Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 4EKİM2005SAU
10 AVRUPA BİRIİGİGORUŞMELERİ
KAVŞAK
OZGEN ACAR
Avpupa'mn Hazımsız Birliği
Neymiş, 2/3 Ekim en uzun gecey-
miş! Neymiş, AB, Türkiye ıle görüş-
melerdezamanı durdurmuş! Neymiş
Avusturya Türkiye'nin üyeliğine dire-
niyormuş! Daha önce bu köşede çe-
şitli kereleryazdık. 1960'ta gazeteci-
liğe başladığımızdan bu yana biri Kıb-
rıs, ötekisi AB üyeliği olan iki konuyu
yazıp duruyoruz. 1963'te, o zamanın
6 üyeli Ortak Pazarı ile Türkiye 1963'te
Ankara Protokolü'nün imza törenini
de izledik.
Ondan sonra ne oldu? Ortak Pazar,
AEToldu, AB'yedönüştü. NedirAB?
"Avrvpa Birliği" değil mi?.. Bugün Av-
rupa'dan bir biriik olarak söz edilebi-
lirmi? "Anayasa" taslağına "hayır"d\-
yen, 2006 bütçesıni askıya alan AB,
ABD gibi bir "birlik", bir "küreselgüç"
olabıldı mi? AB, aşamalı olarak 25
üyeyeçıktı. Türkiye'yi bir yana bırakın,
Avrupa'da "£>/rf//c"gerçekleşebildi mi?
BaşlangıçtaTürkıye'yenedenildi?:
"Gümrûk duvarlannı kaldır. Gümrük
Birliğiprotokolünü imzala." öteki aday-
lardan imza ıstenmediği halde Türki-
ye protokolü imzaladı. 0 gün AB'ye gir-
mişçesinebay-
ram edıp 70
milyonluk Tür-
kiye pazarını
AB'ye açtık.
Ardından
tüm adayların
önüne Kopen-
hag ölçütleri çı-
karıldı. ölçüt-
leri yerine getır-
diği halde Tür-
kiye dışlandı.
Helsinki'desöz
verildi. Sözler
unutuldu, yok
Brüksel karar-
ları, yok Lük-
semburg ko-
şulları denile-
rek Türkiye dış-
landıkça dış-
landı. Oysa
Türkiye, tüm
ölçütleri gerek
bundan önce-
ki, gerek bu-
günkü hükü-
met uygulama-
ya koymuştu.
AB'lilerönce
Türkıye'ye kar-
şı Yunanis-
tan'ınarkasına
sığındılar. Ati-
na-Ankaraara-
sındakı "sirtaki-
zeybek hava-
sından" sonra
bu koz devre-
den çıktı. AB,
şaşkındı. An-
cak AB, Kıb-
rıs'ın üyeliğini
güvenceye
alan Yunanistan'ın "karşıtlık" bayrağı-
nı Rumlaradevrederek "masum dost"
maskesini taktığını geç algıladı. Sazı
eline alan Rumlar "Beni tanı", dedi. "LJ-
manlannı aç" dedı. Yoksa "Veto" de-
di. Şimdi de benim NATO ve OECD
üyeliğime "hayır" demediyor. Recep
Tayyip Erdoğan-Mehmet AN Talat,
saflık içinde, Rumlann her dediğine
BM görüşmelerinde "evet" dedikçe,
ödün üstüneödün verdıkçe AB'lileri de
kendi açılarından cesaretlendırdiler.
Erdogan'ın "ılıman Islamcı" yönetimi-
ni halkına ve Batı'ya kabul ettirmek
için hertürlü istege "evef"diyeceği an-
laşıldı. Böylece Brüksel'e de ödün ka-
pısı aralanıp ödün verildikçe verildi.
Ardından Fransa ve Hollanda'daki
halk oylamalanndan AB anayasası-
na, dolayısıyla Türkiye'ye "hayır" çık-
tı. Almanya'da rakipler "Türkiye'ye
evet", "Türkiye'ye hayır" diyereksan-
dığa gittiler. Peki ne oldu da Avustur-
ya birden bıre en katı direnci göster-
di? Vıyanın bu oluşumlara ilişkin ev-
Avrupa neden Turkıye'/ı cıddıye almaya başlad
deki hesabı çarşıya uymadı. Viyana,
Fransa-Hollanda'dan "hayır" gelece-
ğıni bildiği için sessiz kaldı. Rumlann
veto edeceğine emin olduğu için sa-
kindi. Almanya seçimlerinden "Müs-
lüman Türkiye" karşıtı Angela Mer-
kel'in zaferle çıkıp "ayncalıklı ortak"
önerisini güçlendireceğini adı gibi bi-
liyordu. Beklenen olmadı. Viyana'nın,
arkasına sığınacağı, başka bir neden
kalmamıştı. Ankara'daki yüksek düzey-
de bir Avusturyalı diplomatın bizesöy-
ledtğı gibi Başbakan VVotfgang Schüs-
sel, ıç sıyasa nedeniyle sahneye çık-
mak zorundaydı. Şantajında inandırı-
cı olmak için, Hırvatistan iledegörüş-
melere başlanmalı görüşünü öne sür-
dü. Yoksa, Türkiye ile de görüşmeye
başlanamazdı. Vıyanalı miyop siyasa-
cılann bir başka gerekçesi daha var-
dı. Birliğin genişlemesi "sindirilme-
den" Türkiye üye yapılmamalıydı. Vı-
yana, bir yandan böyle konuşurken
öte yandan da üyeliğini öne sürdüğü
Hırvatistan'ı nasıl sindireceğini anla-
tamıyordu.
Yıllarca Türkiye'yi insan hakları ko-
nusunda yer-
denyerevuran
isveç ve Dani-
marka bile
Avusturya'ya
karşı çıktılar.
ABD'nin Irak'ı
işgaline destek
veren Ingıltere,
rtatya baştndan
beri Türkiye'yi
destekledi. 1
Mart Karama-
mesi, Ortado-
ğu'da Türki-
ye'siz bir Batı
harekâtının ba-
şansızlığını ka-
nıtlamıştı. Tür-
kiye, 1952'de
Varşova Pak-
tı'na karşı aynı
gerekçeyle
NATO'ya alın-
mamış mıydı?
NATO'nun es-
ki Genel Sek-
reteri AB'nin
yenidışsavun-
ma siyasasın-
dan sorumlu
üyesı Javier
Solana,
ABD'nin perde
arkasında, Tür-
kiye'nin ABdı-
şında kalması-
nı önlemeye
çalıştı. Batı'nın
savunma ve
ekonomi uz-
manlanna gö-
re, bırakın Tür-
kiye'nin tüke-
tim gücü artan
70 milyonluk pazarını bir yana, Anka-
ra; Ortadoğu, Kafkaslar ve Orta Asya
petrol ve dogalgazının güvenliği için 24
saat nöbet tutan askeri değil miydi?
Ayrıca, laik, demokratik Türkiye, mev-
cut hükümeti ıle iyiden iyiye Islamcı ya-
pıya kayabilir, ılımlı Islamı öngören Bü-
yük Ortadoğu Planı da suya düşebi-
lırdı. Bir gün önce Başbakan Erdo-
ğan, gecikmeyle de olsa en başta söy-
lemesi gerekeni son dakikada söyle-
yerek zamanlama hatası yapsa da
haklı olarak "Ya küresel güç olun ya
da Hıristiyan Kulübü olmayı sindirin"
demek zorunda kalıyordu.
3 Ekim neydi? Taraflartam üyelik için
3 Ekim'de kameralar önünde el sıkı-
şacaklardı. AB, dün 17 Aralık'taki tü-
kürüğünü yalayıp zamanı durdurdu.
Daha el sıkma protokolü bile yerine ge-
tirilmeden böylesine zoriu bir süreç
yaşanırsa, bundan sonra olacaklan
herhalde kestırmek güç olmasa gerek.
Unutulmamalı ki, 1 Ocak'ta dönem
başkanlığı Avusturya'ya geçiyor!
Dürüst Olmak ya da Olmamak
Başkentin siyasal yaşamı içinde
yoğrulrnuş olan Ankara'nın önemli ya-
yımevi Ümit Yayıncılık, başkentin per-
de arkasını iki yeni kitapla okurianna
sundu.
Adı: Af Dağının Ardındaki AKP
Yazan: llhan Taşcı
Yayınevi: Ümit Yayıncılık
Gazetemizin yargı muhabiri olan
yazarın bu kitabını TBMM'deki tüm
parlamenterierin okumalarını dileriz.
Kitap, başta Baş-
bakan Erdoğan ol-
mak üzere, seçim
öncesinde "doku-
nulmazlıklann kal-
dınlması" sözü ile
TBMM'ye adım
atanlann, kişisel yol-
suzluk dosyalarının
röntgenini okura su-
nuyor. Devlet me-
murları ile siyasacı-
lann mal bildirimlerindeki olağanüs-
tü değişiklikler, yolsuzluk kokularının
temel göstergesidir. Yazar, Erdogan'ın
mal bildirimleri ve ekonomik yaşam-
daki olağanüstü değişimlerini neredey-
se dakikası dakikasına okura aktarı-
yor. Belgelere dayalı bu veriler bir AB
ülkesinde olsaydı medya, parlamen-
toları ayağa kaldırır, iktidarlar tepe
taklakgiderdi. Kitap, Türkiye'deki yö-
netimdeki yolsuzluk açlığını AB'ye de
sergilemiş oluyor.
Adı: Siyasi ünç
Yazan: Hikmet Uluğbay
Yayınevi: Ümit Yayıncılık
Birinci kitabın tam tersi bu kitapta,
onurlu bir siyasacının hakkında öne
sürülen "görevi kötüye kullanma " sa-
vına karşı kişisel çabalannın öyküsü-
nü kendi kaleminden okuyorsunuz.
Milli Eğitim Bakanlığı'ndan önce eko-
nomiden sorumlu
Başbakan Yardımct-
lığı da yapan yazar,
TBMM'de hakkında
soruşturma açılma-
sı için iki yıl çaba
gösterdi.
1999 başında üç
bankanın babşına iliş-
kin kararlanna yöne-
lik savlara yanıt ver-
me olanağı bulmayın-
ca "kendisi ile yaşam kavgası" ver-
diğinde medyada 1 numaralı haber
olan Uluğbay, TBMM'de soruşturma
açılsaydı neler söyleyeceğini bu kitap-
ta okura sunuyor. Onurlu insanlar hak-
kında dayanaksız, belgesiz savlarm or-
taya atılmasına karşılık, gerçek olay-
lann nasıl hasıraltı ediidiğini öğren-
mek isteyenlerin iki kitabı art arda
okumalarını öneririz.
Elmek: oaçar(S superonline.com ,Faks:0312-442 79 90
Hazmetme kapasitesi ve kalıcı kısıtlamalar da dahil çerçeve AB'nin istediği gibi geçti
'Kabul edflemezier' belgede
MAHMUTGÜRER
ELÇİNPOYRAZLAR
ANKARA- Avrupa Birliği ıle
Türkiye arasında 2 gündür iliş-
kilerin gerilmesine neden olan
müzakere çerçeve belgesi AB'nin
istediği gibi onaylandı. Belge-
nin ıçerisinde Türkiye'nin "ka-
bul edflemez" olarak nitelendir-
dığı "hazmetme kapasitesi" ile
"kahcı kısıtlamalar'' (derogas-
yonlar) da yer aldı. Kıbns Rum
Yönetımi'nın NATO ve OECD
gibi uluslararası kuruluşlara üye-
liğinin Türkiye tarafindan en-
gellenememesine ilişkin 5. mad-
de de çerçeve belgede yer alır-
ken, dönem başkanı tngiltere bu
durumu "maddenin geçersiz ol-
duğunu duyuran" bir deklaras-
yon yayımlayarak Türkiye'nin
istediği yönde değiştirdi.
Türkiye-Lüksemburg hattın-
da kriz yaratan çerçeve belge
dün geç saatlerde AB ve Türkı-
ye tarafindan onaylanarak yü-
rürlüğe girdi. Ancak yoğun dip-
lomasiye karşın Türkiye belge-
ye isteklerinin çok küçük bir kıs-
mını koydurabilme firsatı bul-
du. Ilışkiler ilk olarak "imtij-az-
bortakhk" ve "hazmetme kapa-
sitesi" konulannda tıkanırken,
'imtrv-azlıortaklığın' belgede yer
alması engellendi.
Ancak Türkiye bu kozuna kar-
şılık 'hazmetme kapasitesi'ni ka-
bul etmek zorunda kaldı. Bu
maddeye göre Türkiye üyelik
müzakerelerini tamamladıktan
sonra AB tarafindan, "ekono-
mik bakımdan hazmedilemedi-
ği" gerekçesıyle bırlığe ahnma-
yabilecek.
Belgede yer alan diğer bir
önemli unsur ise kalıcı kısıtlama-
lar olarak gerçekleşti. Buna gö-
re AB herhangi bir tehdit anın-
da Türkiye'ye serbest dolaşım,
yapısal konular ve tanm ile ilgi-
li alanlarda kalıcı olarak kısıtla-
ma koyabilecek.
Krizi deklarasyon çözdü
Türkiye'nin bir diğer "kınıu-
a çizgisi" olan Kıbns Rum Yö-
netüni'nin NATO ve OECD gi-
bi uluslararası kuruluşlara katıl-
masının Türkiye tarafindan en-
gellenmesini yasaklayan 5. mad-
deye ilişkin olarak ise hem dö-
nem başkanı hem de Türkiye ıl-
ginç bir strateji ızledi. "Türki-
ye'nin müzakereler sırasında,
tüm AB üyesi ülkeierin uluslara-
rası kuruluşlara ve anlaşmalara
• Müzakere çerçeve belgesi, Türkiye tarafindan içerisinde kalıcı
ö
kısıtlamalar ve hazmetme kapasitesi ile birlikte kabul edildi. 5.
madde metnin içerisinde kalırken, îngiltere bu maddenin
geçersiz olduğuna dair bir deklarasyon yayımladı.
tarafolmasıda dahil olmak üze-
re, üçüncü ülkelerle ve uluslara-
rası kuruluşlaria politikalaruu
yakınlaştınnası gerekmektedir"
şeklindeki maddenin metinden
kesinlikle çıkanlmasını isteyen
Ankara, dönem Başkanı îngilte-
re'nin maddeyi geçersiz kılan
bir deklarasyon yayımlamasıy-
la bu konudaki ısrannı sona er-
dirdi. tngiltere tarafindan yayım-
lanan deklarasyonda ise, her ulus-
lararası organizasyon ve üyele-
rinin kendi seçim hakkı olduğu
belirtilirken AB'nin buna kanş-
ması gibi bir sürecin olamayaca-
ğı vurgulandı. müzakere çerçe-
ve belgesinin birinci sayfasına
yerleştirilen deklarasyon şöyle:
"Müzakere çerçeve Belgesi'nin
7. paragrafında (5. madde)
uluslararası organizasyonlara
ilişkin olarak ortaya koyulan
durum. bu kuruluşlann karar
süreçlerine AB'nin müdahale
edeceği anlamına gelmez. Bu
organizasyonlar ve üyeleri ser-
bestçe karar vermekte özgür-
dür."
Türkiye tarafindan onaylanan
müzakere çerçeve belgesinin
önemli maddeleri ise şöyle ger-
çekleşti:
• Türkiye, üyelik yükümlü-
lüklerini yerine getirmemesi du-
rumunda Avrupa yapılanna sı-
kı bağlarla bağlanmalı. Bu süreç-
te AB'nin hazmetme kapasitesi
de dahil olmak üzere tüm Kopen-
hag kriterlerini göz önüne alacak-
rır.
• Temel ve insan haklan ko-
nusundaki ilerlemeler, Avrupa
Komisyonu'nun 2004 yılındakı
ilerleme raporu ve tavsiyesi çer-
çe\esinde bu kurum tarafindan
tarafindan takip edilecek ve ko-
nuya ilişkin gelışmeler ilgili ku-
rullara rapor edilecektir.
• Türkiye'nin Ankara Anlaş-
ması Ek Protokolü'nü 10 yeni
AB ülkesine uygulanmasına yö-
nelik yükümlülüklerini yerine
getirmesi gerekmektedir.
• Türkiye müzakereler sıra-
sında, tüm AB üyesi ülkeierin
uluslararası kuruluşlara ve anlaş-
malara taraf olması da dahil ol-
mak üzere, üçüncü ülkelerle ve
uluslararası kuruluşlarla politi-
kalannı yakınlaştırması gerek-
mektedir.
• Avrupa ıle bütünleşmesini
sürdürmeye çalışan AB 'nin Tür-
kiye'yiu
hazmetme kapasitesi",
birlik ve Türkiye"nin çıkarlan
bakımından büyük önem taşı-
maktadır. Avrupa Komisyonu,
Türkiye'nin üyelik perspektıfi-
ne yönelik olarak 2004'tekı iler-
leme raporunda ele alınan konu-
lar dahılinde müzakere sürecın-
de hazmetme kapasitesine göre
Konsey'i bılgılendırecektir.
• Müktesebat sürekli gelişe-
rek birliğin kurulduğu temel an-
laşmalann yanı sıra hukuki bağ-
layıcılığı olsun ya da olmasın, bir-
lik çerçevesinde onaylanmış hı-
rumlararası anlaşmalar, önerge-
ler, açıklamalar, tavsiyeler. dek-
larasyonlar, ortak tutumlar, so-
nuç bildirgeleri gibi tüm belge-
leri kapsar.
• Geçiş dönemleri, derogas-
yonlar, özel düzenlemeler ve ka-
lıcı önlemlenn temelı olarak sü-
rekli olabilen maddeler kullam-
labılır. Komisyon gerekli gör-
düğünde bunlan kişilerin ser-
best dolaşımı, yapısal politika-
lar ve tanm konulannda önere-
bilir.
• Özgürlük, güvenlik ve ada-
let konulannda Türkiye, Schen-
gen Anlaşması da dahil olmak
üzere tüm AB müktesebatını ka-
bul etmelidır.
Müzakere çerçeve belgesinin
8. paragrafında Birlik'in müza-
kerelere paralel olarak Türkiye
ile siyasi ve sivil birdiyolağagi-
receği ve halklan bir araya geti-
recek olan bu süreçte Avrupa va-
tandaşlannın Türkiye'nin üye-
lik sürecinde desteğinin alınma-
sı gerekeceğine yönelik ifade-
ler yer aldı. AB kaynaklan üye
ülkelenn bu maddeyle kamuoy-
lannın Türkiye'ye yönelik görüş-
lerini göz önüne almayı hedef-
lediklerini belirriyorlar. Avus-
turya'nın talepleri doğnıltusun-
da belgenin 13. paragrafina Tür-
kiye'nin AB'ye getireceği malı
yükün üye ülkeler arasında eşit
olarak paylaşılacağına yönelik
ifadeler eklendi.
Strcnv: Laik
Turkıye yı
tebrik
ediyorum
AB dışişleri bakanlarıtoplanbsının sonunda basma açıklamada bulunan tngiltere'nin Dışişleri Bakanı
Jack Straw, 3 Eldm'in Avrupa için tarihi bir gün olduğunu söyledL Son 30 saattir ü>e ülkeler arasında
zoriu görüşmelerin >aşandığını belirten Straw, bu görüştnelerin sonunda herkesin kazandığını ifade
etti "Laik \e demokratik bir Türkiye ile çauşarak daha güçlü olacaklannı" sovlcyen Stra». bu
berabeıüğin pek çok fay dası olacağuıa inandığmı bclirtri. Jack Straw Türkiye'nin bir Avrupa ülkesi
olup olmadığı yönündeki sonıvıı "Türkiye Avrupalı bir ülkedir. Müslüman ve laik A% rupalı bir
ülkedir. Bu çokkesin bir şe>dir. Laik Türkiye'yi tebrik ediyorum" şekündeyanıtladL AB Komisyonu
Genişleme Komiseri OUi Rehn. AB dışişleri bakanlannın uzlaşı>a varmış olmalannı "tatmin edki
bir sonuç" olarak niteledL "Eğer saati durdurabilsey dikTürkhe 3 Ekim'de müzakerelere başla>acakt"
diyen Rehn, müzakere çerçeve belgesinde yeni koşullann olmadjğını iddia etti. Türkiye'nin o>unu adil
o>nadığuu sö\le\en Rehn, "Bundan sonra Türkiye, AB'ye üye olup olmavacağını belirleyecek" dedL
ÖĞRENCİ SEÇME VE YERLEŞTİRME MERKEZİ'NDEN
DUYURU
2005-ÖSYS EK YERLEŞTİRME
1. 2005 öğrenci Seçme Sınavı (ÖSS) sonuçlarına göre 2005-2006 öğ-
retim yılı için yükseköğretim programlarına ek yerleştirme işlemleri
öğrenci Seçme ve Yerleştirme Merkezi'nce (ÖSYM) yapılacaktır.
2. 2005-ÖSYS yükseköğretim programları ek yerleştirme kontenjanla-
rına başvurabilmek için (a) 2005-ÖSS'ye başvurmuş olmak, (b) li-
sans (Tablo-4) ve yüksek meslekokulları (Tablo-3A, Tablo-3B) prog-
ramları için 2005-ÖSYS'de, başvurulan önlisans ve açıköğretim
programları için öngörülen ÖSS puan türünde 160.000 veya daha
fazla ÖSS puanına; başvurulan lisans programları için ise, öngörülen
puan türünde 185.000 veya daha fazla OSS puanına sahip olmak,
(c) 2005-ÖSYS merkezi yerleştirme sonunda açıköğretimin konten-
jansız programları dışında hiçbir yüksek öğretim programına yerleş-
memiş olmak, (d) ek yerleştirmede Tablo-4, Tablo-3A ve Tablo-
3B'den tercih edilen yükseköğretim programının 2005-ÖSYS mer-
kezi yerleştirme sonunda oluşan en küçük puanına eşit veya daha
yüksek bir Y-ÖSS puanına sahip olmak gerekmektedir.
3. 2005-ÖSYS'de sadece sınavsız geçiş için başvuran adaylardan açı-
köğretimin kontenjansız programları hariç bir yükseköğretim progra-
mına yerleşmemiş olanlar, 2005-ÖSYS ek yerleştirmeye aynı za-
manda başvuracaklar ve tercihlerini aynı Ek Yerleştirme Başvurma
Formu üzerinde göstereceklerdir. Bu adaylann kendi alanlarında ter-
cih edebilecekleri programlar sadece Tablo-3A'da yer almaktadır.
4. Tablo-3A, Tablo-3B, Tablo-4 ve ek yerleştirme kurallarına ilişkin bilgi-
ler 2005-ÖSYS Ek Yerleştirme Kılavuzu'nda yer alacaktır.
5. Lise mezunları ek yerleştirme için Tablo-3A'da yer alan önlisans
programlarını da tercihleri arasında gösterebilecekleri ve ilgili yasa
gereğince meslek lisesi mezunlarına öncelik tanınmak koşulu ile yer-
leştirilebileceklerdir.
6. 2005 yılında özel yetenek sınavı ile öğrenci alan yükseköğretim
programlarına kesin kayıt yaptırmış olanlar da 2005-ÖSYS ek yer-
leştirmeye başvurabilirler.
7. Yükseköğretim programlan ek yerleştirme kontenjanlarına başvur-
mak isteyen adaylar, 4.00 YTL (4.000.000 TL) karşılığında 2005-
ÖSYS Yükseköğretim Programlarına Ek Yerleştirme Kılavuzu ve
Başvurma Formu'nu 3-7 Ekim 2005 tarihlerinde ÖSYM Sınav Mer-
kezi Yöneticiliğinden alacaklardır. Adaylar, kılavuzda belirtilen esas-
lara uygun olarak dolduracakları Başvurma Formu ile 8.00 YTL
(8.000.000 TL) ek yerleştirme ücretinin ilgili bankaya yatınldığını gös-
teren banka dekontunu bu süre içinde ÖSYM Sınav Merkezi Yöneti-
ciliği'ne teslim edeceklerdir. Adayların bu ücreti yatırmak için banka-
ya sadece TC Kimlik Numaralarını veımeleri yeterli olacaktır. Posta
ile Merkezimize gönderilen Başvurma Formları işleme alınmayacak-
tır.
8. 2005-2006 öğretim yılında ek yerleştirme kontenjanlarına merkezi
yerleştirme işlemleri, 2005-ÖSS öğrenci Seçme Sınavı Kılavuzu,
2005-ÖSYS Yükseköğretim Kurumları ve Kontenjanları Kılavuzu ile
2005-ÖSYS Yükseköğretim Programlarına Ek Yerleştirme Kılavu-
zunda belirtilen esaslara göre yapılacaktır.
ÖSYM BAŞKANLIĞI
FINANCIALT1MES: 42 yıl sonra hâlâ belirsizlik var
Üyelik süreci
yeni krizlere gebe
Dış Haberler Servisi - İngiliz Financi-
al Tımes gazetesı, Türkiye'nin AB ye üye
olabilmek için 42 yıldır beklediğini ve
hâlâ başlangıç çizgisinin bile belirlene-
mediğini vurguladı.
Türkiye'ye 1999 yılmda "birüğe bir
gün üye olacağı sözünün verildiğini'* \ e
geçtiğimiz Aralık'ta da müzakerelerin 3
Ekim'de başlayacağınm ifade edildiğı-
ni hafrrlatan gazete, gelecek yıl dönem
başkanı olacak Avusturya'nın ise tngil-
tere kadar istekli olmayacağuıı belirtti.
Financial Times. Türkiye'nin müza-
kerelere başlayıp başlayamayacağı ko-
nusundaki belirsizliği şu başlıkla duyu-
ruyor: "42 yılhk bekleyişten sonra hâlâ
başlama çizgisinin yeri bi-
le betirsiz." Gazeteye gö-
re müzakereler öncesinde
yaşanan tartışmalara atıf-
ta bulunan bir Avrupalı
diplomat, "Bakmburaya
bile ne kadar zor geldik.
Anlaşjlan müzakerefcr kâ-
busa dönecek" dıyor.
Financial Times'uı ha-
berinde şu ifadeler yer alı-
yor: "AB son genişleme
dalgasmdan sonra müza-
kere kurallannı ağırlaş-
ördL Türkiye'nin istenen
değişiklikler konusunda
taahhütte buhuunası ye-
terti obnayacak. Bu degişiklikleri haya-
ta geçirmeden diğer başbklara sıra gel-
meyecek. Her başhkiçin üyeülkeierin ona-
yı gerekecek. Kıbns Cumhurbaşkam Ta-
sos Papadopulos, Türkiye'ye karşı 60
vetoya sahip ohnakla övünüyor. Avus-
turya ise en kötü olasınğa karşı hazırhk
yapıyor ve imtiyazü ortakhk için çaba
harcryor. Fransa daha üyeük görüşme-
leri başlamadan Türkiye'nin üyeliğiiçin
referandum yapma karan aldı.
Türkiye'nin üyelik süreci dönemsel
krizlere gebe. Bu krizkrden biri Tür-
kiye'nin üyeliğini suya düşürebflir. Tür-
c\*s olombia
Üniversitesi
öğretim üyesi
Profesör Mazower,
Avrupa'nin 11
Eylül sonrasmda
Türkiye'den
istediği reformlann
aksi yönde
ilerlediğini söyledi.
kiye'nin önünde nrmanacağı bir dağ du-
ruyor."
Financial Times gazetesi, Colombia
Üniversitesi Tanh Bölümü öğretim üye-
lennden Profesör Mark Mazower tara-
findan yazılan bir makaleye de yer ver-
di. "AvTupa'mn Türkiye'nin geçrrüşin-
den alabileceği dersler \ar" başlıklı ma-
kalesrnde, Türkiye'nin bir A\Tupa ülke-
si olup olmadığı tartışmalanna yanıt ve-
ren Mazovver. Türkiye'nin, kadına seç-
me ve seçilme hakkını pek çok A\Tupa
ülkesinden önce tanıdığmı hatırlattı.
Türkiye"den adli konularda bazı re-
formlar istenirken, 11 Eylül sonrası Av-
rupasfnda tamamen aksı yönde geliş-
^ ^ ^ ^ _ _ meler yaşandığrnı hatır-
latan Mazower, henüz
ABD'deki sevıyede ol-
mamakla birlikte Avru-
pa'da bugün düşüncenin
suç sayılması noktasmda
tartışmalar yaşandığma
işaret etti.
Mazovver, sözde Erme-
nı soykınmına ilişkin ya-
şanan tartışmalara deği-
nirken de. Başbakan Re-
cep Tayyip Erdogan'ın
kendıne güvenen bir ulu-
sun böyle konularda tar-
tışmaktan kaçınmaması
gerektığini \-urgulayan
yaklaşımını övdü. Bu meselenin siyase-
tin baskısından kurtanlması yönünde
adımlann atılmaya başlandığım belir-
ten Mazovver, "böylece yüz binlerce Er-
meniye ne olduğunun. bu suçun planla-
yıcısı ve uygulayıcısının kün olduğunun
öğrenilebileceğini'' kaydetti. Mazovver,
olaylann yaşandığı dönemdeki savaşta
Rusya'nın da aralannda bulunduğu bü-
yük güçlerin ne tür bir rol oynadıklan-
nı ve bir imparatorluğun parçalanması-
na ilişkin planlan öğrenmenin de bu bi-
limsel tartışmalar sayesinde mümkün
hale gelebileceğuıi vurguladı.