Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
3 AĞUSTOS 2004 SALI CUMHURİYET SAYFA
17
- titsday yönetimi yine
Danıştay'dan
__ dondü...
£ fûzüay da KızdayTık
olursal
Bektronik posta: d«n)z»oı»dcufnhurfy&c0m.tr Tel: 0.212.512 05 05 Faks: 0.212.512 44 97
- IMF niyet mektubundan
zam çıkmış...
"Hızlandınlmıs art nJvet!"
Şantaj
Televizyon dizisi ile
ürtlsnen yakışıklı,
zergin ve evli bir
arbsbn, iki kadınla bir
ote odasında yaşadığı
seks âleminin kaseti
hencesin dilinde. Ama
kımse, kadınlann bir
şirtete bin dolar
ödeyerek, büyük bir
oteiın odasına gizli
kamera sistemi
kurdurmasmı
koruşmuyor. Şirket bu
işe nasıl girdi; otel
yasadışı bu işe nasıl izin
verdi? Türkiye'de
isteyen, istediği otelde
şantaj ortamı
yaratabilir mi?
zun yıllardır Brüksel'de çokuluslu bir şirket-
te danışman olarak çajışan ve Vaziyet'e Yük-
sek Yerilim Hattı ile katkıda bulunan eski
akademisyen arkadaşımız Erdinç Utku'dan
bir mektup geldi:
"Ankara Tıcaret Odası'nın geçenlerde yayımlanan
bir raporuna göre, Türkiye beyin göçü en fazla olan
32 ülke içinde 24'üncü; yurtdışına en çok öğrenci
gönderen ülkeler arasında da birinci sıradaydı ve iyi
eğitim görmüş her 100 kişiden 59'u yurtdışında ça-
lışmayı tercih ediyordu... Gelişmiş ülkelere göç eden
beyinlerimize üzülür ve Türkiye'deki koşullann olum-
suz/uğundan bahsederiz. Ancak, inadına Türkiye'de
kalıp, ülkesine katkıda bulunmak isteyen beyinlerimiz
de vardır ve fakat bazen onlara da yapmadığımızı bı-
rakmayız!
öğretim görevlisi olarak Muğla Üniversitesi'nde ça-
lıştığım 1994 yılında, tanıma olanağı bulduğum Doç.
Metin Kozak buna en iyi örnek.
Muğla'da
Gece gündüz çalışıp kendini araştırmaya ve bilime
adayan arkadaşımız, bileğinin hakkıyla burs kazanıp
Ingiltere'de doktora yaptı ve genel eğilimin tersine
orada kalmayarak ülkemize döndü.
Metin, Avrupa Birliği Kalite Vakfı'nın Toplam Kali-
te Yönetimi' dalında düzenlediği yanşmada 2001 yı-
lında mansiyon aJarak en iyi 'Doktora Tezi ödülü'ne
layık görüldü.. 2003 yılında da 'Yılın Turizm Araştır-
macısı' seçilen arkadaşımız, üniversiteden kutlama
beklerken ne yazık ki hesap vermek zorunda kaldı.
Yılın turizm araştırmacısı seçildiği için azar işitti.
Metin'i yıldırma çabaları devam ediyor. Muğla'da-
ki arkadaşlarımdan aldığım bilgilere göre, şimdi de,
laik ve demokrat bir yapıda olan arkadaşımıza tari-
katçı damgası vurulmak isteniyor. Metin'e karşı yo-
ğun bir şekilde işletilen 'dedikodu' silahı kullanılıyor.
Aslında olayda rektörün çok fazla bir ilgisi yok; o
sadece sadece dinliyor! Asıl sorun, Prof. Dr. Jate Ak-
mel'in Metin Kozak'ın görev yaptığı Muğla Turizm
Meslek Yüksek Okuluna müdür yapılması.
Marmara Üniversitesi'nden 'sorun'lanyla biriikte
gelen Akmel, Metin'i kendisine ciddi bir rakip olarak
görüyon demokratik olmayan davranışlar sergiliyor,
işten atmakla tehdit ediyor, bunu başaramayınca da
senaryolar üretmeye başlıyor.
Onlardan birisi de bu tarikat konusu. Metin'in di-
lekçeleri işleme konmuyor.
Ben Muğla'da sadece bir dönem dayanabilmiştim.
O sıralarTürk-lslamcı biryönetim ve kadrolaşma var-
dı. Şimdi göreceli demokrat bir yönetim olmasına
karşın, zihniyet aşağı yukan aynı gibi. Bakalım Türki-
ye, Metin'i ne zaman yıldırmayı başarabilecek? Me-
tin de bir gün Avrupa ya da ABD'de bir iş bulup, ora-
larda yaşamaya başlarsa benim için sürpriz olmaz."
Uyarı
A Zefıra Zeyneloğlu:
• "Başbakan
w Yardımcısı Abdüllatif
A Şener 'Bürokrat bizi
uyaramaz' demiş. Daha
geçenlerde bilim
adamlan da
uyaramamışlardı. Basın
deseniz zaten kendi
uyanlmaya muhtaç.
Bunlan acaba kim
uyarabilecek?"
Ana!
Akrf Kökçe: "Sınavı
kazanıp 'Anadolu'
liselerine giren
çocuklanmızı 'yabancı'
dilde okutuyoruzJ"
SESSİZSEDASIZO) Konya'nın kolej gibi bir lisesi vardı
Bir dönem Cumhuriyet'te çalışan ga-
zeteci dostlardan Arif Esen'in paylaş-
mak istediği bir konu var:
'Tam 29 yıl önce mezun olduğum
Konya Lisesi'ni bu yaz tatili sırasında
ziyaret etme fırsatı buldum.
Konya Lisesi; eski adıyla Konya Er-
kek üsesi, benim mezun olduğum dö-
nemdeki adı ise Konya Gazi üsesi, o yıl-
larda kolej düzeyinde eğitim veriyordu.
Çok yeterli bir öğretmen kadrosuna
sahipti.
1800'lü yıllann sonlannda açılan bu
önemli eğitim kurumunda öğretmenle-
rin idealleri, öğrencilerini en iyi şekilde
yetiştirmekti.
Hoş belki şimdikiler de öyledir, bilemi-
yorum.
Okulu gezerken harita odasına girdim.
Oldum olası haritalara bayılınm.
Haritalar bemen kapının girişinde pa-
ravanda asılı idi. Paravanın arkasında ne
vardiye baktım,..
Haritalaria kamufle edilmiş küçük bir
mescit!
Yerde birkaç seccade, tespih.
Hayatı boyunca her çeşit inanca
saygı göstermiş biriyim. Ancak benim
lisemde gördüğüm bu manzara laik
eğitimin nereye getirildiğini, nasıl din
ağırlıklı kılındıgını göstermesi bakımın-
dan önemliydi.
Üstelik lisenin hemen yanında, Ata-
türk Anıtı'nın karşısında bir cami olma-
sına karşın okulda böyle bir odaya ne
gerek var diye düşündüm.
"Gerek şu sevgili Arif: Devletin kolej gi-
bi okullannı medreseye çevirmek için el-
den geleni yapmak...
Yüksek Yerilim Hattı
Kötü yola düşenin "dostu" olur!
erdincutku(gyahoo.com
ABD: Ermeniler
ve Seçim
TÜRKKAYAATAÖV
Başkan adaylan, parasal
destek ve oy hesaplarıyla,
1915 olaylarına ilişkin ve tek
yanlı Ermeni görüşlerini tuta-
rak birtakım basmakalıp söz-
lerederier. Bu konudaki bilgi-
leri bir çocuk tekeriemesini
geçmez. Ama Beyaz Saray'a
seçilen, günün koşullannı dik-
kate almak zorundadır. Bu-
günkü koşullar ABD'de ve
dünyada aleyhimizde gelişi-
yor.
Amerikan Ermenilerinin var-
lığı nedir? En etkili olduklan ül-
ke ABD'dir. Yeni Dünya'daki
varlıklannı çok eskiye çıkanr-
lar. Virginia kolonisine ilk ayak
basan (1607) Kaptan John
Smith'in gemisinde, hatta
Kolomb'un ikinci sefinde Er-
meni bulunduğu iddiası var.
Gerçekten gezgindirler. Virgi-
nia ölüm kayıtlanndaki Zoh-
rab Abel ile Martin Ermeni
olabilirler. Ama virginia Valisi
Edvvard Digges'in 1653'te
Osmanlılardan ipekçilikten
anlayan iki kişi istediğini ve
sultanın da iki Ermeni yolladı-
/ıı biliyoruz.
Amerikan misyonerlerinin
1832'de Osmanlı toprağına
ayak basmalanyla ilişkilerin ni-
teJiği değişti. Bazı Gregoryen
Ermeniler Protestan oldu ve
Amerikanlaştı. Bunlardan
sonra New York Kent Üniver-
sftesi'ne eğitime getirilen H.
Osganyan Ermenileri tanrtan
ik yazılan Nevv York Herald
'ribune'a yazan kişiydi. Irkını
•Ortadoğu'nun girişimci
Amerikalılan" diye tanıtıyor-
du. Başkalan Princeton'a, Ya-
te'e ve Tannbilim okullarına
\azildilar. Bunlardan K. Oer
Seropyan siyah-beyaz, takli-
di zor Amerikan Dolan'nı çi-
zen kişiydi. 1850-70 arası bir-
taç Türk Ermeni ailesi ABD'ye
verleşti. Istanbul'da en büyük
tasımevini kurmuş olan H.
Mataosyan da oraya gitti.
•890'larda New York, Detroit,
Boston ve Kaliforniya çevresi-
re Ermeni aileleri yerleşti.
Sonra W. Saroyan'ın doğdu-
ğj yer olan Fresno'ya gelen
H. Seropyan Merzifon'daki
^akınlannı "Burada yumurta
tüyüklûğünde üzüm tanesi,
teşkilolukpatlıcan, kayıkka-
car kavun var" diye çağınn-
ca. Merzifon Ermeni mahalle-
fer neredeyse boşaldı.
lık Ermeni kilisesi 1891 'de
kjaıldu, ilk Ermeni papazı H.
fapazyan oldu. 1899'da
Idnci Abdülhamid Ermenile-
ri göçünü yasakladı. Onlar-
can kurtulmak isteseydi, git-
reierini sağlardı. Bu yasak bir
czgürlük gereği olarak
-908'de kaldınldı. 1895-99 ve
-908-14 arasında 70.982 Er-
reninin ABD'ne göçtüğü an-
lîŞtlıyor. Bu azalma bazen
'•stliam" hanesine yazılır ki,
s! göçtür. Bazı Amerikan Er-
reiıleri 1914-18 savaşında
iSD ordusunda Ingiliz Al-
ı-roy kuvvetlerine katıldılar.
hjşırada, Harvard diplomalı
plastik cerrah V. Kazanciyan
yüzleri bozulmuş yaralılara
başanlı ameliyatlanndan ötü-
rü madalya aldı. ABD 1924'te
göçe sınır koyduğundan,
1931'e değin yalnız 26.146
Ermeni gelebildi. 1920'lerde
New York'lu bir Ermeni olan
Kardaşyan'ın Adana'dan
Trabzon'a, Bakû'dan Kuzey I-
rak'a hayali birErmenistan im-
paratoriuğu tasarısından bir
şey çıkmadı; Doğu Anadolu
ve Kafkasya'da Amerika
mandası düşüncesinden de.
1939-45 savaşında 500 Ame-
rikan Ermenisi yaşamını yitir-
di. O savaşta en yüksek riit-
beli Ermeni subay, Tuğgene-
ral H. Şekerciyan'dı.
Bundan sonra, Ermeni top-
luluğu nüfus, variık ve etki ola-
rak büyük gelişmeler göster-
di. Harvard'da plastik cerrahi
profesörü olan V. Kazanciyan
ilgili derneğin başkanıydı da.
J. S. Nacaryan suni böbrek
naklinde başanlıydı. Kanserci
R. Damadyan nükleer mag-
netik titreşimin röntgen yehne
geçebileceğini ve habis tümö-
rün daha oluşurken beliriene-
ceğini savundu. G.K. Dağlı-
yan atom enerjisi araştırmala-
nnda çalışırken radyasyondan
öldü. Ünlü fizikçi V. Parseg-
yan'la Nevv York'ta tanıştım.
Çok variıklı olan A. Manuk-
yan Ermeni Vakfı başkanıdır.
S. Terziyan, H. Külcüyan ve
Mardigyan'ın elektronik, kim-
ya ve benzeri fabrikalan vardır.
Milyarder K. Kirkoryan MGM
Stüdyolan'nın ve VVestern Ha-
vayollan'nın sahibidir. G. Dök-
meciyan Kaliforniya Valisi ol-
muş, birkaç Ermeni Temsilci-
ler Meclisi'ne girmiştir.
Müzik dünyasının bazı adla-
n aslen Ermenidir. A. Frances
(Kazanciyan), Cher (Sarkis-
yan), M. Connors (K. Ohan-
yan), D. Hedison (Heditsiyan)
gibi. Ermenileri asıl tanıtan
(dedesi Urfalı) ve benim de 19
yaşında hikâyeler kitabını
Aram DerlerAdıma başlığıyla
çevirdiğim W. Saroyan'dır. Yıl-
lar sonra Türkiye'ye geldiğin-
de çok iyi karşılanmış, ülkesi-
ne döndüğünde 24 Nisan
gösterilerine katılmamıştır.
Universiteler, artık, Ermeni kö-
kenli hocalaria doludur. Sa-
ikar, Hayrenik, Asbarez veNor
Or gibi Ermenice ve Boston,
Nevv York ve Los Angeles ör-
neği kentlerde Ingilizce gaze-
te ve dergiler çıkar. Bu ülkede
Daşnak Partisi ve terörist ör-
gütler faaliyet göstermiştir.
Bunlann bazı temel bağlantı-
lan Amerikan yasalarıyla da
çelişmektedir. 1915 olayları
Yahudi soykınmına benzemi-
yorsa da "Soykınm Müze-
si"ne kısa yoldan girme çaba-
sındadıriar.
Paranın ve baskının ege-
men olduğu seçimler yer al-
dıkça, adaylar Ermenilere
olumlu bir selam çakmak zo-
rundadır. Buna uymayan ceza
görür. Tarihte Ermeni-TünX iliş-
kilerinin ne olduğu ise ayrı bir
konudur.
HARBI SEM/H POROY semihporoyiayahoo.com
OTOBÜSTEKİLER KE.MALURGENÇ k_urgenc@yahoo.com
U fak;
. Buj/ıl oradon
HAYAT EPtK TÎYATROSU MUSTAFA BILGÎN
AKP. BELEDİYELERDE t$Çt KT/1MI YAPMIŞ !..
ATL^TTTk:,.
Bİ DAHAKI
KIYIMD-4
NE VAPACAGIZ
BAKALIM, L
i l 1 i
TARİHTE BUGÜN MÜMTAZARIKAN 3 Ağustos tcuw.nwmtas-arikan.com
AKDBNİZ
TUNUS 'UN BUYUK ONDBRI..
13O3TE BUGÛN, ÜMUI TUNUSLU UDBK t*4g/B BUR-
ARAP,
YA-Ç/UflÇ
UEICSEL
YAMt StGA,
. AA/G4*;, SÜYÜ*:
TC İSTANBUL ÜNtVERStTESt EDEBİYAT FAKÜLTESt
TAŞINABİLİR KÜLTÜR VARLKLARINIKORUMA VE
ONARIM BÖLÜMÖVE YETENEK SESAVI tLE
ÖĞRENCİ ALESACAKTTR
Istanbul Cniversitesi, Edebiyat FaküJtesi, Taşuıabilir Küitür Varlıklannı Koruma Ve
Onanm Programrna, 2004-2005 eğitim öğretim yılında yetenek sınavıyla açık olan
kontenjana ögrenci alınacaktır. BaşvuruJarda ÖSS ham puanının 225 ve daha yukan-
da olma koşulu aranmaktadtr.
Adaylardan tstenen Belgeler:
1. ÖSS sonuç belgesi veya noter onaylı örnegi.
2. Nüfiıs cüzdanı noter onaylı örneği.
3. Dcı adet fotoğraf.
4. Lise veya dengi okul diplomasının noter onaylı örnefi.
5. TaşınabiJir Küitür VarıJdarının Koruma Ve Onanm Bölümü Bilgi Fonnu (I.C.
Edebiyat Fakültesj, Öğrenci tşlerinden temin edilecektir.)
Sınava iki aşamalı olarak gerçekleştirilecektir.
1. Yetenek sınavı (23.08.2004, saat 10.00)
2. Mülakat (25.08.2004 saat 09.30)
Başvunılar 05.08-13.08.2004 tarihleri arasında l.Ü. Edebiyat Fakültesı Öğrenci Iş-
lerinde yapılacaktır
Basın. 34106
Sfyahbeyazdıherşey
Seninlerenklendihayatım
Seninleumutlandıkalbim
Seninleyaşam buldugün
Doğumgününkutluolsun
Bayanpersonel müdürüEsra
İbrahim
GÖRÜŞ
BEDRİ BAYKAM
'Haddimizi Bilelim'
Demokrasisi...
Ege'nin "Tannlara layık" o enfes denizi önümde
çarşafgibi serilmiş. O muhteşem sularda en sevdiğim
yüzme stili de "sırtüstû". Göklere dalıp şu garıp iilke-
min kendine has ince ve kalın duvarlannı düşünüp du-
ruyorum. Sana ne kardeşim! Yüz git açıklara, oğlun-
la şakalaş, dayınla tavla oyna! Olmuyor işte.
Bugünlerde en çok da "Haddimizi Biielim De-
mokrasisi" üzerinde düşünüp taşınıyorum. Bu üç ke-
lime ülkemizde tılsımlı yeni bir alan oluşturuyori De-
mokrasiyi Yunanlılar doğurdu, Fransızlar yoğurdu,
şimdi biz de kendi köyümüzün inceliklerini, sarmısak
soğan doğrayarak bu ulu kavramırt harcına kanştın-
yoruz.
Şu tren kazası mesela! Gazetecimiz sorulması ge-
reken tek soruyu soruyor. "Ulaştırma Bakanı Binali
Yıldınm istifa edecek mi?" Başbakan'ın yanıtı sert
geliyor: "Haddinizibilin." Benim zavallı gazeteci dos-
tum orada "Haddimizi Bilelim Demokrasisi" ile kamu
önünde yüzleşiyor. Bu ne cüret kardeşim? Sen han-
gi hakla halkın dilindeki soruyu sorarsın?
HerhaJde ben de Tayyip Erdoğan'a bir basın top-
lantısında rastlasaydım, fitne bir yeni yetme muhabir
gibi arkalardan seslenirdim: "Tayyip Bey, on bin kişi
çağınp, yollan tıkayıp, on bin depolis görevlendirip,
sonradan görme ailelergibi şatafatlı kralıyet düğün-
leri yapmak, gariban halktan oy isterken verdiğiniz
sözlere uyuyor mu?" Herhalde Başbakan şaşırıp
"Uyuyor, uyuyor.. meraketme benim halkım uyuyor"
derdi, ardından da soruyu idrakedip "Haddinizibilin"
diye bana da çıkışırdı. Biz de üzülürdük, yine bileme-
dik şu haddimizi diye!
Canım, o kadar çok "haddini bilmeyen" var ki bu
yoz demokratik ortamda... Erdoğan ne yapsın, o da
bu kanşık arenada vurgun yemiş gibi biraz. ömeğin
en demokratik partimiz sosyal demokrat CHP'de, bu
"Haddimizi Bilelim Demokrasisi''nde, her gün yeni
"had" sınırlan belirleniyor. Örneğın Kemal Derviş,
verdiği demeçlerden sonra haddini bilmeye davet edıl-
mişti. Yine hadlerini bilemeyen(!) Ketenci, Toman-
bay ve Hasan Aydın da, Yüksek Disiplin Kurulu'na
sevk edilmişler. Fakat iş bununla bitmiyor. Yargıtay
Cumhuriyet Başsavcısı da CHP'ye "Beş gün içinde
Olağanüstü Tûzük Kurultay'ı tarihinizi belirteyin" di-
ye bir nota verince, CHP yöneticileri bu tavra da çok
alınmışlar. Genel Sekreter Önder Sav, hemen savcı-
yasert birtepki vererek haddini aştığını bıldirmiş. Sav,
savcının yasalann kendisine tanıdığı yetk/len aşıp par-
tinin iç işlerıne kanştığını söylemiş. Savcı Eminaga-
oğlu'nun konuya gösterdiği "azami önem, titizlik ve
aceleciliği" anlayamadığını belirtmiş.
Bu "haddini bilme" olayı, medyamızda da çok
önemli demokratik bir yer işgal eder. özellikle demok-
rasinin kalesı olan yayınlanmızda bu çok sık görülür.
ömeğin en büyük medya kuruluşlanmız, genellikle
kendi çıkarlan doğrultusunda yazan, otosansür aya-
n yerinde olan, ABS'lifirenleresahip güieryüzlü, uyum-
lu patronsever yazarlar çalıştınrlar. Arada bu ''Haddi-
miziBilelim Demokrasisi"ne uyumsuzluk gösterenler
ya kulağından çekilir, ya da denize atılırlar. Bu medya
eşgüdümü de, Türk usulü "had" demokrasisinin ar-
tık yerieşik bir parçasıdır. Hem sağda, hem solda. Do-
layısıyla bizlerin de bu "Haddimizi Bilelim Demokra-
s/s/"nden çıkaracağımızdersler vardır. Hepimiz konu-
lanmızı, sözlerimizi seçerken "had" sınırlannın kırmı-
zı çizgilen' içinde kalmaya çalışınz. Isteryeni lideraday-
lannı, ister en eskıleri eleştirelim, hiç farketmez.
Türkiye'de demoıkrasiyi sözde herkes çok sever, o-
nun için canını verir. özde ise herkes fikirlerin açıkça
tartışılmasına mesafelidir. Herkesin kendine göre ne-
denleri vardır. Ben tüm yayınlara hep açık çek veririm:
"Benim hakkımda hersözû, her iddiayı yayımlayabi-
lirsniz, hukukkurallan içinde ben de bunlara yanıt ve-
ririm? Beceremezsem, o benim sorunumdur, sizin
değil." Faturasızlık korkusuzluğu getirir. Tersi ise, "Had
Demokrasisi"n\...
Son 25 yılda birçok yayında yazarlık yaptım. Birço-
ğundan da "Haddimizi Bilelim Demokrasisi"® çerçe-
vesinde aynlmak durumunda kaldım. Ama hepsin-
den önemlisi, kendi beynime tahtalarla, paslı çiviler-
le sınır duvarlan örmedim, çizgime ihanet etmedim.
Sevgili Hıncal Ağabey'i en tatlı şekilde kıskanıyorum.
Çünkü o "Haddimi ben bilirim, bana kanşmayı aklı-
nıza dahi getirmeyin" demiş ve farklı görüşlerden en
çok korkan tutucu bir "liberal" yayına bile bunu ka-
bul ettırmiş... Hıncal Abi, aklına esen herşeyi yazıyor
da yazıyor. Bu az birözgürlük mü sanıyorsunuz? Ben
de kafam kızınca atölyeme gidip, özgürce boyadıkça
boyuyorum. özgürlük güzel şey, hele "Haddimizi Bi-
lelim Demokrasisi"nde. Fırçalayamazsan, ölümüne
boyayacaksın.
e-mail: bedbay@ tnn.net
Faks: 0212 227 34 66
B Ü L M A C A SEDAT YÂŞAYÂN
1 2 3 4 5 6 7 8
1 2 3 4 5 6 7 8
SOLDANSAĞA:
1/ Mimarlıkta,
büyük boyutlu
kâgiryapılarda
kubbe ya da t o
nozlan taşıyan
büyük ayakla-
nn her biri. 2/
Kolcusu harda-
la benzeyen ze-
hirli bir savaş
gazı... Bir nota.
3/ Tarlayı süre-
rekdinlenmeye
bırakma. 4/ Afrika'da
bir ülke... Bildirmeya-
zısı; mesaj. 5/ Duman „
lekesi... Elma, annut,
ayva gibi meyvelerin
yenmeyen iç bölümü.
6/Pokerde, bir oyuncu-
nun önündeki paranın 6
tümü... Sıcak bölgeler-
de yetişen çok sert bir 8 !
ağaç. II "Doymaz be- 9
şer dedikleri kuş —
"lara"(Tevfik Fikret)... Doğal ve tarihsel özelliklerin-
den dolayı koruma altına alınan alan. 8/Kürkü değer-
li bir yaban kedisi... Lityum elementinin simgesi. 9/
Şöhret... Tecriibesiz, acemi.
YUKARTOAN AŞAĞIYA:
1/Parlak kızıl renk. 2/Kalın bükülmüş sicim... Uçucu,
kolay alev alır, eter kokusunda bir sıvı. 3/ Gözün say-
dam tabakasına takılan mercek... TevükFikret'in, Is-
tanbul'a lanetler yağdırdığı ünlü şiiri. 4/"— Güler":
Fotoğrafçımız... Fazla şişman. 5/Aşkenazi Yahudileri
tarafindan kullanılan dil... Kanşık renkli. 6/ Tembel-
lik... Rey. 7/Halk edebiyatındaaruz ölçüsüyle yazılan
şiir türlerinden biri. 8/ Şarkı, türkü... Meksika'ya öz-
gü sert bir içki. 9/ "Yaşadım / — ağaçlan şahidim-
dir"(B.R. Eyuboğlu)... Istem dışı yapjjan hareket.