19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
3 EYLÜL 2004 CUMA CUMHURİYET SAYFA DIZI Büyük yenilgi karşısında Yunanistan, İtilaf Devletleri'ne başvurarak mütareke yapılmasım istedi Türk ordusu destanyazıyor Y unan ordusunu saran çember giderek belirginleşiyordu. Savaş, 31 Ağustos ve 1 Eylül günleri de olanca şiddetiyle sürdü. Yunan ordusunun imhadan kurtulan kuvvetleri çeşitli yönlerde çekilmeye başladı. 3 Eylül'de İnönü mevzilerinde şiddetli muharebeler yaşandı. Ve son Yunan askeri, 17 Eylül'de Bandırma'dan gemilere binerek Anadolu'yu terk etti... C ephe Kumandanı İsmet Paşa. Büyük Taarruz"un ilk günlennı anlatmayı sürdürüyor: "Şimdi bizi ciddi olarak düşündüren üçüncü bir mesele daha var. İldnci ordumuz karşısındaki Yu- nan kuvvetleri ihtiyat kolordusu ile beraber İkinci Ordumuz cephesine taarruz ederek, bizim iki or- dumuz arasnu yanp Akşehir istikameünde Uerterse, Af- yon'un güneyinden taarruz eden asü kuvvetlerimizin sağ yanuu kuşatabilir \e bi/inı düşündüğümüz, aldığı- mız tertibi ters çevirebilirdi. Böyle bir ihtimal var. Ben bir de bu ihtimale göre tertibat almıştun. Mu- harebe başladığı zaman İkinci Ordu, sağ cenahuıda bu- iunan 61. tümen ile birtikte düşmana cepheden taar- ruza geçmişti. Sağ kanadında 61. tümen, bu tümenle doğrudan doğnıya Yunanulann ihtiyat kolordusunun işgal etnıiş olduğû cepheye taarruz ediyor, sol kanadın- da Birinci Ordu ile irtibatta yakın kıtalan ile Afyon ku- zeyine doğru taarruz ediyor. Yakup Şevkı Paşa'nın emrinde bulunan 61. tümen, taarruz ettiği bütün düşman mevzilerini çöktürdü. Hepsini işgal etti. Bu haberleri aldık. Düşman 61. tümenin muvaffakiyetinden kuşkıuan- dı. Oraya, pek çok kuvvetler topladı \e bizim bu tüme- nimizi, işgal ettiği mevzilerden çıkardı. Akşama kadar bu tümenle uğraştu sabaha kadar uğraştL MuvafTakol- duğu zannındadır. Halbuki öbür tarafta bizim yarma istikametimizdeki cephede bulunan Yunan Kolordusu bu müddet zarfinda yardımcısız kalarak tamanuyla ezUmiş bir vaziyete düştü." D Sabahattin SELEK MjLLI MÜCADELE 28 Ağustos'ta Yunan ordusunun asıl cephesi de ya- nldı. Güneyden Kuzeye doğru ilerleyen Türk kuvvet- leri ile doğrudan ilerleyen kuvvetler Yunan ordusunu ikiye ayırmış ve büyük kısmını kuşatıcı bir duruma gir- mişti. YuNANLILAR ÇEMBERE ALINIYOR... 28 Ağustos'ta taarruz başanlı bir şekilde gelişti. Yu- nanlılan saracak çember biraz daha belırli bir şekle gir- di. 30 Ağustos'ta Süvari Kolordusu ve diğer birlikler tarafından çekilme yolu kapanmış olan düşman kuv- vetleri (5 tümen, 40-50 bin kişi), Başkumandanlık Meydan Muharebesi adı verilen bugünkü muharebe- de kısmen esir; kısmen imha edilmişlerdir. Muharebeler 31 Ağustos ve 1 Eylül günleri de olan- ca şiddetiyle devam etti. Yunan Ordusu'nun imhadan kurtulan kuvvetleri çe- şitli yönlerde çekilmeye başlanuşlardı. 1 Eylül'de Türk urum, gerçekten ciddi idi. Her an yeniden silahlı çatışma başlayabilirdi. Bütün Avrupa'yı bir heyecan kaplamıştı. Çünkü Lloyd George'un, bildirisi, Ingiltere, Fransa, İtalya ve Balkan devletlerini Türkiye'ye karşı savaşa çağırıyordu. Bu hareketi, başta bazı İngiliz çevreleri olmak üzere, bütün muhatapları tarafından tepkiyle karşılanan Lloyd George, yalnız kaldı... Ordusu Uşak'a girdı. 2 Eylül'de Uşak yakınlannda Yunan Başkumandanı General Trikopis. II. Kolordu Ku- mandanı General Diyenis, Kurmay Başkanı Albay Yuvanis, 13. Tü- men Kumandanı Albay Vandebs de dahil olmak üzere 300 kadar Yu- nan subayı ile 5000'den fazla er esir alındılar. ANAOOLUYU TERK ETTıLER... 3 Eylül günü, Türk Ordusu'nun takip hareketi devam etti. Inönü mevzi- lennde şiddetli muharebeler oldu ve bu- radaki Yunan kuvvetleri de Bursa yönünde çekilmeye başladılar. 9 Eylül'de Türk süvarilen îzmir'e girdi. Ta- kip boyunca çeşitli bölgelerde yapılan muha- rebelerle Yunanlılardan çok sayıda esir alm- dı. Kurtulan Yunan bırlikleri fzrnir, Yalova, Bandırma gibi sahil şehirlerine ulaşmaya çaba- lıyorlardı. 1 Eylül'den 17 Eylül'e kadar süren takıp ve çekilme harekâtı sırasında tnegöl - Bursa bölgesinde, Kütah- ya'da, Mudanya'da önemli muharebeler oldu. Nihayet son Yunan askerleri, 17 Eylül'de Bandırma'da gemi- lere binerek Anadolu'yu terk ettiler. (Üstte) 9-10 Eylül günleri halk Istanbul'da Türk bayrakları ve Mustafa Kemal Paşa'nın resimleriyle sokaklara dökülmüş, Büyük Zafer'i kutlamıştı (10 Eylül 1922). (Yanda) Fransa ile Türkiye arasında Ankara itilafnamesi'ni imzalayan Franklin Bouillon, Mudanya'da Ismet Paşa'yla (3-11 Ekim 1922). Mudanya Mütarekesiransa ve Italya'nuı şiddetli direnme- sı sonunda, Ingiltere de Doğu Trak- ya meselesinde yumuşamak zorunda kaldı. Vanlan anlaşmaya dayanarak. Franklin Bouillon tzmir'e gönderil- di. General Pelle. Poincare'nin em- riyle daha önce tstanbul'dan Izmır'e gelmişti. Fakat. bu sırada Ingilizler, Ça- nakkale'deki kuvvetlerinı durmadan çoğaltmakta idiler. İZMİR GÖRÜŞMELERİ Türk askerleri de tarafsız bölgeye kısmen gırmiş ve îngiliz mevzılerinin önündeki tel örgülere kadar yaklaşmış- lardı. îzmir'e gelen General Pelle ile Mustafa Kemal Paşa arasındaki gö- rüşmelerin olumlu bir şekilde devam etmesine karşıhk Çanakkale bölgesinde bir harbin her an başlaması ıhtimali ta- zeliğını muhafaza etmekte ıdı. Fakat General Harrington'un çok an- layışlı ve yumuşak davranması sayesin- de Franklın Bouıllon'un herhangi bir hadisenin zuhurundan önce Izmir'e ulaşması mümkün oldu. tzmir görüşmeleri, Mudanya'da bir mütareke yapılması için gerekli zemini hazırlamıştı. 3 Ekim 1922 günü Ismet Paşa, General Harrington (Ingiltere), General Charpy (Fransa), General Mombelli (ttalya), Türk-Yunan harbine son verecek mütareke için Mudanya'da toplandılar. MÜTAREKE HEYETI 11 Eknn'e kadar süren görüşmeler- den sonra Edirne dahil olmak üzere Doğu Trakya'nın Türkiye Büyük Mil- let Meclisi Hükümeti'ne teslimine ka- rar veren mütareke heyeti şu noktalarda anlaşmaya varmıştı: • tşbu mütarekenin imzalandığı ta- rihten itibaren Türk ve Yunan askeri kuvvetleri arasında muhasemat tatil edilecektir. • Yunan kuvvetleri, Trakya'dan he- men çekilmeye başlayacaklardır. Trak- ya'nın boşaltılması 15 gün içinde ta- mamlanacaktır. • Türkiye Büyük MiDet Meclisi Hü- kümeti'nin jandarma kıtalan Trak- ya'ya geçerek buranın asayişini sağlaya- caklardır. Bu kuvvetlerin sayısı, suba> - lar dahil olduğu halde 8000 kişh i aşma- yacakür. • Trakya'nın Yunanlılar tarafından boşaltılması ve Türk Jandarması ile mülki idarenin yerleşmesi sırasında zu- hur edecek olaylan önlemek üzere. bu- rada, müttefik heyetleri ve 7 taburdan ibaret bir işgal kıtası bulunacaktır. • Banş AntiaşmasTnın imzalanma- sma kadar, Türkiye Büyük MiDet Mec- lisi Hükümeti, Trakya'ya askeri kıtalar nakletmeyecek ve bir ordu bulundur- mayacakür. YUNAN ORDUSU ÇEKILIYOR Mudanya göriişmelerinin başlama- sından önce, Marmara bölgesindeki Türk birliklerinden 16 seçme tabur, jandarma birlikleri haline sokularak Trakya'ya gönderilmek üzere hazırlan- mıştı. Bu taburlar 21-27 yaşındaki (311-317 doğumlular) erlerden kurul- muş olup, 400 er mevcutlu idi. Mütare- kenin imzalanması üzerine jandarma taburlan derhal Trakya'ya taşınmış ve Yunan Ordusu da mütareke şartlarına göre çekilmeye başlamıştı. itilaf Devletleri, banş antlaşmasının 13 Kasım'da Lozan'da yapılmasım ka- rarlaştırarak. 27 Ekim 1922 günü Tür- kiye Büyük Millet Meclisi Hüküme- ti'ne aşağıdaki tebligah yaptılar: "İngiltere, Fransa ve ttalya hükümet- leri, Ankara hükümetine gönderdikleri 23 Eylül tarihli notalanna ek ve bu hü- kümetin 4.10.1922 tarihli notasına ce- vap olarak, doğudaki harbe son verecek bir banş antlaşması akdi maksadıyla, 13 Kasım'da müzakereye başlamak üzere davet etnıekle şereflenirler. Dele- gelerin tam \etküı olnıası, fakat sayıca ildyi geçmemesi İngiltere, Fransa ve ttalya hükümetleri arasında karaıiaş- ünlmışür." B İ T T İ Kültür Bakanlığı'nın 'Atatürk' adlı kitabından alınmıştır. SAVAŞIN SONA ERİSİ üyük Türk taarruzunun gösterdığı gelişme üzerine, Yunanistan, itilaf Devletleri'ne başvurarak, Anadolu'nun boşaltılması şartıyla bir mütareke yapılması hususunda aracılık ncasında bulundu. Fakat, üç büyük devlet herhangi bır müdahaleye girişmeden, Türk Ordusu, Izmır'e dayanmış ve Anadolu'nun Yunanlılar tarafından boşaltılması bır mesele olmaktan çıkmıştı. Şimdi, ancak Boğazlar'm ve Trakya'nın durumu söz konusu olabilirdi. Nitekim, 11 Eylül 1922de, Ingiltere, Fransa ve italya Çanakkale Boğazf nın Anadolu yakasma asker göndererek, Türk Ordusu'nun ılerleyişıni burada durdurmak ıstedıler. Üçler arasında, Boğazlar'ın serbestliğiyle ilgili bir anlaşmazlık olmadığı anlaşılıyordu. Yalnız, Trakyanın Yunanistan'da mı kalacağı yoksa Türklere iade mi edileceği meselesi askıda idi. Y E N İ BİR SAVAŞ KORKUSU... 12 Eylül'de başlayarak 23 Eylül'e kadar üç büyükler arasında cereyan eden görüşmeler, dünyayı tehdit eden yeni bir harp ıhtimali içinde, oldukça heyecanlı geçti. Ingiltere, Istanbul'un da Türklere bırakıhnasına yanaşmıştı. Fakat, Trakya meselesinde ısrarlı idi ve Boğazlar'ın tarafsızlığını korumakta, yeni bir harbi göze alacak kadar kararlı görünüyordu. ingiliz kabinesi, 15 Eylül günü yaptığı toplantıda, Türk Ordusu'nun Boğazlar bölgesine tecavüz etmemesi için üç büyük devlet tarafından M. Kemal Paşa'ya tebligat yapılması, Çanakkale'nin Anadolu yakasmdaki müttefik kuvvetlerinin arttınlması, Türklerin Rumeli'ye geçmesinin önlenmesi ve Doğu meselesinin çözülmesi için Ingiltere, Fransa, italya, Yugoslavya, Romanya, Yunanistan ve Türkiye delegelerinin katıhiıasıyla bir konferans toplanması hususlannda karara vardı. O günden sonra da, ingiliz nazırlan hemen her gün toplantı halinde bulundular. AvRUPA'DA HEYECAN Istanbul'da General Harringtoıı tarafından, M. Kemal Paşa'ya gerekli tebligat yapıldıktan sonra, tarafsız Boğazlar bölgesine girecek Türk askerlerine ateş açılması için emir verildi. Harrington, hükümetinin bu tebligatım cebinde saklamış ve silahlı çatışmaya sebep olacak bir sert davramştan sakmmıştu". Türk ordusu ise Çanakkale'de ingiliz mevzilerine kadar sokulduktan sonra durmuştu. Durum, gerçekten çok ciddi idi. Her an bir silahlı çatışma başlayabilirdi. Bütün Avrupa memleketlerini bir heyecan kaplamıştı. Çünkü Lloyd George'un, Royter Ajansı vasıtasıvla 16 Eylül'de yayımlanan bir bildirisi, bütün ingiliz müstemlekelerini, Fransa'yı, ttalya'yı ve Balkan devletlerini Türkiye'ye karşı harbe davet eder mahiyette idi. Lloyd George'un bu davramşı başta bazı İngiliz çevreleri olmak üzere, bütün muhataplannın tepkisiyle karşılaştı. Fransız Başbakanı Poincare, Çanakkale'deki Fransız askerlerinin 24 saat içinde geri çekilmesi için General Pelle'ye talimat verdi. italya da aynı şeyi yaptı. Lloyd George, yalnız kalmıştı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle