18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 5 AĞUSTOS 2004 PERŞEMBE 14 KULTUR kultur@ cumhuriyet.com.tr Sanatçılar -sanat yapıtlan- gizlerini ancak onlan sevmeyi öğrenen izleyiciye ya da meraklıya açarlar... SevmeHebaşlarber şey..KAYAÖZSEZGtN Sanatın ya da sanat yapıtının kendüıe özgü bir "dil"i olduğu ve ancak bu dille iletişim kurabilen kimselerle kendisi arasında bir "diyalog"un söz konusu olabileceğinden bugüne kadar çokça söz edilmiştir. Temelde her dil bir anlaşma aracı olduğuna göre sanat yapıtiyla doğrudan ve sürekli bir ilişkinin kurulabilmesi, doğaldır ki bu dilin öğrenilmesine bağlı olacaktır. Sonunda bir iletişim nesnesidir sanat yapıtı; onun, estetik bir veri kaynağı olarak amaçlanan işlevi yerine getirebilmesi, bu iletişimin "karşdıkh" ve etki-tepki ilişkisine bağh olarak kurulabilmesine bağlı olacaktır Sanat yapıtiyla izleyici ya da ahcı ("recepteur'') arasında gerçekleşmesi öngörülen bu ilişkinin arkasında, birtakım görsel birikim ve deneyimlerin bulunmasıyla sağlanacak etkin bir ka\Tayış, yapıtı izleyiciye açacak, böyle bir kavrayıştan uzak bir kişi ise yapıta "kapah" » kalacaktır. Sanat uzmanlannm mekruplannda ya da intim konuşmalannda, bu ^ birikimin hangi yollarla ve nasıl elde edildiğine dair ilginç anekdotlar sık sık karşımıza çıkar. Aslında sanat yapıtını gerçekten . kavramanın ^yöntemleri değişik . olsa da, bütün yöntemlerin - olabildiğince çok sayıda ve düzeyde sanat yapıtiyla karşı karşıya gelmek olduğu, aynca bu kavrayışa katkıda - bulunacak kuramsal metinlerin tabanına inmekle, ayn bir iletişim kanalının açılacağı ' kuşku götürmez. Bu konuda dünden bugüne .' fazla bir şey değişmiş değil. Sanat yapıtı suskundur Sanat yapıtlannın birinden ötekine, bir sanatçıdan bir başkasına, bir dönemden başka bir döneme uzanan, kimi yerde kesişen, kimi yerde de birbirine koşut düzlemler üzerinde T gelişen, ama hep ortak bir noktada buluşan yapıtlar, onlarla temasa anat yapıtını gerçekten kavramanın yöntemleri değişik olsa da, bütün yöntemlerin olabildiğince çok sayıda ve düzeyde sanat yapıtiyla karşı karşıya gelmek olduğu, aynca bu kavrayışa katkıda bulunacak kuramsal metinlerin tabanına inmekle, ayn bir iletişim kanalının açılacağı kuşku götürmez. t.ft ,.*•.•# ». a? ı& BL geçen meraklı karşısında genellikle suskundur; onlann dilının anlaşılabilmesi, daha doğrusu onlann "konuşur" duruma gelebilmeleri, ortak paydalann keşfine bağlı olacaktır. Worpswede'li ressam Paula Modersohn-Becker, otuzlu yaşlannda gitriği Paris'te Modersohn'lara yazdığı bir mektubunda, sık sık ziyaret ettiği Louvre'la ilgili izlenimlerini anlatır ve ne zaman oraya gitse, müzenın "zengin bir kutsama" gibi üzerine ağdığından söz eder. (Posta Kutusu, s.4). Tiziano'yu, izlediği ressamlar arasında "anlamaya" ve "sevmeyi öğrenmeye" başladığını söyleyerek, yukanda değindiğimiz soruna ilginç bir örnek oluşturur. Anlamak ve sevmeyi öğrenmek... Demek oluyor ki, sanatçılar -sanat yapıtlan- onlan, sevmeyi öğrenmekle, gizlerini açabiliyorlar karşılanndaki izleyiciye ya da meraklıya... Almanya'da küçük bir sanatçı kolonisinden geliyordu Modersohn-Becker. Birkaç yıl önce görme olanağı bulduğum Kuzey Almanya'daki bu sanatçı kolonisinin yaşadığı yöre (Worpswede), ünlü şair Rilkenın de bağlantı kurdugu ücra bir kasaba olmasına karşın, yörenin yaşam atmosferiyle açıklanabilecek ve Alman » romantizmiyle de ilişki kurulabilecek bir sanatçı kuşağını banndırmıştı. Paylaşılmıs bir ettcinllK Modersohn-Becker, oradan yetişen ve sivrilen bir sanatçı olarak, sanatın kavrayıcı etkisini, bizzat yaşayarak ve kendi deneyimlerine öncelik vererek, çevresindeki başka sanatçılarla kökten bir etkileşim kurarak öğrenmişti. Ama öğrendikleri, örneğin Tiziano'yu ya da aynı müzede ilk kez karşılaştığı başka ressamlan kavramaya yetmemiş olmalı ki, onlan sevebilmenin, ayn bir uğraş gerektirdiğine kendini inandırabilmişti. Bu aşamada ilk "olumlu" etkilerin, çoğu zaman yanıltıcı olabileceği, bunun gerçek bir etki mi, yoksa ilk kez gördüğü bir sanatçı karşısında edinilen çarpıcı bir izlenim mi olduğu konusunda haklı kuşkulara kapılmış oknası da gösteriyor ki, sanat yapıtlanyla kurulacak iletişim, süreçsel planda görsel bir deneyimle mümkün olabilmektedir. Rilke de Cezanne'ın resimleriyle yüz yüze geldiğinde, bu sanatçının ayıncı özelliklerini algılama ve özümseme sürecinde, müzeye birçok kez giderek Cezanne'ın yapıtlan karşısında düşünsel ve görsel bir "muhasebe" içine girmenin zorunlu olduğunu anlamıştı. Belki de bütün bu yöndeki yonımlar, aynı dönemde yaygınlık göstermiş olan Alman izlenimciliğinin, bir ölçüde Worpswede sanatçılannı da etkilemiş olan baskısından uzakta, daha değişik ve farklı eğilimleri kendi görüş açısı içine alabilme kaygısından kaynakJanıyordu. Böyle titiz bir yaklaşımın nedeni bu olabilirdi. Nitekim gene Modersohn- Becker, birkaç yıl sonra Bernhard Hoetger'e yazdığı bir mektupta, "empresyonizmi yenmek istediğinderT söz ediyordu. Ancak üzerinde çahşılmış ve "hazmedilmiş" bir izlenimcilik, başka eğilimlere açılmak içın de yeterlı bir neden olabilecektı. O halde sanat yapıtlannı sevmenin, her şeyden önce onu "öğrenmek''le ilişkili bir çabayı da beraberinde getinyor olması, sevme ya da tercih etmenın, gerçekte bir sıralama ya da öncelikli görme çabasından kaynakJanan kalıplaşmış bir yargı olduğu sonucuna götürebilir bizi. Kalıplan daha da yukan çekerek, tercih ölçütlerini akımlardan ve eğilimlerden yana kullananlann varlığı da göz önüne alınırsa, sorunun daha da çatallaşmış olduğu görülecektır. Sonuçta sanat, bütünsel bir gelişmenin ya da oluşum aşamalannın odaklannda yer alan ve estetik kavramının farklı cephelerdeki yansımalannı dışavuran paylaşılmış bir etkinliktir. Onun bir cephesine koşullanmak, yaratımsal dinamiği yadsıma anlamına da gelebilir. Yaoı Kredi Kültür ve Sanat JVick Cave 19 Eylül akşamı Harbiye Açıkhava Tiyatrosu 'nda Sokakta Odjjl sevmeyen şarkıcı şenlik var Kültür Servisi - Yapı Kredi Kültür Sanat Yayıncılık'ın düzenlediği 'Yaz EfJdnKkleri' Adalar'da, vapurda ve sokakta devam ediyor. Bu kapsamda yaz tatillerini îstanbul'da geçiren sanatseverler konser, tiyatro, dans gösterileri, mehtap gezileri ve söyleşilere katılabilecekler. 10 Ağustos'ta saat 19.00'da Caddebostan kıyısmda Flat Ffve Caz Beşlisi'nin konseri dinlenebilir. Enderun Tuluat Sahnesi sazendeleri ise fasıl müziği eşliğinde, 11 Ağustos'ta saat 19.00'da Yapı Kredi Kültür Merkezi'nde açılan Karagöz sergisi kapsamında bir konser verecekler. Kalamış Parkı 12 Ağustos'ta dans-tiyatro gösterisine ev sahipliği yapacak. Laboratuar ve İki Adam Laboratuar topluluğunun sahneleyeceği 'Üd Adam' adlı gösteri saat 19.00'da izleyiciyle buluşacak. Müzikseverler ElectricBlue Blues ve ; Rock'n Roll'un ritimleriyle 13 Ağustos'ta saat 19.30'da Burgazada'da eğlenme olanağı bulacaklar. Enderun Art Fasıl ve Yıldız Ensemble topluluklannm katıldıklan 'Mehtap Gezisi: Fasıl Gezisi' 14 Ağustos'ta saat 18.30'da Moda Iskelesi'nden kalkan Banş Manço Vapuru'nda yapılacak. Aynı gün saat 21 .OO'de Büyükada Turing Kültür Evi'nde Münip Utandı'nın solist olarak katıldığı 'Sanat Müziği Akşamı' başlıklı konser dinlenebilir. 'Yaz EtküıliklerT kapsamında 15 Ağustos'ta saat I7.30'da Büyükada Turing Kültür Evi'nde düzenlenecek 'Yaz Sohbetleri'nin konuğu ise gazeteci Mete AkyoL Kültür Servisi-Ressam, şair, ya- zar, solist ve daha pek çok sanatçı kimliğiyle dünyada milyonlarca hayranı bulunan NickCave, 19 Ey- lül'de Istanbul Harbiye Açıkhava Tiyatrosu'nda sahneye çıkacak. Uç yıl önce topluluğu Bad Se- eds'le Uluslararası Istanbul Caz Festivali'ne katümış olanNick Cave, bu sefer soUst olarak Istanbullu hayranlany- la buluşacak. 1996 MTV Müzik Ödülle- ri'nde 'En lyi Er- kekSanatçı' ödülü- nü kazanan Nick Cave bu ödülü, sanatın ödüllerle kısıtlanamayaca- ğını düşündüğü için kabul etme- di. 1981 yılında müzik yaşamına başlayan Cave, bu- güne dek pek çok al- büme imza attı. 1988 yıhnda Wim Wenders'ın fıhni 'Der Him- mel Über Bertin'de (Wings Of Desire), NickCave'in 'TheCanny' ve canlı olarak söylediği 'FromHe- reTo Eternity' parçalan, fihnin so- undrrackinde bulunuyordu. Cave aynca VVenders'ın 'Until The End Of The World' ve 'Far Away So Oose' filmlerinin soundtrackleri için de parça hazrrladı. Uzun bir süre albüm çıkarmayan Nick Cave, bu sessizliğini 1992 yıhnda 'Henry's DreanT adlı albümüyle bozdu. Al- bümün çıkışından sonra bir dünya 996 MTV Müzik Ödülleri 'nde 'En lyi Erkek Sanatçı' ödülünü kazanan Nick Cave bu ödülü, sanatın ödüllerle kısıtlanamayacağını düşündüğü için kabul etmedi. tumesine çıkan Nkk Cave & The BadSeeds'in üyelerinde de değişiklik oldu. 10 yıl birlikte çalıştığı ve kendisiyle özdeşleşen Bad Se- eds'le bir rurne albümü olan 'Live Seeds'ı çıkardı, bu al- büm Peter Milne'ın fotograf kitabıyla birlikte satışa su- nuldu. Kitapta, topluluğun 1992/1993 yılla- rında çıktıklan rurnelerden çe- kilmiş fotoğraf- lan bulunuyor- du. 1996 yıhnda çıkardığı ve ci- nayet olgusunu işlediği 'Mur- der Ballads' al- bümünde, Ca- ve'e PJHarvey ve KytieMinogue eşlik etti. Sanatçının 1997'de yeni albümü 'The Boatman's Call' piya- saya çıktı. Bu albümde, Bad Seeds ola- rak Warren EDis ve Jim Scla- vunos vardı. Müzik tarzlany- sa bu albümle radikal bir de- ğişim gösterdi. Son olarak 2003 yılında 'Nocturama' al- bümünü çıkardı. Konserin bilet fiyatlan 70 milyon TL, 60 milyon TL, 50 milyon TL ve 40 milyon TL olarak değişiyor. Üç yü önce topluluğu Bad Seeds'le uluslararası tstanbul Caz Festivali'ne kaülan sanatçı bu kez solist olarak İstanbuTda- j Aslan Krahn müziği tartışma konusu • SOVVETO (AFP) - Walt Disney'in dünya seyircisinden büyük ilgi gören 'Aslan Kral' adlı çizgi-canlandırma uzun metrajlı filminin 'özgün müzilderi'nden bir şarkı, uzunca bir süredir tatsız bir nedenle gündemde. Güney Afrika Cumhuriyeti'nin başkenti Johannesburg'da yaşayan Elizabeth Gugu, babasına ait bir şarkırun izinsiz kullanıldığını ileri sürerek firmaya karşı 1.6 milyon dolarlık bir tazminat davası açtı. Filmin müzik albümünde 'Bu Gece Aslan Kral Uyuyor' adıyla yer alan şarkıyla ilgili davaya ilişkin, Disney Stüdyolan'nın, Güney Afrika mahkemesine yanıt vermesi gerekiyor. Gugu, filmi ilk izlediğinde, babası Linda'nın 'Wbube' adlı şarkısını tanıdığını ve çok üzüldüğünü söyledi. Şarkıcı Linda, 1962 yılında 63 yaşındayken ölmüştü. Osmanlı Yeni Sarayı kaası • EDtRNE (AA) - Edirne Valiliği ve Müze Müdürlüğü'nün ortaklaşa yürüttüğü çalışmayla, Sarayiçi mevkiindeki Osmanlı Yeni Sarayı'na ait Matbah-ı Amire'de kazı çalışmalanna başlandı. Mutfak bölümü olarak kullanılan Matbah-ı Amire'deki kazıya Gazi Üniversitesi Sanat Tarihi Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Halit Çal ve Trakya Üniversitesi Sanat Tarihi Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Mustafa özer'in yanı sıra 3 uzman personel, 4 sanat tarihçisi, 3 arkeolog, 3 mimar, 2 restoratör ve 16 işçi katılıyor. Müze Müdürlüğü yetkilileri, ilk günkü çalışmalarda Matbah-ı Amire'ye ait kanal ve su kuyulannı ortaya çıkardıklannı, kazı süresince Osmanlı'nın yemek kültürü hakkında da bilgi sahibi olmayı umduklannı bildirdi. Aîtın Portakal'a amatör sinemacılar • ALANYA (AA) - Alanya'daki amatör sinemacılar tarafından hazırlanan 'Bir Göçer Dansı' adlı film, 'Antalya Altın Portakal Film Festivali'nde ulusal film dahnda yanşacak. Değirmendere köyünde çekilen ve bir yörük köyündeki aşk öyküsünü konu alan filmin yönetmenliğini Celal Remo yaptı. Başrollerini gazeteci Zeki Demir, Begüm Fil, Ahmet Kutlay, Hacer Gezer ve Ayhan Şakar gibi genç tiyatroculann paylastığı filmde Değirmendere köylüleri de rol aldılar. Demir, 'Altın Portakal Film Festivali'ne katılmaktaki amaçlannın amatör ruhun neler yapabileceğini kanıtlamak olduğunu belirtti. Filmi tümüyle kendi olanaklanyla çektiklerini dile getiren Demir, sadece Değirmendere köyü halkından yardım gördüklerini söyledi. Saydam bir yolculuk... • Kültür Servisi-Cam sanatını tanıtmak ve bu alandaki birikimini bu sanata ilgisi olanlarla paylaşabilmek için birçok ülkede eğiticı olarak bulunan tanınmış Avustralyalı camcı Jane Cowie, 7 Ağustos Cumartesi günü Beykoz'dakı Cam Ocağı'nda öğrencileriyle birlikte sıra dışı bir gösteri gerçekleştirecek. 'Yolculuk' temalı bu gösteride, akıcı haldeki sıcak cam, gösteri boyunca yaşamın dönemleri arasrnda yapılan yolculuğa eşlik edecek ve insanın serüveni bu kez camda \iicut bulacak. Dünyada cam üfleme tekniğiyle çalışan sayılı kadrn sanatçıdan biri olan Jane Cowie, özellilde yaratıcılık ve mizah olgusunun ön plana çıktığı çalışmalanyla tanınıyor. tzleyenlere farklı bir deneyim yaşatacak bu gösteri, cam yapımına ilgi duyan herkese açık. (0 216 433 36 93) 1500 yıllık kilîsede kazı • GAZİANTEP (AA) - Kilis Oylumhöyük kazısı kapsammda bu yıl, höyük yalonmdaki Erken Hıristiyanlık Dönemi'ne ait kilise kalıntılan üzerinde çahşılacak. Hacettepe Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü Öğretirn Üyesi Dr. Atilla Engin ve Prof. Dr. Engin Özgen başkanlıklarında yapılan çalışmaya Liverpol Üniversitesi'nden 4 bilim adamının da katıldığı belirtildi. Oylumhöyük'ün Anadolu, Suriye, Mezopotamya arasında bulunduğunu vurgulayan Engin, hemen her dönemde yerleşime uğrayan höyükte yürütülecek çalışmalarla bölge tarihinin yanı sıra Ön Asya'nm tarihini de aydmlatacak bilgilere ulaşılabileceğinibelirtti. Höyükte geçen yıllarda gerçekleştirilen kazılarla farklı uygarlıklardan günümüze kalan mezarlara, askeri ve sivil yapı kalmtılanna ve bilimsel önemde sahip yapıtlara ulaşılmıştı. 1
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle