27 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 30 EYLÜL 2004 PERŞEMBE OLAYLAR VE GORUŞLER EVET/HAYIR OKTAY AKBAL Dostum Necdet Uğur. Bunalım içindey- dim! Sıcaktı. Nere- ye kaçabilirim? Bir kıyı olsa, bir dost, beni bilen, tanı- yan... Necdet Uğur'u düşündüm. Kaçyıldıryoktuor- tada! Bir hastalık, hem de insanı gizliliğe iten birşey... Arasan çık- mıyordu. Ne telefona ne de!.. Sabah birden haber, "Necdet Uğuryaşamı- nıyitirdi." Pazartesiydi. Benim pencereden pen- cereye koştuğum sıkıntı bu muydu? Aynı yaş- taydık. Aynı yaşam koşulları, ayn yaşam de- neyimleri, ama bir noktada beraberdik. Onun için de önemli olan, sanattı, edebiyattı, kültür- dü, insanca bir yaşam yaratma özlemiydi. Ka- lemle, görevle, sorumluluklaryüklenerek... Hep aynı kişilik, soylu, inançlı, sağlam bir tu- tarlılık... Ama hep iyiliklere, olumluluklara ya- şamda birgüzel düzen, insanca biryol arama- ya, bulmaya!.. Birgörev insanı olmak, olabil- mek, emniyet müdürü, vali, milletvekili, ba- kan... Hepsini yaşadı. Hepsinde de en üst çizgiyi buldu. Böyle şeyler rastlantıyla olmaz, çalış- madır, bilinçtir, inançtır, toplum saygısı, sevgi- sidir... Uğur'un belediye başkanlığı, CHP il baş- kanlığı, Içşişleri, Milli Eğitim Bakanlığı günle- rini anımsıyorum. Hepsinde de etkileyici, ka- lıcı izler bırakmış, her şeyden önce bir aydın, bir kültür adamı... Çok yıllar önceydi. Bir haftalık dergiyi oku- yordum. Necdet Uğur, o 1950'li yıllarda Istan- bul Emniyet Müdürlüğü'nde şube müdürü. Dergide bir konuşması... Edebiyat sevgisini anlatıyor. En sevdiği yazartarı sayıyor, Sait Fa- ik ve Oktay Akbal... Bir emniyet müdürü na- sıl olmuş da bu iki yazarı okumuş, sevmiş, açıkça söyleyebilmiş? Ecevit'e rastladım Beyoğlu'nda o günler- de... Birlikte yürü- dük, yeni il başkan- — lığına Necdet Uğur'un atanması- — nı nasıl bulduğumu sormuştu. Ben de bu olayı anlatmış- tım. Ecevit de, bir kültür bir sanat ada- mıydı. CHP'nin, Necdet Uğur gibi bir kişiyle zen- ginleştiğini söylemiştim. O gün bugün nerdey- se elli yıl. O bir tek örnek olarak yaşadı. Hem siyasal alanda hem de kültür dünyasında... Unutulmaz bakanlar vardır. Yücel gibi... Mil- li eğitim ailesi de, Necdet Uğur'u unutmaya- caktır. Gerçi az kaldı, zaman yetmedi. Ona ta- rih yeni bir fırsat vermedi. Genç yaşında top- lum işlerinden uzakta kaldı. O da kabuğuna çe- kildi. Elinden kitap düşmeden, gerektiğinde en yararlı görüşlerini yazarak, katkısını sürdür- dü. Ama acımasız bir hastalık elini kolunu bağ- layınca, hele hele düşünce kapılarını örtün- ce!.. Bu satırları zorlukla yazıyorum. Aylardır yü- rüme zorluğu, ağnlan içinde bir insan, Necdet'le yaşıt bir yazar, ne olduğunu, nerden geldiğini bilmediği bir engelle savaşım içinde... O arkadaşımdı, dostumdu, belki de sanat ede- biyat dünyası dışında en çok sevdiğim, onu en çok anlayan, onun da beni en iyi anlayan, ta- nıyan biri olduğunu bilerek!.. "Gittikçe artıyoryalnızlığımız" demişti Taran- cı... Şimdi o yalnızlık her zamankinden daha güçlü, daha acımasız, daha katı bir hayalet gi- bi yapışacak yakama... Istesem de, istemesem de onu kovmak, onsuz yaşamak güç... Sevgili Necdet'in yıllardır uzaklığını duyu- yordum, ama hiç değilse yaşryordu, bir gün iyi- leşecek umudu vardı; şimdi o da yok. Şu ya- şam kavgasında herkes yalnızdır. Dostsuz ar- kadaşsız kalan ise daha da yalnız... Uğur ailesine, sevgili eşine, çocuklarına onu tüm sevenlere içtenlikle başsağlığı diliyorum. Verheugen Yurttaşmış! UğUT S E T E N ADD Beşiktaş Şube Başkanı T ürkiye hakkında yazacağı Atatürk'e hitaben "Büyük önder, ilerleme raporuyla AB'nin Türkiye ile tam üyelik müzakerelerini başlatıp başlatmayacağı noktastnda karan belirleyecek olan müstemleke idaresinin genel valisi, Avrupa'nın komiseri, küstah Alman Gûnter Verheugen, bizleri teftiş etmek üzere ülkemıze geldi. Komiser efendi. zorunlu Ankara ziyaretinde Başbakan Erdoğanve Dışişleri Bakanı Gûl'e gerekli talimatlan verdikten sonra Avrupa'nın başkenti(!) Diyarbakır'a gitti. Avrupa Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi'nin sömürge valisi için hazırlamış ve şehrin her tarafına asmış olduğu Ingilizce, Kürtçe ve lütfen Türkçe afişleri bizler için çok anlamlı ve düşündürücüydü. "Yurttaş Verheugen Büyük Avrupa'ya Hoşgeldin.J' Adam nerenin yurttaşı? Büyük Avrupa neresi, açlığın, işsizliğin, eğitimsizliğin, çöplerden yiyecek toplayanlann kol gezdiği Diyarbakır neresi? Yalakalıgın, yıkılmışhğın, satılmışlığın, zavallılığın, onursuzluğun ve ulusal bilinçten bu kadar yoksun oluşun utanç tablosunu bu afişleri hazırlatanlann boynuna tasma olarak takılması gerekir... Bu mandacılara soruyoruz: Acaba hangi ulusal bayramda M. KemaJ bağunsızhğunızı, yaşamımızı ve namusumuzu bizlere kazandırdığın için sana minnettanz" diye afişler yaptırdınız? Ve bu afişleri nerelere astınız? Bir sömürge valisine gösterdiğiniz bu göz yaşartıcı aşkınızuı ve saygınızın çeyreğini, bu ülkenin kurtancısı büyük devrimciye gösterebildiniz mi? Şimdilik katil terörist Ocalan'ı ziyaret etme gereksinimi duymayan müstemleke genel valisi, Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Osnıan Baydemir ve Leyia Zana'nın kollan arasında, ama devletin de güvenlik güçlerinin korumasında Avrupa'nın başkenti Diyarbakır'ı teftiş ederken teröristler bir polisimizi ve bir bekçimizı şehit ediyorlar, sömürge valisi ve emrindeki yeni taşeronlardan derhal bir açıklama geliyordu. "Şiddete karşıyız ve şiddetle hiç kimse bir yere varamaz." Bu tekerlemelerle cinayetleri geçiştiriyorlar ve bir türlü "kanlı terörü" lanetleyemiyorlardı. Oysa ulus savunmasında nice yürekler yanmıştı, nıce gençler düşmüştü sömürge valisinin ayak bastığı bu topraklara. "Şerefe" diye kaldırarak içen AB'nin sömürge valisinin Ankara-Diyarbakır ve Erdoğan-Zana-Baydemir trafiğinin altmda yatan siyasal amaca dikkat etmek gereklidir. Gözün gördüğü her şey sinemadır. Axess filmekimi 2 0 0 4 S P O N S O R U Yine ekim geldi, yine sinema geldi. Hayata başkalanmn gözleriyıe bakma, gözünüzden kaçanlan görme, yepyeni dünyalarla, bambaşka duygularla tanışma vakti geldi. Filmekimi sponsoru Axess "iyi seyirler" diler 8-14 Ekim 2004, Emek Sineması. Biletleri Emek Sineması gişelerinden ya da Biletix'ten satın alabilirsiniz. PENCERE Piif Noktası!.. Fransa'da 'KodSivil' (Code Civil) bizdeki adıy- la 'Medeni Kanun' 1804'te yürürlüğe girdi; 1789 Devrimi'nin en çarpıcı ürünlerinden biri olan ya- sanın adındaki 'Sivil' sözcüğü nedir? Askerkarşıtı sivil mi?.. Yok canım, 1804'te üniformalı asker, general (paşa) Napolyon iktidardaydı; yasanın adındaki 'civil' dinci öğretiye karşıt anlamına geliyor. 'Büyük Ihtilâl' sürecinde hukuk, din öğretisin- den kurtuldu, laikleşti. Bu hukuk devrimi tüm Avrupa'ya yayıldı; biz 'Medeni Kanun'u 1926'da Isviçre'den aldık, Ce- za Kanunu'nu da 1928'de Italya'dan... Bugünkü 'AB hukuku' Aydınlanma Devrimi'nin öğretisinden kaynaklanan temel yasalardan olu- şur; Türkiye'de bu süreç, Atatürkçülüğün (Kema- list devrimin) hayata geçirilmesiyle yaşandı, dev- let düzenine dönüştürüldü. 1923 Devrimi'nin laik Cumhuriyeti oluşturan te- mel hukuku olmasaydı, biz bugün AB'den müza- kere tarihi almak şöyle dursun, Avrupa Biriiği'nin adını bile ağzımıza alamazdık. • Türkiye'de 20'nci yüzyılın ilk yansında gerçek- leşen 'Aydınlanma Devrimi' Avrupa'daki gibi sa- nayileşme sürecinde oluşan burjuva sınıfının ürü- nüdeğildir; sivil-askeraydınlann başını çektiği bir "/W/y//Kurtu/uşSavaş/"ertesindeMustafaKemarin önderiiğinde hayata geçirilen bu uygarlık atılımı is- ter istemez dinci devlet düzenine karşı olacaktı, olmak zorundaydı. Türk Devrimi 1.5 milyar nüfuslu Islam dünyasın- da tek örnektin askerin bugün bile Aydınlanma'ya sahip çıkması bir büyük talihtin çünkü yüzde 25 seçmen oyuyla Meclis'in yüzde 65'ini ele geçiren iktidarın ne yapacağı konusunda kuşkular eksi- leceğine artıyor. • Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Yaşar Bü- yükanıt, Atatürkçülüğe karşı çıkanlan ışıktan te- dirgin olan yarasalara benzeterek genç Harbiye- lilere öğüt vermiş: "- Her şeyi sorgulayın!.." Bu öğüdü tersine çevirmek isteyen medyatik Is- lamcılar, komutanın sözünü Kemalizme karşı söy- lenmiş gibi ele aldılar; yorumlar yapıyorlar... Oysa eleştiri, araştırma, sorgulama, uygariığa Aydınlanma sürecinde yerleşmiştir Kemalizmin özü de aklın inançtan, bilimin dinden bağımsızlaşma- sıdır; Mustafa Kemal sorgulanmayan kişileri ve ku- rumlan yıkarak laik Cumhuriyeti kurdu; "Hayatta en hakiki mürşit ilimdir" tümcesiyle Orgeneral Büyükanıt'ın konuşmasındaki içerik özdeştir. • Kemalizm "Aydınlanma Devrimi"n\n Türkçe- si!.. Aklı devreye sokan, eleştiriyi ve sorgulamayı temel yasaya dönüştüren uygarlık devrimini, Tür- kiye, Atatürkçülükle tanıdı... Ama sorunumuz nedir?.. Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Yaşar Bü- yükanıt, genç Harbiyelilere demiş ki: "- Her şeyi sorgulayın!.." Peki, genç imam-hatiplilerin karşısına çıkan bi- ri, sözgelimi Başbakan Erdoğan böyle konuşa- bilir mi: - Her şeyi sorgulayın!.. Tövbe.. Tövbe!.. Yaşadığımız bunalımın püf noktası işte burada odaklanıyor. final LGS İlköğretim 7. ve 8. Sınıflar için • 16 Sayılık Dergi Serisi • Aboneiere Bedava 7 Kıîap • 4 Adet Rehberlik Ekı • 4 Adet Cep Kitabı • 7Aöet Deneme Sınavı ve Kaliteli, Kullanışlı Sırt Çantası Hediye... TANITIM ASAYISI Sadece\/milyon Bayilerde!.. www. final.com. tr Geniş Bilgi İçin: Nuruosmaniye Cad. Yeşilay İşhanı No: 17 Kat: 1 Cağaioğlu 34410 İstanbul Tel.: (0212) 512 23 00-01-02 • Fax: (0212) 512 23 03 final'le kazanacaksınız KULTÜM • SANAT (0213) 293 >9 7t Güzel Sanatlar Adayları Bu yıl açıkta kaldım diye, ÜZÜLMEYİNİZ IVIİIVIARLIK ve Gvzel Sanaliann Bütüı Bölümlerine /olOOGARANTILI KAZANDIKIYOBUM Kazandıramadığım ögrencinin, öcretini iyade ediyorum. 444 25 25 www.axess.com.tr AKBANK KuşdüCoddesi 0216 348 24 12 KADIKÖY-İST. Sıras«lvil«r Cod. 0212 244 57 71 TAKSİM-İST. Direk Bilgi İçin Cep 0542 292 89 68
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle