Katalog

SAYFA CUMHURİYET 17 EKİM 2005 PAZARTESİ HABERLER Erdoğan'ın 'Ben ülkemi adeta pazarlamakla mükellefim' sözlerine CHP sert tepki gösterdi 'Başbakan suçişliyor'ANKARA(CumhuriyetBün)- su) - Başbakan Recep Tayyip Er- doğan'ın "Ben ülkemi adeta pa- zariamakla mükeDefim" sözleri- ne CHP'den sert tepkı geldi. CHP Genel Başkan Yardımcısı Musta- fa Ozyürek, "Hiçbir ülkenin baş- bakanı ülkesini pazarlamaz. Baş- bakan künüsyoncu gibi davranı- yor, bu suçtur" dedı. Başbakan Erdoğan'ın yabancı sermayeyı savunurken, "ülkeyi pazariamakla mükelkf olduğu- nu" söylemesı tartışma yarattı CHP Genel Başkan Yardımcısı Mustafa Özyürek, "Hiçbir ülke- nin başbakanı ülkesini pazaria- maz. Çokilkd bir tavır, UkieJ bir an- layış. Başbakan elbette ekoDomik, tkari konularda genel nitetikfi gö- rüşmeler yapar. Bizûn itirazımız • Hiçbir ülkenin başbakanmm ülkesini pazarlayamayacağını vurgulayan CHP Genel Başkan Yardımcısı Mustafa Özyürek, "Çok ilkel bir tavır. Başbakan komisyoncu gibi davranıyor, bu suçtur" dedi. ona degil. ttirazuıuz flrma bazın- da, ola> bazında birebir temaslar yaprimasMhr" dedı. Özyürek söz- lerinı şöyle sürdürdü: tt GeHn biziın turizm sektörü- müze yatınm yapın, diye turizm- cilerle toplanü yapar başbakan ama bir firmavı çağırıp ona otel yerigösteremez. Başbakanm Ofer olayında, Dubai olayında yapüğı budur. Birebirişi alan, itaaleyi ala- cak olanla pazarnkyapıtanası baş- bakanm görevieri arasında değfl- dir. tstanbuTda gökdelenyapıbna- sı gerekrvorsa, ihale yöntemrvle, açık artûrmajia firmalar gjrer, tekBfler veriür, en uygun teklifi ve- reneihale edersiniz. Başbakan Du- bai Şeyhi'ni çağuiyor, şeyhe miil- khet durumu, imar durumu be\- ti obnayan arsalanpazarbror. Baş- bakan komisyoncu gibi davraru- yor. Bu bir başbakana yakışmaz, suçtur. Niye Dubai Şeyhi? Başka şeyhler, başka işadamlan yok mu? Bu. başbakanm bir fırmayı kayır- mas, himaye etmesisonucunu do- ğurur, haksız rekabete yolaçar. Mesut Yılmaz gece yanlan ben- zer girişimlerde bulunduğu için Yüce Divan'da.'" Başbakan Erdoğan'ın üslubu- nu da eleştiren Özyürek, şunlan söyledı. "Sermaye ırkçısı, diyor. Türki- ye'nin pazaıianmasmı engeüiyor- lar, diyor. Biz Türkiye'nin pazar- lanmasuu engeüemek zorunda- yız. Türki>e'nin değerlerini, zen- gmliklerini korumakla mükelle- fiz. Başbakan'ın pazarlama çahş- malannı engeDemekiçin çanşaca- ğız. Ancak iş çe\Telerinin de bu kafiüğe karşı sesini yükseltmesi gerekir. Dubai şeyhine tanınan im- kânlar niye Tiirk fırmalanna ta- tunmryor? Bu kadar kuralsız, ba- şıboş, keyfi yönetime isyan edi- vonız." BaşbakanRecep Tayyip Erdoğan'ın sözleri CHP'yi isyan ettirdL IR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR oralcalislar@cumhuriyet.com.tr Erkan Yücei'i bir trafik kazasın- dayrtırmemizın üzerinden 20 yıl geç- tı. Oncekı gece, Mesut Kara'nın Er- kan'la ılgıli hazıriadığı belgeseli izle- dik. Mesut, önemli bırışyapmışt. Onu tanıyanlan, onunlasanatı, devrimcı- lığı, yaşamı paylaşanlan 20 yıl son- ra arayıp bulmuş, hepsinin Erkan'la ılgili anı ve değerlendirmelerini kay- detmıştı. Erkan Yücel öldüğünde doganlar 20 yaşında olduğuna göre, genç ku- şaklann onu tanıması mümkün de- ğıl. Erkan Yücel, tiyatro oyuncusuy- du. Bir sınema oyuncusuydu. Bir Nasrettın Hoca'ydı. Ismail Dümbül- lü'ydü. Muzıp bir çocuktu. Gırdığı her ortamda ışık saçan bir gönül adamıydı. Erkan Yücel sosyalisttı. Dik başlı bir devnmciydi. • • • Erkan Yücel, bızım kuşağın, bizim çevremızın sevgılısıydı. 0 bir umut ve neşe adamıydı. Onu 20 yıl sonra ha- Ia gözlenmız yaşlı, kahkaha atarak anıyorsak, yalnızca ona ait olan özel büyü yüzündendir. Erkan Yücei'i arkadaş ve yoldaş olmadan önce 1968 yılında Istan- 20 Yıl Sonra Erkan Yücel bul'da Ankara Sanat Tıyatrosu'nun (AST)'nun V2.Koğuş" oyununda seyretmış ve hayran olmuştum. "Iz- mırir rolünde, olağanüstü bir oyun sergılıyordu. AST, o yıllarda kapalı gışe oyun- lar oynuyordu. Ankara'dan Istan- bul'a her gelişleri olay halıne geliyor- du. Erkan, AST'ın bütün oyunlann- da bir yıldız gibi parlıyordu. Her oyunda başka bir kılıkta karşımıza çıkıyor, her rolü kendıne yakıştın- yordu. • • • Tiyatro Işçileri Sendıkası'nı (Ti- SEN)'ı arkadaşlanyla bırlıkte kurmuş ve AST'ta grev yapmışlardı. 1969 yı- lıydı, Çetın öner, Salih Kalyon, Erol Demıröz'le bırlıkte Aydmlık dergısı- nın bürosuna gelmeye başladılar. Er- kan, devnmcılığe de tıpkı oyunculu- ğa sanldığı gibi sanldı. 12 Mart 1971 asken darbesı oldu- ğunda, bir süre onlann evınde sak- lanmıştım. Annesı Zehra Teyze oğ- lu Erkan'a hayrandı. Erkan herkesin olduğu gıbı ablası Nermin'ın de sev- gılısıydı. En zor durumdayken bıle ın- sanın ıçını ısıtan komıklıkleryapar, he- pımızı kırar geçınrdı. Erkan askeri darbe dönemınde gözaltına alındı, çok ağır ışkenceler- den geçtı. Fatmagül Berktay, gö- zaltında sorgudayken Erkan'ın hüc- resinın önünden geçmış ve Filıstın as- kısında, ışkence altındakı Erkan'ı görmüştü. Erkan, Fatmagül'ü go- rünce o ağır koşullarda maymun tak- lidi yaparak Fatmagül'ün yüregıne su serpmışti. "Direnın ben konuş- madım, bak en kötü koşullarda bıle oyun oynamaya devam edıyorum" demek ıstemiştı. • • • Erkan, Mamak askeri cezaevıni de bir tiyatro sahnesı gibi kullanırdı. O zor koşullarda çeşitli tipler yaratır ve oyunlar oynardı. 1974 affıyla ce- zaevınden çıktıktan sonra Maksım Gorki'nın ünlü "Ana" oyununda Pa- vel roluyle bir kez daha kendını gös- terdi. Yine muhteşemdı. Meral Ni- ron'la oluşturduklan ıkılı, unutulma- yacak güzellıkteydı. ASTtan aynldı ve devrımcı arkadaşlanyla bırlıkte Halk Tıyatrosu'nu kurdu. Tanhte belkı de ılk kez köy köy, ka- saba kasaba dolaşan bir tiyatro ya- ratılmıştı. Yüzlerce köyde köylülere hayatlannda ılk keztiyatro oynanıyor- du. Bu oyunlar sırasında yasakla- malar, gözaltına alınmalar eksık de- ğıldı. Bir keresınde Izmir'de yalnız- ca Erkan Yücel'ın oynaması yasak- lanmıştı. ••• Erkan Yücel, üc filmde oynadı. Yılmaz Güney n tutuklandığı için surdüremedıği "Endışe" filmınde onun rolünü Erkan devraldı. Bu film- dekı rolüyle Antalya Film Festıvalin- de ve belkı de tarihimızde ılk bir ulus- lar arası festıvalde, San Remo Film Festıvalınde en lyı erkek oyuncu ödül- lennı kazandı. Orhan Kemal'ın "Be- reketlı Topraklar Üzennde" adlı roma- nından uyarlanan filmde çok başa- nlıydı. "Hakkâri'de Bir Mevsım" fıl- mi de uluslararası alanda ödüller ka- zandı. Kemal Tahir, "Yorgun Savaşçı" ro- manından uyarlanan dizi filmde "Kör Musa" rolüyle yıne üstün oyunculu- ğu göstermıştı. Film 12 Eylül cunta- cılan tarafından yasaklandı ve yakıl- dı. "Ayna" filmınde Hanna Schygul- la ıle Almanya'da oynayacaktı. Pa- saport alamadı. • • • Erkan'la ölümünden kısa bir süre önce bır arkadaşımızın evinde buluş- tuk. Ben aranıyordum. Sabaha ka- dar bundan sonra neyapabılınz üze- nne sohbet ettık. Lorca'nın "Kanlı Düğün"ünün çekımlennı anlattı. He- yecanlıydı. Çok başarılı olacağına ınanıyordu. Sınemaya lyıce ısınmış- tı. Filmin çekimı sırasında Selçuk Ku- şadası arasında bir trafik kazasında onu yıtirdığimızde daha 41 yaşın- daydı. Büyük oyuncuydu. Sınemamıza daha çok şeyler katacak olgunluk- taydı. Büyük ınsandı. Heyecanını yı- tırmeyen bır çocuktu. 20 yıldıryüre- ğimız yanmaya devam edıyor. 2OOO9 Lt YILLARDA ERDAL ATABEK Yaşamın Anlamını Ararken... - Attilâ llhan'a- Dr. Victor E. Frankl, 2. Dünya Savaşı sırasında Ausschwitz top- lama kampında yatan bır tıp dok- toru, bir psikiyatr olarak en güç koşulların içinde kendine şu soru- yu soruyordu: "Yaşamaya değer olan anlamlı birşey varmıdır?". Her an her türtü aşağılanma ıle, eziyet ile, dövülme, öldürülme ile karşı karşıya kalma düşüncesi içinde olan bir kişı, nereden ve nasıl güç alabilecektir? ..."Ilk önce, kişinin kendikade- rine yönelik soğuk ve duygudan ko- panlmış bir merak ımdada yetişir. Bunun hemen sonrasında, yaşa- ma şansının son derece az olma- sına karşın, kişinin yaşamından ar- ta kalanları korumasına yönelik stratejilergelir. Sevilen insanlara iliş- kin sıkı sıkı korvnan imajlar, din, kes- kin bir mizah duygusu, hatta do- ğanın iyileştirici güzelliklerine (bir ağaca, günbatımına) kaçamakna- kışlaryoluyla, yaşanan açlığa, kor- kuya ve haksızlık karşısındaki de- rin öfkeye katlanmak mümkün ola- bilmektedir." Ama bu rahatlatıcı etkenler, tu- tuklunun, görünürdeki anlamsız acı verici durumdan daha büyük bir anlam çıkarmasına yardım ede- mediği sürece yaşama ıstemıni oluşturmaya yetmemektedir. Işte bu noktada varoluşçuluğun ana temasıyla karşı karşıya gelinz: Ya- şamak acı çekmektir, yaşamı sür- dürmek, çekilen bu acıda bır an- lam bulmaktadır. Eğer yaşamda bir amaç varsa, acıda ve ölümde de bir amaç olmalıdır. Ama hıç kim- se bir başkasına bu amacın ne ol- duğunu söyleyemez. Herkes bu- nu kendı başına bulmak ve buldu- ğu yanıtın öngördüğü sorumlulu- ğu üstlenmek zorundadır. Kişi bu- nu başarabıldiğı takdirde, onur kı- rıcı bütün rezilliklere karşın gelışı- mini sürdürecektir. Frankl, Ntetzsc- he'nin şu sözünü anmayı çok se- viyor: "Yaşamak için bir nedenı olan kişi, hemen her nasıla daya- nabilir." Yaşamın anlamını aramak ve bul- duğu yanıtın sorumluluğunu üst- lenmek... Işte varoluşun ya da hıç oluşun gizi burada. Aslında bütün insanlar, bilerek bilmeyerek, kalıcı ya da geçicı olan- da hiçlikten kurtulmak, kendini va- retmek için çaba göstermektedir. Dr. Victor E. Frankl, toplama kam- pı koşullannda yaşama gücünü bu "anlam arayışfrn başararak buldu. Bu deneyiminden "logoterapi" adı- nı verdiğı bir ruhsal tedavı yönte- mi çıkardı. Freud sonrası dönem- de, onun kuramı üzerine "insanın anlam isteminin engellenmesinin yarattığı nevrozlar'ın bu arayışın yolunun açılmasıyla iyileşeceğini savundu. Yaşadıklannı ve düşün- düklerini kitaplaştırdı. Bu kitap Türkçeye "İnsanın Anlam Arayı- şı" adıyla kazandmldı. (öteki Yayın- lan, Selçuk Budak çevirisi). İnsanın anlam arayışı. Işte, bilimde, sanatta yaratıcıla- nn büyük yapıtlannın, büyük ürün- lerinin ortaya çıkma nedeni de bu- dur. Insanlan politika ile ilgilendi- ren güdü de budur. Insanı düşün- düren, duygulandıran, bunlan baş- kalarına iletmeye yönelten itki de budur. İnsanın anlam arayışı. İnsanın kendine, kendi yaşamı- na anlam kazandırma çabalan. İnsanın hıç olmaktan kurtulma çabalan. Kimilerinin -ne yazık ki- bir şey- lere (mallar, paralar, eşyalar, mülk- ler...) ancak sahip olarak kazan- maya çalıştığı ama hıçbtr zaman bu- lamadığı anlam arayışı. Yaşam bo- yu nearadığını bılemediği için do- yuma ulaşamayacağı şeylerin pe- şinde koşarak tüketilen yaşamlar. Ama ışte "yaşamın anlamı"n\ bi- lerek yaşayanların anlamlı yaşam- lan. Büyük araştırmacılar, büyük icat- çılar, büyük keşifçıler. Şaiıier, yazariar, ressamlar, mü- zisyenler, tiyatronun, sinemanın ustaları, büyük öğretmenler, bü- yük öncüler. Toplumlan degıştırenler, çağlan dönüştürenler. Insanlığın köşetaşlan, işaret fe- nerleri, yol aydınlatanlar. İnsanın anlam arayışına rehber- lik edenler. Varolmak ya da hiç olmak. Ama varolanlar hiç yok olmaz. İnsanın anlamı hep yaşar. Hep yaşamıştır. e-mail:erdalatak©superonline.corn erdalatak@gmail.com website:www.erdalatak. com Şimdi DemirDöküm Kombi ve Panel Radyatörü birlikte alana, doğalgaz aboneük bedelinin_200 YTL'si u: —•— • c Üstelik 2U ..•-..• 5uperbrand : tek Türk markası. KOCBANK Hhbonuscârd % vvorld Kampanyamız 31 Ekım 2t305tarihine kadar geçertidir. Ryattara KOV dahıtdır. * Doğal gaz abonetık betgesını gosterip DemırDokOm Kombı ve en az 5 metre Panel Radyator alanlara, urun satış fıyatı üzerınden 200 YTL ındınm yapıtacaktır. ** Koç Fınans ı!e anlaşmaM bayıierimizde 24 aya kadar va0e tnkanı surulmaktadır. Mll ADENu/f,ma • %93 venmle ekonomık kullanım • Sessız çalı$ır, az yakar, yüksek venm sağtar • Elektronık Regülasyon Sıstemı'yte 0,5 °C hassasıyette sıcak su konforu • Çift eşanjör sistemi • Metalık gri renk • Donma emnıyeti • Program saati • Akıliı ateşleme sıstemı • Mıkro ışlemcılı kontrot sistemi • CE ve TSE beigeü €>\ Panel PLUS - f - Radyator 25 mm hatve ve maksımum konvektoryüzey alanıyla en yuksek tsıt guce sahipttr Mekânı daha az miktarda radyatörie ısıtarak yüksek tasarruf sağıar En yuksek ıştetme basıncıyta tam guvenlidır Çınko fosfat kaptama ve kataforez boya ıle uzun ömürludür Zengin çeşıtlenyle her iht'yaca uygun çozümter sunar 1 CEve TSE beigeü I 325 YETKIL1 SERVIS MÜSTERİ İLETİSIM MERKEZİ 0 800 211 33 33 (ücretsız) O DemirDökümD> www.demirdokum.com.tr CD OMUR BOYU SERVIS GARANTISI TURKİYENİN HER KOSESINOE SERVİS AĞI SÜREM.I YEDEK PARÇA