18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 11 EKİM 2005 SALI 8 HABERLERIN DEVAMI TURKIYE Istanbul Edirne Kocaeli Çanakkale Izmir Manisa Aydın Denizli Y PB Y Y B B Y B 20 20 21 21 25 24 25 24 Zonguldak Y 19 Antalya Sinop Samsun Trabzon Giresun Ankara Eskışehir Konya Sıvas Y Y PB PB PB Y PB PB 21 19 21 20 20 19 21 23 Y 28 Kars Adana Mersin Diyarbakır Şanlıurfa Mardın Siirt Hakkâri Van PB PB B B B B B B 32 31 31 33 30 31 24 22 B 21 Yurdun kuzey, ıç ve batı kesımlen parçalı bulutlu, Marmara'nın guneyı ve doğusu, Batı veOrta Ka- radenız. Guney Ege ıle Batı Akdenız'ın batısının kıyılan sağanak ve gok gürultulu sağanak yağış- lı dığer yerief az bulutlu geçecek. Hava sıcaklığı yunjun ıç ve batı kesım- lennde bıraz azalacak di- ğer yerierde onemlı bır değışıkUk olmayacak. DIS MERKEZLER Oslo Helsinki Stockholm Londra Amsterdam Brüksel Paris Bonn Y B B Y B B Y B 12 16 16 21 20 22 21 21 Münih B 22 Zürih Berlin Budapeşte Madrıd Viyana Belgrad Sofya Roma Atına B B Y B B Y Y Y 18 19 22 18 17 15 22 22 Moskova B 15 B 20 Şam Aşkabat Astana Taşkent Bakû Bişkek Tiflis Kahire B B B B B B B 29 9 25 22 18 19 30 B 30 Parçalı bulutlu Ss -, BUutiı. ^ Çok bulutlu . Yagmuriu Gok gurultulu GLJNCELCÜNEYT ARCAYÜREK U Baştarafı 1. Sayfada Aile bireyleri baştan sona sıkma başlı, dini bü- tün bir bakanımız var; başında bulunduğu Sağ- lık Bakanlığı Sicil Fişi'nin üçüncü sayfasında me- murun bitirdiği okui, diploma tarihi, işe başladı- ğı tarih, unvanı gibi soruların olması elbette zo- runlu. Bakanlık aynı sayfada memurdan "tabiyeti ve 'mezhebi'n/" beyan etmesine neden gerek gö- rüyor? "Mez/7ep"öğesininmemurlann,tayinveyater- filerinde birinci derecede rol oynayacağını dü- şünmek; elbette bu iktidarı yönetenlerin geçmiş- lerine aykırı düşmüyor. Sicil olayıyla ilgili açıklamasında; iktidar sahip- leri "eski alışkanlıklannı terk etmeyeceklerini doğ- rularcasına anayasanın din ve vicdan hüniyeti ko- nusundaki açık hükümlerine aykırı davranıyor" diyen Istanbul Tabip Odası, yaşanan gerçeği saptamıyor mu? Mezhep sorgulamalanyla Sağlık Bakanlığı ana- yasanın 24. maddesini hiçe sayıyor. Bu madde, "Kimse ibadete, dini ayin ve törenlere katılmaya ve dini inanç ve kanaatlerini açıklamaya zoriana- maz, dini inanç ve kanaatlerinden dolayı kınana- maz ve suçlanamaz" mı diyor; bu iktidar mezhep aynmcılığını devlet memuriarı için ölçü olarak kullanıyor. Sağlık Bakanlığı'nın sicil fişini laik bir devlette başka biçimlerde yorumlamak olanaksız ve fa- kat, Sağlık Bakanı hastanelere mescit yaptırma girişimini sonradan doğrulayarak yalanladı. Sicil ve mezhep tartışmalannı da benzeri bir yalanla- mayla doğrulaması olası. Kuşkusuz şu soruyu yanıtlamadan: Bakanlık, çalışanların dini inançlarını ve mezheplerine da- irbilgileritoplamahakkını nereden buluyorvebu bilgileri hangi amaçla kullanacak? • • • Bir başka bakan; Turizm Bakanı Atilla Koç, toplantılarda uyurken yakalanan, medyanın son- radan sempati ile baktığı bir bakan... Derin kül- türüyle, (bir ara müsteşariık da yapmış ya) dev- let adamlığı ile övünen bir bakan... Bu kez Müslümanlığı ile övünüyor. Müslüma- nım ya, diyor. Sakal-ı Şerif'i, havaalanına ayağı- na getirterek geri göndermek hakkına sahip ol- duğunu söylüyor. Eleştirenleıie alay ettiği sanı- sıyla böyle birolayın ilk kahramanı olduğu için ta- rihe geçmekle övünüyor. Devlet adamlığı, Sakal-ı Şerif'in "muhafaza edildiği kutulan bir standarda kavuşturmak" gibi entipüften bir gerekçeye sığınacağı yerde; saka- lı, korunduğu, saklandığı mekânda görmeyi em- retmez mi? Ancakkkk... CHP Grup Başkanvekillerinden Ali Topuz'un açıkladığı "garip birrastlantı" üze- rinde durulmaya değer. Nedense Sakal-ı Şerif Başbakan'ın özel dost- luğu sayesinde beş milyar dolar yatınm yapma- ya karar veren Dubai Veliaht Prensi Şeyh Mak- tum'un Istanbul'dan ayrıldığı sırada havaalanı- na getiriliyor. Sakal-ı Şerif acaba havaalanına Bakan Koç görsün diye mi; yoksa "başka, dahayüce birma- kamm" veliahta kıyak olsun diye emri üzerine mi getirildi? Bakan Koç, sakalı muhafaza eden kutulan gör- mek ve daha iyilerine olanak sağlamak istiyor- muş da... (herhalde işgüzar) kimi bürokratlar Sa- kal-ı Şerif'i: Dubai veliahtının uçağı kalkmadan önce bir koşu havaalanına -başka bir amaçla de- ğil- Bakan Koç'a yalaka olsun diye getirivermiş- ler de... rafta dolma var. Inanırsan! Dinsel öğeleri devlet yönetimine karıştırmakta adeta birbirteriyle yanşıyor, yalanlamalar, açıkla- malarta bu gidişatı kimsenin çakmadığını sanı- yorlar. Âlemi kör ve sağır sanarak! AİHM'yle 2. randevuBergamalılann, iç hukuk yollannın etkisiz olduğu gerekçesiyle yaptığı ikinci başvuru önüne geçilemeyecek zararlann doğması ihtimali nedeniyle 'öncelikli' incelenecek ÖZLEM GÜVEMLt Bergamalı köylülerin, 19 Tem- muz 2005 'te ıç hukuk yollannın etkisiz olduğu, koruyucu iç mev- zuatın madenci şirket lehine ya- pılan düzenleraelerle değiştiril- diği, hukuk devleti ilkesinin çiğ- nendiği gerekçeleriyle ikinci kez Avrupa Insan Haklan Mahke- mesi'ne (AİHM) yaptığı başvu- runun öncelikli olarak incelen- mesine karar verildi. AtHM, "davaya öncelik verilmesi" ka- rannı, ancak istisnai ve önüne geçilemeyecek zararlann doğ- ması ihtimali hallerinde alıyor. Normandy Madencilik AŞ 'nin Bergama'da siyanürlü al- tın arama faaliyetlerine son ve- ribnesi konusunda Danıştay 6. Dairesive AlHM'ninkesinleş- miş kararlanna karşın şirket, mevzuat ve yönetmeliklerde ya- pılan değişikliklerle 25 Mayıs 2005 tarihinde faaliyetlerine ye- nidenbaşladı. Bergamalı köylü- ler, bu gelişmeler üzenne ikinci defa Avrupa Insan Haklan Mah- kemesi'ne başvurdu. Köylüler başvurulannda, madenin çalış- makta olduğunu, söz konusu bu faaliyetin Danıştay ve ilgili yerel idare mahkemeleri tarafından onaylanan bilirkişi raporlannda belirtildiği üzere yöre halkı, do- ğası, vahşi yaşamı ve en önem- lisi de yeraltı su kaynaklan üze- rinde telafisi imkânsız zararlar doğuracağuıı, bu nedenle de baş- vunınun mahkeme iç tüzüğünün 41. maddesi uyannca öncelikli olarak incelenmesini talep etti- ler. AlHM, köylülerin buistemi- ni kabul ederek 13 Eylül 2005 ta- rihinde "davaya öncelik veril- mesi" karannı aldı. Karar üzerine Bergamalı köy- lüler, yaptıklan ortak açıklama- da, "Avrupa Birliği müzakere sürecinin henüz başladığı bu günlerde, birliğin temel daya- nak noktalanndan olan 'birey- lerin sağlıklı bir çevrede yaşama hakkı' ve 'hukuk devletine say- gı' ilkelerinin başta Bergama- lı köylüler nezdinde olmak üzere Uşak Eşme'de, Yata- ğan'da ve bunun gibi birçok yerde derhaJ uygulamaya geçi- rilmesini, yerel halkın kendi topraklarında sağlıklı ve ba- nşçü bir şekilde yaşayabilme- leri için potansiyel ölümcül tehlikeler taşıyan bu tür faali- yetlerin derhal sona erdirilme- sini yılmadan, usanmadan tek- rar talep etmekteyiz" dediler. MüşerrefHekimoğlu 'nu andık Anka Ajansı Onursal Başkanı ve Cunıhuri- yetin ilk kadın gazetecilerinden, gazetemiz yazan Müşerref Hekimoğlu, ölümünün bi- rinci yüında mezarı başında anıldı. Cebeci Asri Mezarlığında düzenlenen törene, An- ka Ajansı Yönetim Kurulu Başkanı Nazif Ekzen, SHP Genel SekreteriAhmet Güryüz Ketenci ile Hekimoğlu'nun arkadaşları. emekli büyükelçiler ve dostlan katıldı. Ek- zen yaptığı konuşmada. "tlkelerine ve dün- ya görüşüne sahip çıktı ve ilkelerinden ta- viz vermeden son nefesini verdi. Onun yok- luğunda sıkıntılann nasıl aşılabileceği konu- sunda yalpalryoruz" diye konuştu. Ketenci de, "Özgür, bağımsız gazeteciliğin örnekle- rini sürdürmüşrür. Ölümünün birinci yü- dönümünde saygıyla eğUiyorum. Fakat He- kimoğlu, havatında hiç eğilmedi" dedi. Damştay'dan iktldara hukuk dersi • Baştarafı 1. Sayfada zete'de yayımlanan personel atamalarına ilişkin genelgesi- nin, doçent ve profesör kadro- lan dışmdaki yardımcı doçent, öğretim görevlisi, okutman, uz- man. araştırma görevlisi, ders programı düzenleyicisi ve çevi- rici kadrolanna atama yapmak için Başbakanlık'tan ve Devlet Personel Başkanhğı'ndan izin alınması kuralını getirdiği, an- cak YÖK'ün yükseköğretim kurumlanndaki tüm öğretim elemanı kadrolanna atama yapmak için izin almasına ge- rek bulunmadığı" gerekçesiyle Danıştay'a dava açmıştı. DUBAl'NtNYATIRIMLARl Erdoğan yine eleştirilere kızdı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Başbakan Tayyip Erdoğan, Dubai Prensi El Maktum'un Türkiye'de yapacağı yatı- nmlan eleştirenlere tepki gösterdi. Erdo- ğan, "Yahu arkadaş, sermaye nereden gelecek Allah aşkına. Siz bugüne kadar kime yâr oldunuz bir söyleyin" dedi. Erdoğan, partı teşkılatı tarafından dü- zenlenen iftar yemeğinde yaptığı konuş- mada, gazetelerin El Maktum'la birlikte kıldığı teravih namazuıı "5 milyar dola- ra teravih namazı" diye sayfalanna taşı- dığını anımsatarak şöyle konuştu: "Bu ül- keyeYahudi sermayesi geliyor, 'bu Yahu- di'dir...',Arap sermayesi geliyor, 'bu Ara- p'tır...', Batı sermayesi geliyor 'Acaba ni- ye geldi...' Yahu arkadaş nereden ne ge- lecekAllah aşkına. Öbür taraftan işsiz- lik diyorsunuz. Bunlann yolunu açan bir iktidar var, hâlâ süalmadan utan- madan bu başlıklan atıyorsunuz." Ga- lataport ihalesıyle ilgili eleştirilere tepki gösteren Erdoğan, "Hayatta bir yerde dikili ağacın yok ve kalkıp da bu tür adımları engeUemekten başka özelliğin de yok" diye konuştu. 'tzolasyonu kaldınn, limanlan alın' Konuşmasında Kıbns'a da değinen Başbakan Erdoğan, AB'yi Kıbns'ta uy- gulanan tüm izolasyonlan kaldırmaya ça- ğırarak "Ondan sonra da bizden gelir- siniz, o beklediğiniz limanlan, hava- alanlanm eyvallah ahrsınız. Ama, önce bunu kaldıracaksımz. Çünkü biz size ne dediysek yaptık. Kuzey Kıbnsh kar- deşlerimiz de ne dediyse yaptı. Öyleyse siz de sözünüzde durun" diye konuştu. GUNDEM MITSTAFA BALBAY • Baştarafı 1. Sayfada "Kardeşim Yahudi sermayesi geliyoooordüşmansın, Arap sermayesi geliyoooordüşmansın. Sen kime dost- sun?.." Çok güzel bir çarpıtma! Erdoğan, bir konunun işine gelen yönünü alıyor, o yön çok gerideyse bile çok öne çıkıyor. Eleştirisini oradan yapıp, üste çıkmaya çalışı- yor. Oysa, Türkiye'de sermayenin rengine bakıp düş- manlık yapan yok. Ne var? Erdoğan'ın hukuk dinlemeden ben yaptım oldu de- yip sermaye çevreleriyle al takke ver külah iş yapması var. Erdoğan tipi satışın parolası şu: Koşullar gizli, ihale şeffaf! Sami Ofer'den başlamak üzere, son Dubai şeyhine kadar, dış kaynaklı gelişlerin hemen tümünde bilinme- yen yön ya da yönler var. Prens, iftar yemeği yerken sof- radaki tabaklar kalkıyor, yerine imzalanacak ihale me- tinleri geliyor. Bunun adı, şu olsa gerek: Arap işi AB kalkınması! • • • Başta da vurguladığımız gibi, Erdoğan meydanlarda herkese çatıp tutuyor ama, asıl soru işaretlerini yanıt- lamaktan da kaçıyor. Gerek Erdoğan'ın gerekse ağa- bey dediği bakanlann yaptığı işlemlerin ruhundaki şu soru işaretleri hâlâ askıda: - Bir girişimdnin devlet kurumlanndan hisse alma- dan önce gizlice bakan ve başbakanla görüşmesi nor- mal midir? - Kamuoyu bilgisi dahilinde yapılması gereken hisse satışlannın gizlice ve adrese yapılması ne ölçüde hu- kukidir? - Anayasaya aykın yasa değişikliklerine dayalı satış yapıp, bu işlemlerin yasaya uygun olduğunu iddia et- mek ne ölçüde inandıncıdır? - İhale şartlannı kamuoyundan gizlemek, örneğin 40 yıl sonra yapılacak bir ödemeyi güncel bir gelirmiş gi- bi yutturmaya çalışmak ne kadar dürüst bir davranış- tır? • • • Yukanda aktardığımız her maddenin çok sayıda so- mut karşılığı var. Başka bir AKP cinliğine geçelim... AKP'nin ekono- miye bakışında iki temel şık dikkati çekiyor: - Partiyi ilgilendiren rakamlar ve ilgilendirmeyen ra- kamlar. Ekonomi tablosuna bakıyorsunuz, şunlar beni ilgilen- dirir, ötekileri bir daha önüme getirmeyin, diyorsunuz. ömeğin, ihracat AKP'yi çok yakından ılgilendiriyor. Dalgalanarak da olsa arttığı için her ihracat rakamı açık- landığında ilgili bakan gerinerek demeç veriyor: - Yıne hedefi aştık! Ithalat rakamlan ise AKP'yi ilgilendirmiyor. Çünkü, it- halat ihracattan daha fazla artıyor. Bu da ihracatın it- halatı karşılama oranının azaldığını gösteriyor. Olsun, AKP bu rakamı yok saydıysa, yok demektir! Sıcak para, dış dünyanın ekonomiye ilişkin övgüle- ri, faiz dışı fazla hükümeti ilgilendiriyor. Ama, cari açık, işsizlik, tanmdaki çöküş ilgilendirmiyor. Enflasyon rakamı ilgilendiriyor, akaryakıtfiyatlannda- ki artış ilgilendirmiyor. Işte demokrasi böyle bir şey... Seçmece! ankcumCg cumhuriyet.com.tr Prof.Kavak'a uluslamrasıgörev tstanbul Haber Servisi - Marmara Üni\ ersıte- si Tıp Fakültesi Hastanesi Kadın Hastalıklan \e Doğum Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Zeh- ra Neşe Kavak, dünyanın birçok ülkesinden 20 bin üyeye sahip Dünya Perinatal Tıp Derneği "WAPM" Yönetim Kurulu'na seçıldi. Bu göreve getirilenilkTürkdoktorolanKa\ak, derneğinge- nel sekreterlik görevini de yürütecek. Prof. Kavak, "Türkiye'yi uluslararası alanda temsil etmek- ten dolayı gurur duyuyorum. Türkiye'yi fetal tıp alamnda önemli bir yere getireceğiz" dedi. AL GÖZÜJVI SEYREYLE IŞIL ÖZGENTÜRK • Baştarafı Arka Sayfa'da insan parasız olduklan için evle- nemiyor. Üstelik onlann istedik- leri öyle havai fışekli, ihtişamlı düğünler değil. Onlann çoğu iki odalı, suyu akan, ısınan bir ev, otunılabilen bir koltuk takımı, yatılabilen bir yatak, bir buzdo- labı ve bir çamaşır makinesi isti- yor. Ama bunlan alacak güçleri yok. Onlara sadece muhteşem düğünlerin fotoğraflarına bakıp iç çekmek düşüyor. Iç çekenle- rin bol olduğu bir ülkedeyse ne sosyal banştan söz edilebilir ne de mutluluktan. Düşünün, en gü- zel yaşlannda sokaklarda derin bir iç lonklığıyla dolaşan binler- ce genç... Ne zaman, hangi koşul- larda evlenip barklanacaklar!.. Çoğunluğu umutsuz, çalışma şansı olanlann aldıklan paralar kendilerine bile yetmiyor, nerede kaldı ev geçindirecekler... tki genç tanıyorum. Kız da er- kek de dünya iyisi, dünya dürüs- tü, dünya sevimlisi. Kız bir gü- zellik enstitüsünde çahşıyor, oğ- lan iktisat okudu, askere gitti, ye- ni döndü. O da bir muhasebe bü- rosunda iş buldu. Bu iki dünyalar güzeli genç birbirlerine deli gibi âşıklar ama bir türlü evlenemiyorlar. Çünkü erkeğin iki kardeşi universitede okuyor, ailesi ona diğerlerinin okulu bitene kadar evlenmemesi ve eve para yardımı yapması ge- rektiğini açık açık söylemiş. Kı- zın da durumu farklı değil. Aile Leyent'te kapıcılık yapıyor. Ba- ba Ümraniye'de bir arsa aknış ve e\r yaptınyor. Kızuı da iki ydlık kazancı eve gidecek. Ve bu iki genç her gün gazete- lerde, televizyonlann haber bül- tenlerinde, paparazzi programla- nnda görkemli düğün pastasını kesen çiftler görüyorlar. Bu kadar haksızlık olmaz. Dünyanın hiçbir ülkesinde yoksullarla zenginler böylesine iç içe yaşamıyor. _Ora- larda zenginler yok mu? Âlâsı var. Ama oralarda parasızlıktan evlenemeyen çiftler yok. Oralar- da birileri muhteşem düğünler yaparken birileri onlara imrene- rek bakmıyor. Çünkü o da kendi koşullannda kannca karannca bir düğün yapıyor, bir ev kuruyor. Bizdeyse durum vahim. Bir uçu- rum var ve bu uçurum gittikçe büyüyor. Bir zamanlar orta ke- sim diye bir şey vardı. Bunlar zengin olmasalar da yaşamlannı devam ettirebilen bir kesimdi. Mütevazı şartlarda hemen her is- tediklerini yapabilirlerdi. Özal ve küreselleşme masallanyla bir- likte bu kesim şiddetle kayboldu. Şimdi iki kesim var: Bir, düğün yapabilenler, bir de onlara imre- nerek bakanlar. Son yıllarda ül- kedeki tablo ne yazık ki bu... Uçurum giderek derinleşiyor. isilozgenrurklsuperonline. com Temizerden Dubai Prensi'ne açık mektup B Baştarafı 1. Sayfada sı'nın bulunduğu araziyi, Zin- cirlikuyu'daki Karayolan'na ait araziyi, Formula 1 pisrinin bulunduğu tstanbul Park'ın çevresindeki alanlan" şirketini- zin proje alanlan olarak sırala- mış. Bazı gazetelerde, heyecanı do- ruğa tırmandırmak için gerçekleş- tirilecek projelerin aynntılan ve- rihniş: Karayollan'nın 17. Bölge Müdürlüğü binalarırun bulundu- ğu Zincirlikuyu'daki 80 dönüm- lük araziye 650 metre yüksekli- ğinde dev üç gökdelen yapılacak- mış. Her bir gökdelen ortalama 200 katlıymış. Proje gerçekleşir- se bu binalar dünyanın en yüksek binalan olacakmış. Kartal Çimento Fabrikası'nnı bulunduğu 400 dönümlük arsada yapdması öngörülen projede 100 bin metrekarelik alana dev bir su- ni göl de planlanıyormuş. * * * Sayın Prens, Ülkemizde yatınmlar yapma- nızdan çok memnun olacağımızı bihnenizi isteriz. Geleceği çok parlak olan bu ülkeye yaptığınız yatuımlardan siz de çok kârlı çı- kacaksıruz. Ancak yatınm yapmayı düşün- düğünüz ühce bir demokratik hu- kuk devletidir. Demokratikhukuk devletinde her iş belirli kurallara göre yapılır. Bu kurallara uyulma- dan yapılan işler ise bağımsız yar- gı tarafından engellenir, yasalara aykın davranışlanyla bu ışlemle- re neden olanlar da yargılamr. Demokratik bir ülkede yönetici- ler prens gibi davranamaz, kamu mallannı kurallan çiğneyerek is- tediklerine vermezler. (Sakal-ı Şe- rif olayının bu konuda bir göster- ge olacağını umuyoruz.) Her ne kadar bazı kesimler bu girişimleri elleri patlayacak kadar alkışlasalar da, bu ülkenin demok- ratik kurum ve kuruluşlan hukuk- suzluklara karşı durur. Bu halde sizler bu kurumlann size karşı ol- duğunu düşünürsünüz. Pılınızı pırtınızı toplayıp bir daha gehne- mek üzere gitmeye kalkarsınız. Oysa gerçek bu değildir. Yatı- nmlann yasalara uygun olarak ya- pümasını istemek, yabancı serma- yeye karşı olmak anlamını taşı- maz. Asluıda bu sonucu hukuk devletinde yarınmlann nasıl yön- lendirileceği konusunda yanhş bilgi verenler doğurmaktadır. Sayın Prens, Ne demek istediğimizi gazete haberlerini esas alarak açıklama- ya çahşalım. 1. Öncelikle size göre işbirliği anlaşması, Başbakan'a göre ise yatınm anlaşması olarak adlandı- nlan anlaşmayı değerlendirelim. Türk hukukuna göre Büyükşe- hir Belediyesi ile bir şirket arasın- da işbirliği anlaşması imzalana- maz. Kâr amaçlı bir kuruluş ile bir kamu kurumu işbirliği yaptığında kamu kuruluşunun kamusal yet- kilerini o şirket için kullanacağı sonucu çıkar ki bu hukukumuzda birçok suçun konusunu oluşturur. Bu nedenle bu anlaşma olsa ol- sa belediyenin bir iktisadi işletme- si ile şirketiniz arasında yatınm ya da ortaklık anlaşması olabilir. Bu durumda ise bu ortaklığa her iki taraftn katkısmın ne olduğunun belirlenmesi, kamu kurumunun bu ortaklığa katılması için gere- ken izinleri alması gerekir. Bu iki şirket arasında ortaklık oluşturul- sa bile kamu mallan bu kuruluş- lara da doğrudan verilemez. "Biz iç hukukumuzu buna göre de- ğiştiririz, nasıl olsa Meclis ço- ğunluğumuz var" denilse de, anayasamız ve müzakerelere baş- ladığınız AB müktesebatı buna izin vermez. 2. Size yatınm yapmanız için önerilen alanlann neredeyse tümü kamuya aittir ve doğrudan bir şir- kete satılması olanaksızdır. Ancak açık bir ihale ile satılabilir. Yapı- lan açıklama ile yapılacak ihale- nin sonucu bu günden ilan edil- miştir. Bu açılacak ihaleye fesat kanştınlacağı kuşkulan yarata- cak, gelecekte sıkıntılar yarata- caktır. 3. Şirketinize dünyanın en yük- sek gökdeleni yapmak üzere öne- rilen Karayollan'na ait yer, 1997 yılından beri satışta olan ve inşa- at yoğunluğu düşük bulunduğu için satılamadığı söylenen bir alandm Bu alanın imar durumu ne zaman değişti de bu kadar yüksek yoğunluklu inşaatlar yapma ola- nağı sağlandı? tmar durumunda- ki değişiklikten kimsenin haberi yok? Yapılan açıklamalardan şirketi- nize önerilen yatınm alanlannın imar durumlannın değiştirileceği, daha önce yoğunluk verilmeyen alanlann yoğunluğunun arttınla- cağı, içme suyu koruma alanlann- da kaldığı için imar izni oknayan yerlerin imara açılacağı sonucu çıkmaktadır. Merkezi yönetimin bu konuda söz hakkı yoktur. Bu alanlardaki i- mar yetkisinin, Galata Limanı projesinde olduğu gibi, merkezi idareye ahnması halinde bu dü- zenlemelerin anayasaya aykın olarak değerlendirilme olasılığı çok yüksektir. 4. Otel ve alışveriş merkezi ya- pacağınız söylenilen Kartal Çi- mento Fabrikası'nın denize uzak- lığı yüz metre bile değildir. Fabri- kanın önündeki alan denizden dol- durularak kazamhnıştır. Denizden doldurularak alan kazanılmış bir bölgede, denizden yüz metre me- safede 100 bin metrekare suni göl planlanması bizce akıllıca bir pro- je değil. Bu tür açıklamalan ya- panlar projelerle destek sağlama- ya çalışırken yatmmlannıza gü- vensizhk uyandırmaktadır. Sayın Prens, Tüm bu karmaşanın yatınm ve yaönm organizasyonundan anla- mayan, projenizi ülkenin hukuk sistemine göre değerlendireme- yen insanlann işgüzarlığından kaynaklandığım da düşünmüyor değiliz. Sizin gerçek talebiniz Tür- kiye'de gayrimenkul yatınm or- taklığı (GMYO) kurmak olabilir mi? Yani siz Istanbul'daki Hazine ve belediyeye ait taşınmaz malla- nn "ayni sermaye" olarak konu- lacağı GMYO'ya 5 milyar dolar- la katılmayı önermiş olmayasımz? Yağcılık çabalan arasında kay- nayan yatınm talebiniz bu ise bu- nun doğru bir yaklaşım olarak de- ğerlendirebilmesi için de bazı ko- şullann yerine getirilmesi gerekir: • Öncelikle değerlendirilecek gayrimenkullere verilecek imann Istanbul'u Istanbul olmaktan çı- karacak nitelikte olamayacağının bilinmesi gerekir. Değerlendirile- cek alanlar yürürlükteki imar mevzuatı uyannca imar düzenle- mesine tabi rutulacak, kurum ve kuruluşlar dışlanmayacak, kısaca proje Istanbullulann onayım ala- cak. • Yeni imar durumlanna göre, bu alanlar bağımsız kuruluşlar ta- rafından değerlendirilecek. • Bu şekilde değerlendirilen ta- şınmaz mallann ayni sermaye ola- rak konulduğu ortaklığa ortak ara- yışı, açık çağn ve ihale ile gerçek- leşecek. Sayın Prens. Siz bu ülkede yatınm yapmak ve kalıcı oknak istiyorsanız yatı- nmlannızı hukuka uygun olarak gerçekleştirin. Böylece demokratik bir ülkede, hem AB ile müzakerelere başlayıp hem de şeyh gibi davranılamaya- cağını da göstermiş olursunuz. Bu arada şunu da belirtmeden edemeyeceğim. Hediye olarak bir ton hurma getirmeniz de pek iyi obnadı. Bugün yenilen hurmala- nn yann doğuracağı sonuçlarla il- gili çok yaygın bir anekdotumuz var da. l • Saygılanmla.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle