18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 16 EKİM 2005 PAZAR 12 İA.I_Ji\ U VFLJ leyla.tavsanoghı(a cumhuriyetcom.tr Avrupa Birliği, Türkiye'nin Yunanistan ve Kıbrıs sorununun çözümünü Kopenhag Kriterleri'yle aynı düzeye getirdl Q4vrupa Parlamentosu 'nun Türkiye ile ilgili kararları müzakere aşamasında tavsiye gibidir. Ama üyelik veAP'nin olurunun alınması için tavsiye niteliğindeki bu istekler şart olur. Kırmızı çizgifllan kalmadı. Helsinki'de, "Bu 2004 y e kadar halledilsin " koşulu vardu Ama 2004 geçti. Hâlâ halledilmedi ve bizyolumuza devam ediyoruz. / Q Türkiye'nin üzerinde basınıyla, medyasıyla, entel çevreleriyle büyük bir psikolojik harekât var. Ülke apolitize edilmek isteniyor. 'Asimetrik savaşın sarmatadayız' AB 9 nin yenişartlar sıraladığını ve müzakerelerin ucunun açık olduğunu belirten Emekli Büyükelçi Topu "Türkiye'nin kırmızı çizgilerikalmadu Tavsiye denilen APkararlarına uyulmakzorunda kalınacak"dedi SÖYLEŞİ LEYLA TAVŞANOĞLU Çok ilginç. tarihi bir süreçten geçiyoruz. Dünyadaki konjonktür ve dengeler hızla değişirken bölgemizde giderek tehlikeli olaylaryaşanıyor. Bunlann Türkiye'yi et- kilemenıesi, hatta tehdit etmemesi de müm- kün değil. Biryandan AB'yle, nasıl sonuç- lanacağı bile belli olmayan ucu açık müza- kerelere başlanıyor. Güneydoğumuzda bir Kürt devleti oluşumu şekilleniyor. Güney komşumuz, Irak'ı hâlâ işgal altında tutan ABD oluyor. Ermeni soykınmı ıddialannın kabul edılmesi dayatması var. Her şey toz duman. Üstüne üstlük de terör hiç durma- dan tırmanıyor. Bir araya gehp konuştu- ğum emekJi büyükelçi Tuncer Topur şu cümleyle tehlikenın boyutlanna dıkkat çe- kiyor: "Türkiye bugün asimetrik bir sava- şın sarmahnda." - Sizin AET ve AB, Türk-Yunan ilişki- leri ve Kıbns sorunuyla ilgili çok ciddi deneyimleriniz ve birikimleriniz var. 3 Ekim 'deAB yle müzakere sürecinin baş- laması kimi çevrelerce Türkiye AB 'ye ar- tık tam üye olmuş gibi tanıtılmak isteni- yor. Bu anlayış doğru mu? Ayrıca da bu çevreler sizce Türkiye 'nin AB 'ye hemen şimdi üye olacağı sanıstnı niçin kamuoyu- na aştlamaya çalışıyor? TOPUR - Biz geçen yıl 17 Aralık'ta, AB'ye gırdik, dıye zafer naralan atarak gündüz gözüyle havai fişekler patlattık. Ondan önce Tansu Çifler 1995 'te Güm- rük Birliği arüaşmasını ımzaladığı zaman, "Bahsegirerim. Türkiye 1998'de AB'ye tam üye olacak" dedi. Ama aynı yıl bızde,"Ko- koreç yasaklanacak mı, yasaklanmayacak mı?" tartışması açıldı. Tabii, kokoreçten başlayıp gündüz gözüyle havaı fışeklen at- maya kadar gidersek 3 Ekım'e geldığimiz- de de "AB'ye üveokhık" demek lazım. în- sanlarda öyle bir imaj yarattılar. Bu, tama- mıyla aldatmacadır Zaten AB Başkanlık dö- nemının yaptığı deklarasyon, Çerçeve An- laşması, Fransa ve Hollanda'daki referan- dumlann sonuçlan, geçen yıl ekim ayında AB Komısyonu'nun yayımladığı raporla- ra baktığımızda Türkiye'nin AB üyeliğinin çok uzun bır yol gerektirdiğini görüyonız. MUZAKERENIN UCU AÇIK - Hükümet 2014 'e kadar tam üyelik için hazırlık yapılacağı, bütçe oluşturu- lacağı, ama ondan sonra üyeliğin sanki kesinleşeceğini beyan ediyor... - Oysa raporun kendisine baktığınız za- man tabırlenn gözden kaçınldığı görülüyor. Bakın rapordaki Ingilizce ibare şöyle: "_wel into the next decade_" Yani 2010'un ikin- ci yansının sonundan söz ediliyor. Herke- sin bildiği gıbi görüşmelerin ucu açık Bi- zimkiler, "Işin doğası gereği görüşmelerin ucu açıkolacak.AcabaAB kabuledecek mi? Ben kabul edecek nüjim?" dıyorlar. Bir de caka satıyoruz,"Bakahm biz kabul edecek miyiz?" diye... Geçen yıl Sayın Başbakan bir ara çok sıkıştı,"Cannn, lOyıla kadar kim ök kim kala. Allah kerim" dedi. Bütün Av- rupa da bu soze kılıtlendi. Bunun üzerine, "2010'lardabakabmTürkiyenasübir Tür- kiye olacak? AB nasıl bir AB olacak?" di- ye de bu sözün devarrunı getirdiler. Yani, "Kim öle, kim kala"nin devamı. Diplomat olarak baktığım zaman bunu görüyorum. Bakın, "ucu açık". "doğası gereği'' sözleri kime söylendi? Bu kadar 25 devlet kumar mı oynuyor? Yani insanlarbilmedikleri bir yere mi giriyorlar? Ya da AB bilmediği bir yere mi gidiyor ki, "Dur bakahm, Türkiye nasıl olacak, AB nasıl olacak?" diye soru- luyor. Bir de tabiı olumlu açıdan bakarsı- nız. Ben hükümetin yerinde olsam derim ki: "Türkiye 10 küsur yıl sonra öyle büyü- yecek. öyle gehşecek. öyle güçlenecekki bel- ki de AB'yi beğenmeyecek. Bu da tabii ken- dini aldatmaktan başka bu" şey değil. -AB 'defederatifyapıyla birlikteyeni bir harita oluşuyor gibi görünüyor. Yani AB 'nin elitleriya da çekirdek ülkeler bi- rinci halkada, onlardan daha güçsüzler ikinci halkada, en güçsüzler de üçüncü halkada yer alacak gibi görünüyor. Tür- kiye 'nin kesinlikle birinci halkada olma- yacağı anlaşılıyor. Sizce nerede olabilir? -Henüz AB'nin nereye gideceğini bilmi- yoruz. Bu halkalar daha kesinleşmedı. Fran- sa 'nin ve Hollanda 'nin anayasaya "Hayır" demelenyle bır gerçek ortaya çıktı. Zaten anayasanın hazırlanışında da bir çeşit ABD modeli örnek alınmıştır ve AB'ye uyarlan- mıştır. Yani bır federal bir AB gibi... İNGİLTERE NİN STATÜSÜ ALINIR - Bu federal sistem AB 'ye uyar mı? - Fransa. Hollanda bunu reddetti. Kulak- lan çınlasın. Arkadaşlanmız. "Arükulusdev- letin modası geçmişrir. Sımrlar kalkmıştır. Egeınenlik kavramlan değjşmiştir" görüş- lennı savundular Fransa'nınanayasayıred- detmesının altında yatan en önemlı neden halkın ulus devletine sahip çıkışıdır Hol- landa'da da aynı şey oldu Ingiltere'nin tu- tumunu biliyoruz Bugün bize Ingiltere 'nin bırlik içinde bütünleşecekse o zaman Kıb- ns'uı NATO üyeliğinin ne anlamı kalıyor da şimdiden Türkiye'ye ısrar ediyorlar? Bence böylece AB ordusunun önünü açı- yorlar. Hadise odur. Kötü niyet oradan bel- li Türkiye'nin üye olmama ihtirnalinin da- ha fazla olduğunu görerek, düşünerek işe başlıyorlar. - Lüksemburg'da oynanan bir tuluat vardu İngiltere iyipolisi, Avusturya kötü polisi oynadu Sonra da birden uzlaşma- ya varıldu O oyunu nasıl değerlendirdi- niz? - Ben NATO'da dört yıldan fazla görev yaptım. O zaman çok gençtim. Bıraz da deneyimsizdim. Savunma Planlaması Siya- seti Komitesi'nde Türkiye'yi temsilen otu- ruyorum. Türkiye adına söz alıyorum, konuşuyo- rum. Ama ben konuştuktan sonra başka konuya geçiliyor Bu bir-beş, böyle oldu. CaracieDo adında kıdemli bir Italyan büyü- kelçi vardı. O dönemın NATO Genel Sek- reteri JosephLuns'un yardımcısrydı. Birtop- lantıda yıne benım sözlerim göz ardı edi- ünce, "Samyorumönemlişeylersöylüyorum. Ama bu sözlerimin nereye gittigini bilmiyo- rum," diye tepki gösterdim. Bunun üzen- siyasetımizde de uyumumuzu bekliyor. Ar- tı Fırat ve Dicle'nin sulannın istikran bo- zucu değil, düzenleyici biçimde yönetme- mizi istiyor. Yani Brüksel'den iki nehrin sulannı idare edecegım, bu iş için Brüksel üzerınden gideceğim. Böyle şey olur mu? Bakın. Arap ülkelennin bızım sularla ilgi- li istedikleri Nil Nehri'nin sulannınkine benzıyor. Nil Nehn güneyden geliyor. Su- dan'ın ve Mısu-'ın hıçbir katkısı olmama- sına karşın suyun yüzde 90"ını kullanıyor. Ama güneydekı Afrika ülkelen orada bir çrviçakmayakalksalarMısır'ın ve Sudan'ın oyunu almak zorundalar Ama bu bir sömür- ge anlaşmasıdır KIBRIS A AB KOŞULU - Bir de Ek Protokol meselesi var. Ek ProtokoVün imzalanmasıyla birlikteye- ni koşullann önümüze getirileceğini ki- mi çevreler ileri sürüyor. Siz bu görüşe ka- tılıyor musunuz? -Ek Protokol ımzalandı Adamlar bütün şartlannı ortaya koydular. Türkiye'nin dek- larasyonuna karşı bir deklarasyon yayım- ladılar. Orada ek koşullar var Karşı dekla- rasyonda şöyle bır ibare var: "Kıbns soru- ğı an bir yıllık tarama sürecı içinde gerçek- leştirilmesi gereken koşullar var. Yani Kıb- ns 'la olan ilişkilenn normalızasyonu ve ha- va ve deniz limanlannın Kıbns Rum uçak ve gemilerine açılması meselesi gündeme gelecek. Bu bır çeşıt ön koşul oldu. Sız bu koşulu yerine getirmezserüz görüşmelere başlamayacaklar Çerçeve Belgesı onay- landığı anda bu Türkiye'nin uymak zorun- da olduğu genel hususlan ifade eder. Bu da koşuldur. O koşullan zaten kabul ediyor- sunuz - Türkiye 'nin Yunanistan 'la arasında Ege sorunu var. Onun da bir an önce hal- ledilmesi koşul olarak Ankara 'nin önü- ne gelmeyecek mi? -O daha Helsınki'den beri var. Aday sta- tüsü kabul edıldığı anda Ege meselesinin çözumü