıurfa
Mardin
Siirt
Hakkâri
Van
B
B
B
B
B
K
K
22
16
19
15
17
6
8
Yıroı,n kjzey ve ıç ke-
STilert parçalı bulırtlu,
Marnara nın doğusu, Ba-
D Karadenız, Orta ve Doğu
Karademz kıytlan, Iç Ara-
dolu'nun kuzeybatısı, Do-
0d AAadoHi'nun doğusu
ıteArtvmçevresıyağışiı dı-
ijer yerter az buluüu geçe-
cek Batı Karadenız'ın ıç
kestp-len leDoğuArado-
IÜ nun doğusunda yağış
karia kanşık yağrrur ve kar
Md ö k
DIS MERKEZLER
Oslo Y 9 Berlin PB 11
Helsinki
Stockholm
Londra
Amsterdam
Brüksei
Paris
Bonn
Münıh
PB
PB
Y
Y
Y
PB
PB
PR
10
12
12
11
10
9
10
15
Budapeşte
Madrid
Viyana
Belgrad
Sofya
Roma
Atina
Zürih
PB
PB
PB
PB
PB
PB
PB
PB
9
15
9
13
11
19
17
10
Moskova
Aşkabat
Astana
Taşkent
Bakû
Bışkek
Tıflis
Kahire
PB
PB
PB
Y
Y
Y
PB
PB
4
14
3
13
11
10
10
23
Şam B 19
Taşkent
Tat-rai
QtAçtk Parçalı bulutlu Sıslı ^ Çok bu'utlu ı Yağmurtj
»_°AİW
KarİF > Gök gurûltulü
G U N C ELcÜPsEYT ARCAYÜREK
M Baştarafı 1. Sayfada
lan çalmaya başladı ve saldırı düzeninde eyleme gi-
riştiler. l
Annç bugün karann hukuken ne kadar boş, de-
ğersiz, etkisiz ve deyetersiz olduğunu kanıtlayaca-
ğını açıkladı. Boylece Türk ve dünya kamuoyu, Üç
Büyükler'in medyamızdan sonra AlHM'ye açtığı ye-
ni cihad-ı türban adındaki meydan savaşının yeni
bölümünü izlemiş oldu. Bakın nasıl:
RTE dünya ahret iki elimiz yakanızda demeye ge-
len açıklamalanndaAlHM'yi sorguluyor. Söyleyin ba-
kalım, diyor; "srzin ülkenizdeki mevcut yasalannızın
inançlarla örtüşcn veya çakışan yanlannı değerten-
dirdiniz mi?" Ya! Demek sormadınız ve yanrt alma-
dınız ha? öyleyse "böyle bir karara varmak bir defa
din ve vicdan özgüriüğüne ters düşer".
Hızını alamayan RTE, dışardan içeriye dönüyor.
AlHM'nin türban sorununa nokta koyduğunu yazan-
lan artniyetli diye suçluyor. Veriyor veriştiriyor: Ne
demekmiş nokta koymak, nereye nasıl koyuyorlar?
Oysa AlHM'nin koyduğu nokta ortada.
Medya, medya... AİHM, AİHM! Duy sesimizi: "In-
sanlannhukukunuyanlışyasalariageçicibirsüreyok
edebilirsiniz, ama eninde sonunda bu hukuk yasa
haline gelir, gelcfiği zaman da beklenen çözüme ka-
vuşulmuş olur" diyor.
Türbanlı başlar, eşler, genç kızlar, anladınız mı şim-
di AİHM kararı karşısında bu iktidarın olası tutumu-
nu. Tabii anlamadınız, ama sorabilirsiniz: Bugüne
dektekbaşınailctidarolmasına karşın bu Başbakan,
bu Dışişleri Bakanı ve bu Meclis Başkanı... Üç Bü-
yükJer...
Şayet bir yasayla sorunu çözme yeteneğinde ise-
ler, bugünlere dek türban sorununa bir yasa getire-
rek neden çare bulamadılar?
• • •
RTE'nin türbar sorununu çözememenin ezikliği
ve buna ek olarak AlHM'den gelen darbenin şidde-
tiyle söylediklerini... parti başkanıdır, başbakandır,
üç yıldır vaat ettiği ancak bir türlü çözemediği bir so-
runla ilgili sert çıkışlannı makul ve mazur gösteren-
ler olabilir amma velakin:
Dışişleri Bakanı Gül'ün Başbakanını da aşan,
AlHM'ye, içerideki karşıtlarına meydan okuyan hat-
ta yeni birsavaşı tetikleyen demeçlerini nasıl yorum-
layacağız?
Türkiye'nin artık türban konusunda adım atama-
yacağı yönündeki yorumları anımsatanlara öyle bir
yanıt verdi ki; öf ki öff... bir cümlesiyle tüm karşı cep-
heler (dağlar) yıkılır. Dedi ki: "lleride görürsünüz, ya-
pılırmı, yapılmaz mı?"
Iç içeliği tartışılrnaz iç ve dış hukukla zıtlaşmayı bu
denli veciz biçimde, ama içinde hiddet, şiddet hat-
ta intikam duyguf arını gızleyen tek cümleyle özetle-
yebilecek bir devlet adamını ancak Türk analar do-
ğurabilir.
Gül'ün hırçınlaşması, hiddetlenmesi için bir değil
pek çok neden var; örneğin ah şu Batı basını: AİHM
karannı "laiklerin vzun süren yasal savaşın ardından
kazandıklan bir zafer" olarak yorumlayınca; mantık
gereği bu iktidarı... AKP'yi, FiTE'yi, Gül'ü, Annç'ı, kı-
saca Üç Büyükler'i... laiklik kanşıtı, laiklere karşı sa-
vaşan bir iktidar diye nitelemiş olmuyor mu?
• • •
Peki ama Çankaya'daki sağduyu, Cumhurbaşka-
nı Ahmet Necdet Sezer ne diyor? Olayı içerden dı-
şanya doğru sağlıklı hukukçu mantığıyla irdelerken...
türban sorunu "zaten Anayasa Mahkemesi karanyla
bitmişti. AİHM de bu doğrultuda karar verdi. Bağla-
yıcıdır. Konu hiç kuşkusuz hukuken kapanmıştır" di-
yor. Üç Büyükler acaba AJHM'den Anayasa Mahke-
mesi karannın aksine türban yasağını antidemokra-
tik ve insan haklanna aykırı bulan bir karar mı bekli-
yordu?
Olabilir; insan hayal ettiği sürece yaşar!
Erdoğan: AlHM'nin türban karan genellenemez Çelik: îç hukuku bağlamıyor
AKP kabullenemedi• Baştarafı 1. Sayfada
nu hukuken kapanmıştır' dedi.
Bu konu hukuken kapandı
mı? Bundan sonra hangi düz-
lemde tartışılacak" sorusuna
şuyanıtı verdi: "Ben düşünce-
lerimi daha önce söyledim.
Sayın Cumhurbaşkanı Ue bir
atışma içerisine girmek iste-
mem. Benim düşüncem belli-
dir. Bu genellenmemelidir.
Burada verilen karar bir ge-
nel karar değildir, bir dosya
ile ilgili karardır. Dolayısıyla
bundan sonraki süreci de bu
anlayış içerisinde değerlen-
dirmenin gereğine inanıyo-
rum. AB sfirecine kim saygı
duyuyorsa, AB üyesi ülkeler-
deki icraatlara da saygı duy-
sunlar. Çünkü yüzde 99'u
Mflslûman olan f ürkiye'deki
bu uygulama, AB üyesi ülke-
lerden acaba hangisinde var.
Bu soruya da cevap bulmala-
rını özellikle isterim. Eğer bu
soruya da cevap bulabilirler-
se o zaman bu düşüncelere
çok daha farklı bir şekilde ben
de saygı duyarım."
Çelik de Istanbul'da katıldığı
sertifika töreninde, basın men-
suplanna yaptığı açıklamada,
hukukçu olmadığırn ve AlH-
M'nin verdiği karan hukukçula-
nn tartışacağını vurguladı.
'Bu bir Dreyfüs davası'
Çelik, sözlerini şöyle sürdür-
dü: "Bu karar, hukuki olmak-
tan ziyade siyasi bir karar ma-
hiyetindedir. Avrupa hukuk
tarihinde bu ve benzeri karar-
lar vardır. Buna bakılırsa ka-
rar, bir çeşit Dreyfus davası-
dır. Bu dava nedir diye ansik-
lopedilere bakarsanız, onun
detaylannı görürsüöûz..."
Başbakan Erdoğan ile Dışişle-
ri Bakanı Abdullah Gül'ün ge-
rekli açüdamaian yaptığını, on-
lann dediklerine katıldığını açık-
layan Çelik'in, "Ancak AİHM
kararlan iç hukuku bağlayan
hükümler değildir. Türkiye'de
böyle bir problemin, talebin
ortadan kalktığı anlamına gel-
mez. Özgürlükçü olmak lazım.
tnsanları ötekileştirmemek la-
zım" sözleri dikkat çekti.
Sangül, CHP lideri Baykal'm delegelere 'siyasi rüşvet' verdiğini iddia etti
'Kurultayın geçerliliği yok'
AL GÖZtİM SEYREYLE
IŞIL ÖZGENTÜRK
Geçmişe Yolculuk
• Baştarafı Arka Sayfada
Fotoğraflar devam ediyor. yıl 1983. 30 Ekim'de Er-
zurum'da deprem olmuş. Ko>
r
unören Köyü'nde yıkın-
tılar arasında bir anne, çaresızlik çığlıklan atıyor.
Önünde tam beş çocuk ölüsü. Boy boy. Hayır, dayanı-
lır gibi değil. Bence Mustafa Bozdemir'in bu fotoğ-
rafi hastanelerdeki sus işareti yapan hemşirenin fotoğ-
rafi gibi büyütülüp. her yere asılmalı Bir deprem ül-
kesi olduğumuzu sık sık anımsamakta fayda var.
Bu kadar gözyaşı yeter. şırndi keyifli bir fotoğrafa
geçmek istiyorum. Yd 1985. ÜlkeÇin. Ülkedepekçok
_jjeydeğişiyoııDaha_ çok demokrasiısteniyûr, dahaçok
söz hakkı. Her ülkede olduğu gibi reform taraftarlan-
nı sindirmek için tankJar sokağa çıkmış. Ama genç bir
Çinli, tek başına tankJann önünde duruyor. Tanklar
yollanna devam etmek için onu çiğnemekzorundalar.
Genç adam kıpırtjsız, sanki arkasında mılyonlarca Çın-
li var. Öyle güvenli ve vakur.
Evet, yerim bitmek üzere, diğer fotoğraflan anlata-
madım. Sözün kısası. benim için çok uzun bir yolcu-
luk oldu. ZamanJar nasıl geçmiş?.. Beni bu yolculuğa
çıkaran M. Emin Erol'a teşekkür ederim. Bu arada ak-
lıma geldi. Herkes kendi tariMne tanıklık eden fotoğ-
raflan yan yana getirerek böyle bir seçki yapabilır ve
her türlü yolculuğa çıkabilir. Hadi iş başına!..
isilozgenturk(fi saperonline.com
Cumhuriyet Ajandası
• Haber Merkezi - Cumhuriyefin geleneksel ajan-
dası 2006 >ılı için yeru bu- içerikle yeniden tasarlandı.
Cumhuriyet Ajanda 2ı)06"da ulusal ve uluslararası gün
ve haftalar, mali vükinılülük tarihleri, anılarda kalan
düşün ve sanat insanlanmız. inançlann kutsal gün ve
geceleri ile Cumhuriyet tarihinin önemli siyasal ve
sosyal olaylan yer ald Ciltli ve 384 sayfadan oluşan
ajanda 14 Kasım Pazatesi tarihinden itibaren gazete
bayileri ile kitapçılarda 10 YTL fiyatla satışa sunula-
cak A>nca yurtiçı ve ;.-urtdışı gönderi ücreti alıcıya
aut olmak üzere internet ortamında kredi kartı ile sipa-
riş verilebilecek. Cumhuriyet okurlan. ajanda 2006'yı
gazetemizin Istanbul SişH'deki merkezi ile Ankara,
Lzmir, Adana ve Antaha bürolanndan da alabilecek.
Istanbul Haber Servi-
si - Şişli Belediye Başka-
nı Mustafa Sangül,
CHP'nin 31. Kurulta-
yı'nda genel başkanlığa
aday olmayacağını ifade
ederek "Bu bir kurultay
değildir. Meşruiyeti ve
geçerüiiği yoktur" dedi.
CHP Genel Başkanı De-
niz Baykal'ın delegelere
"siyasi rüşvet" verdiğini
iddia eden Sangül, "Bu
kurultayda Baykalcılar
çalacak, Baykalcılar oy-
nayacak, ben halkımı-
zın çalıp oynadığı ku-
rultaylara gitmek isti-
yorum" diye konuştu.
Mustafa Sangül, dün
eşi Aylin Kotil Sangül
ile birlikte Lütfi Kırdar
Kongre ve Sergi Sara-
yı'nda bir basın toplantı-
sı düzenleyerek, CHP 31.
Genel Kurulu'na ilişkin
görüşlerini anlattı. San-
gül, CHP lideri Deniz
Eşi Aylin Sangül ile basın toplantısı düzenieyen Şişli Belediye Başkanı Musta-
fa Sangül, 31 'inci CHP kurultayında aday olmayacağını açıkladı. (Fotoğraf:AA)
Baykal'ın, 28 Mart se-
çimlerinde başansız bir
tablo çizdigini belirterek
"Türkiye'nin en büyük
siyasi örgürü olan parti,
3 bin 225 seçim bölge-
sinden 1174'ünde adav
dahi gösteremeyecek
duruma düşüyorsa, bu
partiyi yönetenlerin ye-
niden yeniden, yeniden
aday olmaya hakkı var
mıdır?" diye konuştu.
31. Kurultay'da halk
desteği olmadığı gibi par-
tili desteği de olmadığını
belirten Sangül, şunlan
söyledi:
"Tüzüğümüzün 12.
maddesini yalama ede-
rek tam 67 bin kişiyi bu
yolla usulsüz biçimde
kaydedip il ve ilçe kong-
releriyle oynamışlardır.
37il,242Uçedeğişikne-
denlerle ya düşürülmüş
ya da görev den abnnuş-
tır. Kendilerini seçtire-
cekleri kadrolan belir-
lemişlerdir, şimdi iş ku-
rultay adı altında ken-
dilerini seçtirmeye gel-
miştir. Herhangi bir ak-
silik çıkmaması için 'si-
yasi rüşvet' unutulma-
mıştır. Ancak CHP dı-
şında bir arayışın da
içinde olmayacağını."
Sangül, CHP Genel
Başkanı Deniz Baykal'a
da çağnda bulunarak,
"Baykal,'CHP'yiiktida-
ra taşıyamadığım gün ik-
tidan bu^kıyonım" diye
deklare etmeli. Artık
CHP'Uler ve Türkiye
için başbakan çıkara-
cak bir CHP'ye ihtiyaç
vardjr" dedi.
Erdoğan 'ayazılan mektup önceMEB 'e, oradan dagereğininyapılması için YÖK'egönderildi
Rotkn'lu rüyaya resmi muamele
FIRAT KOZOK
ANKARA - Rüyasında Nak-
şibendi Tarikatı Şeyhi Mehmed
Zahit Kotku'nun kendisine eği-
tim ve sağlıkla ilgili "emirler
verdiğini" gören ve kendisini
Prof. Dr. olarak tanıtan tsmail
Tuncay Uslu, Başbakan Recep
TajTİp Erdoğan'a mektup yaz-
dı. Mektubu dikkate alarak res-
mi işlem yapan Başbakanlık, ko-
nuya resmi yazıyla Milli Eğitim
Bakanlığı'na iletti. Bakanlık da
"gereğinin yapılması" için Yük-
sek Öğretim Kurulu'na (YÖK)
talimat gönderdi.
Edinilen bilgilere göre, Istan-
bul'da oturan ve kendini Prof. Dr.
tsmail Tuncay üstu diye tanıtan
bir kişi, geçen eylül ayında
•'Muhterem başkanım. kader
dostum" dediği Erdoğan'a bir
mektup yazdı. Mektubunda, da-
ha önce Nakşibendi Şeyhi Kot-
ku'nun Uzanlar'la ilgili rüyala-
nndaki emirlerini kendisine ilet-
ERDOCAN'IN NAKŞİBENDİ MERAKI
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Başbakan Recep Tay-
\ip Erdoğan, Istanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı
döneminde 10 aylık hapis cezasının onaylanmasından bir
gün sonra, restore ettirdiği Maktül Mustafa Paşa Cami-
si'nde bir Nakşibendi şeyhinin kıldırdığı cuma namazın-
da saf rutmuştu. Başbakan olduktan sonra daABD'deki
Nakşibendi Tarikatı Şeyhi Hişam Kabbani ile görüş-
müştü. ABD"de gerçekleşen görüşmenin ardından cüppe-
si, sanğı ve uzun sakalıyla dikkat çeken Kabbani, Erdo-
ğan için "en büyük". "mükemmel" anlamına gelen
"Greatest, the best" sözcüklenni kullanmıştı.
tiğini anımsatan Uslu, "Yaptığı-
nız müdahaleleriniz sayesinde
üJkemize, ulusumuza, hükü-
metimize ve partimize çok bü-
yük yararlar sağlanmıştı. Evli-
yamızm emiıieri üzerine parti
faaliyetlerine katkıda bıılun-
mak üzere Beşiktaş merkez şu-
bemize dahil oldum" dedi.Kot-
ku'nun kendisine daha sonra da
YÖK ve Sağlık Bakanlığrnın
uygulamalanyla ilgili uyanlarda
bulunduğunu belirten Uslu,
"l ygulamalann çok yanüş ol-
duğu yine evu'yamız tarafindan
ben fakire ikaz edilmektedir.
Görevim size duyurmaktır"
diye yazdı. Uslu. yazısında şun-
lan kaydetti: "Milli Eğitim Ba-
kanüğrnın İngilizce öğretmen
açığı bir hakikat olduğu halde
İstanbul Çapa tngilizce öğret-
meni yetiştiren bölümünde
ikinci sınıf barajında kasten
bekletilen; YÖK'ün merkezi
sistemle hazırlanan sorularıy-
la 69 puan aldıklan halde 5 bin
öğretmen namzerinin bekletil-
diği her basiret sahibi vatan-
daş tarafindan esefle ve üzün-
tüyle takip edilmektedir."
Erdoğan'a Sağlık Bakanlı-
ğı'nnı uygulamalanm da şikâyet
eden Uslu, doktorlannTürk tari-
hinde görülmemiş bir aşağılama
ve baskı polirikası ile karşı kar-
şıya olduklannı belirtti. Uslu,
"Asgari geçim standartlanna
mahkûm edilen tıp doktorlan-
mız zecri yönetmeliklerle 18 ay
müddetle şark hizmeti mahkû-
miyetine zorlanmaktadır. Hal-
kımız küstürülmekte.partimi-
zin geleceğini tehlikeye düşür-
mekte, kaş yapayım derken göz
çıkartmaktadırlar" dedi. Mek-
tubunu Erdoğan'a "Aziz kar-
deşim" diye seslenerek bitiren
Uslu, Kotku'nun, kendisinden bu
soruna da çözüm bulunmasını
talep ettiğini bildirdi.
AYGÜN'DEN 'PROTESTO' ÇAĞRISI
TIME ileATOkarşı karşıya
ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - TIME dergisı, An-
kara Ticaret Odası (ATO) ta-
rafindan hazırlatılan, Türki-
ye'nin tanıtım filmi ve Türk-
Ermeni ilişkilerini konu alan
"San Gelin" belgeselinı
içeren 600 bin adet DVD'yi
dağıtınca, Ermeni lobileri
tepki gösterdi. Tepkiler üze-
rine dergi, DVD'nin incelen-
diği ve kabul edildığıni yazı-
lı olarak Türkiye'ye bildirdi-
ği halde, Ermenilerden "Içe-
riğinden haberimiz yoktu,
pişmanız, üzgünüz" ifade-
leri üeözürdiledi.
JIME dergısınin özrünü
"Özrü kabahatinden bü-
yük" sözleriyle değerlendi-
ren ATO Başkanı Sinan Ay-
gün, "TTME dergisinin cid-
diyetine yakışmadı. Biz Er-
meni lobisine golü artık an-
cak, meğer kalede TIME
dergisi varmış" dedi. Ay-
gün, Ermeni lobilerinin pro-
testolanrnn aynnım Türkler
tarafindan da yapılması çağ-
nsında bulundu.
ANTALYA'DA 13 KlŞl TUTUKLANDI
%ete'de 5 kamugörevlisi
Haber Merkezi - Antal-
ya'da polisin organize suç ör-
gütlerine yönelik gerçekleş-
tirdiği "Sahil" adlı operas-
yonda gözaltına alınan 17 ki-
şiden 13'ü tutuklanırken sa-
nıklardan 2'sinin polis, 2'si-
nin mahkemede mübaşir, bi-
rinin de infaz koruma me-
muru olduğu ortaya çıktı.
Samklann otostop yoluyla
bindikleri araçlarda yankesi-
cilik, alışveriş merkezleri,
halı sahalan, çay bahçeleri
ve plaj gibi yerlerde hırsızlık
yaptıldan belirtildi. Operas-
yonda 12 otomobil, 3 taban-
ca, döner bıçağı ve ziynet eş-
yalannın da aralannda bu-
lunduğu çok sayıda malze-
meye el konuldu. Operasyo-
nun günübirlik tatilcilerin şi-
kâyetleri üzerine başlatıldığı
ögrenildi. Çetenin bazı üye-
lerinin zaman zaman yakala-
narak cezaevlerine girdikle-
ri ancak eylemlerinin birey-
sel olarak ele alınması sebe-
biyle cezalannın uzun süre-
li olmadığı kaydedildi.
G U N D E M MUSTAFA BALBAY
• Baştarafı 1. Sayfada
kalım.
Şemdinli olayı çözüldükçe düğümleniyor. Yeni
ipuçları beraberinde yeni kuşkuları getiriyor. Önü-
müzdeki hafta bu konuda net yazabileceğimiz bir
aydınlanma istiyoruz.
Şemdinli'ye daha geniş ölçekten bakınca ola-
yın özü, terör. Nereden gelirse gelsin, kim yapar-
sa yapsın, hedefi ne olursa olsun, terörün hertür-
lüsüne hayır diyoruz.
Ancak AKP iktidan, Türkiye'nin temel konulan-
nı böldü:
Kendisini ilgilendirenler ve ilgilendirmeyenler.
Terör olayı, AKP'nin ilgi alanına girmiyordu. Ey-
lül ayında, olaylann artması üzerine, CHP'nin ko-
nuyu TBMM'ye taşıma çabasını engellemek için
her şeyi yapmıştı. Muhalefetin Meclis'i toplama
gücüne ulaşması üzerine AKP'liler genel kurula
girmiş, terörün konuşulmaması için her şeyi yap-
mışlar ve başarmışlardı.
Bugün Şemdinli olayına bakan AKP'liler, herke-
sin cezasını çekeceğini söylemekten başka bir
şey diyemiyorlar.
• • •
Türban konusunda AKP'nin çokyüzlülüğü de-
vam ediyor. Avrupa İnsan Haklan Mahkemesi'nin
(AİHM) Türkiye aleyhine karar vermesi için her şe-
yi yapmaya hazır bir Türkiye Cumhuriyeti Hükü-
meti ile karşı karşıyayız!
Olacak şey değil...
Türban olayının kesiti şu:
Davalı: Türkiye Cumhuriyeti Devleti.
Davacı: Türban takmakta ısrar ettiği için okul-
dan atılan bir öğrenci.
AKP hükümeti kimin kaybetmesini istiyor? Tür-
kiye'nin.
Başka yorum yok!
Başbakan ve yardımcısının yanı sıra TBMM
Başkanı Bülent Annç da Türkiye Cumhuriyeti'nin
davayı kaybetmesinden yana olduğunu gösterdi.
Annç, Cumhurbaşkanı'nın Köşk'teki uygulaması-
nı ağır bir dille eleştirdikten sonra şöyle dedi:
"Sezer 'den sonra böyle bir uygulama olmaz!"
Bu tümce AKP içindeki Cumhurbaşkanlığı ya-
nşının küçük bir yansıması. Konunun bu yanını
sonraya bırakalım, Annç'ın tutumuyla devam ede-
lim. Arınç, bugün bir basın toplantısı düzenleye-
cek. Hafta içinde gazetecilerin bu yöndeki soru-
suna şu karşılığı verdi:
"Sizikırmayacağım, pazargünü çok detaylı açık-
lama yapacağım. Istediğinizden daha fazJasını bu-
lacaksınız."
Devletle kavgaya hükümetten sonra Meclis
Başkanı da girmiş oluyor!
• • •
Türkiye'de olaylar çok hızlı geliştiği ve değişti-
ği için en önemli haberin üç günden fazla ömrü
olmuyor.
Van Cezaevi'nde bir rektöryatıyor... Henüz han-
gi suçlamalaria mahkemeye çıkacağı bile belli de-
ğil. Tutuklandığında 5 dosyası bulunuyordu. Sav-
cılık, dosyalardan bazılannı YÖK'e gönderdi, ken-
di sahasına girmediğini açıkladı. Şimdi tek dosya
kaldı, çete kurmak!
Rektör, suçluysa elbette cezasını çekecektir.
Ancak, önce cezaevine koyup sonra hangi suç-
lamaların gündeme getirilecegine karar vermeye
çalışmak, çok tartışılacak bir durum.
Van olayı hükümetin, devlet kurumunun önem-
li bir parçası olan yükseköğretimle kavgasının bir
yansımasıdır. önümüzdeki yılın bütçesini yapar-
ken YÖK'ün ve ÖSYM'nin parasal anlamda iple-
rini ellerinde tutmak üzere plan kurdular.
AKP, bindiği dalı kesmekten öte, oturduğu ma-
kamın duvarlarını yıkıyor!
ankcumS cumhuriyet.com.tr
maflduruAvukat, yanlı$ ahı
CHP'nin
Yimpaş gafı
AYTOJT KÜÇÜKKAYA
Islami holding Yimpaş 'ın Isviçre'deki kuruluşu
Yimpaş Group AG'ye karşı bu ülkede yürütülen
soruşturma kapsamında, yeşil sermaye mağdur-
lannı temsil eden avukatlardan Yetkin Geçer,
CHP'nin internet sitesinde yer alan "İslami Fi-
nans Kunımlan ve Vurgun Dosyası" başlıklı
yazıda "yanlışükla" "Yimpaş şirketinin avu-~
katı" olarak gösterildi. CHP'ye avukat Atalay
Aksay aracılığıyla "ihtarname" gönderen hu-
kukçu Geçer, yanlışın düzeltilmesini talep etti.
CHP'nin, gazetemizin 3 Haziran 2005 tarihli
sayısında manşetten verilen "Soyguna Din Kı-
lıfi" başlıklı haberden yaptığı "yanlış auntı"
ilginç bir hataya neden oldu. CHP'nin internet
sitesinde 14 Temmuz'da yer alan ve Geçer'in is-
minin "şirket avukatı" olarak geçtiği makale-
de şöyle denildi: "...Şirket avukatı Yetkin Ge-
çer, 'Biz savunmamızda sadece hâkimi aydın-
latmak için Kuran'ın AJ-i Imran suresinin 130.
ayetine dayanarak Islamda kati bir faiz yasagı
ohnadığını, sadece fahiş faizin günah olduğunu
iddia edeceğiz...' demiştir. Yani dolar üzerin-
den yüzde 20 kâr payı fahiş olmuyor, rüm Av-
rupa'da geçerli, en yüksek yüzde 4-6 düze-
yindeki faiz fahiş ve haram oluyor. Bu geri
kafahlık, İslami holdinglerin yapmış oldukla-
n soyguna sadece kılıf bazırlamak için geliş-
tirdikleri bir senary odur..." "Mağdur avu-
kat" Geçer, makalenin yayımlanmasmın ardın-
dan yaşananJan şöyle anlattı: "Ben, Yimpaş'm
savunmasında kullandığı 'Faiz Kuranıke-
rim'de haramdır" savunmasına, karşı savunma
sunmak suretiyle, kendi silahlan ile Yimpaş'ı
vurdum. Buna karşın geri kafalı ilan edildim.
Almanva'daki Yimpaş mağdurlan da sitede-
ki yazıyı dayanak göstererek tsviçre'nin
Frankfurt Başkonsolosluğu'na yaptıklan
müracaat Ue ben ve avukatlık ofisi hakkında
soruşturma açılmasına neden oldular."