Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 7EKİM2005CUM
HABERLER
DU1YKADABUGUN
ALt SİRMEN
Avrupa, Sandığımn
Avrupa Değil Arük...
Türkiye'nin düşünce ve siyasal tarihinde
Avrupa'nın bambaşka bir yeri vardır. 19.
yüzyıldan başlayarak Avrupa coğrafi ve si-
yasal bir kavram olmanın dışında, ulaşılması
gereken bir ideal, modernleşmenin modeli,
Cemal Süreya'nın deyişiyle, "çağdaşlaş-
manın tek mümkünü" olagelmiştir.
Bir başka deyişle Avrupa iki yüzyıldır Tür-
kiye'nin Amerikası olmuştur. Tanzimat Avru-
pa'ya özenmiş, hatta zaman zaman Avrupa
karşısında komplekslenmiş, örnek aldığı
çağdaşlaşma modelinin uygulanmasında ise
yetersiz kalmış, sınırlı başanlarla yetinmiştir.
Avrupa Osmanlı'nın hem örnek aldığı mo-
deli olmuştur, hem de emperyalist yapısıyla
sömürücüsü ve de sonunda onu ortadan
kaldıran düşmanı.
Cumhuriyet devrimlerine de esin kaynağı
olmuştur Avrupa. Ama Cumhuriyet'in re-
formlar açısından Tanzimat'tan farkı, hem
bağırnsız hem de bütüncül olması, hiç değil-
se başlangıç dönemlerinde içinde herhangi
bir kompleksi banndırmaması, modeli örnek
alırken kendi özgün kişiliğine bağlı kalması-
dır.
Son yıllarda, Avrupa karşısında, yeniden
Tanzimat dönemi tavrı benimsenmeye baş-
lanmıştır.
•••
Türk kamuoyunda da, Avrupa karşısrnda
aynı tavrı izlemekte, Avrupa'nın abartıldığını
görmekteyiz.. "Biz adam olmayız ağabii"
zihniyetiyle Tanzimat aydını gibi Avrupa gel-
sin, adam etsin düşüncesi egemen olmuş,
AB üyeliğinden olumlu beklentiler olabildiği-
ne abartılmıştır.
Oysa kapısını aday olarak araladığımız,
ama belki de orada tahmin edilemeyecek
kadar uzun süre, hatta ebediyen bekleyece-
ğimiz Avrupa'yı iyi tanımak ve değerlendir-
mek zorundayız.
Avrupa, doksanların kendinden emin, sü-
rekli gelişen ve büyüyen, insanlarına refah
vaat eden topluluğu olmaktan çıkmıştır.
Yaşlı, dünyada rekabet gücü azalmış, ken-
dini yenilemekte güçlük çeken, küresel viz-
yona sahip olmayan, olamayan, olma ola-
naklanna da sahip bulunmayan bir topluluk-
la karşı karşıyayız.
Ikinci Dünya Savaşı sonrası, kıtanın düştü-
ğü ikincil durumdan kurtulmak için önce bir
gümrük birliği olarak kurulan, sonra bir siya-
sal bütünlüğe, geniş bir pazara ulaşmaya
çalışan Avrupa, yanm yüzyıl geçmeden hav-
lu atmış bir görünüm sergilemektedir.
• • •
özellikle 2005 yılındaki Avrupa görüntüsü
oldukça ilginçtir. Işsizlik oranlarının hızla
yükseldiği önde gelen ülkelerin yüzde 10'lar
dolayında bir düzeye ulaştığı, küreselleşme-
nin etkisiyle, refah devletinin tarihe karışma-
ya başladığı Avrupa'da insanlar artık daha
az güvence, daha az ücret ile daha çok ça-
lışmakta, sosyal güvencelerinin yok olduğu-
nu görmekte, geleceğe olan güvenlerini yitir-
mektedirler.
Bu yaz yapılan Avrupa Anayasası oylama-
larında Avrupa halkları kendilerine sunulan
AB modelini reddetmişlerdir. Yapılan kamu-
oyu yoklamaları, AB Anayasası'nın parla-
mentolar tarafından onaylandığı ülkelerde
de tabanın modele karşı olduğunu ve ona
evet demeye hazır olmadığını göstermiştir.
Ardından patlak veren bütçe krizi ise orta-
ya, halkının yapısından memnun olmadığı,
üyelerinin bütçesi konusunda bile anlaşa-
madığı bir AB ile karşı karşıya olduğumuzu
göstermiştir.
Türkiye'nin adaylık müzakere süreci işte
böyle bir dönemde başlamıştır.
17 Aralık bildirgesi gibi adaylık müzakere
çerçeve belgesi de, AB'nin en iyi ihtimalde
bile Türk halkının beklentilerinin (dilerseniz
bunlara boş beklentiler de diyebilirsiniz) kar-
şılanmayacağını göstermektedir.
Kısacası, Ispanya, Portekiz ve Yunanistan
örneklerinde görülen AB katkısıyla ekono-
mik gelişme sağlama örneği artık Türkiye
için geçerii değildir. Avrupa bizim kamuoyu-
nun algıladığı Avrupa değildir artık. Bu ger-
çeği görürsek daha sağlıklı bir müzakere sü-
reci geçirebiliriz.
asirmen@cumhuriyet.com.tr
DİL DERNEĞİ'NDEN
Yeni, güçlü kaynaklar...
"Doğru yazmak, dili doğru kullanmak için..."
YAZEVI KILAVTJZU
6. basun, Eylül 2005
TÜRKÇE SÖZLÜK
2. basım, Eylül 2005
*
Öğrenciler İçin
tNGİLtZCE-TÜRKÇE SÖZLÜK
Prof. Dr. Ahmet Kocaman
*
SÖYLEV "NUTUK"
MUSTAFA KEMAL ATATÜRK
9. basım, Eylül 2005
*
Tel: 0 312 425 83 60 / Belgeç: 0 312 417 33 28
dildernegi(5 dildernegi.org.tr
- Ödemeü gönderilır...
AB'nin genişlemeden sorumlu üyesi Rehn: 2020 yılına kadarolan erteleme belki de kalıcı hale gelebili
'Serbestdolaşım' itimfiANKAR4 (CumhuriyetBürosu) -
AB'nin genışlemeden sorumlu üye-
si OIKRehn, Türklerin Avrupa 'da ser-
best dolaşınunın 2020'ye kadar erte-
lenebileceğini belirterek "O zaman
Avrupa'nın işgücü piyasasına bakıhp
belki de serbest dolaşım konusunda-
ki bu erteJeme,kabcı halegelehffir" de-
di. Ek protokol çerçevesinde, malla-
nn Türkiye ile 25 üye ülkede serbest-
çe dolaşması gerektiğine işaret eden
Rehn, "Bunun sorunsuz uygulanma-
sını umuyorum ve sorunun müzake-
re sürecinde çözüleceğini ümit ediyo-
rum" dıye konuştu.
AB 'nin genişlemeden sorumlu üye-
si Olli Rehn, temaslarda bulunmak
üzere Ankara'ya geldi. Rehn, temas-
lan çerçevesinde ilk olarak Dışişleri
'EİC prOtOkOİ SOrunuriU ÇÖZÜn' Müzakerelerin başlamasıyla AB'nin
sözlerini yerine getirdiğini kaydeden Rehn, şimdi Türkiye'nin de üzerine
düşeni yapması gerektiğini söyledi. Rehn, Gül'e, Gümrük Birliği Ek
Protokolü'nün TBMM'de onayının Türkiye tarafından gecikme olmaksızrn
iyi niyet gösterilerek halledilmesi görüşünü aktardığını söyledi.
Bakaru Abdullah GüJ ile resmi ko-
nutta bir araya geldi. Toplantının ar-
dından Rehn ve Gül ortak basın top-
lantısı düzenledi.
(D>nümûzdel>îryokgörevvar
Toplantıda, "Müzakere süreci önü-
müze birçok görev ve işi getirmekte-
dn*" diyen Gül, bu yeni dönemde ça-
Iışmalann ağırlıkJı olarak Rehn, eki-
bı ve Türkiye'deki ilgih kurumlar ara-
sında geçeceğini anımsattı. Gül, Uyum
Protokolü'ne ilişkin bir soru üzerine
Türkiye ile AB'nin 25 üyesi arasın-
daki Gümrük Birliği 'nin fonksiyonel
olduğunu. mallann serbestçe dolaşa-
bileceğinj ifade etti. Rehn ise Güm-
rük Bırligi Ek Protokolü'nü Gül ile gö-
rüşmesinde ele aldıklannı Gül'e bu so-
runun ve protokolün TBMM'de ona-
yının Türkiye tarafından gecikme ol-
maksızın iyi niyet gösterilerek halle-
dilmesi görüşünü aktardığını söyledi.
Ek protokol çerçevesinde, mallann
Türkiye ile 25 üye ülkede serbestçe
dolaşması gerektiğine işaret eden
Rehn, "Bunun sorunsuz uygulanma-
sını umuyorum ve sorunun müzake-
re sürecinde çözüleceğini ümit ediyo-
rum'' diye konuştu.
Kayseri'ye gidecek
Rehn' in temaslarmın birbölümünü
Kayseri'de yapacağını anımsatan Gül,
bu istemin Rehn'den geldiğini söyle-
di. Müzakerelerin başlamasıyla AB'nin
Ankara'da
temaslarda
buhman Rehn, dün
ilk olarak Dışişleri
Bakanı Abdullah
Gül ile resmi
konutta bir araya
geldi. Toplantmın
ardından Rehn ve
Gül ortak basın
toplanüsı
düzenledi
Türkiye'nin
reformlar
konusundaki
Uerleme ve
uygulamasma
bakacaklannı
betirten Rehn, 1
Haziran'da
yürürlüğe giren
TCK'dehâlâsorun
olduğunu söyledi
(Fotoğraf: AA)
sözlerini yerine getirdiğini kaydeden
Rehn, şimdi Türkiye'nin de üzerine dü-
şeni yapması gerektiğini söyledi.
'Herkes nasü mutlu oluyor'
Rehn, Ankara'daki temaslannı dün
öğleden sonra TBMM'de sürdürdü.
Rehn, TBMM'de orta şekerli Türk
kahvesi içti. TBMM'de basına kapalı
olarak CHP ve AKP'lilerle görüşen
Rehn'in temaslanna AB Komisyonu
Türkiye Delegasyonu Başkanı Hans-
jörgKretschmerdekatıldı. Görüşme-
ye katılan CHP'li OnurÖymen, "Bel-
geyehem Avusturya,hem Türkiyeçok
sevindi Bu nasıl ohıyor" diye sordu.
Rehn'in bu soruya "Siyaset bir sanat-
ur. Ortak bir beige üzerinde anlaşma
arandığızaman bilerekbazı boşlukiar
bıraküır. Sonra onlar doldu-
ruhır,herkesmemnunohır" ya-
nıtını verdıgı öğrenıldı. TBMM
AB Uyum Komisyonu 'nu da
ziyaret eden Rehn, burada yap-
tığı açıklamada, Türklerin ser-
best dolaşınunın 2020'ye ka-
dar ertelenebileceğini söyle-
yerek "Günü geldiğinde o za-
manki şartlara bakıhr. O za-
man Avrupa'nın işgücü piya-
sasına bakıhp belki de serbest
dolaşım konusundaki bu erte-
leme, kabcı hale gelebitir" de-
di. Rehn, tarama sürecının 1 yıl
süreceğini bildirdi.
'Vîzesiz giriş
hükümetterin işV
protokolün oııayıAP'den sonra
Türkiye'nin Rum Yönetimi'ni tanımadığını beyan ettiği deklarasyonun belgenin bir parçası olarak
TBMM'ye gelebileceği, ancak AP'nin belgeyi karşı deklarasyon ile onaylayamayacağı savunuldu
MAHMUTGÜRER
ANKARA - Türkiye, limanlannın
Rum uçak ve gemilerine açıhnasuıı ön-
gören Gümrük Birliği Ek Protokolü'nü
TBMM'den deklarasyonla birlikte ge-
çirmeyi planlıyor. Ancak bu hamle A\ -
rupa Parlamentosu anlaşmayı onaylama-
dan gerçekleştinlmeyecek.
Dışişleri Bakanlığı kaynaklan, An-
kara Anlaşmasf mn 10 yeni AB üyesi-
ne uygulanmasını içeren ek protokolün
TBMM'ye getirilmesinin kesin oldu-
ğunu ifade ederlerken Türkiye'nin Kıb-
ns Rum Yönetimi'ni tanımadığını be-
yan ettiği deklarasyonun da belgenin
bir parçası olarak onaylanmasının he-
deflendiğini söylediler. Buna karşın
AP'nin belgeyi AB tarafindan yayım-
lanan karşı deklarasyon ile onaylaya-
mayacağını savunan kaynaklar, "Bu-
nun oedenibizim deklarasyonu anlaşma-
ya ekleyerekimzalamışolmamızdır. An-
cak AB, karşı deklarasyonunu biz pro-
tokohi onavlâdıktan günler sonra yapü.
Vani Türkiye'nin ekli çekincesi ellerine
ulaşüktan sonra. Dolavısıyla AP bunu
onavlamazsa AB'nin sorunudur. Çün-
kü Türkiye görevini yapmıştır" değer-
lendırmesini yaptılar.
^AB'ye girdikten sonra bağlar'
AB'nin karşı deklarasyonunda yer
alan "Kıbns'ın tanmması" ve "Lünan
ve havaalanlannuı Kıbns Rum Yöneti-
mi bandırah gemi ve uçaklara açıhna-
sı" ıfadesinin ancak Türkiye "nın AB 'ye
girmesinden sonra birbağlayıcılığı ola-
cağını savıınan kaynaklar. "Bu süreçte
BM kapsamh bir çözümün gerçekleşe-
ceğineinanrvoruz. Vebunun içinsundu-
ğumuz tekhthâlâ geçertüigini koruyor"
diye konuşrular.
Türkiye'nm Büieşmiş Milletler kap-
sarrundaki girişimlerinin "sürekü" ol-
duğunu ifade edenkaynaklar, "Bu kap-
samda BM'yesunduğumuzteklifte rünı
kısıtlamalann aviu anda. Kıbns konu-
sunda tarafolan ülketer tarafindan kal-
dırüması teküfîni yaptık \e bu bir BM
belgesi hah'ne geldi Ancak berkesin ka-
bul ettiği bu çözümü Rumlar bir türhı
kabul etmiyor" diye konuştular.
BM çözûmû vurgulanmışft
Türkiye tarafindan Gümrük Birliği
Ek Protokolü ile birlikte yayımlanan
deklarasyonda, "Kıbns Rum Yöneti-
mi'nm tanınmadığı vçprotokolün bu ül-
keye uygulanmayacağı" belirtilirken,
ancak BM çatısı altında gerçekleşecek
bir çözüm ile anlaşmanın işler hale ge-
tirilebileceği ifade edilmişti. AB de bu-
nun üzerine yayunladığı deklarasyon-
da Türkiye'nin Kıbns Rum Yönetimi'ni
"Kıbns Cumhuriyeti" olarak tanıması-
nı istemiş, bu durumu da 2006 yıluıda
denetleyeceğini bildirmişti.
ERDOĞANDAN 'CHIRAC ÇARKI
tstanbul Haber Senisi - Fransa Cumhurbaş-
kanı Jacques Chirac'm, Türkiye'nin kültürel
devrime ihtiyacı var sözleri üzerine, "Chirac
düşüncekrini kendine saklasm" açıklamasın-
da bulunan Başbakan Tayyip Erdoğan, dün
çark etti. Erdoğan. "Fransa h'deri benim as-
hnda iyi bir dostumdur. Ben kendisine eleşti-
riler getirmedim. Maalesef bize yapılan bir
eleştiriye sadece bir cevap verdim" dedı.
'- HAYATMINENZORZHARETİ İMTİYAZLI ORTAKLIK DA SEÇENEK'
VİYANA (AA) - Avusturya'nın Lüksemburg'daki AB
toplanrısı sırasında Türkiye'ye "imtiyazh ortakuk ve-
rihnesi" konusunda direttiği saatlerde Türkiye'ye res-
mı zıyarette bulunan Avusturya Meclis Başkanı And-
reas KhoL "hayabnın en zor resmi znaretini vapogını"
söyledi. Özelükle Cumhurbaşkanı Ahmet .N'ecdet Se-
zer ile yaptığı görüşmenın "çok zor geçt^jni" belirten
Khol, "Sezer'in çok zor sorular sorduğunu, kendisinin
de çok zor yanıtiar verdiğini ve bu > üzden de 15 daki-
kahk görüşmenin bir saat sürdüğünü" bildirdi.
R4RİS (AA) - Fransa Başbakanı Dominique de
Vfflepin, senatoda dün yapılan görüşmede
Türkıye'nin üyeliğine ilişkin kendisine yönel-
tilen sorulan yanıtlayarak "Bugün, müzakere-
lerin sonucunun ne olacağnu khnse sövlevemez.
İmtiyazh ortakhk da içinde ohnak üzere bütün
seçenekler açık" dedi. De Villepin, aynca, Tür-
kiye'nin üyeliği için Fransız seçmenlerin refe-
randumla görüşlerini açıklayacağını anımsattı.
Rehn. "AB ile müzakerele-
re başlayan ülkenin vatandaş-
lan müzakere süresince diğer
ülkeiere vizesiz girebikti. Bu.
Türkiye için de mümkün ola-
cak mı" sorusuna "Bu,hükü-
metlerin işi Bizi ilgilendiren
bir konudeğfl" karşüığını ver-
dı. Rehn, "hazmetme kapasi-
tes
n
yk ilgili sorulara da, "Bu
yeni bir şey değil. 6 Ekim
2004'teki Derlemeraporunda-
ki hususlann yapünıasuu bek-
le>
r
eceğiz'' karşılığuıı \erdi.
Rehn, ögleden sonra TBMM
AB Uyum Komisyonu Baş-
kanı Yaşar Yakıs ı ziyaret et-
ti. Yakış'uı toplanrıya katılan
komisyon üyelerini tamtırken
AKP Batman Milletveküi Afif
Demirkıran için "Türkiye'nin
Kürtçe konuşulan bölgesin-
deftEddKıirtlehçtfcriniiyikD-
nuşur" demesi dikkari çekti.
Tamuk duşûnce suçlusu'
Türkiye'nin reformlar ko-
nusundaki ılerleme ve uygu-
lamasına bakacaklanru belir-
ten Rehn, 1 Haziran'da yürür-
lüğe giren TCK'de hâlâ sorun
olduğunu söyledi. Orhan Pa-
muk'u örnek gösteren Rehn,
"Pamuk, TCK'deki düzenle-
melerden ötürü düşünce suç-
hısudur.Avrupa'da birkişidü-
şüncelerinden ötürü suçlana-
maz. Türkhe'de de Idmse dü-
şüncelerinden ötürü suçlan-
mamah" görüşünü ifade etti.
Bundan sonraki süreçle ilgili
bilgi veren Rehn, tarama sü-
recinin 1 yılda tamamlanabi-
leceğini kaydetti. Türkiye'nin
bundan sonraki tavn konusun-
da Rehn. "Poütiktürbülansis-
temiyoruz" diye konuştu. Rehn
akşam saatlerinde ise Başmü-
zakereci AK Babacan ve CHP
Genel Başkanı Deniz Baykal
ile görüştü. Bunlann ardından
ise Gül'ün, onuruna verdiği
"htar yemeğine'' katıldı.
IR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR oralcalislar@cumhuriyet.com.tr
Ultra milliyetçilerin gazetesi Yeni-
çağ'ın dünkü manşeti "İlk Isyan Pa-
şalardan" şeklindeydi. Spotta ise
şunlar yazıyordu: "AB markatı Tûr-
kiye'yi parçalayıp yok etme planına
en sert tepkiler emekli paşalardan
geldi. Hepsinin ortak görüşü:
KKTC'den asla taviz verilmemeli ve
sırtımızın sıvazlanmasınm rehaveti-
ne kapılıp dönüşü olmayan hatalar
yapılmamalı."
Yeniçağ gazetesi, kendi dünkü
manşetine de gönderme yapmış ve
"Asker Konuşsun" manşetini de
küçülterek yeniden yayımlamıştı. Bu
manşetin hemen yan tarafında ise
"Ingiltere'nin Baskı Oyunu" haberi
dikkat çekiyordu. Diğer gazetelerde
de yer alan haberin özeti şuydu:
"Ingiltere Dışişleri Bakanı Jack
Stravv'un toplantı sırasında Rum
Kesimi'nin itirazlan karşısında, 'Se-
sini çıkarma. Itirazlarını sürdürürsen
Türk askerini Ada'dan hiçbir kuvvet
çıkaramaz. Bu işi bize bırak' dediği
ortaya çıktı."
• • •
Yeniçağ'ın özetleyerek aktardığı
Kıbns'ı Yeniden Düşünmek
Ingiltere Dışişleri Bakanı'nın sözleri-
ni Kıbrıs'taki Rum basını yazmıştı.
Asfında işin doğrusu, yani tartışma-
nın özeti şuydu: "Eğer Türkiye aley-
hine bu maddeyi koydurma çabası-
nı sürdürürseniz, görûşmeler kopar
ve bunun sonucu şunlar olur: Kıbns
sorunu çözülmez, bölünmüşlük da-
im olur. Türk askeri Kıbns'tan hiçbir
zaman çekilmez. Tarihi sorumluluk
size yüklenir. KKTC'nin tanmması
için koşullar oluşur."
Bu bilgiler ışığında, AB süreci ve
Kıbns konusunu yeniden degerlen-
dirmekte yarar olduğunu düşünüyo-
rum. önyargılan bırakıp gerçekten
yeniden düşünelim: Kıbrıs'ta Türkler
Annan Planı'na "Hayır", Rumlar
"Evet" deseydi nasıl bir durumla
karşı karşıya kalırdık?
Rumlar, Türkiye'nin önüne her
türtü engeli rahatça çıkarırlardı, za-
ten Türkiye 17 Aralık zirvesinde mü-
zakere tarihi bi/e alamazdı. Türkiye,
AB ile ilişkileri bozuian bir ülke ola-
rak bugünküyle kıyaslanmayacak
ölçüde ciddi ekonomik, sosyal ve
toplumsal sorunlarla karşı karşıya
kalırdı.
• • •
Kıbrıs'ta tren 2002 Aralık'ında Ko-
penhag'da kaçırılmıştı. O dönem
Kıbns'taki Türk yönetimi Annan Pla-
nı'na "hayır" dediği için Rumların
uzlaşmaz taraf olduğu hiç düşünül-
memişti bile. O zaman Kıbrıs'ın
aday üyeliği asil üyeliğe dönüşmek
üzereydi. Eğer o dönemde Annan
Planı temelinde bir uzlaşma sinyali
verilseydi, referandum AB üyeliğiyle
birlikte oylanacaktı, Rumlar "hayır"
dedikleri zaman AB dışında kala-
caklardı. Neyse artık orasını tartış-
manın biryaran kalmadı.
Şu anda üyelik nedeniyle Rumlar
inisiyatif sahibi durumdalar. Çünkü
onlar karar veren bir Konseyin veto
hakkına sahip üyesi olarak hareket
ediyorlar. Ancak, uluslararası çözü-
mü reddeden taraf olduklan için sü-
rekli denetim altındalar. Zorluk çı-
kardıklan an karşılanna sert uyanlar
çıkanlacaktır, bunun uyanlanyla kar-
şılaşıyorlar.
Bu koşullarda Kıbns konusu sanı-
nm AB üyelik müzakereleri boyunca
gündemimizden düşmeyecek.
Rumlar, şimdilik çözüm istemeyen
taraf olarak engelleri sürdürmek is-
teyecekler, ancak nereye kadar?
Çünkü, ortada bir çözüm planı du-
ruyor ve Rumlar bunu reddeden ta-
raf durumundalar.
Kıbrıslı Türkler açısından durum
nedir? Kıbrıslı Türkler, birleşik ba-
ğımsız bir Kıbns istiyorlar. Türklerin
ve Rumlann kendi özgürlüklerini te-
minat altına aldıkları bir Kıbrıs'ı
Türkler savunuyorlar. Bu yönde bir
çözüm umudunu koruyorlar. Rumlar
bugünkü tutumlannda ısrar ederler-
se, Kıbrıslı Türklerin şu andaki sta-
tükolan kalıcı hale gelebilir.
Emekli paşalara gelince: KKTC
bağımsız bir devlet mi, yoksa Türki-
ye'nin parçası, ancak göstermelik
olarak bağımsız mı görünüyor? Bu-
na tabii ki emekli paşalardan önce
karar verecek olan Kıbns Türk halkı.
Kıbns'ın Türk halkı, referandum ve
yapılan son seçimlerle iradesini or-
taya koydu. Bu irade, söz konusu
emekli paşalann istediği yönde de-
ğil.
Kıbns sorununda şu anda Kıbnslı
Türkler haklı durumdalar. Zaman
içinde inisiyatifleri daha da artacak.
O zaman sıkışan taraf Rumlar ola-
cak. Sürecin böyle gelişeceğinin ilk
işaretleri 3 Ekim müzakereleri sıra-
sında ortaya çıkmaya başladı bile...
AB 'yle müzakerelerin başlama bi-
çimine, müzakere çerçevesine karşı
çıkabilirsiniz. Bu herkesin demokra-
tik hakkı. Ancak, "Paşalar göreve,
Asker konuş" çağrılan demokratik
bir ülkenin, özgür basınına ne kadar
uyuyor? Askeri cezaevlerinde ülkü-
cülerin pişmanlık duygulanna tanık
olduğum için, "Tarihten hiç mi ders
almadınız" diye sormak geliyor
içimden.