25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhuriyel İmtiyaz Sahibi: CUMHURİYET VAKFI adına ILHAN SELÇUK rayın Yonetmenı: tbrahim Yıldız • Yazıişleri Müdürü: SaKm Alpaslan#Sorumlu Müdür: Mehmçt Sucu # Haber Merkezi Müdürü: Hakan Kara Istihbarat: Ccngiz Yıldırım • Ekonomi: Hasan Eriş # Kültür: Egcmcn Berköz 9 Spor Ab- dülkadir Yücelman • Makaleler: Sanıi Ka- raörcn • Düzeltme. Abdullah Yazıcı • Bıl- gı-Belge. Edibe Buğra # Yurt Habeılen Meh- met Faraç 9 Avrupa Temsılcisı Güray Öz Yayın Kurulu. lllıan Sclçuk (Başkan), Emre Kongar (Da- nışman), Orhan Erint;, Hikmct Çetinkaya, Şükran Soner, 1b- rahim Yıldız, Orhan Bursalı, Muslafa Balbay, Hakan Kara. AnkaraTemsılcisı Mustal'a Balbay AtaturkBuKan No 125,K.at:4, #Muessese Mü- Bakanlıklar Tel 4195020(7 Imt), f'aks 4195027 •!/mır Temsılcısı dürir Erol Erkut SerdarKızıkJl ZıyaBK H52 S 2'^Tel 4411220, Faks.4418745 # Bılgı Işlcm • Adana Icmsılcısr Çetin Yiğenoğlu, Inonu Cd 1I9S No. 1/1, Ahnıel Korulsan lel 363 12 11,Faks:363 12 15Antalya lcmMİcısı AhınetOruçoğlu % Satış- I a/ilel CumlıurıyctC'ad 80/5 1 el 0242 24SOO57 l-a\ 2410509 K uza 0 t uııılııırİNi'l Reklam: •Ciem.'l Miıdiıı Ö/lem Ayden 0 Cn;iK"l Müdıu \ iudııncısı Senıra \ a/ıcı lel (0212)512 41 19-512 48 30-512 47 78 r.ıx (0212)513X4 61 Yayımlayan: Yem Cıiın I Lıba \|<ııısı [i.ısın Yavgıll suıt'lıya>m Baskı: Mcrke/(la/dL i!\d\ınulık \ Ş h ı r k u u g ı U d V M | ( ag.ılt«îUı141Mlsunbul İ'K 24(» Sııteu H H 1 - K t M Kİ 2 I 2 ) M 2 ()M)'-ı2li!ui) \As KJ2 crgı liüMiıı 'ı avırnılık S,ııı \ı_ h ı A!j laiıhMah 1 Lısan lidsn t ad Sıimandıra Lirt.il Kuııbul Dağıtıııı. Mcrkc/Dajiıtını l'.ı/arlaına S*ın \' IIL A ^ 17OCAK2005 tmsak:5.48 Güneş. 7 19 Ögle: 12.21 Ikındı: 14.47 Akşam: 17.11 >alsı 18.35 Tokat yasası 'can yakacak' • LONDRA (AA) - Ingiltere ve Galler'de ebeveynlerin çocuklarına iz bırakacak şekilde tokat atmaları durumunda 5 yıla kadar hapsini öngören yasa yürürlüğe girdi. Yeni yasaya göre çocuklara hafiftokata izin veriliyor, ancak gözle görülür çürük, sıynk, şişlik veya kesiklere neden olan cezalandırma dava konusu olabilecek. Eğitim Bakanhğı'ndan bir sözcü, konuyla ilgili Reuters ajansına verdiği demeçte, "Çocukların yeterli önlemlerle şiddet ve suiistimalden korunmalan önemli" dedi. Benzeri yasa lskoçya'da da uygulanıyor. Şortu 1 milyon sterline sigortalı • Haber Merkezi - Avustralyalı şarkıcı Kylie Minogue, iinlü altın sarısı seksi şortunu tam 1 milyon sterline sigortalattı. tngiliz The Sun gazetesinin haberine göre, Kylie Minogue 1999'da Londra'da bir marketten yalnızca 50 pouııda aldığı ve giydiği dönemde çokça konuşulan altın sarısı şortunu rekor bir fiyata sigortalatmış oldu. Minogue, Avustralya'daki evinde açtığı sergide, altın sarısı şortunu diğer elbiseleriyle birlikte ziyaretçilerin beğenisine sundu. Japon bebeğe organ nakli • MİAMt (AA) - ABD'nin Florida eyaletinde, başarılı geçen ameliyat sonucunda 11 aylık bir Japon bebeğin altı organının değiştirildiği bildirildi. Miami Memorial Hospital Hastanesi kaynaklan, 24 Aralık'ta yapılan ve 8 saat süren ameliyat sonucunda, altı aylık bir bebekten alınan mide, pankreas, dalak, böbrek ile ince ve kahn bağırsağın 11 aylık bebeğe nakledildiğini açıkladı. Yetişkinlerde organ nakline 1997'de izin veren Japonya'da, 15 yaşından küçüklerin verici olması yasaklandığından bu türden bir ameliyatın Japonya'da yasak olduğu belirtildi. Kaplan Volkan'a gözyaşı • GAZİANTEP (AA) - Gaziantep Hayvanat Bahçesi'nde, bakıcılığını yaptığı Mehmet Geçibesler'i (44) öldüren Sibirya kaplam "Volkan"ın ölümü, Geçibesler ailesini üzdü. Geçibesler'in eşi Türkan Geçibesler, kaplanın doğası gereği eşine saldırdığını, ölümüneyse üzüldüğünü söyledi. Eşinin ölümünden kaplanın değil hayvanat bahçesi yetkililerinin sorumlu olduğunu öne süren Geçibesler, eşinin yırtıcı hayvanlar konusunda eğitimli olmadığı için böyle bir olayla karşılaştığını, sorumluluğun bu konuda uyanlara rağmen gereğini yapmayan yetkililerde olduğunu savundu. Geçibesler, "Benitn sorunum, büyükşehir belediyesi ve hayvanat bahçesi yetkilileriyle" diye konuştu. Tabae Antik Kenti'nde kazı • DENİZLİ (AA) - Denizli'nin Kale ilçesindeki Tabae Antik Kenti, kamu ve sivil toplum kuruluşlannın imece usulü kazı çalışmalanyla gün yüzüne çıkarılacak. 7. yüzyılda Selçuklu tmparatorluğu komutanlarından Mirza Bey tarafından fethedilen ve 2. Murat'ın 1424'de tamamen Osmanlı Devleti topraklanna kattığı Tabae, 1959'da yerleşime kapatıldı. Ilçe yerleşim merkezinin başka bir yere taşınmasının ardından da antik kent, kaçak kazı yapanların hedefi haline geldi. Mimarlar Odası Denizli Şube Başkanı Süleyman Boz, Tabae için Denizli Valiliği, Kale Kaymakamlığı, Kale Belediyesi ve çeşitli sivil toplum kuruluşlanyla işbirliği kurulmasına çalıştıklarını bildirdi. Boz, "Oda olarak buranın restorasyon projesini hazırlayıp valiliğe sunacağız" dedi. 67 yaşında ikiz doğurdu • BÜKREŞ (AA) - Romanya'da 67 yaşındaki bir kadının ikiz doğurduğu bildirildi. Realitatea TV'nin haberinde, Adriana lliescu adlı kadının, hamileliğinin sekizinci ayında doğurduğu belirtildi. Haberde, bebeklerden birinin doğunıdan hemen sonra öldüğü kaydedildi. M ehmet Canbolat'ın kaleme aldığı övgü dolu bir yazıyla Turhan Selçuk'u tanıtan dergi "Onun silahı bir kurşunkalem veya fırça, cephanesi ise siyah mürekkep ve beyaz bir kâğıttır" ifadelerine yer verdi. Alman Entwicklungspolitik dergisi, usta karikatürist Turhan Selçuk'un 25 eserine yer verdi 'Modern karikatürünbabası' Dünyada her yıl sigaraya bağlı hastalıklardan milyonlarca insan yaşamını yitiriyor. Birçok ülke kapalı alanlarda, hatta açık havada bile sigara içmeyi yasakladı. Türkiye'de ise hala somut adımlar atılmadı. Zehirden kurtulmak için en etkili yöntem olarak, sigarayı azaltmak yerine birden bırakmak öneriliyor. Bu konudaki tedavi programlarının başarısı ise kişinin iradesiyle doğru orantılı. Uzmanlar sigaranın bırakılmasını kolaylaştırdığı için eşlerin tedavi programlarına birlikte katılmalarını öneriyor. _ 1 0*1 BİRTANEİÇMEK BİLE TEDAVİ SÜRECİNİETKİLİYOR Sigarayı bırakmada kritik dönem ilk ay İstanbul Haber Servisi - Hasta- nelerin sigara bırakma klinikleri, sigarayı bırakmakta zorlananlar için umut oluyor. Bu kliniklerden birini bünyesinde bulunduran Veh- bi Koç Vakfı Amerikan Hastane- si, Sigarayı Bırakma Kliniği'nde etkin sigarayı bırakma süreci uy- gulanıyor. Bu süreçte, hastaların öyküleri, yaş dönemleri, ağır has- talıklarınm var olup olmadığı, ruh- sal durumları, diğer alışkanhkla- rı, motivasyon ve kararlılıkları gi- bi unsurlar uzmanlar tarafından değerlendirildikten sonra tedavi- ye başlanıyor. Klinik Direktörü Dr. Nevin Uysal, sigarayı bırakan ki- şi için en kritik dönemin ilk 1 ay olduğunu belirterek, tedaviye olumlu yanıt verdikten sonra bir tane bile sigara içmenin tedaviyi en başa döndürdüğünü belirtiyor. Beyazperdede iki yıldız Ünlü aktris Kim Basinger, yenifilminde"first lady" oluyor. Basinger, ünlü aktör Michael Douglas ile kamera karşısına geçeceği "The Senti- nel" adlı filmde ABD başkanının eşini oyna- yacak. Michael Doug- las'ın da first lady ile gönül ilişkisine kanşan bir gizli servis ajanını canlandıracağı filmde başkan suikaste uğ- rayacak ve baş şüp- heli de bu ilişkisin- den dolayı gizli servis ajanı olacak. (AA) Basinger. ÜCRETSİZ KANSER TARAMASI tstanbul Haber Servisi - Kan- serde erken tanı hastaların yüzde 70'inin iyileşmesini sağlıyor. Bu bilinçle hareket eden Türkiye Kan- serle Savaş Vakfı, geçen hafta aç- tığı "Erken Tanı Merkezi"nde, "IJcretsiz Meme Taraması" kam- panyası başlattı. Ocak ve şubat aylarında devam edecek kampanyada, herbiri dün- ya platformunda onay görmüş olan onkologlardan oluşan ekip- lerce yapılacak taramalarda me- me muayenesinden ücret alınma- yacak. Kampanya kapsamında heki- min gerek görmesi halinde çeki- lecek ultrasonografiden 30 YTL (30 milyon TL) mamografiden ise 60 YTL (60 milyon TL) alınacak. -f Çeviri Servisi-Almanya'da, ayda iki kez yayımlanan "Entvvicklungs- politik" adlı dergide AB-Türkiye ilişkilerini konu alan bir dosya ya- yımlandı. Gazetemiz yazan Erol Manisah ve yabancı yorumculann değerlendirmelerinin yer aldığı dos- yada Turhan Selçuk'un renkli ka- pakdahıl 25 karikatürüneyerveril- di. Makalelerle konu bütünlüğü sağ- lamak için usta sanatçının konuyla ilgili karikatürlerine başvuran der- gi yönetimi, Selçuk'u okurlanna "Türkiye'de karikatürün öncüsü" olarak tanıttı. Ve bu başlığı taşıyan, Mehmet Canbolat'ın kaleme aldı- ğı övgü dolu bir tanıtım yazısı ya- yımlandı usta sanatçı için. Karikatürün, sanayi devriminden sonra laiklik, demokrasi, insan hak- lan gibi kavramların günlük yaşa- ma girmesiyle gazetelerin önemli bir parçası haline geldiği belirtilen ya- zıda, Türkiye'nin ülkede karikatür sanatınm kimliğini bulması için Tur- han Selçuk'un doğumunu bekledi- ği vurgulandı. 'KARIKATÜRÜN BABASI' Selçuk'un ılk olarak 1941 yılın- daki karikatürleriyle dikkat çektıği belirtilirken "Cemal Nadir için ol- duğu gibi Selçuk'un da en büyük tutkusu ve silahı karikatür" ifade- si kullanıldı. Selçuk'un diktatörler ve toplumdaki bazı güç sahiplerine karşı yürüttüğü savaşta en büyük gücü karikatürlerinden aldığı vur- gulanan yazıda, "Onun silahı bir kurşunkalem veya fırça, cephanesi ise siyah mürekkep ve beyaz bir kâ- ğıttır* 1 denildi. Entwicklungspolitik okurlarına Selçuk'u, "karikatür sanatınıntop- lumsalaydmlanma için kullanılma- sında önemli rol oynayan bir sanat- çı" olarak tanıtan Canbolat, onu "Modern Türk karikatürünün ya- ratıcısı" ve "Modern Türk karika- türünün babası" olarak niteledi. ÇlKIS NOKTASI İNSAN Yazıya göre Selçuk'un sanatının ve dolayısıyla yapıtlannın çıkış nok- tası insan, sorunlan ve kaygıları. Yazı şöyle sürüyor: "Onun karika- ^ Türkiye-AB ilişkilerini konu alan bir dosya yayımlayan dergi, makaleler arasında konu bütünlüğünü sağlamak için usta sanatçı Turhan Selçuk'un karikatürlerineyer verdi türlerinianlamakiçin isevü/eysel bir bakış atmak yeterli değil. Sert çi/gi- leri olan karikalüı leriııi -ki usta sa- natçı insanların yaşam koşulları çok zor olduğu için özellikle sert çizgiler- le çaüşıyor- dikkatle incelemek ve yorumlamak gerekli. Başka deyişle sanatçının anlatmakistcdiğiniçizgi- lerinden "okumak" gerekiyor. Ör- neğin bir karikatürde dilendşapka- sını çıkararak sokaktaki adamdan para istiyor. Ve adanı da kendi şap- kasını çıkararak ona uzatıyor. Tur- han Selçukbununlaneyivurgulamak istiyor? Yoksulluğu nıu yoksa sınıf çatışmasını mı, egoiznıi ya da ıınıur- samazhğımı? Yorumtamamen oku- yucuya bırakılnıış... Onun sert çizgiler içeren yapıtla- nna ilişkiıı bir başka önemli nokta da genellikle "gülmekten öldüren" karikatürler olmaması. Çünkü o, çoğu zaman derin ve uzunca düşün- dürüyor, hatta bazen ağlahyorinsan- ları. Onun herhangi bir karikatürü- nü gördükten sonra gülünıseyebi- lenler iseTurhan Selçuk'un ince mi- zah anlayışının derinliklerine ine- bibniş olanlaı..." Yazının sonunu Selçuk'a teşekkür ederek getiren Canbolat, insanlığın onu anlamaya, yapıtlannı "okuma- ya" devam etmesi gerektiğini, çün- kü onun savaşının henüz sona erme- diğini vurguluyor ve şöyle devam ediyor: "Günün birinde insan hakları Türkiye'de ve dünyanın her köşe- sinde yerleştiği zaman, Selçuk'un karikatürlcriylebilinçlendirdiğiin- sanlarhakettiğizaferielelckutla- \ yabilirler." SÖYLEŞİ ATTİLÂ İLHAN "... Ufukta Ulusalcı' Sosyalizm!.." ... 'Anadolu Ihtilâli'nin o en sıcak yıllarında. Musta- fa Kemal Paşa, bazı hallerde sonu kötüye varan, an- laşmazlıklar içinde idi; buna mukabil, en umulmadık bir şekilde, 'Bolşevikler'le anlaşmasına ne demeli? Di- limde pelesenk olmuştur, söyleyip dururum: a/ Kurtuluş Savaşı'nın ve Anadolu Ihtilâli'nin en muhâtaralı aşamalarında; en ünlü Türkçüler de, en ünlü Müslümanlar da, en ünlü komünistler de Gâ- zi'nin yanı başındaydılar. b/ Bolşevikler'in tâlihsizliği -belki Anadolu'nun tâlihi- kalkıştıkları Dünya Ihtilâli'nin; Emperyalizm'in yeryüzünü, bir ahtapot gibi kollarıyla kuşattığı, bir dönemde vukû bulmasıdır. Bu, XIX. yy. boyunca 'karşıt' sayılan 'Ulusalcılık'la 'Sosyalizm'i fena hal- de birbirine yaklaştırmıştı. Asya, Afrika ya da Güney Amerika'daki; XX. yy. 'Ulu- sal Demokratik Devrimleri'nin -hemen tamamının- Sos- yalizm'e yakınlığı su götürür mü? Dahası, 'Sovyet Blo- ku'yla, 'III. Dünya Hareketi', 'Beyaz, Hıristiyan ve Ba- tılı1 Emperyalizm'e karşı; XX. yy. boyunca hep yan ya- na, hatta iç içe olmadı mı? Demek ki 'Ulusalcı Dev- rimciliğin' öncüsü 'Anadolu Ihtilâli'nde, başka türlü olamazdı: Mustafa Kemal Paşa, Meclis Reisi sıfatını alır almaz, Vladimir llyiç'ten yardım talebinde bulun- muş; o da, bilindiğı gıbı Gâzi'ye ve 'ihtilâli'ne arka çık- mıştır. Peki, bu 'girizgâh' niye? Önce, ilk Meclis'teki iki 'fır- ka'nın, düpedüz'komün/sf'olmasınınnedeninıanlamak için; sonra da Komintern'in Müslüman kesıminde Sul- tan Galiyef'ın yardımcısı olan Mustafa Suphi Bey'in; Ankara'da oluşturulan Sosyalist/Kemalist bileşkede yer almayı neden talep ettiğinı; ve Gâzi'nın bunu nıye kabul ettiğinı kavrayabılmek için! 'Kapitalizm'in Son Aşaması: Emperyalizm', Batı Avrupa'da 'AmeleSı- nıfı'nı içinden çürütmüş; Üçüncü Dünya'da ise 'Ulu- salcılar'ı, Sosyalistlerle iş ve eylem birliğine götür- müştü. Hadi bunu benden duymuş olmayın da, 'Batı- //' aydınlarımızın kabul edebilmesi için, ünlü bir 'Batılı' söylesin! İşin ucu Jakobenlere dayanıyor... "... ulusun toplumsallaşması, doğal sonucu ola- rak, Sosyalizm'in 'ulusallaşmasını' getirir: 'Ulusal sosyalizm' teriminin, bir Nazi icâdı olmadığını söy- lemeye gerek bile yok. Bu terimin ilk kez, Frede- rick Naumann'ın oluşturduğu aydınlar grubu tara- fından; 1885 yıllarında, Almanya'da kullanıldığı sa- nılıyor. (Fakat) Milliyetçilik ile sosyalizm arasındaki 'ittifak', Jakobenlerin 'ihtilalci milliyetçiliği' içinde- ki ilk tohumlarına kadar geri götürülebilir. Jakoben geleneğinin güçlü kaldığı Fransa'da, 'Sol', ardı ar- dına gelen sonraki ulusal krizlerde -1871 'de, 1917'de ve 1940'ta-; 'Sağ'ın 'uzlaşmacı' ve 'teslimiyetçi- ler'ine karşı, 'ulusal çıkarların' koruyucusu olarak öne çıktı. Ancak ittifakın tarihi, modern biçimiyle, Lassalle'ın eğittiği Bismarck'a kadar dayanır; Bis- marck Alman işçilerine, keskin ve amansız bir mil- liyetçilikten kazanacakları ne çok şey olduğunu gösterdi..." "... aynı dönemde, o zamana kadar görülmemiş bir şeyi -halk yığınlarının milliyetçiliğini- tanımlamak için, Büyük Britanya'da 'aşırı milliyetçilik' terimi bu- lunmuştu. Bir on yıl sonra da bu, karşı taraftan Har- court'un ünlü sözleriyle, "Biz şimdi sosyalistiz' söz- leriyle yanıtlandı. Tory (Muhafazakâr) demokrasisi- nin başarıları, Joseph Chamberlaine'in kariyeri ve Liberal Parti'nin 1906'dan sonra, kapsamlı toplum- sal reform tedbirlerini kabul etmesi... bütün bun- lar, Milliyetçilik ile Sosyalizm arasındaki yakınlaş- manın ilk belirtileriydi. 'Ulusal' politika, bundan son- ra, halk yığınlarının desteği üzerine kurulacaktı; karşılığı, halk yığınlarının ortaklaşa çıkarlarının ve tutkularının aracı haline dönüşmüş olan 'ulusa bağ- lılık'tı..." (Edvvard Hallett Carr, "Milliyetçilik ve Son- rası", s. 33/34. lletişim Yayınları.) Niye kaçınılmazdı? Bir 'Saf///'nın, manasını handıyse şıp diye kavraya- cağı bu satırların; ülkemizdeki birtoplumcuyayadasi- yasi iktisat meraklısına çetrefil gelmesi; besbellı, top- lumumuzun, Batı'daki 'Was//(gıe//çmeşemas/'nauyma- yışındandır. Bunda muhakkak kı, o yöredeki 'mülkiyet' idrakı ve uygulamasıyla bizim bu taraflardaki mülkiyet idraki ve uygulamasının birbirine uymayışı, hatta karşıt oluşu yatıyor. Orada derebeyi, yalnız arazisine de- ğil, arazinin üstünde yaşayan halka da, neredeyse sahip iken; bizim burada, tımar ve zeametin mül- kü, sahibinin değil; hatta, bunu işletsin ve kullan- sın diye ona veren Padişah'ın da değil, doğrudan doğruya Allah'ın idi. Osmanlı'nın, Batılı derebeyleri- ni 'taklidi'ne sahip olabılmesi için, zaman içinde Rume- li âyânlarının peydahlanması; hatta bunların Padişah'a kafa tutması gerekmiştır. Bu yüzden, XIX. yy. nihayetıne doğru Batılı toplum- larda, 'mülk sahipleri' ile 'mülksüzler'; yâni Burjuvazi ile Işçi Sınıfı (Proletarya) arasındaki farkı -fark da lâf mı, düpedüz karşıtlığı- ifade edebilmek amacıyla; bun- ların 'ikimillet' sayılması bizim için anlaşılmaz, en azın- dan zor anlaşılır bir şey! Halbuki, 'mülksüzler'm -yâni işçi sınıfı ve ortaklarının- yersizyurtsuz, dolayısıyla Va- tansız', yâni 'beynelmilel' sayılması, doğrudan bunun- la ilişkiliydı; zira, 'vatan' sadece 'malsahipleri'ne ait ka- bul edilmişti. Emperyalizm, sömürge soygunundan metropo- le aktardığı servetle; XX. yy. başlangıcında bu açı- ğı kapatmış; işçilerin 'beynelmilelliği'ni ortadan kal- dırmıştır: Sosyalizm'in Ulusallaşması, artık kaçınıl- mazdı. e-mail:tilahan(" isnet.net.tr http://www.bilgiyayinevi.com.tr/ailhan Faks:0-212 / 260 19 88
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle