Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 17 OCAK 2005 PAZARTESİ
4 CHP KURULTAYINA DOGRU
Delegelerle buluşan CHP lideri, 'Parti eşrafinın tercihleri bize yol gösteremez' diyerek tnönü'ye tepki gösterdi
Baykal:Anadolu'yutamyacağız
CHP lideri Deniz Baykal.
TÜREYKÖSE
ANKARA-CHP Genel Başkanı Deniz
Baykal, dün Ankara'da 7 ilin delege, yö-
netici ve milletvekilleriyle bir araya ge-
lirken, son günlerde kendisini hedef alan
açıklamalar yapan Erdal tnönüve bazı es-
kiparti yöneticilerine tepki gösterdi. Bay-
kal,"CHPdeğişmezsetariholur'' diyen Inö-
nü'ye "Zaten gelmemi de istememişti"
karşıhğını verdi. Baykal, "CHP Genel
Başkanı olarak lıiç kimseye ağabey de-
mem.Partieşrafinın tercihleribizeyol gös-
teremez" diye konuştu.
Baykal, dün Çankaya Çağdaş Sanatlar
Merkezi'nde Ankara, Kınkkale, Çankı-
n, Karabük, Bartın, Zonguldak ve Eski-
şehır delegeleriyle bir araya geldi. Bay-
kal, Kurban Bayramı sonuna dekbölge top-
lantılanm tamamlayacaklarını vurgular-
• Olağanüstü kurultay öncesi bölge toplantılannı
sürdüren CHP lideri Baykal, toplumun büyük bir
dikkatle CHP'yi izlediğini belirtti. CHP'nin
"Türkiye'nin düşürülmemiş bir kalesi" olduğunu
söyleyen Baykal, kurultaydan güçlenerek çıkacaklarını savundu.
ken "BütünAnadolu'yutarayacağız" de-
di. Toplumun büyük bir dikkatle CHP'yi
izlediğine dikkat çeken Baykal, şunlan söy-
ledi: "Şunu herkes bilmelidir ld, biz sade-
cepartiiçi konuyla meşguldeğiliz. CHP'de
dainıa parti içinde sorunlar olur. Ama
şimdi olay bunun ötesinde. Bütün Türki-
ye'nin ilgisi ve bir anlamda umudu, des-
tcği CHP'deki bu tartışmanın bütün ülke-
miz için güven veren bir sonuca bağlan-
masıdır. Bu kurultaydan CHP güçlene-
rekçıkacaktır. Telaşgerektiren bir durunı
yoktur. Bütün bu sorunlan aşanz, aşaca-
ğız. CHP, Türkiye'nin düşürülmemiş bir
kalesi. CHP, hiçbir yolsuzluğun ctkin ola-
maycağıbir dürüstlükabidesidir. Bu kim-
liği ile bir kez daha bu tarüşmalardan çı-
kacak ve Türkiye'nin onurlu bir siyasi
partisi olarak siyasi hayaümızdaki işlevi-
ni etkin bir şekilde sürdürecektir."
ABD'nin planlan
Baykal, "ABD Incirlik'i kullanmakis-
tiyor. Planlarmm önündeki en büyük en-
gel CHP'dir. Bu nedenle bizi zayıflatmaya
calışıyorlar" dedi Baykal son günlerde Er-
dal Inönü, Altan Oymen ve Tarhan Er-
dem gibi eski parti yöneticilerınin yaptı-
ğı bazı açıklamalarla ılgili olarak da şu gö-
rüşleri dile getirdi:
"Erdal Inönü zaten gelmemi de isteme-
mişti. Fırsat geçti, görevlerini yapnlar, ba-
şanh oiamadılar. Artık bir kenarda otu-
run, karışmayın. Herkes bir köşe rutmuş,
konuşuyor. CHP Genel Başkanı olarak
hiç kinıseye 'ağabey' demem, Idşiolarak
derim. Parti eşrafinın tercihleribizeyolgös-
teremez. Onlann dediklerini yapsaydık,
parti çok daha kötü durumda olurdu."
Baykal'ın, güvenoyu alması gerektiği
yolundaki açıklamalarla ilgili olarak "Ben
zaten 6ayöncegüvenoyualdım" dediği öğ-
renildi. Baykal, toplantıda, Sangül'e ağır
eleştirilerdebulundu. Baykal, "Herdönem-
de herpartideihanet olur. Ama CHP güç-
lü bir parti, üstesinden gelir" dedi.
AYLlN SARIGÜL DE ÇALIŞIYOR
Delege eşlerine
telefon kıtlisi
• CHP'de Sangül delegelerle
"istişare" toplantısı yaparken eşi
Aylin Hanım da delegelerin eşlerine
telefonla ulaşarak destek istiyor.
HAKANDİRtK
tZJVÜR-CHPkurulta-
yı öncesinde genel başkan
adayları farklı taktiklerle
delegelere ulaşmaya çah-
şıyor. Genel başkanlık is-
teği kurultay karanna yol
açan Mustafa Sangül, de-
legelerle bölge toplantıla-
rında buluşurken eşi Ay-
lin Sangül de CHP lide-
rini belirleyecek delege-
lerin eşlerini tek tek ara-
yarak oy istiyor. Mustafa
Sarıgül de bizzat delege-
lerle telefon dıplomasisi
yürütüyor.
29 Ocak'taki kurultay
yaklaştıkça iyice "değer-
lenen" delegelere "eş
markajı''uygulanıyor. Sa-
rıgül'ün kurmaylan, ön-
ce delege eşlerinin tele-
fonlarına ulaşıyor. Ardın-
dan Aylin Sangül, dele-
ge eşlerine bağlanıyor ve
halkın Deniz Baykal'a il-
gi göstermediğini anlat-
maya başhyor. Süreklı
eşiyle birlikte görüntü ve-
ren Aylin Sarıgül, "Des-
teğinizibekliyonız" diye-
rek kendi cep telefonu nu-
marasını delege eşlerine
veriyor.
Aylin Sangül 'ün ileti-
şime geçtiği Izmir kunıl-
tay delegesi Tacettin Ba-
yır' ın eşi Tülay Bayır, te-
lefondaki sesi, "heyecan-
lı ve titrek bir ses" diye
tanımhyor. Daha önce
milletvekili aday adayla-
rının eşlerinden telefon
aldıklarını ancak ilk kez
bir genel başkan adayı eşi
tarafından destek isten-
diğini dile getiren Bayır,
pek çok yörede bu takti-
ğin etkili olabileceğini
söylüyor:
"Aylin Hanım çok hız-
lı konuştu. Birazheyecan-
lıydı. Bu taktik bir ilk ol-
du. Ama doğal karşıla-
dım. Ülkenin batısı ile do-
ğıısu arasında çok fark
var. Aydın kesim bayanlar
yalnızca sohbet ederama
oralarda bu etkili olabi-
lir.Biz, duygusallığa kapı-
lıp eşinıize 'şunu destek-
le' demeyiz. Ancak bir
bayanın aranması, ken-
disinin önemli hissettiril-
mesi işe yarayabiUr. Aile-
dekararlar erkeklertara-
lindan almmış gibi görü-
nür ama çoğunda kadın-
lann imzası vardır. Aylin
Hanım ile Mustafa Bey
her türlü yolu deneyecek-
ler gibi görünüyor. Mus-
tafa Bey'in isnıi, eşi tara-
fından da gündemde tu-
tuluyor."
Eşi Izmir 11 Genel Mec-
lisi Üyesi olan kurultay
delegesi Recai Acar da
bu yöntemin bazı kesim-
ler üzerinde etkili olabi-
leceğini kaydediyor. Eşı-
nin yanı sıra Mustafa Sa-
ngül'ün de bizzat dele-
geleri arayarak ikna et-
meye çalıştığını anlatan
Acar, "Altyapısıbirazza-
yıf olan delegeler, rüzgâ-
ra göre yön değiştirenler
etkilenebilir" diyor.
Mustafa Sangül
eşi Aylin
Sangül'le
birlikte yurt
gezileri
kapsanunda
partUilere
seslenmeyi
sürdürüyor.
Sangül son
olarak
Gaziantep'te
partilUerle
buluştu.
(Fotoğraf: AA)
Sangül: Atama dönemibitecek
Gaziantep'tepartilüere seslenen Mustafa Sarıgül, ErdalInönü, Hikmet Çetin ve
Murat Karayalçın gibi isimleri CHP çatısı altında bir arayagetireceğini söyledi
BEKİRŞAHtN
GAZİA1NTEP - CHP genel başkanlığına
aday olması beklenen Şişli Belediye Başka-
nı Mustafa Sarıgül, "Benim mücadelem kol-
tuğa sevdah olanlarla laik Türkiye Cumhu-
riyeti'ne sevdah olanlann mücadelesidir" de-
di. Sarıgül, 29 Ocak'taki kurultaydan sonra
Erdal Inönü, Murat Karayalçın ve Hikmet
Çetin başta olmak üzere sosyal demokrat lı-
derlerin CHP çatısı altında buluşmasını sağ-
layacağını söyledi. Sangül'ün 9 ıldeki 141
delegeden 95'inin imzasını aldığı öğrenildi.
11 milletvekiliyle birlikte Gaziantep'e gi-
den Sarıgül'ü, Gaziantep, Osmaniye ve
Şırnak il başkanlarıyla bazı kurultay dele-
gelerı karşıladı.
Baykal'ı eleştirmeyi sürdürdü
Delegelerle bir araya geleceği otelin önün-
de partilüere seslenen Sangül, "Bundanson-
ra CHP örgütlerinde görevden alma gibi bir
keümeyi asla duymayacağı/. Bundan sonra
CHP'de atama ve tayin kelimelerini duyma-
yacağı/, CHP'de yağ çekenler, el etek öpen-
ler, ahbap çavuş ilişkileriyle aslaveasla bir ye-
regelemeyecek" diye konuştu. Baykal'ın böl-
ge toplantılan düzenlemesıni de eleştiren Sa-
ngül, "Sayın Baykal, 43 yıldır Türk siyasi ya-
şamuııniçerisindeveson 15 yıldırda genel baş-
kanımız. Bugüne kadar kendini tanıtamayıp
da bugünden sonra kendini tanıtmak, dü-
şüncelerini anlatmak için bölge toplanblan-
na çıkmışsa yolu açık olsun" dedi.
Kurultayın 2 bin kişilik salonda yapılma-
sını de eleştiren Sangül, "Bu arada beni de
kurultay salonuna sokmayacaklarmış. Beni
kurultay salonuna sokmayacak adam daha
anasından doğmadı" diye konuştu.
Açıklamaları gerginlik yaratır diye MYK üyelerinin yemeğine katılmaması istendi
TarJa'ınn değişim isteği kızdırdı
BülentTanla.
lstanbul Haber Servisi - CHP
Bilim Yönetim Kültür Platformu
Üyesi BülentTanla, dün gece mer-
kez yürütme kurulu (MYK) üye-
lerinin toplandıgı akşam yemeği-
ne katılmadı. Tanla, cuma günü
yemeğe katılması için kendisının
davet edildiğıni, ancak cumartesi
günü "gerginlik'' yaratacağı ge-
rekçesiyle davetin gen alındığını
söyledi.
CHP Genel Başkanı Deniz Bay-
kal'ın yakın ekibinden Bülent Tan-
la'nın, yönetimle ılgili eleştirileri
nedeniyle MYK üyelerinin top-
landığı yemeğe katılmasından son
anda vazgeçıldi. Tanla, "Cuma
• Baykal'a "yönetimi tümüyle değiştir" çağnsı yapan
lstanbul Milletvekili Bülent Tanla'ya, eleştirileri
gerginlik yaratacağı gerekçesiyle MYK üyelerinin
yemeğine katılması yönünde yapılan davet geri çekildi.
"Insanlar farkh düşüncelerde ola-
bilir ama aynı masa etrafinda top-
günüMustafa Özdilekbeni yeme-
ğe davetetti. Cumartesi günü, Öz-
dilek beni tekrar arayıp yaptığım
açıklamaların MYKüyderiarasın-
da gerginlik yaratabileceğini söy-
ledi. O zaman ben de getmiyorum
dedim. Genel başkanın bundan
haberi varmı diye sordum.. ancak
biryanıtverilmedi" dedi. Demok-
ratik bir ortamda yaşama isteğin-
de olanlara bu tür davramşlann
yakışmadığını dile getiren Tanla,
lanıp yemek yiyebilirler. Bu duru-
mu çok yadırgadım" dedi.
Değjşim istemişti
Tanla, geçen hafta yaptığı açık-
lamada, CHP lideri Baykal'a "yö-
netimi tümüyle değiştir'', MYK
üyelerine de "kunıltaydayeniden
aday olmayın" çağnsı yapmıştı.
Kendisinin MYK üyelerine örnek
olması için 29 Ocak'taki kurul-
tayda hiçbir parti yönetimıne aday
olmayacağını belırten Tanla, ku-
rultayın değişim için fırsat olaca-
ğını ifade etmişti. CHP'de lider
değil, yönetim sorunu olduğunu
vurgulayan Tanla, değişim çağn-
sında şu görüşleri dile getırmişti:
"Partimizin yenileşmeye, taze-
lenmeye, yeni bir başlangıca ihti-
yacı vardır. Bu kurultayuı banşçı
ve demokratik koşullarda yapıl-
ması, CHP'ye yakışan en doğru
tutumdur. Parti içindekihım grup-
lanve adayları çanşmayaratacak
davranışlardan uzak durmaya ve
sorumludavranmaya çağınyorum.''
NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR oralcalislar@cumhuriyet.com.tr
"Aldanış" (Doğan Kitap) Inci Ase-
na'nın ilk romanı. Elime aldım ve bir so-
luktaokudum. Birşehirli kadının, Istan-
bullu bir kadının yitirdiği eşinin ardından
başına gelenler, romanın ana temasını
oluşturuyor. Gönül, eşi Yavuz 60 yaşın-
da öldüğünde istikrarlı ve güvenilir bir
ilişkileri olduğunu düşünüyordu. Ama
olaylar hiç de onun düşündüğü gibi ya-
şanmamıştı. Yavuz'un başka bir kadın-
la uzun süren bir ilişkisi vardı. Üstelik da-
ha da ileri gitmiş, oturdukları evirı üçte
birini de bu kadının üzerine yapmıştı.
Gönül, eşinin ölümünden sonra öğ-
rendiği bu gerçeklerle baş edebilmek,
kendisine yeni bir hayat çizebilmek için
didinip duracak, Amerika'da okuyan
yakışıklı oğlunun eşcinsel olduğunu öğ-
renmek onda yeni bir şaşkınlık daha
yaratacaktı.
Aldatılmak, kadınlar için ne anlam
ifade ediyordu? Inci Asena romanın bir
bölümünde kadınlar açısından aldatıl-
mayı tanımlamaya çalışıyor: "Kadınla-
înci Asena'nm 'Aldanış' Romanı
rın aldatıldıklarını anlamamalarına pek
rastlanmaz. Nasıl birevrim onları usta
birer tazıya dönüştürmüştür - bilim
adamlan bu konu üstünde de çalışıyor-
lardırmutlaka. Beyinlehnin çoknokta-
lı çalışma düzeninden mi, dişilik güdü-
leriylemi, öz savunma sistemi mi, top-
lumsalgüvensizliğin doğurduğu birso-
nuç mu? Bunun doğru düzgün biraçık-
laması biryerlerde olmalı. Ama sözko-
nusu aldatılma oldu mu, gözleri başka
türlü görür, kulakları başka türlü işıtir,
burunlart başka türlü koku almaya baş-
lar. Evrenin dört biryanından sinyaller
gelirsanki. Beyinlerinin öyle durumlar-
daki çalişmasını mutlaka kayda almak
gerekir. Tez-antitez-sentez üçlemesinin
en başanlı örneklerini sergilerler. Bu
noktada işler tersine dönmeye başlar,
Kesin kanıtgereklidir. Kadın sentez ko-
nusunda öylesine başanlı olduğunu
bilmediğinden kesin kanıt bulamadık-
ça kendisine güvenemez. Yanılıyorola-
bilirim düşüncesiyle gerekli adımları
atmaz, içinde biriken bulgularla buna-
lıma sürüklenir. Aslında zayıfladığı nok-
ta da burasıdır. Gerçekten birkanıt bul-
mak istememektedir. Çünkü sonrası
bilinmezdir."
Gönül, bu duygulara belkı de hiç ka-
pılmamıştı. Bir aldatılma kaygısına, der-
dine düşmemişti. Belki de önemseme-
mişti. Bir ölüm ve ardından peş peşe or-
taya çıkan bulgular onu serseme çevir-
mişti. Şu duygular içindeydi: "Bunun için
düşünmekten, geçmişi anımsamaya
çalışmaktan başka yapabileceği fazla
birşeyyoktu. Hiç kimseyle konuşama-
yacağını biliyordu. Aşağılanmışlığını
başkasıyla paylaşacak gücü bulamaz-
dı kendinde. Acaba kimler biliyor, so-
rusu kafasını kurcalıyordu Gönül'ün.
Avukat Yusuf'tan başka. Yusuf biliyor-
saAyda da biliyordur, karısı. Ayda, Yıl-
dız'a anlatmıştır mutlaka. Yıldız, Gö-
nül'ün en yakın arkadaşı kimseye söy-
lemez. Gönül, kafasındazincirlerkuru-
yor, yakın bağlantılarbulmaya çalışıyor-
du... Arkasından gülmüşlermiydi? Acı-
mışlar mıydı? Utanç verici durumun
ne denli yayılmış olabileceğini kestir-
meye çalışıyordu."
"Aldanış" romanı bu tür ikilemler için-
deki Gönül'ün sonradan ortaya çıkan gö-
nül yarası üzerine kurulmuş. Sonrası, ye-
ni arayışlar, geçmişle hesaplaşmalar.
Yakın arkadaşlarla dertleşmeler, rakip
kadınla karşılaşmalarla sürüp gidiyor.
"Aldatmak" ve "aldatılmak", kadın-
erkek ilişkılerının çoktemel öğeleri ola-
rak üzerinde çok şeyler yazılıp söylen-
miş temalar. Inci Asena bu temayı bir
kadın üzerinden ve farklı bir bağlamda
yeniden ele alıyor.
Yıllar önce şimdi sağlık sorunlarıyla
boğuşan sevgili Duygu Asena, benim-
le "Kadınlara Dair" kitabım üzerine Mil-
liyet Sanat dergisi için bir söyleşi yap-
mıştı. Bu söyleşide "aldatmak" konu-
sunu konuşmuştuk. Ona şunlan söyle-
miştim: Aslında iki insan arasındaki iliş-
ki, asıl olarak o iki insanı ilgilendirir. "Al-
datmak" sözcüğünün doğru olduğun-
dan emin değilim. Çünkü, insanın duy-
guları ve bedeni kendisine aittir. Bunu
bir başka insanla paylaşabilir. Nitekim
paylaşıyor da. Bu paylaşmaya aşk da
diyebiliriz, yalnızca sevgi paylaşması
da. Üçüncü insan böyle bir ilişkinin an-
cak dolaylı tarafı olabilir.
Inci Asena'nm "Aldanış" romanı, iş-
te bu son derece insani konuyu yeni-
den baştan gündeme getiriyor. Tabii ki
bir kadının gözüyle baktığı için roman
farklı bir anlam kazanıyor. Romanın geri
kalan bölümü nasıl mı gelişiyor? Onu da
okuyarak görün diyorum.
2000'Lİ YILLARDA
ERDAL ATABEK
Karne...
Eğitim kurumlarında yarıyıl tatili başladı, karne-
ler verildi. Karne notlan, tartışmalar, öğrencilerin ders-
lere ilgisizliği, onlara haksızlık yapıldığı gibi pek
çok konu evlerde dolaşacak, bir süre sonra da or-
talık yatışacaktır.
Keşke her şey sadece bu karne notları kadar ko-
lay anlaşılır olsaydı.
Ülkemizde eğitim kalitesinin ne denli düştüğü göz-
le görülür düzeyde.
llköğretim, lise giriş sınavlarına endekslenmiş.
Lise öğretimi üniversite sınavlarına odaklanmış.
Kişilik eğitimi, karakter eğitimi, davranış eğitimi
bilinmiyor bile.
Çocuklar, gençler her gün daha da karmaşık
duruma gelen yaşamın önünde sürüklenip giden
yapraklara dönmüşler.
Herşeye kayıtsız, ilgisiz, normsuz, umutsuz, günü-
nü yaşamaya çalışan kuşakların dönemine girilmiş.
Şimdi verilen karneler bütün bunları açıklıyor mu?
Annelere babalara da karne verilseydi acaba na-
sıl notlar görürdük?
"Çocuklarını tanıma" kaç not alırdı?
"Çocuklarının kişiliğini anlama" notu ne olurdu?
"Çocuklarına doğru değerler kazandırma" no-
tuna ne verilirdi?
Bugün çocukların, gençlerin yaşadığı değersiz-
lik, anlamsızlık boşluğunda ailelerin rolü nedir? Bu-
nu hangi karnede görebiliriz? Böyle bir karne yok.
Ya öğretmenlere not verilseydi?
Konuyu ezberletip geçen öğretmenle konuyu
kavratmaya, öğretmeye çalışan öğretmen arasın-
da nasıl not farkları olurdu?
öğrencilere bilgi yükleyen öğretmenle, onları dü-
şündürten, ufuk açan öğretmen arasındaki farkla-
rı gösteren bir karne var mı?
Ya eğitim yöneticilerine karne verilseydi?
öğrencilerini tanıyan, onları nesnel değerlendir-
meye çalışan, onları geliştirmek için çaba harca-
yan eğitim yöneticisi elbette tam not alırdı.
Ama bunun yanında kendi yerini korumaya çalışan,
bütün çabasını yukardakilerle iyi ilişkiler kurmaya ayı-
ran okul yöneticisinin karne notları nasıl olurdu?
Milli Eğitim Bakanı'nın, yardımcılarının karneleri
nerede?
Basının karnesi nerede?
Gazeteler, dergilersayfalarında, eklerindeeğlen-
ceye, magazin konularına, futbola verdiği yerin ya-
nında eğitime, çocuk gelişimine, gençlerin durumu-
na, aile yapısına ne ölçüde yer veriyor? Basının
karne notları nasıl olurdu acaba?
Ya televizyonların karnesi nasıl notlarla dolardı?
Televizyon haberlerinde, yorumlarında, dizilerin-
de eğitime, öğrencilere, öğretmenlere ne ölçüde yer
veriliyor, hangi değerlerle yaklaşılıyor?
Televizyon dizilerinde çocuklara, gençlere hangi
mesajlar veriliyor?..
örneğin "KurtlarVadisi", gençlere "İyi bireğitim gö-
rün, iyı birmesleğiniz olsun" mesajını mı iletiyor?.
Örneğin, "Gelinim Olur musun?" dizisi, kendi
kararını verebilen, özgürdüşünen genç modelini mi
özendiriyor?..
Bu televizyonların karnelerinde hangi notlar yer
almalı acaba?
Yöneticilere de karne vermek doğru olmaz mı?
Başbakan'a da karne vermek gerekir. OECD ra-
porundaki matematik sıralamasında, okuduğunu an-
iamada, fen bilgisinde son sıralarda yer almamız ko-
nusunda sessiz kalmasına ne not vermeli?..
Muhalefete de karne vermeli. Başta lıderlerine,
sonra da partilerine not vermeli. Kendi içlerindeki
kavgalardan başlarını kaldırıp da eğitim sorunlarına
bakamayışlarına, gençlerin bugününe veyarınına iliş-
kin sessizliklerine karnede ne notlar vermeli acaba?
Aslında herkesin kendi karnesi olmalı.
Herkes, kendi durumuna, kendi tutumuna, ya-
şamla ilişkisine not vermeli.
Yaptıklarına, yapmadıklarına, yapamadıklarına
kendisi not vermeli.
Herkesin kendi karnesi olmalı.
Notlarını da içtenlikle vermeli.
Böyle olmalı ki, durumumuz anlaşılsın.
Sınıfı geçtik mi? Bütünlemeye mi kaldık? Sınıf-
ta mı kaldık?
Bir bilebilsek? Bir anlayabilsek? İyi olurdu değil
mi?..
e-mail:erdalatak ' superonline.com
faks:02125139098
CHPIi muhaliflerden çalışma
APJ
dengödemd istemi
ANKARA (ANKA)-
CHP'li muhalif millet-
vekilleri, olağanüstü ku-
rultaya Avrupa'dan göz-
lemci gelmesi için çalış-
ma başlattı.
Şişli Belediye Başka-
nı Mustafa Sangül'ün
genel başkanlık adaylı-
ğını destekleyen bazı
CHP millervekillerinin,
Avrupa Parlamentosu
Sosyal Demokrat Grubu
ve Sosyalist Enternas-
yonal'den kurultaya göz-
lemcı yollanmasını ta-
lep ettığı öğrenildi.
Kurultayın antidemok-
ratik geçeceğinden en-
dişeleri olduğunu belır-
ten milletvekilleri, anti-
demokratik kurultayın
Sosyal Demokrat gele-
neğe uymadığı görüşün-
den hareketle çalışma-
lannı yoğunlaştırdı.
AP Sosyal Demokrat
Meclis Grubu temsilci-
lerinin kurultaya katıla-
rak kurultaydaki oyla-
mayı izlemesini isteyen
muhalif milletvekilleri,
bu konudaki AP Sosyal
Demokrat Grubu'nun
harekete geçmesini de
talep etti.
22 mllyara alıcı bekllyor
Ecevifin aracısatılıyor
DİYARBAK1R
(Cumhuriyet Bürosu) -
Eski Başbakan Bülent
Ecevit'in kullandığı zırh-
lı makam aracı şimdiki
sahibı sıgorta işletmeci-
si Sinan Esmer tarafın-
dan 22 milyar liraya Di-
yarbakır'da satılığa çı-
kanldı.
TOFAŞ tarafından sa-
dece 2 adet üretilen araç,
DYP Genel Başkanı
MehmetAğarve Bülent
Ecevit'te bulunuyordu.
Ecevit'in makam aracı,
Tasfıye îşleri Döner Ser-
maye lşletmeleri (TA-
SİŞ) tarafından ihale
usulüyle satıldı. Aracı
alan Dıyarbakırlı özel
sigorta işletmecısi Sınar,
Esmer, "2 günde yakla-
şık40 kişiarayarakaraç-
la ilgili bilgi aku." dedi.
Esmer, camlannın ka-
lınlığının yaklaşık 6 san-
timetre olduğunu ve ara-
cın hiçbir yerden kurşun
geçirmediğinı söyledi.