Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 11 EKİM 2005 SALI
HABERLER
DÜNYADABUGÜN
ALİ StRMEN
Avrupa Yolunda
Üniversitelerimiz
Saatleri durdurarak, koşullan zoriayarak da olsa,
3 Ekim 2005 günü müzakere süreci başladı. Bir kı-
sım insanlar, belki de çoğunluk, artık çağdaşlık yo-
lunda, AB'nin de ısranyla Avaıpa standartlan yolun-
da hızla ilerleyeceğimizi sanıyortar.
öyle mi dersiniz?
Arkadaşımız Fırat Kozok'un, 7 Ekim tarihli Cum-
huriyet'in 7. sayfasındaki haberi AKP iktidarının
üniversiteleri, malı kıskaç attına almaya hazırlandı-
ğını açıklıyor.
Gerçekten de 2006 yılından itibaren üniversitele-
rin harç, 2007'den itibaren ise döner sermaye gelir-
leri, ortak bir havuzda toplanacak ve bu paralann
nerelere tahsis edileceği, siyasi iktidarın kararına
bağlı olacak.
Anımsanacağı üzere geçen yıl sonunda da üni-
versitelerin araştırma geliştirme fonlanndan bütçe-
de kalanlara el konmuştu.
6 Ekim Cuma günü Antalya Akdeniz Üniversite-
si'nde katıkJığım, "Siyaset, Eğitim, Üniversite" pa-
nelinde, Ankara Üniversitesi Rektörü Nusret Aras,
"Bu uygulamaya karşı çıktıklan zaman kendilerine
'ne yapalım, yıl içinde harcasaydınız' yanıttnı ver-
diklerini, oysa kimi araştırmalann bir yıl içinde bit-
meyip sördûğünü, bütçede kalan bölümün de
bunlann finansmanıyla ilgili olduğunu" söylüyordu.
• • •
Aslında AB yolunda olduğunu, Avaıpa standart-
lanyla uyum sağlama çabasını gösterdiğini ileri sü-
ren AKP'nin üniversiteleri mali kıskaç içine alırken
tek bir hedefi var. Üniversite özerkliğinin olan kada-
rını da yok edip kendi doğrultusunda olmayan,
çağdaş üniversiteleri teslim almak.
Gerçekten de üniversitelerin bilimsel özerklikleri
ancak ve ancak, idari ve mali özerkliğe de sahip ol-
malan halinde mümkündür.
Paneli düzenleyen Akdeniz Üniversitesi Rektörü
Mustafa Akaydın da, Ankara Üniversitesi Rektörü
Nusret Aras da, Ondokuz Mayıs Üniversitesi Rek-
törü Ferit Bernay da, Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi
Rektörü Yücel Aşkın da, bu hususun altını özenle
çizdiler.
Mustafa Akaydın YÖK dediğimiz 2547 sayılı ya-
sanın üniversiteleri ileri götürmek için yeterii olma-
dığını, yeni hazırlanan taslağın ise sadece imam
hatiplerin üniversiteye girmesini kolaylaştırmaya
yönelik olduğunu, üniversitenin gerçek sorunlanna
değinmediğini açıklıyordu.
Ondokuz Mayıs Üniversitesi Rektörü Ferit Ber-
nay ise "üniversitenin 1100 yataklı hastanesi için
hemşire istihdam etmeleh gerektiğini, bunun için
tahsisat olmadığtnı, 'döner sermayeden para koya-
rak ihtiyaçlannızı giderin' önerisi getirildiğini, buna
uyarak yaptıklan başvuruya da 10 aydır, Maliye Ba-
kanlığı'ndan cevap gelmediğini" söylüyordu.
AKP iktidan üniversiteleri çökertmek için, halkın
sağlığı ile oynamakta da bir beis görmüyor.
Bütün bunlar hangi döneme rastlıyor?
Türkiye'nin AB ile uyum sağlamak için müzake-
retere oturduğu ve Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çe-
lik'in "Avrupa Birliği ile mûzakerelere başlama
aşamasında, YÖK'ün ve üniversiteterimizin AB sü-
recine uygun hale getirilmesi ihtiyacının var oldu-
ğunu" söylediği döneme.
• • •
öğretim görevlilerinin seçimi olanaklannı da üni-
versitelerin elinden alan, mali ve idari özerkliği çiğ-
neyen araştırma bütçelerine bile el koyan AKP, üni-
versiteleri YÖK'ü bile aratır bir cendere altına sok-
ma çabasındadır.
Bu yüzden bütün yollar denenmekte, hatta za-
man zaman, Yücel Aşkın örneğinde olduğu gibi,
rektör yokken komplolarla makamını güvenlik güç-
leriyle işgal yoluna bile gidilmektedir.
Avrupalı olma yolundaki AKP'nin zihniyeti, "para-
yı ben veriyorum, elbette on/ara kanşacağım" zih-
niyetidir.
Vatandaşın uyanık olması ve "ağır ol molla, sen
kimin parasını kime veriyorsun ve sen hangi hakla
kime kanşıyorsun? Önce şunu bil: 0 parayı sen
değil, ben veriyorum" demesi gerekmektedir.
Universitelerimize ayrılan pay, yüzde 0.64 iken
AB ortalamasında bu iki katıdır. Üniversite öğretim
üyelerinin araştırma geliştirme bütçeleri bütün ge-
lişmiş dünya ortalamasının altındadır.
Bir Türk üniversite öğretim üyesinin aylık geliri,
AB ortalamasının altıda yedide biridir.
Bütün bu gerçekleri görmezden gelerek "neden
500 üniversite içinde bir Türk Üniversitesi yok" di-
ye soranlar, eğer gerçekten doğru cevabı arıyoriar-
sa, aynaya bakmalıdırtar.
AB ile müzakere sürecinde üniversitelerimizi,
YÖK'ü bile aratacak bir cendere altına sokmaya
çalışıyor AKP iktidan.
Medyadan bir iki kalem ve çok ender yayın orga-
nı dışında çıt bile çıkmıyor.
asirmen@cumhuriyet.com.tr
Kaplan'm cezasına onama istemi
• AJNKARA (Cumhuriyet Bûrosu) - îstanbul 14
Ağır Ceza Mahkemesi'nin Islami Cemiyet ve Cema-
atleri Birliği/Anadolu Federe İslam Devleti örgütü
lideri Metin Kaplan'ın mahkûmiyet karannın temyiz
edilmesi ve resen de temyize tabi olması nedeniyle
dosya, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcıhgı'na geldi.
Başsavcılık, yerel mahkemenin karannda isabetsiz-
lik görmedi. Yalnızca Kaplan'a verilen "ağırlaştınl-
mış müebbet ağır hapis" şeklindeki cezanın, "agır-
laştınlmış müebbet hapis" şeklinde düzeltilerek
onanmasını istedi. Dosya, temyiz incelemesini yapa-
cak olan Yargıtay 9. Ceza Dairesi'ne gönderildi.
DİSK'ten personel pejimme tepki
• tstanbul Haber Servisi - DİSK Genel Sekreteri
Musa Çam, kamu emekçılerinin tasfiyesini amaçla-
yan "Kamu Personel Rejimi" çalışmalannda 1 mil-
yon kamu emekçisüıin sözlesmeli statüye geçirilme-
sinin planlandığını, böylece yeni işe girenlerin iş gü-
vencesinin yasayla sınırlandınldığını belirtti. Çam,
"Yalnızca kamu emekçileri değil, bütün işçi ve
emekçiler bu taslağın karşısındadır" dedi.
IstanbuTda çete operasyonu
• İSTTANBUL (AA) - Kartal, Maltepe, Kadıköy, Üm-
raniye ve Pendik'te 20 ayn yere düzenlenen operas-
yonda, otomobil çaldıklan ve bu çalıntı araçlar karşı-
hğında sahiplerinden bin ile 5 bin YTL arasında ha-
raç istediklen öne sürülen 23 kişi gözaltına almdı. Bu
kişilerle birükte, 5 adet ruhsatsız tabanca ve çalıntı
olduklan anlaşılan 4 adet otomobil ele geçirildi.
Şandır, Başbakan'ın söyleminin ardında partisinin yükselişe geçmesinin etkili olduğunu savundu
Erdoğan'ınMHP telaşıANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
Başbakan Tayyip Erdoğan' ın son dö-
nemde AB konusunda MHP'ye yük-
lenmesi dikkat çekiyor. MHP yöneti-
mı, "EnloğaıvMHFniıyüksefişinigö-
rüyor, bunun için hn-çm ve teiaşh" yo-
rumunu yapıyor. MHP Genel Başkan
Yardımcısı Mehmet Şandır, AKP'nin
tek altematifinin MHP olduğunu be-
lirtirken Erdoğan'ı ciddiye almadık-
lannı söyledi.
MHP Genel Başkan Yardımcısı
Mehmet Şandır, Başbakan Erdoğan'ın
psikolojisinin bozulduğunu, yalnız
MHP'ye değil, önüne gelen herkese
çattığını belirtti. Kendi bakan ve mil-
letvekillerine bile müzakere çerçeve
belgesinin metnini vermeyen Erdo-
• MHP Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Şandır, Başbakan Tayyip
Erdoğan'ın psikolojisinin bozulduğunu, önüne gelen herkese çattığını belirtti.
Şandır, AKP'nin tek altematifinin MHP olduğunu ileri sürdü.
ğan'ınsuçüstüyakalanmışolmanın te-
laşı içinde olduğunu vurgulayan Şan-
dır, şu görüşleri dile getirdi:
"MHP, AKP iktidanıun en büyük
alternarifıdir. Tek başuıa iktidar ol-
mak iddiasu toplum tarafından ber
geçengünartanbirboyuttabenimsen-
mektedir. Bunu Tayyip Erdoğan ve
AKP yönetimi çok detayh olarak bfli-
yorlar, dainıa izüyorlar. Bunun getir-
diği telaş, Başbakan'm şuurunu da
bozdu, aklını da bozdu. İkide bir
MHP'yeçatarakbizimle polemigegir-
meyeçahşryor,bizSaym Başbakan'ı ckt-
diyeahtuyonız,sokakağzıylayanhşko-
nuşmaktadır"
"Başbakanlann kanundan konuş-
manıası", ne söyleyecekse açık ve net
olması gerektiğini kaydeden Şandır,
Erdoğan'ın toplum karşısında bir ha-
yali düşman göstererek kendi yaph-
ğı yanlışlan örtme çabası içinde oldu-
ğunu belirtti. Her geçen gün toplu-
mun tepkisini çektiğini, her gittiği
yerde tepkiyle karşılandığını anlatan
Şandır, *Biz MHP olarak Başbakan'la
polemiğe girmek istemiyoruz" diye
konuştu.
Erdoğan'ın Siirt'te kavmiyetçilik
yaptığını belirten Şandır, sözlerini
şöyle sürdürdü: "Türktophımunaet-
nJkCarkUridarüzıerinesiyasikknfikgiy-
dirmek bölücühlktür ve yasalara gö-
re suçtur, bu kavmiyetçiliktir. Sayuı
Başbakan, hukuken bölücülük yap-
maktadu; suç işlemektedir. Türk top-
hımunun farkhhklar üzerine kimlik-
kştirilmesi, sosyal ve siyasi zenünde
buülke>iparamparçaeder,budüşnıan
oyunudur.AKPveSaymBaşbakan, gaf-
letle ihanetin bıçak sırtı aynnunda
dans etmcktedir. Bu dansın 9. senfoni
eşüğindeyapdmışolması Sayuı Başba-
kan'ı tarihteki örnekkrinin akıbetin-
den kurtaramayacakür."
MHP'nin merdivenleri çıktığını,
AKP'nin ise merdivenleri indiğini ile-
ri süren Şandır, partisinin tek başuıa
iktidar olacağını, bunun en iyi Başba-
kan Erdoğan tarafindan görüldüğünü
söyledi. Erdoğan"ın telaşı ve hırçın-
lığuıın nedeninin de MHP'nin yükse-
lişi olduğunu savunan Şandır, "Sayın
Başbakan, kartondan kahramangibi
nutukarmaktadır. Gücü yetiyorsa AB
iMşldlerinde dün söylediklerinin ar-
kasında dursun" diye konuştu.
Polis Hakan AçıL
OPERASYONLAR SÜRÜYOR
PKKpoüs
memurunu
kaçırdı
Yurt Haberleri Servisi
- Son dönemlerde Ku-
zey Irak'tan Tunceli
bölgesine sızan ve sayı-
lan 35O'ye ulaşan terö-
ristlere karşı genış çaplı
bir operasyon başlatıl-
dı. Cizre'de görev ya-
pan polis memuru Ha-
kan Açü, Şırnak'ın Idil
ilçesi yakınlannda bir
grup terörist tarafından
kaçuıldı.
Tunceli 4. Komando Tugay Komutanhğı.
Tunceli Jandarma Komutanhğı ile Hozat
51. tç Güvenlik Tugay Komutanlığı'na
bağlı 10 bin civannda asker, helikopter
desteğinde stratejik bölgelere indirildi.
Tunceli merkez Kutuderesi ve Ahpanos
vadileri, Geyiksuyu, Pülümür, Ovacık,
Pertek, Hozat ve Çemişgezek bölgelerinde
yoğunlaşhnlan operasyonlarda, zaman za-
man çatışmalar yaşanıyor. Tunceli Valili-
ği'nden yapılan açıklamada, Pertek ilçesi
Aşağı Gülbahçe köyünde önceki gece çı-
kan çahşmada 3 PKK'linin öldürüldüğü
belirhldi. Tunceli bölgesinde 350 civannda
PKK, 60 civannda da MKP-HKO (Maoist
Komünist Partisi Halk Kurtuluş Ordusu)
militanuıın bulunduğu belirtiliyor. Bin-
göl'ün Yayladere ilçesi ile Doğucak köyü
arasmda Zerktepe mevkiinde, askeri aracın
teröristler tarafından yola yerleştirilen ma-
yına çarpması sonucu yaralanan üç asker,
Elazığ Askeri Hastanesi'ne se\k edildi.
Şırnak'ın Idil ilçesi ile Mardin'in Midyat
ilçesi arasındaki Mağara köyü yakınlann-
da bir grup terörist, önceki gece yolu ke-
serek araçlan durdurdu. Araç sahiplerin-
den 5'er YTL alan teröristler, yıllık izin-
den, sözlüsü öğretmen B.I.D. ile dönen
Hakan Açıl'ın polis olduğunu öğrendi.
Araç sürücüleriyle yolculan serbest bıra-
kan teröristler, Cizre tlçe Emniyet Mü-
dürlüğü Yeşil Kart Bürosu 'nda görevli
Açıl'ı kaçırdı. Açıl'uı kurtanlması ama-
cıyla bölgede operasyon başlatıldı.
Erzincan'ın Kemah ilçesi kırsalındaki
operasyonda, terör örgütü üyelerinin kul-
landığı 4 sığınak ile 1 mağara bulundu.
Mağara ve sığınaklarda 1 adet LPG tüpü,
23 battaniye, 3 soba, 30 soba borusu, 1
set üstü ocak, 45 adet 15 kilogramlık
plastik bidon, 5 parka, 10 çift spor ayak-
kabısı, 34 şınnga, lokal anestezide diş he-
kimlerinin kullandığı 40 adet adlı ampul,
5 ağn kesici ampul, çeşitli mutfak malze-
meleri ile gıda maddeleri ele geçirildi.
HETTI
TARDI
TIYOR
FATIH SULTAN M
MUSTAFA KEMAL A
KADİR TOPBAŞ PARS
SHP, Şeyh El Makdumun şirketleri ile yapılan proje anlaşmasını protesto etti. (Fotoğraf: SALINf IL-VL1MOĞLU)
SHP: Kent prensler, şeyhler ve holdinglere peşkeş çekilemez
îstanbul sahipsiz değil
tstanbul Haber Servisi - SHP, ÎBB ile Dubaı Prensı
Şeyh Muhammed Bin Reşad El Makdumun şirketleri
arasında 5 milyar dolarhk anlaşma yapılmasını protes-
to etti.
4. Levent ÎETT Aktarma Istasyonu, Hat ve Hareket
Amirliği önünde bir araya gelen SHP'liler. "Güzel Is-
tanbulumuzu Farih Sultan Mehmet fethetti. Mustafa Ke-
mal Atatürk kurtanfa. Kadir Topbaş parsel parsel san-
yw"yazılıpankartaçtılar. "Tekdgini,Tefekomginı,TL
I
P-
RAŞ gitti, ERDEMİR gitti. Şimdi de tstanbul gidhor.
Sırada ne var?". "Dünyada hiç bu kadar talan edilen
bir kent gördünüz mü?",
u
Güzei tstanbuhunuzu şeyh-
lerepeşkeş çekenler,yann Yüce Drvan'da hesap verecek-
ler" yazılı dövizler taşıdılar. Burada açıklama yapan II
Başkanı BeyzadeOzkahraman, îstanbul'un yeşil alan-
lannın ÎBB tarafından para getirecek diye "Batan ge-
nünin mallan" gibi satılmasının kabul edilemez oldu-
ğunu söyledi. tstanbul'un tarihi kent kimliğinin, ken-
dine özgü siluetinin, kent kimliği göz ardı edilerek ha-
zırlanan projelerle bozulacağım söyleyen Özkahraman,
"İstanbul sahipsiz değüdir. Prenslere, şeyhlere, holding-
lere ve kartellere peşkeş çeküemez" dedi.
Tan: Aptalca hikâyeler
Türkiye'yi ziyaret eden AP heyetinin üyesi, Guardian'a verdiği demeçte 'Türk
askerinin Güneydoğu'da Kürtlerin kulağını kesip, gözünü çıkardığını' ileri sürdü
LONDR\(ANKA)-Türkiye'yi zi-
yaret eden Avrupa Parlamentosu he-
yeti, Türkiye'de "şok edki" işkence-
lerin yaşandığını ileri sürdü. Heyet,
Türk askennın Güneydoğu'da "kulak
kesip göz çıkanhğuıT iddia etti.
Ingiltere'nın önde gelen gazetelerin-
den Guardian, Türkiye'yi ziyaret eden
Avrupa Parlamentosu heyetinin Tür-
kiye'de "şok edici işkence ve cinayet-
krle karşüaşüklannr belirtti. Heyet
üyelerinden Richard Howht, gazete-
ye yaptığı açıklamada. "Duyduklan-
nuz şok edkiy di Kürt aynhkçı ya da
sempatizan olduğu düşünükn insan-
lannTÜTkaskerlerincekulaldarnıınke-
sikliği\ç gözferinin m ukhıguna dair ka-
yıtlar varth. Bunlan duygusal olarak
etkflenmeden dJnkyemezsiniz" dedi.
Guardian'ın haberinde, heyetinbulgu-
lannın, "kadmlara karşı uygulanan
şjddet vegüvenlikgüçleri tarafindan ye-
rinden sökülen vücut organlan ile bir-
Hkte" Türkiye'nin üyelikmüzakeTele-
ri sürecinde ele alınacağı ifade edildi.
Haberde, heyetin Güneydoğu'ya yap-
tıklan ziyarette güvenlik güçlerinin
"eski körü günlerden kabna taktikle-
ri u>guladıklannın dogrulandıgı" ile-
ri sürüldü. tstatistiklere göre Türki-
ye'deki işkence vakalannın bir önce-
ki yıla göre yüzde 13'lük bir gerileme
kaydettiği belirtilen haberde, "aynm
yapılmadan ateş edilme, yargısız in-
faziar, tutuklamalar. akşanuan maske-
li Idşilerceevbaskmlarmm tekrar baş-
ladjgı" iddia edildi.
Gazete, Dışişleri Bakanlığı sözcü-
sü NamıkTan' uı, iddialarla ilgili "ap-
takahikâyeler" dediğini aktardı. Ga-
zete, Naniık Tan'ın Tamamen hayal
ürünü ve gerçekle ilgisi yok. Tüıİd-
ye'de güvenilir hiç kinısenin bu rür
şeyler söylediğini duyamazsnuz" de-
diğini belirtti.
HALKBANKASI
Yüce
Divan
J
da
tanıklar
dinlenecek
ANKARA (Cumhuri-
yet Bürosu) - Eski Başba-
kan Yardımcısı Hüsamet-
tin Özkan ile eski Devlet
Bakanı Recep Önal'ın,
Halk Bankasf nı zarara
uğrattıklan iddiasıyla yar-
gılandıkları Yüce Di-
van'daki davalannın bu-
günkü otunımunda, tanık-
lar dinlenilecek.
Yüce Divan'a sevk ka-
rannda, Özkan ve Önal'ın,
"bakanlıklan sırasında
TürldyeHalkBankasıAŞ
yönetkilerini konunak ve
sorumhılann yargdanma-
lanmönlenıek kastryia, bi-
lerekveisteyerek; BgiBku-
ruhıslann raporiarmın ge-
reğininyapıbnasmıgecik-
tirerek Halk Bankası'nın
zarara uğramasına sebep
olduklan" ileri sürülüyor.
ALTIAY CEZA
Kürtçe
konuşan
DEHAP'liya
hapis
ŞANLIURFA (AA) - DE-
HAP Şanhurfa tl Başkan
Yardımcısı Reşit Yardım-
a, il kongresindekı konuş-
masmda Kürtçe iyi gün-
ler' dediği için altı ay ha-
pis cezasıyla para cezası-
na çarptınldı. Yardımcı,
llHaziran2OO3'teŞehit-
lik Parkı'nda yapılan il
kongresindeki konuşma-
suıa Kürtçe olarak "Sayuı
Divaniyigünfcr" diye baş-
lamıştı. Yardımcı, bu ne-
denle Siyasi PartilerYasa-
sı'na muhalefet suçundan
altı ay hapis cezası ve 1640
YTL para cezasına çarp-
tınldı. Cezaya şaşırdığını
ifade eden Yardımcı, ko-
nuşmasınabu şekilde baş-
ladığuu, ancak daha son-
rapolislerce kürsüden in-
dirildiğini söyledi.
IR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR oralcalislar@cumhuriyet.com.tr
Anlaşılan Orhan Pamuk'a rahat
yok. Hemen her gün hakkında bir ha-
ber çıkıyor. Bu haberierin ne kadarı
doğru, ne kadan yanlış onu bilmek de
zor. Orhan Pamuk'un yerinde olmak
ister miydim? Bazı bakımlardan evet
olmak isterdim. Türkiye gibi, edebi-
yatta evrensel bir başanya pek sahip
olmayan bir ülkede, dünyanın her ye-
rinde okunan, takdir edilen bir yazar
olmak, bu ülkenin edebiyatını ulus-
lararası alandatemsil edebilmek, sa-
nınm hoş bir duygu olurdu.
Ancak, işin bir başka boyutu ise,
işi, yaşama bağımhlığı roman yaz-
mak olan bir insan için sürekli gün-
demde bulunmak, zaman zaman çok
sert saldınlara cevap vermek zorun-
da kalmak ise rahatsız edici. Sürek-
li flaşlann altında, birilerine bir şey
anlatmak zorunda kalmayı tercih ede-
cegimi sanmıyorum. Orhan'ın gün-
demde bulunmaktan hoşlandığını sa-
nanlar olduğunu biliyorum. Ancak
ben de onu yakından tanıyan birisi ola-
rak, bu haberterin onu gerginleştirdi-
Orhan Pamuk Nobel'i Alır mı Almaz mı?
ğine tanığım. Bu konuda derdini an-
latamadığını da biliyorum.
• • •
Orhan Pamuk'la ilgili son manşet
haber, Nobel Edebiyat ödülü'ne aday
olması. Bu habere göre, bu ödülün
Orhan'a verilip verilmemesi konu-
sunda anlaşmazlık çıkmıştı. ingilizle-
rin ünlüThe Observer gazetesinin bu
haberi yazması, işin ciddiyetini arttır-
dı. The Observer, Guardian grubunun
pazar gazetesi. The Observer'ın bu
haberi vermesi yabana atılamaz.
Tabii Orhan da bu haberden sonra
yeniden bir yığın sorunun muhatabı ha-
line geldi. "Aday mısınız, değil misi-
niz?", "Kazanacak mısınız?" Buna
benzer bir dizi soru... Ne desin ki!
• • •
Orhan, değerverdığim birarkada-
şım. Onun Nobel'i almasını tabii ki ca-
nı gönülden isterim. Onun edebiyat
birikiminin, sanatsal değerinin bu
ödülü hak ettiğine inanıyorum. Or-
han Pamuk'un Nobel Edebiyat ödü-
lü almasından ülkemizin büyük ço-
ğunluğunun da mutlu olacağını dü-
şünüyorum.
Acaba kendisini "milliyetçi" diye
tanımlayanlar nasıl bir duygu içinde-
ler? Dünyanın en önemli gazetele-
rinden birisinde Orhan Pamuk'un
aday olarak isminin geçmesi onları
mutlu etmiş midir? öyle ya, sonuç ola-
rak Orhan Pamuk, bu ülkenin biryurt-
taşı. Tıpkı, Yaşar Kemal, Nâzım Hik-
met, Aziz Nesin, Yılmaz Güney gi-
bi...
Gerçekten merak ediyorum, onlar
böyle bir haberi nasıl karşılıyorlar?
Yann, "milliyetçiler"\r\ gazetelerine
bakıp birdeğerlendirmeyapabilirim.
örneğin, onların Nâzım Hikmet'e öf-
kelerinin dinmediğine tanığım. Lo-
zan'da eski savcılaria, eski solcular-
lakol kolayürüyen MHP'lilerin Nâzım
Hikmet'in hâlâvatan haini olduğunu
anlatan kitaplar yazdıklarını biliyo-
rum. Yaşar Kemal, Aziz Nesin ve Yıl-
maz Güney de aynı bağnazlığın he-
defı değil mi?
• • •
Onlar zaten marjinal bir azınlık, ne
düşündüklerinin ne önemi var diye-
bilirsiniz. Halkın büyük çoğunluğu-
nun bu alanda elde edilecek bir ev-
rensel başandan mutlu olacağını tah-
min edebiliriz. Olsun, yine de "milli-
yetçiler" ne düşünüyor merak ediyo-
rum.
• • •
Orhan Pamuk'un, zaman zaman
Türkiye'deki antidemokratik uygula-
malara karşı çıkışının, baskılara iliş-
kin eleştirilerinin, bir kesimi kızdırdı-
ğı biliniyor. Bu kızgınlıkla, edebiyat
değerlendirmelerinin birbirine karış-
tığı da söylenebilir. Siyasi olarak ona
kızanlann büyük çoğunluğu, edebi
olarak da beğenmediklerini ifade edi-
yoriar. Aslında iki değerlendirmenin
birbirinden ayn yapılması gerekmez
mi?
"Biz Çılgın Türkler" mi böyleyiz,
yoksa dünyanın her yerinde siyasi
tercihlerle edebiyat tercihleri birbiri-
ne kanşıyor mu? Biz bu konuda is-
tisna sayılmaz mıyız?
Peki Orhan Pamuk Nobel Edebi-
yat ödülü'nü bu yıl alır mı, almaz mı?
Konunun uzmanı bir arkadaşıma sor-
dum, banaThe Observer'daki habe-
rin gerçeği yansıtmadığını, böyle bir
tartışmanın mümkün olmadığını ifa-
de etti. Orhan Pamuk'un henüz No-
bel geleneklerine uygun bir yaşa gel-
mediğine de dikkat çekti. "Bak, yine
Amerikalı biryaşlı yazar kazanır, gö-
recefcs/n"diyerektahminde bulundu.
Ben onun anlattıklannı aktanyomm.
Ben yine de haberin doğru olma-
sını, Orhan Pamuk'un Nobel Edebi-
yat ödülü'nü kazanmasını ümit etmek
istiyorum. Böyle bir sonuçtan çok
mutlu olacağımı da...