21 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
20 EKİM 2005 PERŞEMBE CUMHURİYET Mükellef Gülhan Elmas: "Türkiye'yi pazarlamakla mükellef olduğunu söyleyen Başbakan'ın işçilere, çıftçilere, memurlara, bilim adamlanna, gazetecilere, işadamlanna att/ğı fırçalara bakılırsa galiba vatandaşı da azariamakla mükellef!" Bektrorâk posta: derazsomöcumhurSyetcom.ö- Tel: 0.212.343 72 74 Faks: 0,212.343 72 60 SAYFA 17 - AB, müzakereleri durdurmaya hazırmış. "Başlamamış müzakere kriteri!" .§ Izmir depremi M Istanbul'u etkiler mi? Hayır, Anadolu'da olanlar Istanbul'u etkilemezl Jandarma Erzurum'un kayak tesisleriyle ünlü Palandöken Dağı'nda Jandarma Komutanlığı'nın sosyal tesislerine iftardan 1.5 saat sonra yemeğe gıdiyorsunuz. Garson er siparişi alırken ne içeceğinizi soruyor. Rakı istiyorsunuz. Er, ramazan münasebetiyle alkollü içki servisi yapılmadığını söylüyor. Erin şaka yaptığını sanıyorsunuz. Sonra askerın şaka yapmadığını anlıyor ve ılımlı Islam gerçeği ile yüzleşiyorsunuz. GEÇENLERDE gazeteden eve dönerken yeni gelen birkaç kitabı yanıma almıştım. Banliyö trenınde, çantadan bakmadan çekip aldığım kitaba şöyle bir göz attım: Biz Kınalı Bacaksızlar. Yazarı: Savaş Yücel. Ümit Yayıncılık'tan çıkmış. Yazar, "En içten saygı ve sevgilerimle" dedikten sonra "Gazi Savaş Yücel" yazarak imzalamış. Adının başındaki "gazi" sanını görünce boğazım düğümlendi, gözlerim doldu, yüreğim bunıldu, kaşlarım çatıldı, ellerim titredi. Kitabın arka kapağında yayıncının "Güneydoğu'da yaşananları ilk kez, askerlik hizmetıni rütbesiz asker olarak yapan bir yazann kaleminden okuyacaksınız" notunu görünce kitabı havaya kaldırıp kompartımandakilere anlatmak geçti içimden, kendime "kendine gel" dedim. 1974 Kıbns Barış Harekâtı'ndan bir gün önce dünyaya gelince "Savaş" adını koymuşlar... BacaksızlarKomando eri olmuş. 21 yaşında Eruh'ta mayına basıp ayağını yitirmiş. Uzun bir tedavi sonunda ölümden dönmüş; gazi olmuş. Tedavisi sırasında Gülhane Askeri Tıp Akademisi'nin emekli komutanı korgeneral Ömer Keçecigil'in eşi Bilge Keçecigil'in cesaretlendirmesiyle gazi olduğu öyküyü yazmış... Öteki gazi arkadaşlarının da öykülerini derlemiş ve ortaya işte bu kitap "Biz Kınalı Bacaksızlar" çıkmış. Onların bacaklan yok, ayaklan yok... Kollan yok, elleri yok... Bazılarının gözleri yok... Onlar gazi. Onlar, bu vatan için yaşamla ölüm arasındaki ince çizgıyi, geride bedenlerinden bir parça bırakıp aşmışlar. PKK'nin döşediği Italyan mayını patlamış, Savaş Yücel'in ayağı kopmuş: "Herkes panik içinde bağnşıyordu, bense halen ne olduğunu anlayamamış, şaşkın bir halde etrafa bakmaya çalışıyordum. İlk birkaç dakika yaranın sıcak olmasından dolayı hiçbir acı hissetmedim. Daha sonra ise tüm bedenime saplanan şarapne) ve taş parçacıkları canımı feci şekilde acıtmaya başladı. Allah kahretsin! Adeta ateşe atılmış gibi cayır cayır yanıyordum. Sanki bir oksijen kaynağı ile tüm bedenimi yakfyorlardı." Trenin düdüğü acı çığlık gibi patladı kulağımda. Aklıma geldi birden... Birleşik Amerika ile Avrupa Birliği işbihikçileri bir ara şehitlik ve gazilik sanlannın kaldınlmasını istemişti. Nedeni şimdi anlaşılıyor "Kınalı Bacaksızlar"dan bu kadar da korkulmaz ki! Malum Sözlük'ün yeni fasikülü çıktıl AYŞE Meral'm liboşlann dillerinin altındaki baklaya bakarak hazırladığı Malum Sözlük'ün yeni fasikülü şöyle: Çerçeve Belge: Türkiye'nin her türlü hukukunu ve devlet politikasını, bundan böyle AB'nin çizdiği çerçevede, AB'nin güdümünde, AB kararian doğrultusunda uygulaması. Müzakere: Türkiye'yi AB karşısında tek yanlı yükümlülük altına sokanlann, bu yükümlülüklerin sanki pazarlığı söz konusuymuş gibi müzakere adıyla sunulması. Hazmetme Kapasitesi: Büyük ve güçlü bir Türkiye AB'nin midesine # oturarak sindirim sistemini zoriayacağından, Türkiye'nin parçalanıp küçük lokmalar halinde çiğnenmesi ve uzun sürede nazmedilmesi. Ucu Açık: Ucu sonu belli olmayan bir süreçte, sonsuz bir mütareke ile AB'nin talepleri doğrultusunda Türkiye'nin yükümlülüklerini yerine getirdikten sonra bile, sonucun garanti olmaması. Tarama Süreci: AB kriterieri, AB'ye uyum diyerek, tarana tarana Türkiye'de taş üstünde taş, baş üstünde saç kalmaması. Yüksek Yerilim Hattı erdincutkuâ yahoo.com Kuş uçmaz kervan geçmez... tyiya işte kuş gribi de ulaşmazl Bir Aydın Hastalığı Prof. Dr. COŞKUN ÖZDEMİR Son zamanlarda aydın söz- cüğü gündemde çok yer işgal ediyor. Aydın kimdir? Nasıl ta- nımlanır? Aydın kime denir, ko- nusu çok işlendi. 12 Eylül dö- neminde Aziz Nesin'in öncülük ettiği Aydınlar Dilekçesi çok ko- nuşulmuştu. Yakınlarda Başba- kan'ı ziyaret eden aydınlar da çeşitli tartışmalara yol açtılar. Ben burada yurdumuzda ol- dukça yaygın ve özellikle ay- dınlanmıza özgü bir hastalıktan söz etmek istiyorum. Bu hasta- lığın adı "insan harcama, insan yok etme" hastalığıdır. - llhan Selçuk ne güzel şey- ler yazıyor, ne çarpıcı vurgula- malar yapıyor öyle değil mi? - Bırak canım, her gün aynı şeyler, okumaya değmez. Bir aydınlanmadır tutturmuş gidi- yor. Oysa dünya değişiyor, Cumhuriyet yazarlan bunu an- lamıyor. - Orhan Bursalı çok güzel köşe yazılan yazıyor. Bilimi ve bilimselliği savunan yazılar. Cu- martesi günleri Bilim Teknik'te- ki yazılan da çok ilgi çekici ve çok aydınlatıcı. - Hocam, Bursalı bilimden ne anlar, bilim adamı değil ki bir kere! Hangi yetki ile yazıyor bunlan? - Celal Şengör başanlı bir bi- lim adamı, dünyaca tanınıyor. Bilim Teknik'te çok çarpıcı, çok düşündürücü, öğretici yazılar yazıyor. -Bırak Allah aşkına! Ukalanın biri, kendini beğenmiş, aynca felaket tellalı. Adam sanki do- ğayı yanına alıp insanlardan öç almak istiyor. - Melih Cevdet de şair mi Al- lah aşkına? Kavgacı adamın bi- ri. - Gazetedeki N.S. güzel rö- portajlar yapıyor, çok ilgi ile okuyorum. - Sen onun babasını tanıyor musun? Tanısan onu okuyup önemsemezdin. - Ahmet Taner Kışlalı'yı de- mokrasi masasına, demokrasi kuruttayına davet edemez mi- yiz? - Onun burada yeri yok. O fa- şizan eğilimli bir insan. Cumhu- riyet gazetesinde yeri olmama- lı Kışlalı'nın. - Bedri Baykam ilginç yazı- lar yazıyor. Çok sayıda kitap yazdı. lyi bir Kemalist ve aydın- lanmacı ve antiemperyalist. - Btrak canım, haddini bilmi- yor adam. CHP başkanlığına a- day oldu. Ben resimlerinin de bir değeri olduğunu sanmıyo- rum. Ne yazıyor Allah aşkına! Neye yarar yazdıklan, yazıyor da ne işe yanyor? Hiç okumam onu. Hem de onun için NATO ajanı diyorlar. - Uğur Mumcu, bir yiğit, bir yurtsever gazeteci, yürekli bir insan, araştırmacı gazeteciliğin simgesi. Ornek bir mücadele adamı. - Bir sosyalist ülkeyi karala- yıp, suçlayıp durdu. Silahlann ülkelerinden geçip Türkiye'de sağ ve sol gruplara dağıtılma- sına izin veriyoriar diye. Hem de çok ulusalcı eğilimleri var. Bi- zim radyonun onu eleştirmesi boşuna değil. - Erol Manisalı emperyaliz- mi, ABD'nin oynadıklan oyun- lan, ekonomimizin nasıl ele ge- çirildiğini detaylı bir şekilde an- latıyor. - O AB'den ne anlar, öğren- sin de gelsin, modası geçmiş bir ulusalcılık tutturmuş. - Hocam biz artık Cumhuriyet okumuyoruz. Yazariar insanın içini karartıyor. Hem ulusalcılık adına MHP'ye yaklaşıyor. Bütün bunlarbenim yaşadık- lanmdan bir bölüm. Bu ömek- leri defalarca çoğaltmak müm- kün. Bu karalamalannatanıkol- duğum kimselerin hiçbiri de rastgele insanlar değil. Eser vermiş birikimli insanlar, yazar- iar, sanatçılar. Ben çok yaygın olduğunu gördüğüm bu tutu- mu hiçbir şekilde olağan bul- muyorum. Bunu bir çeşit aydın hastalığı olarak yorumluyorum. Siz istersiniz aymazlığı, sapkın- lığı, uçukluğu eklersiniz. Ama sakın bunları sadece küresel- leşmeci neoliberaller ya da So- ros'tan beslenen kişilersanma- yınız. Sevgili Ruhi Su'yu özlem- le anacağım. Benim hastam olup hastaneden çıkarken ver- diğim reçetedeki üç ilaca bakıp "Coşkuncuğum bu üç ilaç bir- biri ile uyuşur mu?" diye sor- muştu. "Bir sorun yok, Ruhi Abi!" diye cevapladım. "Hiç üç insanın uyuştuğunu görmedim de ondan sordum" demişti. Evet bu uyumsuzluk, bu kara- lama, bu kutuplaşma, bu har- cama pekâlâ ortak paydalarda buluşabilecek birikimli insanla- nn bir dayanışma içine girerek dinciliğe, etnisiteye, eşitsizliğe, sömürüye, gericiliğe karşı dev- rimden, halktan, emekten yana işbirliği yapmalanna engel olu- yor. Düşünün bir mucize insan yaşamış bu ülkede; kurtuluşu gerçekleştirdikten sonra aydın- lanma demiş, akıl ve bilim de- miş, bağımsızlık, antiemperya- lizm demiş. Böyle yüce bir in- sanın bu ilkeleri altında birleş- meyi başaramıyor. Türkiye'nin aydınlan, ilericileri. Aksine bir- birierini yıpratıp duruyor. Haksız mıyım? Bu ciddi bir hastalık sa- yılmaz mı? Bence öyle. Burada her açıdan olumsuz sonuçlara yol açan bir patoloji söz konu- su. Ne dersiniz, ne öneriyorsu- nuz Cumhuriyet okurları? Siz bu çok yaygın tutuma ne ad ve- rirdiniz? KİM KİME DUM DUMA BEHIÇAK behicak(Syahoo.com.tr ÇİZGİLtK KÂMİL MASARACI kamilmasaracinmynet.com HARBİ SEMİHPOROY semihporoyayahoo.com HAYAT EPİK TİYATROSU MLSTAFA BÎLGÎN [email protected] AMA KESINLtKLE "RÖPORTAJIM CAftPITILDr DEMEYÎ 6 AY SONRAYA.. ORHAN PAMUK CEZAEVINE SÎRMELİ. ..DUSUNCELERÎ ODOLLTNUN AÇIKLANMASI SONRASINA BIRAKTTSl İCÎNL YUZÛNDEN DES TARİHTE BUGÜN MÜMTAZARIKAN 20Ekim ıncıc.nuımiaz-arikan.com ADANA 4. tCRA MÜDÜRLÜĞÜ'NDEN TAVZİH KARARI Yukanda numarası yazılı müdürlüğûmüz dosyasmdan hazırlanan \e ilan edılen 02.09.2005 tanhlı taşınmazın açık arttırma ılanında i ' n o ile göstenlen '118" ada 2 parselde kayıtlı taşınmazın: - 'Taşınmazın genel durumu' başlıklı bölüm 6 satınndaki jıizölçümü değennin 19 536 l 7 m2 olarak. - 'Yapı özelliklen ve kullanım alanı" başlıklı bölûmdekı bına ıçın değerın 1.783. 105 000 000-TL olarak düzeltılmesıne karar \enlmıştır. 06.10 2005 Basın: 46805 İ9?B'D£ BUGÜM,IKİ , fj 46,s MeneeLiK SÜTUAJUAIA ş RlKA'NIN t&KÇI YÖMETİMİMİ P/ZO7BSTO (ÇfA/ ÖÜ E £P/M DOUAMO NELSON'IN SÜrUNUNA 77RMAND/LAR'/. GÜNEY AF- COL//V TARAF/NDAN ~rAPlLMlŞTt. fKİ SAATLİK BİR RAŞTAU SOMfSA ZİRVEYE ULAŞAN CJJLAR. ORAYA 8ÛYÛK 8//Z SLOSAA/ ASMAK. İSTEMİS, AMA GÜÇLÛ &ÜZGA& NİYLE BAÇAKAMAMIÇrr. MALATLARIYLA AfA- 61 İKJEM İKİ ARKADAÇI, 7ÜPLAUAU SitJLEG- CE Kifi ALKIÇLAgLA AZA&ÇfLAMtf AN- CAK, POLİS 7#M -HEtZSİNİ YA" (ZAK ONLA&t TUTTJKLAM/Şrt.'. DÜZ ÇÎZGt ÜMİT ZİLELİ Yazar ve Hoca'nın 'Ulusalcı' Korkusu! Iki saldın aynı anda yankılandı... Orhan Pamuk'la başlayalım. Aslına bakarsanız, iki Orhan Pamuk'tan söz etmek gerek; Nobel ön- cesi ve Nobel sonrası Orhan Pamuk... - Nobel öncesinde, 1 milyon Ermeni ve 30 bin Kürt'ün katledildiğini söyleyen ve Batı'dan koca- man bir "aferin" alan bir Pamuk vardı ortada. Bir Isveç gazetesine yapılan bu açıklamanın ardın- dan bir sessizlik sürecine girdi ünlü yazar. Nobel ödüllerinin hemen öncesinde bu kez Islamcılan hedef alan açıklamasını saymazsak! - Ama olmadı, olamadı! Orhan Pamuk Nobel ödülünü alamadı. Isveç'te yaşayan yazar Demir özlü'nün söylediğine göre Pamuk aslında aday bi- le olamadı! Ingiliz Observer gazetesinde çıkan "Pamuk Nobel jürisini böldû" haberi de, bizim medyada yer alan "ödülü kazanan Harold Pin- ter, Pamuk'un hakkıydı dedi" haberleri de ko- caman birer uydurmaydı! Neyse, ödül telaşı bitin- ce bu kez bambaşka bir Pamuk çıkıverdi ortaya... Artık sevilmek istediğini söyleyen, Türk halkında derin izler bırakan sözleri için, "Ben öyle deme- dim, ölenlerin içinde şehit olan güvenlik kuv- vetleri de vardı" diyen ancak PKK'lilere terörist değil "gerilla" sıfatını yakıştırmakta beis görme- yen bir Orhan Pamuk! Bundan da tatmin olmamış olsa gerek, bu kez Akşam gazetesinde Serdar Turgut'a içini döktü, "insan yanlarını" anlattı... Ancak bu kez de Tur- gut özakman'ın "Şu Çılgın Türkler" kitabını eleştirip "Mazlum edebiyatı yapıyor. Atatürk kitapta bir ulusalcı gibi nutuklar atıyor" dedi. Pes doğrusu, Atatürk'ün binlerce demecini, hakkında yazılan binlerce kitabı bir çırpıda silip ulusalcı olmadığını söyleyebilmek gerçekten bü- yük cüret! - Pamuk'a teşekkür etmek gerek; neyin doğru, neyin yanlış olduğunu anlamak için gerçek birpusula! ••• Görünen o ki, "Dipten gelen dalga" birilerini fena halde rahatsız etmiş durumda! öyle olmasa koskoca Fethullah Efendi, taa ok- yanusun öbür yanından, memleketi ABD'den fet- va verir miydi?! Garibime giden, böylesine önem- li bir açıklamayı niçin imzasız bir söyleşi aracılığı ile yaptığı! Kapak olması gerekmez miydi? Fethul- lah Efendi şöyle buyurmuş: - Ulusalcı dalgayı asanzi Bakın şu işe! Nasıf tanımlamaiı; "korku dağla- n bekler" yerinde bir deyim mi acaba? Soranın kim olduğu belli olmayan paslaşma, pardon söy- leşideki soruya dikkat: - Son yıllarda Türkiye'nin dünya ile bütün- leşmesi, bu arada direnç noktalannın da oluş- ması konusunda yorumunuz nedir? Yaa, Türkiye dünya ile bütünleşirken bazı direnç noktalan oluşuyormuş! Bu pasa yanıt ne olmuş pe- ki? Fethullah Efendi uzun uzun küreselleşme ile kucaklaşmanın erdemlerini sayıp döktükten son- ra, bu "söyleşinin" yapılmasına neden olan konu- yu açıklamış: - Olseler bir araya gelemeyecek kimseler ulusal cephe adı altında suni bir kitlesel dal- ga oluşturmaya çalışıyor... Gerçekten her söz ve hareketleri iğreti duruyor. Elbette daha de- rinde milletin ruhunu ve temel dinamiklerini örselemeye yönelik çabalar da var... Ulusal cephe adı altında oluşturulmaya çalışılan dal- ganın sınırtan belli değil... Kemiksiz, kimliksiz ve hedefsiz bir dalga. Her açıdan manipülatif bir organizasyon olduğu belli... Bravo, Condoleezza Rice bile bu kadannı be- ceremezdi! Aslında ben şu "aşanz" sözüne pek takıldım; siz kimsiniz, ulusalcı dalgayı kimlerle bir- likte "e/ ele" aşıyorsunuz? Bunlann yanıtı yok. A- ma başka bir şey açıkça görülüyor: - Korku! Dipten gelen dalga o denli ürkütüyor ki; ABD'ye sığınmış bircemaat hocasıyla, Batı'nın üstünetit- rediği bir roman yazannı aynı noktada kucaklaştı- nyor! Ulusalcılann doğru yolda olduklannı anla- malan için muhteşem bir işaret... O halde? - O halde tüm gücümüzle devaml e posta: [email protected] B U L M A C A SEDAT YAŞAYAN 1 2 SOLDANSAĞA: 1/ Akdeniz ülkelerinde yaşayan Ya- hudilere veri- len ad. 2/ Kendisine inanılan, sır verilen kim- se.... "Uy- gun, elverişli durum" anla- mında argo sözcük. 3/Türic mü- ziğinde bir makam. 4/ Tıp dilinde deri- nin kanlanmasma verilen ad... Bir no- 4 ta. 5/ Yinelenen di- 5 ze. 61 Suyosunu... 6 Siirt yöresine özgü, üzüm şırasının kay- 8 natılmasjyla elde 9 edilenbirtatlı. 7/Kuzusesi... Siper,hendek... Du- var içinde bırakılan oyuk. 8/ Yüksekokul. 9/ Bir çift oluşturan şeylerden her biri... "Fenadeğil" ör- neğinde olduğu gibi, bilinçli hafifsemeye daya- nan söz sanatı. YUKARIDAN AŞAĞIY\: 1/ Üç boyutlu sinema tekniği. 2/ Bir tür yaban- mersini... Kirliliği gösteren iz. 3/ Almanya'da düzenlenen ünlü eğlence... Yemek. 4/Akdeniz Bölgesi'nde bir akarsu... Aşk ateşi. 5/Nükleer etkinliğin ölçümünde kullanılan birim. 6/ Gök- yüzü... Bir soru eki. 7/Antik Yunan mimarhğı- nın üç biçeminden biri... Burun iltihabı. 8/lyi- leştirme, tedavi. 9/Yapı, yontu gibi şeylerin tas- lak durumundaki küçük öraeği... Âdem ile Hav- va'nın üçüncü oğlu.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle