22 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
&AYFA CUMHURİYET 11 EKİM2005SALI 14 KULTUR kultur(â cumhuriyet.com.tr SAHNEDEIM AYŞEGÜL YÜKSEL MügeGürman'm'Müfettiş'i2005-2006 tiyatro dönemini geçen yıldan sü- ren bir Istanbul Devlet Tiyatrosu oyunuyla aç- tım. MügeGürman'ın yorumuyla sahneye çı- kartılan Gogol'un 'Müfettiş'inin üç günlük Ankara turnesinin tam da ramazanın ilk gün- lerine rastlaması bir talihsizlik olabilirdi. 01- madı, Büyük Tiyatro tıka basa doluydu... Komedi türü ortaya çıktı çıkah, seyirciyi en çokgüldüren olgulardan biri 'kimükyanılma- sı'dır. 'Yanılan'ı 'gülünç' duruma düşürürken 'yaıulgının nesnesi' olan kişi, duruma göre, ya hiç hak etmediği biçimde acı çeker ya da düş- lerinde bile göremeyeceği düzeyde ödüllen- dirilir. Plautus'un ünlü 'tkizfcr'ı, Shakespeare'in, Plautus'un oyununa bir çift ikiz daha ekleye- rek'kimlikyanıJnıasr işlemini ve bu işlemin seyirciden aldıgı kahkahayı ikiyle çarpan 'Yan- hşnklar Komedisi'. 'yanılgııun nesnesi' olan kişinin bir düş düzlemine itilmişçesine gö- nendirildiği türden güldürülerin başında gelir. Gogol'un, Çarlık Rusyası'nın eskiyüzlüleş- meye başladığı 1830'lu yıllarda yazdığı 'Mü- fettiş'te, klasik güldürünün temel dolantı öğe- lennden 'Idmlik yanılması' olgusunu toplum eleştirisine yönelik bir öykünün temel dolan- tı öğesi olarak kullanmasıyla. yergiyle güldü- rüyü kusursuzca buluşturan müthiş bir tiyat- ro klasiği oluşmuştur. 'Mûfettiş', dünya tiyatro repertuvannın baş- köşesinde korunmuştur hep. Benim izlediğim en başanlı 'Mûfettiş' yapımı 1967'de Ankara Sanat Tiyatrosu' nda Ergin Orbe>'rej isiyle su- nulan, başrolleri Erkan Yücel'in ve dönemin 'altm AST kadrosu'ndan sanatçılann üstlen- diği çalışmadır. Bu yapımdaki usta işi uzam kullarumı ve hem bireysel, hem de toplu oyun- culuktaki başan benim kuşağımdakilerce unu- tulmamıştır. Bir üstün yapım Istanbul DT yapımı 'Mûfettiş' de bir 'üstün yapım' olarak tasarlanmış. Müge Gürman gi- bi deneyimlı olduğu denli 'yeniMkçi' ve 'de- nemeci' bir yönetmenin elinden çıktığı yadsı- namayacak bir çalışma. Gürman, DT sahne- lerinin sahip olduğu teknik olanaklann he- men hemen tümünü kullanarak 40 yıl öncesi- nin AST yapımında yalnızca oyunculann de- vinimiyle sağlanabilen 'görseT vuruculuğu uç boyutlara taşımış. Gürman üç dört düzlemli bir sahne konsep- ti içinde, ana sahneleri orta-yüksek düzleme, pencere sahnelerini yüksek, sahneye giriş çı- kışlan da ön-alt düzleme alarak oyunculann sürekli olarak seyirciye dönük olarak oynadık- lan, sanki birbirlerine değil de doğrudan doğ- ruya seyirciye seslendikleri teatral bir oyun ala- nı yaratmış. Bu teatral ortamı, ses efektinin, sahne üstünden bağımsız bir mikrofondan ve- . nkara'da tiyatro döncmi Istanbul DT'nin geçen yıldan süren 'Mûfettiş' yapımıyla açıldı. Müge Gürman'ın postmodern bir yaklaşımla sahnelediği bu şık yapımda temel sorun, bağırgan ve yavaş türden 'grotesk' oyunculuğun, sevimli ve kolay anlaşılır bir oyunu 'fars'ın kıvraklığından uzaklaştırıp hantallaştırmış olması... ^ £ **£**& rilmesiyle, kişilerin donup kaldıklan 'son' aşa- manın. üstlerine kar yağmasıyla belirlenme- siyle, karanlık ışık (black-light) tekniğiyle ka- ranlık sahnede imgelerin oluşması gibi görsel efektlerin kullanımıyla, olay örgüsünün geli- şim aşamalannın -nedense- Prokofiev'in 'Ro- meo ve Juliet' bale müziğinin en dramatık bö- lümünün çalınarak belirlenmesi yoluyla 'post- modernleştirmiş', sanatçılardan da bu ortama uygun teatrallikte bir fars oyunculuğu bekle- miştir. Sorun da önemli oranda, oyunun 'seyirlik' niteliğini böylece baştan sona ayakta tutma kay- gısından kaynaklanıyor. Çünkü sanatçılann seslerini ve devinimlerini teatralleştirerek ko- tardıklan oyunculuk, oyunu bitip tükenme- yen, gereksiz bir performans boyutuna taşıya- rak hantallaştınyor. 'Gereksiz' sözünü özellikle kullanıyorum, çünkü oyun yeterince yalın. Çarlık Rusya- sı'nın gözden uzak bir küçük kentinde, eğitim - haberleşme - adalet - yerel yönetim görev- lerinin yozlaşmış, yöneticilerinin rüşvete bu- laşmış olmasının, başkentten bir 'mûfettiş' ge- leceği haberi sonucunda, kente yeni gelmiş, beş parasız bir kumarbaz yabancının beklenen 'mûfettiş' olduğunun sanılmasının ve duru- mun kısa sürede farkına varan uyanık gencin bu yanlışlığı parasal çıkar aracına dönüştüre- rek kısa sürede herkesi dolandırmasının öy- küsü kolay anlaşılabilir, tanıdık yöntemlerle yazılmış üstelik. Sahne olayında ise normal okuma ya da sey- retme hızıyla, sözgelimi on dakikada algıla- nabilecek bir durum, sözgelimi yirmi dakika- da sergileniyor. Daha doğrusu, seyirci ilk on dakikada algılayacağını algılamış oluyor da, geri kalan on dakikayı oyunculuk hünerlerini izlemek için harcıyor. Ancak, ortada -çoğun- lukla- bir oyunculuk hüneri yok. Hantallaştırılmış grotesk Sorun nerede ? Oyunculanmızdan çoğu, 'fars' oyunculuğunun içerdiği abartılı kıvrak- lık yerine, 'ağır çekim' etkisi bırakan yüksek sesli ve yavaş tempolu bir grotesk oyunculu- ğu yeğliyor. Ses değiştirmeye ve bagırmaya da- yalı bir işitsellikle birjestin ya da mimiğin ta- mamlanmasının uzun saniyeler alabildiğı gör- sellik yoluyla sunulan oyunculuğun 'kariz- matik' olması söz konusu olmadığı gibı, gör- sel - işitsel açıdan vurucu olabilecek bir yanı da yok. Çünkü 'söz' şiddetli bağırtılar arasın- da yitip giderken görüntü de sıkıcı biçimde tek- düzeleşiyor. Brechtçe 'gestus' kotarma çaba- lan da bir işe yaramıyor. Sonuç olarak iki sa- atük soluğu olan sevimli bir oyun, üç saate uza- tılarak bunaltıcı kılınıyor. Öte yandan, yönetmen Gürman'ın, Murat Şahinler'in dekor, Şirin Dağtekin'in kostüm, özellikle de Yüksel Aymaz'ın ışık tasanmının katkılanyla kotardığı 'özenü' yapımı 'şık'laş- tıran oyuncular da var kuşkusuz. Zerrin Te- kindor. kaymakamın 'kasaba dilberi' kansı- nı 'renkh'' olduğu denli 'ekonomik' bir tiple- meyle canlandırırken hem güldürüyor, hem de 'dengeü' oyunculuğuyla hayranlık uyandın- yor. 'Yanılgının nesnesi' olan kumarbaz gen- ci oynayan Yetkin Dikincikr de fars oyuncu- luğunun plastiğine uygun yorumuyla canlan- dırdığı karakteri 'karizmatik' kılıyor. Kasa- banm varlıklı kişilerinden Bobçinski'yi yo- rumlamak için oluşturduğu yalın, ama ince- likli oyunculuk dizgesiyle öne çıkan Bülent Emin Yarar ise kendini her oyununda yeniden yaratan bir oyuncu olma niteliğini sürdürüyor. 'Mûfettiş' yapımına yoğun emek verilmiş. Per- formans süresinin azaltılabilmesi ve oyuncu- luğun, abartılann görsel ve işitsel tekdüzeliğin- den kurtanlmış bir tartıma kavuşturulabilme- si için yeniden provaya alınabilse keşke... ISTANBUL KITAP FUARJ Cevdet Kudret Edebiyat Ödülü 'Kış Leylekleri'ne Kültür Servisi - Cevdet Kudret Edebiyat Ödülü bu yıl, "Kış Leylekleri'' adlı öy- kü kitabıyla Günhan Kuş- kanat'a vehldi. 24. Istanbul Kitap Fuan kapsamında bu yıl 25'inci kez düzenlenen ödül için Beylikdüzü'ndekı TÜYAP Fuar ve Kongre Merkezi'nde tören yapüdı. Törende, jüri değerlendirmesinin sonucu- nu açıklayan Feyza Hepçi- Bngirler. "Kış Leyletderi" ad- lı kitabıyla ödüle Günhan Kuşkanat'ın değer görüldü- ğünü açıkladı. Hepçilingir- ler, "Kıişkanat'm, özgûn du- yuş ve algı dünyasının, insa- na, insan iKşküerine, hayata, varohışa Utşkin sarsıcısorgu- lamalann ûrünü olan öykü- lerinin, oturmuş biçemi ve ustahkb kurgusuyla ödüle değergörüMüğünü" kaydet- ti. Kuşkanat'a ödülünü Hep- çilingirler sundu. Farklı konular, güncel degerlendirmeler 24. Istanbul Kitap Fu- an'nın önemli bir parçası olan etkinliklerden panel ve söyleşiler, çeşitli başlıklar altuıda birçok ismi okurla buluşturuyor. Bugün Heybeliada Salo- nu'nda 14.00-15.00 saatlen arasındaki "DiDerin ve Kül- tüıierin Kardeşliğj- Bir Ara- da Yaşamak" konulu pane- bn konuşmacılan NamıkKu- yumcu, Nesimi Aday, Vedat YıktaımıleZekiCoşkunola- cak. "Ütopya KolektifTnce düzenlenen panelı, Vecdi Sa- yar yönetecek. Marmara Salonunda da 17.15- 18.45saatleriarasın- da "TürkKültürüAvrupa'da Nasıl Tanıülabflir?'' başlıklı bir panel yapılacak. Musta- fa ŞerifOnaran'ın yönetece- ğı, BESAM'ın düzenlediğı panelin konuşmacılan Talat S. Hahnan, Adnan Binvazar ve Yüksel Pazarkaya. Aynı salonda 13.00-14.15 arasın- daysa "Avrupa'daki ve Tür- khe'deki Çocuklann Kitap Seçme Olanaklan"" konusu ele alınacak. Çocuk ve Genç- lik Yayınlan Derneği'nce dü- zenlenen panele, Gûlçin Al- pöge, Şükran Kara, Necdet Eydim konuşmacı olarak ka- tılacaklar. Aynı gün Büyükada Salo- nu'nda 12.30-İ3.45 saatleri arasında "fiköğretnnlçin 100 Temel Kitap" konulu panel yeralacak. BilgiYayınevi'nce düzenlenen panelin konuş- macılan Mavisel Yener, Ay- tül Akal, Muzaffer tzgü ile Sadık Aslankara. Karadeniz Salonu'nda da 18.00-19.00 saatlen arasın- da "Edebiyattan Müağe" başlıklı dinleti-söyleşı yapı- lacak. TÜYAP tarafından gerçekleştirilen etkinlikte TünaKiremitçi(gitar), Saki Çimen (piyano) ile Uğur Ak- yürek(keman) dinleyicilere konu çerçevesinde örnekler sunacak ve söyleşecek. Arzu Filiz Güngör'ün beş başlık altında topladığı sergisi, 11 Kasım'a dek açık FotoğrafVakfi Galerisi'nde 'Yakınhklar' Kültür Servisi - Fotoğraf sanatçısı Arzu FiBz Güngör'ün beş başlık altında topladığı 'Yakınlıklar' sergisi, FotoğrafVakfi Galerisi'nde 11 Kasım'a dek görülebilir. Beş ayn başlık altında toplanan 30 fotoğraftan oluşan sergide, farklı olanaklann birleşimiyle yola çıkılıp 1999-2005 yıllan arasmda üretilen fotoğraflann tümü sayısal ortamda sonuçlandınldı. 'Düşlediğim Bu Değildi', 'Tören', 'Beraber', 'Şehir', 'Tabiat' başlıklannı taşıyan dizelere konu üzerine kısa metinler eşlik ediyor.'Yakınlıklar' ilk olarak 16 Şubat-14 Mart 2005 tanhlen arasuıda Izmir Başak Sigorta Sanat Galerisi'nde sergilenmişti. Arzu Güngör sergisi hakkında şunlan söylüyor: "Mesafelerimize, beklentüerimize, hayal kınklıklanmıza; kendimizi sakmamadığımız -hatta içine özlemle düştüğümüz- evcil cenderelere. diğerlerini ne kadar umursadığımıza, saldırgan/medeni piramiüer olarak inşa ettiğimiz 'yuva'lanmız ve rahatsız hayatlanmıza dair (astanda kendime dair) bir şe> leri anlamaya ve söylemeye çalışıyorum.'' Sanatsal bir anlatım olanağı olarak gördüğü fotoğrafla ilgilenmeye 1987'de iFOD/lzmir Fotoğraf Sanatı Derneği'nde başlayan sanatçı, DEÜ Güzel Sanatlar Fotoğraf Bölümü'nde 1996-97'de 'Fotoğraf Kompozisyonu' ile 1997-98'de 'Bilgisayar Ortammda Fotoğrafik Tasarım Teknikleri', 2001 'de Özgür Üniversite Izmir Şubesi'nde, 'Fotoğraf Atölyesi' derslerini verdi. Halen Geniş Açı Fotoğraf Sanatı Dergisi'nin gönüllü Izmir temsilcisi. (0 212 259 45 27) Beş ayn başlık altında toplanan 30 fotoğraftan oluşan sergide, farkh olanaklann birieşimiyte yo- la çıkılıp 1999-2005 yıHan arasmda üretilen fotoğraflann tümü sayısal ortamda sonuçlandmkn. 5. BiTs Kısa Film Yanşması'nın Ödül Töreni Babylon1da Kültür Servisi - Bil's'ın Bilgı Üni- versitesi Öğretim Görevlisi \ e sinema eleştirmeni Fatih Özgüvenın danış- manlığında düzenlediği kısa film ya- nşmasının fınali, 18 Ekun 2005 Salı gü- nü Babylon'da yapılacak. Bu yıl beşincisi düzenlenen yanş- maya katılan yapıtlardan, gösterime değer bulunanlann toplu olarak seyre- dilebileceği gecede, kazanan yönet- menlere ödülleri de verilecek. Kısa film tanımının dışına çıkma- mak, 15 dakikayı geçmemek ve en çok iki yıl önce çekiîmiş olmak kajdıyla ko- nu kısıtlaması olmaksızın, pelikül (35, 16, 8, süper 8) ve vıdeo filmi forma- tuıda yapıtlann katıldığı yanşmanın bu yılki seçici kurulu Fatih Özgüven, Ka- ya Özkaracalar. Esin Küçüktepepınar ve Fikret Kuşkan'dan oluşuyor. 2001 'de bınncilık Adnan Eüal" ın 'D- Şifre' ile BelminSöylemez'in 'Zap' ad- lı kısa filmleri; 2002'de birincilik ödü- lü Fatih Kızılgök'ün 'Sekiz', Emre Akav'ın 'Proxemiqui' ile Tunç Eren- kuş'iın 'Adak' adlı kısa filmleri;, 2003'te birincilik ödülü Dağha Celayir'in •\lakinelerin Isyanı ile Ahmet Sön- mez'in 'Kopi'si adlı fılmlere; 20O4'te DenizBuga'nın 'Kardeşler' ile Mehmet Bahadır Er'uı 'Goy Goy' adlı filmleri arasmda paylaştınlmıştı. YAZIODASI SELtM tLERİ Yahya Kemal'in Bir dnerisi 2005 yılının Eylül'ü de geçip gitti. Bilmiyorum, "Günler kısaldı" diyenler oldu mu: Günler kısaldı. Kanlıca'nın ihtiyaıian Bir bir hatırtamakta geçen sonbaharlan. Şüphesiz, "Eylül Sonu "nun Kanlıca'sı çoktan bambaşka bir semt oldu. Dünkü Boğaziçi şimdi sadece edebiyatımızın bazı sayfalarında, resim sanatının bazı verimlerinde yaşıyor... Yahya Kemal, Boğaziçi'nin Bizans zamanında olmadığını söyler. Tek tük köyler, bir iki kilise dı- şında burası ıssızdır. Boğaziçi, fetihten sonra ku- rulacak, Kavaklar'a kadar, bayındır ve yalnız ken- dine benzer bir belde olacaktır. Boğaziçi, bir uçtan bir uca, göl göl gider. Yahya Kemal, Istanbul'un semtlerinde, her biri diğerinden başka, şekil açısından çok farklı ha- valann hissedildiğini de söylemiş: "Bir semtten diğerine geçerken, bir yıldızdan biryıldıza geçmiş kadarbaşkalık" duyulur. "Kan- dilli, Anadoluhisan, Kanlıca, Çubuklu birbirine komşu köylerdir; lâkin her birinin çerçevesi, ha- vası, güzelliği başkadır. Birinden ötekine geçer- ken manzara değişir." Yangınlar, manzaranın degişkenliğine son ver- miş. Bugün, yeni hayatımızın yeni koşullan çerçeve- sinde yine "birmilli Boğaziçiyaratmak" önerisi Yah- ya Kemal'in. Milli Boğaziçi'nde tarihin varlığını du- yumsamak, demeye getiriyor şair. Tarihi eserleri korumak konusunda Bahriye Na- zırı Cemal Paşa'yaveHisarlarKomisyonu'nagö- rüşlerini açıklamış "Eylül Sonu" şairi. Yaklaşık doksan yıl sonra bu görüşleri okumak keder ve- riyor: "Hisar'ı harap halinde muhafaza etmeye taraf- tanm. Bu harabe şimdikihalinde bırakılmalı ki, göz- lerimizin alıştığı timsalinin tesirini verebilsin. Bu şekil ikiyüz seneden beri Boğaziçi'nin muh- teşem manzaralan sahnesine birhassa-i fârika ol- muştur. Ben Hisar'ın bugünkü şekillerinden hiçbirini değiştirmeyeceğim. Benim fikrime göre tamir mesaisi bu hadler dahilinde kalmalı: Yıkılmak teh- likesine maruz kalan kârgir işler her tarafından en ince biritina ile takviye edilmeli, bu ameliyede bir zamanki inşaat usulleri gözetilmeli, bu inşaat ka- bilse orada bulunacak eski taşlardan vücuda ge- tirilmeli, bulunacak olan Bizans devrinden kalma öteberi parçalar taraçalar üstüne konulmalı." Yahya Kemal, tarihi eserierin eskilik, eskimişlik duygusundan bütün bütüne yalıtılmayarak ko- runmasını önermiştir. Ne var ki, eni konu anlamlı görüşleri ciddiye alınmamış. Istanbul'un dört bir yanında hem Bizans'ın hem Osmanlı Imparator- luğu'nun mimari eserleri tuhaf onanmlara uğratıl- mış. Yahya Kemal'in bize anlattığı Boğaziçi debde- beden, şatafattan uzak görüntüler sunar. Bu an- latış, Abdülhak Şinasi'nin görmezden geldikle- rini söyler. Boğaziçi sadece bir üst tabaka uygar- lığını temsil etmez. Boğaziçi'nde de emeğiyle ge- çinmeye çaiışanlan yakalanz. Siyasî Hikâyeler'in "Râif Efendi'nin Katli" par- çasını okuyun; Hisar'ın çizdiği Rumelihisan'ndan çok farklı bir ortamla karşılaşırsınız. Nahid S<rn Orek'in Sultan Hamid Düşerkeri'deki Rumelihi- san yalısıyla da hiç benzeşmeyen bir ortamı, Yah- ya Kemal, birkaç cümlede, birkaç satırda çarça- buk çizebilmiştir: IskeleCamii'nin önünde, oradaki kahvenin mü- davimleri, kayıkçılar, balıkçılar... Raif Efendi'ye gelince, "devlet mansıplanndan" aynldıktan sonra buraya yerleşmiştir. "(...) çok kimseyle görüşmez, ekseriya namazlannı Iskele Camii'nde kılar, pek tenha günlerde oradaki kah- venin önünde, ağaç altında nargile ve kahve içer ve yalnız o kadarcık görünürdü." "Hisar'ı harap halinde muhafazaya taraftanm" sözü, herhalde, Boğaziçi'ndeki şatafattan uzakya- şamayı da kollamak, hatıriatmak istiyordu... Önerilen Kitap / Cinayet Saati, Peter Ackroyd, Burçin Karamercan'ın çevirisi, Can Yayınlan, 2002 Yap Kredl Kültür Sanat Yayıncıtak • Kültür Servisi - Yapı Kredi Kültür Sanat Yayıncüık'ın yeni yönetim kurulu belirlendi. Koç Finansal Hizmetler'den yapılan açıklama- da, Yapı Kredi Kültür Sanat Yayıncılık'ın ön- ceki gün gerçekleştirilen Olağanüstü Genel Kurulu"nda yeni yönetim kurulu üyelerinin seçildiği belirtilerek Yönetim Kurulu Başkan- lığı'na Ömer Koç'un, Başkan Vekilliği'ne Koç Finansal Hizmetler Üst Yöneticisi (CEO) Kemal Kaya'nın getirildiği bildirildi. Yönetim kurulunun diğer üyelerinin de Federico Ghizzoni, Massimiliano Moi ve Tülay Güngen olarak belirlendiği belirtildi. ^Cumhuriyet ^ . K İ T A P L A R I İmza Günü 12 Ekim 2005 Çarşamba Reşit Aşçıoğlu Saat: 16:00-17:30 24. Istanbul Kitap Fuan, Tüyap Beylikdüzü Salon no: 3, Stand no: 301
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle