Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2025
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
4- EKİM 2005 SALI CUMHURİYET SAYFA
DIZI 17
Tarihi ve doğasıyla göz dolduran kentin kalkınması için yapılması gerekenler tartışılıyor
Ardahan'ıngeleceğiturizmde
ARDAHAN'DAN
SARIKAMIŞ'A
Perihan Ergun
o
K
ars-Ardahan-Iğdırhlar Birliği Daya-
nışma Platform'u Genel Başkanı Sa-
bahatin Şengül'ün konuğu olarak Ar-
dahan'a gıttım Platformun amacı, "Ardahan
tUnin Sorunlan ve Çözümfcri" konulu sempoz-
yumdu. 16 Eylül'de Kars'a, oradan da Arda-
han'a ulaştım. O gün Siırt'ten atanan Valı Mu-
rat Yıdının ile Ticaret ve Sanayi Odası Başka-
nı Latif Tosunoğlu ıle tanıştık.
Vali, soyadı gibı Yıldırım hızıyla birçok so-
runu çözmek karar ve azmindeydi. O akşam Po-
lis EvTnde verdiği -hoş geldiniz- yemeğinde de
sorun ve çözümlere genişçe değindi. Ardahan"ın
en güzel yanlanndan birinin asayiş bakımından
yöreye ömek olacak nitelikte olduğunu da vur-
guladıktan sonra sosyal ve ekonomık yaşam ek-
sikliklenne yenıden değindi. "Bunlan DPT'ye
gönderdik, olumJu sonuçlannı bekHyoruz" der-
ken Ardahan'ın tarihi ve doğasıyla turistik kent
olması gerektiğıni de belırtti.
Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Latif Bey
yörenin ünlü kaşar peynirleriyle balının Anzer
balından daha üst nitelikle florasının bunu oluş-
tıırabileceğine, kovanlann ve üreticilerinin sıs-
temlı eğıtımiyle ihracatta önemli bir ekonomik
güç getireceğıne ınandığını belirterek teşvik kre-
dilenne de gereksinim duyulduğunu nedenleny-
le dıle getırdı. Çıldır ve Türközü Kapılan'nda
ticaret merkezleri kurulması gerektiğini, oradan
sadece ithalat yapıldığını, oysa ihracatın da ya-
pılabilmesinde Gümrük Müsteşarlığı'nın hare-
kete geçmesıni, bu olursa kentin kalkınmasında
önemli bir unsur olacağını belirtti.
ILTUR SANAT MUZESI PROJESI
Ardahan Halk Eğitım Merkezi Konferans Sa-
lonu'ndakı sempozyum, Sabahattin ŞengüTun
açılış konuşmasıyla başladı. llk sözü CHP Ar-
Damal
bebekleri
Ardahan'ın Damal
ilçesinde, yörenin
kadınlarına katkı
sunmak ve kürrürel
değerleri yaşatmak
amacıyta Damal
bebekleri üretiliyor.
Bu bebekler,
Japonya'da El Emeği
kategorisinde
birincilik ödülünü
aldı. Bu durumda bu
üretimin sanayi
haline getirilmesi
gerekiyor. llçe Orta
Asya'dan Avrupa'ya
göç eden Oğuz
Boyları'ntn da
güzergâhı. Yöre
kadınları hâlâ Orta
Asya'nın geleneksel
Oğuz giysilerini
kullanıyor.
dahan Milletvekili Ensar Öğüt aldı. Yörenin
kalkındınlmasındaki önemıni partisinin öne sür-
düğü plan ve programlarla oluşturulmasuıı TB-
MM'ye getırdıklenni genişçe anlattı. AKP Mil-
letvekili Kenan Altuğda sorunlan devletin hal-
ledebıleceğini savundu. Onlan dinlerken içim-
den, "Baylar. Ardahanh bu sorunlan yaşryor..
sizkri o> vererek Meclis'e bunlan çözün diye
göndcnnedi mi" demek geçti.
I oturuma Kafkas Ünıversıtesi Rektör Vekili
Prof. Dr. CevdetBozkuş'unbaşkanlığindageçıl-
di. Bozkuş'la daha sonra Kars'ta yöre hakkın-
daki çalışmalannı da dinlemek mutluluğunu ya-
şadım. Örneğin; Kars Kalesi altuıdaki tktisat
Fakültesı kapısının hemen yanında Ruslardan
kahna, metruk haliyle bile görkemi fark edilen
yapıyı kültür sanat müzesi haline getirmeyi çok
istediğini açıklarken duyduğu heyecanı ben de
yaşadım. Kars'ın varsıllanna duyurulur.
Bu serhat kentlerinin, oralarda doğup büyük
şehirlerde varsıllaşanlann desteklerine çok ge-
reksinmeleri var. Buralardaki yoksuzluk ve yok-
sunluk ancak giderilebilecektir.
Mayıs 2005 sonunda Eczacılık Fakültesi'nden
Prof. Nazan Bergişadi'nin yitirdiği ablası Canan
adına Kars'ın Selim ilçesine bağh Gelinalan kö-
yüne bağışladığı İlköğretim Okulu'nun köy hal-
kına tarif edilemez sevincinin heyecannıı hâlâ
yaşıyorum. Bu okul 19 Eylül'de açıldı. Basın-
dan öğrendiğime göre; kırtasiye, kitaplık araç
gereç eksikliklerinin tamamlanmasına gereksi-
nim varmış, DuyurulurL
Sempozyumun yapıldığı Halk Eğitim Mer-
kezi Müdürü eğitimci Halil Yüdız'a duyduğum
saygıyı da belirteceğim. Tıpkı Istanbul Adalar
Halk Eğitim Merkezi Müdürü gibi üretken. Hal-
kının üretkenlığıne ve eğitimine sahip çıktığını
gözledım.
Damal bebeklerini üreten yaşlı kadınlann ev
ortamından çıkartılarak oluşturulacak atölyeler-
de genç kız ve kadınlann da yetiştirilmelerini,
üretimin çoğaltılıp yoğun tanıtrmlarla dış ülke-
lere satılmasının ondaki heyecanını gördüm. Bu
müdürün Ardahan kadmlan için bir şans oldu-
ğunu düşündüm.
S Ü R E C E K
Türk Devrimi ve Ekonomi-1
Prof. Dr. RAUF HAZNEDAR
Kurtuluş Savaşımız zaferle
sonuçlandığında Mustafa
Kemal birçok konuşmasın-
da, iktisadi zaferler kazanıl-
mazsa yeni Türk toplumu ik-
tisadi yönden ayakta tutul-
mazsa askeri zaferin geçici
olacağını anlatır. Ocak
1923'teki, "Bundan sonra
pek mühim zaferlere kavu-
şacağız. Fakat bu zaferler
süngü zaferleri değil, iktisat
ve ilim zaferleri olacaktır"
sözleri onundur. Dünyanın
değişimini, değişimin moto-
runu, bilimsel gelişmeleri, ay-
dınlanmayı yeterince kavra-
yamamış, en az 250 yıl geri
kalmıştır, Osmanlı Devleti.
Lozan görüşmelerinin kesil-
mesini Ismet Paşa "Esir ol-
mayı kabul etmedik" diyerek
açıklayacaktır. Görüşmeler
iktisadi kapitülasyonları da-
yatan Düveli Muazzama'ya
direnmemiz nedeniyle kesi-
lirken Lord Curzon, Ismet
Paşa'yı tehdit edecektir:
"Her istemimizi reddediyor-
sun. Ama memleketiniz ha-
raptır.
Yarın gelip imar için yar-
dım istediğinizde şimdi red-
dettiklerinizi cebimden çıka-
np bir bir önünüze koyaca-
ğım." Mustafa Kemal, Şubat
1923'te Izmir İktisat Kongre-
sı'nde, emek (çalışma) ulusal
andından söz eder. Türk
Devrimi'nin önder kadrosu
ulusal ekonominin önemini
ve bu alanda büyük bir dönü-
şümün gereğini iyi bilmekte-
dır. Nasıl bilmesinler ki? 1911
Trablusgarp'tan beri en az 12
yıldır savaşan, 1918 Mond-
ros Ateşkesi'ni, Anadolu'nun
yoksulluğunu, Sakarya'ya
çekilişi yaşayan ve zorlukla
topladığı askerine çarık, ça-
maşır, çorap bulabilmek için
"jlusal yükümlülük" yasası-
n çıkaran onlardır.
Ulkenin tümüne egemen,
yjzyılların köhne iktisadi ve
toplumsal yapısı değişme-
dkçe devrimin ayakta kalma,
oahası, yaşama şansı olma-
yacaktır.
Kurtuluş Savaşı ile birlikte
Mustafa Kemal'in önderfiğin-
ös aklın egemen olduğu laik
toplum düzeni doğrultusun-
ca ilk adımlar atılmış, Cum-
hüriyet kurulduktan sonra ar-
tan ivme ile her alanda çağ-
caşlaşma çabatarı sürmüş,
»nunda Türk Aydınlanması
«rçekleşmiştir. Hiç süphe-
sz, kadının bir birey olarak
tjplum yaşamına katılması,
Kurtuluş Savaşı'nın olduğu
gbi, Türk Aydmlanması'nın
ca köşe taşlarından birini
ouşturmaktadır. "Hayatta en
•zkiki mürşit ilimdir" anlayı-
şı geçerli kılınmış, toplumun
bütün kuşaklarının ve genç-
lerin eğitimine ağırlık veril-
miştir.
Avrupa güdümündeki Os-
manlı Devleti'nden tümüyle
farklı olarak toplumun sorun
ve gereksinimleri belirlenmiş,
bunlara kendi çözüm yolları-
mız bulunmuştur. Yiyecekten
giyeceğe başlıca gereksinim
mallarının üretiminden tutun,
demiryolları, madencilik, de-
mir-çeHk ve savunma sana-
yiine değin yeni bir üretim
toplumu yaratılmıştır. Bu ba-
şarıda 1930'larda uygulanan
planlı kalkınma yaklaşımının
katkısı yadsınamaz bir ger-
çektir. Sermaye birikiminin
olmadığı, özel girişimin bilin-
mediği, bağımsızlığını yeni
kazanmış o günün Türkiye-
si'nde devlet kamu iktisadi
teşekkülleri (KİT) aracılığıyla
iktisadi yaşamın oluşumu,
düzenlenmesi ve üretim bi-
rimlerinin kurulmasında kri-
tik bir işlev yüklenmiştir. Kı-
sacası toplumun varı yoğu
bir araya getirilip bir ulusal
ekonomi düzeni yaratılmıştır.
1923-1939 arası ortalama
yüzde 10'luk bir kalkınma hı-
zı elde edilebilmiştir. Kuşku-
suz, çağdaşlaşma yolunda
yapılan yenilikler ve Türk
Devrimi'ni oluşturan diğer
tüm reformlar, yeni üretim
toplumunun oluşumunda
önemli bir altyapı sağlamış-
tır. Bu ekonomik başarı, yıl-
larca süren savaşta yitirilen
yüzbinlere, savaşın yarattığı
yıkım ve yoksulluğa, 1929'a
değin süren kapitülasyonla-
ra, ödenen Osmanlı borçları-
na, 1929 büyük dünya eko-
nomik bunalımına karşın
sağlanabilen en büyük zafer-
diraslında...
Türk Devrimi'nin kalıcı, et-
kili, başanlı olması da iktisa-
di alanda yaratılan çözümle-
rin, kendi çözümlerimizin so-
nucudur. Bu çözümler, üre-
tim güçleri ve üretim ilişkile-
rini geliştirmiş, kalkınma
sağlanmıştır. Emperyalizme
karşın sermaye birikimi ol-
mayan bir toplumda üretim
artışı, sınayileşme ve kalkın-
ma başarılmıştır. Türkiye
Cumhuriyeti'nin yaşaması,
ayakta kalması ve Türk Dev-
rimi'nin tutması, devrimin
ekonomik alandaki başarı-
sıyla doğrudan ilişkilidir. Türk
Devrimi'nin ekonomik boyu-
tu ve karakteri onun en öz-
gün yanlanndan birini oluş-
turmaktadır. Yirminci yüzyılın
izleyen yıllarında özgüriüğü-
nü kazanan geri kalmış ülke-
lerin, Türk Devrimi'nin eko-
nomik yaklaşımını benimse-
dikleri görülecektir.
ÇİZGÎLİK KÂMtL MASARACI kamilmasaraci << mynet.com
H A R B l SEMtH POROY semihporoyn yahoo.com
HAYAT EPİK TİYATROSU MLSTAFA Blwtıs hayatepikia mynet.com
"OEL
HIRS
TANRISININ
ELÎYDİI.."
OTOBUSTEKILER KEMALLRGESÇ
k_urgenc(âyahoo.com
tetik ç.
l'<fût. • •
TARİHTE BLGÜN MLMTAZ ARIKAN 4 Ekim mcic.mumtaz-arikan.com
ÜZAY ÇAGIN/N BAŞlANGfCf..
'Pe BUSÛN, SOVTETLEK 8İRÜ&İ, DÛNVININ
İU< YAPMA UYCHJSUNU U2AYA 6ÖNPBRl>İ-SPUTUİ(I..
KlJSYA'OA U2AY ÇALJŞMAL48I, İ3. YÜZYIUNSON-
LARfNM, *ZMS7WrİN £. TS/OIKOVSKY İLB BA$IA-
MIŞTI. 8OK£TL£#ÜZ£eİNO£ ÇAU$AN BİLS/N, İK
KE2 KATt Y/iiar YBGİNE SfM MKm ÖH&tMİŞTt.
UZAYA ABAÇ GÖNDEKMEH£SAPLAKrN/DA ÛJC yA.
FAN O OCPC1- TSİOUCOVŞKT 13SS'TE ÖLDÜ^IMA SAŞ.
lATTlSf ÇAUÇMAİAJ?, İLK UH>Ü /l£ Ü&JAÜJMÛ t/E-
Ş
TAMPtHOAN HAZIJ&ANAN 'SPUTNİKI^Oev Bİ8
KITAiA/ZARASl BAÜS7İKFÛZ£ /LE, 8AYKOMJR
ÛSSÛNOfN tA &RiAT/U/ &3fk A&RU
ĞINPAKİ SPUTNİKI, DVNYA ÇEVKeS/NPEKJ YÖ.
RÜN€E£fNOEU£eS6 DAkİK*OA8İg7ia?ATTraltDU
TİREBOLU ASIİYE HUKUK MAHKEMESt'NDEN
Esas No: 2003 22 - Karar No: 2005 22
Davacr Sadık Gırgın V'ekılı A\. Aslan Yılmaz Hereklıoğlu. Tırebolu Davalı Avsun Gırgın. Kemal kızı, 1959 doğumlu. Kusloınlu Kövü. Tırebolu Da\a Boşanma karannın tenfizı Mahkememızın 21 02 2005 tanh ve 2003 22 karar
sayılı karan uyannca daha önce da\ah Aysun Gırgın'e da\a dılekçesının ve duruşma gününün de ılanen teblıgat \oluyla yapılmış olması nedeniyle mahkeme karannın da bu kere ılanen teblıaat \olu\la yapılması gerektıgınden karann
hûJcüm kısmı aşağıdadır. Hüküm I- Açılan davanın kabulü ıle Gıresun ılı, Tırebolu ılçesı. Kuskunlu Köyü, Cılt No 53, Hane No 4l'de nufusa kavıtlı Mustafa ve Ayşepğlu 05.06.1956 doğumlu Sadık Gırgın ıle aynı yerde nüfusa kavıtlı
Kemal ve Asive kızı 10 02 1959 doğumlu Avsun Gırgın'ın boşanmalanna daır Kıel Sulh Hukuk Mahkemesı Aıle Hukuku Bölümü'nun 21 03 1989 tarıhlı karannın MÖHUK'un 38 maddeM uvarınca tenfızıne, ışbu tenfız karannın taraf-
lann nüfus kavdına tescılıne. 2- Muş.terek çocukJarın velayetı konusunda da Kıel Sulh Hukuk Mahkemesı Aıle Hukuk Bölümü'nün 25 04 1989 tanhınde kesınleşen karannm tanınmabina daır davacının yüzünde, davalının yokluğunda.
yasa volu açık olmak üzere verılen karar açıkça okunup usulen anlatıldı 21.02.2005 ışbu hüküm ozetinin ılan tarihınden ıtıbaren 7 gün sonra başjamak üzere 15 gün ıçınde temyız edılmedıeı iakdırde kesınleşeceği ılanen teblığ olunur
V3.07 2OO5 Basın. 35968 •, "•
GÖRÜŞ
BEDRİ BAYKAM
!in IşkencesiSiz bu makaleyi okurken Avrupa ile şu meşhur uzat-
malı ve "önü açık" müzakereJerin başlayıp başlamamış
olacağı, umanm büyük ölçüde beJIİ olmuş olacak. Bize
o uzun pazar gecesinden sızdınlan tek şey "AB'nin Tür-
kiye'yi hazmetme"\ kapasitesinin gündeme getirilmesi.
Son birkaç ayda AB'ye kabulümüz konusundaki krizin
dennleşmesi ve gerilmesı, "liberal" çevreler için büyük
bir sürpriz görünse de, tabii ki bizim için durum öyle de-
ğil. 17 Aralık gecesi, Türkiye'de TV kanallannın neredey-
se tümü şampanyalarla AB'ye kabulümüzü kutlarken
Skytürk'te, hasbelkadersansüre uğramamış birkaç ko-
nuşmacıyla beraber, rahmetlı Tacetn'noğlu'nun yönet-
tiği programda, ortaya sunulan tablodaki çelişkileri ve
gri bulutlan gündeme getiriyordum.
Neyin kuttamasını yapıyorduk? Avrupa, Kürt sorunu,
Kıbns ve Ermeni iddialannı gündemde tutacağının sin-
yallerini fazlasıyla vermişti. En olumlu konuşan Chirac,
bile sonu belırsız 15-20 yıl sürecek ve "serbest dola-
şım "a ulaşamayabilecek müzakerelerden söz ediyordu.
AJIah için, o günlerde birde henüz kaderimizi Hırvatis-
tan'la aynı sepete koyma gibı komplikasyonlar yoktu.
Cumhurbaşkanı Sezer ve CHP, AB'ye tam üyeliğimi-
zın kabulü için bu yönde baskı ve çalışmalar yaptığı za-
man, kimilerinin eleştirdiği gibi "ulusalcı" bakış açısına
ters düşüyorlar diye bir sonuca vanlamaz. Türkiye onu-
runu, bağımsız karar organlannı, kendi görüşlerini ve dış
itibannı koruyarak koşulsuz serbest dolaşım hakkı da
elde edilerek tam üye olabilecekse olur. Fransa AB'ye
girdi diye bayrağını, anayasasını, milli duygulannı kay-
betmedı. Ama bize dayatılmak istenen, maalesef apay-
n bir zoraki ik/nci sınıf sömürü ilişkisi.
Sonuçta bugün müzakereler başlamış olsa da, olma-
sa da "Avrupai Çin işkencesi" süregeliyor olacak. Eski
Fransa Cumhurbaşkanı V. G.d'Estaing geçen hafta
"Türkiye'ye artık doğrulan söylemenin vakti geldi, bu
ülkenin tam üyeliği, Fransız halkının demokratik arzu-
sunu yansrtmıyor" diyerek başta Fransız sağının yeni li-
derlerinden Sarkozy olmak üzere herkesten büyük bir
alkışaldı. Sonuçta d'Estaing, Fransız hükümetinin "Tür-
kiye'yi müzakere masasından kaçıracak ağır şartlan
kurnaz bir şekilde devreye sokmak" siyasetinin ikjyüz-
lülük koktuğunu savunuyor. Fransız Dışişleri Bakanı Phi-
lippe Douste Blazy de, Türkiye'nin Güney Kıbns'ı tam
bir AB üyesi olarak tanıma koşulu konusundaki ödün-
süzlüğünü ortaya koyarken Sarkozy-d'Estaıng ıkilisini
mest eden bir tamamlayıcı oluyor. Sonuçta partisi
UMP'nın Avrupa konusunda düzenlediği buluşmada,
"Chirac'ın adamlan" da dahıl olmak üzere, herkes Tür-
kiye aleyhine üzerindeki kurtlannı dökünce, Sarkozy de
"diplomatik temayüller" doğrultusunda, bu gerçekler
net olarak ortaya konulmuş olduğu için daha sakin ve
ılımlı bir duruşla bekleyişe geçti.
Fransız siyasetinde, Türkiye konusunda yaşanan
olumsuz değışim öyle noktalara tırmandı ki, mesela par-
lamento üyesi Pierre Lellouche, LJberatıon'da yayım-
lanan uzun bir makaleyle, yakın doneme kadar nasıl
Türkiye'nin katılımına olumlu baktğını, ancak son aylar-
da yaşanan "Kıbns ve Ermeni soykınmı iddialan" so-
runlan yüzünden görüşlerinin değıştiğıni ve artık "imti-
yazlı ortaklık ve uluslararası temnzme karşı güvenlik ön-
lemlen konusunda işbiriiği"nder\ yana tercihini kullana-
cağını söylüyordu. Tam birgünah çıkarma manifestosu
olarak da kabul edılebilır... Bu Fransa'nın sürekli değiş-
ken binbir suratlı çelışkıli durumu. Tabii buna bir de
Avusturya Papadopoulos, Yunanistan ve Merkel bas-
kılannı da eklediğinizde, tablo bayağı karanyor.
Pekı şu anda neden yalnız Avusturya bizimle son an-
da uğraşır görünüyor? Yanrt belli. Fransa'nın kendi tep-
kilerinı dizginlemesinin ve diğer ülkelerin de bu siyase-
ti benimsergörünmesinın ana nedeni, ellerindeki Türki-
ye oyuncağını kaçırmamak. Çünkü müzakereler başlar-
sa, Türkiye piyasası her açıdan onlan beslemeye devam
edecek, aynca siyasal talepleri için de yine her baskıyı
şıddetle sürdürecekler. Ama dosya kapanırsa, kuş uçup
gidecek! Yani şu anda bu yazı kaleme alınırken Avus-
turya'ya sakın olması, bir çuval inciri berbat etmemesi
ve zaten müzakerelerin "tam üyelik" niyetiyle başlama-
sının bile bir şey ifade etmeyeceğı, "70-75 yıl" süresin-
de, ıster referandumlaria, ister "özür dileriz, istediğimiz
beklentileri bulamadık" yorumlanyla bu "ucu açık" ma-
sadan her an aynlınabileceğı anlatılıyor!
Yanı Avusturya'ya bu senaryo iyice anlatılabildikten
sonra, büyük ihtimalle işkencemiz tekrar tüm aynntıla-
nyla yenıden başlayacak, hatta TV kanallanmızda yine
kutlama seanslan ekranlardan taşacak. Haydi hayıriısı!
e-mail: bedbay • tnn.net - Faks: 0212 227 34 65
BULMACA SEDAT YAŞAYAN
SOLDANSAĞA:
1/ Herhangi
bir zamanda
bilince çıkan
ve bilinci ku-
şatan yersiz
düşünce. 2/
"Sakağı" da
denilen ölüm-
cül bir hayvan
hastalığı... tki
şey arasındaki
karşılıklı uy- 9
gunluk. 3/
Türkiye'nin
işareti... tlaç,
hem... Denize
nandarvealçakkara
3
parçası. 4/ AJternatif
elektrik akımı üret-
mekte kullanılan
elektronik aygıt. 5/
Sinemacılıkta, ka- 8
merayla geniş bir 9
mekânın taranmasına verilen ad... Ipekli bir kumaş
türü. 6/Posta sürücüsü. 7/Sahip olma, kazanma...
Bir cetvel türü. 8/Optik aygıtlannda objektiften al-
dığı ışınlan göze veren mercek dizgesi. 9/1950-
1970 yıllan arasında geçerli olan ve işlevsel kay-
naklara dönüşü amaçlayan mimarlık akımı.
YUKARIDAN AŞAĞIYA:
1/ Nefes alabilmek için hastayı ayakta durmaya
ya da oturmaya zorlayan solunum darlığı. 2/ Bir
ilimiz... Genişliği az ya da yetersiz olan. 3/Nazi
partisinin, "Kahverengi Gömlekliler" de denilen
hücum kıtasını simgeleyen harfler... înkalann gü-
neş tannsı. 4/Gerçekleştirilmesi zamana bağh is-
tek... Bir elektroliz aygıtındaki artı kutup. 5/ Sa-
kızla tatlandrnlmış rakı. 6/ "Hayır" anlamında
kullanılan söz... Bir yerde öteden beri olagelen
davranış. II Iştah açıcı olarak yemekten önce su-
nulan mezelere verilen ad... Lityum elementinin
simgesi. 8/ Nijerya'nın para birimi... Ileri
sürülerek sa\"unulan düşünce. 9/Hollanda'nın pla-
ka işareti... Fas'ta göçebelerin yerleşik konut o-
larak kullandıklan tahkim edilmiş kolektif yapı.