ısteni> or O öyle bir dayatma ki, -Ynnanistan'la tşiniziya halledin ya da ITus- lararası Adalet Divam'na gkfin," diyor Ya- ni AB, Yunanıstan'ın ısteklennın aynısını tekrar ediyor Bu defa da ilginç bir biçim- de Çerçe\e Belgesı'ne baktığuıız zaman Türkiye'nin yerine getırmesı gereken te- mel ilkeler içensinde Kopenhag Kriterle- ri, Türkıye'nın komşulanyla sorunlanru çözmesinın zorunluluğu var. Bakın, Türki- Büyükelçi Topur, Fransa ve Hollanda'nın AB anayasasına hayır karannın 'Ulus devletin modası geçti, sınıriar kalkt, egemenlik kavramı değişti' diyenlere büyük cevap otduğunu söyledi. P O R T R E BÜYÜKELÇİ TUNCER TOPUR Ortaöğrenimıni Istanbul 'da Ingiliz Erkek Lisesi, yükseköğrenimıni A C Siyasal Bilgiler Fakültesi 'nde yaptı. 1962 de Dışişlerı Bakanhğı na girdı. Washmgton da Ikıncı Kâtiplik, Baş kâtıplik. Lefkoşa da Kançilarya Amirliği, Brüksel de Savunma Planlama Dairesi Müdürlüğü, Almanya da Nürnberg Başkonsoloshığu. Helsınki ve Amman Büyükelçiliği gibi dış görevlerde bulundu. Merkezde Yunanistan-Kıbns , NATO Dairesi Genel Müdürlüğü ve Basm Yayın Genel Müdür Vekilliği vaptı. Dışişleri 'nden emekli olduktan sonra iki kitap yazdı. "Milli Güvenlik ve Türkive " adlı üçüncü kitabı bu ay sonunda çıkıyor. Yeditepe ve Kadir Has üniversitelerinde uluslararası ilişkiler dersleh verivor. statüsünü verseler o özel statüyü alınz. -Nasıl? - tngiltere Schengen anlaşmasına, Euro anlaşmasına taraf değil. Bir taraftan da ta- nm sübvansiyonlan için Fransa'yla kavga ediyor. ÖteyandanABbize,u Tanmabak- ma. Bölgeler arası farklıhğa bakma" diyor- lar. 1yi de, ikısıne bakmazsa neye bakacak, Türkiye? Nüfusunun en az yüzde 34'ü, kı- mi rakamlara göre de yüzde 44'ü tanm sek- töriinde çalışan bü" ülkeyiz. Siz sübvansı- yon, parasal destek vermeyeceksiniz. Biz tanm sektöründe çalışan nüfusu yüzde 5 'e, 10'a indireceğiz, geri kalan >oizde 25, 30 nüfusu ne yapacağız9 Bu insanlan sokağa mı dökeceğiz? Olacak iş değil AB henüz nereye, nasıl gideceğini bilmıyor. Bildiği bir şey var. Halihazırdaki sistemi. yani ekono- mik ve parasal çıkarlannı korumakta karar- li olduklan belli. Hiç olmazsa onümüzde- ki 15 yıl bu düzen böyle gidecek. Bence AB'nin o sözünü ettiğinız halkalannın na- sıl olacağı uzun yıllar sonra bellı olacak. Bu- gün için ekonomik ve siyasi gücü var. Ama askeri gücü yok. Askeri gücü kurma kara- n aldılar Öyle samyorum ki 2014'e kadar kendi iç mutfaklanru toparlayıp sonraki ge- lışmelere bakacaklar - Peki, ya AB bağlamında Kıbns konu- su ne olacak sizce? -Türkiye 2014'ten sonra AB'ye tam üye olacaksa ve o tarihten sonra da Kıbns'la o ne Caraciello, "Benimbüromagelirmisin? Orada konuşahm" dedi Bürosunda bana şunlan söyledi. "Siz çok düzgün bir insan- sınız. Ama burada bu işler böyle yürümü- \w. Bu işler dehlizlerde ve komhede paslaş- ma halinde yürü>or. Belli bir oyun kurul- muş. Siz o>ımun içine girip kurulmuş oyu- nu bozuyorsunuz." O zaman uyandım. Ben de saruyordum ki ne söylersem yön vereceğim. Sonralan ben çoklu ve ıkili diplomaside işlerin hep böyle yürüdüğünü gördüm. Sizin söyledı- ğinize gelirsem... Oyun zaten belli. lyi po- lıs, kötü polis önceden saptanmış. Her şey hazır. Sizi içine oturtuyorlar. UNLU BEŞINCI MADDE - Hele de diplomasiden bihaberseniz sizi daha mı fazla içine oturtuyorlar? - Öyle oluyor. Ben şimdi kırk yıllık tec- rübeden sonra Çerçeve Belge'yi durup du- rup yeniden okuyorum. Bir kere okumak- la yetinilecek bir kâğıt değil o. Orada ünlü beşinci madde var. Aşamalı olarak AB po- litikalanna uyum sağlanacaktır. diyor. Ntod- dede, üçüncü devletlere karşı, sözü var. Bu sadece Kıbns"ı kapsamıyor. - Peki, kimi kapsıyor? Türkiye 'nin so- runlu olduğu üçüncü ülkeleri mi? - Tabii. Ermenistan var Ermenistan'la olan ilışkilerimizde Ermenistan'a dönük nuna çözüm BM Güvenlik Konseyi karar- ları ve AB ilkekri uyannca olmahdır." Tür- kiye. oy vermediği BM Güvenlik Konseyi kararlannı dahı kabul etmiyordu. Bizim onlan dahı kabul etmememize rağmen kar- şı deklarasyonda bu ifadeyi kullamyor. Siz AB ilkelerini Kıbns'a uygularsanız KKTC biter. Hiçbir şey kalmaz. Çerçeve Belge- sı"nde de yeni unsurlar var. Örneğin Avru- pa Parlamentosu (AP) kararlannı da mük- tesebattan sayıyor. - lyi de AP kararlan tavsiye niteliğin- de değil mi? - Bazı meslektaşlanmız sızın de dedığı- nız gıbi, "Onlar tavsiye nheBğinde karar- tartnr.Bizimiçin de tavsiye nitetiğjndeoktuk- lan için bunlara uyanz, uymayız, önemli değil" dedıler Keşke öyle olsa Bugün mü- zakere aşamasındayken bu kararlar tavsi- ye nıtelığindedir, ama dıyelım kı, ışın so- nunda görüşmeler bıttı ve Türkiye'nin üye- liği kabul edildi. Ama bu kabule AP'nın olu- runu vermesi lazım. AP. Türkiye'ye şunu söyleyecek: "Biz sizden şunlan şunlan is- tedik. Siz bunlan ta\siye karan diye bir ya- na ittiniz. Şimdi önce bunlan uygulayın. Ondan sonra biz sizin üyeliğinizi ona>la>a- hm." AP'nin bunu söylemeye yasal olarak hakkı var. Bu kararlar müzakere aşamasın- da tavsiye gıbıdir, ama sonunda AP'nin onayı için iş Türkiye'nin bunlan kabulüne kalır. TBMM'nin Ek Protokol'ü onavladı- ye'nin Yunanistan'la sorunlannı çözmesi Ko- penhag Knterlen'yle aynı düzeye getınldi. Yani bunu siyasi bır koşul halinde koymuş- lar. Kıbns sorununun çözümünü de aynı kefeye koymuşlar. KIRMIZI CIZCI KALMADI - Hani Kıbns şart olmayacaktı? - Hiç durmadan çarptılar Kıbns şarttı. değıldı, derken Günther Verheugen göre- vini bıtınrken Türkiye'ye son gelışınde, "Kıbns meselesi şart değil, ama şart" dedi Şimdi, bu Çerçeve Anlaşması'nda onun da ötesine geçtik. Kıbns. Kopenhag Kriterle- ri'yle aynı maddenın içinde yer alıyor. - Yani Türkiye'nin hrmızt çizgilerinizor- la dayatıyorlar mı? -Kırmızı çizgifllan kalmadı Helsinki'de, "Bu 2004'e kadar haDedilsin" koşulu var- dı. Ama 2004 geçti Hâlâ halledilmedi ve biz yolumuza devam edıyoruz. Kımileri."Acaba halledilmeden de üye ohır muyuz?" diye soruyorlar Bu hüsnü ku- runtunun da ötesine geçmek olur Ben "Mil- liGüvenükveTürkiye'' isimli kitabımda da buna yer verdim. Türkiye'nin Yunanistan gerçeğiyle yüz yüze gelmesı lazun. Biz dost muyuz? Sarmaş dolaş mıyız 0 Yoksa Yunanistan, bu şekilde götürmek su- retiyle AB üzerinden sonınlannı mı çözme- ye çalışıyor? 'Türkiye apolitize edilmek isteniyor' - Yanisiz Yunanistan 'ın AB üzerinden Ege sorunlannı mı halletmeye çalıştığı- nı kast ediyorsunuz? TOPUR- Evet. Yunanistan orada rahat bir konumda oturuyor. Bütün meseleleri- ni hallediyor. Bir de biliyorsunuz. Yuna- nistan'la 14 tane güven arttıncı önlem an- laşması yaptık. lyi de güven arttıncı ön- lem niye? Kim kirne güvenlik veriyor? Ya- ni Türkiye'nin Yunanistan'ın vereceğe gü- vene mi ihtiyacı var? AKP hükümeti işba- şına geldiğı zaman Dışişleri Bakanlığı'na Büyükelçi Yaşar Yakış getirihnişti. Yuna- nistan da o sırada AB dönem başkaruydı. Yunan Dışişleri Bakanı Yorgo Papandreu Türkiye'ye geldi. Ben de zıyareti televiz- yondan izliyonım. Papandreu'nunyüzün- de endışeli bk ıfade var. Yakış'a. "lyi iüş- küerimizin devam etmesini istiyorum" di- yor. Besbelli. yeni hükümet geldi, bütün oyun bozulacak endişesini taşıyordu Ya- şar Yakış,"Üişkiler aynen bugün olduğu gibi devam edecektir" deyuıce Papandreu belirgin bir biçunde rahatladı. Türkiye şu anda kontrol altında. Ama şirazeden çık- ması onlann hesaplannı tümüyle altüst eder - Ama bu bölgede Yunanistan 'la Tür- kiye arasında iyi ilişkiler olması Anka- ra 'nin da çıkanna değil mi? -Bakın. 1999 yazından ben dıyalog sü- rüyor Bu di\alog 1999'da açıldığı za- man.-İki ülke arasındaki ortamın geBşti- rflmesi lazım. Kolav konulardan başlava- hm. Sonraesas sorunlarageçeriz," dediler. Teknık komiteler kuruldu ve bu aşk oyu- nu başladı. 1999'danbuyana 14'ü güven arttıncı önlem anlaşması olmak üzere 24 anlaşma imzalandı. Ama esas sorunlara geçmek içın yaprak oynamıyor - Peki, Kıbns AB üyeliği bağlamında ne olur? -Hahrlayın, geçen yıl Genelkurmay Baş- kanı Hihni Ozkök, Kıbns Rum Yönetimi Lideri Tassos Papadopulos'un tavnyla il- gili olarak. "Papadopukts AB'ye fazla gü- venmesin. Ben AB'nin çocuklannı Kıb- ns'a gönderip dövüştüreceğini sanmrvo- rum" dedi. Bu, şu demektir. "Ben gidip oradadövüşürüm,ama sen benim karşım- da yamız kahrsm." -AB'yle başlayan müzakerelerin 15 yıl gibi bir süre alacağı anlaşılıyor. Belki de daha uzun sürecek. Peki, müzakerelerin sonunagelindiğindeAB Türkiye'ye, "Par- don, olmuyor" diyebilir mi? Yani,geriye dönülemez bir süreç, deniyor ya, onlar geriye dönebilirler mi? - Tabii dönebilirler. Hiç de mahcup ol- mazlar. Çünkü. "Müzakerelerin ucu açık olacak" dedikten sonra, "Ne gibibir sonuç ahnacağı bilinmemektedir" diye de bır cümle daha eklediler. Yani bu iş "ucu açık" sözleriyle bitmiyor. Üstüne. bır de aynca- lıklı ortaklık gibi fikirleri de var. Kartla- nnı çok açık oynuyorlar. "Sizin durumu- nuz, bizim durumumuz belli değil. Paria- mento kabul ctmedi: referandum var. Halk kabul etmezse ne olur?" gıbi sözlerin hep- sinı söylerler. Ama bu" yandan da, 15 yıl sonra bütün bunlar başımıza geldiğinde Türkiye bugünkü Türkiye olarak mı kala- cak? Onu hesaplamak lazım. Siz kalkıp bü" Müslüman toplumu Alevı. Sünni gibi ta- rikatlara ayınrsanız. bunlara azınlık hak- kı isterseniz. etnik olarak Kürt. Türk dıye bölmeye kalkışırsanız olmaz. Türkiye ya- salanna göre asli haklan, yani Lozan Ant- laşması, yani Zürih, Londra anlaşmalan ha- yati milli güvenlik noktalan olarak tespit edılmıştir. Bu, yasaya göre böyledır. Ama bunlann hiçbirini hükümet tasarrufuyla bırakmıyorsunuz. Daha TBMM onayı ol- madan bunu yapıyorsunuz Türkiye bu du- rumda ülkesiyle, milletiyle bölünme teh- didiyle karşı karşıyadır. - Peki, Kuzey Irak'taki Kürt devleti oluşumunu nasıl değerlendiriyorsunuz? - Orada Kürtlerle ilgili ABD'nin oyu- nu var Kendi işgal etn'ği ülkenin (Irak), ken- di koruması altında olan bölgenin içinden geçiyor. Burada terörist faaliyetlerde bu- lunuyor. Lojistiği oradan geliyor. Irak'ta tozu dumana attuıyor, ama sana gehnce sırası değil, diyor. Besbelli ki ora- yı merkez yapmış, bölge çapında Kürt var- lığı üzerine oynuyor. Mahabad'da ayak- lanma çıkarttırdı. Besbelli, içine el atarak Iran'ı parçalamak istiyor. Telafer'ı darma- dağuı ettı. Çünkü Suriye'deki Kürt varlı- ğıyla bak'taki Kürt varlığını birleşrırme- yi amaçlıyordu. Se\T'de, Türkiye'de Kürt devletinı kuruyorlardı. Ardından da İngıl- tere'nin mandasındaki Kuzey Irak'taki Kürtlen referandumla bu devlete bağlaya- caklardı Şimdi ise tersim yapıyorlar. Ku- zey h-ak'ta devleti kurup öbür ülkelerdeki Kürt varlığını hazırlıyorlar. - Türkiye 'yi bu ne kadar etkiler? -Türkiye'nin üzerinde basınıyla. med- yasıyla. entel çevreleriyle büyük bır psi- kolojik harekât var Ülke apolitize edil- mek isteniyor. Bütün bunlann üzerine te- rör harekâtı yürütülüyor. Türkıye'de sivil itaatsizlığin ötesinde olaylar oluyor. Bunun adı tekkelimeyle, Türkiye büyük bir asi- metrik savaşın ıçındedir. Milli bütünlüğü- müzü kûrumak için bu sarmalın. bu asi- metrik savaşın ıçınden çıkmah. akümızı ba- şunıza toplamalıyız
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle