Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 10EYLUL2004CUMA
HABERLER
DÜN^ADABUGUN
ALt StRMEN
AB-Zina İMIemi
ve Bir Dosta Veda
Zinanın yeniden suç olması tartışması kendi sınır-
larını aştı, bambaşKa bir boyuta ulaştı.
Aslındatartışma, zinanın suçolmasını savunan ki-
mı çevreleri de, harla imam nikâhlı çok eşli kimi po-
litikacı ve milletveKıllerini de çıkmaza saplayacak
yerlere de yönelebi lir.
Gerçekten de, komisyonda kabul edilen Türk Ce-
za Yasası Tasarısı'nın "Aile Düzenine Karşı Suçlar"
başlığını taşıyan 8. bölümünün hemen başında yer
alan, "Birden Çok Evlilik, Hileli Evlilik, Dinsel Tören"
başlığını taşıyan 23O. maddesine göre, imam nikâhı
eğer nikâh sayılırsa bir suç teşkil edecektir. Hem de
yalnızca erkek için değil, erkegin evli olduğunu bıle-
rek, imam nikâhıyla birlikteliği kabul eden kadın için
de...
Bu durumda herr»angi bir çift zina ile suçlandığın-
da, zina yapmadıklannı, kendilerinin imam nikâhıyla
evli olduklarını söylemeleri halinde, bu kez de 230.
maddeden cezalandırılmak durumunda kalacaklar-
dır.
Bu çelişkınin kimse farkında değil mi?
Yoksa AKP imam nikâhı kurumunu kaldırmak ni-
yetinde mi?
Bilmem bu son soruya "evet" diyebilecek kadar
safdil olan var mı?
Ama bu teknik ayntıtı dışında zinatartışmasının top-
lumda gereksiz bir yeru sürtüşmeye, yeni saflaşma-
lara neden olduğunu söyleyebiliriz.
• • •
AB müfettişi Günter Verheugen son teftişi için tam
bu ortamda ülkemize geldi, her yanı gezdi dolaştı ve
zina tartışması konusunda da, AB'nin görüşünü açık-
ladı: Zinanın suç olması AB açısından sakıncalıydı.
Avrupa'nın, ABD'nin, IMF'nin veya DTÖ'nün (Dün-
ya Ticaret örgütü) her söylediğinin amentü gibi ka-
bul edilmesıne karş-ı olan ve bu karşıtlığını sürekli
olarak açıklayanlardar biri olarak, şimdi Verheugen'in,
bu sözleri karşısında nasıl bir tavır almam gerektiği-
ni bilemiyorum.
"Hah bak, gördünüz mü? Işte AB de sizi haksız
buluyor" diyerek, zina suçunu savunanların karşısı-
na Avrupa kozu ile çıkmak, bağımsızlık konusunda
titiz insanlara yakışmayan bir çifte standart olmaya-
cak mıdır?
öte yandan, çağdışılıkta, gerilikte direnen bir ba-
şıboşluğu bağımsızlık olarak nitelemek mümkün mü-
dür?
Unutmayalım ki, biz bağımsızlık hamlemizle çağ-
daşlaşma çabalanmızı birlikte yürütmüş olan insan-
larız. Bu iki kavram birbirinden aynlmaz Cumhuriyet
tarihinde; hatta biz, çağdaşlaşamamamızı bağımsız
olmamamıza ve bize dışardan zorta kabul ettirilen po-
litikalara bağlamışızdır hep haklı olarak.
Tanzimat'ın büyük çıkmazı da, hem çağdaşlaş-
mak isteyip, hem bağımsız olmamasında yatıyordu.
Üstelik o dönemin yöneticileri de bu durumun far-
kındaydılar.
Bağımlı çağdaşlık imkânsızdı. Çünkü sizi bağımlı
kılmak isteyenler, çağdaşlığın boyunduruktan kurtul-
ma sonucunu vereceğini gördükleri için, ancak ken-
di çıkarlarıyla sınırlı, bir üst yapı çağdaşlığına izin ve-
riyorlar, ötesini engelliyorlardı.
Kısacası, bağımlı çağdaşlığı savunmak imkânsız-
dır; zaten böyle bir şey de olamaz.
Ama aynı şekilde çağdışılığı amaçlayan bir bağım-
sızlığı da savunamayız ki, zaten o da imkânsızdır; bu-
nun günümüzdeki en canlı ömeği de Afganistan'dır.
Tartışmasını sürdüreceğim, konuyu bugün bura-
da kesiyorum.
• • •
Bu akşam bir yere çıkacak olsam bile geç çıkaca-
ğım. Çünkü ekran başında bir dostuma veda ede-
ceğim. TRT 2'de Seynan Levent'in bugün son de-
fa sunacağı "Akşama Doğnı"yu ızleyeceğim.
Uğur Mumcu'nun kadim dostu Seynan Levent ile
aslındafazla bırtanışıklığımız yok. Sadece ıki yıl ön-
ce, Tank Alpagut ile birlikte katıldığımız bir progra-
mında görüştük.
Ne var ki, sanattan edebıyattan soz eden bu prog-
ramı, 85 yaşındaki emekli öğretmen annem gibi, he-
men hemen her akşam olmasa bile, fırsat buldukça
izlerim.
Programın, alçakgönüllü, diline, ülkesinin sanatı-
na ve sanatçısına saygılı, sevecen, insanı saran ses-
li ve üsluplu hazırlayıcısı sunucu Seynan Levent ile
dostluğumuz, bir izleyicinin programcısı veya yaza-
rı ile olan dostuluğu gibi, tek taraflıdır.
Bu tür dostluklar, sık sık bir araya gelerek çançan
edilen ahbaplıklardan daha önemlidir benim için.
Yalnız TRT'nin değil, tüm TV dünyasının bana gö-
re en kaliteli programlanndan biri olan"Akşama Doğ-
ru"nun 15 yıllık serüveni bugün sona erecek; 20.30'da
TRT ekranlarından son defa yayımlanacak.
Bize güzel günler yaşatan, dostum Seynan Le-
vent'egülegüle...
Onu belki de başka bir ekranda, yeniden izleme
temennimi de, "Amma da safsın ha, bu ortamda
öyle şey olur mu?" diyerek, saflığımla alay edilme-
sinden çekindiğim için dile getirmekten kaçınıyorum.
asirmen@ cumhuriyet.com.tr
Milli Eğitim Bakanı Huseyin Celik:
YÖK, üniversite
sisteminin ayak bağı
Haber Merkezi -
YÖK'ün Türk üniver-
site sisteminin en bü-
yük ayak bağı olduğu-
nu ileri süren Milli Eği-
tim Bakanı Hüseyin Çe-
Kk, "Türkiye bu prob-
lemimutiakaaşmakdu-
rumundadır" dedi.
Milli Eğitim Bakan-
lığı Öğretmen Yetiştir-
me ve Eğitim Genel
Müdürlüğü ile Marma-
ra Üniversıtesi (MÜ)
Atatürk Eğitim Fakül-
tesi işbirliğiyle düzen-
lenen "6. UhısalFenBi-
limJeri ve Matemarik
EğitimiKongresi", Va-
li Erol Çakır Öğretme-
nevi'nde başladı.
Çelik, kongrenin açı-
lışında yaptığı konuş-
mada, YÖK meselesi-
nin Türkiye'nin günde-
minden kalkmadığını
'nadasa' bıraktıklannı
söyledi. YÖK'ün Türk
üniversite sisteminin en
büyük ayak bağı oldu-
ğunu öne süren Çelik
şöyle konuştu: "Mer-
keziyetçi, 77 üniversite-
ye aynı gömleği giydir-
meyeçahşan,aynıkural-
lan uygulay an, aynı ya-
pıyı dayatan bir sistem
Türkiye'yi bir yere gö-
rüremez. Bunun değiş-
mesi lazım. 'Sız değiş-
tireceksiniz' diyecekrf-
niz. Biz değiştireceğiz.'1
81. kuruluş yıldönümünü kutlayan CHP'liler Atatürk'ün huzuruna çıkarak bağlılıklarını bildirdi
'Devrimlerden ödün yok'HaberMerkezi-CHP, 81. kuruluş yû-
dönümünü kutluyor. Partililer. CHP'nin
kurucusu Atatürk'ün huzuruna çıka-
rak bağlılıklannı bildirdiler.
CHP'nin 81. kuruluş yıldönümü ne-
deniyle Genel Sekreter ÖnderSav baş-
kanlığındaki partililer dün Anıtkabir' i
ziyaret ettiler. CHP Genel Başkanı De-
niz BaykaL Ankara dışında bulundu-
ğu için Sav'ın başkanlık ettiği heyet-
te, TBMM Başkanvekili Yılmaz Ateş.
Genel Başkan Yardımcısı OnurÖymen,
bazı milletvekilleri, Çankaya Beledi-
ye Başkanı Muzaffer Eryılmaz, An-
kara II Başkanı Hakkı Suha Okay ve
diğer partililer yer aldı. Atatürk'ün mo-
zolesine çelenk koyarak saygı duru-
şunda bulunduktan sonra Anıtkabir
• Anıtkabir Özel Defteri'ni imzalayan CHP Genel Sekreteri Önder Sav. "Cumhuriyet'in
temel niteliklerinden demokratik, laik hukuk devletinden, devrimlerinden. Cumhuriyet 'in
birikim ve kazanımlanndan asla ödün vermeden. yılmadan yolumuza devam ediyoruz" dedi.
Özel Defteri'ni imzalayan Önder Sav,
"Cumhuriyet'in temel niteliklerinden
demokratik, laik hukuk devletinden,
devrimlerinden, Cumhuriyet'in biri-
kim ve kazammlanndan asla ödün ver-
meden. yılmadan yolumuza devam edi-
yoruz. Sürekti devrimcüik aiüayışı. çağ-
daşlaşma bedefı yolumuzu aydınlaa-
yıor. Senden veeserlerinden asla vazgeç-
meme kararhbğunızı, sevgi ve saygıla-
nnıızı ileterek huzurundan aynhyo-
ruz" görüşünü dile getirdi. Sav ve be-
rabenndekiler daha sonra Türkiye'nin
2. Cumhurbaşkanı tsmet tnönü'nün
mezannı da ziyaret ederek çelenk bı-
raktılar ve saygı duruşunda bulundu-
lar
Taksim'de tören...
CHP'nin 81. kuruluş yıldönümü ne-
deniyle İstanbul tl Örgütü tarafından
Taksim Cumhuriyet Anıtı'na çelenk
konuldu. Ulu önder Atatürk ve devrim
şehitleri için yapılan saygı duruşunun
ardından konuşan CHP istanbul II Baş-
kanı Şinasi Öktem, CHP'nin tarih bo-
yunca tüm önemli degişim ve dönüşüm-
lerin öncülüğünü yaptığını \oırgulaya-
rak "Ük antiemperyalist mücadde olan
Kurtuluş Savaşunızın siyasi örgütüne
dönüşen CHP, bugün aynı inanç ve ka-
rarhhkla yoluna devam ediyor. Tıpkı
1919'un ve 1923'ün antiemperyalist ka-
rarünğu heyecaıu. coşkusu ve direnciy-
le Atatürk'ün iki bmiik eserine ve ay-
dınlanma devTİmlerine sahip çüayor.
Şündi saflan daha da südaşürmak ge-
rek" diye konuştu. Törene, CHP Ge-
nel Sekreter Yardımcısı Algan Haca-
Kuruluş yıldönümü kapsanunda Ankara'da CHP heveti Genel Sekreter Önder Sav başkanlığmda Anıtkabir'e çıkü. İstanbulflörgütü ise belediye baş-
kanlan ve partililerle birlikte Taksim Atatürk Amö'na çelenk koyarak saygı duruşunda bulundu. (Fotoğraflar: SERDAR ÖZSOY, GÖKCE UYGUN)
loğlu, CHP milletvekilleri Bihlun Ta-
mavtgil MKemalKumkumoğhL Şış-
li Belediye Başkam Mustafa Sangül
Beşiktaş Belediye Başkanı Ismail Ünal
ve partililer katıldılar.
Törenin ardından eski CHP Alem-
dağ Belde Başkanı MehmetSaym, Sa-
ngü]'ün yanınagelerek "Sizidestekle-
diğim için yaklaşık 1.5 ay önce görev-
denalındınr dedi. Bunun üzenne Sa-
ngül, -Demokrasilerde güç, halkın gü-
cüdür. Ben CHP mektebinin talebesi-
yim. Amaaruktalebeükdönemimbit-
ti" dıye konuştu. Sangül, CHP'nin ik-
tidar olmasını ıstediğini \-urgulayarak
özetle şunlan söyledi:
"Atamızuı huzuruna 54 yıldu" geliv o-
ruz ama hep muhalefetiz^ Arnk ikti-
dar olmahvTz. Ben bugün Atama sözve-
rivorum. CHP kuruhayından sadece
partinin genel başkanı değil Türki-
ye'nin yenibaşbakanı çıkacak. CHP'nin
tüzüğünü ve kurallannı da biliyorum.
Bundan sonra hafta içi günlerde Şişti
için çauşıp hafta sonlan Türkiye'yi do-
laşmaya devam edecegün."
tnönü anıüna karanfil
CHP'nin 81. kuruluş yıldönümü,
Adana'da Atatürk ve Inönü anıtlan
önünde yapılan törenlerle akşam ıl bı-
nasında düzenlenen kokteylle kutlan-
dı. tlk tören 11.00'de Atatürk Parkı'nda-
ki anıt önünde yapıldı. CHP Adana
milletvekilleri Gaye Erbatur, Ziya Yer-
gök, UğurAksöz ve Tacidar Seyhan ile
il, ilçe yöneticileri ve çok sayıda par-
tılinın kaöldığı törende, anıta çelenk bı-
raküıp saygı duruşunda bulunuldu. Da-
ha sonra topluca Inönü Parkı'ndaki
tnönü Anıtı önüne gelen CHP'liler bu-
rada da saygı duruşunda bulundu.
Dekanlardan, İstanbul Üniversitesi Rektörü Kemal Alemdaroğlu'na tam destek
IÜ parçalanmak îsteniyor
tstanbul Haber Seryisi - İs-
tanbul Üruversitesi (IÜ) Rektö-
rü Prof. Dr. Kemal Alemdaroğ-
lu'na, dekanlan tam destek ver-
di. IÜ dekanlan, Yargıtay-MİT
tartışmasuıda olduğu gibi YÖK
ile istanbul Üniversitesi'nin de
yıpratılmak istendiğinı, ancak
buna müsaade etmeyecekleri-
nı vurguladılar. Dekanlar, son
günlerde YÖK'teki istifalann
nedenlerinin de araştınlmasını
istediler.
Gazetemizi ziyaret ederek
Genel Yayın Yönetmeninüz 1b-
rahim Yıkhz'la bir süre görüşen
• Rektör Kemal Alemdaroğlu'nun görevden alınmak
istenmesini anlaşılmaz bulduklannı söyleyen dekanlar,
bunun arkasrndaki amacm, cumhuriyetin en eski ve en fazla
öğrencinin öğrenim gördüğü üniversitenin bölünerek
parçalanması olduğunu vurguladılar.
Fen Fakültesi Dekam Prof. Dr.
Nuriddin Meriç. Iletişim Fa-
kültesi Dekam Prof. Dr. Suat
Gezgin, Mühendislik Fakülte-
si Dekam Prof. Dr. Cuma Ba-
yat, Edebiyat Fakültesi Deka-
nı Prof. Dr. M. Taner Tarhan,
Orrnan Fakültesi Dekam Prof.
Dr. Ö. Bülend Seçkin, Su Ürün-
leri Fakültesi Dekam Prof. Dr.
SaBh Çelikkale. Sıyasal Bılgi-
ler Fakültesi Dekam Prof. Dr.
FeryalOrhanBasık, Veteriner-
lik Fakültesi Dekam Prof. Dr.
ÖzerErgün, Dış Hekimliği Fa-
kültesi Dekam Prof. Dr. Betüi
TunceUi. Kardiyolojı Enstırüsü
Müdürü Prof. Dr. ÜhanGünay,
Gazetemizi ziyaret ederek Genel Yayın Yönetmenimiz Ibrahim Yıküz'la bir süre görüşen dekanlar, tstanbul
Üniversitesi Rektörü Kemal Alemdaroğlu'nun görevden alınmak istenmesini anlaşüamaz bulduklannı söylediler.
SBF Öğretim Üyesi Prof. Dr.
Birsen Ersel yeni öğretim yılı-
nın başlamasma çok kısa bir
süre kala, YÖK'ün istanbul
Üniversitesi Rektörü Prof. Dr.
Kemal Alemdaroğlu'nun "gö-
revden alınması istemini" "an-
laşılmaz, kabul edilemez" ola-
rak değerlendirdiler.
Rektör Alemdaroğlu ve is-
tanbul Üniversitesi'nin 7 yıldır
türban ve temel yasalann çıka-
nlması sırasmda verilenmüca-
deleye dikkat çeken dekanlar,
rektörün görevden alınmak is-
tenmesınin arkasmda Cumhu-
riyetin en eski, en
fazla öğrencinin
öğrenim gördüğü
üniversitesinin bö-
lünerek parçalan-
ması istemininbu-
lunduğunu savun-
dular.
IÜ dekanları,
ekonomik olanak-
sızlıklara karşın,
istanbul Üniversi-
tesi'ni terk etme-
den, Cumhuriyetin
laik. demokratik il-
kelerini her koşul-
da savunarak, ül-
kenin eğitim ve öğ-
retunine katkı su-
nan bilim ınsanla-
rının yıldınlmak
istenmesinin boşa
çıkartılacağmı an-
lattılar.
Kurtuluşun 82. yıldönümü
Izmir'de
9 Eylülcoşkusu
İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) - Izmir'in
düşman işgalinden kurtuluşu ve Kurtuluş
Savaşı'nm sona erişinin 82. yıldönümü
törenlerle kutlandı. Törenler,
Kordonboyu'ndan 21 pare top atışı
yapılarak başladı. Cumhuriyet Alam'ndaki
törende, Kültür ve Turizm Bakam Erkan
Mumcu, Izmir Valisi Yiısuf Ziya Göksu,
Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz
Kocaoğlu, Ege Ordu Komutanı Orgeneral
Işık Koşaner, Hava Eğitim Komutanı
Korgeneral Ydmaz Oğuz, Güney Deniz
Saha Komutanı Koramiral Lütfi Sancar,
CHP Izmir milletvekilleri, îzmir'deki
ümversitelerin rektörleri, siyasi partilerin
il başkanlan ve yurttaşlar katıldı. Göksu,
Koşaner ve Kocaoğlu ile törene katılan
resmi kurum ve kuruluşlann temsilcileri
anıta çelenk koydu. Saygı duruşu ve
Istiklal Marşı'nm okunmasımn ardından
Aziz Kocaoğlu, Anıt Şeref Defteri'ni
imzaladı. Kocaoğlu, Konak Orduevi'nde
düzenlenen törende de Orgeneral
Koşaner'e, tarihi Izmir Saat Kulesi'nin
maketinin yer aldığı plaketi sundu.
Süvarilerin Izmir'e girişi temsili olarak
canlandınldı, Milli Eğitim Bakanhğı
Izcileri taraımdan Malazgirt, Samsun ve
Kocatepe Şehitlikleri'nden getirilen
toprak, törene katılanlarca Konak "llk
Kurşun Amü"na döküldü. Türk askerinin
82 yıl önce geçtiği yollan izleyerek
Dumlupınar'dan îzmir'e "Zafer
Yürüyüşü" gerçekleştiren Ege
Üniversitesi öğrencileri de sabah
saatlerinde Îzmir'e geldi. Belkahve'de, EÜ
Rektörü Prof. Dr. Clkü Bayındır tarafindan
karşılanan öğrenciler, tören geçişine de
katıldı ve yurttaşlardan büyük alkış aldı.
IR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR oralcalislar@cumhuriyet.com.tr
Günter Verheugen'in Türkiye'yi
ziyareti değişik tepkileri de bera-
berinde getirdi. Günter Verhe-
ugen'in özellikle Diyarbakır'a yap-
tığı gezi, bazı çevreler tarafından
"Türkiye'nin iç işlerine kanştığı"
gerekçesiyle eleştirilere neden olu-
yor. Verheugen'in Türkiye'nin iç iş-
lerine karştığı bir gerçek. O Avru-
pa Birliği'nin genişlemeden sorum-
iu komiseri olarak bu karışmayı
kendinde hak görüyor. Bu neden-
le, Türkiye'nin üye olması talebiy-
le ilişkili olarak, düzeltilmesi gere-
ken noktalara dikkat çekiyor.
Bağımsızlık gelenekleri açısın-
dan baktığımızda Verheugen'in
müdahalesi kabul edilemez. Gele-
neksel bağımsızlık anlayışında bir
ülkenin iç işlerine başkasının karış-
ması söz konusu olamaz. Bu ne-
denle salt bağımsızlık açısından
baktığımızda bu eleştiriler doğru
olarak görülebilir. Ancak, günümüz
dünyasındageleneksel bağımsız-
lık anlayışının ciddi bir değişime
Avrupalı Olmak ya da...
uğradığı, farklı boyutlar kazandığı
da bir gerçek. Kaldı ki, geçmişte çok
bağımsız olduğu söylenen ülkele-
rin de bağımsızlığı tartışma götü-
rür bir gerçekti.
örneğin Türkiye, 1950'lerin ba-
şından itibaren NATO ittifakı için-
de yer aldı. Komünizme karşı, cep-
henin bağımlı bir üyesi olarak var-
lığını sürdürdü. Türkiye, bu bağım-
lılığı isteyerek ve zorlayarak elde et-
mişti. NATO'ya girmek için Kore
Savaşı'na asker göndermeyi de
bile bile kabul etmek durumunda
kalmıştı. 1960'ların başlarındaki
"Bağlantısızlık" akımı da Sovyet-
ler Birliği ile ABD arasındaki den-
genin yarattığı ortamda gelişme
imkânı bulabilmişti. Günümüzde
de antiküreselci bir bağımsızlık akı-
mından söz edebiliriz, ancak bu
bağımsızlığın da nasıl bir bağımsız-
lık olabileceği henüz netlik kazan-
mış değildir. Bu bağımsızlık, ABD
merkezli süper devlet hengemon-
yasına karşı bir eğilim içinde mi
şekillenecek, yoksa bu bütün ka-
pitalist dünyayı mı hedef alacak?
Bağımsızlık konusu uzun bir tar-
tışma. Günümüz dünyasında ba-
ğımsızlık sorunu nasıl ele alınacak,
ayrı bir sorun olarak karşımızda
duruyor. Türkiye'in AB üyeliği çev-
resindeki bağımsızlık tartışması ise
ayrı bir konu. Türkiye, bir irade ola-
rak AB üyesi olmak istediğini or-
taya koydu. Toplumun önemli bir
kesimi de bu iradenin yanında ol-
duğunu çeşitli araştırmalarda dile
getiriyor. Bir ülkenin AB üyesi ola-
bilmesinin koşulları belli. Kopenhag
siyasi kriterleri adı verilen bir siya-
set anlayışı doğrultusunda AB üye-
lerinin neyapması gerektiği bir lis-
teye bağlanmış durumda. Üye ola-
bilmek veya müzakere tarihi alabil-
mek için bu maddelerin yerine ge-
tirilmesi gerekiyor.
Türkiye, son birkaç yıldır, bu ko-
nuda çok önemli adımlar attı. Üye-
liğe ilişkin siyasi kriterlerin önemli
bir kısmı yerine getirildi. Ancak,
uygulamadan gelen sorunlar bulun-
duğu da bir gerçek. Kürt sorunu ko-
nusunda bazı adımların daha atıl-
ması gerektiğini bizler de söylüyo-
ruz. Ayrıca, işkence, kötü muame-
le gibi konularda da sorunlar sü-
rüyor.
Verheugen'in dikkat çektiği, ka-
dın konusunu ve zina konusunu
bizler de tartışmıyor muyuz? AKP
hükümetinin bu konularda, ciddi
bazı sorunlan olduğu da bir gerçek.
AKP içinde ve tabanındaki muha-
fazakâr çevreler, kadınlara pozitif
aynmcılık yapılmast talebinden pek
hoşlanmıyorlar. Nitekim bu konu-
da kanuna yansıyan rfadeler, geliş-
miş, modern bir ülkeye yakışmıyor.
AKP'nin, bu konuda hâlâ tutucu
bir çizgi izlediğini görüyoruz.
Zina konusunda da AKP yöne-
timinin, bunca eleştiri ve uyarıya
rağmen ısrarlı davranması da, Tür-
kiye'nin AB standartlarını yakala-
mada o kadar da uygun olmadığı
gibi bir izlenim veriyor. AKP yöne-
ticileri, toplumun zina yasasını is-
tediğini söylüyorlar. Toplumun için-
de bazı ilkel düşünceler de her za-
man bulunur. Örneğin, "sallandı-
ralım üç kişiyi bak sorun nasıl çö-
zülür" şeklinde demokratik olma-
yan ilkel görüşler toplum içinde
yaygındır. Ne yapacağız peki?
AB üyeliği tartışması, duyarlı bir
tartışma. Doğru olan tek şey, Tür-
kiye'nin demokratileşmeye, çağ-
daşlaşmaya, temel konularda ev-
rensel ölçüleri yakalamaya ihtiya-
cı olduğu. AB sürecinin, belki de
en büyük faydası bu konuda Tür-
kiye'yi olumlu yönde motive et-
mesi.