25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
15 OCAK 2005 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER Dünyada 1.3 milyar insan su kıtlığı çekiyor. Ülkemizde kişi başına düşen miktar yılda 1600 metreküp Türkiye sustresinde 2010'AADAYOLDU ÖZLEM GÜVEMLİ Yeryüzündeki canlılann yaşam kay- nağı tatlı su kaynakları giderek azalıyor. Dünyada 1.3 milyar insan su sıkıntısı çe- kiyor. Türkiye de bir yılda kişi başına düşen 1643 metreküplük miktar ile "su stresi" çeken ülkeler arasında yer alıyor. İstanbul Üniversitesı Su Ürünlerı Fa- kültesi Dekanı Prof. Dr. Salih Çelikka- le, "Türkiye, su çeşitliliği açısından çok zengin. Bu kayııaklarını akılcı olarak kullaııır ve korursa uzun süre su stresi- ne ginneden idare edebilir" dedı. E)ünyanın yüzde 7()'inin sularla kap- lı olmasına karşın tatlı su kaynakları bununyalnızcayüzde2.5'ini oluşturu- yor. Dünya nüfusunun beşte biri su kay- naklannın yanlış kullanımı, kırlilık, alan kaybı gibi ncdenlerden dolayı sağlıklı, temız ve içilebilir suya ulaşamıyor. 2025 yılında dünya nüfusunun 7.8 milyara çıkacağı ve 2.8 milyar kişinin su sıkın- • Türkiye'nin sanıldığı gibi su zengini bir ülke olmadığına dikkat çeken IÜ Su Ürünleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Salih Çelikkale, "Suyun kıymeti bilinmiyor. Mevcut kaynakları akılcı olarak kullanır ve korursak uzun süre su stresine girmeden idare ederiz" dedi. tısı çekeceği tahmin ediliyor. IÜ Su Ürünleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Salih Çelikkale, dünyada petrol için yapılan savaşlann yakm gelecekte su için yapılmaya başlanacağını söyledi. Yüzde 50'si Brezilya ve Çin'de Dünyadaki tatlı su kaynaklannın yüz- de 50'sinin Brezilya ve Çin'de bulundu- ğunu anlatan Çelikkale, "Geri kalan tatlı su kaynaklan da hiç adil bir şekil- de dağılmamış. Dünya nüfusunun yüz- de 5'inibanııdııanOrtadoğu,su kaynak- lannın sadece yüzde 1 'ine sahip" dedi. Türkiye'nin de sanıldığı gibi su zen- gini bir ülke olmadığına dikkat çeken Çelikkale, ileride bu konuda sıkıntı ya- şanacağını ifade etti. Çelikkale, Turgut Özai dönemınde Manavgat suyunun Israil'e verilmesinin söz konusu olduğunu anımsatarak "Bu o zanıanlar Amerika'nın isteğiydi. Anıa bugün sadece İsrail'e değil, ihtiyacı olan diğer Arap ülkelerine su verilebilir. Su- riye, Irak, Ürdün gibi ülkelerin teknik eloınanlaı ı Türkiye'de eğitilmeli. Mev- cut suvu en iyi şekilde kullanmayı onla- ra öğretebiliriz" diye konuştu. Çelikkale, suyun kullanımında para- nın çok önemli bir faktör olduğunu di- le getirerek şöyle devam etti: 'Kıymetini bilmiyoruz' "Suyun kullanımında yeterli teknik altyapıya sahibiz. Türkiye'de 28.6 nıilyon hektar taııın arazi- sinin 24.5 nıilyon hektarı yağ- nıura bağlı olarak sulanıyor. Bu miktan ne kadar azalur- sak tanmsal potansiyel ar- tar. Fırat Nehri'nin yüzde 35'ini, Dicle Nehri'nin de yüzde 13'ünü kullanabili- yoruz. Türkiye'de suyun kıyme- ti bilinmiyor. 175 bin kilonıet- re uzunluğunda akarsu, 906 bin hektar doğal göL, 15 bin hektar gölet, 70 bin hektar al- gün gölü, 378 bin hektar baraj gölü var. Ancak bu kaynaklanmızı konıyamıyoruz. Toplumsal çevrebilin- cine ihtiyacmıız var." BİLİMİNSANLARINDAN AÇIKLAMA 'Su çekilmesi normal, deprem riski heran var' İstanbul Haber Servi- si-Bilim insanları, Mar- mara Denizi sahillerin- de son günlerde gözle- nen deniz suyu seviye- sindeki düşüşlerin, a(- mosferbasıncındaki de- ğişimler, ayın ve güne- yin çekim etkileri ve rüzgârdan kaynaklan- dığını belirttiler. Uz- manlar, Türkiye'nin her an deprem riskiylc kar- şı karşıya olduğu gerçe- ğinin de göz ardı edile- meyeceğine dikkat çek- tiler. Bogaziçi Ünivcrsite- si(BU)KandilliRasat- hanesi ve Deprem Araş- tırma Enstıtüsii'nde, bi- lim insanları ve ilgili birimlerin katılımıyla, MUĞLA 4.1'LE SALLAIMDI MUĞLA (AA) - Muğla'nın Ula ilçe- sinde dün akşam saat 2l.45'te4.l büyüklü- ğünde deprem mey- dana geldi. Boğaziçi Üniversitesi (BÜ) Kandilli Rasathane- si'nden alınan bilgiye göre, merkez üssü Ula ilçesi olan 4. l büyüklüğündeki dep- rem, Muğla ve çevre ilçelerde de hissedil- di. Muğla valisi Hü- seyin Aksoy deprem- de herhangi bir yaralanma, can ve mal kaybı olmadığmı söyledi. Marmara Denizi sahil- lerinde gözlcnen su se- viyesindeki değışimle- re ilişkin toplantı ya- pıldı. Denız Kuvvetle- ri Komutanlığı Seyir Hidrografi ve Oşinog- rafi Dairesi Başkanlı- ğı, İstanbul Büyükşe- hir Belediyesi Zemin ve Deprem İnceleme Müdürlüğü, İstanbul Teknik Üniversitesi Meteoroloji Mühendis- liği Bölümü, TÜBİ- TAK Mannara Araştır- ma Merkezı ve Ulusal Deprem Konseyi'nden yetkililerin katıldığı top- lantının sonunda ortak bir açıklama yapıldı. BÜ Kandilh Rasathane- si ve Deprem Araştınna Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Gülay Bar- barosoğlu yaptığı or- tak açıklamada, Mar- mara Denizi sahille- rinde su seviyesinde görülen düşüşün son derece doğal olduğu kaydedıldi. Açıklamada, "An- cak Türkiye'nin bir deprem ülkesiolduğu göz öııiine ahnarak riim bu verilerden ba- ğımsız olarak ülke- mizde her an deprem riski olabileceği göz ardı edilmemclidir. Ülkemiziıı çok büyük bir bölümünde bü- yüklüğünü ve zama- nını önceden bileme- yeceğimiz, hasar ve- rici bir depremin meydana gelmesi olasıhğı her zaman vardır" denildi. ÖLÜMÜNÜN 82. YILDÖNÜMÜ Zübeyde Hanım mezarı başında anıldı İZMİR(Cumhuriyet Ege Bürosu) - Ulu ön- der Mustafa Kemal Atatürk'ün annesi Zü- beydc Hanım, öliimü- nün 82. yılında Karşı- yaka'daki mezarı ba- şında anıldı. Karşıyaka Kayma- kamı Mustafa Arslan, Karşıyaka Belediye Başkanı Cevat Durak ve tzmir Valisi Yusuf Ziya Göksu'nun eşi Meral Göksu'nun da katıldığı törende, me- zara çelenk konulma- sının ardından saygı duruşunda bulunuldu ve Istiklal Marşı okun- du. Zübeyde Hanım İl- köğretim Okulu öğren- cisi Delal Öz'iin "En Büyük Anamıza" adlı şiiri okuduğu törende konuşan Meral Göksu "Atamızın Latife Ha- nım'la İzmir'de evlen- mesi, annesi Zübeyde Hanım'ın İzmir'de ve- fat ettikten sonra bura- da ebedi istirahatgâhı- na koıuılnıası,İzmir'in ulu önder için farklı bir anlam taşıdığını orta- ya koymaktadır. Ata- türk'ün, Zübeyde Ha- nım'ı bizlereemanetet- nıesi, İzmir'in önemi- ni bir kez daha ortaya koymuştur" dedi. Karşıyaka Belediye Başkanı Durak, meza- rın bulunduğu parkı 8 Mart Dünya Kadınlar Günü'nde ışıklandıra- caklarını bildirdi. meydan okuyorlar - f't „ J* i Doğu Anadolu Bölgesi'nde kar ve fırtına nedeniyle telefon hatlarında meydana gelen arızalar, zor doğa koşulları altında onarılıyor. Telekom çalışanları, ısının eksi 20 dereceye düşmesine, tipi ve fırtınaya rağmen onarım çalışmalarını aksatmıyorlar. Erzurum'un Horasan ilçesine bağlı Şeyh Yusuf Köyü'nün telefon görüşmelerini sağlayan hatta meydana gelen arızanın onarımı, çok zor şartlar altında yapılıyor. Zaman zaman 1 metreyi aşan karı temizledikten sonra donan toprağı da 1.20 santimetre kazmak zorunda kalan Telekom çalışanları, daha sonra diktikleri 8 ile 10 metre arasındaki telefon direklerine tırmanarak yeni kabloları çekmek için olağanüstü çaba harcıyorlar. Telefon hattında çalışma yürüten Telekom ekibinin şefi Abdullah Alan "Tüm zorluklara rağmen insanlara hizmet götürmek i çok güzel" diye konuştu. (Fotoğraf: AA) ENERJİ İÇECEKLERİ Komisyon AB yi örnek gösterecek ANKARA (ANKA) - Ulusal Gıda Kodeksi Komisyonu, Damştay kararıyla toplatılmasına karar verilen enerji içecekleri konusunda AB ülkelerindeki uygulamalann incelenmesını kararlaştırdı. Tannı ve Köyışlerı Bakanlığı, Danıştay'ın enerji içeceklerimn ıçındeki kafein miktannın 150 miligramdan 350 miligrama çıkanlmasım düzenleyen tebliğle ilgili "yürütmeyi durdurma" karan vermesi üzerine, valiliklere ve tanm il müdürlüklerıne bir genelge göndererek kararın uygulanmasını ıstemiştı. Bakanlığın karan üzerine Yeni Gıda Yasası kapsamında oluşturulan Ulusal Gıda Kodeksi Komisyonu toplanarak enerji içeceklenni ele aldı. Komisyon, Tarım ve Köyişlen Bakanlığı ve Sağlık Bakanhğı'yla Sanayı ve Ticaret Bakanlığı'ndan birer, üniversıtelerden üç bilım adamı ve bir özel sektör temsilcisınden oluşuyor. Komisyonda görüşlerini bildıren üyeler, yeni bir tebliğ hazırlanmadan önce AB'nin 2003 yılında enerji içeceklerıyle ılgılı olarak yayımladığı bilimsel raporun ve AB ülkelerindeki uygulamalann ıncelenmesıne karar verdiler. Komisyon üyelerinden edınılen bilgiye göre, AB'nin hazırladığı bilimsel raporda enerji içecekleri ülkelerin kendı tercihine bırakılmakla beraber söz konusu kafein miktannın hamile kadınlar harıç olmak üzere insan sağlığına zararının bugüne kadar tespit edilmediği belirtiliyor. Tarım ve Köyışleri Bakanlığı, AB Komisyonu bilimsel raporunu mahkemeye ek savunma olarak sunacak. Iskenderun'daki pisliğin çıkarılmasını isteyen çevreciler bugün yetkilileri göreve çağıracak Zehirgemisine helvalı protesto AKINBODUR İSKENDERUN-Uzmanlar, Is- kenderun Körfezi'nde 6 Eylül'de batan M/V ULLA gemisinin çıka- rılması sırasında yapılacak "elleç- leme" işlemi sırasında 2 bin 200 ton toksik yükün kum gibi dağı- lacağı uyansında bulundular. Yü- kün bir an önce çıkarılmasını is- teyen çevreciler dc bugün helva da- ğıtarak protesto gösterisi yapacak. Iskenderun Kaymakamı Cen- giz Horozoğlu, yaptığı yazıh açık- lamada batık gemiyle ilgili olarak Başbakanlık tarafından Çevre ve Orman Bakanlığı koordinatörlü- ğünde bir çalışma grubu oluştu- rulduğunu belirterek "Bu güne kadar yürütülen çalışmalar neti- cesindc atık yükü çıkartma işlemi- ne başlama noktasına gelinmiştir. İspanya hükümeti 10 Aralık 2004 tarihli yazısı ile l lla gemisinin yü- künü geri alnıa taahhüdünü teyit etmiştir" dedi. ODTÜ Çevre Mühendisliği Bö- lümü'nce yapılan çalışmalarla ge- mi ambarındaki toksik yükün çi- mento görünümünde olduğunun belirlendiğini anlatan Horozoğlu, açıklamasında "ODTÜ'Iü uzman- lar yükün yüzeysel olarak sertleş- miş olsa da clleçlcndiğinde kum gibi dağıldığını aynca yaptıklan analiz sonucuna görede aüğuı teh- likeli özellik arz etmediğnû tespit etmiştir" ifadelerine yerverdı. Ho- rozoğlu'nun açıklamalanyla OD- TÜ Çevre Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ülkü Ye- tiş'in 7 Mart 2000 tarihli raporu- nun çelişmesi dikkat çekti. Horo- zoğlu toksik yükün tehlikeli ol- madığını iddia ederken, Yetiş 5 yıl Toksik viiklü 1WV ULLA gemisiyle ilgili bir çalışma grubu oluşturuldu. önce hazırladığı raporda "Analiz cdilen ömeğe ait sızıntı suyunda bulunankrom derişiminin, tehli- keli atıklaı için tanımlannuş sınır değerler içerisinde bulunması ne- deniyle, atıgın tehlikeli' nitelikli olduğunu göstermiştir" demişti. ULLA gemisindeki toksik yü- kün çıkarılması için hükümetin hiçbir duyarlılık göstermedığini belirten 14 sıvıl toplum örgütü de Başbakan RecepTayyipErdoğan, TBMM Meclis Başkanı Bülent Arınç ve Çevre ve Orman Baka- nı Osman Pepe'yi faks yağmuru- na tuttu. ULLA Karşıtı Platform Dönem Sö/cüsü Aylin Canpolat Odemiş de batık geminin geliş- miş dünyanın bir ayıbı olduğunu ifade ederek "Sorun İskende- run'un ekonomisini olumsuz ola- rak etkiliyor. 15OcakCumartesi günü yapacağımız protesto göste- risiyle deyetkilileri bir kez daha gö- reve çağıracağız. ULLA bir cena- zedir. Bunun için helva dağıtaca- ğız" diye konuştu. İstanbul'un hayali Avıupa başkenti ANKARA (ANKA) - Türkiye, AB Komisyonu'na İstanbul'un Avrupa Kültür Başkenti olması için nıyet mektubu yazdı. Mektuba gelen yanıtta, Türkiye'nın 2010 yılında ıstediği Avrupa Kültür Başkentliği için 2005 yılına kadar gerekli projeyi hazırlaması tavsiye edildi. Kültür ve Tıırizm Bakanlığı'ndan edinılen bilgiye göre İstanbul'un Tehlike Altındaki Miras Listesi'ne girmesinin engellenmesi amacıyla Koruma Amaçlı Imar Planrnın onaylanarak yürürlüğe gımıesi için çalışmalar başlatıldı. Kültür ve Turizm Bakanlığı UNL; SÇO Rapor Koordınatörlüğü'nün hazırladığı ve kat yükseklığınden, belirli bölgelere verilecek ticari, turistik ve benzeri fonksıyonlara kadar pek çok kııralı belirleyen planın, 29'uncu dönem UNL-SC'O Kültürel Miras Toplantısı'na kadar tamamlanmasının Türkiye açısından büyük bir adım olacağı belirtiliyor. Öte yandan Dışişleri, Küllür ve l urizm Bakanlığı ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi, İstanbul'un 2010 yılında "Avrupa Kültür Başkenti" olabilmesi için AB Komisyonu'na bir niyet mektubu yazdı. Mektuba gelen yanıtta, kültür başkentliği için sadece AB'ye üye ülkelerin aday olabilmelcrine ilişkin kararın kaldırılması olasılığının bulunduğu belirtilerck, Türkiye'nin 2005 yılına kadar "Avrupalıük" boyutunu ön planda tutan projeyi hazırlaması tavsiye edıldı. Ancak Dünya Miras Listesi'nde bulunan İstanbul'un Tehlike Altındaki Miras Listesi'ne girmesi söz konusu olduğundan, öncelikle bu tchlikcnın ortadan kaldırılması gerekiyor. Aksi halde şehrın 2010 yılında Avrupa Kültür Başkenti olması da tehlikeye girebilir. Dünya Miras Listesi'ndeki durumu tehlikede olan İstanbul'un Avrupa Kültür başkenti olabilmesi için Büyükşehir Belediyesi, AB Komisyonu'na mektup yazdı. İstanbul'un 2005 yılına kadar 'Avrupalılık' projelerinin hazırlanması istendi. GIDA GÜVENLİĞİ YETERSlZ ÜÜrünlerimiz kapıdan dönüyor İZMÎR (Cumhuriyet Ege Bürosu) - Türkiye'nin, gıda güvenliğı konusunda ıstenilen düzeye ulaşamadığı vurgulandı. AB'deki sıkı denetımler nedeniyle, 2002 yılında ürünü geri gönderilenler arasında Çin ve Tayland'dan sonra üçüncii sırada yer alan Türkiye'nin, 2OO3'te ise Iran'ın ardından ikiııci sıraya yükseldiğıne dikkat çekildi. Ziraat Mühendısleri Odası İzmır Şube Başkanı Kamil Okyay Smdır, tüketicilerın bir gıdayı alırken katkı maddelerine, içeriğine baktığını, ancak asıl hammadde olan tarım ürününün ne kadar güvenlı olduğunu göz ardı ettiğini vurguladı. Türkiye'de tarım alamnda zirai ilaçların bılinçsizce kullanıldığını vurgulayan Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesi Bitki Koruma Bölümü Öğretim Görevlisi Prof. Dr. Naiîz Delen de "İnsan sağlığı açısından en zehirli pcstisitler kullanılıyor. Ulkemizdeki insanların ne derece zarar gördüğü ise yeterince araştırılmıyor" dedı. Tarım ürünlerimizin yüzde 70'inin AB ülkelerine gönderildiğini anımsatan Prof. Delen şunlan söyledi: "AB ülkelcrinde denetimler çok sıkı. Son yıllarda ürünlerin ııygun bulunnıayarak geri • gönderilme sıklığı artû. 2002 yılında ürünü geri gönderilen ülkeler arasında Çin ve Tayland'dan sonra ikiııci sıradaydık. 2003 yılında ise İran'ın arkasından ikiııci sırada geldik. Bu dııı ıınıdan en çok ctkilenenler de bebekler ve çocuklar. Biz AB'ye girerken en büyük avantajımızı genç nüfıısumuz olarak görüyoruz, anıa bu nüfusun beslenmesine ne kadar önem verdiğimiz de ortada." Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesi Bahçe Bitki lcri Bölüm Başkanı Prof. Dr. Uygun Aksoy da Avrupa'da gıda konusuna bu denli önem verilmesindeki etkenin tüketici olduğunu söyledi. Avrupa Birliği'nin sıkı denetimleri nedeniyle 2003 yılında ürünleri geri dönen ülkeler sıralamasında üçüncülükten ikinciliğe yükseldi. Tarım ürünlerinin yüzde 70'i Avrupa Birliği denetiminden geçemedi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle