Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 3 EYLÜL 2004 CUMA
OLAYLAR VE GORUŞLER
AÇI
MUMTAZ SOYSAL
Oağınıklığın Temel Nedeni
İLHAN SELÇUK, bıri CHP'li, öbürü DSP'lı iki
yazann aynı gazetede buluştukları halde niçin ay-
nı partide buluşamadıklannı sorduktan sonraekli-
yor: "Bu ikipartinin programlan ayn mı, bir mı?"
İki ayn parti olduğuna göre, programlan da
tıpa tıp birbirinin aynı olamaz; elbet aynldıkları ikin-
cil sayılabilecek noktalar olacaktır.
Ama, biri uzun süre CHP'nin genel sekreterliği-
ni yapan liderce kurulduğuna ve üyelerinin çoğu ay-
nı gelenekten gelen insanlarolduklannagöre, ben-
zerliklerin çok olacağını söylemek yanlış olmaz.
Ikisi de cumhuriyetçi, demokratik ve lâik olacaktır
ister istemez. Ikisinin de ekonomide devlete belir-
li biryertanımaları, ıkisinin de ulusal devletten ya-
na olmaları da kaçınılmazdır.
Bununla birlikte, herkes bilir ki, bu ülkede partile-
rin programlanna kimse yakından bakmaz, ılke-
lerle kımse ilgilenmez. Partilerin kendı üyeleri bile.
Dolayısıyla, başlangıçta ayn ayn partilerin, çoğu
zaman, program farklılığından değil, liderler ve li-
der çevreleri arasındaki uzlaşmazlıklardan çıktığı doğ-
rudur. Ama, yıne herkes bilir ki, liderler, sonradan,
partilerin genel niteliklerine, geleneksel kaynakla-
rına ve programlanna pek aldırış etmeksizin, ken-
diliklerinden değişik birtakım tutumlar edinir ve
partilere damgalarını vurabilirler. örneğin CHP
"devrimci" ve "ulusalcı"dtr ama, bir bakarsınız li-
deri "Anadolu so/ı/'ndan ve Edibali'den dem vur-
maktadır. Yine aynı ilkelere inandığı bilinen DSP li-
deri de, "mütedeyyin"vatandaşlandüşünerek,za-
man zaman Fethullahcılığa selamlar gönderebilır.
S o n u ç , başlangıçta ideolojik nedenlerden kay-
naklanmayan kopmaların ve ayrılmalann, za-
manla, liderlerin benzer programlara getirdikleri
değişik yorumlar ve doğrultular yüzünden, bırbirın-
den farkh kişisel düşünce yaklaşımlarına uygun
gruplaşmalara dönüşmesidir. Bu farklılaşma, yal-
nız CHP'nin "sosyal demokrat"hğ\ ileDSP'nin "de-
mokratik so/"culuğu arasındaki aynşma türünden
birçeşrt ideolojik farktan ibaret kalsa, yine iyi. Ama,
bununla kalınmaz, liderlerin sapmalan ya da sap-
lantlan, günlük politikadaki uygulama farklanyla prog-
ramların özüne taban tabana zıt yönelişlere yol
açar.
Kısacası, yalnız bu iki partide değil, Türk solun-
daki kuruluşların çoğundaki genel tablo tam bir
kafa kanşıklığı ve belirsizlik tablosudur.
Bu konuda, belki Emre Kongar'ın en haklı ol-
duğu nokta ortaya çıkar: Liderler, onun deyimiyle
"bencil, despotvekısırgörüşlü"tuXum\any\a, par-
tilerini bu karma ve belirsizlikten kurtaracak iç tar-
tışmalara ve meşru kanatlaşmalara meydan ver-
memişlerdir.
Işte, son yıllarda bu iki "büyükler" dışında beli-
ren yeni partileşmelerin temel nedeni, bölücülük de-
ğil, soldaki bu düşünce karmaşasına son vermek
ve ulusal sola çevresinde bütünleşebileceği sağ-
lam bir ideolojik zemin sunmaktır.
ANMA
Değerli büyüğümüz,
emekli hâkim, hayırsever insan
ZÜHTÜ CURA y,
(1912-1994)
vefatının onuncu yılında
saygı ve özlemle anıyoruz.
Çoculdan -GreönJeri-Torunları
SÜRT ASLİYE HUKUK
MAHKEMESİ'NDEN
Esas No: 2004 286
Siirt II Özel Idaresı tarafından Mehmet Selami
Uyan ve Mesut Şanlı'nın 1 '2 oranında malıklen bu-
lunduğu Sıirt ılı merkez ılçesı Alan Mahallesı Bıtım-
lık mevkıınde bulunan 338 ada 3 parsel sayılı taria
vasfindakı 8832 metrekare yüzölçümündekj taşınma-
zın 2808.77 metrekarelik kısmınin kamulaştırılması-
na karar venlmiş ve uzlaşma sağlanamadığtndan yu-
kanda yazılı esas numarasıyla mahkememıze dava
açılmıştır.
Ilanen duvurulur.
Basın: 39596
AKP, Sendikalar ve CHP
AKP kesinlikle sendikalar arası yanşa siyasal kimliği ile girip ağırlığını bir
sendikadan ya da konfederasyondan yana koymayı düşünmemelidir. Bu
AKP'nin ateşle sınavı olur ve AKP'nin elleri ciddi olarak yanar. Yapılacak
şey, demokrasiyi daha da güçlendirmek için ülkemizde güçlü sendikalann
oluşumuna katkıda bulunacak 2821 ve 2822 sayılı yasalann referandum
hakbnı da kabul edecek biçimde, yenilenmesidir.
Yrd. Doç. Dr. Engin ÜNSAL Maltepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi
K
ayıth seçmenin yüzde yirmi- bir tehlike ve işçi haklanna açık bir sal-
beşinin oyunu aldığı halde
seçim yasasının garabeti ne-
deniyle büyük bir çoğun-
lukla tek başına iktidar olan
AKP, hızla devlet kademelerinde kadro-
laşmaya ve düşüncelerini yaşama geçire-
cek yasalan çıkarmaya çalışmaktadır.
Çağdaşlıkla örtüşmeyen ve Türkiye'nin
görüntüsüne olumsuz motifler ekleyen
AKP iktidannın karşısında sadece Sayın
Cumhurbaşkammızın ülkenin çağdaşlık
yörüngesinin dışına çıkmaması için direnç
göstermesi bugün için umut kaynağı olur-
ken gelecek için de kaygılar yaratmakta-
dır. AKP'nin tutumuna Sayın AhmetNec-
det Sezer'in süresinin dolmasından son-
ra kim karşı koyacaktır?
AKP'liler sabırla kendi içlerinden biri-
nin cumhurbaşkanı olacağı günleri ve
böylece tüm engelleri aşabileceklerini
ummaktadır. AKP bir yandan bu kuluç-
ka dönemini sabırla yaşarken diğer yan-
dan usulca gelecekte önüne çıkabilecek
olası engelleri şimdiden yok etmenin ha-
zırlıgını yapmaktadır. Demokratik ve çağ-
daş yaşamın vazgeçilmez kurumu olan
işçi sendikaları, gelecekte AKP iktidan
IMF, Dünya Bankası ve uluslararası tekel-
lere iyice teslim olduğunda ve onlann is-
temleri doğrulrusunda işçilerin işçilik ve
örgütlenme haklannda kısıntılara gitmek
zorunda kaldıgında bu örgütlü gücün ser-
gileyebileceği tepkinin hesabını şimdi-
den yapmak zorunda olduğunu bilmek-
tedir.
Ülkemizde bugün sanayi ve hizmet sek-
töründe bir iş sözleşmesi ile çalışan on bir
milyon işçi vardır. Bu işçilerin, üzülerek
belirtelim ki ancak 700-800 bini bir işçi
sendikasının ödenti veren üyesidir, ama
dın söz konusu olduğunda bu sayının kı-
sa sürede artması beklenebilir. Güçlü iş-
çi sendikalan anti-sosyal tutum sergile-
yen siyasal iktidarlann en büyük korku-
sudur. Gelecek günler için bu korkuyu
yenmenin tekyolu bugünden işçi sendika-
îannı AKP'nin dümen suyuna soknıak ve
yönetimlerinin AKPyanlisı kişilerin eline
geçnıesine çalışmaktır. Bu oyun Kızıiay
yönetimi olayında sergilendi ve AKP ama-
cuıa ulaşmak için yargının tedbir karan-
na karşın usulsüz genel kuruJ yapılmas»-
na göz vumdu.
Aynı oyun şımdi işçi sendikalannda ser-
gilenmek isteniyor ve oyunun ilk perde-
si Orman Bakanlığı tarafından açıldı.
Türk-Iş'e bağlı Orman-îş Sendikası'nın
üyeleri bakanhk bürokratlannın baskısı ile
Türk-Iş'ten istifa edip Hak-Iş'e bağlı bir
sendikaya üye olmaya zorlanmışlardır.
Hak-tş Konfederasyonu MSP, Refah, AKP
gibi dinci siyasetlere yakın duran birkon-
federasyon olarak bilinirse de genel baş-
kanı, tanıdığımız kadarı ile. uygar ve ya-
salara saygıh bir kişidir.
Bu çekişmenin çözümlenmesi için iş-
çinin oyuna başvurulmasını önerecek ka-
dar da yasanın ilerisinde bir öneriyi gün-
deme getirecek kadar da cesurdur... Ay-
nı öneriyi DİSK Genel Başkanı da yap-
mış ve işyerlerinde sendikalar arası çekiş-
menin bürokratik ve pahalı yöntemler ye-
rine işçinin oyuna başvurulmasını sağla-
yan referandum yolu ile çözümlenmesi-
ni istemiştir.
Türk sendikacıhğı çok değişikliğe uğ-
ramış, ama bir türlü güncelleştirilememiş
2821 ve 2822 sayılı yasalarla yönetilmek-
tedir. Çalışma BakanJığı bu iki yasanın de-
ğiştirilmesi için bir ön tasan hazırlamış
fakat konuyu henüz TBMM'nin günde-
mine getirememiştir.
Burada bazı doğrulann altını çizmekte
yarar var. Öncelikle şunu bilmek gerekir
ki sayıca güçlü ve gücünün bilincinde
olan işçi sendikalan demokrasinin çok
önemli birgüvencesi olabilir. Sendikalar
oluşturacaklan kamuoyu ve yüzbinlerle
sergileyecekleri eylemlerle, siyasal ikti-
darlann demokrasi çemberinin dışına çık-
masını engelleyebilirler. Butürdavranış,
variıldannı borçlu olduklan demokrasi-
yi korumakyolunda işçi sendikalanna dü-
şen en önemli görevlerden birisidir. Ikin-
ci olarak sendika özgürlüğü siyasal bas-
kılar için hükümetlere yasak bölgedir.
Hiçbir demokratik hükümet anayasa ve
uluslararası sözleşmelerle güvence altma
alınmış sendika özgürlüğüne ve işçilerin
dilediği sendikayı özgürce seçebilme hak-
kma müdahale edemez. Ederse hukuk-
suzluk alanına girer ki bu da aynı nitelik-
te tepkiyi beraberinde getirir.
Sonuç
AKP kesinlikle, sendikalar arası yan-
şa siyasal kimliği ile girip ağırlığını bir
sendikadan ya da konfederasyonlardan
yana koymayı düşünmemelidir. Bu
AKP'nin ateşle sınavı olur ve AKP'nin el-
leri ciddi olarak yanar. Yapılacak şey, de-
mokrasiyi daha da güçlendirmek için ül-
kemizde güçlü sendikalann oluşumuna
katkıda bulunacak 2821 ve 2822 sayılı
yasalann, referandum hakkını da kabul
edecek biçimde, yenilenmesidir.
Bu arada CHP'ye de önemli sorumlu-
luklar düşmektedir. îşçilere ve sendika-
Iara yönelik köktenci ve çağa uyumlu po-
litikalar üretememiş olan CHP, işçiler ve
sendikalarla ilişkilerini yeniden gözden ge-
çirmeii ve kuracagı işçi bürolan ile işçi-
leri ve temsilcilerini parti çatısı altına ta-
şımaya çahşmahdır.
Avrupa'da sosyal demokratlar işçi sen-
dikalan ile yollannı ayınrken neo-liberal
politikalan savunan çokuluslu şirketlere,
IMF'ye karşı bir gün mücadele vermek
zorunda kalacak olan CHP'nin işçi sını-
fına ve onun sendikalanna çok gereksi-
nimi olacaktır.
Gayri Milli Sermaye...
Ekonomik işgal, bütünlüğümüzü bozarak ortak aklı
üretmemizi engellemektedir. Gayri milli sermayeye evet,
hayır, hiçbiri vb. yanıtlar veren insanlanmız bölünmeyi
kolaylaştırmakta ve ülkemize bir sis perdesi gibi çöken
ekonomik işgal, gözlerin ve kafalann bulanık görmesine
neden olmaktadır.
KUBİLAY GİJLSEM Işletmeci
S
ayın Erol Manisab, ya-
zılannda. söylemlerinde
"gayri milli sermaye"yi
haklı olarak eleştirmekte, da-
ha da ötesi ipliğini pazara çı-
karmaktadır. Gazetemizdeki
Türkiye'deAyduıveSorbaş-
lıklı yazısında da bukonuya de-
ğinmiş ve Tûrldye'deld sol ile
Avrupa'daki sol birbirlerine
karşı olmak zorundalar" de-
miştir. Kuşkusuz haklıdır.
Avrupa'daki sol, kendi ülke
koşullannda belki solcu diye ta-
mmlanabilir ama.. nesnel bir
gözle bakıldığında onlara sol-
cu demekoldukçazordur. Ken-
di ülkesinde emekten yana ta-
vır almak, halkının refahını
düşünmek, ama bunu yaparken
bizi ve bizim gibi ülkeleri sö-
mürerek elde edilen geliri ken-
di emekçileriyle paylaşmak
solculuk değildir. Herkes şunu
iyi bilmelidir ki, askeri işgal-
lerdönemi, yerini ekonomik iş-
gallere bırakmıştır.
Bunun nedeni, askeri işgal-
lerde işgalciler de işgal edilen
ülkenin üısanlan da can kaybı
vermektedir. Işgalcilerin ver-
dikleri can kaybı toplumlan
(özeüikle işgalci toplumlan)
harekete geçirmekte ve kına-
malara neden ohnaktadır. As-
keri işgaller, toplumda farkJı
düşünen hatta farklı siyasal gö-
rüşü olan üısanlan birleştirici
bir etki yaparak topJumda si-
nerji yaratabilmektedir.
Irak işgalınde Irak'taki di-
reniş, işgal güçlendikçe art-
maktadır. Çokuluslu şirketle-
rin ülkemizdeki işgaline top-
lum seyirci kalabilmektedir.
Bunun nedeni toplumumuzun
duyarsızlığı değil, işgalin bo-
yutunu kavrayamamasından
yadakavratıhnanıasından kay-
naklanmaktadır. Askeribir iş-
gal söz konusu olsaydı, emper-
yaüzm geldiğigibigiderdL Bun-
dan hiç kimsenin kuşkusu ol-
masın.
Ekonomik işgal, bütünlüğü-
müzü bozarak ortak aklı üret-
memizi engellemektedir. Gay-
ri milli sermayeye evet, hayır,
hiçbiri vb. yanıtlar veren in-
sanlanmız bölünmeyi kolay-
laştırmakta, ve ülkemize bir
sis perdesi gibi çöken ekono-
mik işgal, gözlerin ve kafala-
nn bulanıkgörmesine neden ol-
maktadır. Ekonomik işgal, açık
işgal, gizleyen, ulusallığı unut-
turan bir afyondur.
Bu nedenledir ki camilerde
ibadet ederek halkuıın, ailesi-
nin, devlerinin iyiliği için içten-
likle dua eden Müslümanlan-
nuzın dualannı kimse duyma-
maktadır. Halkın ekonomik iş-
gale karşı durması -en azın-
dan şimdilik- olanaksız gibi
gözükmektedir.
Ülkemizin yazan, çizeri, ay-
dını (elbette hepsi değil) in-
sanlanmızı aydınlatmaya çalış-
maktadır. Asıl sorumluluk hü-
kümette ve devletin öbür organ-
lanndadır. Ulusal sermayesine
destek vermeyen, AB'ye ha
girdik ha gireceğiz diye düş
satan, iç pazanmızın pazaria-
masına sessiz kalan bir hükü-
metle, Bay Bush'lakonusurken
Başbakanımız bacak bacak üs-
tüne attı, Bay Bush'tan önce
oturdu vb. haberleri sürmanşet-
ten veren anlı şanlı gazeteler-
le nasıl aydınlığa çıkılır bilmi-
yorum...
Ancak bildiğim bir şey var,
o da, emperyalizme karşı dün-
yada ilk kez Ulusal Kurtuiuş
Savaşı veren Önder'i içinden
çıkarmış bir toplum, yine dün-
yada bir ilki gerçekleştirerek
küresel dayatmaya, gayri mil-
Bsermaye'ye haddini göstere-
cek güce sahip olma yetisinin
varlığına olan inancımın büyük
çoğunJukta da olduğudur.
PENCERE
Sözüm Ona DinlenceL
'Dilin zenginliği' mi diyelim; insanın kimi orga-
nı çeşitli sözcüklerle vurgulanabilir, deyişler ma-
rifetiyle ayn anlamlara da çekilebilir...
Kalp ile yürek bir mi?..
Kimi zaman bir..
Kimi zaman ayn.. *
"Kalbim sıkıştı" ya da "Yüreğim daraldı" diye-
bilirsiniz; yine de edebiyat veya tıp dilinde organ-
lann adlannı kullanış biçimleri ve mantığı ayndır;
hekimlikte 'işkembe uzmanı' yok; ama, insan "iş-
kembe-i kübra "dan atabilir...
Irak'ta kaçınlan rehinelerden kimilerinin başı ke-
siliyor; Osmanlı'da ise kellesi vuaılurdu...
Örtadoğu kanlı bir sirk!..
Biz bu sirkte sergilenen numaraları televizyon-
daseyrediyoruz..
Dünyada bir yandan ölüm cezası kaldırılıyor,
öte taraftan ortaçağ yöntemleri hortluyor.
Amerika'da ölüm cezası geçerli; ama, yöntem-
leri 'uygarca'L. Gaz odasını mı yeğlersiniz, elekt-
rik sandalyesini mi?..
Peki, Irak'ta kafası kesilen suçsuz insanın gü-
nahı vebali ne?..
•
Izninizle üç beş günlük bir tatile çıkarken her za-
manki gibi aklım iki omzumuzun üstünde yükse-
len organatakıldı..
Eski Yunan'da 'tatil' ya da 'dinlence' diye bir ko-
nu varmıydı?..
Niye olsun ki?..
Kölelerin çalıştığı, efendilerin yan geldiği bir top-
lumda ne birincisinin tatili olur, ne de ikincisi böy-
le bir gereksinme duyar...
Ancak fıkra ünlüdür, Sokrates'in bir dostu, di-
yelim ki Anaksimenes tatilden dönmüş...
Filozofa demişler ki:
- Anaksimenes dinlenceden döndü, ama an*
lattığına göre hiç dinlenememiş...
Sokrates tanısını hemen koymuş:
- Kafasını da birlikte götürmûştür, ondandır...
•
Dilimizde kafa, baş, kelle üzerine nice deyişler
var; geçenlerde bir topluluktan ayrılmak üzere
apartopar ayağa kalkan genç kıza arkadaşları ta-
kılmışlar
- Böyle başını alıp nereye gidiyorsun?..
Genç kız:
- Yok, demiş, başımı size mi bırakacaktım?..
İnsanın iki omzu üzerinde yükselen organ kimi
zaman kelledir.
Kimi zaman baş..
Kimi zaman kafa..
Aşağılamak için birisine nasıl yüklenilir:
- Kafasız!..
Üç beş günlük tatil için kafasızlığı göze almak
akıl kân mıdır?.. Ne yazık ki kafamla birlikte din-
lenceye çıkıyorum.
DİL DERNEĞİ
BAŞKANLIĞI'NDAN
Dtl Demegi'nın 9. Olağan Kurultayı, 20 Eylül 2004
Pazartesı günü saat 10.30'da Konur Sok. 30/1'de
yapılacaktır. Bu toplantıda çoğunluk sağlanamaz-
sa, 2. toplantı 27 Eylül 2004 Pazartesi günü saat
10.00'da Çağdaş Sanatlar Merkezi Salonu'nda (Ke-
nedi Cad. 4 Kavakhdere) yapılacaktır. Üyelerimi-
ze duyurulur.
Sevgi Özel
Dıl Derneği Başkanı
Gündem
1) Açıhş,
2) Başkanlık Kunılu'nun seçımı,
3) Başkanın konuşması.
4) Konuklann konuşması.
5) Yönetım ve Denetttn Kurulu ya2anaklannın okunup
görüşülmesi,
6) Yönetım Kunılu'nun aJdanması.
7) Yenı dönem bütçe kestırimının görüşülüp oylanması,
8) Tüzük değışıkliklennın göriişülüp oylanması,
9) Seçimler.
10) Dılekler - kapanış.
ÖZEL İSVİÇRE HASTANESf 2004-2005
SANAT-EDEBİYAT ÖDÜLLERİ
Yarışması Yönetmeliği
AMAÇ
Bu yıl ikincisi düzenlenen yanşmalarda, ödüller üç dalda (şiir, oyun ve öykü) verilecektir. Yanşma-
cının amaa, Türk sanat ve edebıyatına yenı yaprtlar kazandırmak, ödül kazanan yapıtian topluma ta-
nıtmak ve krtaplaştırarak okurla buluşmalannı sağlamaktır.
GENEL KOŞULLAR
Genel koşuilar üç da! için de geçeriidır. Yaş ve konu sınıriaması yoktur. Yanşma Türkçe yazılmş
her yaprta açıktır. ödüte gönderilecek yaprtlar 6 nüsha olarak, son kalılma tarihinde belirtilen adreste
olacak şekılde gönderilmelidır. Yanşmacı, her dosyanın ilk sayfasına aımuzunu yazacaktır. Aynca
kimlik, yaşamöyküsü, fotoğraf, açık adres, telefon numarası, e-posta bilgilerinin bulunduğu bir zarfı
kapalı olarak dosyayla birlikte ulaştiracaktır. Dosyalar tek bir zarf içınde postayla gönderilmeli ya da
elden teslim edilmelidir. Rumuzla katılmak zonjnludur (Açık kimlifcle gönderilen dosyalar değerlendir-
meye alınmayacaktır.) Yalnızca kitap bütünlüğü taşıyan dosyalar, sahnelenmeye uygun yaprtlar yanş-
maya katılabilir Kitap olarak yayınlanmış yaprtlar, sahnelenmiş oyunlar ve herhangı bir yanşmada
derece almtş yaprtlar yanşmaya katılamaziar. Bir yanşmacı her dalda ancak bir yaprtla başvuruda
bulunabilir. Jüri Özel Ödülü gerektiğınde verilır. En fazla iki yaprt arasında paylaştmlabilir. Üç dalda da
odül tutarian aşağıdakı gıbtdır:
1. Isvıçre Hastanesı Ödülü: 1.500.000.000.-H ve Kitap Yayını
2. Jün Özel Ödulü: 500.000.000.-TL ve Krtap Yayını
ödül kazanan yaprtlar krtap olarak yaymlanacaktır. Ödül jurilen aşağıdaki gibidir:
Öykü Dalında Jüri:
Doğan Hızlan
Füsun Akatlı
IncıAral
Selim Iteri
Turhan Günay
Şar Dalında Jüri:
Ahmet Oktay
Baki Asiltürk
Enver Ercan
Metin Cengiz
Turgay Kantürk
Oyun Dalında Jüri:
Ahmet Levendoğlu
Hayatı Asılyaz/cı
Gülşen Karakadıoğlu
Güngör Dilmen
Melisa Gürpınar
ödüllere son katılım tarihi 30 Kasım 2004tür. Tüm ödüller 28 Şubat 2005 tarihinde açıklanacak
ve ödüller 2005 tarihinde sahiplerinı bulacaktr. Ödüte başvuran tüm yaprt sahiplen, bu koşullan ka-
bul etmiş sayıfıriar.
Başvuru Adresi: Isviçre Hastanesi. Ali Nihat Taıian Cad. Ertaş Sok. No:19 Içerenköy,
Kadıköy/lstanbul
Telefon =(0216)575 26 66 CumhuhYet
Fax : (0216)575 7937 v^umııur lycı
Web Adresi : www.ih.com.tr Gazetesi'nınkatialanylayayımlanmışhr.
türsak
SINEMA SEMINERLERI
25. Dönem / 11 Eylül 2004 - 15 Ocak 2005
Cumartesi Günleri saat: 11.00-15.30
Dünya ve Türk Sinema Tarihine Genel Bakış
Film Yapım Siireci - Film Eleştirmenliğı
Ses Kayıt Teknikleri ve Seslendirme Yöntemleri
Sinemada Oyunculuk - Animasyon Teknikleri
Sinema ve Videoda Kurgu Tekniği - Sanat Yönetimi
Sinema ve Video Kameraları - Senaryo Yazım
Aşamal.arı ve Teknikleri - Senaryo Tasarımı ve
Temel Oğeleri - Aydınlatma Teknigi ye Işık Bilgisi
Sinema Kuramları ve Film Çözümlemesi
Adres: Gazeteci Erol Dernek Sk. No:11/2 Beyoglu/lstanbul
Tel: (0212) 244 52 51 - 251 67 70
Cumhuriyct Gazetesi'nin değerli katkıları ile yayınlanmıştır.
MARMARA EREĞLİSİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ'NDEN
Esas No: 2003 35
Davacı Yöksel Ercan Başoğlu vekılı tarafından davalılar Malı\e Hazinesı ve M Ereglısı
Beledıye Başkanlığı alevhınde. M Ereglısı ılçesı Cahılbavın mevkıınde bulunan \e 1961 yı-
lı kadastrosu sırasında tespıl hancı bırakılan 4 pafta \e batıdan komşu I668 parsel ıken ıffa-
zen 46 ada. 1-18 parsel ile 47 ada, 1-20 parsellere a\nlan tasınmazlar. kuze\ \e doğudan
komşu 1670 parsel ıken ıfrazen 8559 ile 8652 (topfam 93 parsel) parsellere aynian taşın-
mazlar ve güneybatıdan komşu 1669 parsel sayılı tasınmazlar ile çe\nlı toplam 8800 m2 yü-
zölçümlü yenn Türk Medenı Kanunu'nun7
l 3 ve devamı maddelenne göre kazandıncı za-
manaşımı ve ımar-ıhya yoluyla kendı adına tapuva kaşıt \e tescılı ıstemıvle dava açmış
olup. işbu ilanın yavımmdan sonra on beş günlük sürenın bıtımınden ıtıbaren uq aj içınde
ıtıraz edılmediğı yahut ıtıraz edılıp de ıtıraz yerınde görülmez ve davacının ıddıası ıspatlan-
dığı takdırde tescıle karar verıleeeğı Türk Medenı Kanunu'nun 713 4 maddesj uyarınca ıla-
nen teblığ olunur Basın: 39494
ŞİDDET HER YERDE..!
BARIŞ DÖNMEZ
ŞIMDİ
SIRA
KİMDE..
DAHA GÜVENLİ BİR TOPLUM HERKESİN HAKKIDIR!
BARIŞ DÖNMEZ'İN ANISINA, DOĞUM GÜNÜNDE
BARIŞ DÖNMEZ FOTOĞRAF SERGİSİNDE BULUŞALIM.
03-15 EYLÜL 2004
03 Eytül 2004 / Soat 1S 00 (Açıhf konuşmcnı. S*rgl)
ym>. Cuıniuırfvsl Kitap KuKtoO. i«*to( CaddMl-rakıkn (FtoriM Koraotodudu ycnrt