22 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 4EKİM2005SAU 10 AVRUPA BİRIİGİGORUŞMELERİ KAVŞAK OZGEN ACAR Avpupa'mn Hazımsız Birliği Neymiş, 2/3 Ekim en uzun gecey- miş! Neymiş, AB, Türkiye ıle görüş- melerdezamanı durdurmuş! Neymiş Avusturya Türkiye'nin üyeliğine dire- niyormuş! Daha önce bu köşede çe- şitli kereleryazdık. 1960'ta gazeteci- liğe başladığımızdan bu yana biri Kıb- rıs, ötekisi AB üyeliği olan iki konuyu yazıp duruyoruz. 1963'te, o zamanın 6 üyeli Ortak Pazarı ile Türkiye 1963'te Ankara Protokolü'nün imza törenini de izledik. Ondan sonra ne oldu? Ortak Pazar, AEToldu, AB'yedönüştü. NedirAB? "Avrvpa Birliği" değil mi?.. Bugün Av- rupa'dan bir biriik olarak söz edilebi- lirmi? "Anayasa" taslağına "hayır"d\- yen, 2006 bütçesıni askıya alan AB, ABD gibi bir "birlik", bir "küreselgüç" olabıldı mi? AB, aşamalı olarak 25 üyeyeçıktı. Türkiye'yi bir yana bırakın, Avrupa'da "£>/rf//c"gerçekleşebildi mi? BaşlangıçtaTürkıye'yenedenildi?: "Gümrûk duvarlannı kaldır. Gümrük Birliğiprotokolünü imzala." öteki aday- lardan imza ıstenmediği halde Türki- ye protokolü imzaladı. 0 gün AB'ye gir- mişçesinebay- ram edıp 70 milyonluk Tür- kiye pazarını AB'ye açtık. Ardından tüm adayların önüne Kopen- hag ölçütleri çı- karıldı. ölçüt- leri yerine getır- diği halde Tür- kiye dışlandı. Helsinki'desöz verildi. Sözler unutuldu, yok Brüksel karar- ları, yok Lük- semburg ko- şulları denile- rek Türkiye dış- landıkça dış- landı. Oysa Türkiye, tüm ölçütleri gerek bundan önce- ki, gerek bu- günkü hükü- met uygulama- ya koymuştu. AB'lilerönce Türkıye'ye kar- şı Yunanis- tan'ınarkasına sığındılar. Ati- na-Ankaraara- sındakı "sirtaki- zeybek hava- sından" sonra bu koz devre- den çıktı. AB, şaşkındı. An- cak AB, Kıb- rıs'ın üyeliğini güvenceye alan Yunanistan'ın "karşıtlık" bayrağı- nı Rumlaradevrederek "masum dost" maskesini taktığını geç algıladı. Sazı eline alan Rumlar "Beni tanı", dedi. "LJ- manlannı aç" dedı. Yoksa "Veto" de- di. Şimdi de benim NATO ve OECD üyeliğime "hayır" demediyor. Recep Tayyip Erdoğan-Mehmet AN Talat, saflık içinde, Rumlann her dediğine BM görüşmelerinde "evet" dedikçe, ödün üstüneödün verdıkçe AB'lileri de kendi açılarından cesaretlendırdiler. Erdogan'ın "ılıman Islamcı" yönetimi- ni halkına ve Batı'ya kabul ettirmek için hertürlü istege "evef"diyeceği an- laşıldı. Böylece Brüksel'e de ödün ka- pısı aralanıp ödün verildikçe verildi. Ardından Fransa ve Hollanda'daki halk oylamalanndan AB anayasası- na, dolayısıyla Türkiye'ye "hayır" çık- tı. Almanya'da rakipler "Türkiye'ye evet", "Türkiye'ye hayır" diyereksan- dığa gittiler. Peki ne oldu da Avustur- ya birden bıre en katı direnci göster- di? Vıyanın bu oluşumlara ilişkin ev- Avrupa neden Turkıye'/ı cıddıye almaya başlad deki hesabı çarşıya uymadı. Viyana, Fransa-Hollanda'dan "hayır" gelece- ğıni bildiği için sessiz kaldı. Rumlann veto edeceğine emin olduğu için sa- kindi. Almanya seçimlerinden "Müs- lüman Türkiye" karşıtı Angela Mer- kel'in zaferle çıkıp "ayncalıklı ortak" önerisini güçlendireceğini adı gibi bi- liyordu. Beklenen olmadı. Viyana'nın, arkasına sığınacağı, başka bir neden kalmamıştı. Ankara'daki yüksek düzey- de bir Avusturyalı diplomatın bizesöy- ledtğı gibi Başbakan VVotfgang Schüs- sel, ıç sıyasa nedeniyle sahneye çık- mak zorundaydı. Şantajında inandırı- cı olmak için, Hırvatistan iledegörüş- melere başlanmalı görüşünü öne sür- dü. Yoksa, Türkiye ile de görüşmeye başlanamazdı. Vıyanalı miyop siyasa- cılann bir başka gerekçesi daha var- dı. Birliğin genişlemesi "sindirilme- den" Türkiye üye yapılmamalıydı. Vı- yana, bir yandan böyle konuşurken öte yandan da üyeliğini öne sürdüğü Hırvatistan'ı nasıl sindireceğini anla- tamıyordu. Yıllarca Türkiye'yi insan hakları ko- nusunda yer- denyerevuran isveç ve Dani- marka bile Avusturya'ya karşı çıktılar. ABD'nin Irak'ı işgaline destek veren Ingıltere, rtatya baştndan beri Türkiye'yi destekledi. 1 Mart Karama- mesi, Ortado- ğu'da Türki- ye'siz bir Batı harekâtının ba- şansızlığını ka- nıtlamıştı. Tür- kiye, 1952'de Varşova Pak- tı'na karşı aynı gerekçeyle NATO'ya alın- mamış mıydı? NATO'nun es- ki Genel Sek- reteri AB'nin yenidışsavun- ma siyasasın- dan sorumlu üyesı Javier Solana, ABD'nin perde arkasında, Tür- kiye'nin ABdı- şında kalması- nı önlemeye çalıştı. Batı'nın savunma ve ekonomi uz- manlanna gö- re, bırakın Tür- kiye'nin tüke- tim gücü artan 70 milyonluk pazarını bir yana, Anka- ra; Ortadoğu, Kafkaslar ve Orta Asya petrol ve dogalgazının güvenliği için 24 saat nöbet tutan askeri değil miydi? Ayrıca, laik, demokratik Türkiye, mev- cut hükümeti ıle iyiden iyiye Islamcı ya- pıya kayabilir, ılımlı Islamı öngören Bü- yük Ortadoğu Planı da suya düşebi- lırdı. Bir gün önce Başbakan Erdo- ğan, gecikmeyle de olsa en başta söy- lemesi gerekeni son dakikada söyle- yerek zamanlama hatası yapsa da haklı olarak "Ya küresel güç olun ya da Hıristiyan Kulübü olmayı sindirin" demek zorunda kalıyordu. 3 Ekim neydi? Taraflartam üyelik için 3 Ekim'de kameralar önünde el sıkı- şacaklardı. AB, dün 17 Aralık'taki tü- kürüğünü yalayıp zamanı durdurdu. Daha el sıkma protokolü bile yerine ge- tirilmeden böylesine zoriu bir süreç yaşanırsa, bundan sonra olacaklan herhalde kestırmek güç olmasa gerek. Unutulmamalı ki, 1 Ocak'ta dönem başkanlığı Avusturya'ya geçiyor! Dürüst Olmak ya da Olmamak Başkentin siyasal yaşamı içinde yoğrulrnuş olan Ankara'nın önemli ya- yımevi Ümit Yayıncılık, başkentin per- de arkasını iki yeni kitapla okurianna sundu. Adı: Af Dağının Ardındaki AKP Yazan: llhan Taşcı Yayınevi: Ümit Yayıncılık Gazetemizin yargı muhabiri olan yazarın bu kitabını TBMM'deki tüm parlamenterierin okumalarını dileriz. Kitap, başta Baş- bakan Erdoğan ol- mak üzere, seçim öncesinde "doku- nulmazlıklann kal- dınlması" sözü ile TBMM'ye adım atanlann, kişisel yol- suzluk dosyalarının röntgenini okura su- nuyor. Devlet me- murları ile siyasacı- lann mal bildirimlerindeki olağanüs- tü değişiklikler, yolsuzluk kokularının temel göstergesidir. Yazar, Erdogan'ın mal bildirimleri ve ekonomik yaşam- daki olağanüstü değişimlerini neredey- se dakikası dakikasına okura aktarı- yor. Belgelere dayalı bu veriler bir AB ülkesinde olsaydı medya, parlamen- toları ayağa kaldırır, iktidarlar tepe taklakgiderdi. Kitap, Türkiye'deki yö- netimdeki yolsuzluk açlığını AB'ye de sergilemiş oluyor. Adı: Siyasi ünç Yazan: Hikmet Uluğbay Yayınevi: Ümit Yayıncılık Birinci kitabın tam tersi bu kitapta, onurlu bir siyasacının hakkında öne sürülen "görevi kötüye kullanma " sa- vına karşı kişisel çabalannın öyküsü- nü kendi kaleminden okuyorsunuz. Milli Eğitim Bakanlığı'ndan önce eko- nomiden sorumlu Başbakan Yardımct- lığı da yapan yazar, TBMM'de hakkında soruşturma açılma- sı için iki yıl çaba gösterdi. 1999 başında üç bankanın babşına iliş- kin kararlanna yöne- lik savlara yanıt ver- me olanağı bulmayın- ca "kendisi ile yaşam kavgası" ver- diğinde medyada 1 numaralı haber olan Uluğbay, TBMM'de soruşturma açılsaydı neler söyleyeceğini bu kitap- ta okura sunuyor. Onurlu insanlar hak- kında dayanaksız, belgesiz savlarm or- taya atılmasına karşılık, gerçek olay- lann nasıl hasıraltı ediidiğini öğren- mek isteyenlerin iki kitabı art arda okumalarını öneririz. Elmek: oaçar(S superonline.com ,Faks:0312-442 79 90 Hazmetme kapasitesi ve kalıcı kısıtlamalar da dahil çerçeve AB'nin istediği gibi geçti 'Kabul edflemezier' belgede MAHMUTGÜRER ELÇİNPOYRAZLAR ANKARA- Avrupa Birliği ıle Türkiye arasında 2 gündür iliş- kilerin gerilmesine neden olan müzakere çerçeve belgesi AB'nin istediği gibi onaylandı. Belge- nin ıçerisinde Türkiye'nin "ka- bul edflemez" olarak nitelendir- dığı "hazmetme kapasitesi" ile "kahcı kısıtlamalar'' (derogas- yonlar) da yer aldı. Kıbns Rum Yönetımi'nın NATO ve OECD gibi uluslararası kuruluşlara üye- liğinin Türkiye tarafindan en- gellenememesine ilişkin 5. mad- de de çerçeve belgede yer alır- ken, dönem başkanı tngiltere bu durumu "maddenin geçersiz ol- duğunu duyuran" bir deklaras- yon yayımlayarak Türkiye'nin istediği yönde değiştirdi. Türkiye-Lüksemburg hattın- da kriz yaratan çerçeve belge dün geç saatlerde AB ve Türkı- ye tarafindan onaylanarak yü- rürlüğe girdi. Ancak yoğun dip- lomasiye karşın Türkiye belge- ye isteklerinin çok küçük bir kıs- mını koydurabilme firsatı bul- du. Ilışkiler ilk olarak "imtij-az- bortakhk" ve "hazmetme kapa- sitesi" konulannda tıkanırken, 'imtrv-azlıortaklığın' belgede yer alması engellendi. Ancak Türkiye bu kozuna kar- şılık 'hazmetme kapasitesi'ni ka- bul etmek zorunda kaldı. Bu maddeye göre Türkiye üyelik müzakerelerini tamamladıktan sonra AB tarafindan, "ekono- mik bakımdan hazmedilemedi- ği" gerekçesıyle bırlığe ahnma- yabilecek. Belgede yer alan diğer bir önemli unsur ise kalıcı kısıtlama- lar olarak gerçekleşti. Buna gö- re AB herhangi bir tehdit anın- da Türkiye'ye serbest dolaşım, yapısal konular ve tanm ile ilgi- li alanlarda kalıcı olarak kısıtla- ma koyabilecek. Krizi deklarasyon çözdü Türkiye'nin bir diğer "kınıu- a çizgisi" olan Kıbns Rum Yö- netüni'nin NATO ve OECD gi- bi uluslararası kuruluşlara katıl- masının Türkiye tarafindan en- gellenmesini yasaklayan 5. mad- deye ilişkin olarak ise hem dö- nem başkanı hem de Türkiye ıl- ginç bir strateji ızledi. "Türki- ye'nin müzakereler sırasında, tüm AB üyesi ülkeierin uluslara- rası kuruluşlara ve anlaşmalara • Müzakere çerçeve belgesi, Türkiye tarafindan içerisinde kalıcı ö kısıtlamalar ve hazmetme kapasitesi ile birlikte kabul edildi. 5. madde metnin içerisinde kalırken, îngiltere bu maddenin geçersiz olduğuna dair bir deklarasyon yayımladı. tarafolmasıda dahil olmak üze- re, üçüncü ülkelerle ve uluslara- rası kuruluşlaria politikalaruu yakınlaştınnası gerekmektedir" şeklindeki maddenin metinden kesinlikle çıkanlmasını isteyen Ankara, dönem Başkanı îngilte- re'nin maddeyi geçersiz kılan bir deklarasyon yayımlamasıy- la bu konudaki ısrannı sona er- dirdi. tngiltere tarafindan yayım- lanan deklarasyonda ise, her ulus- lararası organizasyon ve üyele- rinin kendi seçim hakkı olduğu belirtilirken AB'nin buna kanş- ması gibi bir sürecin olamayaca- ğı vurgulandı. müzakere çerçe- ve belgesinin birinci sayfasına yerleştirilen deklarasyon şöyle: "Müzakere çerçeve Belgesi'nin 7. paragrafında (5. madde) uluslararası organizasyonlara ilişkin olarak ortaya koyulan durum. bu kuruluşlann karar süreçlerine AB'nin müdahale edeceği anlamına gelmez. Bu organizasyonlar ve üyeleri ser- bestçe karar vermekte özgür- dür." Türkiye tarafindan onaylanan müzakere çerçeve belgesinin önemli maddeleri ise şöyle ger- çekleşti: • Türkiye, üyelik yükümlü- lüklerini yerine getirmemesi du- rumunda Avrupa yapılanna sı- kı bağlarla bağlanmalı. Bu süreç- te AB'nin hazmetme kapasitesi de dahil olmak üzere tüm Kopen- hag kriterlerini göz önüne alacak- rır. • Temel ve insan haklan ko- nusundaki ilerlemeler, Avrupa Komisyonu'nun 2004 yılındakı ilerleme raporu ve tavsiyesi çer- çe\esinde bu kurum tarafindan tarafindan takip edilecek ve ko- nuya ilişkin gelışmeler ilgili ku- rullara rapor edilecektir. • Türkiye'nin Ankara Anlaş- ması Ek Protokolü'nü 10 yeni AB ülkesine uygulanmasına yö- nelik yükümlülüklerini yerine getirmesi gerekmektedir. • Türkiye müzakereler sıra- sında, tüm AB üyesi ülkeierin uluslararası kuruluşlara ve anlaş- malara taraf olması da dahil ol- mak üzere, üçüncü ülkelerle ve uluslararası kuruluşlarla politi- kalannı yakınlaştırması gerek- mektedir. • Avrupa ıle bütünleşmesini sürdürmeye çalışan AB 'nin Tür- kiye'yiu hazmetme kapasitesi", birlik ve Türkiye"nin çıkarlan bakımından büyük önem taşı- maktadır. Avrupa Komisyonu, Türkiye'nin üyelik perspektıfi- ne yönelik olarak 2004'tekı iler- leme raporunda ele alınan konu- lar dahılinde müzakere sürecın- de hazmetme kapasitesine göre Konsey'i bılgılendırecektir. • Müktesebat sürekli gelişe- rek birliğin kurulduğu temel an- laşmalann yanı sıra hukuki bağ- layıcılığı olsun ya da olmasın, bir- lik çerçevesinde onaylanmış hı- rumlararası anlaşmalar, önerge- ler, açıklamalar, tavsiyeler. dek- larasyonlar, ortak tutumlar, so- nuç bildirgeleri gibi tüm belge- leri kapsar. • Geçiş dönemleri, derogas- yonlar, özel düzenlemeler ve ka- lıcı önlemlenn temelı olarak sü- rekli olabilen maddeler kullam- labılır. Komisyon gerekli gör- düğünde bunlan kişilerin ser- best dolaşımı, yapısal politika- lar ve tanm konulannda önere- bilir. • Özgürlük, güvenlik ve ada- let konulannda Türkiye, Schen- gen Anlaşması da dahil olmak üzere tüm AB müktesebatını ka- bul etmelidır. Müzakere çerçeve belgesinin 8. paragrafında Birlik'in müza- kerelere paralel olarak Türkiye ile siyasi ve sivil birdiyolağagi- receği ve halklan bir araya geti- recek olan bu süreçte Avrupa va- tandaşlannın Türkiye'nin üye- lik sürecinde desteğinin alınma- sı gerekeceğine yönelik ifade- ler yer aldı. AB kaynaklan üye ülkelenn bu maddeyle kamuoy- lannın Türkiye'ye yönelik görüş- lerini göz önüne almayı hedef- lediklerini belirriyorlar. Avus- turya'nın talepleri doğnıltusun- da belgenin 13. paragrafina Tür- kiye'nin AB'ye getireceği malı yükün üye ülkeler arasında eşit olarak paylaşılacağına yönelik ifadeler eklendi. Strcnv: Laik Turkıye yı tebrik ediyorum AB dışişleri bakanlarıtoplanbsının sonunda basma açıklamada bulunan tngiltere'nin Dışişleri Bakanı Jack Straw, 3 Eldm'in Avrupa için tarihi bir gün olduğunu söyledL Son 30 saattir ü>e ülkeler arasında zoriu görüşmelerin >aşandığını belirten Straw, bu görüştnelerin sonunda herkesin kazandığını ifade etti "Laik \e demokratik bir Türkiye ile çauşarak daha güçlü olacaklannı" sovlcyen Stra». bu berabeıüğin pek çok fay dası olacağuıa inandığmı bclirtri. Jack Straw Türkiye'nin bir Avrupa ülkesi olup olmadığı yönündeki sonıvıı "Türkiye Avrupalı bir ülkedir. Müslüman ve laik A% rupalı bir ülkedir. Bu çokkesin bir şe>dir. Laik Türkiye'yi tebrik ediyorum" şekündeyanıtladL AB Komisyonu Genişleme Komiseri OUi Rehn. AB dışişleri bakanlannın uzlaşı>a varmış olmalannı "tatmin edki bir sonuç" olarak niteledL "Eğer saati durdurabilsey dikTürkhe 3 Ekim'de müzakerelere başla>acakt" diyen Rehn, müzakere çerçeve belgesinde yeni koşullann olmadjğını iddia etti. Türkiye'nin o>unu adil o>nadığuu sö\le\en Rehn, "Bundan sonra Türkiye, AB'ye üye olup olmavacağını belirleyecek" dedL ÖĞRENCİ SEÇME VE YERLEŞTİRME MERKEZİ'NDEN DUYURU 2005-ÖSYS EK YERLEŞTİRME 1. 2005 öğrenci Seçme Sınavı (ÖSS) sonuçlarına göre 2005-2006 öğ- retim yılı için yükseköğretim programlarına ek yerleştirme işlemleri öğrenci Seçme ve Yerleştirme Merkezi'nce (ÖSYM) yapılacaktır. 2. 2005-ÖSYS yükseköğretim programları ek yerleştirme kontenjanla- rına başvurabilmek için (a) 2005-ÖSS'ye başvurmuş olmak, (b) li- sans (Tablo-4) ve yüksek meslekokulları (Tablo-3A, Tablo-3B) prog- ramları için 2005-ÖSYS'de, başvurulan önlisans ve açıköğretim programları için öngörülen ÖSS puan türünde 160.000 veya daha fazla ÖSS puanına; başvurulan lisans programları için ise, öngörülen puan türünde 185.000 veya daha fazla OSS puanına sahip olmak, (c) 2005-ÖSYS merkezi yerleştirme sonunda açıköğretimin konten- jansız programları dışında hiçbir yüksek öğretim programına yerleş- memiş olmak, (d) ek yerleştirmede Tablo-4, Tablo-3A ve Tablo- 3B'den tercih edilen yükseköğretim programının 2005-ÖSYS mer- kezi yerleştirme sonunda oluşan en küçük puanına eşit veya daha yüksek bir Y-ÖSS puanına sahip olmak gerekmektedir. 3. 2005-ÖSYS'de sadece sınavsız geçiş için başvuran adaylardan açı- köğretimin kontenjansız programları hariç bir yükseköğretim progra- mına yerleşmemiş olanlar, 2005-ÖSYS ek yerleştirmeye aynı za- manda başvuracaklar ve tercihlerini aynı Ek Yerleştirme Başvurma Formu üzerinde göstereceklerdir. Bu adaylann kendi alanlarında ter- cih edebilecekleri programlar sadece Tablo-3A'da yer almaktadır. 4. Tablo-3A, Tablo-3B, Tablo-4 ve ek yerleştirme kurallarına ilişkin bilgi- ler 2005-ÖSYS Ek Yerleştirme Kılavuzu'nda yer alacaktır. 5. Lise mezunları ek yerleştirme için Tablo-3A'da yer alan önlisans programlarını da tercihleri arasında gösterebilecekleri ve ilgili yasa gereğince meslek lisesi mezunlarına öncelik tanınmak koşulu ile yer- leştirilebileceklerdir. 6. 2005 yılında özel yetenek sınavı ile öğrenci alan yükseköğretim programlarına kesin kayıt yaptırmış olanlar da 2005-ÖSYS ek yer- leştirmeye başvurabilirler. 7. Yükseköğretim programlan ek yerleştirme kontenjanlarına başvur- mak isteyen adaylar, 4.00 YTL (4.000.000 TL) karşılığında 2005- ÖSYS Yükseköğretim Programlarına Ek Yerleştirme Kılavuzu ve Başvurma Formu'nu 3-7 Ekim 2005 tarihlerinde ÖSYM Sınav Mer- kezi Yöneticiliğinden alacaklardır. Adaylar, kılavuzda belirtilen esas- lara uygun olarak dolduracakları Başvurma Formu ile 8.00 YTL (8.000.000 TL) ek yerleştirme ücretinin ilgili bankaya yatınldığını gös- teren banka dekontunu bu süre içinde ÖSYM Sınav Merkezi Yöneti- ciliği'ne teslim edeceklerdir. Adayların bu ücreti yatırmak için banka- ya sadece TC Kimlik Numaralarını veımeleri yeterli olacaktır. Posta ile Merkezimize gönderilen Başvurma Formları işleme alınmayacak- tır. 8. 2005-2006 öğretim yılında ek yerleştirme kontenjanlarına merkezi yerleştirme işlemleri, 2005-ÖSS öğrenci Seçme Sınavı Kılavuzu, 2005-ÖSYS Yükseköğretim Kurumları ve Kontenjanları Kılavuzu ile 2005-ÖSYS Yükseköğretim Programlarına Ek Yerleştirme Kılavu- zunda belirtilen esaslara göre yapılacaktır. ÖSYM BAŞKANLIĞI FINANCIALT1MES: 42 yıl sonra hâlâ belirsizlik var Üyelik süreci yeni krizlere gebe Dış Haberler Servisi - İngiliz Financi- al Tımes gazetesı, Türkiye'nin AB ye üye olabilmek için 42 yıldır beklediğini ve hâlâ başlangıç çizgisinin bile belirlene- mediğini vurguladı. Türkiye'ye 1999 yılmda "birüğe bir gün üye olacağı sözünün verildiğini'* \ e geçtiğimiz Aralık'ta da müzakerelerin 3 Ekim'de başlayacağınm ifade edildiğı- ni hafrrlatan gazete, gelecek yıl dönem başkanı olacak Avusturya'nın ise tngil- tere kadar istekli olmayacağuıı belirtti. Financial Times. Türkiye'nin müza- kerelere başlayıp başlayamayacağı ko- nusundaki belirsizliği şu başlıkla duyu- ruyor: "42 yılhk bekleyişten sonra hâlâ başlama çizgisinin yeri bi- le betirsiz." Gazeteye gö- re müzakereler öncesinde yaşanan tartışmalara atıf- ta bulunan bir Avrupalı diplomat, "Bakmburaya bile ne kadar zor geldik. Anlaşjlan müzakerefcr kâ- busa dönecek" dıyor. Financial Times'uı ha- berinde şu ifadeler yer alı- yor: "AB son genişleme dalgasmdan sonra müza- kere kurallannı ağırlaş- ördL Türkiye'nin istenen değişiklikler konusunda taahhütte buhuunası ye- terti obnayacak. Bu degişiklikleri haya- ta geçirmeden diğer başbklara sıra gel- meyecek. Her başhkiçin üyeülkeierin ona- yı gerekecek. Kıbns Cumhurbaşkam Ta- sos Papadopulos, Türkiye'ye karşı 60 vetoya sahip ohnakla övünüyor. Avus- turya ise en kötü olasınğa karşı hazırhk yapıyor ve imtiyazü ortakhk için çaba harcryor. Fransa daha üyeük görüşme- leri başlamadan Türkiye'nin üyeliğiiçin referandum yapma karan aldı. Türkiye'nin üyelik süreci dönemsel krizlere gebe. Bu krizkrden biri Tür- kiye'nin üyeliğini suya düşürebflir. Tür- c\*s olombia Üniversitesi öğretim üyesi Profesör Mazower, Avrupa'nin 11 Eylül sonrasmda Türkiye'den istediği reformlann aksi yönde ilerlediğini söyledi. kiye'nin önünde nrmanacağı bir dağ du- ruyor." Financial Times gazetesi, Colombia Üniversitesi Tanh Bölümü öğretim üye- lennden Profesör Mark Mazower tara- findan yazılan bir makaleye de yer ver- di. "AvTupa'mn Türkiye'nin geçrrüşin- den alabileceği dersler \ar" başlıklı ma- kalesrnde, Türkiye'nin bir A\Tupa ülke- si olup olmadığı tartışmalanna yanıt ve- ren Mazovver. Türkiye'nin, kadına seç- me ve seçilme hakkını pek çok A\Tupa ülkesinden önce tanıdığmı hatırlattı. Türkiye"den adli konularda bazı re- formlar istenirken, 11 Eylül sonrası Av- rupasfnda tamamen aksı yönde geliş- ^ ^ ^ ^ _ _ meler yaşandığrnı hatır- latan Mazower, henüz ABD'deki sevıyede ol- mamakla birlikte Avru- pa'da bugün düşüncenin suç sayılması noktasmda tartışmalar yaşandığma işaret etti. Mazovver, sözde Erme- nı soykınmına ilişkin ya- şanan tartışmalara deği- nirken de. Başbakan Re- cep Tayyip Erdogan'ın kendıne güvenen bir ulu- sun böyle konularda tar- tışmaktan kaçınmaması gerektığini \-urgulayan yaklaşımını övdü. Bu meselenin siyase- tin baskısından kurtanlması yönünde adımlann atılmaya başlandığım belir- ten Mazovver, "böylece yüz binlerce Er- meniye ne olduğunun. bu suçun planla- yıcısı ve uygulayıcısının kün olduğunun öğrenilebileceğini'' kaydetti. Mazovver, olaylann yaşandığı dönemdeki savaşta Rusya'nın da aralannda bulunduğu bü- yük güçlerin ne tür bir rol oynadıklan- nı ve bir imparatorluğun parçalanması- na ilişkin planlan öğrenmenin de bu bi- limsel tartışmalar sayesinde mümkün hale gelebileceğuıi vurguladı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle