18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 20 EKİM 2005 PERŞEMBE OLAYLAR VE GORUŞLER EVET / HAYIR OKTAY AKBAL Yalnc 'Densizlik' mi? Sakal-ı Şerif'in camiden alınıp Yeşilköy Havalimanı'na getirilmesi "densizlik" değil midir? "Densizlik", en hafif deyimle saygısızlık!.. Yıllardan beri titizlikle saklanan bir kutsal emaneti onbinlerce kişi gelip yerinde görmüştür. iktidarlar birbirini izlemiş, Sakal-ı Şerif'i "bizim eveya da havaalanına getir" diyeni çıkmamıştır!.. Kültür Bakanı bu işi yaptı!.. Sorulunca "Ben Müslümanım" dedi. Olmadı, tutmadı. Ardından Istanbul KültürMüdürü'nü suçladı, "yalaka"diye!.. Neden, niçin, hangi amaçla bu kutsal emanet ordan oraya taşındı. Kime göstermek için, yurtdışına gönderilmek için, Başbakan'ın isteğine uymak için mi? Niçin? Gazeteleryazdılar, köşeleryorumladı. Istanbul'da bilmem kaç katlı bina yaptırmak için beş yüz milyon dolarvereceği söylenen Urdün Prensi'ne gösterilmek ya da vermek için mı?.. Doğru dürüst bir açıklama yapmazsan, herkes herşeyi kendinegöreyorumlar. Üstelik de, iktidardaki parti kendini "llımlı Islam" olaraktanımlıyorsa!.. Bütün işi gücü gizli açık amacı Türkiye'yi laiklikten, Atatürk'ten, çağdaşlıktan koparmayı başlıca istek sayıyorsa!.. Kutsal emanet diye bilinen Sakal-ı Şerif'i görmek isteyen saklandığı yere gelir. Hem bu sakaldan, daha doğrusu bu kıl parçalarından hemen her yerde varmış! Insanın aklına geliyor; ne var, ne yok her şeyi satıp paraya çeviren kafa böyle kutsal emanetleri de elden çıkarmak neden istemesin? Az para mı beş yüz milyon dolar! Hersakal teli bu kadarederse, işte size bütçeyi, IMF'nin borçlarını karşılama kolaylığı! Ama bir de ne görelim; Başbakan ekranda konuşuyor, her zamanki gibi medyayı suçluyor: "Bu bir densizliktir" diyor. Densizlik, terbiyesizlik, saygısızlık! Kim yapıyor bunu, önce Kültür Bakanı sonra dolayısıyla Başbakan... Hiç sıkılmadan, suçu bir memura, kültür müdürüne yüklemekten de çekinmeden... Başbakan'ın önüne çıkanı en sert sözlerle azariamasınaalıştık. 'Vlç/m'diyenyurttaşa "burası aşçı dükkânı değil" demedi mi? "Biz hekimleri duvara mı çivileyelim" demedi mi? Bana, buna benzer ne anlamsız sözler, azarlamalar? Islam dünyasının kutsal saydığı bir emaneti havaalanına getir, sonra da kalk kültür müdürünü yalakalıkla suçla.' Bu densizliğin ta kendisi değil midir? Ya son günlerin açıklamasına ne demeli? "Ben adeta ülkemi pazariamakla mükellefim." Buna vatan satmak adı verilemez mi? Onu sat, bunu sat; sonunda hükümeti, yönetimi, tarihi, coğrfayayı elin yabancısına, Arap'ına, Yahudisine, Katoliğine, Protestanına, hırlısına, hırsızına para karşılığı sat!.. Böyle bir "itiraf" o kişiyi er geç Yüce Divan'a, daha da öte yerlere sürüklemez mi?.. "Ka//f/neye/ı//ı/afa/?"demiştibirünlügazeteci... Hem de haksız, yanlış yere!.. Şimdi Atatürk devrimiyle kurulmuş bir Türkiye'dir söz konusu!.. Daha ne kadar uyuyacağız? Halk Sağlığı ve Gribal Enfeksiyonlar Prof. Dr. Ayşe KAYPMAZIÜ Cerrahpaşa Tip Fak. HalkSağ. Anabilim Dalı Başk. Y aklaşık son on gıindür Türkiye'nın gündeminde önemli bir hastalık- tan söz edilmekte: Kuş gribı. Yet- küilenn verdikleri son bilgilere gö- re Manyas Gölü civaruıda bir hin- di çiftliğinde başlayan salgının, gerekli önlemle- rin alınmasıyla yayılması engellenmiş, hastalığın başka canlılara bulaşıp hastalandırma süresini (inkübasyon periyodu) tamamlamış (2-4 gün) ol- masına karşın başka canlılarda da hastalık görül- mediğı için şımdilik salgın önlenmiştir, denil- mektedir. Bu yoğun çalışmalann bir sonucudur ve çok sevindiiricidir. Kuş gribi (avıan) vırüsünün patojen ve salgın yapan tipi, kanatlılar, yabani kuş- lar, göçmen kuşlar, nadıren domuz ve atlarda gö- rülür. Hastalık bir ülkede görülmese bile o ülke- ye göçmen kuşlarla taşınrr. Göçrnen kuşlar, has- tahğı taşırlar ama hastalanmazlar. Bu tip mikro- organizma taşıyıcılığına taşıyıcı (portör) denılir. Göçmen kuşlarm, dışkılannı bıraJctıklan 1 gram gübredeki virüslerle özellikle ılıman su kıyılann- da yaşayan bir milyon kuşu hastalandırma güç- leri vardır. Virüsün bulaştığı gübrede düşük ısı- da 3 ay, 22 C derece suda 4 gun, 0 C derecede 30 günden fazla canlı kalabildiği bildirilmektedir. Kuş dışkılannın bulaştığı toz ve topraktaki virüs. kuşlara solunum yoluyla bulaşır. Ikinci günden sonra kitleler halınde ölümler görülür. Bu, iilke ekonomisi için çok önemli ve üzücü birkonu ha- line gelir. tnsanda gribe neden olan Influenza vi- rüsü ile bu virüs ayru virüs aılesindendır. Bu ai- lede grip yapan üç tip vardır: Influenza A, Influ- enza B ve Influenza C. Influenza A tipi insan ve hayvanlar için patojenisitesi öbürlerinden daha yük- sek olup, bazen kıtalan saran (pandemi) salgın- lar yapabilir. Influenza virüsünün yapısında (H) emaglutı- nin (15 tip) ve (N) örominidaz (9 tip) vardır. Bi- limsel isimlendirmede bu 15 farklı (H) tıpınden birini ve 9 (N) tiprnden bırirü alarak ikili bir isim oluşturur. Sayısal olarak topladığımızda 159 vi- rüs tipi karşımıza çıkmaktadır. Influenza H1N1. H2N3, H5N1 gibi. Bazen virüsün adına salgın yap- tığı şehir de eklenir. (A/ Johannesburg H3N2, A/TexasHlNl). Influenza (grip) virüsü solunum yolu ile de bu- laştığı için çabuk yayıhr. Toplu taşrma aracında gripli bir kişinin aksrrması ile havaya yayılan vi- rüs partikülleri. diğer bireylere de enfekte edebi- lir. Bu nedenle Influenza (grip) aşılan sonbahar- da kışı rahat geçirmeleri için astımhlara, kalp, şe- ker hastalanna. böbrek yetmezliği olanlara, ba- ğışıklık sıstemiru baskılayıcı ilaç alanJara ve 65 yaşın üzerindekilere önerilir. Influenza A, B, C virüsleri ile hazırlanan bu aşılann Avian tipi kuş gribine karşı koruyuculuğu yoktur. Avian Influ- enzanın insandan insana bulaşması tehlike oluş- turmayacak düzeyde olduğu bildirilmesine kar- şın öldürücü ve patojen olan H5N1 tip (suşu) na- dir de olsa insanlarda da görülmüş ve ölümlere neden olmuştur. Piyasada bulunan aşılann bu su- şa (tip) karşı koruyuculuğu yoktur. Ancak aşı konusu ile çalışan bilim adamlan vi- rüs yapısı çok kolay değışen insan Influenza vı- rüsünün kuş gribi ile kombine olarak çok pato- jen bir kuş gribi tipinin ortaya çıkıp salgınlar yap- masından endişe etmektedirler. Bu yüzden kuş gri- bi salgınJannda hayvanlarla teması olan kışilere grip aşısı önerilir. Bu hastalarda hastalık sırasın- da barsak enfeksiyonu ve ishalin görülmesi bu- laşmanın oral-fekal yolla yani yiyecek ve içecek- lerle de olduğunu göstermektedir. \'irüs 56 C derecede 3 saatte, 60 C derede 30 dakikada ölür. Dünya Sağlık Örgütü Avian virü- sünün 70 C derecede öldüğünü bıldirmektedir. Ev- dekı pışırme, yani kaynatma. 100 C derecede ol- maktadır. Pişen gıdalarla bulaşma olmaz. Önem- li bir konu, tütsülenmiş tavuk veya hindi etleri- nin üretiminde ısı kontrolününyapılmasıdır. Ge- rektiğinde ise öbür oral-fekal yoldan bulaşan has- talıklann salgınlannda (tifo, kolera, dizanteri) alınan koruyucu yöntemler bunda da geçerlıdir. Eğer tüketilecek yiyeceklere mikroorganizma- lann bulaşmış ohnası düşünülüyorsa (yeşil seb- zeler gibi) iyot, klor bileşikleri veya potasyum per- manganat içeren tabletlerin ya da ona benzer ti- cari preparatların suda çözündüriilüp, tüketile- cek yiyeceklerin bu sularda yarım saat bekletil- mesi yeterlidir. Şüpheli bir tavuk veya yabani ku- şun temizlenmesinde kullamlan bıçak. et tahtası gibi araç gereçlerin dezenfeksiyonu da en kolay olarak ya kaynatılarak ya da çamaşır suyunun 1,100 sulandınlmasından elde edilen sıvıda ya- nm saat bekletılmesiyle gerçekleşir. Eczaneler- de ticari olarak satılan ev dezenfektan maddele- ri de vardır. Çamaşır suyu asla el temizliğinde ve gıdalann mikroorganizmalardan anndırılmasın- da kullanılmaz Tüm bulasKi hastalıkJarda el temizliği önemfi- dir. 13-16 Ekım 2005 tanhınde Istanbul 'da Türk Mikrobiyoloji Cemiyeti'nin evsahiphği yaptığı ve 300'ün üzerinde yabancı bilim adamının katıldı- gı "Siîth Congress of the International Federati- on of Infection Contror kongresınde en önemli konulardan biri olarak her ortamda (hastane, ev, sokak) el temizliği tartışılmıştır. Dıyelim ki ök- sürürken elinızi ağzınıza kapattınız, eliniz mik- roorganizmalarla kirlendı. Yapılan deneyler göstermiştir kı, siz sıktığınız 8 elde elinızdeki mikroplardan annabilirsınız; ama bu arada sizin elınrzm mıkroplannı da 8 kişiye yaymış olursunuz. Toplum olarak. el yıkama alış- kanlığımızyeterince gelışmemişür El yıkama, bu- laşıcı hastalıklann önlenmesinde ilk adımdır Kuş tipi H5M aşısını üretmek için yapüan ça- hşmalarşimdiMkbaşansızdır. Ch civ embrhosun- da üretilecekaşıiçin kuDanıianH5TV1,civciv emb- riyosunu öldürmektedir. Aynca son günlerde adı sıkça geçen birçok an- tiviral ilacın kuş gribi etkeni olan virüse karşı te- davi ediciliği kanıtlanmamıştır Sonuç olarak, aşısı olamayan hastalıklar, ha- len ınsanlığın korkulu rüyasıdır Bireysel ve top- lumsal hijyen kurallanna uymak ıse hastalıktan korunmanrn önemli bir yoludur. Kayıt Dışı Ekonomi Yeşil Sermaye... Yrd. D o ç . D r . F a i l l k G Ü Ç L Ü Abant İBÜ-ÜBF Öğr. Öyesı K ayıt dışı ekonomiyi manın,içvedışborçlanöde- Jeme ve kullanma şeklinde kisaca vergı dışı ve menin biricık yolunun üretı- beyan dışı bırakılmış mi arttırmanın yani sıra sağ- kısaca vergı dışı ve . beyan dışı bırakılmış kazançlarve gehrlerolarak ta- nımlarsak, ülkemizde yapı- lan saptamalara (tespitlere) göre sağlanan kazançlann en azyüzde ellisinin kayıt dışı bı- rakıldığını, beyan dışı ve ver- gi dışı bırakıldığını düşünür- sek, yaşadığımız ekonomik bunalundanrtaızden)kurtul- lanan kazançlan bıldınm içı- ne (beyan dahiline) almak- tan geçtiğı açıktır. Kayıt dışı ekonomi, tama- men belge düzenı dışında mal ve hizmet alışverişınde bu- lunma şeklinde olduğu gibi ül- kemizde en yaygın uygula- ma alanını sahtefaturadüzen- bulmaktadır. Piyasada nay- lon fatura olarak tanımlanan bu faturalan düzenleyealer ve kullananlar devlete ver- meleri gereken vergileri de bu biçimde vermemektedir- ler. Yani de%ietın, bizim tuyü bitmemiş yetimin parasını çalmakta ve ülkemizi de iç ve dış borçlarla boğuşturup durmaktadır. Kurum ve Bireyler için Vtzyondan Eyleme Cumhurtyetin Vizyonu; Neredeyiz? Hernando de Soto 16-17 Kasım 2005 Istanbul LUtfl Kırdar Konsre ve Sergi Sarayı Daha lyi Bir Dünya için Daha iyi Yönetişim 21. Yuzyılın Yentlikçi Düşünce Kasifı Denge Ustası: Distplin, Yaratıcıhk, Kârlıhk EnteletctUel Sermaye; Olu^turma ve Etkili Yararlanma Yaşam Blçimi Olarak Kalite Vizyonu Finanse »*» Etmek _- Kurum Kültürü ve Saşarma Gücü Yoneti^tm ve Basan V Işbıriikleri ve Kaynak Yönetimi özelleştiıilen Şirketlerde Değişim Ybnetimi Girişimciter ve Basan Hikayelen Vergi Usul Kanunu'nda (VUK) yapılan değişiklikler- le sahte fatura düzenleme \ç bazı usulsüz vergi işlemleri- ne cezai yaptınmlar öngörül- müştür. Seçim öncesı ve son- rası yaşanan olaylardan anla- şılacağı üzere egemen güçle- rin ve pek çok siyasal parri- nin bu cezai yapönmlardan ra- hatsızlık duyduğu görülmek- tedir. VUK'de yapılan değişik- liklerinkusurlu ve tarnşılma- sı gereken yanlannın olduğu açıktır. Ancak bu durum ya- sal değişikliklerin tümden or- tadan kaldınlmasını değil, na- sıl değıştirilmesi gerektiğini gündeme getirmesı gerekir- ken, yasal değişikliklerin ış- levsiz bırakılmasının amaç- landığı görülmektedir. Işin ilginç yanlanndan bi- nsi de halen ülkemizde bulu- nan pek çokholding ve med- ya patronunun da sahte fatu- ra düzenlemek vekullanmak- tan sanık olarak yargılanmak- ta olmalandır. Aynen piyasa- da yeşil sermaye olarak ta- nımlanan "İslami sermaye" sahiplerinin de a\Tiı nedenle yargılanıyorolmalan gibi. Ne yazık ki bu sanıklar çıkartı- lan aflarla ceza almaktankur- tanlmışlardu 1 . Yaşadığımız bunalımı aşmak ıstiyorsak, çok kazanandan çok, az ka- zandan az vergi almaktan baş- ka bu- yol kalmamıştır. Para- ya yön veren, çok kazanan ama asla wrgi vermeyen ki- şılenn bir biçimde yakalan- na yapışan malıyenın elinden yakalannı kurtarma çabalan, görüldüğü üzere siyasal des- tek de bulmaktadır. Halen VUK"denbaşıdert- te olan, yani sahte fatura kul- lanmak ve vergi kaçakçıhğı yapmaktan sanık pek çok es- kiveyenimületveküi, holding patronu. med>a patronu ve yeşil sennayeye yön \«renler arasında pek çok "ünlü işadamı" bulunmaktadır. Saptanabildiği kadanyla bunlann ka>ıt dışı yani ver- gi dışı bıraktıklan kazançlar toplamı da elli katrilyon dolayındadır. En az elh katrilyonumuzu çalanJannaffedilecek biryan- lan olamaz. Bunlan affet- meye kalkanlann da ülkeyi sevdiklerini söyleyebihnek mümkün değildir. Bu neden- le çıkartılan aflann son ol- ması da temel dileğimizdir. PENCERE Istanbul ye Boğaz'ı Elden Gidiyor... Raslantı mı?.. Yoksa bizim çocukluğumuzda büyüklerimizin çok kullandığı deyişle 'hissikablelvuku' mu?.. Türkçesiyle önsezi mi?.. Dün bu köşede trafik ve köprü konusu ele alı- nırken Milliyet gazetesi de Istanbul Belediye Mec- lisi'nde olan bitenleri haberfeştirmiş... Rezilliksürüyor... • Istanbul Belediye Meclisi (CHP'nin direnmesi- ne karşın) Boğaz'a 3'üncü köprüyü (Arnavutköy - Vaniköy arasında) AKP'lilerin oylanyla öngör- müş... Yetmez... 4'üncü, 5'inci köprü de sıradadır... Okurumuz Sayın Fikret Kazancı üşenmemiş 10 Ağustos 1999'da bu köşede yayımlanan ya- zımızın fotokopisini yollamış... O yazıdan bırkaç satır: "Solcular' köprü'ye karşı mı çıktılar?.. Çıktılar. Ama, nasıl?.. Dediler ki: - Boğaz Köprüsü büyük bir tuzaktır, Istanbul'u cehenneme çevirecektir; akıl almaz, havsalaya sığmaz rant yağmasına yol açacaktır. Boğaz'ın tüm sırtları, tepeleri, betonlaşma furyasında so- luk alamayacak, kentin tarihsel dokusu yok ola- caktır. İlk köprü, köprüler tuzağının ilk ayağıdır; trafiği rahatlatmayacak, ulaşımı felç edecektir. Tı- kanma ikinci köprüyü gündeme getirecek, ama, ikinci köprü de yetmeyecektir. Tepelerdeki yığıl- ma kıyıları bastıracak, güzelım Boğaz lağım ka- nalına dönüşecektir. Köprülerın ayaklanyla bü- tünleşen çevre yağmasında, yoksul taşralılarla yeni zenginlerin araziyağması bütünleşecektir." • Kahve falı değil.. Baklafalı da değil.. Olduğu gibi çıktı.. Veçıkıyor.. Üçüncü köprü Arnavutköy - Vaniköy arasında kurulacak, değil mi?.. Gittı Arnavutköy.. Yandı Vaniköy.. Dünya cennetı Istanbul Boğazı'nı boğazlıyoruz.. 10 ya da 15 veya 20 yıl sonra, AB'ye bizi alır- larsa, adamlar Istanbul ve Boğaz'ı için ne diye- cekler: - Bu şehir Konstantinopolis'ken dünya cenne- tiydi; ama, siz Müslümanlar canına okudunuz!.. Kenti beton mezarlığına çevirdiniz, Boğaz'ı çelik köprülerle boğdunuz, estetığini bozdunuz, uygar- lığa ihanet ettiniz; biz şimdı bu rezillikten nasıl kur- tulabiliriz?.. İkinci köprünün adı Fatih Suttan Mehmet'le özdeş... Fatih yukardan seslenecek: - Bre nadanlar!.. Silin adımı oradan, bu kepa- zeliğe lakabım yakışmıyor; sonunun böyle ola- cağını bilsem, bu şehri fethetmezdim... • Para hırsı damarlarımıza işlemiş, rant güdüsü gözlerimizi karartmış, yağma itisi benliğimizi ele geçirmiş... Koskoca Istanbul ve Boğaz'ı elden gidiyor, far- kında bile değiliz... lUsnu SaMMriır AYGAZ ÖSM BThaber | M CHİ Cumhurryet A C I B A D E M FJ^ AKSA gMast^rt PLTMÎN BPolinas SIEMENS Oturum Sponsortan Humel Snonsortarı UUBUİOFSET fiSASfif EGE ( •«>«" »rv j â f f ^ t SSMSS h «oft Kangr* n SjMnsoflufc k S Vtt * y Faks. 1212 212 « H Sanaü Va*nk. KalOn M 92K 5>l U M fca|*eıMBFn.ca«.>r F a h . K H 5 1 1 » H f»«Ma s*ı4rt,-.-* j «
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle