17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
7 EKİM2005CUMA CUMHURİYET SAYFA HABERLER Gelecek yıl harçlar, 2007'den itibaren de döner sermaye gelirleri özel bütçe kapsamına alrnacak ÜniversitelerebütçekıskacıFDtATKOZOK ANKARA - AB ile yapılacak mü- zakereler çerçevesinde YÖK'ün özerkliğine müdahale etmeye hazır- lanan AKP iktidan, üniversitelen de "bütçe kıskacuıa" alacak. 2006 ma- li yılından itibaren üniversıtelerin harç gelirleri, 2007 yılından itibaren de döner sermaye gelirleri ortak bir havuzda toplanacak. Üniversiteler, elde ettilderi geliri eskisi gibi rahat kullanamayacak. Rektörler, uygula- nıanın eğitim-öğretimde önemli so- runlardoğurabileceğini söyledi. Geç- en yıl üniversitelerin burslannı tek ça- tı altında toplayan ve araştırma fon- lanna *el koyan" AKP ıktıdan, yeru mali yılda yeni bir uygulamaya geç- meyi planlıyor. Hükümet. yeni dö- • Yeni uygulamaya göre üniversiteler elde ettikleri geliri eskisi gibi rahat kullanamayacak. Tek merkezde toplanan gelirler, buradan kurumlara belirli aralıklarla dağıtılacak. Uygulamanın eğitim-öğretim hizmetlerinde aksamalar yaratacağını belirten rektörler, "îdari ve mali bakımdan özerklik isterken daha fazla kontrol altına giriyoruz" diye tepki gösterdiler. nemden itibaren üniversitelerin tüm harç gelirlerini, 2007 "den itibaren de tüm döner sermaye gelirlenni "özel bütçe" çatısı altında toplayacak. Bu çatı altmda üniversıtelenn yanı sıra Atatürk Dil ve Tanh Kurumu Başkan- lığı, Atatürk Kültür Merkezı, Türk Standartlan Enstitüsü, Millı Prodük- tüvite Merkezi ve Arsa Ofısi Genel Müdürlüğü gibi kurumlar da yer ala- cak. Tek merkezde toplanan gelirler, buradan kurumlara belirli aralıklar- la dağıtılacak. Şimdıye kadar, öğren- cilerden toplanan paralan kendınce kullanan ve sonraki yıllara devTede- bilen üniversiteler bu olanagı yitire- cek. Üniversite rektörleri yeni dü- zenlemeye ilişkin şu değerlendirme- leri yaptı: Ankara Üniversitesi Rektörü Nus- ret Aras: Bizim endişemiz şu; kültür, sağlık ve döner sermaye üniveriste- lerin kendi elde ettikleri gelirler. Bun- lan bile özgürce harcayamıyoruz. Ye- ni uygulamayla para dilimlere ayn- lırsa ve bu gecikirse sorun olur. tda- ri ve mali bakımdan özerklik isterken, daha fazla kontrol altına giriyoruz. Anadolu Üniversitesi Rektörü En- giıı Ataç: Düzenlemeyle, zaten mali açıdan zor durumda olan üniversite- ler daha da artacak mali sıkıntılarla boğuşmak zorunda kalacaklar ve eği- tim, öğretim hizmetlerinde aksama- lar olabilecektir. Bütün dünyada üni- versitelerin mali durumlannı daha esnek duruma getirmek için önemli çalışmalar varken, bizde bunun ter- si bir uygulamaya geçilmesini anla- makta zorluk çekmekteyiz. ODTÜ Rektörü Iral Akbuhıt Ge- tireceği bir sürü zorluklar olacak. Ge- lirlerdeki kullanım rahathğıru kay- bedeceğiz. Bu paralar bütçeye girdi- ği zaman dilim dilim kullanıma açı- lacak. Örneğin yüzde 30'u martta, yüzde 60'ı haziranda verilecek. Dö- ner sermaye aynı şekılde olacak. Eli- mizdeki bu kullanım rahathğı gider- se eğitim-öğretimde bırçok tıkanık- lıkolur. Çünkü, üniversitelerin heran paraya ihtiyacı olabilıyor. Buna mut- laka bir çözüm bulunması gerek. Doğru olanı, üniversitelerin bu sis- temin dışına çıkarılmasıdır. Kocaeli Üniversitesi Rektörü Bald Komsuoğlu: Üniversite bütçeleri özerk obnalıdır ama, denetimi devlet tarafından yapıhnalıdır. Kazandığı- mız parayı kendımız harcamamız la- zım. Örneğin bizim yeni bınalanmı- za devlet bütçe koymadı, bız yaptık. Şimdi bunun 1 yıl öncedenplanlama- sınm yapıhnası gerekiyor. Bütçe bir nevi hantallaştınhnış oluyor. ÖSS ve LES için son 9ün • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Ünrversitelerdeki 57 bin 251 boş kontenjana yapılacak ek yerleştirme ve Lisansüstü Eğitimi Giriş Smavı'na (LES) başvurular bugün sona eriyor. Dğrenci Seçme ve Yerleştirme Merkezi (OSYM), yükseköğretim programlanndaki boş kontenjanlara 2005-2006 öğretim yılı için ek yerleştirme yapacak. Ek yerleştirme kontenjanlarına başvuracak adaylar 4 YTL (4 milyon lıra) karşılığında 2005- ÖSYS Yükseköğretim Programlanna Ek Yerleştirme Kıla\aızu ve Başvuru Formu'nu ÖSYM Sınav Merkezi yöneticiliklerinden alabilecekler. LES'e başvuracak adaylar ise formlarını herhangi bir üniversiteden, 6 YTL karşılığında alabiliyor. Adayların aynca 55 YTL sına\ r ücreti yatırması da gerekiyor. TDK sözlüğüne tepki • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Dil Derneği, Türk Dil Kurumu'nun (TDK) yeni Türkçe Sözlük'üne tepki gösterdi. Dil Derneği, Türkçenin ses, biçim, anlam özellikleriru bozan TDK'nin Türkçe Sözlük'ünün çocuk ve gençlere sunulmasını doğru bulmadıklannı belirtri. Dil Derneği yaptığı açıklamada, konuya ilişkin kaygılannı Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'e ve Milli Eğitim Bakaru Hüseyin Çelik'e ilettiklerini belirrti. Ingiltere'den iftar daveti • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Ingütere'nin Ankara Büyükelçisi Peter Westmacott, milletvekillerine bu akşam iftar yemeği verecek. Büyükelçilik, milletvekillerine "AB'ye giriş müzakerelerinin açılmasını kutlamak üzere" bir iftar yemeği davetiyesi gönderdi. Davetiyede milletvekillerinin eşleriyle birlikte katılımı istenirken zaman olarak "at iftar reception on Fnday 7 October from 6.30-8.30 p.m." denilmesi dikkati çekti. ÖDP: TMMOB'nin yanmdayız • İstanbul Haber Servisi - ÖDP, 8 Ekım'de Ankara'da düzenlenecek olan "Yoksulluğa, ranta, yağmaya, özelleştırmelere karşı insanca yaşam, demokratik ve banş içinde bir Türkiye" mıtingı için TMMOB'nin yanında olduğunu bildirdi. Yazılı bir açıklama yapan ÖDP Genel Başkanı Hayri Kozanoğlu, "Emekten, banştan ve demokrasiden yana olan herkes, TMMOB'nin yanında yer alarak geleceğine sahip çıkmalı. Çünkü TMMOB geleceğimiz için yürüyor" görüşünü dile getirdi. (em Vakffna ziyaret | İSTANBUL (AA) - Avrupa lomisyonu Türkiye Delegasyonu Brim Şefi Michael Vöegele ve aynı elegasyondan Aycan Akdeniz ile Iıccardo Serri'den oluşan heyet, Cem 'akfi Genel Merkezi'ni ziyaret etti. iırada Vakıf Genel Başkanı Prof. Dr. izettin Doğan tarafından karşılanan öegele, "Müzakere süreci toplumlar lasında diyaloğun da gerçekleştiği bir ıreç olacak" dedı. Doğan ise 3 Üm'de müzakerelenn başlamış masını çok sevındirici bulduklannı Je getirerek halklar arasuıdaki ilişkiler rfbleştikçe AB'ye entegrasyonun da )k daha kolav hale geleceğini kaydetti. İstanbul'un kurtuluş bayramı Istanbul'un düşman işgalinden kurtuluşunun 82. yildönümü törenlerte kutlandı. Taksim CumhuriyetAnrb'nda dûzenlenen tören, İstanbul Valisi Muammer Güler, 1. Ordu Komutanı Orgeneral llker Başbuğ, İstanbul Bü- yükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş ile kamu kurum ve kuruluşlannın temsilcilerinin anrta çelenk koy- masıyia başladı. Resmi geçrt töreni ise bu yıl Vatan Caddesi yerine Ali Sami Yen Stadyumu'nda yapıldı.Güler, "Bu törende sadece öğrenciler olduğu ve araç olmadığı için Vatan Caddesi'ni uzun süreli kesip trafiği her- hangi bir sıkıntya sokmak istemedik. Önemli olan bayramlann coşkuyla kutianmasıdır" dedi. (Fotoğraf:AA) Öğrenciler karamsar 8 üniversitedeyapılan anketegöre öğrencilerinyüzde 82'si AB de Türkiye 'ye çifte standart uygulandığına inanıyor EMfcVE KAPLAN ANKARA-Polıtıka Merkezi'nin üniversite öğrencileri arasında yap- tığı araştırmaya göre, öğrencilerin büyük bölümü Türkiye 'nin AB 'ye gireceğine inanmıyor. AKP hükü- metinin politikalaruıı beğenmeyen öğrenciler, Türkiye'nin önündeki en büyük engeli Fransa olarak gö- rüyor. Yönetim kurulu başkanlığını AKP Afyon Mıllervekili Mahmut Koçakın yaptığı. AKP, CHP ve ANAP milletvekillerinin yöneti- mınde yer aldığı Politika Merkezi, 8 üniversitede 1776 öğrenci ara- sında "Cniversite ÖğrencUerinin AB Algüamalannı Değerlendirme Anketi" yaptı. Anket sonuçlanna gö- re öğrencilerin AB ile ilgili değer- lendirmeleri şöyle: AB'nin tammı: "AB'yi nasıl taıum- tarsnuz" sorusuna öğrencilerin yüz- de 33 'ü "ekonomik bir birfik", yüz- de 27'si "siyasi bir birlik", yüzde 16'sı ise "kültürelvedinsel birlik", yüzde 16'sı da "emperyanst bir ör- güt" yamtmı verdi. YÜZDE 62 CIREMEYIZ 1 DIYOR Türkiye, AB'ye girebiür mi: An- kette, öğrencilere "Sizce Türkiye AB'ye girebilecek midir" sorusu yöneltildi. Öğrencilerin yüzde 62'si "hayır", yüzde 38'i ise tt evet" ya- nıtuıı verdi. Türkiye AB üyesi ounata nu: Öğ- rencilerin yüzde 62'si "Türldye'yi AB üyesi olarak görmekistiyor mu- sunuz" sorusuna "evet", yüzde 38'i ise "hayır" yamtını verdi. Türkiye'nin AB üyeüği ne zaman gerçekleşebilir: Bu soruya öğrenci- lerin yüzde 44'ü "Hiçbir zaman". yüzde 24'ü "2015'ten sonra", yüz- de 18'i "2011-2015", yüzde 7'si ise "200^2010" yanıtım verdi. AB'de Hıristiyanhğın önemti bir etkisi var nu: Yüzde 83 'ü bu soru- ya "evet" yanıtım verirken yalnız- ca yüzde 17'si "hayır" dedi. Turkhe'ye çifte standart uygu- lanjyor mu: Yüzde 82'si "evet", yüzde 18'i ise "hayır" dedi. Hükümetin AB politikası: Öğ- rencilerin yüzde 56'sı AKP hükü- metinin AB politikasını olumsuz olarak değerlendirirken yüzde 44'ü olumlu buldu. RUHBAN OKULU Çelik: Kapalı kalması hata ANKARA (Cumhuriyet Büro- su)-Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik, dün basında yer alan ve u Ruhban Okulu'nu 24 saatteaça- run. Zaten kapah olması yanlış" şeklinde kendısine atfen çıkan ha- berlerüzerine açıklama yaptı. Çe- lik, "haberlerin yanhş anlamala- ra" neden olabileceğini savunma- sına karşın ifadelerin "bireyselgö- rüşü" olduğunu dile getirdi. Milli Eğitim Bakanlığı'ndan (MEB) Bakan Çelik adına dün yapılan açıklamada, bir gazetede "24 saatte açanz" başlığıyla man- şet olarak yayımlanan haberin ger- çekleri yansıtmadığı savunul- du.Açıklamada, haberde geçen "RuhbanOkulu'nu 24 saatte aça- run" ifadesinın aslında "Yetki bendeoba,banakaka24saatteaça- nm" şeklinde olduğu belirtilir- ken Bakan Çelik'in "birej'sel gö- rüşünü ve tavnm" dile getirdiği- ne dikkat çekildi. tki ifade arasındaki farkın, ha- beri amacından saptırdığının sa- vunulduğu açıklamada, "Sa\in Bakan dahaöncedeRuhban Oku- lu'nun açılmasına karşı olmadığı- nu kapalı tutulmasının v-anhşoldu- ğunu, konuyla ilgili açıklamala- nnda zaman zaman dile getirmiş- tir" dendi. Açıklamada habere konu olan görüşmede bir başka gazetenin de yer aldığı ve haberin orada "Ba- na kalsa 24 saatte Ruhban Oku- lu'nu açanm. Avrupa'da 500 öğ- renci İslam ilahiyaü okuyor" şek- lindekı ıfadelerle yer aldığına işa- ret edilerek diğer gazetede yayım- lanan haberin "yanhş anlaşılma- ya ve beklentilere sebebiyet vere- cek özeffikte" olduğu iddia edil- di.Hükümet. yaptığı çahşmalar- da, AB'ye Ruhban Okulu'nun Marmara Üniversitesi tlahiyat Fa- kültesi'ne bağlı bir "\-uksekokul" olarak açılmasını teklif etmişti. AB ise okulun bağımsız bir kuru- luş olarak açılmasında diretiyor. Rektörler, AKP hükümetinin üniversiteleri ele geçirmek istediğini söyledi 'İktidarbaskıcı ve gerici'• Baştarafı 1. Sayfada lama yolundaki gerçekleri, kimsenin başka cümleler kurarak saklama hakkıyok. Haksızyere kendini savıın- mak zorunda btrakılan,en tafihsiz rek- törlerbiziz. Srvasi erkin başmdaki," Pa- rayı ben \erdim, ben idare ederim' dh or. Bu cümle akademiközerktiğin anlamuu bflmemekdemektir. A\TO ki- şi 'Onlar ıkı koyunu bile güdemez' dedL Rektörlerkoyun güünekiçin de- p, insan yetiştirmek için eğitim ahr. Bi/ler çözümün \ ahh de degU, okul- da ve büinıde olduğuna inanı>x)ruz." Toplantıya katılan Ankara Üni- \ersitesi Rektörü Prof. Nusret Aras da siyasiierin muhalefetteyken üni- versitelere yakın olduğunu, iktidara gelince bu yakınlığı unuttuklarını söyledi. 2547 sayılı yasanın üniver- siteleri ileri götürmek için yeterli ol- madığını \r urgulayan Aras. "Îdarive mah'özerküknevuzıkkiyok. Birtas- lak hazuiandL Ama bu sadece ünam hatip Usesi mezunlannın üniversite- lere kolaylıkla girebUmesine \ önetik- ti. Üniversitelerin tek eksiğL bir gru- bun üniversitelere kola>lıkla girişi değiL Bu taslak durduruldu. Ama yeni bir taslak da yok" dedi. Yurtdışındayken evi polis tarafın- dan basılan Yüzüncü Yıl Üniversi- tesi Rektörü Prof. Yücel Aşkm da üniversitelen ilkesizce, kadro ve rant kapısı olarak gören siyasi yaklaşımın var olduğunu ifade etti. Prof. Aşkın, Türkrv^'de, srvasetin tacizine rağmen ünhersiteler önemli vol aldı" dedi. Ondokuz Mayıs Üniversitesi Rek- törü Prof. Ferit Berna> da üniversi- telerin idari anlamda olduğu gibi mali anlamda da özerk olamadıkla- rının altını çizdi. Harvard Üniversi- tesı'ni örnek veren Prof. Bernay, "Bu ünhersite\ilda 4-5 mih ar dolar öde- nek alırken Türkiye'deki 53 deviet ünh ersitesinin toplam ödeneği 2 mil- yar dolar" diye konuştu. Toplantıyı yöneten Akdeniz Üni- versitesi Rektörlük Danışmanı Prof. Çetin Yetkin de AKP iktidanndan yakındı. Yetkin, tt Ülkemizde,eğitimin akıl ve bihrnle iç içe olduğu dönem, Atatürkdönemidir. Atatürk'ün ara- nnzdan aynlmasından sonra, bugü- ne gelindi. Baskıcı ve gerici iktidann çağdjşı amaçlanyla,üniversitelerge- lişenırvor. Imanı hatip sorunu bu çer- çevede ele ahndj. YOK Başkanı'na kafası basmıyor' denilen. rektörle- rin konutlanna polis baskuüarı ya- pılan, ideolojikeğitim veren özel üni- versitelere her türlü kayırma uygu- lanırken diğerlerinin üvey evlat mu- amelesi gördüğü dönem, bu dönem- dir" diye konuştu.Toplantıya katkı veren gazetemiz yazan AM Sirmen de "Siyasi iktidar saltanatiru cehalet üzerine kurmuşken siz gidip. bUhni getir diyorsunuz. Bilimin ışığı bu ik- tidann düşmanı ve sonudur. Onlara kendi bindiğmiz dah kesin diyoruz" dedi.Basın Konseyi Başkanı Oktay Ekşi de hükümetin en belirgin poli- tikasının üniversitelere yönelik düş- manlık politikası olduğunu söyledi. DUZYAZI ORHAN BİRGtT YakışıkAlmayanSözler.•• Dışişlerı Bakanı Abdullah Gül, AB ile görüşme masasına çağnlmamızın ertesi günü TBMM kür- süsünden muhalefet partilerine veryansın hücum etti. Lüksemburg a giderken Ana MuhaJefet lide- rine telefonla ve sadece 3 dakika süren bir bilgi ak- tarmasının eleştiri konusu yapılmasını, "Biz koalis- yon değiliz ki sizin mutabakatınızı alalım" diye adeta bulutlann üstünden yanıtladı. Anlaşılan Gül de, medyamızın büyük çoğunlu- ğu gibi Türkiye'nin AB'ye kabul edildiğini sanıyor ve bu tarihsel olayın zafer sarfıoşluğu iJe iktidann karşısında olanlan dürbünün tersi ile izliyor. Küçüm- süyor. Dereyi geçtiğini sanarak, muhalefet partilerine sır- tını çevirmek AB ölçütleriyle bağdaşır mı? Herkes, 3 Ekim Pazartesi gününün Ankara'sındaki diplo- masi trafiğinin ne kadar dolu ve özellikle Lüksem- burg dan beklendiği için de Dışişleri Bakanı açı- sından nasıl sıkışık olduğunu elbette biliyor. Hukukun üstünlüğünü çiğneyen AB Ancak hükümet etmenin böyle zamanlarda önem taşıdığını bilmek gerektiğini de düşünüyor. Telefon diplomasisi işlemiş. ABD Dışişleri Bakanı bile AB ile Türkiye arasındaki görüşmelere müdahaJe etmiş. Hukukun üstünlüğünü ağzından düşürmeyen AB üikelerinin liderleri Avusturya'yı yola getirmenin yüzü suyu hürmerjne, Uluslararası Savaş Suçlan Mah- kemesi Başsavcısı Carla del Ponte'den o insan ka- sabı Hırvat general için yumuşama ıstemişler. Baş- savcı, "hukukun üstünlüğü adına" yapılan bu "telkin"leri içine sındirerek Hırvatistan Hüküme- ti'nin, General Ante Gotovina'yı koruduğu yolun- daki görüşlerini değiştiriverrniş! öylelikle Avustur- ya'nın üzerimizdeki veto baskısı kalkmış. Gül'ün de Lüksemburg yolculuğunun önü açılmış. Sayın Bakan koşarak havaalanına gitmek için ta- şıtına binerken, Başbakan'ın telkini ile CHP Genel Başkanı'na ancak telefon etme olanağı bulduğu- nu ve o 3 dakika içinde de çerçeve belgedeki 5. paragrafın yerdegiştirdiğini bildirip "Başkalanndan duymayın. Haberi benden alın" türünden bir neza- ket konuşması yaptığını söytedi Meclis kürsüsünde. 31 yıl önceki anlayış farkı Ben, AKP'Iİ bakanlara, bundan 31 yıl önce çok daha sıkışık bir diplomasi trafiğinde, dönemin hü- kümetinin muhalefet partileri ile nasıl diyaloğagir- diğini anlatayım. Bülent Ecevrt başkanlığındaki CHP-MSP Hükümeti, Kıbns'ta Yunanistan'ın yö- nettiği Sampson darbesi üzerine duruma garan- tör devlet olarak el koymak için karannı almış. An- cak Başbakan bir de Ingiltere ile görüşme yapmak amacıyla Londra'ya gitmiş. O görüşmeler sırasın- da Ecevit, Ankara'ya telefon ediyor ve Devlet Ba- kanı Birler'den, Başbakan Vekili Erbakan ve Dı- şişleri Bakan Vekili Baykal ile birlikte o gece Baş- bakanlık'taTBMM'detemsil edilen muhaiefet par- tilerinin lideriehni toplayarak, olayla ilgili en geniş görüş alışverişinde bulunmalannı istiyor. Türkiye, devlet gelenekleri köklü bir Cumhuriyet- tir. Dışişleri Bakanı'nın yurtdışınagörevli olarak adı- mını attığı anda bir başka bakan, "vekil" olarak gö- rev başına gelir. AKP Hükümeti isteseydi, o vekil ba- kana ya da başka bir hükümet üyesine görevi ve- rir; parti liderierine olaylan yabancı televizyonlardan değil, birinci elden öğrenme olanağını sağlardı. 1974'te işbaşında bulunan Cumhuriyet Hüküme- ti ile bugün görev yapan Bakanlar Kurulu arasın- daki demokrasi anlayışı Abdullah Bey'in de ağzın- dan önceki gün TBMM tutanaklanna geçen o ku- lak tırmalayıcı meydan okuma ile 180 derecede çe- lişmiştir. Ben CHP sözcülerinin yerinde olsaydım, önce- ki günkü görüşmeler sırasında partilerinin, Türki- ye'nin AB yolculuğunun başanlı olmasını sağla- mak için Avrupa ülkelerindeki sosyalist ya da sos- yal demokrat partiler ile yaptığı temaslan tek tek anlatırdım. Garabet, en küçük sivil toplum örgütlerine bu ko- nuda el uzatan AKP iktidannın siyasal partilere sı- ra gelince kirpi gibi toplanıp, oklannı atmaya ha- zırianmasıyla ortaya çıkıyor. Ve insan ister istemez soruyor: "Bu kafa ile mi AB yolculuğunu sürdürecek- siniz?" Meclis TV'deki karartma! önceki günkü Meclis görüşmelerinde aslında TRT'nin ekipmanlarını kullanan "Meclis TVnin canlı yayını birdenbire kesildi. Kesintinin Tetekom'un bağlantısından geldiği yolundaki açıklamalar da gerçekten çok tatsız geldi bana. Meclis'in saygın- lığına gölge düşüren adı geçen kurumun, ART ve özellikle Ulusal Kanal gibi televizyonlar için ısraria uyguladığı ayncalıklı tasarruflan da anımsayınca, bu- gün en azından Ulaştrma Bakanı'ndan hatta TBMM Başkanlığı'ndan bir uyan açıklaması bekledim. Boşuna beklediğimi bile bile.. Faks: 0 212 677 08 21 [email protected] Yayıncılar çellk'e tepklll Ünite dergisi okutana baskı İstanbul Haber Servisi - Ünite Dergileri Birliği Başkanı Ferhan Çelik, son iki yıldır Ünite dergisi öneren, okutan öğretmenlere baskı yapıldığını iddia etti. Çelik, "Okullarda birinci kaynak olarak Unite dergilerinden yararlanıhyordu. Bakanhk bundan rahatsız oldu" dedi. Öğretmenlere olan saygılan nedeniyle bir yıl süreyle Ünite dergisi çıkarmama karan aldıklannı ifade eden Çelik şu görüşlere yer verdi: "Bir yaymm okunmasuun engeflenebilmesi için savcıhğm taJebrvJe mahkemenin karar vennesi gereldr. Hiçbir ülkede, hiçbir rejimde Miüi Eğitim Bakanı kalkıp yayın yasaklamamışür." Eğitim ve Kaynak Yayın Üreticileri ve Satıcılan Platformu da her konuda gözü kara bir özelleştirmeyi savunan hükümetin, ilköğretim okullanndaki yardımcı yayınlara izin vermemesini büyük rutarsızlık olarak değerlendirdi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle