27 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
1PEYLÛL2004CUMA CUMHURİYET SAYFA 17 S 'St 3 5, a ABD'nin kaybı Bıısh. "bin bini bin "ine Irakta aşnuş... Ladin'in ulaştı! Tei: 0.212.512 05 05 Faks: 0.212.512 44 97posta: dentesomecumhuriyetconi.tr İTşli"Evlendirme Dairesi'nden çıkan yeni evli çiftin otomobilinin önü bir grup çocuk tarafından kesiliyor. Çocuklar camdan uzatılan birer milyon lirayı az bulup, içerdekilerin yakasına yapışıyor. Itiş kakış arasında çocuklardan biri yaralanıyor; damadın üstüne kan bulaşıyor. Çıkış kapısındaki görevliler olupbrteni seyretmekle yetiniyor ve sorulduğunda da "Bunlar hep böyle yapar" diyor. Beledi • Ankara Büyükşehir Belediyesi, Artınpark içinde bir aianı kır evi olarak düzenliyor. Ne var ki kamuya ait alanda halkın parasıyla yapılan tesis halka kapatılıyor; buradan I. Melih Gökçek'in üst düzey belediyecileri yararlanabiliyor! Göbek û Istanbul'un göbeği sayılan Eminönü'ndeki 2 numaralı sağlık ocağında türbanlı bir doktorun çalıştığını biliyor musunuz? - Işsizlikte rekor kınlmış... "Hısım ve akrabalar haric!" vrupa Birlıği'nın genişlemeden sorumlu baş komiseri Günter Verhoygen. Türkiye'nin AB üyeliği için "Görev değişikliği nedeniyle Türk bebeğimin dünyaya gelişine tanık ola- mayacağım ama hamilelik sürecinde sizlerle birlikte olmaktan çok memnunum" diyor. Adalet ve Kalkınma Partisi hükümetinin zinayı suç kapsamınaalmayaçahştığı birsırada herşeyimizden sorumlu baş komiserimizin yaptığı değerlendirme in- sanın aklını karıştınyor... Ortada doğması beklenen bir bebek bulunduğu- na göre hamile olan kim? Hamile bırakan kim? Kadın evlendikten sonra mı hamile kaldı? Kadın hamile kalmadan önce evlilik akdi medeni nikâhla mı yapılmıştı, imam nikâhıyla mı? Ortada bir zina olabilir mi? Zina söz konusuysa kadına ne ceza verilecek? Velev ki zina durumunda doğacak bebeğin gerçek Bebek babası nasıl saptanacak? Her şeyimizden sorumlu baş komiserimiz Diyar- bakır'da Kürtçe, 'Büyük Yurttaş, Avrupa'ya hoş gel- din' pankartıyla el bebek gül bebek karşılanıp tandır ekmeği yedikten ve güvenlik görevlilerinin şehit edil- mesine tanık olduktan sonra tam da düşman işga- linden kurtuluş gününden bir gün önce geldiği Iz- mir'de bebekten söz edince insanın aklı biraz daha karışıyor... Yoksa ortada hamile bırakılan bir kadın yoktu da yapay döllenme sonucu yaratılan bebek, baş komi- serimizin karnında mı büyütüldü? Verhoygen'in görev değişikliği üzerine bebek, do- ğuma kadar kimin karnına nakledilecek? Nakil Brüksel'de mi olacak yoksa acil tıbbi müda- hale olasılığı dikkate alınarak VVashington'da mı? Normal bebekler dokuz ayda doğuyor; bu bebek 40 yıldır doğamadı; doğuma kaç yıl daha kaldı? Türk bebek ne demek; "tüp bebek"le herhangi bir ilgisi var mı? Türklerin tarihine "tüp bebek" de eklenecek mi? Bebek eğer doğarsa, konuşmaya başladığında Av- rupalı büyüklerine abla ve ağabey mi diyecek? Verhoygen'in Türkiye'deki etnik ve dinsel azınlık- lara duyduğu özel ilgi ve özellikle son Diyarbakır ge- zisinde televizyon ekranlarına da yansıyan köy ziya- retlerindeki öpüşme sahneleri ise insanın aklını daha da fazla karıştınyor... Verhoygen, yann öbür gün hamilelik sürecinde kar- nında başka bir bebek daha taşıdığını ve bunun adı- nın da "Kürt bebek" olduğunu açıklarsa ne olacak? "Büyük Yurttaş" bu bebeğe nüfus kâğıdı çıkara- mazsa kendi nüfusuna mı geçirecek yoksa yakın dostlanndan birine evlatlık mı verecek? SESSÎZSEDASIZ(i) JZ4/-/ÂTÜYL/ ^J2AL A?£ Üye olunacak siyasi parti aranıyor! Ankara'dan Hamza Saykan 28 yıllık öğretmenlik yaşamından sonra geçen yıl emekli oluyor... öğretmenliği boyun- ca ülkesini seven, aydınlık yüzlü, çağ- daş bınlerce öğrenci yetiştirdiğini düşü- nüyor ve şimdi de bir siyasi partiye üye olarak ülkesinefarklı birortamda hizmet etmeye karar veriyor. Tabii ki, her siya- si parti "ben geldim" diyen her yurttaşı üye olarak kabul etmiyor... Ne var ki Hamza Saykan da herhan- gi bir partinin kapısını çalıp "ben gel- dim" demeyi düşünmüyor... Hamza Saykan, ülkesine hizmet ede- bilmek için bir siyasi partide aradığı ni- telikleri ortaya koyup "Bu koşulları ta- şıyan partilerin beni aramalan önemle ri- ca olunur" diyor: "Laik, sosyal hukuk devletini savu- nuyor olmak. Atatürkçü kimliğini hep ön planda tutmak. Geçmişte hiçbir yolsuzluğa bulaşmamış olmak. Parti içinde lider sultası uygula- mamak. Milletvekili adayiannı bütün parti üye- lerinin beliriiyor olması. Ülke sevgisini koltuk sevdasından önde tutmak. Amerika'dan milletvekili adayı ithal etmiş olmamak. Dincilerden oy almak kaygısıyla par- tiye din adamı almanın yarariı olmadı- ğına inanıyor olmak. Bir zamanlar sarı sendika diye bilinen sendikalardan transfere girişmemiş ol- mak." Yüksek Yerilim Hattı Para, elin kiri; kirli para, vicdanın kiri. ordincutkura yahoo.com AB, Alevflerin Derin Sorunlarmı Neden Görmez? MUKTAZA DEMÎR Basından öğrendiğimize gö- re AB'nin Genişleme Sorumlu- su Sayın Verheugen, 6 Ekim'de açıklanacağı söyle- nen Türkiye ilerleme raporunu görüşmek üzere ülkemize gel- di. Ziyaretle ilgili olarak sorula- n yanıtlayan Sayın Abdullah Gül, "Eskiden AB'nin istekle- ri klasörler dolusuyken şimdi bir sayfa A4 kâğıdına sığacak duruma geldi" demektedir. Çok sayıda yasanın değiş- tiğı doğru. Ama uygulanma- dığı bilinen ve göz boyama- dan öte bir değeri olmayan yasa değişikliklerinin dışında işkence, rüşvet, irtikap, kamu malmı hortumlayıp üzerine yatma alışkanlığı, ucuz kredi kapma, borç erteleme, hatta borç sildirme alışkanlığı, irtica tehdidi, feodalizm, dalga dal- gayükselen ışsizlik, bozulma- ya devam eden gelir dengesi vb. vb... Söyler misiniz bunla- nn hangisinde en ufak bir iyi- leşme oldu? Devletin "Sünni Devlet" tercihi ve uygulaması laik demokratik devlet" anla- yışına mı dönüştü? "Azınlıkla- nn" ibadet yerteri ve gereksi- nimleri üzerinde yüzyıllardır devam eden zulüm ve baskı mı ortadan kalktı? Anlayış olarak devletin Ale- vilere uyguladığı ayrımcılık ve asmilasyon politikasındaOs- manlı döneminden bu yana hiçbir iyileşme olmadı. "Anla- yış olarak" diyorum, çünkü Osmanlı'nın şiddete dayalı asmile etme yöntemi, Cum- huiyet döneminde "zoria din eğtimi vererek", iş ve bürok- râsı alanından dışlayarak, Ale- vi yerleşim birimlerine cami yaoarak ve Sünni imam ata- ya-ak daha sistematize bir uy- gı.amaya dönüştü. Jağdaş örgütlenme süreci- nıdoksanlı yıllarda başlatan Aeviler, "baskı, aynmcılık, asi- rnlasyon ve dinci gelişmeye hıyır!" dedikleri için çok sayı- cfc "devlet terörüyle" karşılaş- tılir. Aleviler, devletin bu tav- nra demokratik ve yasal yol- la^a karşılık veriyorlar. Gele- nAlerinde ve gündemlerinde şddet yoktur. En kötüsü şu: Şddet karşıtı tavırları, ülke içnde ve dışında (örn. AB Çîvrelerinde) dikkate alınma- rralanna neden oluyor. Aleviler, temel hak ve inanç ©ıgüriükleri bağlamında hiç- bir iyileşme elde edemiyor. Devlet yetkilileri Cemevlerinı "cümbüş yeri" şeklinde ta- nımlıyor. Yıne de "çocuklarına 'devlet zoruyla' din dersi veril- mesinin 'tam bir zulüm ve ço- cuk hakları ihlali' olduğunu, aynca bu uygulamanın, Türki- ye'nin de imzaladığı, 'Çocuk Hakları Sözleşmesi'ne aykırı olduğunu" bıkmadan söyle- meye devam ediyorlar. Ana- yasamızda "laik" olarak ta- nımlanan devletimiz, Sünni Is- lamın organizasyonunu üstle- niyor ve bir başkanlığa bağlı- yor. Uygulama biçimini ve eği- timini yurttaşlanna şart koşu- yor. Bir milyon kız çocuğunun eğitimi için "kaynak bulamaz- ken" Sünni Islam için bütçe- sinden her yıl iki milyar dolar kaynak kullandınyor. Uygulama bununla kalmı- yor: Sünni Islamın okulu, ca- misi, mescidi, Kuran kursu, memuru, hocası, imamı, loj- man vb. için ayırdığı bütçenin yaklaşık 400 milyon dolannı, yani 640trilyon lirasını "vergi" adı altında Alevilerden toplu- yor. Meşru değil, ama yasal. Böylece istediği yasayı istedi- ği gibi çıkaran Sünni çoğun- luk, kılıfını da hazırlamış olu- yor. Sayın Verheugen'in yanrt- lamasını çok isterim: • Alevi örgütlerinin ortaya koyduğu istemler, AB raporia- rında neden yer bulmuyor? • Ziyaret gündeminizde Alevi temsilcilerie görüşme konusu bulunmakta mıdır? • Vergi adı altında toplanan kaynağın bir bölümünün, salt bir mezhebin inancı için sarf edilmesi, tarafınızdan nasıl "fark edilmiyor"? Bu bir zu- lüm ve hak ihlali değil midir? • Kendisini yurttaşlarının yaşamından değil, ama ya- şam sonu (ahret) işlerinden sorumlu tutan AB ülkesi var mıdır? • Bu vasfıyla TC feodal bir din/mezhep devleti midir? • Devlet okullannın tümün- de Protestan ya da Katolik mezhebinin öğretilmesinin zorunlu olduğu AB ülkesi var mıdır? • Başbakan ve bakan eşle- rinin, rahibe ya da türban kı- yafetiyle devlet protokolünde yer alması, AB kriterleri arasında mıdır? www.pirvakfi(a yahoo.com KİM KtME DUM DUMA BEHİÇAK behicak <ı turk.net ÇİZGİLÎK^4W/L MASARACl kamilmasaraci(o mynet.com HAYAT EPİK TÎYATROSU MLSTAFA BtLGtN [email protected] DİNLER 0ORUĞUN0AU ÇA&RI: .. BAPIS İÇİN KULTÜRLER ARASI »DIVALO6 ARTSIN I. . HEY ADAM1M ... . . . SENINLE HER ZAMAN ÖT/ALO& ICIN fAASAVA OTURMAYA HAZIRIM AMA SEN ÇOK ASABİStN !.. OTOBÜSTEKİLER KEMAL URGE\Ç k_urgenc(âyahoo.com hek yo'/ie///n fflı'k k y//> Yöfr/Aia/fia lı - ' _ Kqc senM BEYOĞLU 2. ASLtYE HUKUK MAHKEMESİ'NDEN Dosya No: 2004 377 Davacı Nebahat Yavaş vekili tarafından davalı Mehmet Cemal Beviaş, Mediha Pıçakçı, Abdullah Beytaş, Melahat Horoz aleyhine açılan gaıplık davasında, Davalılann uzun senelerden beri gaip olduklannı ve kendılerin- den halen haber alınamadığı ve davacı vekili de gaipligine karar ve- nlmesini talep ettiğinden, gaibi bilenlerin, tanıyanlann gaip hakkın- da malumatı olan kımselerin mahkememizin 2004 377 esas sayılı dosyasına malumat vermeleri, gaip hayatta ise adresınin bıldırilme- sı. duruşma günü 9.11.2004 saat 9.55'te Beyoglu 2 Aslıye Hukuk Mahkemesı'nde bulunması ilan olunur. 6.9.2004 Basın: 40496 TARlHTE BUGÜN MÜMTAZARIKAIS lOEvlül tctcu.mumtaz-arikan.com TAKMA KOL YAPIMINDA YENİÜK.. i9?s 're eu&û*ı, ÇOK YENI BIR TAKMA KDLLA iusrü sm HABBR, AME&KHN SASI- NlMPA YER ALPI. Y£M 6ULUŞ, Ç&/6SL KOLUJ KORSANIA&PAN BU BÜYÜK 8/£ C>e</G/M NİTBL/Si TAÇfYAH GEIZÇeK. İLEJZLEME SAY/L- MAİCmYDf. DUHe ÜMİI/B/ZS/TES'r T7P M&&C£Z/'HC>e O/STOPEPf UZMAUt \ Ş ÇŞ ŞAR.MIÇTI.' POK7VK CUPPtMGe/Z, S//?. K/^ZA SOA/UCU KO~ L.UUU YlTi/eMlf OLAtJ, DAfJ AYCOCJC ADU , SÖZ. fZoUUSU KOLU OBUEMİf, IYİ SONUÇ ALAA/ÇT(.NAS7A- M KOC S/AJ/et£&A/e YAPfÇTT/eOfğt ÖZCC TGCLE&AJ Dl- UARU UA tZUAICİ eCA SĞOÇ ONUM KEUPİ 'ST&G(yL£ KAMCAtA- BA &DAAUTA ETMESİNf 5 GÖRÜŞ MERİÇ VELİDEDEOĞLU Dinde Teröre Destek Bulanlar Yaklaşık beş yüz yıl önce Italyan yazar ve siya- set adamı Makyavel, dilimize "Hükümdar" (ll Principe) adıyla çevrilen ünlü yapıtında kitaplı üç dinin peygamberierinden söz ederken "eli silah- lı olanlar"\n başan kazandığını, "silahsız olanla- nn" başansızlığa uğradığını belirtir. Sözü edilen üç dinden ilkinin ve sonuncunun peygamberleri dinleri uğruna kılıcı ellerine almış- iar, yani savaşmışlarveyaptıklan savaşlarda kut- sal kitaplannda -kimileri tüm aynntılarıyla- yer al- mıştır. Dini yayma, savunma adına da olsa "öldür"me- nin -bir bakıma "işkence'rim- kutsal kitaplarda y- er alması, hele bu uğurda ölene büyük bir aynca- lık tanınarak ödüllendirilmesinin, günümüzde Müslüman teröristlerce kullanıldığı bir gerçek. Bu ödüllendirme Islamda: "Şehitlerin cennete gideceği ve 72 kara gözlü bakire ile evleneceği" biçiminde ortaya konulduğu gibi kimi Müslüman- larca da: "Cennette cinsellik çok daha uzun sü- recek ve öyle muhteşem olacak ki, bu dünyada yaşasanız baygın düşerdiniz"m gibi yorumlarla da ele alınabilmektedir. (Kadın şehitler için bu ko- nuda ne düşünüldüğünden söz edilmez.) Gerçi kimi Müslüman yorumcuların "daha az şehvetli" bir cennet belirleme çabalan olduğu bi- liniyor, aynca bu konuda bilimsel bir çalışmanın yapıldığı da haber veriliyor; kökenbilimcilerin (eti- molog), dilbilimcilerin, tarihçilerin kazıbilimcilerin ortaya koyduklan -Incil'e de uyarlanan- bir yön- temin Kuran diline uygulanması sonucunda "bir- çok sözcüğün Suryanice veya Aramice olduğu- na dair kanıtlar"a) bulunmuş. Bu çalışmayla ömeğin "huri" sözcüğünün Ara- micede "beyaz" demek olduğu ve yaygın bir bi- çimde "beyaz üzüm" anlamında kullanıldığı ileri sürülüyor; "huri"ri\n yerini "beyaz üzüm"ün al- masının cennete gitmeyi amaçlayanlarda büyük bir düş kınklığı yaratacağının belirtildiği gibi, bu değerlendirme Umberto Eco'nun söylemiyle "yorum çılgınlığı" olarak da görülebilir. Ne var ki, yorumcular haklı olduklannı Kuran'ın üzümleri, özellikle de "beyaz üzüm"\en kristal ve incilerle kıyasladığını, çok değerli gördüğünü ör- neklerie ortaya koyarak belirtiyorlar. Dolayısıyla, saldınlan gerçekleştirecekterörist- lereliderierinin "SaWre/ers/z/çaö/nyor'"biçimin- deki özendirmelerinin, kışkırtmalannın önü kesil- mesi düşünüldüğünde böyle bir "bilimsel" yoru- mun önemi artabilir. Yıne basında yer alan: "Dün- yadaki teröristlerin çoğunluğu Müslüman " diyen kendi de Müslüman olan yazarın parmak bastığı durumun, önüne geçilmesi için tüm yollann, tüm çabalann değeriendirilmesi gerekmektedir. Aynca bu çalışma ile yakında dallanıp budak- lanacak gibi görünen "başörtüsü" sorununa da bir yorum getirilmiştir. Bu yeni yoruma göre: Kuran'da kadınlann ba- şörtülerini göğüslerine kadar çekmelerini buyur- duğu söylenen ayetin aslında kadınlara "kuşak- lannı kalçalannın etrafına sarmalannı"& önerdiği ileri sürülüyor. Bu tür çalışmalann ortaya koyduğu yorumlara Müslüman "âlimler"in ateş püskürdüğünü söyle- meye gerek yok sanınz; oysa "yorum" öteki din- lerle birlikte Islamın da anlaşılması, anlatılması, gereğinde savunulması için yüzyıllar boyu kulla- nılan bir yöntem; Islamın başlangıç dönemlerin- de ortaya çıkan yaklaşık iki yüz yıl süren, dahası Abbasi Devleti'nce -20 yıl boyunca- devletin "res- mi mezhebi" olarak kabul edilen "Mutezile" akı- mında olduğu gibi, akla uygun olmayan ayetlerin yadsınması söz konusu değil ki. Kuzey Osetya katliamıyla ilgili olarak yine bir Müslüman yazann belirttiği gibi: "Müslümanlann çocuklann kanı ve ailelerinin acılanyla beslenen canavarlar olarak" gösterilmesi istenmiyorsa, Is- lam dünyasının teröre karşı kesin bir tutum orta- ya koyması ve özellikle terörün destek olarak kul- landığı "dinsel" bağlamlan yeniden değeriendir- mesi gerekir diye düşünüyor insan. (1) N.D. Kristof, The New York Times, Radikal, 5.8.2004 (2-3)a.g.y. B U L M A C A SEDATYAŞAYAM SOLDANSAĞA: 1/ Marangoz- lukta kullanı- lan kollu tes- tere. 2/ Siya- 3 sal ya da yö- netimsel ku- rumlardaki çözülme so- nucu olarak devlet deneti- minin kalma- ması duru- mu... Eski Mısır'da güneş tan- nsı. 3/ Maden ve in- şaat işçilerinin giy- diği koruyucu baş- lık... Pamuk kozası. 4/ Ekin biçildikten 5 sonra toprakta kalan 6 köklü sap... Bir nota. 5/ Lezzet... Salatası ve ruleti ünlüdür. 6/ 1 2 3 4 5 7/Or-Bir kumaş türü... Genelev işleten manlık bölgelerde yaşayan bir kürk hayvanı... Nâ- zım Hikmet'in soyadı. 8/Meyve şekeri. 9/Bir cins antibiyotik. YUKARTOAN AŞAĞIYA: 1/ Bir ülkenin iskele ya da limanları arasında ge- mi işletme işi. 2/Temel, esas... îşçi. 3/Yapılan yıl- dınmdan koruyan aygıt. 4/ "Bir — sesi duymaya göreyim / tki gözüm iki çeşme" (Orhan Veli)... Ya- kışır, yerinde uygun. 5/Ispanakgillerden, saplan et- li bir ot... Bir şeyin olancası, bütünü. 6/Endonez- ya'nın plaka işareti... Optik kaydırma... Adlan sı- fat yapan bir yapım eki. II Yurdumuzun batısında bir körfez. 8/ "Mecliste — ol kelamı dinle / El iki söylerse sen birin söyle" (Karacaoğlan)... Geçmiş zaman. 9/ Zeki ve yaramaz çocuk.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle