18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 3AĞUSTOS2004SALI HABERLER DUNYADABUGUN -ALİ StRMEN Tükenen Yalnızca Sosyal Demokrasi mi? Yargrtay karan iletüzük kuruttayı yapacak olan CHP, y i ı e siyasal gümdemin ilk sırasına oturdu. Türki- ye'rin içinden geçrnekte (ya da geçememekte) ol- «Juğu krrtik durum da, bu partinin önemini arttınyor. Partinin Genel Başkanı'nı yetersiz ve çağdaş politikalar üretmekten, çağdaş bir örgütlenmenin önünü açmaktan uzak bulanlardahi, yetersizliğin yalnızca onunla sınıriı kalmadığını, parti içi muha- tefetin de ciddi bir kadrolaşma ve alternatif sun- maktan yoksun olduğunu haklı olarak vurguluyor- lar Bütün bu öğeler haklı olarak "Ne olacak bu CHP'nin hali, nedir bu sosyal demokratlann du- rumu" sorulannı çıkanyor karşımıza. Bu sorulara yanıt ararken bir başka gerçeği de g*z önünde bulundurmamızzoaınlu. Aslında sos- yal demokrasinin ve genelde solun sorunu yalnız- c a Türkiye'ye özgü değil.. evrensel. Arkadaşımız Orhan Bursalı sürdüreceğini san* dığırn birtartışmayı, "Sosyal Demokrasinin Tûke- nfşi Üzerine Tezler" başlığıyla pazar günkü köşe- sinde başlattı. Bursalı, Sovyetler'in çöküşü, ABD'nin tek ege- men olarak kalmasıyla neoliberal-muhafazakâr politikalann hızla yiikselerek, aniden bütün dün- yaya egemen olmasının sosyal demokrasiyi gafil avladığını söylüyordu. • • • Söz konusu okjuyu, teknolpjik gelismenin bugün- kü aşamaa ve küreselleşme gerçeği içinde ele al- mak gerekiyor. Neoliberal politikalann tartışmasız egemenliği yüzünden haksız bir rekabet karşısında sosyal po- litikalann rflası, sınıfsal kökenden gelen sosyal de- mokratlan refah devleti ya da istihdam tercihleri ara- sında sıkıştırarak tehdit ediyor. Küreselleşen dünyada, sosyal demokrat partiler, kendi sınırlan içinde, herkesten ayn, kendi içine dö- nük sosyal politikalar ürettikleri takdirde, rekabet edememek, istihdamı arttıramamak ve daha büyük ekonomik sorunlarfa karşılaşmak gibi tehlikelerle burun buruna yaşamanın umarsızlığı içindeler. CHP gibi, sınıfsal tabandan değil, ulusalcı-anti emperyalist kökenden gelen partiler de küreselle- şen dünyada bu zayıf ekonomileri ile, globalleş- menin dayatmalanna karşı duramayacak olmanın çıkmazına düşüyorlar. Türkiye ve benzeri ülkeierde, ulusalcı söylemler hâlâ kulağa hoş gelse ve tarihi bazı özlemleri körük- leseler bile pratikte kabul etmemiz gerekir ki, fazla bir anlam ifade edip çözüm yollan gösteremiyorlar. Neoliberal-muhafazakâr vahsi kapitalist hegemon- yanın karşısında olan ve bunlann insanlığın sonu- nu hazırlayacağını gören, Toni Negri gibi belki de yanlış birtanımlamayla "anti-küreselleşmeci" eti- keti yapıştınlmış kişiler de, gerçekte küreselleşme- nin önienemez bir gelişme olduğunu görüyor, uma- n yeniden ulusalcı politikalaradönmekyerine, kü- resel bir muhalefette anyoriar. Nitekim, Porto-AJegre'de ulusalcı sosyalist eski Fransız Bakanı Jean Pierre Chevenement ile Neg- ri arasındaki tartışma da bu olgunun bir örneği. • • • Kısacası, hangi kökenden gelirierse gelsinler, sosyal demokrasi de şol da bir çıkmazın içine düş- müş durumdadırlar. Üstelik vahşi kapitalizmi ala- bifdiğine egemen kılan bu küresseleşme karşısın- da artık ulusal çözüm arayışlan çaresiz kalmaya mahkûm gözükmektedir. Küreselleşmenin doğası, Çin gibi yeni devlerin dünya sahnesine girişlerinin de olguyu değiştirme- sini olanaksız kılıyor. Bu açıdan sosyal demokrasinin tükenişinden söz edenlere fazla tepki göstermemek gerek. Ancak burada bir gerçeği de unutmamalıyız. Tü- kenmekte olan yalnızca sosyal demokrasi ve sol değildir. Aynı zamanda küreselleşen vahşi kapita- lizm de, doğa üzerindeki olumsuz etkileri yüzün- den tükenmenin eşiğine gelmiştir. Ya bu eşikte durulup, yeni, daha insancıl ve bö- lüşmeci çözümlere yönelinecektir ya da insanoğ- lunun tükenişi karşısında direnen sistemle biriikte büyük felaketlere duçar olması durumuyla karşı- laşılacaktır. Unutmayalım ki, daha Sovyetler'in yıkılmasından çokönce, küreselleşmenin ufukta az kişinin göre- bildiği birolasılık olarak durduğu dönemlerde, ya- ni 25 hatta 30 yıl öncesinde bile, sürekli tüketim artışı üzerine kurulu ekonomik düzenlerin ayakta duramayacağı söyleniyor, hatta 21. yüzyılın çev- resel nedenlerle, eninde sonunda, "gelişme hızısı- fır" bir dönem olacağı, kaçınılmaz olarak olması gerektiği öngörülüyordu. Görülüyor ki, tükenmekte olan, yalnızca sosyal de- mokrasi değil, sonsuz girdinin mümkün olduğu var- sayımına dayanan bütün bir kapitalist sistemdir. fşte bu gerçeğin kavrandığı anda, sosyal de- mokrasinin tükenişinin çaresi de bulunacaktır. Ya da maazallah!... Van raporu Baykal'a sunulacak Topuz: tlçin kime güveniyor? ANKARA(Cumhuri- yetBürosu)-CHPGrup Başkanvekili Ali Topuz, Van'da eski milletvekili Mustafa Bayram' ın adamlanrnn karakol bas- kmıyla patlakveren olay- larlailgili parti taranndan hazırlananraporunkimi çevreleri rahatsız ettiği- ni söyledi. Topuz, "Bu ktşâer kimden güç ahyor, kime güveniyor" dedı. Yerel seçimler önce- sinde AKP'ye kaülan Mi- kafl Üçin'ın, "Van'daki 2. Susurhık" olarak ad- landınlan olayla ilgili ra- por hazırlayan CHP'yi hedef alan açıklamalan- natepkiler sürüyor. CHP Ali Topuz, tlçin'in, "aşi- retkri CHP'ye karşı ha- reketegeçirme'' tehdidi- ne dikkat çekerek "bu olayı sadeceVan'la suur- h gönnediklerini" söy- ledi. Van olayının. "ken- diöi devJeC yerine koyan güçlerin, ülkenin başına nasl sonınlar açabilece- ğtai" ortaya koyduğunu kaydeden Topuz, "Bay- ram'a sahip çıkanlar, ki- me güveniyor, kimdence- saret ahyor, bunlan açık- lamalılar" diye konuştu. Van'da incelemelerde bulunan CHP heyetinin raporunu bu hafta Genel Başkan Deniz Baykal'a sunması bekleniyor. Tüzük kurultayı toplamayacağını açıklayan parti yönetimi, 'Anayasa Mahkemesi'ne dava açsın' dedi "fârgıtay'a restçektiCHP Grup Başkanvekili Ali Topuz, muhaliflerin tüzük kurultayı için topladığı imzayı yeterli bulan ve partiye tarih büdirmesi için 5 gün süre veren Yargıtay Cumhuriyet Savcısı'nı 'yanlış karar vermekle' suçladı. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - CHP yönetimi muhaliflerin istemi üze- rine "tüzük kurultayı" yapmak yeri- ne, "hukuksal yapnnmT göze aldı. Parti yönetimi, muhaliflerin tüzük ku- rultayı yapılması istemini yerinde gö- ren Yargıtay Cumhuriyet Başsavcıh- ğı'nın "5 gün içinde kuruhay tarihini büdirmesi'' istemini yerine getirmeye- cek. CHP Grup Başkanvekili AH To- puz, hukuki mücadeleye hazır olduk- lanm ve Yargıtay Cumhuriyet Başsav- cılığı 'nın Anayasa Mahkemesi 'ne da- va açabüeceğıni bildirdi. SAVCIDAN BİR UYARI DA ORDU İÇİN ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, 28 Mart yerel seçimleri öncesinde görevden alınan CHP Ordu Ö Başkanı Hüseyin Avni Şeker ve îl Sekreteri Mustafa Eren taranndan noter yoluyla yapılan başvunı üzerine CHP'ye ihtarname gönderdi. CHP'ye gönderilen Öıtarnamede, Ordu il yönetiminin görevden alındığı konusunda Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı 'na herhangi bir bildirimde bulunulmadığı belirtilerek Ordu il başkanı ve yönetim kurulunun görevden almıp alınmadığı soruldu. Ihtarnamede, Ordu il başkanı ve yönetim kurulu görevden alınmışsa yerlerine geçici yönetim oluşturulup oluşturulmadığının ve 2820 sayüı Siyasi Partiler Yasası'nın 19. maddesi ile CHP Tüzüğü'nün 44. maddesi uyannca il kongresi yapılarak sonucunun bildirilmesi istendi. Parti tüzüğü uyannca görevden alman ilçelerde 30 gün, illerde 45 gün içinde kongre toplanması gerekiyor. KESKİN'DEN CHP YÖNETİMİNE TEPKİ Haber ıMerkea - Eski CHP Genel Sekreteri Adnan Keskin, Yargıtay'ın CHP Tüzük Kurultayı'nın yapılması için verdiği ihtara tepki gösteren parti yönetimini eleştirdi. CHP yönetimini partiyi, "özel çiftük ve dikensiz gül bahçesme dönûştürerek partinin temel fekefesinin üzerine şal örtmelde" suçlayan Keskin, "Yönetimdeki kadro SS latalan yöntemlerini uygutayor" dedi. Demokrasinin öncüsü olması gereken bir sosyal demokrat partinin, hukuka uyması için yargmın üst katlanndan ihtar yeme noktasına getirildiğini belirten Keskin şunlan kaydetti: "Bundan dolayı mahcup olacakian yerde, 'Yargıtay Başsavcısı'nı ilgilendirmeyen ve işi olmayan bir konu' demekfc kalmayıp yasal ve işini yapan bir kamu görevüsini doîayh olarak tehdit etmektedirier. Anlaşılan o ki Yargıtay Savcısı'na da baskı altma aîdıldan parti mensuplan gözüyle bakmaktaduiar." CHP'de "kunıHay" tarnşması durul- muyor. Muhaliflerin "tüzük kuruMa- yı" istemini, "bazı imzalann çekUme- si nedeniyle kurultay toplanması için gerekli imzanın da düştüğü* gerekçe- siyle geri çevıren genel merkez yöne- timi, Yargıtay Başsavcılığı'ndan gelen "ihtar"ı da yerine getirmeme karan al- dı. CHP Genel Sekreteri Önder Sav'ın, ihtan gönderen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı ÖmerFarukEminağaoglunu "muhaliflerden biri gibi" davranmak- la suçlamasınuı ardından Ali Topuz da "Partfleri,yöneticüeri yönetir, savcüar yönetid yerine geçemezler" sözleriy- le eleştirdi. Siyasi partilerin faaliyet- leriyle ilgili izlenecek hukuki yollann bellı olduğunu kaydeden Topuz, bu konudaki son sözü Anayasa Mahke- mesi'nin söyleceğini belirtti.fiıtannye- rine getirilmemesi durumunda Yargı- tay Başsavcılığı'nın Anayasa Mahke- mesi'ne dava açabileceğini kaydeden Topuz, şunlan söyledi: "Hukukyollanyiayapılacakmüca- deieiçin tdmsenin kunseye bir şey söy- leme hakk) yoldur. Parti yanhş bir iş yapnuş oJursa hukukonu düzdtir.Ama parti yanhş bir iş yapmadığı halde ba- zı hukuk kurumlan yanhşişyapnuşgi- bi bir olay başlabrsa ve bu iş fos çıkar- sa o insanlaruı vapacaklan bir görev vanhr. Bir partiye karşı hakazhk yap- nuş duruma geJdikJeri zaman yapma- lan gereken bir görev de kendileri açı- sından vantar diye düşünÜTOrum." Batur ilter 'Tüzük kurultayı toplansın' Istanbul Haber Servisi - CHP tstanbul Demokratik Girişüni üyeleri, tüzük kumltayının mutlaka toplanması gerektiğini belirterek açıklamalannın, "parti çizgtsi dışma düştügunü" iddia ettikleri CHP Genel Sekreteri Önder Sav'ın istifasını istedi. Girişim adına yazılı bir açıklama yapan Batur İlter, tüzük kurultayının, partiyi yörüngesine oturtmak, parti içi denetimi, katilımı, düşünce ve proje üretimini artnrmak açısından çok önemli olduğunu söyledi. Tüzük kurultayı ife ilgili olarak, imzalann CHP Genel Merkezi'ne iletilmesi ile hukuki sonuç doğduğuna dikkat çeken Uter, imzalann toplanılmasının sonrasında, partide oluşacak istifalann, geri çekmelerin, kurultay çağnsını hiçbir şekilde etkilemeyeceğinin açık olduğunu belirtti. Genel Sekreter Sav'uı, parti içi hukuku hiçe saydığı için, kendilerinde hayal kınklığı yarattığını dile getiren Uter, özetle şunlan söyledi: "Eğer CHP üyesi olmanın sorumluluğunu taşıyorsa, Baroiar Bhügi Başkanhğı yapnuş bir hukukçu konumu ve bilgisiyie, hephnize yaşarbğı hayal kuıkhğı ve parti içi hukuk dçıbklar. kamuoyuna yapögı açıklamalarda parti çizgisi dışına düşen yonımlan nedeniyle Saym Önder Sav'm CHP Genel Sekreterfigı'nden istifasını talep ediyoruz.'' IĞNELt FIRÇA ZAFER TEMOÇtN MUSTAFA BAYRAM'A YAPILACAK EN KÜÇÜK HAREKETTE AŞİRETLER BİRLİKTE MÜDAHALE EDECEKTİR! CHP lideri düzenleme istedi 'Belediyeler borç tuzağı içineçekiliyor' • Hatay'daki CHP'li belediye başkanlannı ziyaret eden Baykal, belediyelerin mali olanaklannın giderek daraldığını belirterek yerel yönetimlerin devlete olan borçlan konusunda kolaylık sağlanmasını istedi. AKINBODUR TBMM yann CHP'nin Bakan için verdiği gensoruyu görüşecek Yılckraıı'a istifa çağrısıANKARA (Cumhuriyet Büro- su) - CHP, Pamukova'daki tren ka- zasmdan sorumlu tuttuğu Ulaştı- ma Bakanı Binali Yıldmm'ı gen- soru öncesinde "istifaya" çağırdı. CHP Grup Başkanvekili Ali To- puz, TBMM Genel Kurulu'nun yann Yıldınm hakkmdaki genso- ruyu görüşmek üzere olağanüstü toplanacağuıa dikkat çekerek "Sa- yın Bakan'ın yapacağı en şerefli şey,gensoru öncesindeistifa etmek- tir" dedi. Topuz, AKP milletve- killerinin gensoruya destek ver- memesi durumunda, Yıldmm'la aynı sorumluluğu taşıyacaklannı vurguladı. Topuz, dün TBMM'de düzenle- diği basınla sohbet toplantısmda güncel siyasi olaylara üişkin değer- lendirmelerde bulundu. Kazamn "planlanmış bir facia" olduğunu belirten Topuz, bunda AKP hükü- metinin işbaşuıa getirdiği "bflgisiz'' kadrolann büyük payı olduğunu bildirdi. Topuz, "Tesadüfenlstan- bul Belediyesi'nden bir araya geti- rilmiş, kendi alanlannda yan bO- giye sahip, az yetişmiş, uzmanhk alanlannda bilgi ve birUdmleri ye- terti düzeye ulaşmamış sıradan in- sanlar çokkritik kurumlann başı- na getirfldüer. Allah bizi başka ka- zalardan korusun" diye konuştu. AKP milletvekillerini önergeye olumlu oy vermeye çağuan Topuz, aksi takdirde sorumlu olacaklan- m vurguladı. Yıldınm'ın yapaca- ğı "en şereffi" şeyin gensoru önce- si istifa etmesi olduğunu kayde- den Topuz, "AKP'yi bölmek için söylemiyorum ama ADah adına bir- kaç AKP'h'yi bu olay karşısında bayrak açmaya, isyan etmeye çağı- nyonun" dedi. tSKENDERUN - Belediyelerin borç tuzağı ve faiz yükü içerisine çekildigini belirten CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, hükümetin, belediyelerin özellikle devlete olan borçlan konusunda kolaylık getirmesini istedi. Hatay'daki CHP'li belediyeleri ziyaret eden Baykal, Iskenderun'un Karayılan Beldesi Belediye Başkanı Erdal Kayış'ın sorunlanm dinledi. Kayış'ın dört ayda 67 milyar lira borç ödemelerinin, hizmetleri kısmen engelledığini ifade etmesi üzerine Baykal, "Borç ödemeye değil, hizmet üretmeye bakm" dedi. îskenderun'un Ârsuz beldesinde Türkiye'nin tek Hıristiyan Belediye Başkam Fuat Süme'yi de ziyaret eden Baykal, projelerle ilgili brifing aldı. Beledlyeler yeniden yapılandırılmair Baykal, bir soru üzerine, belediyelerin mali açıdan yeniden yapılandınlması gerektiğini belirterek şöyle konuştu: "Belediyeler çok büyük öiçüde borç tuzağının içine çekflnüş durumdalar. Dler Bankası aracıhğıyla yapılan ihaleler, bdediyelerimizi yıllarca süren bir büyük borç ve faiz yükü amna sokuyvr. Beledhelerimizin mali imkânlan giderek darahyor. tktidann, belediyelerin borçlannm ertelenmesi konusunu ciddiyetle ele ahnasnıda yarar w . Belediyeleri rahatiatmaya yönefik yeni bir düzenleme ihtiyacı çokyayguı, bu konuda bir düzenleme yapthrsa iyi ohır. Bu ihtiyaa bir kez daha gözlemledlm. Maalesef belediyeler hizmet ve icraat şansmı kaybetnüş gözüküyorlar. Tekrar betediyecüiği bir atiiuna götürebihnek için ona \eni mali imkânlar sağjamak lazua ÖzeüHde belediy elerin devlete olan borçlan konusunda bir kolayhk vapdabittr. Düşünün, kent içi ay dınlatma işi dahi belediyelerin sorumluluğu altma bırakümış dununda. TEDÂŞ'a borç birildyor. Belediyeler kent içi aydınlatma masrafinı dahi ödeyemez hak getiyoriar. Yeni yasa da bu konuda ferahok getirmıyon" Baykal, Gözcüler, Üçgüllük ve Madenli belediye başkanlannı da ziyaret etti. IR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR [email protected] Erman Toroğlu, hakiki birTürk er- keği olarak Karadağlı'nın paralı seks macerasını yorumlamış: "Yapmayan ya beceriksizdir ya da kendine gü- veni yoktur. Hangi erkek çapkınlık yapmaz? Tamer Karadağlı bir hata yapmıştır. Her erkeğin yapabileceği bir hata yapmıştır." Tamer Karadağlı'nın hatası nedir? Çapkınlık yapması mı? Toroğlu'na göre hayır. Erkekler çapkınlık yapar- lar. Yaptığı hata, yakalanmaktır. Ya- kalanmasaydı, eşi olayı bilse bile ida- re edebilirdi. Işte deneyimli Hülya Avşar'ın söyledikleri: Toplum deje- nere davranışlara zaten prim veri- yor. Ne kadar çok sansasyonla anı- lırsanız o kadar çok gündemde ka- lıyorsunuz. Arada sevgi ve aşkyok- sa bu türaldatmanın affedilmesi da- ha kolaydır. Tamer, bundan sonra da devam edecektir böyle şeyler yap- maya, ama daha temkinli olacaktır. Yuvayı yıkmasınlar." Hülya Avşar da Erman Toroğlu da erkeklerin başka kadınlarla beraber Erkek Gözüyle Karadağlı Skandalı... olacaklannı, olmaya devam edecek- lerini ve bunun önüne geçmenin müm- kün olmadığını söylüyofiar. Burada so- run "daha temkinli olmak'ta düğüm- leniyor. Tamer Karadağlı bu anlam- da büyük bir "hata" yaptı, yakayı ele verdi. Biri kadın, biri erkek iki ünlü insan böyle söylediğine göre; erkeklerin beraber olduklan kadının dışında baş- ka kadınlarla olmasını, olmak iste- mesini doğanın kanunu gibi kabul etmek gerekecek. Peki o zaman so- run nedir, Karadağlı normal olanı yap- tıysa ona neden kızıyorlar? Yazarlanmızdan birisi, âşık olmadan başka bir kadınla sevişmesinden hoş- lanmamış Karadağlı'nın. Erman To- roğlu da diyor ki; "onlann yazdıkla- nyla yaptıklan aynı değil". Yani onlar da âşık olmadan başka kadınlarla sevişiyor olabilirier. Bu tartışmaya erkek gözüyle bir yorum geörmeye çalış/yorum: Gerçek- ten de her erkek, biriikte olduğu ka- dın dışında başka kadınlarla beraber olmayı hayal eder. Her normal erkek böyle bir içgüdüyle hareket eder. Gündelik erkek muhabbetinin önem- li bir kısmını bu tür hayaller süsler. Bunun insan doğasına aykırı bir yanı yok. Seks sonuç olarak, iki in- san arasındaki bir ilişkidir, bu ilişkinin daha renkli, daha yaşanmamış yeni deneylerle zenginleşmesini isteme- nin insan doğasının birparçası oldu- ğunu kabul etmek gerekir. Hatta bu- nu doğanın bir yasası olarak görmek de mümkündür. Erkekler, insan do- ğasındaki bu eğilimi, iktidarsahibi, güç sahibi, parasahibi olduklan için ken- di iehlerine kullanmayı tercih ediyor- lar. Tamer Karadağlı'nın bir insan ola- rak başka bir kadınla beraber olma- sını, bir yönüyle insani buluyorum. Anlaşılan o ki profesyonel kadınlarla ilişkinin keyfini yaşıyormuş. O kadar tehlikeyi göze alıp onca paralan ver- diğine göre bu ilişkilerin biranlamı var. Burada garip olan, sanki aynı istek- leri kadınlann duymayacağının sanıl- ması. Kadınlar da cinselliği renkli ve zengin yaşamak istemezler mi? Ni- tekim bağımsız yaşayan güçlü ka- dınlann da değişik erkekleıie değişik beraberlikleryaşadığını biliyoruz. Ama yine de onlara iyi gözle bakılmıyor ve kendileri de yaptıklarını savunamı- yorlar. Bu, öylesine köklü bir küttür olarak toplumun belleğine yerleşiyor ki, ka- dınlar da bu durumu kabullenip "Er- kektir, ne yapsa yeridir" demeyi ter- cih ediyorlar. Hülya Avşar'ın tutumu- nu başka nasıl açıklayabiliriz? Gazetelerdeki tartışmalarda, öne çıkan vurgulardan birisi "yuvanın yı- kılmaması". Ne demek yuvanın yıkıl- maması? Aile kurumunun ayakta tu- tulması. Şurası bir gerçek ki, cinsel- likle aile kurumu arasında da bir zıt- lık var. Bir insanın başka bir insanla ömür boyu her şeyi paylaşmak zo- runda olması sağlıklı mı? Erkekler güçlü olduğu için, bu ömür boyu mecburiyeti kaçamaklarla sürdüre- rek, yaşamlanna başka bir boyut ka- tıyorlar. Kadınlarada "yuvayı yıkma- mak" için buna katlanmak düşüyor. Erkeklerin insani tercihleri doğal kabul ediliyorda, kadınlann böyle bir eğilim göstermesi, onun "orospuluk- la" damgalanmasına yol açıyor. Er- kek egemen bu küttür, sonunda iki- yüzlü bir ilişkiler ağını da beraberin- de getiriyor. Doğru ve sağlıklı olanı, iki insan arasındaki ilişkinin iki tarafın birbiri- ne bağımlı olmadan sürmesi. İki cin- sin de eşit olanaklara sahip bir ortam- da, istedikleri zaman istedikleri kada- nnı paylaşabilmeleridir. "Yuvayıkma" edebiyatı, erkek egemen düzenin de- vamından başka bir şey içermiyor.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle