Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 17 EKİM 2005 PAZARTESİ
HABERLER
Türkiye'de ihtiyaç duyulan meslekler dikkate alınmadany siyasi kaygılarla, plansızca üniversite açılıyor
UnivetsitelerişsizyedştiriyorBARIŞ DOSTER/ TARKAN TEMUR
Tiirk egıtim sistemi, işsiz üniversite mezun-
lan üretiyor.
Buna karşın Türkiye'de ihtiyaç duyulan mes-
lekler dikkate alınmadan, siyasi kaygılarla,
plansızca üniversite açılıyor Son olarak sayı-
lan 83'ü bulan üniversitelerin bilimsel niteli-
ği tartışıladursun, her yıl mezun olan yakla-
şık 230 bin öğrenci işsizler ordusuna katıhyor.
Bir yanda temel eğitimi bile almamış kitle-
ler, diğer yanda iyi eğitim almalanna karşın
mesleklerini yapamayan, "eghinüi işsizler or-
dusu" haline gelen ve nitelikli ışgücünü oluş-
turan üniversite mezunu gençler... Işsizlik,
eğitimli kitle üzerine; özgüven, performans,
sadakat, motivasyon gibi başanlı bir iş yaşa-
mına ilişkin tüm değerleri de erozyona uğra-
tarak kâbus gibi çöküyor. "Büyüyenekonomi-
ye karşın daralan istihdam" çarpıldığı, bede-
lı ağır ödenecek "sosyal bir yaraya dönüşerek"
Türkiye'nin geleceğini karartıyor.
Her yfiz dolar, bir fabrika kapatıyor
Makroekonomik göstergelerde görülen ohım-
lu gelişmeler ve hızlı büyüme geçen yıl da is-
tihdama yansımadı. Ekonomik göstergeler-
deki iyileşmeye karşın işsizlik oranı 2004 yı-
lında sadece binde 2 geriledi. Devlet Istatis-
tik Enstitüsü (DİE) venlenne göre lisans ve
önlisans eğitimi alarak nitelikli işgücü oluş-
rurmalanna karşın işsiz olan erkeklerin sayı-
sı 2000 yılında 80 bin kişi olarak belirlenir-
ken bu sayı 2004 yılında iki katını da aşarak
173 bine yükseldi. Üniversite eğitimi almış ka-
dınlarda ise 2000 yılında 63 bin olan işsizlik,
2004 yılında 144 bine ulaş-
tı. Türkiye'de pek çok büyük
şirketin, üretim yaparak, is-
rihdam yaratarak, vergi öde-
yerek. ihracat yaparak değil,
rant, repo, faiz üzerinden
para kazanması yıllardır
eleştiriliyor.
DİE'nin istatistiği
Sistem, rantiye yaraüyorPek çok üniversite mezunu alanlan
ile ilgili iş bulamama kaygısıyla asıl
mesleklerinin dışında bir alanda ça-
lışmak zorunda kalıyor. Elektrik ve
elektronik teknisyenleri arasında asıl
mesleğini yapma oraru yüzde 48.6, in-
şaat mühendisleri arasında yüzde 65.3,
elektrik ve elektronik mühendisleri
arasında 61.2, makine mühendisleri
arasında yüzde 59.3, orman mühendis-
leri ve ziraat mühendisleri arasında
yüzde 38.
Üniversite mezunu pazarcılar
Üniversite mezunu işsiz gençler,
semt pazarlannda ya da sosyete pa-
zarlannda açtıklan tezgâhlarda çalı-
şarak veya işportacılık yaparak geçim-
lerini sağlamaya çalışıyorlar. Semt pa-
zarlannda üniversite mezunlannın sa-
yısı yüzde 30'u bulurken Istanbul Bah-
çeşehir Belediyesi'nin yaptığı araştır-
maya göre sosyete pazarlarında bu
oran yüzde 80'e ulaşıyor. İşsiz üniver-
site mezunlan "İşazMühendisierDer-
neğT, 4şsiz Ziraat Mühendisleri Der-
neği" adıyla kurdukları derneklerle so-
runlarına çözüm anyor. Türkiye'de 26
şubesi bulunan İşsizler Derneği'nin
DİE verilerinde eğitim durumlarma göre işsizler
Eğitim durumu " ^ ^ P l
Erkek ^ J | B ^
Okur-yazar olmayan ^ ^ P ^ ^ B
Okur-yazar olup okul bitıremeyen
llkokul
llköğretim
Orta ve diğer meslek okulu ^ _
üse pS
Use dengi ^ ^ 5 ^ ^
Yüksekokul ve fakülte / '
! !
$ § 5 y
KADINLAR * ^ ( > \ L ^
Eğitim durumu ^§"^0^/
Kadın ^~^mm^
Okur-yazar olmayan
Okur-yazar olup okul bitıremeyen
llkokul
llköğretim ~
Orta ve diğer meslek okulu fc^V
Use dengı C ^ - f İ #
Yüksekokul-Fakülte - ^ V C£
2000
1.111
40
32
527
5
152
} 174
J 80
2000
387
28
10
100
-
34
f 50
2001
1.485
45
39
736
5
194
227
144
94
2001
482
15
7
155
3
52
110
70
71
2002
1.826
48
36
917
11
253
229
187
145
S ^2002
638
31
8
174
4
61
144
93
121
2003
1.830
58
48
916
17
255
224
160
153
2003
663
55
16
197
6
54
115
83
137
2004
1.878 bin
4 bin
52 bin
827 bin
35 bin
265 bin
284 bin
199 bin
173 bin
2004
620 bin
13 bin
7 bin
145 bin
11 bin
53 bin
142 bin
104 bin
144 bin
üyelerinin yüzde 70'ini üniversite me-
zunlan oluşturuyor. Bunlar arasında
makine mühendisleri, veterinerler ve
ziraat mühendisleri çoğunluğu oluş-
turuyor. Türkiye'de pek çok büyük
şirketin, üretim yaparak, istihdam ya-
ratarak, vergi ödeyerek, ihracat yapa-
rak değil, rant. repo, faiz üzerinden
para kazanması yıllardır eleştiriliyor.
Bir işadamı örgütü olan Ankara Tica-
ret Odası'nın raporlan da bu gerçeğe
dikkat çekıyor.
Her bir dolar bir işsiz yaraüyor
ATO, spekülatörlerin dünyanın hiç-
bir ülkesinde kazanamayacaklan pa-
rayı Türkiye'de kazandıklannı vurgu-
luyor. Rant için Türkiye'ye giren her
1 dolar, ülkemizde 1 kişiyi işsiz bıra-
kıyor. Her 100 dolar, bir fabrika kapa-
tıyor. Her 1000 dolar, yeni bir krize da-
vetiye çıkanyor. Türkiye'de 30 bine
yakın, rant geliri elde eden kişi var.
Aynca yüklü miktarlarda parayla ge-
lip Türkiye'de rant oyunu oynayan ke-
simler de var.
Ülkemizin yaşadığı bir diğer acı du-
rum da, yabancı sermayenin yeni ya-
tınm yapmaktan çok, var olan, kuru-
lu Türk işletmelerini satın alması. Ya-
bancı sermaye özelleştirmeler yoluy-
la en kârlı ve stratejik nitelıkteki ka-
mu kuruluşlannı, ekonomik krizler
sonrasında da değeri düşen önemli
Türk şirketlerini alıyor. Uzmanlar bu-
nun da istihdamı olumsuz etkileyece-
ği uyansı yapıyorlar.
Ankara Ticaret Odası'nın
hazırladığı "GeleceğeSilgi:
Eğitimli Küskünler Dos> a-
sı" raporu ise DlE'nın ista-
tistiklerinden daha çarpıcı
bir tablo çıziyor. 2001 kri-
zinde 1 milyondan fazla işı-
ni kaybeden beyaz yakalı-
ya her yıl on binlerce yeni
mezun olmuş üniversite eği-
timli genç ekleruyor. En göz-
de meslek sahiplennden bı-
ri olan doktorlar dahi artık
işsizlik tehdidi ile karşı kar-
şıya bulunuyor.
18 bin veteriner
hekünin 3 bini işsiz
Türkiye'de veteriner he-
kimler arasında da işsizlik
ciddi bir sorun oluşturuyor.
Yaklaşık 18 bin vetenner
hekimin 3 bininin işsiz, 6 bi-
ninin de mesleklerinin dışın-
da işlerle uğraşmasına kar-
şın sayısı 20'yi bulan vete-
riner fakültelerinden her yıl
1200 veteriner hekim mezun
oluyor. 1969 yılına kadar
ziraat fakültesi sayısı 4 iken
bugün bu sayı 27'ye ulaştı.
Ancak bu fakültelerin bir-
çoğu siyasi rant amacı ile
açıldı.
Sonuçta da işsiz ziraat
mühendisleri ordusu yara-
tıldı. Ülke genelinde 35 bin
ziraat mühendisi, binlerce
kimyager, fizik, biyoloji,
matematik, felsefe, sosyo-
loji, tarih, psikoloji bölümü
mezunu ile kimya mühen-
disi, fizik mühendisi, jeofi-
zik mühendisi, çevre mü-
hendisi ve peyzaj miman
da işsizler arasında. Üni-
versite eğitiminden sonra
bir iş sahibi olanlann çoğu
ise öğretmenlik yapıyor.
2001 krizinde her 8 mühen-
dis ve mimardan 1 'inin iş-
siz kaldığı, işsiz mühendis
ve mimar sayısının 50 binin
üzerinde olduğu tahmin edi-
liyor.
CHP'NtN RAPORU: KRÎZ tŞSlZLERİ YOL ARIYOR
Krizlerin yaraları sarılamadı
10 mih/onu aşkın yurttaşın işsiz olduğu Tür-
kiye'de, son büyük işsizlik dalgası, 2000 ve
2001 yıllanndaki kasun ve şubat krizlerin-
de yaşandı. 2001 yılında dünya ekonomisi
ortalama yüzde 1.7 büyürken Türk ekono-
misi Ikinci Dünya Savaşı sonrasının en bü-
yük çöküşünü yaşadı ve GSMH yüzde 9.4
küçüldü. 2001 yılrnda 54 bin 779 şirket ku-
ruldu, 26 bin 990 şirket kapandı.
CHP'nin hazırladığı "Kriz Işsizleri Yol
Anyor" başlıklı rapora göre, kriz işsizleri-
nin üçte ikisi, lise ve üse üstü öğrenim gör-
müş, 35 yaş altı nüfustan oluşuyor. Kriz iş-
sizleri sorunu. toplumun işleyişini temelin-
den sarstı. Aileler dağıldı, boşanmalar arttı,
çocuklann eğitimi aksadı, ruh sağhğmı yi-
tirenlerin, intihar etme eğlimi içinde olanla-
nn, alkol ve uyuşrurucu madde bağımlılan-
nın sayısında belirgin artış oldu. Türkiye
Odalar ve Borsalar Birliği'nin, Dünya Ban-
kası'nın, değişik araştırma kuruluşlannın
çalışmalanna göre, sadece nitelikli işsizle-
rin sayısı 2001 krizi sonrasında 1 milyondan
fazla arttı.
İSTIHDAMA tLlŞKlN RAKAMLAR GÜVENİLİR DEĞİL
Somçağ: Gerçekler perdeleniyor
Ekonomist Seiim Somçağ, istih-
damla ilgili DİE verilen bir anket ça-
lışmasına dayandığı ıçın gerçekle-
ri yansıtmadığını söyledi.
DİE'nin son yıllarda büyümeye
ilişkin olarak kendi içinde çelişkili
rakamlar verdiğini anımsatan Som-
v
ağ. "Bu kurum siyasi baskı altın-
da olduğu için istihdama ilişkin ra-
kanılan güvenflir değiL ÜsteHk açık-
ladığı rakamlar, makroekonomik
verilerle de uyumlu degfl. DİE'nin
açıkladığı ve istihdama ilişkin bilgi
\«ren daha güvenflir verikr var. Me-
sela imalat sana>iinde ortalama ça-
hşan endeksi bunlardan biri. Çün-
kü bu saydar anket değil gerçek. Ça-
hşanlarm kazancında dörtte bir ora-
nında azatana var. Bu müthiş bir yok-
sullaşma. Gerçekte hem istihdam
azalıyor, yani işsizlik arüyor hem de
çahşanlann ücretkri azalrv or. Fakat
medya ve DtE, gerçek bflgUeri per-
deüyor, anketkri öne çıkanyorlar.''
Akkan Suver
aııılanıu
kitaplaşbrdı
BARIŞ DOSTER
Marmara Grubu Stra-
tejik ve Sosyal Araştır-
malar Vakfi Başkanı Ak-
kan Suver, mesleki, sos-
yal ve kültürel çalışma-
lanndan seçtığı anılan-
nı "San YapraklarMev-
simi" adıyla kıtaplaştır-
dı. Gazetecılığı özellık-
le Faüh Rıfkı Atay ve Be-
dii Faik'uı yanında öğ-
rendığinı vurgulayan Su-
ver, "O zamanlar Bab-ı
ABvardı,plazalar yoktu.
O zamanlaryahsL, paha-
h arabası olmayan ama
büyük itiban olan gaze-
tecfler vanfa. İş ve ihale ta-
kipçileri yoktu" diye ko-
nuştu.
Ikti gazete türü
vardı
Mesleğe başladıgı dö-
nemde, gazetelerin pat-
ronlan ve başyazarlany-
la anıldığını anımsatan
Suver, "O zamanlar iki
gazete türü vardı: Sabah
ve akşam gazeteleri. Na-
dır ve Doğan Nadı kar-
deşlerin Cumhuriyet'i,
Sedat ve Erol Simavı 'nin
Hürriyet'i, Bedıı Faık'in
Dünya'sı, Ahmet Emın
Yalman'uı Vatan'ı. Sefa
KıIıçoğlu'nunYe-
erken haber >«rdiniz"
Celal Bayar'm
sitemi
"Devlet, dışanya açıl-
mış bir yumruk halinc
getirümemelidir" diyen"'
Celal Bayar, yükselişi'
de, düşüşü de serinkan-
lılıkla karşılardı TRT,
1985 yılında tek televiz-
yondur. Birgün Ata-
türk'le ilgili bir fîlm oy-
natılacağını duyan Ba-,
yar, televizyonun başı-
na geçer. Anıtkabır'e na-
kil esnasında söylediği
nutku kendı sesıyle du-
yar. Çok hüzünlenır ve
heyecanlanır. Ekranda
sesı vardır ama görüntü
cenazerün naklıne aittır.
Nutuk bıtuıce spiker, "ts-
met İnönü'vü dinJedi-
niz" der Bayar üzülür
zeyi tstanbul'dan Anka-
ra'ya ben götürdüm.
fıunlerde ben yo-
». Etnografya Müze-
sindcn Anıtkabır'e ben
götürdüm. Ne fotoğraf-
larda, ne de fUmlerde \-a-
nm. Neden bana bu ka-
dar hırslan var, hala an-
^ g
Inönü-Türkeşdiyalo-
g Fa.ih
Milliyet'i, Kemal Rıfkı Atay ve Bedıı
Pekün'ünSonHa- Faik'in yanında
y-adis'i, Malık Yo- öğrendiğini \oırgulayan
laç'ın Akşam',, $ zamanlar
Kemal Ilıcak ın , ,. , , ,
Tercüman'ı,Selım B
ab-ı All vardı, plazalar
Ragıp Emeç'in yoktu. O zamanlar
Son Posta'sı, Ha- yahsı, pahalı arabası
J
l b
,
E
^P.
T
İ
r e
" olmayan ama büyükhan m Yeni Istan- . . .
J
,
J
..
bul'u, sabah gaze-
I t l b a n o l a n
gazetecıler
telerininenönem- vardı. İş ve ihale
lileriydi" dedi. takipçileri yoktu" diye
Genç gazetecıle- konuştu.
re, sadece gazete-
cilikyapmalannıögütle- gu Alparslan Türkeş,
yenSuver'ınanılanndan aralannın gergin oldu-
bırkaç tanesi şöyle: gu günlerden bınnde, ts-
Demirel Alivev'i " * m o n ü l l e M e c l i s k o
"
ndorlannda karşılaşır.
uyanyor l
12 Mart 1995 günü yanıma gel" der. O gün-
Danimarka'da Dünya İerde Inönü, Meclis kür-
SosyaJ Kalkuıma Zirve- süsünden Türkeş'e çat-
si yapılmaktadu-. O gün makta, onun komünizm-
aldığı bir haber Demı- le mücadelesine karşı
rel'ınacılenHaydarAb- çıkmaktadır. Hatta bir
yev'le göriişmesini ge- gün, Türkeş"ınneredey-
rektirir. Alıyev'le kal- se uçankuşlan bile sağ-
dıklan otelde yan yana cı-solcu dıye ayıracağı-
gelirler. Aliyev tedirgin, m söyleyecek kadar ile-
Demirel gergındır. MİT n gıder tşte böyle bır
Demirel'i uyarmıştır, ortamda yapılan davet
Demırel bu uyanyı Ali- üzerine Türkeş ses çıka-
yev'e aktanr: "Haydar ramaz, geliroturur. Inö-
Bey, hemen Bakü'ye dö- nü, "Alparslan. askerler
nünüz, zira ülkenizde siyaseti pek beceremez-
darbe hazutğı var". l e r
- Ama ben ve sen istis-
Bu sözlen duyan Alı- na
>ız- Se" de benim gibi
yev hemen ülkesıne dö- siyasette kalacaksuT der.
ner ve ıkı yıl sonra 6 Ma- Türkeş,
u
Aman Paşam.
yıs 1997 günü TBMM benhaddimibüirinrce-
kürsüsünde milletvekil- vabını verir. Zaman îs-
lerine hitap ederken şun- met paşa'yı haklı çıka-
lan söyler: "1995>Tİuun nr. Türkeş, ölene kadar
Mart ayında ben Kopen- başanlı bır siyasi grafik
hag'daikenbirplankur- Çİz^r.
muştor. Ülkeme döner- BtHİİİ Faikin Falih
ken havaalanında beni
öktürüp,yönetimieieala-
caklarmış. Aziz dosrum
bu tehlikeden beni ha-
berdar etti. Beni bugün-
leregetinüğiniz için sağo-
Bedii Faik. Falih Rıf-
kı Atay'ı şu sözlerle de-
ğerlendırmiştir:
g ğ ç ğ "Suriye cephesinde
lun. hayaümı kurtanb- Osmanlı Ordusu savaşı
na Benim bugünleregrf- kaybetmişti ama Türk
memi sağladığınız. Ûl- edebrvatı bir Zeytinda-
kemdeld darbevi bana gı'nı kazannuşür"
Doç. Dr. Ergün Yolcu: Gelinim Olur musun, Biz Evleniyoruz, gibi programlar, halkın, ülkenin gerçek gündemini yakalamasına engel oluyor
Gençler toplumdan uzaklaşıyor
StBEL BAHÇETEPtyStBEL BAL
"Gefinim Olur musun?", "Size An-
ne Diyebiür mi>im?","Biz Evleniyo-
ruz", "HayaDergerçek oluyor" ve ben-
zeri televizyon programlannı kendine
örnek alan çocuklar ve gençler, saldır-
gan, öfke dolu davranışlar sergihyor. Uz-
manlar, bu programlann bir an önce
yayından kaldrnhnası gerektiğini, ak-
si takdirde programlan kendine model
alanlann 'şiddetsergileyenbireylerha-
Hne dönüşeceği' uyansında bulundu-
lar.
Son olarak Gelinim Olur musun pışg-
ramından tanıdığımz Ata Türk" in ölü-
mü, bu programlann insanlann haya-
tuıı ne derece etkileyebileceği konu-
sunda akıllarda soru işaretleri oluştu-
ruyor.
Bu programlar, insanlan,
gündemden uzaklaştımor
Istanbul Ünnersıtesi Iletişim Fakül-
tesi öğretim üyesi Doç. Dr. Ergün Yol-
cu bu programlann, halkı ülkenin ger-
çek gündeminden ve sorunlanndan so-
yutladığım \airguladi. Yolcu, rayting
yanşınm bir unsuru olan programlann
artarak de\am ettığinin altmı çizerek,
"Ata'nınölümünden sonra bile devam
eden bu tarz programlar, haDa, ülkenin
gerçek gündeminden uzaklaşürrvor"
dedı.
"Ata, medya veizJeyiciler ile değişnne
uğrayan yaşammı birtikte yaşadı ve bi-
tirdi" diye konuşan Yolcu. "Ata, ünlü
olmak için fazla bir şey yapmamışü.
Ünlü olabilmek ve i\i andabümek için
emek vermemişti. Yaşadıklan, sabun
köpüğüydü. Köpük uçunca da gerçek
yaşamla vüzleşri, bocaladı. İlgiv i kaybet-
tikçe yeniden gündeme gelebümek için
çabaladı ama olnıadı. Düşsel dünyaya
geri dönmek için en zor olan yolu, ölü-
mü söfti" diye konuştu. Radyo Televiz-
yon Üst Kurulu'nun (RTÜK) bu tarz
programlan bir an önce yayından kal-
dırması gerektiğine değinen Yolcu ,
"Televizyonlar, Ata'nm ölünıü sonrası
bile rayting peşinde. Bu ya>inlarm so-
nuçları, etkilerini görmezden geünme-
meli,bir an önce va>ınlar durdurulma-
h" uyansında bulundu. Yolcu, şöyle
devam etti:
"Bu olayda da televizyon kanallan
kendinden başka herkesi suçlu ilan et-
ti. Oklan hiç kendilerine çe\irmediler.
Cenaze törene gelen insanlar, sanki bir
televizjon programı izler gibiydi Tru-
man Show fikninde yaşananlar yaşa-
nıyordu sanki. Her şey sanki televizyo-
nun içinde yaşanıyordu ve gerçek de-
ğildi."
RTÜK: Programlann
kaldınlması için talep yok
Konuyla ilgili görüşlerine baş\-urdu-
ğumuz Radyo Televizyon Üst Kuruhı
(RTÜK) yetkilileri, bu olaylardan son-
ra kamuoyunda bir duyarhlığın başla-
dığını, ancak halen izlenmeye de\am
ettiğini ve kaldınlması yönünde talep
olmadığmı söylediler.
Yetkililer, "Programlan yayından
kakhrma yeddmizyok, yalnızca durdur-
ma cezası verebiüyoruz. Bu cezalarsa,
kanallan caydırnuyor" açıklamasında
bulundular.
Hacettepe Üniversitesi Çocuk Geli-
şimi ve Eğitimi Anabilim Dalı Başka-
nı Prof.Dr.Mezij«t An, televizyon prog-
ramlannın çocuk ve gençlerin gelişim-
lerini olumsuz etkilediğini belirterek,
"Ekrana gelen görüntüler,programı iz-
leyenlerde gergüüık, üzünrü. öfke gibi
duygular yaraüyor. Programlar eğitici
olmaklan gibi eğlendirici de degü" de-
di.
Çocuk ve gençlerin televizyonda ün-
lenen kişilerin da\Tamşlannı taklit et-
me eğiliminde olduğunun altını çizen
An. şunlan söyledi: "Butürprogram-
larm yerine eğitici, eğlendirici farkh for-
matta yanşma programlan düzenlen-
meli."