Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 11 EKİM 2005 SALI
8 HABERLERIN DEVAMI
TURKIYE
Istanbul
Edirne
Kocaeli
Çanakkale
Izmir
Manisa
Aydın
Denizli
Y
PB
Y
Y
B
B
Y
B
20
20
21
21
25
24
25
24
Zonguldak Y 19 Antalya
Sinop
Samsun
Trabzon
Giresun
Ankara
Eskışehir
Konya
Sıvas
Y
Y
PB
PB
PB
Y
PB
PB
21
19
21
20
20
19
21
23
Y 28 Kars
Adana
Mersin
Diyarbakır
Şanlıurfa
Mardın
Siirt
Hakkâri
Van
PB
PB
B
B
B
B
B
B
32
31
31
33
30
31
24
22
B 21
Yurdun kuzey, ıç ve batı
kesımlen parçalı bulutlu,
Marmara'nın guneyı ve
doğusu, Batı veOrta Ka-
radenız. Guney Ege ıle
Batı Akdenız'ın batısının
kıyılan sağanak ve gok
gürultulu sağanak yağış-
lı dığer yerief az bulutlu
geçecek. Hava sıcaklığı
yunjun ıç ve batı kesım-
lennde bıraz azalacak di-
ğer yerierde onemlı bır
değışıkUk olmayacak.
DIS MERKEZLER
Oslo
Helsinki
Stockholm
Londra
Amsterdam
Brüksel
Paris
Bonn
Y
B
B
Y
B
B
Y
B
12
16
16
21
20
22
21
21
Münih B 22 Zürih
Berlin
Budapeşte
Madrıd
Viyana
Belgrad
Sofya
Roma
Atına
B
B
Y
B
B
Y
Y
Y
18
19
22
18
17
15
22
22
Moskova B 15
B 20 Şam
Aşkabat
Astana
Taşkent
Bakû
Bişkek
Tiflis
Kahire
B
B
B
B
B
B
B
29
9
25
22
18
19
30
B 30
Parçalı bulutlu Ss -, BUutiı. ^ Çok bulutlu . Yagmuriu Gok gurultulu
GLJNCELCÜNEYT ARCAYÜREK
U Baştarafı 1. Sayfada
Aile bireyleri baştan sona sıkma başlı, dini bü-
tün bir bakanımız var; başında bulunduğu Sağ-
lık Bakanlığı Sicil Fişi'nin üçüncü sayfasında me-
murun bitirdiği okui, diploma tarihi, işe başladı-
ğı tarih, unvanı gibi soruların olması elbette zo-
runlu.
Bakanlık aynı sayfada memurdan "tabiyeti ve
'mezhebi'n/" beyan etmesine neden gerek gö-
rüyor?
"Mez/7ep"öğesininmemurlann,tayinveyater-
filerinde birinci derecede rol oynayacağını dü-
şünmek; elbette bu iktidarı yönetenlerin geçmiş-
lerine aykırı düşmüyor.
Sicil olayıyla ilgili açıklamasında; iktidar sahip-
leri "eski alışkanlıklannı terk etmeyeceklerini doğ-
rularcasına anayasanın din ve vicdan hüniyeti ko-
nusundaki açık hükümlerine aykırı davranıyor"
diyen Istanbul Tabip Odası, yaşanan gerçeği
saptamıyor mu?
Mezhep sorgulamalanyla Sağlık Bakanlığı ana-
yasanın 24. maddesini hiçe sayıyor. Bu madde,
"Kimse ibadete, dini ayin ve törenlere katılmaya
ve dini inanç ve kanaatlerini açıklamaya zoriana-
maz, dini inanç ve kanaatlerinden dolayı kınana-
maz ve suçlanamaz" mı diyor; bu iktidar mezhep
aynmcılığını devlet memuriarı için ölçü olarak
kullanıyor.
Sağlık Bakanlığı'nın sicil fişini laik bir devlette
başka biçimlerde yorumlamak olanaksız ve fa-
kat, Sağlık Bakanı hastanelere mescit yaptırma
girişimini sonradan doğrulayarak yalanladı. Sicil
ve mezhep tartışmalannı da benzeri bir yalanla-
mayla doğrulaması olası.
Kuşkusuz şu soruyu yanıtlamadan: Bakanlık,
çalışanların dini inançlarını ve mezheplerine da-
irbilgileritoplamahakkını nereden buluyorvebu
bilgileri hangi amaçla kullanacak?
• • •
Bir başka bakan; Turizm Bakanı Atilla Koç,
toplantılarda uyurken yakalanan, medyanın son-
radan sempati ile baktığı bir bakan... Derin kül-
türüyle, (bir ara müsteşariık da yapmış ya) dev-
let adamlığı ile övünen bir bakan...
Bu kez Müslümanlığı ile övünüyor. Müslüma-
nım ya, diyor. Sakal-ı Şerif'i, havaalanına ayağı-
na getirterek geri göndermek hakkına sahip ol-
duğunu söylüyor. Eleştirenleıie alay ettiği sanı-
sıyla böyle birolayın ilk kahramanı olduğu için ta-
rihe geçmekle övünüyor.
Devlet adamlığı, Sakal-ı Şerif'in "muhafaza
edildiği kutulan bir standarda kavuşturmak" gibi
entipüften bir gerekçeye sığınacağı yerde; saka-
lı, korunduğu, saklandığı mekânda görmeyi em-
retmez mi?
Ancakkkk... CHP Grup Başkanvekillerinden
Ali Topuz'un açıkladığı "garip birrastlantı" üze-
rinde durulmaya değer.
Nedense Sakal-ı Şerif Başbakan'ın özel dost-
luğu sayesinde beş milyar dolar yatınm yapma-
ya karar veren Dubai Veliaht Prensi Şeyh Mak-
tum'un Istanbul'dan ayrıldığı sırada havaalanı-
na getiriliyor.
Sakal-ı Şerif acaba havaalanına Bakan Koç
görsün diye mi; yoksa "başka, dahayüce birma-
kamm" veliahta kıyak olsun diye emri üzerine mi
getirildi?
Bakan Koç, sakalı muhafaza eden kutulan gör-
mek ve daha iyilerine olanak sağlamak istiyor-
muş da... (herhalde işgüzar) kimi bürokratlar Sa-
kal-ı Şerif'i: Dubai veliahtının uçağı kalkmadan
önce bir koşu havaalanına -başka bir amaçla de-
ğil- Bakan Koç'a yalaka olsun diye getirivermiş-
ler de... rafta dolma var. Inanırsan!
Dinsel öğeleri devlet yönetimine karıştırmakta
adeta birbirteriyle yanşıyor, yalanlamalar, açıkla-
malarta bu gidişatı kimsenin çakmadığını sanı-
yorlar. Âlemi kör ve sağır sanarak!
AİHM'yle 2. randevuBergamalılann, iç hukuk yollannın etkisiz olduğu gerekçesiyle yaptığı ikinci başvuru
önüne geçilemeyecek zararlann doğması ihtimali nedeniyle 'öncelikli' incelenecek
ÖZLEM GÜVEMLt
Bergamalı köylülerin, 19 Tem-
muz 2005 'te ıç hukuk yollannın
etkisiz olduğu, koruyucu iç mev-
zuatın madenci şirket lehine ya-
pılan düzenleraelerle değiştiril-
diği, hukuk devleti ilkesinin çiğ-
nendiği gerekçeleriyle ikinci kez
Avrupa Insan Haklan Mahke-
mesi'ne (AİHM) yaptığı başvu-
runun öncelikli olarak incelen-
mesine karar verildi. AtHM,
"davaya öncelik verilmesi" ka-
rannı, ancak istisnai ve önüne
geçilemeyecek zararlann doğ-
ması ihtimali hallerinde alıyor.
Normandy Madencilik
AŞ 'nin Bergama'da siyanürlü al-
tın arama faaliyetlerine son ve-
ribnesi konusunda Danıştay 6.
Dairesive AlHM'ninkesinleş-
miş kararlanna karşın şirket,
mevzuat ve yönetmeliklerde ya-
pılan değişikliklerle 25 Mayıs
2005 tarihinde faaliyetlerine ye-
nidenbaşladı. Bergamalı köylü-
ler, bu gelişmeler üzenne ikinci
defa Avrupa Insan Haklan Mah-
kemesi'ne başvurdu. Köylüler
başvurulannda, madenin çalış-
makta olduğunu, söz konusu bu
faaliyetin Danıştay ve ilgili yerel
idare mahkemeleri tarafından
onaylanan bilirkişi raporlannda
belirtildiği üzere yöre halkı, do-
ğası, vahşi yaşamı ve en önem-
lisi de yeraltı su kaynaklan üze-
rinde telafisi imkânsız zararlar
doğuracağuıı, bu nedenle de baş-
vunınun mahkeme iç tüzüğünün
41. maddesi uyannca öncelikli
olarak incelenmesini talep etti-
ler. AlHM, köylülerin buistemi-
ni kabul ederek 13 Eylül 2005 ta-
rihinde "davaya öncelik veril-
mesi" karannı aldı.
Karar üzerine Bergamalı köy-
lüler, yaptıklan ortak açıklama-
da, "Avrupa Birliği müzakere
sürecinin henüz başladığı bu
günlerde, birliğin temel daya-
nak noktalanndan olan 'birey-
lerin sağlıklı bir çevrede yaşama
hakkı' ve 'hukuk devletine say-
gı' ilkelerinin başta Bergama-
lı köylüler nezdinde olmak
üzere Uşak Eşme'de, Yata-
ğan'da ve bunun gibi birçok
yerde derhaJ uygulamaya geçi-
rilmesini, yerel halkın kendi
topraklarında sağlıklı ve ba-
nşçü bir şekilde yaşayabilme-
leri için potansiyel ölümcül
tehlikeler taşıyan bu tür faali-
yetlerin derhal sona erdirilme-
sini yılmadan, usanmadan tek-
rar talep etmekteyiz" dediler.
MüşerrefHekimoğlu 'nu andık
Anka Ajansı Onursal Başkanı ve Cunıhuri-
yetin ilk kadın gazetecilerinden, gazetemiz
yazan Müşerref Hekimoğlu, ölümünün bi-
rinci yüında mezarı başında anıldı. Cebeci
Asri Mezarlığında düzenlenen törene, An-
ka Ajansı Yönetim Kurulu Başkanı Nazif
Ekzen, SHP Genel SekreteriAhmet Güryüz
Ketenci ile Hekimoğlu'nun arkadaşları.
emekli büyükelçiler ve dostlan katıldı. Ek-
zen yaptığı konuşmada. "tlkelerine ve dün-
ya görüşüne sahip çıktı ve ilkelerinden ta-
viz vermeden son nefesini verdi. Onun yok-
luğunda sıkıntılann nasıl aşılabileceği konu-
sunda yalpalryoruz" diye konuştu. Ketenci
de, "Özgür, bağımsız gazeteciliğin örnekle-
rini sürdürmüşrür. Ölümünün birinci yü-
dönümünde saygıyla eğUiyorum. Fakat He-
kimoğlu, havatında hiç eğilmedi" dedi.
Damştay'dan
iktldara
hukuk dersi
• Baştarafı 1. Sayfada
zete'de yayımlanan personel
atamalarına ilişkin genelgesi-
nin, doçent ve profesör kadro-
lan dışmdaki yardımcı doçent,
öğretim görevlisi, okutman, uz-
man. araştırma görevlisi, ders
programı düzenleyicisi ve çevi-
rici kadrolanna atama yapmak
için Başbakanlık'tan ve Devlet
Personel Başkanhğı'ndan izin
alınması kuralını getirdiği, an-
cak YÖK'ün yükseköğretim
kurumlanndaki tüm öğretim
elemanı kadrolanna atama
yapmak için izin almasına ge-
rek bulunmadığı" gerekçesiyle
Danıştay'a dava açmıştı.
DUBAl'NtNYATIRIMLARl
Erdoğan yine
eleştirilere kızdı
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
Başbakan Tayyip Erdoğan, Dubai Prensi
El Maktum'un Türkiye'de yapacağı yatı-
nmlan eleştirenlere tepki gösterdi. Erdo-
ğan, "Yahu arkadaş, sermaye nereden
gelecek Allah aşkına. Siz bugüne kadar
kime yâr oldunuz bir söyleyin" dedi.
Erdoğan, partı teşkılatı tarafından dü-
zenlenen iftar yemeğinde yaptığı konuş-
mada, gazetelerin El Maktum'la birlikte
kıldığı teravih namazuıı "5 milyar dola-
ra teravih namazı" diye sayfalanna taşı-
dığını anımsatarak şöyle konuştu: "Bu ül-
keyeYahudi sermayesi geliyor, 'bu Yahu-
di'dir...',Arap sermayesi geliyor, 'bu Ara-
p'tır...', Batı sermayesi geliyor 'Acaba ni-
ye geldi...' Yahu arkadaş nereden ne ge-
lecekAllah aşkına. Öbür taraftan işsiz-
lik diyorsunuz. Bunlann yolunu açan
bir iktidar var, hâlâ süalmadan utan-
madan bu başlıklan atıyorsunuz." Ga-
lataport ihalesıyle ilgili eleştirilere tepki
gösteren Erdoğan, "Hayatta bir yerde
dikili ağacın yok ve kalkıp da bu tür
adımları engeUemekten başka özelliğin
de yok" diye konuştu.
'tzolasyonu kaldınn, limanlan alın'
Konuşmasında Kıbns'a da değinen
Başbakan Erdoğan, AB'yi Kıbns'ta uy-
gulanan tüm izolasyonlan kaldırmaya ça-
ğırarak "Ondan sonra da bizden gelir-
siniz, o beklediğiniz limanlan, hava-
alanlanm eyvallah ahrsınız. Ama, önce
bunu kaldıracaksımz. Çünkü biz size
ne dediysek yaptık. Kuzey Kıbnsh kar-
deşlerimiz de ne dediyse yaptı. Öyleyse
siz de sözünüzde durun" diye konuştu.
GUNDEM MITSTAFA BALBAY
• Baştarafı 1. Sayfada
"Kardeşim Yahudi sermayesi geliyoooordüşmansın,
Arap sermayesi geliyoooordüşmansın. Sen kime dost-
sun?.."
Çok güzel bir çarpıtma! Erdoğan, bir konunun işine
gelen yönünü alıyor, o yön çok gerideyse bile çok öne
çıkıyor. Eleştirisini oradan yapıp, üste çıkmaya çalışı-
yor. Oysa, Türkiye'de sermayenin rengine bakıp düş-
manlık yapan yok. Ne var?
Erdoğan'ın hukuk dinlemeden ben yaptım oldu de-
yip sermaye çevreleriyle al takke ver külah iş yapması
var. Erdoğan tipi satışın parolası şu:
Koşullar gizli, ihale şeffaf!
Sami Ofer'den başlamak üzere, son Dubai şeyhine
kadar, dış kaynaklı gelişlerin hemen tümünde bilinme-
yen yön ya da yönler var. Prens, iftar yemeği yerken sof-
radaki tabaklar kalkıyor, yerine imzalanacak ihale me-
tinleri geliyor. Bunun adı, şu olsa gerek:
Arap işi AB kalkınması!
• • •
Başta da vurguladığımız gibi, Erdoğan meydanlarda
herkese çatıp tutuyor ama, asıl soru işaretlerini yanıt-
lamaktan da kaçıyor. Gerek Erdoğan'ın gerekse ağa-
bey dediği bakanlann yaptığı işlemlerin ruhundaki şu
soru işaretleri hâlâ askıda:
- Bir girişimdnin devlet kurumlanndan hisse alma-
dan önce gizlice bakan ve başbakanla görüşmesi nor-
mal midir?
- Kamuoyu bilgisi dahilinde yapılması gereken hisse
satışlannın gizlice ve adrese yapılması ne ölçüde hu-
kukidir?
- Anayasaya aykın yasa değişikliklerine dayalı satış
yapıp, bu işlemlerin yasaya uygun olduğunu iddia et-
mek ne ölçüde inandıncıdır?
- İhale şartlannı kamuoyundan gizlemek, örneğin 40
yıl sonra yapılacak bir ödemeyi güncel bir gelirmiş gi-
bi yutturmaya çalışmak ne kadar dürüst bir davranış-
tır?
• • •
Yukanda aktardığımız her maddenin çok sayıda so-
mut karşılığı var.
Başka bir AKP cinliğine geçelim... AKP'nin ekono-
miye bakışında iki temel şık dikkati çekiyor:
- Partiyi ilgilendiren rakamlar ve ilgilendirmeyen ra-
kamlar.
Ekonomi tablosuna bakıyorsunuz, şunlar beni ilgilen-
dirir, ötekileri bir daha önüme getirmeyin, diyorsunuz.
ömeğin, ihracat AKP'yi çok yakından ılgilendiriyor.
Dalgalanarak da olsa arttığı için her ihracat rakamı açık-
landığında ilgili bakan gerinerek demeç veriyor:
- Yıne hedefi aştık!
Ithalat rakamlan ise AKP'yi ilgilendirmiyor. Çünkü, it-
halat ihracattan daha fazla artıyor. Bu da ihracatın it-
halatı karşılama oranının azaldığını gösteriyor. Olsun,
AKP bu rakamı yok saydıysa, yok demektir!
Sıcak para, dış dünyanın ekonomiye ilişkin övgüle-
ri, faiz dışı fazla hükümeti ilgilendiriyor. Ama, cari açık,
işsizlik, tanmdaki çöküş ilgilendirmiyor.
Enflasyon rakamı ilgilendiriyor, akaryakıtfiyatlannda-
ki artış ilgilendirmiyor.
Işte demokrasi böyle bir şey...
Seçmece!
ankcumCg cumhuriyet.com.tr
Prof.Kavak'a uluslamrasıgörev
tstanbul Haber Servisi - Marmara Üni\ ersıte-
si Tıp Fakültesi Hastanesi Kadın Hastalıklan \e
Doğum Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Zeh-
ra Neşe Kavak, dünyanın birçok ülkesinden 20 bin
üyeye sahip Dünya Perinatal Tıp Derneği
"WAPM" Yönetim Kurulu'na seçıldi. Bu göreve
getirilenilkTürkdoktorolanKa\ak, derneğinge-
nel sekreterlik görevini de yürütecek. Prof. Kavak,
"Türkiye'yi uluslararası alanda temsil etmek-
ten dolayı gurur duyuyorum. Türkiye'yi fetal
tıp alamnda önemli bir yere getireceğiz" dedi.
AL GÖZÜJVI SEYREYLE
IŞIL ÖZGENTÜRK
• Baştarafı Arka Sayfa'da
insan parasız olduklan için evle-
nemiyor. Üstelik onlann istedik-
leri öyle havai fışekli, ihtişamlı
düğünler değil. Onlann çoğu iki
odalı, suyu akan, ısınan bir ev,
otunılabilen bir koltuk takımı,
yatılabilen bir yatak, bir buzdo-
labı ve bir çamaşır makinesi isti-
yor. Ama bunlan alacak güçleri
yok. Onlara sadece muhteşem
düğünlerin fotoğraflarına bakıp
iç çekmek düşüyor. Iç çekenle-
rin bol olduğu bir ülkedeyse ne
sosyal banştan söz edilebilir ne
de mutluluktan. Düşünün, en gü-
zel yaşlannda sokaklarda derin
bir iç lonklığıyla dolaşan binler-
ce genç... Ne zaman, hangi koşul-
larda evlenip barklanacaklar!..
Çoğunluğu umutsuz, çalışma
şansı olanlann aldıklan paralar
kendilerine bile yetmiyor, nerede
kaldı ev geçindirecekler...
tki genç tanıyorum. Kız da er-
kek de dünya iyisi, dünya dürüs-
tü, dünya sevimlisi. Kız bir gü-
zellik enstitüsünde çahşıyor, oğ-
lan iktisat okudu, askere gitti, ye-
ni döndü. O da bir muhasebe bü-
rosunda iş buldu.
Bu iki dünyalar güzeli genç
birbirlerine deli gibi âşıklar ama
bir türlü evlenemiyorlar. Çünkü
erkeğin iki kardeşi universitede
okuyor, ailesi ona diğerlerinin
okulu bitene kadar evlenmemesi
ve eve para yardımı yapması ge-
rektiğini açık açık söylemiş. Kı-
zın da durumu farklı değil. Aile
Leyent'te kapıcılık yapıyor. Ba-
ba Ümraniye'de bir arsa aknış ve
e\r
yaptınyor. Kızuı da iki ydlık
kazancı eve gidecek.
Ve bu iki genç her gün gazete-
lerde, televizyonlann haber bül-
tenlerinde, paparazzi programla-
nnda görkemli düğün pastasını
kesen çiftler görüyorlar. Bu kadar
haksızlık olmaz. Dünyanın hiçbir
ülkesinde yoksullarla zenginler
böylesine iç içe yaşamıyor. _Ora-
larda zenginler yok mu? Âlâsı
var. Ama oralarda parasızlıktan
evlenemeyen çiftler yok. Oralar-
da birileri muhteşem düğünler
yaparken birileri onlara imrene-
rek bakmıyor. Çünkü o da kendi
koşullannda kannca karannca
bir düğün yapıyor, bir ev kuruyor.
Bizdeyse durum vahim. Bir uçu-
rum var ve bu uçurum gittikçe
büyüyor. Bir zamanlar orta ke-
sim diye bir şey vardı. Bunlar
zengin olmasalar da yaşamlannı
devam ettirebilen bir kesimdi.
Mütevazı şartlarda hemen her is-
tediklerini yapabilirlerdi. Özal
ve küreselleşme masallanyla bir-
likte bu kesim şiddetle kayboldu.
Şimdi iki kesim var: Bir, düğün
yapabilenler, bir de onlara imre-
nerek bakanlar. Son yıllarda ül-
kedeki tablo ne yazık ki bu...
Uçurum giderek derinleşiyor.
isilozgenrurklsuperonline. com
Temizerden Dubai Prensi'ne açık mektup
B Baştarafı 1. Sayfada
sı'nın bulunduğu araziyi, Zin-
cirlikuyu'daki Karayolan'na
ait araziyi, Formula 1 pisrinin
bulunduğu tstanbul Park'ın
çevresindeki alanlan" şirketini-
zin proje alanlan olarak sırala-
mış.
Bazı gazetelerde, heyecanı do-
ruğa tırmandırmak için gerçekleş-
tirilecek projelerin aynntılan ve-
rihniş: Karayollan'nın 17. Bölge
Müdürlüğü binalarırun bulundu-
ğu Zincirlikuyu'daki 80 dönüm-
lük araziye 650 metre yüksekli-
ğinde dev üç gökdelen yapılacak-
mış. Her bir gökdelen ortalama
200 katlıymış. Proje gerçekleşir-
se bu binalar dünyanın en yüksek
binalan olacakmış.
Kartal Çimento Fabrikası'nnı
bulunduğu 400 dönümlük arsada
yapdması öngörülen projede 100
bin metrekarelik alana dev bir su-
ni göl de planlanıyormuş.
* * *
Sayın Prens,
Ülkemizde yatınmlar yapma-
nızdan çok memnun olacağımızı
bihnenizi isteriz. Geleceği çok
parlak olan bu ülkeye yaptığınız
yatuımlardan siz de çok kârlı çı-
kacaksıruz.
Ancak yatınm yapmayı düşün-
düğünüz ühce bir demokratik hu-
kuk devletidir. Demokratikhukuk
devletinde her iş belirli kurallara
göre yapılır. Bu kurallara uyulma-
dan yapılan işler ise bağımsız yar-
gı tarafından engellenir, yasalara
aykın davranışlanyla bu ışlemle-
re neden olanlar da yargılamr.
Demokratik bir ülkede yönetici-
ler prens gibi davranamaz, kamu
mallannı kurallan çiğneyerek is-
tediklerine vermezler. (Sakal-ı Şe-
rif olayının bu konuda bir göster-
ge olacağını umuyoruz.)
Her ne kadar bazı kesimler bu
girişimleri elleri patlayacak kadar
alkışlasalar da, bu ülkenin demok-
ratik kurum ve kuruluşlan hukuk-
suzluklara karşı durur. Bu halde
sizler bu kurumlann size karşı ol-
duğunu düşünürsünüz. Pılınızı
pırtınızı toplayıp bir daha gehne-
mek üzere gitmeye kalkarsınız.
Oysa gerçek bu değildir. Yatı-
nmlann yasalara uygun olarak ya-
pümasını istemek, yabancı serma-
yeye karşı olmak anlamını taşı-
maz. Asluıda bu sonucu hukuk
devletinde yarınmlann nasıl yön-
lendirileceği konusunda yanhş
bilgi verenler doğurmaktadır.
Sayın Prens,
Ne demek istediğimizi gazete
haberlerini esas alarak açıklama-
ya çahşalım.
1. Öncelikle size göre işbirliği
anlaşması, Başbakan'a göre ise
yatınm anlaşması olarak adlandı-
nlan anlaşmayı değerlendirelim.
Türk hukukuna göre Büyükşe-
hir Belediyesi ile bir şirket arasın-
da işbirliği anlaşması imzalana-
maz. Kâr amaçlı bir kuruluş ile bir
kamu kurumu işbirliği yaptığında
kamu kuruluşunun kamusal yet-
kilerini o şirket için kullanacağı
sonucu çıkar ki bu hukukumuzda
birçok suçun konusunu oluşturur.
Bu nedenle bu anlaşma olsa ol-
sa belediyenin bir iktisadi işletme-
si ile şirketiniz arasında yatınm ya
da ortaklık anlaşması olabilir. Bu
durumda ise bu ortaklığa her iki
taraftn katkısmın ne olduğunun
belirlenmesi, kamu kurumunun
bu ortaklığa katılması için gere-
ken izinleri alması gerekir. Bu iki
şirket arasında ortaklık oluşturul-
sa bile kamu mallan bu kuruluş-
lara da doğrudan verilemez. "Biz
iç hukukumuzu buna göre de-
ğiştiririz, nasıl olsa Meclis ço-
ğunluğumuz var" denilse de,
anayasamız ve müzakerelere baş-
ladığınız AB müktesebatı buna
izin vermez.
2. Size yatınm yapmanız için
önerilen alanlann neredeyse tümü
kamuya aittir ve doğrudan bir şir-
kete satılması olanaksızdır. Ancak
açık bir ihale ile satılabilir. Yapı-
lan açıklama ile yapılacak ihale-
nin sonucu bu günden ilan edil-
miştir. Bu açılacak ihaleye fesat
kanştınlacağı kuşkulan yarata-
cak, gelecekte sıkıntılar yarata-
caktır.
3. Şirketinize dünyanın en yük-
sek gökdeleni yapmak üzere öne-
rilen Karayollan'na ait yer, 1997
yılından beri satışta olan ve inşa-
at yoğunluğu düşük bulunduğu
için satılamadığı söylenen bir
alandm Bu alanın imar durumu ne
zaman değişti de bu kadar yüksek
yoğunluklu inşaatlar yapma ola-
nağı sağlandı? tmar durumunda-
ki değişiklikten kimsenin haberi
yok?
Yapılan açıklamalardan şirketi-
nize önerilen yatınm alanlannın
imar durumlannın değiştirileceği,
daha önce yoğunluk verilmeyen
alanlann yoğunluğunun arttınla-
cağı, içme suyu koruma alanlann-
da kaldığı için imar izni oknayan
yerlerin imara açılacağı sonucu
çıkmaktadır.
Merkezi yönetimin bu konuda
söz hakkı yoktur. Bu alanlardaki i-
mar yetkisinin, Galata Limanı
projesinde olduğu gibi, merkezi
idareye ahnması halinde bu dü-
zenlemelerin anayasaya aykın
olarak değerlendirilme olasılığı
çok yüksektir.
4. Otel ve alışveriş merkezi ya-
pacağınız söylenilen Kartal Çi-
mento Fabrikası'nın denize uzak-
lığı yüz metre bile değildir. Fabri-
kanın önündeki alan denizden dol-
durularak kazamhnıştır. Denizden
doldurularak alan kazanılmış bir
bölgede, denizden yüz metre me-
safede 100 bin metrekare suni göl
planlanması bizce akıllıca bir pro-
je değil. Bu tür açıklamalan ya-
panlar projelerle destek sağlama-
ya çalışırken yatmmlannıza gü-
vensizhk uyandırmaktadır.
Sayın Prens,
Tüm bu karmaşanın yatınm ve
yaönm organizasyonundan anla-
mayan, projenizi ülkenin hukuk
sistemine göre değerlendireme-
yen insanlann işgüzarlığından
kaynaklandığım da düşünmüyor
değiliz. Sizin gerçek talebiniz Tür-
kiye'de gayrimenkul yatınm or-
taklığı (GMYO) kurmak olabilir
mi? Yani siz Istanbul'daki Hazine
ve belediyeye ait taşınmaz malla-
nn "ayni sermaye" olarak konu-
lacağı GMYO'ya 5 milyar dolar-
la katılmayı önermiş olmayasımz?
Yağcılık çabalan arasında kay-
nayan yatınm talebiniz bu ise bu-
nun doğru bir yaklaşım olarak de-
ğerlendirebilmesi için de bazı ko-
şullann yerine getirilmesi gerekir:
• Öncelikle değerlendirilecek
gayrimenkullere verilecek imann
Istanbul'u Istanbul olmaktan çı-
karacak nitelikte olamayacağının
bilinmesi gerekir. Değerlendirile-
cek alanlar yürürlükteki imar
mevzuatı uyannca imar düzenle-
mesine tabi rutulacak, kurum ve
kuruluşlar dışlanmayacak, kısaca
proje Istanbullulann onayım ala-
cak.
• Yeni imar durumlanna göre,
bu alanlar bağımsız kuruluşlar ta-
rafından değerlendirilecek.
• Bu şekilde değerlendirilen ta-
şınmaz mallann ayni sermaye ola-
rak konulduğu ortaklığa ortak ara-
yışı, açık çağn ve ihale ile gerçek-
leşecek.
Sayın Prens.
Siz bu ülkede yatınm yapmak
ve kalıcı oknak istiyorsanız yatı-
nmlannızı hukuka uygun olarak
gerçekleştirin.
Böylece demokratik bir ülkede,
hem AB ile müzakerelere başlayıp
hem de şeyh gibi davranılamaya-
cağını da göstermiş olursunuz.
Bu arada şunu da belirtmeden
edemeyeceğim. Hediye olarak bir
ton hurma getirmeniz de pek iyi
obnadı. Bugün yenilen hurmala-
nn yann doğuracağı sonuçlarla il-
gili çok yaygın bir anekdotumuz
var da.
l
•
Saygılanmla.