23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
17 OCAK 2005 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA LIİO dishab(« cumhuriyet.com.tr 11 İki ABD üniversitesinin hazırladığı biyolojik saldın senaryosunda hedef ülkeler arasında Türidye'biyohedefWASHINGTON (AA) - ABD'de ünlü devlet adamlarının da ycr aldı- ğı bir biyoterör senaryosunda çiçek hastalığıyla vurulan hedef ülkeler- den biri de Türkiye oldu. Senaryo- ya göre, ABD'nin eski dışişleri ba- kanlarından Madeleine Albright, iki ABD üniversitesi tarafından ortaya atılan biyolojik bir saldırı durumun- da nasıl tepki verilcceği senaryo- sunda, ABD başkanı rolünii oynar- ken biyolojik saldırının gerçekleşti- ği ülkelerden biri de Türkiye oldu. Washington'da Johns Hopkins Üni- versitesi ve Pittsburgh Üniversitesi tarafından düzenlenen ve "Atlantik Fırtınası" adı verilen hayali senar- yoya görc, bir zirve için ABD baş- kentinde toplanan çeşitli ülkelerin • ABD'nin eski Dışişleri Bakanı Madeleine Albright'm ABD başkanı rolünii aldığı senaryoda,' Yeni Cihad' adlı bir örgüt, Türkiye ve 5 ülkeye çiçek hastalığı saldınsı düzenliyor. Çiçek aşısı sıkmtısı çekilen Türkiye'de ölümler çığ gibi büyüyerek kısa sürede ABD'ye ulaşıyor. başkan ve başbakanları, Türkiye, Almanya, tsveç ve Hollanda'da ay- nı anda ortaya çıkan 51 çiçek hasta- lığı vakasını haber alıyor. Batı baskısına misilleme Senaryoya göre, "Yeni Cihad" ola- rak adlandırılan ve daha önce adı duyulmamış bir grup, saldırıların sorumluluğunu üstleniyor ve bu sal- dırıların, Müslüman ülkelere Batı dünyası tarafından yapılan baskının intikamı olduğunu açıkhyor. Bir saat içinde altı ülkcde 240 çi- çek hastalığı vakası çıkıyor ve kısa sürede bu sayı, yüzlercesi ABD'de olmak üzere 3 bine kadar yiikseliyor. Senaryoya göre, borsa çöker ve bin- lerce kişi kentleri terk etmeye çalı- şır, her yerde kargaşa çıkar. Türki- ye'nin elinde yeterli çiçek aşısı bu- lunmadığı için, NATO'dan çiçek aşı- sı ister. Washington'da bir araya gelen ka- tılımcıların önüne bu senaryo konıı- lurken gerçek saate uygun olarak tepki vermelen ve çözüm üretmele- ri istendi. Hayali senaryoda rol alan pek çok Avrupa devlet başkanı, NA- TO'nun devreye sokulmasını öner- di. BM Güvenlik Konseyi'ndenbir karar çıkarılmasının gerektiği tartı- şıldı, ancak bazı liderler, bunun çok zaman alacağı uyarısında bulundu. Adres Dünya Sağlık Örgütü Senaryoda rolü bulunan bütün li- derler, Dünya Sağlık Örgütü'nün, kendi ihtiyacından daha fazla çiçek aşısına sahip olan ülkelerden bu aşı- ları toplayıp ihtiyacı olanlara dağıt- masında karar kıldı. ABD başkanı rolünü oynayan Alb- right, "ABD açısından Dünya Sağlık Örgütü Uzerinden çalışma karanna varmak çok zordu. Böyle bir durum- da uluslararası bir organizasyona güvenebileceğimizin işaretini verdik" dedı. Albright, bu hayali senaryonun canlandınlmasından sonra gazete- cilere yaptığı açiklamada, bu tür bir krizle mücadele etme düşüncesiııin katılımcılar için korkutucu ancak çok yararlı olduğunu kaydetti. Diğer katılımcılar arasında Fran- sa'nın eski Sağlık Bakanı Bernard Kouchner, Hollanda'nın eski Içişle- ri Bakanı Klaas dc Vries, Avrupa Parlamentosu üyesi Erika Mann da yer aldı. Güney Asya felaketinde son durum Ölü sayısı 168 bînî geçtiDış Haberler Servisi - Güney Asya'yı 26 Aralık'ta vuran 9 büyüklüğündeki deprem ve tetiklediği dev dalgalar yüzün- den ölenlerin sayısı 168 bini geçti. Tay- land'ın Phang Nga bölgesinde tsunami- nin 2 bin 500 Myanmarlı göçmen ışçiyi öldürdüğü bildirıldi. Endonezya'nın son olarak ölü sayısı- nı 115 bin 229 olarak açıklamasıyla böl- ge ülkelerindcki toplam ölü sayısı, 168 bin 183'eyükseldi. Endonezya Sosyal İş- ler Bakanlığı, tsunaminin en büyük za- ran verdiği Sumatra Adası'nın kuzeyba- tı kıyısındaki Calang köyünde 5 bin ki- şinin öldüğünün kesinleştiğini, 12 bin 312 kişınin ise kayıp olduğunu açıkladı. 2 bin 500 işçi öldü Tayland'ın batısındaki İşçi Birliği'nin Genel Sekreteri Yaung Çi U, Phang Nga bölgesinde 2 bin 500 Myanmarlı işçinin öldüğünün belirlendiğini söyledi. Toplam 4 bin Myanmarlının kayıp olduğunu be- lirten yetkili bu kişilerin 2 bin 500'ünün öldüğünün sanıldığını, geri kalanının baş- ka bölgelere ya da ülkelerine gittiğini tahmin ettiklerini söyledi. Kançanabu- ri'deki bir işçi derneğinin yetkilileri ise bölgede 2 bin 500 ila 3 bin Myanmarlı- nın öldüğünün sanıldığını belirttiler. Sri Lanka'da ölü sayısı dün 30 bin 920, kayıplar 6 bin 34 olarak açıklanırken Tay- land'da 5 bin 321 kişinin öldüğü, 3 bin 170 kişinin kayıp olduğu bildirildi. Aceh'e havadan yardım Tsunaminin en büyük yıkımı yarattı- ğı Endonezya'nın Aceh bölgesinde yar- dım dağıtımları bütün hızıyla sürüyor. Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği (UNHCR) Endonezya'daki kalabalık kamplara ve hâlâ ulaşılamayan bölgelere hava yoluyla yardım dağıtma- ya başladığını açıkladı. UNHCR Sözcü- sü Fernando DclMundo,havadan yardım dağıtımına önceki gün başladığını, gele- cek hafta Isviçre tarafından bağışlanan üç Super Puma helikopterinin gelişiyle ope- rasyonun hız kazanacağını bildirdi. Ote yandan, Endonezya Savunma Ba- kanı Juvono Sudarsono, deprem sonrası yardım çalışmalarına katılmak için gelen yabancı askerlerin ülkeden ayrılması için tarih belirlemediklerini söyledi. Sudarso- no, ülkesini ziyaret eden ABD Savunma Bakan Yardımcısı PauIWolfowilz ile gö- rüşmesinin ardından yaptığı açıklama- da, mart sonunu, yabancı askerlerin ül- keyi terk etmcsi için son süre olarak be- lirlemediklerini, yabancı askerlerin mart- tan sonra da yardım operasyonlannı sür- dürebileceğini bildirdi. YIKINTILARDAN 'EV YAPIYORLAR - Acehli Zülfikar, tsunaminin yıktığı evinin ycrine, yıkıntıla- rın arasında bulduğu tahtaları ve bir çarşafla çadır kuruyor. Banda Aceh yakııılarında, dev dalgalann yuttuğu Lhokngo köyünde yaşayan Zülfıkar, afette annesini ve yedi kardcşini yitirdi. (Fotoğraf: AP) IRAKTAİŞGAL ASKERİ 'UYAR1LARIDİNLEMEYEN' 4KİŞİYİÖLDÜRDÜ Otomobile tank ateşi Cumhuriyet Reklam Satış Temsilcisi aranıyor. Gazeteniz Cumhuriyet, gazete ve eklerine yönelik artan reklam talebini karşılamak üzere, reklam bölümünde çalışacak deneyimli satış elemanlarına ihtiyaç duymaktadır. Üniversite mezunu, İkna kabiliyeti yüksek, temsil yeteneği olan ve insan ilişkilerinde başarılı, İletişim ve satış becerileri gelişmiş, Dinamik, sonuç odaklı, iş hedeflerini bireysel hedefleri ile birleştirebilen, İş değişikliğine açık ve söz konusu pozisyonda çalışma konusunda heyecan duyan, Cumhuriyet ilkelerini paylaşan, adaylarm, özgeçmişlerini en geç 28 Ocak 2005 tarihine kadar mkislali@cumhuriyet.com.tr elektronik posta adresine yollamaları gerekmektedir. Tüm başvurular gizli tutıılacak, ancak sadece olumlu bulunan adaylar ile bağlantı kurulacaktır. Dış Haberler Servisi - Irak'ta Ameri- kan askerlerinin dün sabah bir araca ateş açması sonucu dört kişinin öldüğü be- lirtildi. Musul'da yapılan operasyon- da ise 5 Iraklı öldürüldü. Irak polisi ve görgü tanıklan, Samar- ra kentinin dışında seyreden aracın, tank ateşiyle vurulduğunu ve saldırı da 4 kişinin öldüğünü söylediler. Amerikan ordusundan bir sözcüyse uyarılara uymayarak hızla ilerleyen araca ateş açıldığını, ancak olay yerin- de tank bulunmadığını ıfade etti. Ara- cın sürücüsüyle yanındaki yolcunun yaralandığını belirten sözcü, olayda ölenler olup oimadığına ilişkin bilgisi olmadığını söyledi. ABD ordusu, Babil eyaletinde bir Amerikan askerinin öldüğünü bildirdi. El Anbar eyaletindeyse bir askerin ka- za sonucu yaşamını yitirdiği belirtildi. Irak'ta savaşın başladığı Mart 2003'ten bu yana ölen ABD askeri sayısı 1362'ye ulaştı. Öte yandan, Irak'm kuzeyinde- ki Erbil'de, önceki akşam Irak Kürdis- tan Yurtsever Birliği (IKYB) liderı Ce- lalTalabani ve irakKürdistan Deınok- ratik Partisi (IKDP) lideri MesutBar- zani'nin de katıldığı parlamentodaki toplantının çıkışında bombalı saldırı düzenlendiği ve 7 kişinin öldüğü yö- nündeki haberler yalanlandı. Musul'da operasyon başlatan ABD güçleri, 5 Iraklıyı öldürürürken, 11 ki- şiyi de gözaltına aldı. Irak'ta çeşitili saldırılarda 2 Iraklı polisve 1 Iraklı öl- dürüldü. Temsilciliğe Katyuşa rokcti Mezopotamya Haber Ajansı'na (MHA) konuşan Hrbil emniyetinden bir yetkili, önceki akşam lKDP'nin Er- bil'deki 2. bölge temsilciliğine bir Kat- yuşa roketi atıldığını ancak roketin he- defini şaşırarak bir evın yakınına düş- tüğünü söyledi. Bir Türk televizyon kanalı Türkıneneli Televizyonu'na da- yanarak parlamentonun yakınında sal- dırı düzenlendiğini bildirmişti. Süley- maniye'deki Gazeteciler Sendikası Baş- kanı Mustafa Salih, MHA'ya yaptığı açıklamada saldırıyı yalanladı. IKDP ve IKYB yetkilileri de "haberin nıak- satlı olduğunu" belirttiler. EBU GARİB CANAVARINA HAPİS CEZASI _ Işkenceciye 10 yılDış Haberler Servisi - Irak'ta Ebu Garib Cezaevi'nde tutuklulara işkence yapılmasına ilişkin ABD'de açılan davada suçlu bulunan Amerikalı Çavuş Charles Graner, 10 yıl hapis cezasına çarptırüdı. Ebu Garib hapishanesinde Iraklılara kötü muamele eden Amerikalı hapishane görevlılerinın elebaşısı olarak gösterılen Graner, askeri mahkemece er rütbesine indirildi; her türlü ücret, işsizlık ve sağlık ödeneğinden de mahrum edildi. Maksımum 15 yıl hapis cezası istemiyle yargılanan Graner'ın duruşmasında, 4 Kara Kuvvetlerı sııbayı ve 6 üst düzey askerden oluşan jüri, yaklaşık iki saatlik toplantının ardından verilecek cezayı saptadı. BIÇAK SIRTI EROL MANİSALI Yunanistan'ın Türkiye Politikasını Anlamak Yunanistan 199O'lı yılların sonlarına kadar Tür- kiye'ys karşı sürekli olarak kriz politikası izledi. Kıbrıs ve Ege konusundaki taleplerini askeri vefi- ili kışkırtmalarla elde etmeye çalıştı. - Yunan jet uçaklarının ve savaş gemilerinin ha- va sahamızı ve karasularımızı ihlalleri sıkça ortaya çıktı. - Hemen her hafta Ege'de bir Türk balıkçı tek- nesinin Yunan kuvvetlerinin saldırısıyla karşı kar- şıya kaldığını gördük. Atina siyasi olarak çıtayı sürekli yükseltip her alanda Türkiye'ye karşı ilan edilmemiş bir savaş yürütüyordu. PKK'ye eğitim ve malzeme vererek gizlice Tür- kiye'ye sokup terör faaliyetlerini bile yönlendiri- yordu. Hatırlayalım, 1990-1999 arasında Yunan sınırından geçerken yakalanan birçokteröristin iti- rafları gazetelerde yayımlanmıştır. Ancak Yunanistan Türkiye'ye karşı yürüttüğü kriz politikasından bir sonuç alamıyordu. Aksine dün- yaya gerçek yüzünü göstermiş oluyordu. Avrupa Birliği'nin arkasına saklanarak Türkiye'den iste- diklerini elde etmek daha akılcı bir yol oldu. 1) 1995'te Türkiye'nin Gümrük Birliği ile AB'ye tek yanlı bağlanması, 2000'e yaklaşırken sonuç- larını göstermeye başlamıştı. Andre Mango'nun 2000'de bana şaka yollu söylediği sözü hiç unu- tamıyorum: "AB, Yunanistan'a her yıl verdiği 5 milyardolaryardıma hiç üzülmüyor; 10milyardo- ları dış ticaret fazlası ile Türkiye'nin sırtından na- sıl olsa kazanıyor." Türkiye AB'nin kıskacı içıne alı- nıyordu, Atina'nın artık kriz politikası izlemesine hiç gerek yoktu. 2) Ankara hükümetleri de, bazı iş çevrelerinin gay- retleri sonucu Yunanistan'ı birdenbire melek ilan etmişlerdi. Öcalan birRum pasaportu ileAfrika'da Yunan Büyükelçiliği'nde yakalandığı zaman bile Dışişleri Bakanı Ismail Cem Atina'ya dostluk mek- tubu gönderiyordu! Ankara hükümetleri ve bürokrasisi kıskaç altına alınmışlardı. Oysa Yunanistan, Kıbrıs ve Ege ko- nularında eski katı tutumunda en ufak bir değişik- lik yapmamıştı. Peki değişen neydi? Değişen Ati- na'nın yöntemi idi. Artık iğne, acıtmadan batırıla- caktı. Ankara'da ve Istanbul'da bunun altyapısı hazırlanıyordu. Medya mı, yoksa... 3) Medya denetim altına alınmıştı. Dışişleri Ba- kanlığı'nınyaptırdığı bir araştırmadaTürkiye ile Yu- nanistan arasında meydana gelen olaylarda iki ta- rafın medyalarının tutumu ortaya kondu. Aynı olay- lar için iki ülke medyalarının değerlendirmeleri il- ginçti; 2500 haber ele alınmıştı; Yunan medyasın- da yüzde 85'i olumsuz olarak değerlendirilmişti. Bu- na karşılık Türk medyasında aynı olayları olumlu değerlendirenlerin oranı 74 idi. Medya gayri milli sermayenin güdümüne girmişti. Bu ancak Hitler veya Stalin rejimlerinde görü- lebilecektürdendir. Türkiye'de "Batı'ya tek yanlı bağ- lanma sürecinde verilenlerin halk tarafından an- laşılmaması için" medya karartma uyguluyordu. Bu süreç 1989'da başlatılan Sessiz Darbe'nin deva- mıydı. Yunanistan ise geç uyandı. Sessiz Dar- be'den nasibini 1999'dan itibaren elde etmeye başladı. Artık Türkiye'ye karşı "kriz politikalarına hiç ge- rekyoktu". Atina Türkiye içinde de ortaklar bulmuş- tu. Hem de her çevreden, dinsizi, Islamcısı, libe- rali, aşırı solcusu, bölücüsü.. her uçtan işbirlikçi- lervardı. BunlaraslındaBatıkapitalizminin(veem- peryalizminin) işbirlikçileriydiler. Eh, Yunanistan da onların safında olduğuna göre Atina'nın da istek- leri karşılanmalıydı. Içimızdeki Danimarka, Atina için çalışmaya başlamıştı. 1995,1999 ve 17 Aralık dönemeçleri Atina 1995 döneminde pek uyanamadı. Güm- rük Birliği'nin bir örümcek ağı gibi Türkiye'yi AB'nin kucağına oturtacağını Yunan bile tahmin edeme- di. Oysa Kasım 1994'te Türkiye'ye karşı gösterme- lik "Yunan vetosu" tezgâhı içinde, Atina başrolü oynamıştı. Ancak, bizim Danimarka'nın bu kadar başarılı olabileceğine Palikarya'nın bile aklı yet- memişti. Dışişleri bakanlarımız sirtakileri oynamaya baş- ladığında, Atina ne büyük bir iş başarmakta oldu- ğunu ancak o zaman gördü. 1999'da Helsinki Doruğu'nda, Kıbrıs Fatih'i Ece- vit'e kanırta kanırta Ege ve Kıbrıs koşullu belge en yakınındakilertarafından imzalattırılıyordu. Yunan Başbakanı Simitis Helsinki'den Atina'ya dönü- şünde, Büyük Iskender gibi karşılandı. - Ancak Atina için en büyük başarının 3 Kasım 2002'den sonra başladığını kabul etmek gerekir. AB'nin tüm taleplerini karşılamaya hazır bir hükü- metin gelmekte olduğunun belki Atina da farkın- da değildi. Cumhuriyet tarihimizin Avrupa'ya ve ABD'ye en yakın hükümeti işbaşına gelmişti. Ve Atina en bü- yük ödünlerini bu dönemde kopardı ve götürdü. - Yeni gelenler, "Bu iş Denktaş'/a olmaz, 40yıl- lık Kıbrıs politikamız değişecek" diyerek ışe baş- ladılar. Yunanistan'ın artık bir şey istemesine ge- rek bile yoktu; talepleri, onun yerine Brüksel yapı- yordu. -13 Şubat2004'teAnnanPlanı, ABD, ABve An- kara hükümetinin işbirliği ile gerçekleşti. Aynı iş- bırliği 24 Nisan'da KKTC'deki oylama sırasında da görüldü. - 1 Mayıs 2004'te Rumlar "Kıbrıs Cumhuriyeti ve tüm adanın temsilcileh olarak" AB'ye katılır- ken Ankara, uluslararası antlaşmalardan doğan haklarını kullanmıyordu. 1959-60 antlaşmaları bu birleşmeyi engelliyordu. 17 Aralık belgesi ise yalnız Kıbrıs'ı ve Ege'yi de- ğil, Fener Patrikhanesi'ni de Atina lehine halledi- yordu. Atina bütün istediklerini Brüksel'e yaptırt- mıştı. Hem de Türkiye'yi AB'nin himayesi ve güdümü altına sokarak. Yunanistan'ın Türkiye politikasın- daki başarısı, Türkiye'nin iç dengesizliklerindeki başarısızlığın üzerine kurulmuş oluyordu. Bu den- gesizlikler Türkiye üzerindeki Batı hesaplarının kar- şılanması için Lozan'ı da tartışmaya açıyordu. www.istanbul.edu.tr/iktisat/emanisali Charles Graner. (AP) Kalbinizi Koruyun TÜRK KAJLP VAKFI 19 Mayıs Cad. No: 8 Şişli/lstanbul Tel: (212) 212 07 07 (pbx) (10 hat) Faks: (212) 212 68 35
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle