23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 30 EYLÜL 2004 PERŞEMBE HABERLER Bucak'ın mahkemeye sunduğu 'çok gizli' ibareli belgeler bir dönemin kirli ilişkilerini sergiliyor Devletsırn çeteyeemanetÖZGÜRERRAŞ Susurluk davasında hakkında veri- len beraat karan Yargıtay tarafından "ceza alması gerektiğT gerekçesiyle bozulan eski DYP Şanlıurfa milletve- kili Sedat Bucak, kazanın ardından Mehmet Özbay sahte kimJikJi Abdul- lah Çadı'nın çantasından aldığı "çok gizfi" mühürlü belgelen 8 yü aradan son- ra mahkemeye sundu. Bucak, "Bu bel- geler çok gizli deviet sırlan içerdiği ve okunması devlete zarar vereceği için bugüne kadar hiçbir yerde söyleme- dim" dedi. Belgelerin arasında Çat- irnın telefon defterinden, istihbarat raporlanna kadar günışığına çıkma- mış evraklar bulunuyor. Istanbul 2. Ağır Ceza Mahkeme- si 'nde görülen davaya Bucak koruma- Çatll'mn çantasından Çlktl Bucak, kazadan sonra, Mehmet Özbay takma adlı Abdullah Çatlı'nın çantasından aldığı "çok gizli" mühürlü evraklan 8 yıl sakladıktan sonra mahkemeye sundu. Evraklar arasında Mehmet Özbay'a yabancı bir ülke başbakanı tarafmdan imzalanmış bir belge ile gizli istihbarata verilmek üzere Korkut Eken tarafmdan daktiloda yazılmış 21 sayfalık bir belge de bulunuyor. lanyla birlikte geldi. Adliyede görev yapan polısler ve Sedat Bucak'ın ko- rumalan gazetecilerin görüntü alma- sına engel olmaya çalışu. Yeniden beraat istendi Yargıtay'ın bozma kararına karşı dı- yecekleri sorulan Bucak'ın avukatla- n, mahkemenin tekrar beraat karan vermesini isteyerek "Yargıtayiddiana- mededahi yer almayan olaylan bozma- va esas almışör" dediler. Avukatlar, mahkemeye Susurluk'la bağlantılı di- ğer mahkemelerde verilen ifadeleri sundular. Mahkeme Başkanı'nın ara kararını yazdırmaya başladığı sırada Bucak yanında getırdıği zarfin içinde- ki toplam 21 sayfalık "devlet sımyia ilgüi" ibaresi taşıyan belgeleri mahke- meye sundu. Sunduğu belgeleri Su- surluk kazasında Mehmet Özbay'ın (Abdullah Çatlı) çantasından aldığını belirten Bucak, "Ben bunu8yıldır sak- byordum. Zarfin üzerindeçokgMya- ayordu.Açıp okuduğumda,devlet sır- lan olduğunu gördüm. Bunlann okun- ması devletezararverebilir. Bu yüzden hiçbir yerde söylemedinT dedi. 'Çok sayıda pasaport vardı' Mahkeme Başkanı zarfin ıçınden, Sakıp Sabancı tarafından 1994 yılın- da "Mehmet Özbay'a en içten dilekle- rimle" şeklınde ımzalanan "Değişen ve Dönüşen Türkrye" isımli kıtabın çık- tığını tutanağa geçirdı. Başkan aynca, kitabın ıçınde KorkutEken, Sedat Bu- cak ve Abdullah Çatlı'nın birlikte ye- mek yerken çekilen foto|raf ile orge- neral riitbesindeki askerler ile Çatlı 'nın birlikte çekilmiş fotoğraflannın çıktı- ğını belirtti. Mahkeme Başkam'mn Çatlı 'ya ait 2 tane adres ve telefon def- terinin görüldüğünü, defterde "seçkin kişilerin telefon ve adreslerinin bulun- duğunu" belirtmesi üzenne de Bucak, "Bunlarbenim de sürekliyanında gör- dügüm defterlerdir. Aynca pek çok pa- saport vardı, ancak ben bir tanesini ge- nrdinT dedi. Mahkeme Başkam, Öz- bay'a yabancı bir ülke başbakanı tara- fından imzalanmış bir belge ile gizli is- tihbarata verilmek üzere Eken tarafin- dan daktiloda yazılmış 21 sayfalık bir belgenin görüldüğunü belirtti. Mah- keme Heyetı, belgelerin mahkeme ka- sasında saklanmasına ve avukatlann sunduğu delillerin incelenmesine ka- rar vererek duruşmayı erteledi. CUMHURÎYET'E CEZA BOZULDU Yargıtay 'özgürlük' dersi verdi İZMİR (Cumhurivet Ege Bürosu) - Manisalı Gençler Davası'nın da hâkimliğini yapan Manisa Adalet Komisyonu Başkanı Mehmet Yıhnaz ile Manisa Ceza Infaz Kurumlan ve Tutukevleri îzleme Kurulu'na atadığı bu davadaki polislerin avukatlan Emin Uz ve HaHt Morahoğlu'nun, gazetemiz aleyhine açöğı davalan görüşen Yargıtay, "basın özgüriüğü dera" verdi. Atama işleminin duyurulduğu haberde kişilik haklanna saldın yapıldığını öne süren hâkim ve avukatlann yerel mahkemede lehlerine sonuçlanan davayı bozan Yargıtay 4. Dairesi'nin "oybirliğiyle'' aldığı kararda, "basuı özgüriüğü" ve "kamu yaran" kavramlanna vurgu yapılarak " 0 davada yargılanan polisleri savunan avukadano, Ceza ve Tutukevleri Îzleme Kurulu'na seçilmesinin uygun olnıadığı gündeme getirilen yanında, somut olayia denkUk taşıyan bir düşünce açıklaması yapünuşör" görüşlerine yer verildı. 23 Kasım 2001 tarihinde, gazetemizde Serdar Kızık imzasıyla yayımlanan haberde, Mehmet Yılmaz'ın, sonradan çocuklara işkence yapmaktan mahkûm olan polisleri bu davada savunan avukatlan, cezaevleri izleme kuruluna atadığı duyurulmuştu. "Bir garip seçim" başlığı altında yer alan haberde kişilik haklanna saldında bulunuldugunu öne süre avukatlar Uz ve Moralıoğlu, Manisa 1. Asliye Hukuk Mahkemesi'nde; Hâkim Ydmaz 2. Asliye Hukuk Mahkemesi'nde tazminat davası açmıştı. Mahkemelerin bu istemleri "lasmen" kabul etmesinin ardından itirazı görüşen Yargıtay 4. _ _ _ _ _ _ _ ^ _ _ _ — Hukuk Dairesi, yerel Maanisalı gençlere işkence yapan polisleri savunan avukatlann cezaevi izleme kuruluna atanmasına ilişkin haber nedeniyle gazetemiz aleyhine açılan dava Yargıtay'dan döndü. mahkemenin karannı, temyiz yolu açık olmak üzere bozdu. Basuı özgürlüğünün, anayasanın 28. maddesi ve Basın Yasası'nın ük maddesiyle gûvence altına alındığı kaydedilen gerekçeli kararda, basının yapüğı yayından dolayı hukuka aykınlık oluşturan eyleminin, genel olaylardakı hukuka aykın eylemlerden farklıhk taşıdığı dile getirildi. Çanşan iki ^ ~ * — — — — — ~ - değerde üstün tutulması gerekenin "kamu yaran'' olduğu vurgulanan kararda, "O anda ve görünürde var olup da sonradan, gerçek olnıadığı anlaşdan olaylann ve olgulann yayınından basın sorumhı tutuhnamahdır'' ifadesi yer aldı. Polislerin parantez içinde "işkenced" olarak nitelenmesinin dikkat çektiği kararda, "Manisah Gençler Davası olarak bflinen kamu davasında işkence yapan (işkenceci) polisleri savunan davacı avukatlann Manisa Adalet Komisyonu taraûndan Manisa Ceza ve Infaz Kurumlan ve Tutukevleri İzleme Kurulu'na seçildikleri haber konusu vapdmışnr" denilerek şu görüşlere yer verildi: "Sözü edilen işkence davasL, kamuoyuna mal olmuş, hakkında birçok haber yapümış ve taröşmalara konu ohnuş bir davadır. Başka kişiler de bulunmasma ve bir zorunluluk obnamasına karşuı o davada yargılanan polisleri savunan avukatiann, Ceza ve Tutukevleri İzleme Kurulu'na seçilmeJerinin uygun olmadıgL, dava konusu yayında gündeme getirilmektedir. Yaymda somut olayla denklik taşıyan bir düşünce açıklaması yapıhnıştır. Ana konusu Adalet Komisyonu'nun yapüğı seçim hakkında kamuoyunu bilgilendirmek olan haberde, seçüen kişilerin işkence yapmakla suçlanan polislerin avukaü olduklannın yazıunası, komisyonun yapüğı seçimin değerlendirilmesine yardımcı olmak amacryla ve ana konuyla bağlanüh olarak yazdnuş gerçek bir oJgudur." Yargıtay, Mehmet Yılmaz'ın yerel mahkemede kazandığı davayı da aynı gerekçelerle oybirliğiyle bozdu. Susuıiukdavasında hakkında verilenberaatkaran Yargıtay taranndan bozulaneski DYP Şanlıurfa Milletvekili Sedat Bucak, dün yeniden yargıç karşısuıa çıkti. SedatBucak 8 yıl sonrahatırladı 3 Kasım 1996'da Susurluk yakınlannda meydana gelen kazadan yaralı olarak kurtulan Sedat Bucak, tedavisınin ardından Gözcü gazetesine verdıği röportajda. "olaylara ilişkin hiçbir şey haörlamadığını" söyledı. Bucak, kendine ait otomobilin gizli bölmelerinden çıkan silahlann da kime ait olduğunu hatırlamadığını söylemişti. Sedat Bucak "Susurluk davasının" görüldüğü Istanbul DGM'de verdiği ifadede ise "silahlann kendisine ait olmadıgını, bunlann Abdullah Çatb'ya ait olabilecegini" belırtmiştı. Bucak "Benim bu silahlara ihtiyacun yok. Benim korumalanmın yeterince silahı var" diyerek silahlann kıme ait olduğuna ilişkin net bir bilgi vermekten kaçınmıştı. Milletvekili dokunulmazlığı nedeniyle hâkim karşısına çıkmayan Bucak'ın 3 Kasım seçimlennde seçilememesi üzerine dosyası Istanbul 2. Ağır Ceza Mahkemesi'ne gönderildi. Mahkemede beraat eden Bucak hakkındaki karar, Yargıtay tarafından, birlikte yargılandığı kişilerin ceza aldığı anımsatılarak "suç işlemek için teşekkül oluşturmak ve bunun v önetkiügini yapmak" suçundan ceza alması gerektiği belirtilerek bozuldu. TCY'ye göre, başkasına ait binaya yazı yazmanın bedeli 3 yıla kadar hapis Küçük suça büyük ceza geliyor EMİNE KAPLAN ANKARA-Ceza sistemini ye- niden düzenleyen Türk Ceza Ya- sası, gündelik yaşamı etkileyecek hükümler de içeriyor. Yasaya gö- re, başkasına ait binanın duvan- na ya da cami duvanna yazı yaz- mak, resim yapmak ve afiş as- mak suç olacak. Yoldaki dikili bir ağaca zarar verenlere 6 yıla kadar hapis cezası verilebilecek. Sahip- li köpeği öldürenler suç işlemiş sa- yılacak, ancak başıboş köpekleri öldürenlere ceza verilmeyecek. Yeni Türk Ceza Yasası'nın ge- tirdiği bazı düzenlemeler şöyle. # Başkasına ait binanın duva- nna yazı yazmak. afiş veya ilan yapışnrmak, resim yapmak "ma- la zarar verme" suçu kapsamına ahnırken bu suçu işleyenlere 4 ay- dan 3 yıla kadar hapis veya adli para cezası \erilecek. Mezarlık- lara atık ve artık bırakmak, cami- lerin duvanna yazı yazmak, afiş veya ilan yapıştırmak ve resim yapmak da suç olacak ve 1 yılaka- dar hapisle cezalandınlacak. # Haklı bir neden olmaksızın, sahipli hayvanı öldüren kişiye 3 yıla kadar hapis cezası verilebile- cek. Ancak vahşi, yırucı, hastalık- ağaç, fidan veya bağ çubuğuna zarar veren, kişilerin özel mül- künde veyayol kenannda, park ve bahçelerde, kamuya ait diğer alan- larda bulunan ağaçlann tahrip edilmesi durumunda da aynı ce- za uygulanacak. # Evin içindeki eşyayı alıp ka- • Yasanın hayvanlann öldürülmesine ilişkin hükmü ise hayvanseverlerin tepkisini çekecek nitelikte. Yasaya göre. haklı bir neden olmaksızm, sahipli hayvanı öldüren kişiye 3 yıla kadar hapis cezası verilebilecek. Ancak vahşi, yırtıcı, hastalıklı ve başıboş bırakılmış bir hayvanın öldürühnesi ise suç olmayacak. lı ve başıboş bir hayvanın öldürül- mesi ise suç olmayacak. # Trafik işaret ve levhalanna zarar veren, bir park yerindeki oturma veya oyun gruplannı tah- rip eden kişiye 1 yıldan 6 yıla ka- dar hapis cezası verilecek. Nere- de olursa olsun her rürlü dikili pıdan çıkarken mal sahibi ile kar- şılaşan hırsız, ona karşı cebir ve- ya tehdit kullanacak olursa "yağ- ma" suçu işlemiş olacak ve 10 yıla kadar hapisle cezalandınla- cak. Hırsızlık suçunun, malın ge- çici bir süre kullanıhp iade edil- mek üzere işlenmesi durumunda \erilecek ceza yan oranına kadar indirilebilecek. Hırsızlık suçunun gece işlenmesi durumunda ceza üçte bırine kadar arttınlacak. # Hırsızlık suçunun haksız ye- re elde bulundurulan veya taİdit anahtarla ya da diğer bir aletle ki- lit açarak işlenmesi durumunda verilecek ceza 3 yıldan 7 yıla ka- dar hapis olacak. Ancak sahibinin kilidin üzerinde unuttuğu anahtar çevrilerek kilidin açılması suretiy- le mrsızhgın işlenmesi durumun- da yalnızca "hırsızüksuçur 'na ve- rilen ceza uygulanacak. # Kaçak elektrik kullanmak "hffSEhksuçu" kapsamına alınır- ken bu suçu işleyenlere 3 yıla ka- dar hapis cezası verilecek. # Bir kimseye "serseri, alçak, hav-van, hırsız, rüşvetçi, sahtekâr, fahişe,kör, şaşı,topaLkanıbur.kel, psikopatfrengüı.AIDS'H" demek hakaret suçu sayılacak ve 2 yıla kadar hapis cezası verilecek. HAKÎHLALLERIMASAYA YATIRILIYOR însan haklannda yeni taktikler paylaşılıyor ANKAR\ (Cumhuriyet Bürosu) - Dünyanın 90 ülkesinden Ankara'ya gelen 500'ün üzerinde insan haklan savunucusu, kendi ülkelerindeki hak ihlallerine karşı geliştirdikleri "yeni taktikleri" sunacak. Kuzey îrlanda'dan Nepal'e, Guatemala'dan Hindistan'a, Macaristan'dan Fihstin'e kadar birçok ülke temsilcisi, yaşadıklan sorunlara karşı ~ ^ ^ ^ ^ bulduklan yaratıcı çözümleri birbirleriyle paylaşacak. "İnsan Haklannda Yeni Taktikler Uluslararası Sempozyumu.", dün Karayollan İnsan haklan savunuculan, hak ihlallerine karşıgelişûrilen 'taktikleri' Ankara'da anlatacak. Genel Müdürlüğü Konferans Salonu'nda başladı. 2 Ekim'de sona erecek sempozyum boyunca, hak ihlallerinin önlenmesi için geliştirilen ilginç _ _ _ _ _ yöntemler kaülımcılara aktanlacak. Türkiye sempozyuma "Aydmhktçinl Dakika Karanhk" yöntemiyle katılacak. Sempozyumda diğer ülkelerin katılımcılarla paylaşacağı yaratıcı yöntemler arasında. "cep telefonuyla çanşmalann önlenmesi", "telefon mesajı ve fiıtbol maçlanyla ihlallerin önüne geçilmesi", "canlı bomba ofanama eğitimi'' dikkat çekiyor. UİAVCILIĞA SUÇDUYURUSU YAPTI Emekli subay Naksakis, iki eski MtT'çiyi suçluyor ATÎNA (AA) - Terör örgütü başı Abdullah Öcalan'm Yunanistan'a getirilmesinde başrolü oynayan emekli deniz subayı Andonis Naksakis, 2 eski Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) yetkilisi aleyhine dava açmak için savcıhğa başvurdu. Atina Haber Ajansı (ANA), Naksakis'in dava dilekçesinde, kimlikleri açıldanmayan 2 eski MİT yetkilisinin, Yunanistan ile ^ ~ " ~ " " Öcalan ve terör örgütü PKK arasında temas sağladığı gerekçesiyle, 1996yılında kendisini öldürtmeye , teşebbüs ettiklerini öne 1\ aksakis, PKK ile Yunanistan 'ı temasa geçirdiği için öldürmeye çalışüdığını ileri sürdü. sürdüğünü duyurdu. Ajans, Naksakis'in tanık olarak, Yeni Demokrasi Partisi (YDP) milletvekilleri Stelyo Papatemeüs. Pana\otis _^____ Kammenosve ~ ^ ^ ~ " Öcalan'a Kenya yolculuğunda eşlik eden eski Yunan Gizli Servisi Ajam Savas Kalenderidis'i, kendisini hedef aldığmı iddia ettiği öldürme girişiminin tanıklan olarak ~ " " ~ " ~ gösterdiğini kaydetti. ANA, savcılığın Naksakis'in başvurusunu değerlendirdikten sonra dava açılıp açıhnamasına ilişkin karar vereceğini de belirtti. PERŞEMBE ORHAN BURSALI SivilDin Samsun'da AKP'li Belediye Başkam'mn "ağa- beytik" yapmalan için görevtendirtjiği özel ahlak ekip- lerinin uygulamalan büyük tepki çekti. Anımsarsa- nız, birbirine sanlan, omuz omuza, el ele tutuşan sevgilileri bu "motosikletliağabeyler" uyarmıştı: ''Dik- kat edin, yanlış anlaşılırsınız!" diye... Uyanlanlar ara- sında türbanlı gençlerin olması da başka bir pa- radokstu! Kendilerini o an Iran'da miranda sanmış olabilirler! Şüphesiz, bunca belediye içinde Samsun'unki tekil özellik taşıyordur, kamuya yansıyan haberle- re göre. Bu uygulamayı AKP'li belediyelerin ve yö- netimlerin bütününe mal etmenin gereği yok, de- nebilir. Ama böyle bir uygulamanın AKP saflannda filiz vermesi de hiç yadırganacak bir durum değil. Da- hası, geniş çoğunluk, beklenen bir durum, der! Samsun'daki uygulama, toplumda AKP "algılama- s/"na uygun; kimse aaa demez. Bana sorarsanız, partinin büyük çoğunluğunda olmadığı ileri sürülen bu tür düşünce ve uygula- maların Türkiye'de geniş zemin bulması beklen- memeli! Tabii, toplum, derinlemesine bölünmezse... Amacım, Samsun'a geri dönmek değil bugün. Samsun'daki görüntülerin çağrıştırdığı, başka bir bakışı gündeme getirmek: din ile sivilleşme olgusu ilişkisini gündeme getirmek ve ucundan tar- tışmak! • • • Dikkat edin: Samsun'da belediyenin görevlen- dirdiği "ağabeyler", paramiliter... Motorize ekip- ler. Telsizi, copu, farkında değilim ama belki de si- lahı da var! Hemalde dayandıklan "toplumun ada- bına uygun hareket" gibi yasa maddeleri de var- dır! Bir yerel iktidar (veya devlet) gücüler.. "Ağabeylik yapmak" olarak icrabaşınca ta- nımlanan yeni görevlerinin kaynağı, tartışmasız "dini inanışlar veya buyruklar"... Şimdi soralım: "Politikdinselinançlar", sivil mi- dir, inançların sivil toplumla bir ilişkisi var mı? Dinsel inançlan, politize olduklan veya politika tarafından güdüldükleri sürece sivillikle ilişkilendi- remeyiz, "toplum kültürü" olarak sayamayız.. Iran'daki, Suudi Arabistan'daki vb. "ahlak po- lisleri"... Gerçi bu ülkelerde ordular da "dinahlakı"nın ve düzeninin en büyük bekçileri.. Sivilleşmeyi, son düşünce hayatımız, daha çok, yönetimin askeri vesayetten arınması olarak algı- lama aşamasındadır.. Oysa sivilleşme çok farklı bir olgu... "SivilJeşme", Batı'nın tarihinde, burjuva devrim- lerinin ta kendisidir. Bu devrim, Din'in (kilisenin) ik- tidardan alaşağı edilmesi ve toplumun dini refe- ranslara göre yönetimıne son verilmesidir! "Askerisizleşme" ise çok daha sonraki top- lumların çözdüğü problem oldu! Biz ise konuyu tersten tartışıyoruz! "Siyasal Din" konusunu sivil toplum hakkı ola- rak görüyoruz! Ne zırvalık! • • • "Siyasal din"\n iktidar yüzünün, şiddetle, totali- ter iktidarlarla eşanlamlı olduğunu unutuyoruz! Onu sadece köylülük kültürü derekesine indirip kü- çümsüyoruz! Oysa bizim günlük yaşamımız siya- sal dinin sürekli baskısı, şiddeti altında değil mi? Ramazanda oruç tutup tutmama konusu, cinayet- lere bile varmıyor mu? Kırsal bölgelerde, feodal, kapalı, kültürel geri bölgelerde, kim özgürce dav- ranabilir? Toplumumuzun temel özelliklerinden biri, hâlâ, din konusunda özgürleşememiş olmasıdır.. Bu, 300 yıl önceki burjuva demokratik devrimin ne de- rece gerçekleştiği ile ilgilidir.. Askerlerin siyasal hayata müdahalesini, sonu- na kadar özgürce tartışan bir toplumuz... Ama dinin fonksiyonunu. siyasal varlığını ise tar- tışamayan, tartışmayan bir toplum ve entelektüel birikim! Yönetimin "siyasal Islamsızlaştınlamadığı", si- yasal dinin iktidar çabalannın üst düzeyde görü- nür olduğu bir ülkede... ...Batılı anlamda "askerisizleşmenin" gerçek- leştirilebileceğini sanmak, safdilliğin de ötesinde, olsa olsa ancak "sosyolojik zırvalık" olur! Ordu, evet, "darbe yapmayacak kadar" ol- gunlaşmıştır.. Çünkü ordu sonuçta uygarlığın birikimleriyle yoğruluyorvebiçimleniyor... Bilimi ve aklı, eğitim- de hem de yer yer siyasallardan bile daha başa- nlı, giderek daha üst düzeyde kullanabiliyor. Fakat önemli ve belirleyici olan, siyasal Islamcı- ların, insanhğın "sivil bihkimlerini" benimseyebi- lecek biri konuma yükselip yükselemeyeceği.. ve... ...darbe yaptırmayacak kadar, olgunlaşıp ol- gunlaşamayacağıdır! Bu sorunun yanıtı ortadadır ve geleceğin "sos~ yolojik" bakımdan neler getireceğini, olgun bir generalin bile tahmin etmesi zordur. obursalifo cumhurryet.com.tr Vali calısıci: Kurtarma rezaleti Fobrikoda con pazan: 3 ölü CANHAaOĞLU ESKtŞEHİR - Eski- şehir Organize Sanayı Bölgesi'ndeki bir fabri- kada siloya düşen 3 ki- şi öldü. Arkadaşlannı kurtarmaya çahşan 9 kişi de zehirlendi. Sundekor Sunta Fabri- kası'nda reçine dolu si- loya düşen işçilerden Ha- san Candan, Hüseyin Serttaş, Sülejınan Sert- taşyaşamını yitirdi. Işçi- leri kurtarmaya çahşan fabrika müdürü Kadir Yücel Kaymaz ile Sela- hattinKanaz.HakanKu- tan,Ali Topal, Tayfiın Ka- rahan, HikmetBican,Er- dal Özkan,MehmetÖz- kan, Osman Ergen adlı işçiler zehirlendi. Kay- maz ve Kansız durumla- n ağırlaşınca, Osmanga- zi Universitesi Tıp Fa- kültesi'ne sevk edildi. Eskişehir Valısi Ka- dir Çahşıcı, talaş silo- sunda yangm çıktığım, müdahale etmek için içeriye giren işçilerin mahsur kaldığım söyle- di. Çahşıcı işçileri kur- tarmak isteyen çahşan- lann dumandan önleri- ni göremeyerek yakıt tozunun içine düştüğü- nü belirtti. Çahşıcı, "Fabrikada kurtarma rezaleti yaşannuş" dedi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle