18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 1 OCAK 2005 CUMARTESİ 8 HABERLERIN DEVAMI TURKİYE Istanbul Edirne Kocaelı Çanakkale Izmir Manisa Aydın Denizlı Zonguldak Y Y Y Y Y Y Y Y Y 10 7 12 10 15 13 14 12 13 Sinop Samsun Trabzon Gıresun Ankara Eskışehir Konya Sıvas Y Y PB PB S Y S Y 12 15 16 15 11 8 12 4 Adana S 20 Antalya Y 14 Kars Mersin Diyarbakır Şanlıurfa Mardin Siirt Hakkâri Van PB PB PB PB PB S S 20 12 16 15 14 6 7 Bulun bolgelerımız parçalı, yer yer çok bu- iutlu Marmara, Batı Ka- radenız kıyılan, Ege ve Batı Akdenız ıle Eskışe- hir çevrelerı yağışlı ge- çecek Yağışlar kıyılarda yağmur ve sağanak, Edırne ve Kırklarelı çev- relerı karla karışık yağ- mur şeklınde olacak Yıırdun ıç dogu kesıle- rınde sabah saatlennde yer yer sıs gorulecek DIŞ MERKEZLER Oslo Helsınkı Stockholm Londra Amsterdam Brüksel Parıs Bonn K PB PB Y Y Y Y Y 2 1 6 13 9 7 6 6 Berlın K 4 Moskova Budapeşte K 4 Aşkabat Madrid PB PB 14 Astana K -7 Vıyana K 5 Taşkent Belgrad PB 4 Bakû Sofya PB 2 Bışkek K Roma B 11 Tiflıs PB 1 Münıh Atına K 4 Zürıh Y 13 Kahıre B 22 K 3 Şam B 21 Taşkent Tahran Açık Parçalı bulutlu Sıslı Bulutlu ^ Çok bulutlu ı Yağmurlu Karlı Sulu kar > Gok gurultulu G U N C E L CİINEYT ARCAYİREK • Baştarafı l. Sayfada Başkanlık sistemine geçişle birlikte Çankaya Köşkü! Olur mu olur. Neden? Zira demokratik tepkile- riyle rejimsel kaygıları gidermesi gereken sivil top- lum örgütleri hizmete amade. Medya derseniz bir direnir, ıki direnir, üçüncü- de -olmaz olmaz demeyin bal gibi olur- bakarsı- nız başkanlık sistemiyle RTE'nin Çankaya'ya çık- masını -dolaylı yollardan- savunur, destekler. Zinde güçler ise... Sahi nerede? 2005'te başkanlık sistemine geçişi sağlayabi- lirse... 2006'da ÇankayayolcusudurAbbas, tut- san durmaz! Dönekler, satılmışlar dünyasında... ya sen kar- deşim; bildiğimiz, bildiğiniz yolda devam! Adet yerini bulsun; merhaba yeni yıl. Güle gü- le 2004! • •• 2004'ün son günü eski günlerdeki ilgisinden hayli kaybetmiş Milli Güvenlik Kurulu toplantısıy- la Kıbrıs tartışmalarına Denktaş demeçleriyle renk katmasaydı, kamuoyu Güney Asya'da dep- rem felaketiyle yetinecekti. Yılbaşı telaşı arasında MGK'den yayımlanan basın bildirisi fazla dikkat çekmedi. Basın bildiriye eski günlerdeki kadar ilgi gös- termemekte haklı. Asker-sivil görüşlerin açıklandığı, yaptırım açı- sından kıymet-i harbiyesi olmayan, bir çeşit gö- rüş bildirme platformu artık MGK. Zaten bu hükümet sorumlu tek siyasal güç ol- duğu savıyla MGK'de alınan kararlara uymuyor. Son zamanlarda çıkan MGK bildirileri ise hü- kümetin izlediği politikaları yineliyor. Son toplantıyı özetleyen bildiriye de bu gözle bakılabilir: "... Türkiye'nin AB üyelik müzakerelerine başla- ması için tarih belirlenmiş olması olumlu karşılan- makla birlikte.." diyen bildiri, üyelik müzakerele- rinin "...Türkiye aleyhine ayrımcı olmayan ve ko- şul içermeyen... bir zeminde yürütülmesinin..." önemini vurguluyor. Tabii bildiride hükümetin Brüksel zirvesine ko- şula direnerek gittiğine, koşullarla döndüğüne değinilmıyor ama... Gazete haberlerinde başlıca koşullardan biri olan Kıbrıs konusunun (askerler tarafından) MGK'de ele alındığından söz ediliyor edilmesine de: Bildiride Kıbrıs sorununun K'si bile geçmiyor. • • * Askerlerin resmi açıklamalarına yansıyan Kıb- rıs konusundaki duyarlılıklardan vazgeçtiği var- sayılabilir mi? Kıbrıs yarası hâlâ kanıyor. Bu iktidarla nereye varacağını 2005'te hep birlikte göreceğiz. Denktaş gerçeklerden uzak kimi yaklaşımlara yanıt yetiştirmeye çalışıyor. Hükümet Başkanı Ta- lat, günah çıkarmakla meşgul. Bu tabloya karşı hükümetin önümüzdeki dö- nemde ne yapacağı, nasıl hareket edeceği bilin- miyor. Asker MGK'de Kıbrıs konusundaki görüşlerini yeni gelişmelerin ışığında yeniden dayattı, diye- lim. Bu hükümetten Kıbrıs'ın satılmayacağına dair bir güvence alabildiler mi, yoksa -pek çok konu- da olduğu gibi- sadece "görüşlerini tutanağa ge- çirmekle" mi yetindiler? RTE, burada Kıbrıs sorunu çözülmeden Güney Kıbrıs'ı tanımayacağımızı söylüyor; Italyan Ber- lusconi'nin kulağına Roma'da "tanıyacağını ama birazzamana ihtiyacı olduğunu" fısıldıyor. Bu ve benzeri yalanı kanıtlayan örnekler orta- dayken biz hangi RTE'ye inanacağız? MGK'deki RTE'ye mi, Roma'daki, Brüksel'de- ki RTE'ye mi?.. Hangisine? Arjantin'de gece kulübü £aciası BUENOS AİRES (AA) - Arjantin'in başkenti Buenos Aires'te önceki gece bir diskotekte çıkan yangında 169 kişi öldü, 375 kişi de yaralandı. Yangına diskotekte atılan işaret fişcğinin neden olduğu tahmin ediliyor. Kurbanlar arasında çocukların da bulunduğu belirtiliyor. Polis yetkilileri, "Republica de Cromagnon" adlı diskotekteki yangın sırasında 1500 kadar kişinin bulunduğunu açıklarken, görgü tanıkları yangının "Los Caüejeros" adlı grubun konserı sırasında çıktığını ve içeridckilerin acil çıkış kapılarına akın ettiğini söylediler. Yangın faciasının ardından Arjantin Içişleri Bakanı Anibal Fernandez ile Buenos Aires Belediye Başkanı Anibal Ibarra olay yerine giderek incelemelerde bulundular. Taksim'deki kutlamalar iptal İstanbul Haber Servisi- İstanbul Büyükşehir Belediyesi, Güney Asya'daki felaket nedeniyle Taksim Meydanrndakı yılbaşı kutlamalannı iptal etti. Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş yaptığı açıklamada, "Belediye olarak, ülkemiz ve milletinıiz için oldukça iyi gcçtiğini düşündüğümüz 2004 yılını esenlikle tamamlamak ve çok daha iyi geçmesi dileklerimizle 2005 yılına girmek amacıyla ha/ıı laııaıı Taksim Yılbaşı Kutlama Programı'nı, Güneydoğu Asya'da yaşanan deprcm ve tsunanıi faciaları nedeniyje iptal etme kararı aldık" dedi. 'Seçim sistemindeki baraj nedeniyle seçmenin yarısı temsil edilmiyor' Sezer'den hükümete uyarı • Baştarafı 1. Sayfada dönemde gündeme getirdiğı başkanlık siste- mı tartışmalarına işaret eden Sezer, Türki- ye'de demokrasiye en uyguıı olması nedeniy- le parlamenter hükümet sıstemının kabul edildiğini vurguladı. Başkanlık sistemi Anayasaya göre egemenliğı Türk ulusu adına yasama, yürütme ve yargının kullan- dığını anlatan Sczer, şöyle dedı: "Böylece çoğunlukçu demokrasi yerine çağdaş ço- ğulcu denıokrasi anlayışının benimsendi- ği anayasada, devlet organlarının birbiri- ni denetleyip dengelemesi, bu yolla iktidar gücünün sınırlandırılması öngörülmüş- tür. Dünyanın yakın tarihi incclendiğinde, otoriter ve totaliter rejimlere kolaylıkla kayabilecck ö/ellik içeren iktidar gücü- nün, yetki paylaşımıyla dengelennıesinin önemi ve yerindeliği kolayca görülebile- cektir." Temsil adaletsizliği var' Sezer, anayasada seçim yasalarının temsil- de adalet ve yönetimde istikrar ilkelerini bağ- daştıracak biçimde dü/enlenmesınin öngö- rüldüğünü vurgulayarak şöylc devam ettı: "Seçim yasalarındaki aksaklık nedeniyle yasama ve yürütmenin tek parti egemen- İiğine girmesi sonucunu doğuracak bir se- çim sistemi 'temsilde adalet' ilkesiyle bağ- daşmayacağı gibi, demokrasiye, giderek rejime büyük zarar verebilecektir. Seçim sistemimiz incelendiğinde, iki ilke arasın- da olması gereken dengenin, yönetimde istikrar lehine önemli ölçüde bozulduğu görülmektedir.Alınan oy sayısına göre ya- Cumhuriyet ailesiyeni yılı karşüadı "Cumlıuı iyet Ailesi" yeni yıl kutlamasında bir araya geldi. Gazetemiz, Imtiyaz Sahibi İl- han Selçuk, gazetemiz yazar, yönetici ve ça- lışanları, sanat, siyaset, edebiyat ve spor dün- yasının tanınmış isimloıinin katıldığı partiy- le yeni yılı karşıladı. Gazetemizin gelencksel yeni yıl kutlamasına eski Cençlik ve Spor Ba- kanı Fikret İJnlü,eski DSP milletvekili-DİSK Gencl Başkanı Rıdvan Budak, DİSK Genel Başkanı Sülcyman Çelebi, Hürriyet gazetesi yazarı Yalçın Bayer, ressanı Bedri Baykam, sanatçıler Sadık Gürbüz, İlhan Şeşen, UEFA Asbaşkanı Şenes Erzik, Türkiye Olinıpiyat Komitesi Başkanı ve Uluslararası Spor Ya- zarları Derneği Başkanı Togay Bayatlı, Ma- latyaspor Başkanı Hiknıet Tanrıverdi ve Ri- zespor Tcknik Direktörü Rı/a Çalımbay'ın da aralarında bulunduğu birçok kişi katıldı. 'Türkiye AB'yi küresel güç yapar' sama organında aşırı temsil olanağı sağ- layan sistem, temsilde adalet' ilkesiyle bağ- daşmamaktadır. Seçmenlerin yaklaşık ya- rısı bugün Meelis'te temsil edilememekte- dir. Bu durum, anayasaya aykırı biçimde iki ilke arasındaki dengenin bozulduğunu göstermektedir. Bunun da nedeni Seçim Yasası'ndaki ülke geneli barajıdır. Seçim sistemi, temsilde adaletin Meclis'e yansı- masını sağlayacak biçimde düzeltilmeli- dir." Dokunulmazlık Anayasada mılletvekıllerıne yasama so- rumsuzluğu getirıldiğini vurgulayan Sezer, "Yasama işlevinin sağlıklı yürüyebilmesi için yasama sorumsuzluğu gereklidir ve yeterlidir. Milletvekillerinîn yasama işle- vi dışındaki eylemleri nedeniyle dokunul- mazlık zırhına bürünmele- ri, saydam toplum isterle- riyle bağdaşmamaktadır. Ayrıca, bu durum ceza ada- letinde eşitlik ilkesiyle çe- lişmektc ve yüce Meclis'in saygınlığına gölge düşür- nıektedir" dedi. Sezer, "Yönetimde say- danılık ülküsünün gerçek- leştirilmesinde önemli etki- si olacak dokunulmazlıkla- rın sınırlandırılması konu- sunun önümüzdeki yıl için- de ivedilikle ele alınmasın- da yarar görülmektedir" çağnsını yaptı. AB koşulları Cumhurbaşkanı Sezer, 17 Arahk'ta çıkan AB kararına yönelik endişelerini de ka- muoyu ıle paylaştı. Türkiye ile üyelik göriişlerinin 3 Ekim 2005'te başlatılması yönündeAB Konseyi'nde 15 gün önce alınan kararın bü- yük önem taşıdığını belirten Sezer, ancak başta Kıbns ko- nusu olmak üzere ortaya ko- nulan kımi koşullara işaret etti. Sezer, "Türkiye'nin üyelik perspektifi bağla- mında AB doruk metnine yansıyan olumsuz öğelerin dikkatle değerlendirilmesi gerektiğinin açıkça ortada olduğunu" vurguladı. Sezer, "AB üyeliğini karşılıklı an- layış ve saygı bağlamında ulusal onııı unııı/tlan ödün vermeden gerçekleştirmek, ana ilkemiz olmalıdır" de- di. Sezer, halkın yılmaması- nı da isteyerek "Vazgeçil- nıez hedefimiz olan üyelik sürecinde aşılması gereken uzun yol ve üstesinden ge- linmesi gereken karmaşık sorunlar bizleri yıldırma- malıdır" dedi. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hilmi Özkök, Atatürk'ün gösterdiği "çağdaş uygarlığın üstü" hedefıne varmak için AB'yi bir araç olarak bemmsediklerini belirterek "Ancak AB ile müzakere sürecinde ulusal değer ve çıkarlarımızın da tanı bir kararlılıkla korunnıasının önemine inanmaktayız. Bu bağlamda, AB'nin bize sağlayacağı yararlar kadar, Türkiye'nin üyeliğinin AB'yi küresel bir güç olmaya taşıyacağı da unutulmamalıdır" dedi. lrtica ve bölücülükle mücadelenin I ürk Silahlı Kuvvetleri'nin (TSK) öncelığı olduğunu anlatan Özkök, terörle mücadeleye "katliam", "yargısız infaz" ve "toplu mezar" gibi söylemlerle gölge düşürülmeye çahşıldığını dile getirdi. Özkök, yılbaşı nedeniyle yayımladığı mesajında güncel konulara ilişkın değerlendirmelerde bulundu. Özkök, mesajında kriz bölgelerinin ortasında olan Türkiye'nin, "Temelleri Cumhuriyetle birlikte atılan modern, güçlü ve dinamik yapısıyla bölgesinde istikrar örneği olduğunu, jeostratejik konumuyla istikrar ile kriz arasında bir nevi kalkan rolü oynayarak dünya güvenliğine çok önemli katkılarda bulunduğunu" dıle getirdi. Bulunduğu coğrafyadaki olumsuzluklara karşın Türkiye'nin varlığını koruduğunu anlatan Özkök, "Türkiye; sahip olduğu stratejik zenginliğin kendisine sağladığı olanaklar, nitelikli insan gücü ve Cumhuriyet'in ilanından itibaren yaşanıakta olduğu dinamik süreçle birlikte l'lıı Önder Atatürk'ün gösterdiği yolda ilerlemektedir" değerlendirmesinı yaptı. AB ile müzakereler ve Irak'takı gelişmelerin Türkiye'nin önündekı en önemli konular olarak durduğunu anlatan Özkök, TSK'nin NATO çerçevesinde Avrupa'nın seçkin silahlı kuvvetleriyle çalıştığını, Batı'nın Türk Ulusu'na ve TSK'ye layık bütün değerlerini bünyesine aldığını dilc getirdi. Özkök, şu değerlendirmeyi yaptı: "Bu anlamda AB üyeliğini, Ulu Önder Atatürk'ün bizlere vermiş olduğu 'Türkiye'yi çağdaş uygarlığın ilensine taşıma hedefi' için önemli bir araç olarak görmekteyiz. Ancak, AB ile müzakere sürecinde ulusal değer ve çıkarlarımızın da tanı bir kararlılıkla korunmasının önemine inanmaktayız. Bu bağlamda, AB'nin bize sağlayacağı yararlar kadar, Türkiye'nin üyeliğinin AB'yi küresel bir güç olmaya taşıyacağı da unutulmamalıdır." lrtica ve bölücü unsurlara yönelik mücadelenin her zaman TSK'nin öncelikli konusu olmaya devam edeceğini belirten Özkök şöyle devam etti: "Özellikle son dönemde bölücü örgüt ve onun paralelinde hareket edenler, ülkenin bölünmez bütünlüğü için verilen mücadeleye katliam', 'yargısız infaz ve 'toplu mezar' gibi söylemlerle gölge düşürmeye, güvenlik güçlerini ve mensuplarını isnıeıı teşhir ederek bir nevi yargısız infaz yapmaya gayret göstermektedir. Tamamen kin ve intikam hırsı ile tırmandırılan ve açıkça TSK'yi hedef alan bu haksız kampanyaya karşı bütün kesimleri uyanık olmaya ve üzerlerine düşeni yapmaya davet ediyorum. Bu ve benzeri davramşlar, görevlerini sırf vatan ve ulus için yapma gayreti içinde bulunan TSK personelinin kararlılığını asla etkilemeyecek, bilakis azinılerini bileyecektir." TSK'nin yıllardır sahıp olduğu sağlam, güvenılır ve temiz dokusunu gelecekte de sürdürme azım ve kararlılığında olduğunu belirten Özkök, şeffaflık ve yolsuzluklaıia mücadele gıbı toplumun son derece hassas olduğu konular üzenndeki duyarlılığın süreceğini dile getirdi. Kıbrıs Kıbrıs Türkü'nün çözüm yönündeki beklentilerıni anavatanın da paylaştığının altını çizen Sezer, "Sorunun çözümünde gelinen aşama- nın öneminin ve hepimize yüklediği sorumluluğun bi- lincindeyiz. 2005 yılında karşımıza çıkacak tablo- nun, Türkiye Cumhuriyeti ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti açısından en yararh sonucu vermesi için ortaklaşa her türlü çaba gösterilecektir" dedi. Sezer, AB'nin "haksız ambargo- ların kaldırılması" yönün- deki sözlerını anımsatarak "Verilen sözlerin artık ya- şama geçirilmesi zamanı gelmiştir" dedi. irak ve ekonomi Sezer, Irak'ta istikrarlı bir ortamın hâlâ oluşturulama- masının, Türkiye kadar ulus- lararası toplumu da kaygılan- dırdığını kaydettı. Irak'taya- şamını yıtiren Türk yurttaşı sayısının giderek arttığını, bunun derın üzüntü kaynağı olduğunu anlatan Sezer, alı- nacak önleınlerin riski en aza indırmesi gerektığıni vurgu- ladı. Sezer, ülkedeki ekono- mik sorunlar için kayıt dışı ekonomınin kayıt altına alın- masını, yalın ve etkin bir ver- gilendırme sıstemınin getirıl- mesini istedi. GÜNDEM MUSTAFA BALBAY • Baştarafı 1. Sayfada masını, yeni yılın yurdumuza ve dünyaya barış ge- tirmesini dileyelim. 2005'ın ilk yazısının konuları için notlar çizikti- rirken, 2004'te Cumhuriyet'e ilişkin okurların-oku- mazların söylediklerini öne çıkarayım, dedim. Bir dizi eleştiri, üleştiri geldi geçti gözümün önünden. Kimini anımsarken hafiften burkuldum, kiminde gülümsedim... Birinde bir polıs memuru randevu istemişti. Po- lisler gazeteye çoğunlukla, küçük bir el çantasıy- la, mahkeme kâğıdı bırakmak için uğrarlar. Böy- le bir şey olabileceğini düşünmüştüm. 25-30 yaş- larında bir delikanlı... İlk sözü şaşırttı: - Abi önce elinizi bir öpeyim! Aman dedim dur... Ben senin yanaklarından öpeyim. Hayırdır... Anlattıklarının özeti: "Abi ben Cumhuriyet'in vatan düşmanı bir ga- zete olduğunu dinleye dinleye büyüdüm. Şimdi görevyaptığım yerde pek çokgazeteyi okuyorum. Bakıyorum, vatandan en çok söz eden gazete Cumhuriyet... Bütün kanaatim değişti. Sizden çok çok özür dilerim..." Cumhuriyet okurlarının önemli bir dilimi gaze- teyi aileden miras alır. Ancak son dönemlerde za- man zaman bunun tersinin de yaşandığını görü- yorum. Kimi ünıversitelerde gençler, Cumhuri- yet'le kampusta tanıştıklarını, ailelerinin gazetesi olmadığını söyledikten sonra söze giriyorlar... 20. yüzyıldan 21. yüzyıla... Beni en çok etkileyen paylaşım ise başlıktaki durumdu. Okumuş yazmış, gençliğinde pek çok eylemin içinde olmuş bir babayla gazetedeki odamda sohbet ediyoruz. Klasik ülke konulann- dan sonra söz, böylesi her sohbette olduğu gibi Cumhuriyet'e geldi. Oğlu üniversitedeymiş. Usul usul Türkiye'de, etrafımızda olup bitenlere kafa yormaya başlamış. Oğlunu dinlerken kendi genç- liğini düşünmüş, babasının sözünü dinlemediği günler aklına gelmiş. Şimdi oğluna ne desin? "Bak evlat" demiş, arkasını şöyle getirmiş: "Kocaman adam oldun. Ne yapman gerektiği- ni, hangi konuya nasıl yaklaşacağını bilecek, iyiyi kötüyü ayırabilecek yaştasın. Heyecanını da anlı- yorum. Sana diyeceğim şu ki, Cumhuriyet gaze- tesi kadar solcu ol. Ne ileri git ne geri kal..." Geçen yaz sonundaki bu sohbeti anımsadıkça içim bir hoş olur. Gazeteyi elime bir başka türlü alırım. Kullandığımız her sözcüğün bir sorumluluk olduğunu düşünürüm. Türkiye gibi toplumsal dengelerin her birkaç yıl- da bir sarsıldığı, adeta altüst olduğu bir ülkede, fikir gazetelerinin bir çizgi tutturması kolay değil- dir. Sorumluluk taşımayan bir bulvar gazetesi ol- sanız dert değil. Her dönem tarafsız bir şekilde ik- tidarı tutarsınız, olur biter. Ama fikir gazetesi yeri geldiğinde kamuoyunun size yakın diye değerlendirdiği bir iktidarı bile eleş- tirebilmeyi gerektirir. 9O'lı yılların hükümetlerinde bunu çokyaşadık. 20. yüzyılın bütün çalkantılarından etkilene et- kilene 21. yüzyıla gelen Cumhuriyet, bir üniversi- te gencinin sorumluluğunu babasının vekâletiyle kendi üzerine alıyor! Çok büyük bir onur... Çok ağır bir yük... Cumhuriyet, gelir geçer modalara kapılmayan, kendini hem devletin bütün kurumlarına hem de toplumun bütün bireylerine karşı sorumlu hisse- den bir gazete. Bu yapı kişilerle örülü değil, gen- leri böyle. 2004'ün gidişiyle birlikte biz de 81 yaşını bitiri- yoruz. Yaşımızı düz okuyunca deneyimimiz, ters okuyunca enerjimiz... 2005'te çizgiyi bozmadan daha zengin içerikli bir Cumhuriyet sözüyle... Mutlu yıllar... ankcum(a cumhuriyet.com.tr Muhalefetin 2004 eleştirisi ANKARA (Cumhu- riyet Bürosu) - Başba- kan Recep Tayyip Er- doğan, 2004ü "büyük başarılarla" taınamla- dıklanm ileri sürdü. DYP Genel Başkanı Mehmet Ağar, "2004 yılınm, 2003 gibi kayıp bir yıl olduğunu" be- lirterek "Milletimiz, bu iktidar taklidi yapan yalan iktidarın basiret- siz politikalarına rağ- nıen 2005 yılına, gele- ceğe umutla bakmak- tadır" dedi. Ağar yayımladığı ye- ni yıl mesajında, AKP iktidarını "gösteriş, laf iktidarı" olarak nitelen- dırirken "Kimsesizle- rin kimsesiyiz, diye gel- dikleri iktidar koltu- ğunda rantiye kesimiy- le ittifak ettiler. Bunun açık kanıtı, asgari üc- retten vergi alırken fa- iz geliri sahiplerini ver- giden muaf tutmaları- dır. Dolaylı vergiler, gö- rülmemiş oranlara u- laştı. Ücretli kesim yoksullaştı. Köylü, çift- çi tarihin en görülnıe- dik mağduriyetine uğ- ratmışlardır" dedi. DSP liderı Zeki Se- zer, 2004'ün başta AB ile ilişkiler olmak üzere birçok açıdan yurttaşla- rın beklentilerle geçirdi- ği bir yıl olduğunu be- lirterek "Ancak, AB'- den alınan ve koşulları büyük tartışma konu- su olan müzakere tari- hinin dışında bu bek- lentilerin çoğu gerçek- leşmemiştir" dedi. Erdoğan ise 2004 yılı- nı büyük başanlarla ta- mamladıklannı, 2004'e büyük yenilıkler sığdır- dıklarını savundu. Tür- kiye adına her açıdan gelişmelerin olumlu ol- duğu bir yılın geride bı- rakıldığını ifade eden Erdoğan, "Millet ola- rak demokrasi, hukuk, adalet, kalkınma he- deflerimiz doğrultu- sunda büyük mesaie- ler aldık. Toplumuı devletle aynı paraleldı yürümesi, devletin top luma daha çok yaklaş ması, hukuk ve adale tin daha çok derinleş miş olması, toplumsa dokunun daha sağlan temellere oturmas 2004 yılında en büyül kazanımlarımız oldu dedi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle