18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 17 OCAK 2005 PAZARTESİ 4 CHP KURULTAYINA DOGRU Delegelerle buluşan CHP lideri, 'Parti eşrafinın tercihleri bize yol gösteremez' diyerek tnönü'ye tepki gösterdi Baykal:Anadolu'yutamyacağız CHP lideri Deniz Baykal. TÜREYKÖSE ANKARA-CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, dün Ankara'da 7 ilin delege, yö- netici ve milletvekilleriyle bir araya ge- lirken, son günlerde kendisini hedef alan açıklamalar yapan Erdal tnönüve bazı es- kiparti yöneticilerine tepki gösterdi. Bay- kal,"CHPdeğişmezsetariholur'' diyen Inö- nü'ye "Zaten gelmemi de istememişti" karşıhğını verdi. Baykal, "CHP Genel Başkanı olarak lıiç kimseye ağabey de- mem.Partieşrafinın tercihleribizeyol gös- teremez" diye konuştu. Baykal, dün Çankaya Çağdaş Sanatlar Merkezi'nde Ankara, Kınkkale, Çankı- n, Karabük, Bartın, Zonguldak ve Eski- şehır delegeleriyle bir araya geldi. Bay- kal, Kurban Bayramı sonuna dekbölge top- lantılanm tamamlayacaklarını vurgular- • Olağanüstü kurultay öncesi bölge toplantılannı sürdüren CHP lideri Baykal, toplumun büyük bir dikkatle CHP'yi izlediğini belirtti. CHP'nin "Türkiye'nin düşürülmemiş bir kalesi" olduğunu söyleyen Baykal, kurultaydan güçlenerek çıkacaklarını savundu. ken "BütünAnadolu'yutarayacağız" de- di. Toplumun büyük bir dikkatle CHP'yi izlediğine dikkat çeken Baykal, şunlan söy- ledi: "Şunu herkes bilmelidir ld, biz sade- cepartiiçi konuyla meşguldeğiliz. CHP'de dainıa parti içinde sorunlar olur. Ama şimdi olay bunun ötesinde. Bütün Türki- ye'nin ilgisi ve bir anlamda umudu, des- tcği CHP'deki bu tartışmanın bütün ülke- miz için güven veren bir sonuca bağlan- masıdır. Bu kurultaydan CHP güçlene- rekçıkacaktır. Telaşgerektiren bir durunı yoktur. Bütün bu sorunlan aşanz, aşaca- ğız. CHP, Türkiye'nin düşürülmemiş bir kalesi. CHP, hiçbir yolsuzluğun ctkin ola- maycağıbir dürüstlükabidesidir. Bu kim- liği ile bir kez daha bu tarüşmalardan çı- kacak ve Türkiye'nin onurlu bir siyasi partisi olarak siyasi hayaümızdaki işlevi- ni etkin bir şekilde sürdürecektir." ABD'nin planlan Baykal, "ABD Incirlik'i kullanmakis- tiyor. Planlarmm önündeki en büyük en- gel CHP'dir. Bu nedenle bizi zayıflatmaya calışıyorlar" dedi Baykal son günlerde Er- dal Inönü, Altan Oymen ve Tarhan Er- dem gibi eski parti yöneticilerınin yaptı- ğı bazı açıklamalarla ılgili olarak da şu gö- rüşleri dile getirdi: "Erdal Inönü zaten gelmemi de isteme- mişti. Fırsat geçti, görevlerini yapnlar, ba- şanh oiamadılar. Artık bir kenarda otu- run, karışmayın. Herkes bir köşe rutmuş, konuşuyor. CHP Genel Başkanı olarak hiç kinıseye 'ağabey' demem, Idşiolarak derim. Parti eşrafinın tercihleribizeyolgös- teremez. Onlann dediklerini yapsaydık, parti çok daha kötü durumda olurdu." Baykal'ın, güvenoyu alması gerektiği yolundaki açıklamalarla ilgili olarak "Ben zaten 6ayöncegüvenoyualdım" dediği öğ- renildi. Baykal, toplantıda, Sangül'e ağır eleştirilerdebulundu. Baykal, "Herdönem- de herpartideihanet olur. Ama CHP güç- lü bir parti, üstesinden gelir" dedi. AYLlN SARIGÜL DE ÇALIŞIYOR Delege eşlerine telefon kıtlisi • CHP'de Sangül delegelerle "istişare" toplantısı yaparken eşi Aylin Hanım da delegelerin eşlerine telefonla ulaşarak destek istiyor. HAKANDİRtK tZJVÜR-CHPkurulta- yı öncesinde genel başkan adayları farklı taktiklerle delegelere ulaşmaya çah- şıyor. Genel başkanlık is- teği kurultay karanna yol açan Mustafa Sangül, de- legelerle bölge toplantıla- rında buluşurken eşi Ay- lin Sangül de CHP lide- rini belirleyecek delege- lerin eşlerini tek tek ara- yarak oy istiyor. Mustafa Sarıgül de bizzat delege- lerle telefon dıplomasisi yürütüyor. 29 Ocak'taki kurultay yaklaştıkça iyice "değer- lenen" delegelere "eş markajı''uygulanıyor. Sa- rıgül'ün kurmaylan, ön- ce delege eşlerinin tele- fonlarına ulaşıyor. Ardın- dan Aylin Sangül, dele- ge eşlerine bağlanıyor ve halkın Deniz Baykal'a il- gi göstermediğini anlat- maya başhyor. Süreklı eşiyle birlikte görüntü ve- ren Aylin Sarıgül, "Des- teğinizibekliyonız" diye- rek kendi cep telefonu nu- marasını delege eşlerine veriyor. Aylin Sangül 'ün ileti- şime geçtiği Izmir kunıl- tay delegesi Tacettin Ba- yır' ın eşi Tülay Bayır, te- lefondaki sesi, "heyecan- lı ve titrek bir ses" diye tanımhyor. Daha önce milletvekili aday adayla- rının eşlerinden telefon aldıklarını ancak ilk kez bir genel başkan adayı eşi tarafından destek isten- diğini dile getiren Bayır, pek çok yörede bu takti- ğin etkili olabileceğini söylüyor: "Aylin Hanım çok hız- lı konuştu. Birazheyecan- lıydı. Bu taktik bir ilk ol- du. Ama doğal karşıla- dım. Ülkenin batısı ile do- ğıısu arasında çok fark var. Aydın kesim bayanlar yalnızca sohbet ederama oralarda bu etkili olabi- lir.Biz, duygusallığa kapı- lıp eşinıize 'şunu destek- le' demeyiz. Ancak bir bayanın aranması, ken- disinin önemli hissettiril- mesi işe yarayabiUr. Aile- dekararlar erkeklertara- lindan almmış gibi görü- nür ama çoğunda kadın- lann imzası vardır. Aylin Hanım ile Mustafa Bey her türlü yolu deneyecek- ler gibi görünüyor. Mus- tafa Bey'in isnıi, eşi tara- fından da gündemde tu- tuluyor." Eşi Izmir 11 Genel Mec- lisi Üyesi olan kurultay delegesi Recai Acar da bu yöntemin bazı kesim- ler üzerinde etkili olabi- leceğini kaydediyor. Eşı- nin yanı sıra Mustafa Sa- ngül'ün de bizzat dele- geleri arayarak ikna et- meye çalıştığını anlatan Acar, "Altyapısıbirazza- yıf olan delegeler, rüzgâ- ra göre yön değiştirenler etkilenebilir" diyor. Mustafa Sangül eşi Aylin Sangül'le birlikte yurt gezileri kapsanunda partUilere seslenmeyi sürdürüyor. Sangül son olarak Gaziantep'te partilUerle buluştu. (Fotoğraf: AA) Sangül: Atama dönemibitecek Gaziantep'tepartilüere seslenen Mustafa Sarıgül, ErdalInönü, Hikmet Çetin ve Murat Karayalçın gibi isimleri CHP çatısı altında bir arayagetireceğini söyledi BEKİRŞAHtN GAZİA1NTEP - CHP genel başkanlığına aday olması beklenen Şişli Belediye Başka- nı Mustafa Sarıgül, "Benim mücadelem kol- tuğa sevdah olanlarla laik Türkiye Cumhu- riyeti'ne sevdah olanlann mücadelesidir" de- di. Sarıgül, 29 Ocak'taki kurultaydan sonra Erdal Inönü, Murat Karayalçın ve Hikmet Çetin başta olmak üzere sosyal demokrat lı- derlerin CHP çatısı altında buluşmasını sağ- layacağını söyledi. Sangül'ün 9 ıldeki 141 delegeden 95'inin imzasını aldığı öğrenildi. 11 milletvekiliyle birlikte Gaziantep'e gi- den Sarıgül'ü, Gaziantep, Osmaniye ve Şırnak il başkanlarıyla bazı kurultay dele- gelerı karşıladı. Baykal'ı eleştirmeyi sürdürdü Delegelerle bir araya geleceği otelin önün- de partilüere seslenen Sangül, "Bundanson- ra CHP örgütlerinde görevden alma gibi bir keümeyi asla duymayacağı/. Bundan sonra CHP'de atama ve tayin kelimelerini duyma- yacağı/, CHP'de yağ çekenler, el etek öpen- ler, ahbap çavuş ilişkileriyle aslaveasla bir ye- regelemeyecek" diye konuştu. Baykal'ın böl- ge toplantılan düzenlemesıni de eleştiren Sa- ngül, "Sayın Baykal, 43 yıldır Türk siyasi ya- şamuııniçerisindeveson 15 yıldırda genel baş- kanımız. Bugüne kadar kendini tanıtamayıp da bugünden sonra kendini tanıtmak, dü- şüncelerini anlatmak için bölge toplanblan- na çıkmışsa yolu açık olsun" dedi. Kurultayın 2 bin kişilik salonda yapılma- sını de eleştiren Sangül, "Bu arada beni de kurultay salonuna sokmayacaklarmış. Beni kurultay salonuna sokmayacak adam daha anasından doğmadı" diye konuştu. Açıklamaları gerginlik yaratır diye MYK üyelerinin yemeğine katılmaması istendi TarJa'ınn değişim isteği kızdırdı BülentTanla. lstanbul Haber Servisi - CHP Bilim Yönetim Kültür Platformu Üyesi BülentTanla, dün gece mer- kez yürütme kurulu (MYK) üye- lerinin toplandıgı akşam yemeği- ne katılmadı. Tanla, cuma günü yemeğe katılması için kendisının davet edildiğıni, ancak cumartesi günü "gerginlik'' yaratacağı ge- rekçesiyle davetin gen alındığını söyledi. CHP Genel Başkanı Deniz Bay- kal'ın yakın ekibinden Bülent Tan- la'nın, yönetimle ılgili eleştirileri nedeniyle MYK üyelerinin top- landığı yemeğe katılmasından son anda vazgeçıldi. Tanla, "Cuma • Baykal'a "yönetimi tümüyle değiştir" çağnsı yapan lstanbul Milletvekili Bülent Tanla'ya, eleştirileri gerginlik yaratacağı gerekçesiyle MYK üyelerinin yemeğine katılması yönünde yapılan davet geri çekildi. "Insanlar farkh düşüncelerde ola- bilir ama aynı masa etrafinda top- günüMustafa Özdilekbeni yeme- ğe davetetti. Cumartesi günü, Öz- dilek beni tekrar arayıp yaptığım açıklamaların MYKüyderiarasın- da gerginlik yaratabileceğini söy- ledi. O zaman ben de getmiyorum dedim. Genel başkanın bundan haberi varmı diye sordum.. ancak biryanıtverilmedi" dedi. Demok- ratik bir ortamda yaşama isteğin- de olanlara bu tür davramşlann yakışmadığını dile getiren Tanla, lanıp yemek yiyebilirler. Bu duru- mu çok yadırgadım" dedi. Değjşim istemişti Tanla, geçen hafta yaptığı açık- lamada, CHP lideri Baykal'a "yö- netimi tümüyle değiştir'', MYK üyelerine de "kunıltaydayeniden aday olmayın" çağnsı yapmıştı. Kendisinin MYK üyelerine örnek olması için 29 Ocak'taki kurul- tayda hiçbir parti yönetimıne aday olmayacağını belırten Tanla, ku- rultayın değişim için fırsat olaca- ğını ifade etmişti. CHP'de lider değil, yönetim sorunu olduğunu vurgulayan Tanla, değişim çağn- sında şu görüşleri dile getırmişti: "Partimizin yenileşmeye, taze- lenmeye, yeni bir başlangıca ihti- yacı vardır. Bu kurultayuı banşçı ve demokratik koşullarda yapıl- ması, CHP'ye yakışan en doğru tutumdur. Parti içindekihım grup- lanve adayları çanşmayaratacak davranışlardan uzak durmaya ve sorumludavranmaya çağınyorum.'' NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR [email protected] "Aldanış" (Doğan Kitap) Inci Ase- na'nın ilk romanı. Elime aldım ve bir so- luktaokudum. Birşehirli kadının, Istan- bullu bir kadının yitirdiği eşinin ardından başına gelenler, romanın ana temasını oluşturuyor. Gönül, eşi Yavuz 60 yaşın- da öldüğünde istikrarlı ve güvenilir bir ilişkileri olduğunu düşünüyordu. Ama olaylar hiç de onun düşündüğü gibi ya- şanmamıştı. Yavuz'un başka bir kadın- la uzun süren bir ilişkisi vardı. Üstelik da- ha da ileri gitmiş, oturdukları evirı üçte birini de bu kadının üzerine yapmıştı. Gönül, eşinin ölümünden sonra öğ- rendiği bu gerçeklerle baş edebilmek, kendisine yeni bir hayat çizebilmek için didinip duracak, Amerika'da okuyan yakışıklı oğlunun eşcinsel olduğunu öğ- renmek onda yeni bir şaşkınlık daha yaratacaktı. Aldatılmak, kadınlar için ne anlam ifade ediyordu? Inci Asena romanın bir bölümünde kadınlar açısından aldatıl- mayı tanımlamaya çalışıyor: "Kadınla- înci Asena'nm 'Aldanış' Romanı rın aldatıldıklarını anlamamalarına pek rastlanmaz. Nasıl birevrim onları usta birer tazıya dönüştürmüştür - bilim adamlan bu konu üstünde de çalışıyor- lardırmutlaka. Beyinlehnin çoknokta- lı çalışma düzeninden mi, dişilik güdü- leriylemi, öz savunma sistemi mi, top- lumsalgüvensizliğin doğurduğu birso- nuç mu? Bunun doğru düzgün biraçık- laması biryerlerde olmalı. Ama sözko- nusu aldatılma oldu mu, gözleri başka türlü görür, kulakları başka türlü işıtir, burunlart başka türlü koku almaya baş- lar. Evrenin dört biryanından sinyaller gelirsanki. Beyinlerinin öyle durumlar- daki çalişmasını mutlaka kayda almak gerekir. Tez-antitez-sentez üçlemesinin en başanlı örneklerini sergilerler. Bu noktada işler tersine dönmeye başlar, Kesin kanıtgereklidir. Kadın sentez ko- nusunda öylesine başanlı olduğunu bilmediğinden kesin kanıt bulamadık- ça kendisine güvenemez. Yanılıyorola- bilirim düşüncesiyle gerekli adımları atmaz, içinde biriken bulgularla buna- lıma sürüklenir. Aslında zayıfladığı nok- ta da burasıdır. Gerçekten birkanıt bul- mak istememektedir. Çünkü sonrası bilinmezdir." Gönül, bu duygulara belkı de hiç ka- pılmamıştı. Bir aldatılma kaygısına, der- dine düşmemişti. Belki de önemseme- mişti. Bir ölüm ve ardından peş peşe or- taya çıkan bulgular onu serseme çevir- mişti. Şu duygular içindeydi: "Bunun için düşünmekten, geçmişi anımsamaya çalışmaktan başka yapabileceği fazla birşeyyoktu. Hiç kimseyle konuşama- yacağını biliyordu. Aşağılanmışlığını başkasıyla paylaşacak gücü bulamaz- dı kendinde. Acaba kimler biliyor, so- rusu kafasını kurcalıyordu Gönül'ün. Avukat Yusuf'tan başka. Yusuf biliyor- saAyda da biliyordur, karısı. Ayda, Yıl- dız'a anlatmıştır mutlaka. Yıldız, Gö- nül'ün en yakın arkadaşı kimseye söy- lemez. Gönül, kafasındazincirlerkuru- yor, yakın bağlantılarbulmaya çalışıyor- du... Arkasından gülmüşlermiydi? Acı- mışlar mıydı? Utanç verici durumun ne denli yayılmış olabileceğini kestir- meye çalışıyordu." "Aldanış" romanı bu tür ikilemler için- deki Gönül'ün sonradan ortaya çıkan gö- nül yarası üzerine kurulmuş. Sonrası, ye- ni arayışlar, geçmişle hesaplaşmalar. Yakın arkadaşlarla dertleşmeler, rakip kadınla karşılaşmalarla sürüp gidiyor. "Aldatmak" ve "aldatılmak", kadın- erkek ilişkılerının çoktemel öğeleri ola- rak üzerinde çok şeyler yazılıp söylen- miş temalar. Inci Asena bu temayı bir kadın üzerinden ve farklı bir bağlamda yeniden ele alıyor. Yıllar önce şimdi sağlık sorunlarıyla boğuşan sevgili Duygu Asena, benim- le "Kadınlara Dair" kitabım üzerine Mil- liyet Sanat dergisi için bir söyleşi yap- mıştı. Bu söyleşide "aldatmak" konu- sunu konuşmuştuk. Ona şunlan söyle- miştim: Aslında iki insan arasındaki iliş- ki, asıl olarak o iki insanı ilgilendirir. "Al- datmak" sözcüğünün doğru olduğun- dan emin değilim. Çünkü, insanın duy- guları ve bedeni kendisine aittir. Bunu bir başka insanla paylaşabilir. Nitekim paylaşıyor da. Bu paylaşmaya aşk da diyebiliriz, yalnızca sevgi paylaşması da. Üçüncü insan böyle bir ilişkinin an- cak dolaylı tarafı olabilir. Inci Asena'nm "Aldanış" romanı, iş- te bu son derece insani konuyu yeni- den baştan gündeme getiriyor. Tabii ki bir kadının gözüyle baktığı için roman farklı bir anlam kazanıyor. Romanın geri kalan bölümü nasıl mı gelişiyor? Onu da okuyarak görün diyorum. 2000'Lİ YILLARDA ERDAL ATABEK Karne... Eğitim kurumlarında yarıyıl tatili başladı, karne- ler verildi. Karne notlan, tartışmalar, öğrencilerin ders- lere ilgisizliği, onlara haksızlık yapıldığı gibi pek çok konu evlerde dolaşacak, bir süre sonra da or- talık yatışacaktır. Keşke her şey sadece bu karne notları kadar ko- lay anlaşılır olsaydı. Ülkemizde eğitim kalitesinin ne denli düştüğü göz- le görülür düzeyde. llköğretim, lise giriş sınavlarına endekslenmiş. Lise öğretimi üniversite sınavlarına odaklanmış. Kişilik eğitimi, karakter eğitimi, davranış eğitimi bilinmiyor bile. Çocuklar, gençler her gün daha da karmaşık duruma gelen yaşamın önünde sürüklenip giden yapraklara dönmüşler. Herşeye kayıtsız, ilgisiz, normsuz, umutsuz, günü- nü yaşamaya çalışan kuşakların dönemine girilmiş. Şimdi verilen karneler bütün bunları açıklıyor mu? Annelere babalara da karne verilseydi acaba na- sıl notlar görürdük? "Çocuklarını tanıma" kaç not alırdı? "Çocuklarının kişiliğini anlama" notu ne olurdu? "Çocuklarına doğru değerler kazandırma" no- tuna ne verilirdi? Bugün çocukların, gençlerin yaşadığı değersiz- lik, anlamsızlık boşluğunda ailelerin rolü nedir? Bu- nu hangi karnede görebiliriz? Böyle bir karne yok. Ya öğretmenlere not verilseydi? Konuyu ezberletip geçen öğretmenle konuyu kavratmaya, öğretmeye çalışan öğretmen arasın- da nasıl not farkları olurdu? öğrencilere bilgi yükleyen öğretmenle, onları dü- şündürten, ufuk açan öğretmen arasındaki farkla- rı gösteren bir karne var mı? Ya eğitim yöneticilerine karne verilseydi? öğrencilerini tanıyan, onları nesnel değerlendir- meye çalışan, onları geliştirmek için çaba harca- yan eğitim yöneticisi elbette tam not alırdı. Ama bunun yanında kendi yerini korumaya çalışan, bütün çabasını yukardakilerle iyi ilişkiler kurmaya ayı- ran okul yöneticisinin karne notları nasıl olurdu? Milli Eğitim Bakanı'nın, yardımcılarının karneleri nerede? Basının karnesi nerede? Gazeteler, dergilersayfalarında, eklerindeeğlen- ceye, magazin konularına, futbola verdiği yerin ya- nında eğitime, çocuk gelişimine, gençlerin durumu- na, aile yapısına ne ölçüde yer veriyor? Basının karne notları nasıl olurdu acaba? Ya televizyonların karnesi nasıl notlarla dolardı? Televizyon haberlerinde, yorumlarında, dizilerin- de eğitime, öğrencilere, öğretmenlere ne ölçüde yer veriliyor, hangi değerlerle yaklaşılıyor? Televizyon dizilerinde çocuklara, gençlere hangi mesajlar veriliyor?.. örneğin "KurtlarVadisi", gençlere "İyi bireğitim gö- rün, iyı birmesleğiniz olsun" mesajını mı iletiyor?. Örneğin, "Gelinim Olur musun?" dizisi, kendi kararını verebilen, özgürdüşünen genç modelini mi özendiriyor?.. Bu televizyonların karnelerinde hangi notlar yer almalı acaba? Yöneticilere de karne vermek doğru olmaz mı? Başbakan'a da karne vermek gerekir. OECD ra- porundaki matematik sıralamasında, okuduğunu an- iamada, fen bilgisinde son sıralarda yer almamız ko- nusunda sessiz kalmasına ne not vermeli?.. Muhalefete de karne vermeli. Başta lıderlerine, sonra da partilerine not vermeli. Kendi içlerindeki kavgalardan başlarını kaldırıp da eğitim sorunlarına bakamayışlarına, gençlerin bugününe veyarınına iliş- kin sessizliklerine karnede ne notlar vermeli acaba? Aslında herkesin kendi karnesi olmalı. Herkes, kendi durumuna, kendi tutumuna, ya- şamla ilişkisine not vermeli. Yaptıklarına, yapmadıklarına, yapamadıklarına kendisi not vermeli. Herkesin kendi karnesi olmalı. Notlarını da içtenlikle vermeli. Böyle olmalı ki, durumumuz anlaşılsın. Sınıfı geçtik mi? Bütünlemeye mi kaldık? Sınıf- ta mı kaldık? Bir bilebilsek? Bir anlayabilsek? İyi olurdu değil mi?.. e-mail:erdalatak ' superonline.com faks:02125139098 CHPIi muhaliflerden çalışma APJ dengödemd istemi ANKARA (ANKA)- CHP'li muhalif millet- vekilleri, olağanüstü ku- rultaya Avrupa'dan göz- lemci gelmesi için çalış- ma başlattı. Şişli Belediye Başka- nı Mustafa Sangül'ün genel başkanlık adaylı- ğını destekleyen bazı CHP millervekillerinin, Avrupa Parlamentosu Sosyal Demokrat Grubu ve Sosyalist Enternas- yonal'den kurultaya göz- lemcı yollanmasını ta- lep ettığı öğrenildi. Kurultayın antidemok- ratik geçeceğinden en- dişeleri olduğunu belır- ten milletvekilleri, anti- demokratik kurultayın Sosyal Demokrat gele- neğe uymadığı görüşün- den hareketle çalışma- lannı yoğunlaştırdı. AP Sosyal Demokrat Meclis Grubu temsilci- lerinin kurultaya katıla- rak kurultaydaki oyla- mayı izlemesini isteyen muhalif milletvekilleri, bu konudaki AP Sosyal Demokrat Grubu'nun harekete geçmesini de talep etti. 22 mllyara alıcı bekllyor Ecevifin aracısatılıyor DİYARBAK1R (Cumhuriyet Bürosu) - Eski Başbakan Bülent Ecevit'in kullandığı zırh- lı makam aracı şimdiki sahibı sıgorta işletmeci- si Sinan Esmer tarafın- dan 22 milyar liraya Di- yarbakır'da satılığa çı- kanldı. TOFAŞ tarafından sa- dece 2 adet üretilen araç, DYP Genel Başkanı MehmetAğarve Bülent Ecevit'te bulunuyordu. Ecevit'in makam aracı, Tasfıye îşleri Döner Ser- maye lşletmeleri (TA- SİŞ) tarafından ihale usulüyle satıldı. Aracı alan Dıyarbakırlı özel sigorta işletmecısi Sınar, Esmer, "2 günde yakla- şık40 kişiarayarakaraç- la ilgili bilgi aku." dedi. Esmer, camlannın ka- lınlığının yaklaşık 6 san- timetre olduğunu ve ara- cın hiçbir yerden kurşun geçirmediğinı söyledi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle