22 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
4- EKİM 2005 SALI CUMHURİYET SAYFA DIZI 17 Tarihi ve doğasıyla göz dolduran kentin kalkınması için yapılması gerekenler tartışılıyor Ardahan'ıngeleceğiturizmde ARDAHAN'DAN SARIKAMIŞ'A Perihan Ergun o K ars-Ardahan-Iğdırhlar Birliği Daya- nışma Platform'u Genel Başkanı Sa- bahatin Şengül'ün konuğu olarak Ar- dahan'a gıttım Platformun amacı, "Ardahan tUnin Sorunlan ve Çözümfcri" konulu sempoz- yumdu. 16 Eylül'de Kars'a, oradan da Arda- han'a ulaştım. O gün Siırt'ten atanan Valı Mu- rat Yıdının ile Ticaret ve Sanayi Odası Başka- nı Latif Tosunoğlu ıle tanıştık. Vali, soyadı gibı Yıldırım hızıyla birçok so- runu çözmek karar ve azmindeydi. O akşam Po- lis EvTnde verdiği -hoş geldiniz- yemeğinde de sorun ve çözümlere genişçe değindi. Ardahan"ın en güzel yanlanndan birinin asayiş bakımından yöreye ömek olacak nitelikte olduğunu da vur- guladıktan sonra sosyal ve ekonomık yaşam ek- sikliklenne yenıden değindi. "Bunlan DPT'ye gönderdik, olumJu sonuçlannı bekHyoruz" der- ken Ardahan'ın tarihi ve doğasıyla turistik kent olması gerektiğıni de belırtti. Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Latif Bey yörenin ünlü kaşar peynirleriyle balının Anzer balından daha üst nitelikle florasının bunu oluş- tıırabileceğine, kovanlann ve üreticilerinin sıs- temlı eğıtımiyle ihracatta önemli bir ekonomik güç getireceğıne ınandığını belirterek teşvik kre- dilenne de gereksinim duyulduğunu nedenleny- le dıle getırdı. Çıldır ve Türközü Kapılan'nda ticaret merkezleri kurulması gerektiğini, oradan sadece ithalat yapıldığını, oysa ihracatın da ya- pılabilmesinde Gümrük Müsteşarlığı'nın hare- kete geçmesıni, bu olursa kentin kalkınmasında önemli bir unsur olacağını belirtti. ILTUR SANAT MUZESI PROJESI Ardahan Halk Eğitım Merkezi Konferans Sa- lonu'ndakı sempozyum, Sabahattin ŞengüTun açılış konuşmasıyla başladı. llk sözü CHP Ar- Damal bebekleri Ardahan'ın Damal ilçesinde, yörenin kadınlarına katkı sunmak ve kürrürel değerleri yaşatmak amacıyta Damal bebekleri üretiliyor. Bu bebekler, Japonya'da El Emeği kategorisinde birincilik ödülünü aldı. Bu durumda bu üretimin sanayi haline getirilmesi gerekiyor. llçe Orta Asya'dan Avrupa'ya göç eden Oğuz Boyları'ntn da güzergâhı. Yöre kadınları hâlâ Orta Asya'nın geleneksel Oğuz giysilerini kullanıyor. dahan Milletvekili Ensar Öğüt aldı. Yörenin kalkındınlmasındaki önemıni partisinin öne sür- düğü plan ve programlarla oluşturulmasuıı TB- MM'ye getırdıklenni genişçe anlattı. AKP Mil- letvekili Kenan Altuğda sorunlan devletin hal- ledebıleceğini savundu. Onlan dinlerken içim- den, "Baylar. Ardahanh bu sorunlan yaşryor.. sizkri o> vererek Meclis'e bunlan çözün diye göndcnnedi mi" demek geçti. I oturuma Kafkas Ünıversıtesi Rektör Vekili Prof. Dr. CevdetBozkuş'unbaşkanlığindageçıl- di. Bozkuş'la daha sonra Kars'ta yöre hakkın- daki çalışmalannı da dinlemek mutluluğunu ya- şadım. Örneğin; Kars Kalesi altuıdaki tktisat Fakültesı kapısının hemen yanında Ruslardan kahna, metruk haliyle bile görkemi fark edilen yapıyı kültür sanat müzesi haline getirmeyi çok istediğini açıklarken duyduğu heyecanı ben de yaşadım. Kars'ın varsıllanna duyurulur. Bu serhat kentlerinin, oralarda doğup büyük şehirlerde varsıllaşanlann desteklerine çok ge- reksinmeleri var. Buralardaki yoksuzluk ve yok- sunluk ancak giderilebilecektir. Mayıs 2005 sonunda Eczacılık Fakültesi'nden Prof. Nazan Bergişadi'nin yitirdiği ablası Canan adına Kars'ın Selim ilçesine bağh Gelinalan kö- yüne bağışladığı İlköğretim Okulu'nun köy hal- kına tarif edilemez sevincinin heyecannıı hâlâ yaşıyorum. Bu okul 19 Eylül'de açıldı. Basın- dan öğrendiğime göre; kırtasiye, kitaplık araç gereç eksikliklerinin tamamlanmasına gereksi- nim varmış, DuyurulurL Sempozyumun yapıldığı Halk Eğitim Mer- kezi Müdürü eğitimci Halil Yüdız'a duyduğum saygıyı da belirteceğim. Tıpkı Istanbul Adalar Halk Eğitim Merkezi Müdürü gibi üretken. Hal- kının üretkenlığıne ve eğitimine sahip çıktığını gözledım. Damal bebeklerini üreten yaşlı kadınlann ev ortamından çıkartılarak oluşturulacak atölyeler- de genç kız ve kadınlann da yetiştirilmelerini, üretimin çoğaltılıp yoğun tanıtrmlarla dış ülke- lere satılmasının ondaki heyecanını gördüm. Bu müdürün Ardahan kadmlan için bir şans oldu- ğunu düşündüm. S Ü R E C E K Türk Devrimi ve Ekonomi-1 Prof. Dr. RAUF HAZNEDAR Kurtuluş Savaşımız zaferle sonuçlandığında Mustafa Kemal birçok konuşmasın- da, iktisadi zaferler kazanıl- mazsa yeni Türk toplumu ik- tisadi yönden ayakta tutul- mazsa askeri zaferin geçici olacağını anlatır. Ocak 1923'teki, "Bundan sonra pek mühim zaferlere kavu- şacağız. Fakat bu zaferler süngü zaferleri değil, iktisat ve ilim zaferleri olacaktır" sözleri onundur. Dünyanın değişimini, değişimin moto- runu, bilimsel gelişmeleri, ay- dınlanmayı yeterince kavra- yamamış, en az 250 yıl geri kalmıştır, Osmanlı Devleti. Lozan görüşmelerinin kesil- mesini Ismet Paşa "Esir ol- mayı kabul etmedik" diyerek açıklayacaktır. Görüşmeler iktisadi kapitülasyonları da- yatan Düveli Muazzama'ya direnmemiz nedeniyle kesi- lirken Lord Curzon, Ismet Paşa'yı tehdit edecektir: "Her istemimizi reddediyor- sun. Ama memleketiniz ha- raptır. Yarın gelip imar için yar- dım istediğinizde şimdi red- dettiklerinizi cebimden çıka- np bir bir önünüze koyaca- ğım." Mustafa Kemal, Şubat 1923'te Izmir İktisat Kongre- sı'nde, emek (çalışma) ulusal andından söz eder. Türk Devrimi'nin önder kadrosu ulusal ekonominin önemini ve bu alanda büyük bir dönü- şümün gereğini iyi bilmekte- dır. Nasıl bilmesinler ki? 1911 Trablusgarp'tan beri en az 12 yıldır savaşan, 1918 Mond- ros Ateşkesi'ni, Anadolu'nun yoksulluğunu, Sakarya'ya çekilişi yaşayan ve zorlukla topladığı askerine çarık, ça- maşır, çorap bulabilmek için "jlusal yükümlülük" yasası- n çıkaran onlardır. Ulkenin tümüne egemen, yjzyılların köhne iktisadi ve toplumsal yapısı değişme- dkçe devrimin ayakta kalma, oahası, yaşama şansı olma- yacaktır. Kurtuluş Savaşı ile birlikte Mustafa Kemal'in önderfiğin- ös aklın egemen olduğu laik toplum düzeni doğrultusun- ca ilk adımlar atılmış, Cum- hüriyet kurulduktan sonra ar- tan ivme ile her alanda çağ- caşlaşma çabatarı sürmüş, »nunda Türk Aydınlanması «rçekleşmiştir. Hiç süphe- sz, kadının bir birey olarak tjplum yaşamına katılması, Kurtuluş Savaşı'nın olduğu gbi, Türk Aydmlanması'nın ca köşe taşlarından birini ouşturmaktadır. "Hayatta en •zkiki mürşit ilimdir" anlayı- şı geçerli kılınmış, toplumun bütün kuşaklarının ve genç- lerin eğitimine ağırlık veril- miştir. Avrupa güdümündeki Os- manlı Devleti'nden tümüyle farklı olarak toplumun sorun ve gereksinimleri belirlenmiş, bunlara kendi çözüm yolları- mız bulunmuştur. Yiyecekten giyeceğe başlıca gereksinim mallarının üretiminden tutun, demiryolları, madencilik, de- mir-çeHk ve savunma sana- yiine değin yeni bir üretim toplumu yaratılmıştır. Bu ba- şarıda 1930'larda uygulanan planlı kalkınma yaklaşımının katkısı yadsınamaz bir ger- çektir. Sermaye birikiminin olmadığı, özel girişimin bilin- mediği, bağımsızlığını yeni kazanmış o günün Türkiye- si'nde devlet kamu iktisadi teşekkülleri (KİT) aracılığıyla iktisadi yaşamın oluşumu, düzenlenmesi ve üretim bi- rimlerinin kurulmasında kri- tik bir işlev yüklenmiştir. Kı- sacası toplumun varı yoğu bir araya getirilip bir ulusal ekonomi düzeni yaratılmıştır. 1923-1939 arası ortalama yüzde 10'luk bir kalkınma hı- zı elde edilebilmiştir. Kuşku- suz, çağdaşlaşma yolunda yapılan yenilikler ve Türk Devrimi'ni oluşturan diğer tüm reformlar, yeni üretim toplumunun oluşumunda önemli bir altyapı sağlamış- tır. Bu ekonomik başarı, yıl- larca süren savaşta yitirilen yüzbinlere, savaşın yarattığı yıkım ve yoksulluğa, 1929'a değin süren kapitülasyonla- ra, ödenen Osmanlı borçları- na, 1929 büyük dünya eko- nomik bunalımına karşın sağlanabilen en büyük zafer- diraslında... Türk Devrimi'nin kalıcı, et- kili, başanlı olması da iktisa- di alanda yaratılan çözümle- rin, kendi çözümlerimizin so- nucudur. Bu çözümler, üre- tim güçleri ve üretim ilişkile- rini geliştirmiş, kalkınma sağlanmıştır. Emperyalizme karşın sermaye birikimi ol- mayan bir toplumda üretim artışı, sınayileşme ve kalkın- ma başarılmıştır. Türkiye Cumhuriyeti'nin yaşaması, ayakta kalması ve Türk Dev- rimi'nin tutması, devrimin ekonomik alandaki başarı- sıyla doğrudan ilişkilidir. Türk Devrimi'nin ekonomik boyu- tu ve karakteri onun en öz- gün yanlanndan birini oluş- turmaktadır. Yirminci yüzyılın izleyen yıllarında özgüriüğü- nü kazanan geri kalmış ülke- lerin, Türk Devrimi'nin eko- nomik yaklaşımını benimse- dikleri görülecektir. ÇİZGÎLİK KÂMtL MASARACI kamilmasaraci << mynet.com H A R B l SEMtH POROY semihporoyn yahoo.com HAYAT EPİK TİYATROSU MLSTAFA Blwtıs hayatepikia mynet.com "OEL HIRS TANRISININ ELÎYDİI.." OTOBUSTEKILER KEMALLRGESÇ k_urgenc(âyahoo.com tetik ç. l'<fût. • • TARİHTE BLGÜN MLMTAZ ARIKAN 4 Ekim mcic.mumtaz-arikan.com ÜZAY ÇAGIN/N BAŞlANGfCf.. 'Pe BUSÛN, SOVTETLEK 8İRÜ&İ, DÛNVININ İU< YAPMA UYCHJSUNU U2AYA 6ÖNPBRl>İ-SPUTUİ(I.. KlJSYA'OA U2AY ÇALJŞMAL48I, İ3. YÜZYIUNSON- LARfNM, *ZMS7WrİN £. TS/OIKOVSKY İLB BA$IA- MIŞTI. 8OK£TL£#ÜZ£eİNO£ ÇAU$AN BİLS/N, İK KE2 KATt Y/iiar YBGİNE SfM MKm ÖH&tMİŞTt. UZAYA ABAÇ GÖNDEKMEH£SAPLAKrN/DA ÛJC yA. FAN O OCPC1- TSİOUCOVŞKT 13SS'TE ÖLDÜ^IMA SAŞ. lATTlSf ÇAUÇMAİAJ?, İLK UH>Ü /l£ Ü&JAÜJMÛ t/E- Ş TAMPtHOAN HAZIJ&ANAN 'SPUTNİKI^Oev Bİ8 KITAiA/ZARASl BAÜS7İKFÛZ£ /LE, 8AYKOMJR ÛSSÛNOfN tA &RiAT/U/ &3fk A&RU ĞINPAKİ SPUTNİKI, DVNYA ÇEVKeS/NPEKJ YÖ. RÜN€E£fNOEU£eS6 DAkİK*OA8İg7ia?ATTraltDU TİREBOLU ASIİYE HUKUK MAHKEMESt'NDEN Esas No: 2003 22 - Karar No: 2005 22 Davacr Sadık Gırgın V'ekılı A\. Aslan Yılmaz Hereklıoğlu. Tırebolu Davalı Avsun Gırgın. Kemal kızı, 1959 doğumlu. Kusloınlu Kövü. Tırebolu Da\a Boşanma karannın tenfizı Mahkememızın 21 02 2005 tanh ve 2003 22 karar sayılı karan uyannca daha önce da\ah Aysun Gırgın'e da\a dılekçesının ve duruşma gününün de ılanen teblıgat \oluyla yapılmış olması nedeniyle mahkeme karannın da bu kere ılanen teblıaat \olu\la yapılması gerektıgınden karann hûJcüm kısmı aşağıdadır. Hüküm I- Açılan davanın kabulü ıle Gıresun ılı, Tırebolu ılçesı. Kuskunlu Köyü, Cılt No 53, Hane No 4l'de nufusa kavıtlı Mustafa ve Ayşepğlu 05.06.1956 doğumlu Sadık Gırgın ıle aynı yerde nüfusa kavıtlı Kemal ve Asive kızı 10 02 1959 doğumlu Avsun Gırgın'ın boşanmalanna daır Kıel Sulh Hukuk Mahkemesı Aıle Hukuku Bölümü'nun 21 03 1989 tarıhlı karannın MÖHUK'un 38 maddeM uvarınca tenfızıne, ışbu tenfız karannın taraf- lann nüfus kavdına tescılıne. 2- Muş.terek çocukJarın velayetı konusunda da Kıel Sulh Hukuk Mahkemesı Aıle Hukuk Bölümü'nün 25 04 1989 tanhınde kesınleşen karannm tanınmabina daır davacının yüzünde, davalının yokluğunda. yasa volu açık olmak üzere verılen karar açıkça okunup usulen anlatıldı 21.02.2005 ışbu hüküm ozetinin ılan tarihınden ıtıbaren 7 gün sonra başjamak üzere 15 gün ıçınde temyız edılmedıeı iakdırde kesınleşeceği ılanen teblığ olunur V3.07 2OO5 Basın. 35968 •, "• GÖRÜŞ BEDRİ BAYKAM !in IşkencesiSiz bu makaleyi okurken Avrupa ile şu meşhur uzat- malı ve "önü açık" müzakereJerin başlayıp başlamamış olacağı, umanm büyük ölçüde beJIİ olmuş olacak. Bize o uzun pazar gecesinden sızdınlan tek şey "AB'nin Tür- kiye'yi hazmetme"\ kapasitesinin gündeme getirilmesi. Son birkaç ayda AB'ye kabulümüz konusundaki krizin dennleşmesi ve gerilmesı, "liberal" çevreler için büyük bir sürpriz görünse de, tabii ki bizim için durum öyle de- ğil. 17 Aralık gecesi, Türkiye'de TV kanallannın neredey- se tümü şampanyalarla AB'ye kabulümüzü kutlarken Skytürk'te, hasbelkadersansüre uğramamış birkaç ko- nuşmacıyla beraber, rahmetlı Tacetn'noğlu'nun yönet- tiği programda, ortaya sunulan tablodaki çelişkileri ve gri bulutlan gündeme getiriyordum. Neyin kuttamasını yapıyorduk? Avrupa, Kürt sorunu, Kıbns ve Ermeni iddialannı gündemde tutacağının sin- yallerini fazlasıyla vermişti. En olumlu konuşan Chirac, bile sonu belırsız 15-20 yıl sürecek ve "serbest dola- şım "a ulaşamayabilecek müzakerelerden söz ediyordu. AJIah için, o günlerde birde henüz kaderimizi Hırvatis- tan'la aynı sepete koyma gibı komplikasyonlar yoktu. Cumhurbaşkanı Sezer ve CHP, AB'ye tam üyeliğimi- zın kabulü için bu yönde baskı ve çalışmalar yaptığı za- man, kimilerinin eleştirdiği gibi "ulusalcı" bakış açısına ters düşüyorlar diye bir sonuca vanlamaz. Türkiye onu- runu, bağımsız karar organlannı, kendi görüşlerini ve dış itibannı koruyarak koşulsuz serbest dolaşım hakkı da elde edilerek tam üye olabilecekse olur. Fransa AB'ye girdi diye bayrağını, anayasasını, milli duygulannı kay- betmedı. Ama bize dayatılmak istenen, maalesef apay- n bir zoraki ik/nci sınıf sömürü ilişkisi. Sonuçta bugün müzakereler başlamış olsa da, olma- sa da "Avrupai Çin işkencesi" süregeliyor olacak. Eski Fransa Cumhurbaşkanı V. G.d'Estaing geçen hafta "Türkiye'ye artık doğrulan söylemenin vakti geldi, bu ülkenin tam üyeliği, Fransız halkının demokratik arzu- sunu yansrtmıyor" diyerek başta Fransız sağının yeni li- derlerinden Sarkozy olmak üzere herkesten büyük bir alkışaldı. Sonuçta d'Estaing, Fransız hükümetinin "Tür- kiye'yi müzakere masasından kaçıracak ağır şartlan kurnaz bir şekilde devreye sokmak" siyasetinin ikjyüz- lülük koktuğunu savunuyor. Fransız Dışişleri Bakanı Phi- lippe Douste Blazy de, Türkiye'nin Güney Kıbns'ı tam bir AB üyesi olarak tanıma koşulu konusundaki ödün- süzlüğünü ortaya koyarken Sarkozy-d'Estaıng ıkilisini mest eden bir tamamlayıcı oluyor. Sonuçta partisi UMP'nın Avrupa konusunda düzenlediği buluşmada, "Chirac'ın adamlan" da dahıl olmak üzere, herkes Tür- kiye aleyhine üzerindeki kurtlannı dökünce, Sarkozy de "diplomatik temayüller" doğrultusunda, bu gerçekler net olarak ortaya konulmuş olduğu için daha sakin ve ılımlı bir duruşla bekleyişe geçti. Fransız siyasetinde, Türkiye konusunda yaşanan olumsuz değışim öyle noktalara tırmandı ki, mesela par- lamento üyesi Pierre Lellouche, LJberatıon'da yayım- lanan uzun bir makaleyle, yakın doneme kadar nasıl Türkiye'nin katılımına olumlu baktğını, ancak son aylar- da yaşanan "Kıbns ve Ermeni soykınmı iddialan" so- runlan yüzünden görüşlerinin değıştiğıni ve artık "imti- yazlı ortaklık ve uluslararası temnzme karşı güvenlik ön- lemlen konusunda işbiriiği"nder\ yana tercihini kullana- cağını söylüyordu. Tam birgünah çıkarma manifestosu olarak da kabul edılebilır... Bu Fransa'nın sürekli değiş- ken binbir suratlı çelışkıli durumu. Tabii buna bir de Avusturya Papadopoulos, Yunanistan ve Merkel bas- kılannı da eklediğinizde, tablo bayağı karanyor. Pekı şu anda neden yalnız Avusturya bizimle son an- da uğraşır görünüyor? Yanrt belli. Fransa'nın kendi tep- kilerinı dizginlemesinin ve diğer ülkelerin de bu siyase- ti benimsergörünmesinın ana nedeni, ellerindeki Türki- ye oyuncağını kaçırmamak. Çünkü müzakereler başlar- sa, Türkiye piyasası her açıdan onlan beslemeye devam edecek, aynca siyasal talepleri için de yine her baskıyı şıddetle sürdürecekler. Ama dosya kapanırsa, kuş uçup gidecek! Yani şu anda bu yazı kaleme alınırken Avus- turya'ya sakın olması, bir çuval inciri berbat etmemesi ve zaten müzakerelerin "tam üyelik" niyetiyle başlama- sının bile bir şey ifade etmeyeceğı, "70-75 yıl" süresin- de, ıster referandumlaria, ister "özür dileriz, istediğimiz beklentileri bulamadık" yorumlanyla bu "ucu açık" ma- sadan her an aynlınabileceğı anlatılıyor! Yanı Avusturya'ya bu senaryo iyice anlatılabildikten sonra, büyük ihtimalle işkencemiz tekrar tüm aynntıla- nyla yenıden başlayacak, hatta TV kanallanmızda yine kutlama seanslan ekranlardan taşacak. Haydi hayıriısı! e-mail: bedbay • tnn.net - Faks: 0212 227 34 65 BULMACA SEDAT YAŞAYAN SOLDANSAĞA: 1/ Herhangi bir zamanda bilince çıkan ve bilinci ku- şatan yersiz düşünce. 2/ "Sakağı" da denilen ölüm- cül bir hayvan hastalığı... tki şey arasındaki karşılıklı uy- 9 gunluk. 3/ Türkiye'nin işareti... tlaç, hem... Denize nandarvealçakkara 3 parçası. 4/ AJternatif elektrik akımı üret- mekte kullanılan elektronik aygıt. 5/ Sinemacılıkta, ka- 8 merayla geniş bir 9 mekânın taranmasına verilen ad... Ipekli bir kumaş türü. 6/Posta sürücüsü. 7/Sahip olma, kazanma... Bir cetvel türü. 8/Optik aygıtlannda objektiften al- dığı ışınlan göze veren mercek dizgesi. 9/1950- 1970 yıllan arasında geçerli olan ve işlevsel kay- naklara dönüşü amaçlayan mimarlık akımı. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Nefes alabilmek için hastayı ayakta durmaya ya da oturmaya zorlayan solunum darlığı. 2/ Bir ilimiz... Genişliği az ya da yetersiz olan. 3/Nazi partisinin, "Kahverengi Gömlekliler" de denilen hücum kıtasını simgeleyen harfler... înkalann gü- neş tannsı. 4/Gerçekleştirilmesi zamana bağh is- tek... Bir elektroliz aygıtındaki artı kutup. 5/ Sa- kızla tatlandrnlmış rakı. 6/ "Hayır" anlamında kullanılan söz... Bir yerde öteden beri olagelen davranış. II Iştah açıcı olarak yemekten önce su- nulan mezelere verilen ad... Lityum elementinin simgesi. 8/ Nijerya'nın para birimi... Ileri sürülerek sa\"unulan düşünce. 9/Hollanda'nın pla- ka işareti... Fas'ta göçebelerin yerleşik konut o- larak kullandıklan tahkim edilmiş kolektif yapı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle