Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 15 OCAK 2005 CUMARTESİ
CHP KURULTAYINA DOGRU
DimADABUGUN
ALİ SİRMEN
Canım Sıkılıyor...
Ingiliz Edebiyatı'nın başı dertten kurtulmayan
haylaz çocuğu Oscar VVilde'ı mahkemeye çıkar-
mışlar. Müstehcenlikle suçluyorlarmış kendisini,
yargıç sormuş:
- Kitabınızın müstehcen olduğu iddiaediliyor, siz
ne diyorsunuz?..
- Daha kötüsü Sayın Yargıç, demiş Oscar Wil-
de, kitabım yeterince iyi değil.
Kimi suçlamalar geçer, suçlardeğişir, amakitap
kalır, kalitesi de...
RecepTayyipErdoğan'ın Rusyagezisi sırasın-
da eşine hediye edilen, kimine göre otuz, kimine
göre kırk beş bin dolarlık mücevher konusu, med-
yanın baş konusu haline geldi.
Ben bu satırları yazarken henüz Emine Hanım'ın
neye karar verdiği, hediyeyi iade edip etmeyece-
ği belli olmamıştı.
Doğrusu beni çok da ilgilendirmiyor.
Hediye iade edilse de edilmese de, yaşananlar
olmuştur ve bir Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı ola-
rak doğrusu utanıyorum.
Her ne kadar, her vatandaş kendi ülkesinin yö-
neticilerinin görgü ve bilgi düzeyinden sorumlu
değilse de böyle bir şeyin bizim yöneticilerimizin
başına gelmemiş olmasını tercih ederdim.
Bu yüzdendir ki, canım sıkılıyor, hem de çok...
• ••
Doğrusu olaya demokrasinin bir cilvesi olarak bak-
mak, bu tür tesahüp duygularını yeni yükselen sı-
nıfların iktidara kadar tırmanmalarının doğal sonu-
cu olarak yorumlamak, hatta buradan hareketle şu-
nu söylemek de mümkün:
- Görüyorsunuz, ne kadar demokratik bir ülke-
yiz; öyle asalet duyguları ve davranışları bile aran-
mıyor yönetime yükselmede...
Böylelikle demokrasinin erdemini de vurgula-
mış oluruz.
Olur muyuz acaba?
Bu duyguları ilk kez, özal Iktidarı sırasında duy-
muştum. Başlangıçta, hem utanmıştım hem de
canım sıkılmıştı.
Rahmetli Özal, hem politikaları, hem davranışı,
hem ailesinin tavrıyla Türkiye'ye damga vurmuş bir
adamdı.
Devlet büyüklerine değerli hediyelerin alenen
verilmesi geleneği kızı Zeynep'in bir Jaguar'ı ka-
bul etmesiyle başlamıştı.
Bir gün Turgut özal'ın ve çevresinin tavırlarından
çok rahatsız olan birarkadaşım kendi kendinena-
fileteselli ararken,
- Bu da geçer yahu, demişti...
- Geçer geçmesine de, demiştim, iz bırakır, yol
açar, yol artık açıldı bir kere.
Ne yazık ki, gerçekten öyle oldu.
* • •
Ben Emine Hanım'ın, hediyeyi iade edip etme-
mesiyle ilgili değilim, çünkü etmese de etse de bir
şey değişmeyecek; yaşanan yaşanmıştır. Olayda-
ki çirkinlik, yasaya aykırılığın da üstündedir.
Daha önce zevcinin kahramanı olduğu hediye
otobüs, Airbus'taki hediye ve mahdum beye ge-
len hediye olayları da unutulmuş değil.
Doğrusunu isterseniz, beni en fazla hayıflandı-
ran, geleneksel Türk ahlakının o kanaatkârlık ve gö-
zü tokluk niteliklerinin yok olmuş olmasıdır.
Eskiden Türk halkı bugünkünden daha yoksul-
du. Ama tokgözlüydü, aç olsa açlığını belirtmez,
hiçbir şeye tenezzül etmezdi.
Muhafazakâr olduğunu söyleyen çevrelerin dav-
ranışlarına baktıkça, geleneksel ahlaki değerleri-
mizin bu yönlerinin yok olmakta olduğunu görü-
yor ve çok üzülüyorum.
Geleneksel ahlaki değerlerimizde, yoksulluğun
kendi asil görgüsüydü egemen olan.
Şimdi onlar değişti.
Bitirirken, kırkyıl önceki biröyküyü anımsadım.
1964 yılında Istanbul Hukuk Fakültesi son sınıf
öğrencisiyken yıllık komitesinde görev almıştım.
Reklam almak için Eczacıbaşı'na gittik. Şakir Ec-
zacıbaşı, büyük kibarlık gösterdi, bizleri kabul et-
ti. Talebimizi dile getirdik.
Cevabı açık ve netti:
- Sizin güzel mezuniyet resimleriniz çıkacak di-
ye bu parayı niye vereyim? Yoksul çocuklara okul
yapılmasına harcarım dahi iyi, dedi.
Canım sıkılmıştı.
- Bakın beyefendi, dedim, benim mezun oldu-
ğum okul dolayısıyla böyle heveslerim yok, onla-
rın çoğunu tattım. Ama yarın öbiir gün Türkiye'de
yargıç, savcı, Yargıtay üyesi, vali olacak olan ve bu-
güne dek bu olanaklardan mahrum kalmış bulu-
nan gençlerin bu heveslerini tatmin etmekte san-
dığınızdan daha büyük bir toplumsal yarar vardır.
Derdimi Şakir Bey'e anlatabilmiş olmalıyım ki, rek-
lam vermeyi kabul etti.
Bilmem nereden geldi aklıma bu anı?..
asirmen@cumhuriyet.com.tr
CAFER DURSUN'A YANIT
HalukKoç: JİTEM'i
bilmem, tanımam
Haber Merkezi - CHP Grup Başkanvekili
Haluk Koç, Yüksek Disiplin Kurulu üyesi
CaferDursun'un, "Bakırköy Belediye
Başkanı Ateş Ünal Erzen hakkuıda Jİ-
TEM'den (Jandarma Jstihbarat Terörle
Mücadele) sakıncalı olduğu konusunda
Haluk Koç'aevrak geldi" şeklindeki açık-
lamasına tepki gösterdi. "JİTEM'i bil-
mem, bana da böyle bir evrak gelmedi, gel-
mesi için de bir neden yok" diyen Haluk
Koç, şu açıklamayı yaptı: "Ben CHP'nin
içişleri ile ilgili çalışma yapacak konumda
değilim. Partinin grup başkanvekiliyim,
görev alanlannı belli. Benim görevim par-
timizin politikalarını savunmak ve parla-
mentoda muhalefet görevimizi en iyi şekil-
de yerine getirmek için çalışmaktu*. Aday-
lan CHP Genel Merkez yönetimi belirler.
Adaylarla ilgisi olmayan birine JİTEM'den
evrak gelmesi için hiçbir neden yok."
CHP Disiplin Kurulu Üyesi Engin Baba, Deniz Baykal'ı servetini açıklamaya çağırdı:
'Bizi noter gibikullandılar'MÎYASE İLKNUR
Rüşvet iddialan nede-
tıiyle CHP Parti Meclisi
tarafından ihraç istemiyle
tedbirli olarak disipline sev-
k edilen CHP Yüksek Di-
siplin Kurulu Üyesi Engin
Baba, hakkındaki iddiala-
n yalanlayarak Genel
Başkan Deniz Bay-
kal'ı suçladı.
Engin Baba,
hakkındaki iddi-
alara ilişkin şu
açıklamayı yaptı:
"Sayın Genel
Başkan beni ne-
den ihraç istemiy-
le disiplin kuruluna gönderdi nıe-
rak ediyorum. 'Cafer Dursun'dan
paketi aldım diyen arkadaş, Engin
Baba' nın işin içinde olmadığını de-
falarca söylemesine karşılık beni
neden bu söylentiyleilişkilendiriyor.
Amaç DisiplinKurulu'ndaniki mu-
halif üyenin düşürülmesi mi?"
'Sizden rüşvet mi aldık?'
Engin Baba, Disiplin Kurulu'nda
daha önce genel merkezin talimat-
lan doğrultusunda birçok partili-
yi ihraç ettiklerini anımsatarak
"Bizi yıllarca Beyoğlu noteri gibi
kullandılar. O zaman biz genel
merkezden ve Deniz Baykal'dan
rüşvet mi almışnk da birçok par-
tiliye kryıp ihraç karan verdik" de-
di. Genel Başkan Baykal'ı ve ge-
nel merkez yöneticilerini mal var-
hklarını açıklamaya davet eden
Baba sözlerini şöyle sürdürdü:
"Sayın Deniz BaykaL, önce siz ve ge-
nel merkez yöneticileri servetlerini
açıklasuüar. Ben üç dönemdir ge-
nel başkanın listesinden seçiliyo-
runı. (jç dönemdir namuslu idinı
de şimdi mi namussuz oldum? De-
niz Baykal'ın bir tane eserinin, ic-
raatının söylenemeyeceği iddia edi-
liyor. Haksızlık yapıyorîar. Genel
Başkan'ın en öııemli icraatları hi-
zipleşme, ihraçlar ve her kurultay
öncesi komplo teorileri üreterek ku-
rultay kazanmasıdır. Partide ınil-
letvekili ve belediye başkanhklan-
nın sanldığını bütün Türkiye biliyor
artık. Genel Başkan önce bunun
hesabını versin. Bir de kendisinden
para alınan, kapan> alınan beledi-
ye başkanı, miDetvekili ve aday aday-
lannı itirafa davet ediyorum.
'Bizim cebimizde dolar yok'
Kapalı kapılar ardında söyleme-
yin, çıkın konuşun. tl başkanunız bi-
zim dolarlarla dolaşnğımızı söylii-
yor. Bizim cebimizde dolaryok. Ken-
dicebiile kanşbrmış. Ben Öktem' e
şunu soruyorum: Bir belde beledi-
ye başkanımız size geliyor; 'Bel-
demde asfalt yok, tretuvar yok, na-
sıl iş yapayım' diye dertyanryor. Siz
de o belde belediye başkanına' Yav
bırak bunları sen, bölgende Hazi-
ne arazileri var mı, ondan haber
ver. Gel biz ona bakalım' demedi-
niz mi? Sayın il başkanının beledi-
yelerden ihale almak dışmda bir işi
var mı? Sayın Genel Başkan paket
işine kafayı taknuş. Biz paket işin-
den anlamayız, paket alıp verenler
genel başkanın yanıbaşında. Bun-
dan üç beş yıl önce bana olan 7 mil-
yon borcunu ödeyemeyen genel baş-
kanııı yanındaki yönetici 400 bin
dolarlık villadaoturuyor. Genel Baş-
kan da bu eve sık sık konuk oluyor.
Milletvekili maaşıyla o malikhane-
ye nasıl sahip olduğunu merak et-
miyor mu? Genel Başkan da dahil
genel merkez yöneticileri servetle-
rini açıklasm, herkes öğrensin. Ben
şahsen çok merak ediyorum. Bir
açıklayın ne olur?"
MUHARREM İNCE:
*Otuz vekil
LivanelVyi
destekleyecek'
• CHP'lilerin Baykal ve
Sangül seçeneğine
mahkûm edilmek
istendiğini iddia eden CHP
Milletvekili Muharrem
Ince, 30 milletvekili
arkadaşı ile birlikte Zülfti
Livaneli'yi destekleme
karan aldıklannı açıkladı.
VîC/£
j y "" ... »-
V,,
FARUKK1RTAY
YALOVA-CHPYalova
Milletvekili Muharrem İn-
ce, 30 milletvekiliyle birlik-
te Zülfîi Livaneli'yi destek-
leme karan aldıklannı söy-
ledi.
29 Ocak'ta gerçekleştiri-
lecek 13. Olağanüstü Ku-
rultay öncesinde genel baş-
kan adaylannın kulis çalış-
maları sürerken, Yalova
Milletvekili Muharrem tn-
ce, partinin içinde bulundu-
ğu kötü durumdan Genel
Başkan Deniz Baykal'ı so-
rumlu tuttu. Ince, "Sayın
BaykaHa kişisel hiçbir so-
run yaşamıyorum. Ancak
Baykal parti açısından kö-
tü bir yönetim sergihyor.
Partide daha niteliklive bi-
rikimlikadrolarvarkenon-
larla çalışmayı, onların bi-
rikunlerinden yararlanma-
yı düşünmüyor. Bu lavırda
partiyi nkryor" dedi.
Baykal ile birlikte Şişli
Belediye Başkanı Mustafa
Sangül'ün seviyesi gide-
rek düşen bir tartışmanın
içinde olduğunu savunan
Ince, bu nedenle 30 millet-
vekiliyle birlikte Livane-
li'yi destekleme karan al-
dıklannı açıkladı. CHP'li-
lerin Baykal ve Sangül se-
çeneğine mahkûm edilmek
istendiğini iddia eden înce,
Livaneli'yi destekleme ge-
rekçelerini şöyle açıkladı:
" Ljvaneli'nin adayhğı ku-
rultay ı kuşatan bu tavra
karşı bir seçenektir. Livane-
li'yle birlikte parti, ortak
aklın egemenliğuıegirecek-
tir. Solun dagınıklığı gide-
rilebilir. Livaneli, ülkemiz-
de olduğu kadar yurtdışuı-
da da sayguüığı olan bir si-
yasi kariyere sahipüı. Ken-
disi değişinıe açıktır. Onun-
la birlikte, unutıılan,göz ar-
dı edilen gençlik yeniden
CHP'ye kazandınlabilir.
livaneli,bugünekadarpar-
ti içi kavgalann tarafı ol-
nıadı. Onun liderliğindeki
CHP, parti içi demokrasiyi
istenilen biçimdeyaşayabi-
lir. Parti içi demokrasinin
egemen olduğu bir partide
yeni kadrolar, yeni liderler
yetişebilir ki bugün CHP'-
niııen önemlisorunlanndan
biri budur. Çağdaş vehalk-
la bütünleşen birCHP,onun
liderliğinde iktidara yürii-
yebilir."
^
l
>^.
Baykal 'a
mektup
Hurşit Güneş, Açılıın
dergisinin Esentepe'deki
büıvsunda düzcnlcdiği
basın toplantısında,
olağanüstü kurultayın
gündemindc, Baykarın
konuşmasının ardından
doğrudan seçimlere
gidilcccğini anımsattı.
Kurultayın sorıınlaıın
tartışılacağı bir zemin
ounası gerektiğini belirten
Güneş, bu nedenle
Baykal'a kurultayın
gündeminin değiştirilmcsi
gerektiğini belirten bir
mektup göndcrdiğini
belirtti. (Fotoğraf:AA)
Giineş: Kurultay gündemi değişmeli
İstanbul Haber Servisi - CHP
genel başkan adayı Hurşit Güneş,
CHP Genel Başkanı Deniz Bay-
kal'a yazdığı mektupla, kurultay
gündemini değiştırmesini istedi.
Belirlenen kurultay gündemine
göre delegelerin ve hatta adayla-
nn konuşma yapamayacağını ifa-
de eden Güneş, politikaların tar-
tışıhnası açısından kurultaylann
çok önemli olduğuna dikkat çek-
ti.
Güneş, Açılım dergisinin Esen-
tepe'deki bürosunda düzenlediği
basın toplantısında, 29-30 Ocak ta-
rihleri arasında yapılacak kurulta-
yın gündeminde, Baykal'ın ko-
nuşmasının ardından doğrudan
seçimlere gıdileceğini anımsattı.
Bu gündemle kurultayın, partinin
en üst demokratik tartışma ve ka-
rar organı olmaktan çıkacağını ve
gelecekte tartışmalı hale gelece-
ğini dile getiren Güneş, "Bu ku-
rultay, CHP'nin Yüksek Disiplin
Kurulu'nda çıkan yolsuzluk iddi-
alanna dayanarak yapılmak isten-
di. Biz kurultay günü bu sorunla-
n tarnşamayacaksak, kurultay ve-
rimliolmayacakbr" diye konuştu.
Baykal ile Mustafa Sangül'ün bir-
birleriyle kavga ettiklerini dile ge-
tiren Güneş, seçmen tabanının bu
durumdan rahatsız olduğunu be-
lirtti.
'Sorun isim değil, politika'
CHPpolitikalannın belirlenme-
sinin, tüzük ve genel başkan de-
gişikliğinden daha önemli olduğu-
na vurgu yapan Güneş, partinin ge-
niş halk kesimleriyle buluşması
gerektiğini ifade etti. CHP'de kim-
senin, kendisinin "olağanüstübir
yetenek" olduğunu düşünmeme-
si gerektiğini kaydeden Güneş,
"Kimse tek başma CHP'yi kurta-
racak yeteneğe sahip degildir. Ne-
den genel başkanlık için isimler
konuşuluyor? Problem, Baykal ya
da bir başkası değil. Sorunlan ki-
şiselleştirrnemek gerek. CHP'nin
arükisimlerden kurtulup politika-
lannı gözden geçirmesinin zama-
nıgelmiştir"dedi.
CHP'nin düzen partisi olmadı-
ğını dile getiren Güneş, "Yeniden
CHP Hareketi" olarak, politika-
lan tartışan tek hareketin kendileri
olduğunu da sözlerine ekledi.
ÜLFÜ LÎVANELt'DEN CHP DELEGELERİNE MEKTUPLU ÇAĞR1:
'Temiz bir sayfa açmalıyız'
Zültü Livaneli
YALOVA (Cumhuriyet) - CHP genel
başkan adayhğı için nabız yoklayan
îstanbul Milletvekili Zülfîi Livaneli
delegelere mektup, e-posta ve telefonla
ulaşarak destek istiyor.
Delegelere gönderdiği e-posta
ile partinin geldiği durumdan
herkes gibi rahatsızlık ve üzüntü
duyduğunu, Ulusal Kurtuluş
mücadelesinin öncülüğünü yapmış
olan CHP'nin içine sürüklendiği
durum ve şu andaki tartışma
üslubunun hiçbir şekilde kabul
edilemez olduğunu belirten Livaneli
şöyle devam ediyor:
"Bir grup milletvekili ve il başkanı
arkadaşımız mevcut durumda gidilecek
bir kurultayın partiyi böleceğini ve
kırgınhklann daha fazla kökleşeceğini
tespit ederek üzerinde geniş bir grubun
uzlaşacağı ve partinin tünı kesimlerini
kucaklayacak bir üçüncü adaym ortaya
çıkması için bir çalışma başlatmış ve
beni göreve davet etmişlerdir. İçine
sürüklendiğimiz ve hepimize ıstırap
veren bu durumdan çıkabilmek e/ilen
kitlelerin tekrar umudu haline gelecek
CHP'yi ayağa kaldırmak için ne
gerekiyorsa yapmaya hazınm."
'Küskünlükler uıuıtıılmair
Türkiye'nin içerisinden geçtiği zorlu
süreçte CHP'nin yaşadığı tıkanıklığa
artık son verilmesi gerektiğini belirten
Livaneli mesajında şu görüşlere yer
veriyor: "Bugüne kadarki
küskünliikleıinıi/i bir kcnara bırakıp
temiz bir sayfa açarak davaınızı daha
geniş kitlelcre taşımalıyız.
Insanlanmızın yoksulluktan kınlchğı
bir dönemde CHP umudunu dağlara
taşlara yeniden yazdırmahyız. Ancak,
bunları yapabilmek için önce birlik
olabilmeliyiz. Beraber olabilmeyi,
birbirimizi sevebilmeyi, birbirimizi
sayabilmeyi hanrlamahyız.
' Bağımsızlık ve özgürlük benim
karakterimdir' diyen Mustafa Kenıal
Atatürk'ün eseri olan ve ilkelerine sıkı
sıkıya bağlı olduğumuz CHP'nin
hepimizin yııvası olduğunu ve kimsenin
diğerinden daha fazla hak iddia
etmemesi gerektiğini kabullenmeliyiz.
Birbirimize sol ve yurtsever
kültürümüzün gereği olan eh"
uzatabilmeliyiz. Bu değişimi ancak
böyle gerçekleştirebüiriz."
IR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR oralcalislar@cumhuriyet.com.tr
Emine Erdoğan, Recep Tayyip
Erdoğan'la 4 Temmuz 1978 yılında
evlendiğinde Siirtli sıradan bir aile-
nin kızıydı. Tayyip Erdoğan da öyle.
Profesyonel birgenç parti militanıy-
dı. Emine Erdoğan, ağabeyinin bas-
kısıyla örtünmüştü. Günlerce bu zo-
raki örtünme nedeniyle bunalımlarya-
şamıştı. Fakat yine de o dönemde-
ki Islamcı kadın militanlardan fark-
lıydı, çarşaf giymiyordu.
Emine ile Tayyip Erdoğan'ın ev-
lenmelerinde önemli rolü olan Şule
Yüksel Şenler, gençTayyip'e, Emi-
ne'yi önerirken şu telkinde bulun-
muştu: Sen ileride önemli bir siya-
setçi olacaksın, annen Tenzile'nin
önerdiği Karadenizli kız çarşaflı, Emi-
ne ise yalnızca türbanlı, çarşaflı bir
kızla evlenirsen siyasi yükselişinin
önüne engeller çıkabilir. Gel Emi-
ne'yle evlen.
Şule Yüksel Şenler'in öngörüleri
doğru çıktı. Recep Tayyip Erdoğan,
önündeki çeşitli engelleri aşarak si-
30 Bin Dolarlık Gerdanlık
yasette önemli başarılar elde etti.
Genç yaşta Istanbul Belediye Baş-
kanı oldu, birçok tecrübeli siyaset-
çiyi geride bırakarak da Başbakan-
lık koltuğuna oturdu.
Siirtli mütevazı bir ailenin kızı olan
Emine Erdoğan, eşi Başbakan olun-
caya kadar pek de öne çıkmadı.
Başbakanlıkla birlikte Emine Erdo-
ğan da doğal olarak siyasi yaşamı-
mızın önemli bir figürü haline geldi.
Her ne kadar türbanlı olduğu için
Türkiye'deki kamusal alanlarda gö-
rünmese de birçok alanda etkin ol-
duğu da bir gerçek.
Yabancı liderler geldiğinde, yurt-
dışı gezilerinde öne çıkıyor. Dünya-
nın önde gelen birçok liderinin eşi
onun artık dostu sayılacak kadar ya-
kınında. Emine Erdoğan'ın yaşamı bir
peri masalı olarak da kabul edilebi-
lir. Yoksul, sıradan bir yaşam sürer-
ken ülkenin en önemli kadını haline
gelmek az bir şey değil.
Rusya gezisinde Emine Erdoğan'a
armağan edilen gerdanlık gazetele-
rin manşetlerinetırmandı. Rusya'da
mağazaları olan Stork-s Kuyumcu-
luk'unsahibiMuammerAlkım, Emi-
ne Hanım'a pırlanta ve mercan ka-
rışımı bir gerdanlık hediye etti. Ga-
zetelerin yazdığına göre gerdanlık
30 bin dolar değerindeymiş.
30 bin dolarlık bir gerdanlık, biz sı-
radan vatandaşlar için çok fazla sa-
yılabilir. Türk parasına çevrildiğinde
45 bin YTL (eski parayla 45 milyar
TL) bir Başbakan eşi için normal ka-
bul edilebilir? Hele Tayyip Erdoğan
gibi ticaretle uğraşan ve bu uğra-
şında önemli başarılar kazanan bir
Başbakan için bu para bir hiç bile sa-
yılabilir.
Ancak işe bir de Emine Erdoğan'ın
içinden çıktığı gelenek açısından ba-
karsak bu gösteriş ve şatafat aca-
ba fazla değil mi diye de sorabiliriz.
Unutmayalım ki AKP yoksul kitlele-
rin oyunu aldı.
Milyonlarca fakir ve çaresiz insan
Tayyip Erdoğan'ı içinden birisi ola-
rak gördüğü için, kendileri gibi yok-
sulluğu yaşayan birisi olarak gördü-
ğü için destekledi. Onun Kasımpa-
şa'nın yoksul mahallesinden çıkıp
yükselişinde, bir kaderin değişimini
gördüğü için onu sahiplendi.
30 bin dolarlık gerdanlık belki de
hiçbir şey değil. Belki de ben abar-
tıyorum. Ancak, sanki bu gerdanlık
Erdoğan ailesinin, daha geniş bakar-
sak AKP liderlik kadrosunun için-
den çıktıkları yoksul kesimlerden ko-
puşunu simgeliyor gibi...
Türkiye, gelir dengesinin en çok bo-
zulduğu ülkelerden birisi. Türkiye'nin
belki de önündeki en temel sorun,
zengin kesimlerle yoksul kesimler
arasında açılan makas. Türkiye, alt
gelir gruplarıyla üst gelir gurupları
arasındaki uçurumun dünyada en
çok açıldığı ülkelerden birisi. örne-
ğin bu oran Avrupa'da bire üç ya da
dört iken Türkiye'de bire 10-11 dü-
zeyinde. Dünyanın en yoksul ülke-
lerinden olan Bangladeş'e yakın bir
oran bu.
Türkiye'de AKP'yi alt sınıflann yol-
suzluğa, yoksulluğa tepkisi iktidara
getirdi. AKP yönetim kadrolarının
çoğu da alt sınıflann çocuklarıydılar.
Şimdi bir değişim yaşanıyor. Bir ke-
sim zenginleşiyor ve kendi geldikle-
ri çevrelerden kopuyor. Bunu birsol-
cunun yoksulluk edebiyatı diye al-
gılamayın. Bir iktidarın kendi gelene-
ğinden kopuşu diye anlayın.
İşin bir de hediyeyi veren tarafı ol-
duğunu unutmayın.
Gerdanlık sanki bu kopuşu simge-
liyor gibi.