19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 10EYLUL2004CUMA HABERLER DÜN^ADABUGUN ALt StRMEN AB-Zina İMIemi ve Bir Dosta Veda Zinanın yeniden suç olması tartışması kendi sınır- larını aştı, bambaşKa bir boyuta ulaştı. Aslındatartışma, zinanın suçolmasını savunan ki- mı çevreleri de, harla imam nikâhlı çok eşli kimi po- litikacı ve milletveKıllerini de çıkmaza saplayacak yerlere de yönelebi lir. Gerçekten de, komisyonda kabul edilen Türk Ce- za Yasası Tasarısı'nın "Aile Düzenine Karşı Suçlar" başlığını taşıyan 8. bölümünün hemen başında yer alan, "Birden Çok Evlilik, Hileli Evlilik, Dinsel Tören" başlığını taşıyan 23O. maddesine göre, imam nikâhı eğer nikâh sayılırsa bir suç teşkil edecektir. Hem de yalnızca erkek için değil, erkegin evli olduğunu bıle- rek, imam nikâhıyla birlikteliği kabul eden kadın için de... Bu durumda herr»angi bir çift zina ile suçlandığın- da, zina yapmadıklannı, kendilerinin imam nikâhıyla evli olduklarını söylemeleri halinde, bu kez de 230. maddeden cezalandırılmak durumunda kalacaklar- dır. Bu çelişkınin kimse farkında değil mi? Yoksa AKP imam nikâhı kurumunu kaldırmak ni- yetinde mi? Bilmem bu son soruya "evet" diyebilecek kadar safdil olan var mı? Ama bu teknik ayntıtı dışında zinatartışmasının top- lumda gereksiz bir yeru sürtüşmeye, yeni saflaşma- lara neden olduğunu söyleyebiliriz. • • • AB müfettişi Günter Verheugen son teftişi için tam bu ortamda ülkemize geldi, her yanı gezdi dolaştı ve zina tartışması konusunda da, AB'nin görüşünü açık- ladı: Zinanın suç olması AB açısından sakıncalıydı. Avrupa'nın, ABD'nin, IMF'nin veya DTÖ'nün (Dün- ya Ticaret örgütü) her söylediğinin amentü gibi ka- bul edilmesıne karş-ı olan ve bu karşıtlığını sürekli olarak açıklayanlardar biri olarak, şimdi Verheugen'in, bu sözleri karşısında nasıl bir tavır almam gerektiği- ni bilemiyorum. "Hah bak, gördünüz mü? Işte AB de sizi haksız buluyor" diyerek, zina suçunu savunanların karşısı- na Avrupa kozu ile çıkmak, bağımsızlık konusunda titiz insanlara yakışmayan bir çifte standart olmaya- cak mıdır? öte yandan, çağdışılıkta, gerilikte direnen bir ba- şıboşluğu bağımsızlık olarak nitelemek mümkün mü- dür? Unutmayalım ki, biz bağımsızlık hamlemizle çağ- daşlaşma çabalanmızı birlikte yürütmüş olan insan- larız. Bu iki kavram birbirinden aynlmaz Cumhuriyet tarihinde; hatta biz, çağdaşlaşamamamızı bağımsız olmamamıza ve bize dışardan zorta kabul ettirilen po- litikalara bağlamışızdır hep haklı olarak. Tanzimat'ın büyük çıkmazı da, hem çağdaşlaş- mak isteyip, hem bağımsız olmamasında yatıyordu. Üstelik o dönemin yöneticileri de bu durumun far- kındaydılar. Bağımlı çağdaşlık imkânsızdı. Çünkü sizi bağımlı kılmak isteyenler, çağdaşlığın boyunduruktan kurtul- ma sonucunu vereceğini gördükleri için, ancak ken- di çıkarlarıyla sınırlı, bir üst yapı çağdaşlığına izin ve- riyorlar, ötesini engelliyorlardı. Kısacası, bağımlı çağdaşlığı savunmak imkânsız- dır; zaten böyle bir şey de olamaz. Ama aynı şekilde çağdışılığı amaçlayan bir bağım- sızlığı da savunamayız ki, zaten o da imkânsızdır; bu- nun günümüzdeki en canlı ömeği de Afganistan'dır. Tartışmasını sürdüreceğim, konuyu bugün bura- da kesiyorum. • • • Bu akşam bir yere çıkacak olsam bile geç çıkaca- ğım. Çünkü ekran başında bir dostuma veda ede- ceğim. TRT 2'de Seynan Levent'in bugün son de- fa sunacağı "Akşama Doğnı"yu ızleyeceğim. Uğur Mumcu'nun kadim dostu Seynan Levent ile aslındafazla bırtanışıklığımız yok. Sadece ıki yıl ön- ce, Tank Alpagut ile birlikte katıldığımız bir progra- mında görüştük. Ne var ki, sanattan edebıyattan soz eden bu prog- ramı, 85 yaşındaki emekli öğretmen annem gibi, he- men hemen her akşam olmasa bile, fırsat buldukça izlerim. Programın, alçakgönüllü, diline, ülkesinin sanatı- na ve sanatçısına saygılı, sevecen, insanı saran ses- li ve üsluplu hazırlayıcısı sunucu Seynan Levent ile dostluğumuz, bir izleyicinin programcısı veya yaza- rı ile olan dostuluğu gibi, tek taraflıdır. Bu tür dostluklar, sık sık bir araya gelerek çançan edilen ahbaplıklardan daha önemlidir benim için. Yalnız TRT'nin değil, tüm TV dünyasının bana gö- re en kaliteli programlanndan biri olan"Akşama Doğ- ru"nun 15 yıllık serüveni bugün sona erecek; 20.30'da TRT ekranlarından son defa yayımlanacak. Bize güzel günler yaşatan, dostum Seynan Le- vent'egülegüle... Onu belki de başka bir ekranda, yeniden izleme temennimi de, "Amma da safsın ha, bu ortamda öyle şey olur mu?" diyerek, saflığımla alay edilme- sinden çekindiğim için dile getirmekten kaçınıyorum. asirmen@ cumhuriyet.com.tr Milli Eğitim Bakanı Huseyin Celik: YÖK, üniversite sisteminin ayak bağı Haber Merkezi - YÖK'ün Türk üniver- site sisteminin en bü- yük ayak bağı olduğu- nu ileri süren Milli Eği- tim Bakanı Hüseyin Çe- Kk, "Türkiye bu prob- lemimutiakaaşmakdu- rumundadır" dedi. Milli Eğitim Bakan- lığı Öğretmen Yetiştir- me ve Eğitim Genel Müdürlüğü ile Marma- ra Üniversıtesi (MÜ) Atatürk Eğitim Fakül- tesi işbirliğiyle düzen- lenen "6. UhısalFenBi- limJeri ve Matemarik EğitimiKongresi", Va- li Erol Çakır Öğretme- nevi'nde başladı. Çelik, kongrenin açı- lışında yaptığı konuş- mada, YÖK meselesi- nin Türkiye'nin günde- minden kalkmadığını 'nadasa' bıraktıklannı söyledi. YÖK'ün Türk üniversite sisteminin en büyük ayak bağı oldu- ğunu öne süren Çelik şöyle konuştu: "Mer- keziyetçi, 77 üniversite- ye aynı gömleği giydir- meyeçahşan,aynıkural- lan uygulay an, aynı ya- pıyı dayatan bir sistem Türkiye'yi bir yere gö- rüremez. Bunun değiş- mesi lazım. 'Sız değiş- tireceksiniz' diyecekrf- niz. Biz değiştireceğiz.'1 81. kuruluş yıldönümünü kutlayan CHP'liler Atatürk'ün huzuruna çıkarak bağlılıklarını bildirdi 'Devrimlerden ödün yok'HaberMerkezi-CHP, 81. kuruluş yû- dönümünü kutluyor. Partililer. CHP'nin kurucusu Atatürk'ün huzuruna çıka- rak bağlılıklannı bildirdiler. CHP'nin 81. kuruluş yıldönümü ne- deniyle Genel Sekreter ÖnderSav baş- kanlığındaki partililer dün Anıtkabir' i ziyaret ettiler. CHP Genel Başkanı De- niz BaykaL Ankara dışında bulundu- ğu için Sav'ın başkanlık ettiği heyet- te, TBMM Başkanvekili Yılmaz Ateş. Genel Başkan Yardımcısı OnurÖymen, bazı milletvekilleri, Çankaya Beledi- ye Başkanı Muzaffer Eryılmaz, An- kara II Başkanı Hakkı Suha Okay ve diğer partililer yer aldı. Atatürk'ün mo- zolesine çelenk koyarak saygı duru- şunda bulunduktan sonra Anıtkabir • Anıtkabir Özel Defteri'ni imzalayan CHP Genel Sekreteri Önder Sav. "Cumhuriyet'in temel niteliklerinden demokratik, laik hukuk devletinden, devrimlerinden. Cumhuriyet 'in birikim ve kazanımlanndan asla ödün vermeden. yılmadan yolumuza devam ediyoruz" dedi. Özel Defteri'ni imzalayan Önder Sav, "Cumhuriyet'in temel niteliklerinden demokratik, laik hukuk devletinden, devrimlerinden, Cumhuriyet'in biri- kim ve kazammlanndan asla ödün ver- meden. yılmadan yolumuza devam edi- yoruz. Sürekti devrimcüik aiüayışı. çağ- daşlaşma bedefı yolumuzu aydınlaa- yıor. Senden veeserlerinden asla vazgeç- meme kararhbğunızı, sevgi ve saygıla- nnıızı ileterek huzurundan aynhyo- ruz" görüşünü dile getirdi. Sav ve be- rabenndekiler daha sonra Türkiye'nin 2. Cumhurbaşkanı tsmet tnönü'nün mezannı da ziyaret ederek çelenk bı- raktılar ve saygı duruşunda bulundu- lar Taksim'de tören... CHP'nin 81. kuruluş yıldönümü ne- deniyle İstanbul tl Örgütü tarafından Taksim Cumhuriyet Anıtı'na çelenk konuldu. Ulu önder Atatürk ve devrim şehitleri için yapılan saygı duruşunun ardından konuşan CHP istanbul II Baş- kanı Şinasi Öktem, CHP'nin tarih bo- yunca tüm önemli degişim ve dönüşüm- lerin öncülüğünü yaptığını \oırgulaya- rak "Ük antiemperyalist mücadde olan Kurtuluş Savaşunızın siyasi örgütüne dönüşen CHP, bugün aynı inanç ve ka- rarhhkla yoluna devam ediyor. Tıpkı 1919'un ve 1923'ün antiemperyalist ka- rarünğu heyecaıu. coşkusu ve direnciy- le Atatürk'ün iki bmiik eserine ve ay- dınlanma devTİmlerine sahip çüayor. Şündi saflan daha da südaşürmak ge- rek" diye konuştu. Törene, CHP Ge- nel Sekreter Yardımcısı Algan Haca- Kuruluş yıldönümü kapsanunda Ankara'da CHP heveti Genel Sekreter Önder Sav başkanlığmda Anıtkabir'e çıkü. İstanbulflörgütü ise belediye baş- kanlan ve partililerle birlikte Taksim Atatürk Amö'na çelenk koyarak saygı duruşunda bulundu. (Fotoğraflar: SERDAR ÖZSOY, GÖKCE UYGUN) loğlu, CHP milletvekilleri Bihlun Ta- mavtgil MKemalKumkumoğhL Şış- li Belediye Başkam Mustafa Sangül Beşiktaş Belediye Başkanı Ismail Ünal ve partililer katıldılar. Törenin ardından eski CHP Alem- dağ Belde Başkanı MehmetSaym, Sa- ngü]'ün yanınagelerek "Sizidestekle- diğim için yaklaşık 1.5 ay önce görev- denalındınr dedi. Bunun üzenne Sa- ngül, -Demokrasilerde güç, halkın gü- cüdür. Ben CHP mektebinin talebesi- yim. Amaaruktalebeükdönemimbit- ti" dıye konuştu. Sangül, CHP'nin ik- tidar olmasını ıstediğini \-urgulayarak özetle şunlan söyledi: "Atamızuı huzuruna 54 yıldu" geliv o- ruz ama hep muhalefetiz^ Arnk ikti- dar olmahvTz. Ben bugün Atama sözve- rivorum. CHP kuruhayından sadece partinin genel başkanı değil Türki- ye'nin yenibaşbakanı çıkacak. CHP'nin tüzüğünü ve kurallannı da biliyorum. Bundan sonra hafta içi günlerde Şişti için çauşıp hafta sonlan Türkiye'yi do- laşmaya devam edecegün." tnönü anıüna karanfil CHP'nin 81. kuruluş yıldönümü, Adana'da Atatürk ve Inönü anıtlan önünde yapılan törenlerle akşam ıl bı- nasında düzenlenen kokteylle kutlan- dı. tlk tören 11.00'de Atatürk Parkı'nda- ki anıt önünde yapıldı. CHP Adana milletvekilleri Gaye Erbatur, Ziya Yer- gök, UğurAksöz ve Tacidar Seyhan ile il, ilçe yöneticileri ve çok sayıda par- tılinın kaöldığı törende, anıta çelenk bı- raküıp saygı duruşunda bulunuldu. Da- ha sonra topluca Inönü Parkı'ndaki tnönü Anıtı önüne gelen CHP'liler bu- rada da saygı duruşunda bulundu. Dekanlardan, İstanbul Üniversitesi Rektörü Kemal Alemdaroğlu'na tam destek IÜ parçalanmak îsteniyor tstanbul Haber Seryisi - İs- tanbul Üruversitesi (IÜ) Rektö- rü Prof. Dr. Kemal Alemdaroğ- lu'na, dekanlan tam destek ver- di. IÜ dekanlan, Yargıtay-MİT tartışmasuıda olduğu gibi YÖK ile istanbul Üniversitesi'nin de yıpratılmak istendiğinı, ancak buna müsaade etmeyecekleri- nı vurguladılar. Dekanlar, son günlerde YÖK'teki istifalann nedenlerinin de araştınlmasını istediler. Gazetemizi ziyaret ederek Genel Yayın Yönetmeninüz 1b- rahim Yıkhz'la bir süre görüşen • Rektör Kemal Alemdaroğlu'nun görevden alınmak istenmesini anlaşılmaz bulduklannı söyleyen dekanlar, bunun arkasrndaki amacm, cumhuriyetin en eski ve en fazla öğrencinin öğrenim gördüğü üniversitenin bölünerek parçalanması olduğunu vurguladılar. Fen Fakültesi Dekam Prof. Dr. Nuriddin Meriç. Iletişim Fa- kültesi Dekam Prof. Dr. Suat Gezgin, Mühendislik Fakülte- si Dekam Prof. Dr. Cuma Ba- yat, Edebiyat Fakültesi Deka- nı Prof. Dr. M. Taner Tarhan, Orrnan Fakültesi Dekam Prof. Dr. Ö. Bülend Seçkin, Su Ürün- leri Fakültesi Dekam Prof. Dr. SaBh Çelikkale. Sıyasal Bılgi- ler Fakültesi Dekam Prof. Dr. FeryalOrhanBasık, Veteriner- lik Fakültesi Dekam Prof. Dr. ÖzerErgün, Dış Hekimliği Fa- kültesi Dekam Prof. Dr. Betüi TunceUi. Kardiyolojı Enstırüsü Müdürü Prof. Dr. ÜhanGünay, Gazetemizi ziyaret ederek Genel Yayın Yönetmenimiz Ibrahim Yıküz'la bir süre görüşen dekanlar, tstanbul Üniversitesi Rektörü Kemal Alemdaroğlu'nun görevden alınmak istenmesini anlaşüamaz bulduklannı söylediler. SBF Öğretim Üyesi Prof. Dr. Birsen Ersel yeni öğretim yılı- nın başlamasma çok kısa bir süre kala, YÖK'ün istanbul Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Kemal Alemdaroğlu'nun "gö- revden alınması istemini" "an- laşılmaz, kabul edilemez" ola- rak değerlendirdiler. Rektör Alemdaroğlu ve is- tanbul Üniversitesi'nin 7 yıldır türban ve temel yasalann çıka- nlması sırasmda verilenmüca- deleye dikkat çeken dekanlar, rektörün görevden alınmak is- tenmesınin arkasmda Cumhu- riyetin en eski, en fazla öğrencinin öğrenim gördüğü üniversitesinin bö- lünerek parçalan- ması istemininbu- lunduğunu savun- dular. IÜ dekanları, ekonomik olanak- sızlıklara karşın, istanbul Üniversi- tesi'ni terk etme- den, Cumhuriyetin laik. demokratik il- kelerini her koşul- da savunarak, ül- kenin eğitim ve öğ- retunine katkı su- nan bilim ınsanla- rının yıldınlmak istenmesinin boşa çıkartılacağmı an- lattılar. Kurtuluşun 82. yıldönümü Izmir'de 9 Eylülcoşkusu İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) - Izmir'in düşman işgalinden kurtuluşu ve Kurtuluş Savaşı'nm sona erişinin 82. yıldönümü törenlerle kutlandı. Törenler, Kordonboyu'ndan 21 pare top atışı yapılarak başladı. Cumhuriyet Alam'ndaki törende, Kültür ve Turizm Bakam Erkan Mumcu, Izmir Valisi Yiısuf Ziya Göksu, Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, Ege Ordu Komutanı Orgeneral Işık Koşaner, Hava Eğitim Komutanı Korgeneral Ydmaz Oğuz, Güney Deniz Saha Komutanı Koramiral Lütfi Sancar, CHP Izmir milletvekilleri, îzmir'deki ümversitelerin rektörleri, siyasi partilerin il başkanlan ve yurttaşlar katıldı. Göksu, Koşaner ve Kocaoğlu ile törene katılan resmi kurum ve kuruluşlann temsilcileri anıta çelenk koydu. Saygı duruşu ve Istiklal Marşı'nm okunmasımn ardından Aziz Kocaoğlu, Anıt Şeref Defteri'ni imzaladı. Kocaoğlu, Konak Orduevi'nde düzenlenen törende de Orgeneral Koşaner'e, tarihi Izmir Saat Kulesi'nin maketinin yer aldığı plaketi sundu. Süvarilerin Izmir'e girişi temsili olarak canlandınldı, Milli Eğitim Bakanhğı Izcileri taraımdan Malazgirt, Samsun ve Kocatepe Şehitlikleri'nden getirilen toprak, törene katılanlarca Konak "llk Kurşun Amü"na döküldü. Türk askerinin 82 yıl önce geçtiği yollan izleyerek Dumlupınar'dan îzmir'e "Zafer Yürüyüşü" gerçekleştiren Ege Üniversitesi öğrencileri de sabah saatlerinde Îzmir'e geldi. Belkahve'de, EÜ Rektörü Prof. Dr. Clkü Bayındır tarafindan karşılanan öğrenciler, tören geçişine de katıldı ve yurttaşlardan büyük alkış aldı. IR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR [email protected] Günter Verheugen'in Türkiye'yi ziyareti değişik tepkileri de bera- berinde getirdi. Günter Verhe- ugen'in özellikle Diyarbakır'a yap- tığı gezi, bazı çevreler tarafından "Türkiye'nin iç işlerine kanştığı" gerekçesiyle eleştirilere neden olu- yor. Verheugen'in Türkiye'nin iç iş- lerine karştığı bir gerçek. O Avru- pa Birliği'nin genişlemeden sorum- iu komiseri olarak bu karışmayı kendinde hak görüyor. Bu neden- le, Türkiye'nin üye olması talebiy- le ilişkili olarak, düzeltilmesi gere- ken noktalara dikkat çekiyor. Bağımsızlık gelenekleri açısın- dan baktığımızda Verheugen'in müdahalesi kabul edilemez. Gele- neksel bağımsızlık anlayışında bir ülkenin iç işlerine başkasının karış- ması söz konusu olamaz. Bu ne- denle salt bağımsızlık açısından baktığımızda bu eleştiriler doğru olarak görülebilir. Ancak, günümüz dünyasındageleneksel bağımsız- lık anlayışının ciddi bir değişime Avrupalı Olmak ya da... uğradığı, farklı boyutlar kazandığı da bir gerçek. Kaldı ki, geçmişte çok bağımsız olduğu söylenen ülkele- rin de bağımsızlığı tartışma götü- rür bir gerçekti. örneğin Türkiye, 1950'lerin ba- şından itibaren NATO ittifakı için- de yer aldı. Komünizme karşı, cep- henin bağımlı bir üyesi olarak var- lığını sürdürdü. Türkiye, bu bağım- lılığı isteyerek ve zorlayarak elde et- mişti. NATO'ya girmek için Kore Savaşı'na asker göndermeyi de bile bile kabul etmek durumunda kalmıştı. 1960'ların başlarındaki "Bağlantısızlık" akımı da Sovyet- ler Birliği ile ABD arasındaki den- genin yarattığı ortamda gelişme imkânı bulabilmişti. Günümüzde de antiküreselci bir bağımsızlık akı- mından söz edebiliriz, ancak bu bağımsızlığın da nasıl bir bağımsız- lık olabileceği henüz netlik kazan- mış değildir. Bu bağımsızlık, ABD merkezli süper devlet hengemon- yasına karşı bir eğilim içinde mi şekillenecek, yoksa bu bütün ka- pitalist dünyayı mı hedef alacak? Bağımsızlık konusu uzun bir tar- tışma. Günümüz dünyasında ba- ğımsızlık sorunu nasıl ele alınacak, ayrı bir sorun olarak karşımızda duruyor. Türkiye'in AB üyeliği çev- resindeki bağımsızlık tartışması ise ayrı bir konu. Türkiye, bir irade ola- rak AB üyesi olmak istediğini or- taya koydu. Toplumun önemli bir kesimi de bu iradenin yanında ol- duğunu çeşitli araştırmalarda dile getiriyor. Bir ülkenin AB üyesi ola- bilmesinin koşulları belli. Kopenhag siyasi kriterleri adı verilen bir siya- set anlayışı doğrultusunda AB üye- lerinin neyapması gerektiği bir lis- teye bağlanmış durumda. Üye ola- bilmek veya müzakere tarihi alabil- mek için bu maddelerin yerine ge- tirilmesi gerekiyor. Türkiye, son birkaç yıldır, bu ko- nuda çok önemli adımlar attı. Üye- liğe ilişkin siyasi kriterlerin önemli bir kısmı yerine getirildi. Ancak, uygulamadan gelen sorunlar bulun- duğu da bir gerçek. Kürt sorunu ko- nusunda bazı adımların daha atıl- ması gerektiğini bizler de söylüyo- ruz. Ayrıca, işkence, kötü muame- le gibi konularda da sorunlar sü- rüyor. Verheugen'in dikkat çektiği, ka- dın konusunu ve zina konusunu bizler de tartışmıyor muyuz? AKP hükümetinin bu konularda, ciddi bazı sorunlan olduğu da bir gerçek. AKP içinde ve tabanındaki muha- fazakâr çevreler, kadınlara pozitif aynmcılık yapılmast talebinden pek hoşlanmıyorlar. Nitekim bu konu- da kanuna yansıyan rfadeler, geliş- miş, modern bir ülkeye yakışmıyor. AKP'nin, bu konuda hâlâ tutucu bir çizgi izlediğini görüyoruz. Zina konusunda da AKP yöne- timinin, bunca eleştiri ve uyarıya rağmen ısrarlı davranması da, Tür- kiye'nin AB standartlarını yakala- mada o kadar da uygun olmadığı gibi bir izlenim veriyor. AKP yöne- ticileri, toplumun zina yasasını is- tediğini söylüyorlar. Toplumun için- de bazı ilkel düşünceler de her za- man bulunur. Örneğin, "sallandı- ralım üç kişiyi bak sorun nasıl çö- zülür" şeklinde demokratik olma- yan ilkel görüşler toplum içinde yaygındır. Ne yapacağız peki? AB üyeliği tartışması, duyarlı bir tartışma. Doğru olan tek şey, Tür- kiye'nin demokratileşmeye, çağ- daşlaşmaya, temel konularda ev- rensel ölçüleri yakalamaya ihtiya- cı olduğu. AB sürecinin, belki de en büyük faydası bu konuda Tür- kiye'yi olumlu yönde motive et- mesi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle