24 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
3 AĞUSTOS 2004 SALI CUMHURİYET SAYFA 17 - titsday yönetimi yine Danıştay'dan __ dondü... £ fûzüay da KızdayTık olursal Bektronik posta: d«n)z»oı»dcufnhurfy&c0m.tr Tel: 0.212.512 05 05 Faks: 0.212.512 44 97 - IMF niyet mektubundan zam çıkmış... "Hızlandınlmıs art nJvet!" Şantaj Televizyon dizisi ile ürtlsnen yakışıklı, zergin ve evli bir arbsbn, iki kadınla bir ote odasında yaşadığı seks âleminin kaseti hencesin dilinde. Ama kımse, kadınlann bir şirtete bin dolar ödeyerek, büyük bir oteiın odasına gizli kamera sistemi kurdurmasmı koruşmuyor. Şirket bu işe nasıl girdi; otel yasadışı bu işe nasıl izin verdi? Türkiye'de isteyen, istediği otelde şantaj ortamı yaratabilir mi? zun yıllardır Brüksel'de çokuluslu bir şirket- te danışman olarak çajışan ve Vaziyet'e Yük- sek Yerilim Hattı ile katkıda bulunan eski akademisyen arkadaşımız Erdinç Utku'dan bir mektup geldi: "Ankara Tıcaret Odası'nın geçenlerde yayımlanan bir raporuna göre, Türkiye beyin göçü en fazla olan 32 ülke içinde 24'üncü; yurtdışına en çok öğrenci gönderen ülkeler arasında da birinci sıradaydı ve iyi eğitim görmüş her 100 kişiden 59'u yurtdışında ça- lışmayı tercih ediyordu... Gelişmiş ülkelere göç eden beyinlerimize üzülür ve Türkiye'deki koşullann olum- suz/uğundan bahsederiz. Ancak, inadına Türkiye'de kalıp, ülkesine katkıda bulunmak isteyen beyinlerimiz de vardır ve fakat bazen onlara da yapmadığımızı bı- rakmayız! öğretim görevlisi olarak Muğla Üniversitesi'nde ça- lıştığım 1994 yılında, tanıma olanağı bulduğum Doç. Metin Kozak buna en iyi örnek. Muğla'da Gece gündüz çalışıp kendini araştırmaya ve bilime adayan arkadaşımız, bileğinin hakkıyla burs kazanıp Ingiltere'de doktora yaptı ve genel eğilimin tersine orada kalmayarak ülkemize döndü. Metin, Avrupa Birliği Kalite Vakfı'nın Toplam Kali- te Yönetimi' dalında düzenlediği yanşmada 2001 yı- lında mansiyon aJarak en iyi 'Doktora Tezi ödülü'ne layık görüldü.. 2003 yılında da 'Yılın Turizm Araştır- macısı' seçilen arkadaşımız, üniversiteden kutlama beklerken ne yazık ki hesap vermek zorunda kaldı. Yılın turizm araştırmacısı seçildiği için azar işitti. Metin'i yıldırma çabaları devam ediyor. Muğla'da- ki arkadaşlarımdan aldığım bilgilere göre, şimdi de, laik ve demokrat bir yapıda olan arkadaşımıza tari- katçı damgası vurulmak isteniyor. Metin'e karşı yo- ğun bir şekilde işletilen 'dedikodu' silahı kullanılıyor. Aslında olayda rektörün çok fazla bir ilgisi yok; o sadece sadece dinliyor! Asıl sorun, Prof. Dr. Jate Ak- mel'in Metin Kozak'ın görev yaptığı Muğla Turizm Meslek Yüksek Okuluna müdür yapılması. Marmara Üniversitesi'nden 'sorun'lanyla biriikte gelen Akmel, Metin'i kendisine ciddi bir rakip olarak görüyon demokratik olmayan davranışlar sergiliyor, işten atmakla tehdit ediyor, bunu başaramayınca da senaryolar üretmeye başlıyor. Onlardan birisi de bu tarikat konusu. Metin'in di- lekçeleri işleme konmuyor. Ben Muğla'da sadece bir dönem dayanabilmiştim. O sıralarTürk-lslamcı biryönetim ve kadrolaşma var- dı. Şimdi göreceli demokrat bir yönetim olmasına karşın, zihniyet aşağı yukan aynı gibi. Bakalım Türki- ye, Metin'i ne zaman yıldırmayı başarabilecek? Me- tin de bir gün Avrupa ya da ABD'de bir iş bulup, ora- larda yaşamaya başlarsa benim için sürpriz olmaz." Uyarı A Zefıra Zeyneloğlu: • "Başbakan w Yardımcısı Abdüllatif A Şener 'Bürokrat bizi uyaramaz' demiş. Daha geçenlerde bilim adamlan da uyaramamışlardı. Basın deseniz zaten kendi uyanlmaya muhtaç. Bunlan acaba kim uyarabilecek?" Ana! Akrf Kökçe: "Sınavı kazanıp 'Anadolu' liselerine giren çocuklanmızı 'yabancı' dilde okutuyoruzJ" SESSİZSEDASIZO) Konya'nın kolej gibi bir lisesi vardı Bir dönem Cumhuriyet'te çalışan ga- zeteci dostlardan Arif Esen'in paylaş- mak istediği bir konu var: 'Tam 29 yıl önce mezun olduğum Konya Lisesi'ni bu yaz tatili sırasında ziyaret etme fırsatı buldum. Konya Lisesi; eski adıyla Konya Er- kek üsesi, benim mezun olduğum dö- nemdeki adı ise Konya Gazi üsesi, o yıl- larda kolej düzeyinde eğitim veriyordu. Çok yeterli bir öğretmen kadrosuna sahipti. 1800'lü yıllann sonlannda açılan bu önemli eğitim kurumunda öğretmenle- rin idealleri, öğrencilerini en iyi şekilde yetiştirmekti. Hoş belki şimdikiler de öyledir, bilemi- yorum. Okulu gezerken harita odasına girdim. Oldum olası haritalara bayılınm. Haritalar bemen kapının girişinde pa- ravanda asılı idi. Paravanın arkasında ne vardiye baktım,.. Haritalaria kamufle edilmiş küçük bir mescit! Yerde birkaç seccade, tespih. Hayatı boyunca her çeşit inanca saygı göstermiş biriyim. Ancak benim lisemde gördüğüm bu manzara laik eğitimin nereye getirildiğini, nasıl din ağırlıklı kılındıgını göstermesi bakımın- dan önemliydi. Üstelik lisenin hemen yanında, Ata- türk Anıtı'nın karşısında bir cami olma- sına karşın okulda böyle bir odaya ne gerek var diye düşündüm. "Gerek şu sevgili Arif: Devletin kolej gi- bi okullannı medreseye çevirmek için el- den geleni yapmak... Yüksek Yerilim Hattı Kötü yola düşenin "dostu" olur! erdincutku(gyahoo.com ABD: Ermeniler ve Seçim TÜRKKAYAATAÖV Başkan adaylan, parasal destek ve oy hesaplarıyla, 1915 olaylarına ilişkin ve tek yanlı Ermeni görüşlerini tuta- rak birtakım basmakalıp söz- lerederier. Bu konudaki bilgi- leri bir çocuk tekeriemesini geçmez. Ama Beyaz Saray'a seçilen, günün koşullannı dik- kate almak zorundadır. Bu- günkü koşullar ABD'de ve dünyada aleyhimizde gelişi- yor. Amerikan Ermenilerinin var- lığı nedir? En etkili olduklan ül- ke ABD'dir. Yeni Dünya'daki varlıklannı çok eskiye çıkanr- lar. Virginia kolonisine ilk ayak basan (1607) Kaptan John Smith'in gemisinde, hatta Kolomb'un ikinci sefinde Er- meni bulunduğu iddiası var. Gerçekten gezgindirler. Virgi- nia ölüm kayıtlanndaki Zoh- rab Abel ile Martin Ermeni olabilirler. Ama virginia Valisi Edvvard Digges'in 1653'te Osmanlılardan ipekçilikten anlayan iki kişi istediğini ve sultanın da iki Ermeni yolladı- /ıı biliyoruz. Amerikan misyonerlerinin 1832'de Osmanlı toprağına ayak basmalanyla ilişkilerin ni- teJiği değişti. Bazı Gregoryen Ermeniler Protestan oldu ve Amerikanlaştı. Bunlardan sonra New York Kent Üniver- sftesi'ne eğitime getirilen H. Osganyan Ermenileri tanrtan ik yazılan Nevv York Herald 'ribune'a yazan kişiydi. Irkını •Ortadoğu'nun girişimci Amerikalılan" diye tanıtıyor- du. Başkalan Princeton'a, Ya- te'e ve Tannbilim okullarına \azildilar. Bunlardan K. Oer Seropyan siyah-beyaz, takli- di zor Amerikan Dolan'nı çi- zen kişiydi. 1850-70 arası bir- taç Türk Ermeni ailesi ABD'ye verleşti. Istanbul'da en büyük tasımevini kurmuş olan H. Mataosyan da oraya gitti. •890'larda New York, Detroit, Boston ve Kaliforniya çevresi- re Ermeni aileleri yerleşti. Sonra W. Saroyan'ın doğdu- ğj yer olan Fresno'ya gelen H. Seropyan Merzifon'daki ^akınlannı "Burada yumurta tüyüklûğünde üzüm tanesi, teşkilolukpatlıcan, kayıkka- car kavun var" diye çağınn- ca. Merzifon Ermeni mahalle- fer neredeyse boşaldı. lık Ermeni kilisesi 1891 'de kjaıldu, ilk Ermeni papazı H. fapazyan oldu. 1899'da Idnci Abdülhamid Ermenile- ri göçünü yasakladı. Onlar- can kurtulmak isteseydi, git- reierini sağlardı. Bu yasak bir czgürlük gereği olarak -908'de kaldınldı. 1895-99 ve -908-14 arasında 70.982 Er- reninin ABD'ne göçtüğü an- lîŞtlıyor. Bu azalma bazen '•stliam" hanesine yazılır ki, s! göçtür. Bazı Amerikan Er- reiıleri 1914-18 savaşında iSD ordusunda Ingiliz Al- ı-roy kuvvetlerine katıldılar. hjşırada, Harvard diplomalı plastik cerrah V. Kazanciyan yüzleri bozulmuş yaralılara başanlı ameliyatlanndan ötü- rü madalya aldı. ABD 1924'te göçe sınır koyduğundan, 1931'e değin yalnız 26.146 Ermeni gelebildi. 1920'lerde New York'lu bir Ermeni olan Kardaşyan'ın Adana'dan Trabzon'a, Bakû'dan Kuzey I- rak'a hayali birErmenistan im- paratoriuğu tasarısından bir şey çıkmadı; Doğu Anadolu ve Kafkasya'da Amerika mandası düşüncesinden de. 1939-45 savaşında 500 Ame- rikan Ermenisi yaşamını yitir- di. O savaşta en yüksek riit- beli Ermeni subay, Tuğgene- ral H. Şekerciyan'dı. Bundan sonra, Ermeni top- luluğu nüfus, variık ve etki ola- rak büyük gelişmeler göster- di. Harvard'da plastik cerrahi profesörü olan V. Kazanciyan ilgili derneğin başkanıydı da. J. S. Nacaryan suni böbrek naklinde başanlıydı. Kanserci R. Damadyan nükleer mag- netik titreşimin röntgen yehne geçebileceğini ve habis tümö- rün daha oluşurken beliriene- ceğini savundu. G.K. Dağlı- yan atom enerjisi araştırmala- nnda çalışırken radyasyondan öldü. Ünlü fizikçi V. Parseg- yan'la Nevv York'ta tanıştım. Çok variıklı olan A. Manuk- yan Ermeni Vakfı başkanıdır. S. Terziyan, H. Külcüyan ve Mardigyan'ın elektronik, kim- ya ve benzeri fabrikalan vardır. Milyarder K. Kirkoryan MGM Stüdyolan'nın ve VVestern Ha- vayollan'nın sahibidir. G. Dök- meciyan Kaliforniya Valisi ol- muş, birkaç Ermeni Temsilci- ler Meclisi'ne girmiştir. Müzik dünyasının bazı adla- n aslen Ermenidir. A. Frances (Kazanciyan), Cher (Sarkis- yan), M. Connors (K. Ohan- yan), D. Hedison (Heditsiyan) gibi. Ermenileri asıl tanıtan (dedesi Urfalı) ve benim de 19 yaşında hikâyeler kitabını Aram DerlerAdıma başlığıyla çevirdiğim W. Saroyan'dır. Yıl- lar sonra Türkiye'ye geldiğin- de çok iyi karşılanmış, ülkesi- ne döndüğünde 24 Nisan gösterilerine katılmamıştır. Universiteler, artık, Ermeni kö- kenli hocalaria doludur. Sa- ikar, Hayrenik, Asbarez veNor Or gibi Ermenice ve Boston, Nevv York ve Los Angeles ör- neği kentlerde Ingilizce gaze- te ve dergiler çıkar. Bu ülkede Daşnak Partisi ve terörist ör- gütler faaliyet göstermiştir. Bunlann bazı temel bağlantı- lan Amerikan yasalarıyla da çelişmektedir. 1915 olayları Yahudi soykınmına benzemi- yorsa da "Soykınm Müze- si"ne kısa yoldan girme çaba- sındadıriar. Paranın ve baskının ege- men olduğu seçimler yer al- dıkça, adaylar Ermenilere olumlu bir selam çakmak zo- rundadır. Buna uymayan ceza görür. Tarihte Ermeni-TünX iliş- kilerinin ne olduğu ise ayrı bir konudur. HARBI SEM/H POROY semihporoyiayahoo.com OTOBÜSTEKİLER KE.MALURGENÇ [email protected] U fak; . Buj/ıl oradon HAYAT EPtK TÎYATROSU MUSTAFA BILGÎN AKP. BELEDİYELERDE t$Çt KT/1MI YAPMIŞ !.. ATL^TTTk:,. Bİ DAHAKI KIYIMD-4 NE VAPACAGIZ BAKALIM, L i l 1 i TARİHTE BUGÜN MÜMTAZARIKAN 3 Ağustos tcuw.nwmtas-arikan.com AKDBNİZ TUNUS 'UN BUYUK ONDBRI.. 13O3TE BUGÛN, ÜMUI TUNUSLU UDBK t*4g/B BUR- ARAP, YA-Ç/UflÇ UEICSEL YAMt StGA, . AA/G4*;, SÜYÜ*: TC İSTANBUL ÜNtVERStTESt EDEBİYAT FAKÜLTESt TAŞINABİLİR KÜLTÜR VARLKLARINIKORUMA VE ONARIM BÖLÜMÖVE YETENEK SESAVI tLE ÖĞRENCİ ALESACAKTTR Istanbul Cniversitesi, Edebiyat FaküJtesi, Taşuıabilir Küitür Varlıklannı Koruma Ve Onanm Programrna, 2004-2005 eğitim öğretim yılında yetenek sınavıyla açık olan kontenjana ögrenci alınacaktır. BaşvuruJarda ÖSS ham puanının 225 ve daha yukan- da olma koşulu aranmaktadtr. Adaylardan tstenen Belgeler: 1. ÖSS sonuç belgesi veya noter onaylı örnegi. 2. Nüfiıs cüzdanı noter onaylı örneği. 3. Dcı adet fotoğraf. 4. Lise veya dengi okul diplomasının noter onaylı örnefi. 5. TaşınabiJir Küitür VarıJdarının Koruma Ve Onanm Bölümü Bilgi Fonnu (I.C. Edebiyat Fakültesj, Öğrenci tşlerinden temin edilecektir.) Sınava iki aşamalı olarak gerçekleştirilecektir. 1. Yetenek sınavı (23.08.2004, saat 10.00) 2. Mülakat (25.08.2004 saat 09.30) Başvunılar 05.08-13.08.2004 tarihleri arasında l.Ü. Edebiyat Fakültesı Öğrenci Iş- lerinde yapılacaktır Basın. 34106 Sfyahbeyazdıherşey Seninlerenklendihayatım Seninleumutlandıkalbim Seninleyaşam buldugün Doğumgününkutluolsun Bayanpersonel müdürüEsra İbrahim GÖRÜŞ BEDRİ BAYKAM 'Haddimizi Bilelim' Demokrasisi... Ege'nin "Tannlara layık" o enfes denizi önümde çarşafgibi serilmiş. O muhteşem sularda en sevdiğim yüzme stili de "sırtüstû". Göklere dalıp şu garıp iilke- min kendine has ince ve kalın duvarlannı düşünüp du- ruyorum. Sana ne kardeşim! Yüz git açıklara, oğlun- la şakalaş, dayınla tavla oyna! Olmuyor işte. Bugünlerde en çok da "Haddimizi Biielim De- mokrasisi" üzerinde düşünüp taşınıyorum. Bu üç ke- lime ülkemizde tılsımlı yeni bir alan oluşturuyori De- mokrasiyi Yunanlılar doğurdu, Fransızlar yoğurdu, şimdi biz de kendi köyümüzün inceliklerini, sarmısak soğan doğrayarak bu ulu kavramırt harcına kanştın- yoruz. Şu tren kazası mesela! Gazetecimiz sorulması ge- reken tek soruyu soruyor. "Ulaştırma Bakanı Binali Yıldınm istifa edecek mi?" Başbakan'ın yanıtı sert geliyor: "Haddinizibilin." Benim zavallı gazeteci dos- tum orada "Haddimizi Bilelim Demokrasisi" ile kamu önünde yüzleşiyor. Bu ne cüret kardeşim? Sen han- gi hakla halkın dilindeki soruyu sorarsın? HerhaJde ben de Tayyip Erdoğan'a bir basın top- lantısında rastlasaydım, fitne bir yeni yetme muhabir gibi arkalardan seslenirdim: "Tayyip Bey, on bin kişi çağınp, yollan tıkayıp, on bin depolis görevlendirip, sonradan görme ailelergibi şatafatlı kralıyet düğün- leri yapmak, gariban halktan oy isterken verdiğiniz sözlere uyuyor mu?" Herhalde Başbakan şaşırıp "Uyuyor, uyuyor.. meraketme benim halkım uyuyor" derdi, ardından da soruyu idrakedip "Haddinizibilin" diye bana da çıkışırdı. Biz de üzülürdük, yine bileme- dik şu haddimizi diye! Canım, o kadar çok "haddini bilmeyen" var ki bu yoz demokratik ortamda... Erdoğan ne yapsın, o da bu kanşık arenada vurgun yemiş gibi biraz. ömeğin en demokratik partimiz sosyal demokrat CHP'de, bu "Haddimizi Bilelim Demokrasisi''nde, her gün yeni "had" sınırlan belirleniyor. Örneğın Kemal Derviş, verdiği demeçlerden sonra haddini bilmeye davet edıl- mişti. Yine hadlerini bilemeyen(!) Ketenci, Toman- bay ve Hasan Aydın da, Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk edilmişler. Fakat iş bununla bitmiyor. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı da CHP'ye "Beş gün içinde Olağanüstü Tûzük Kurultay'ı tarihinizi belirteyin" di- ye bir nota verince, CHP yöneticileri bu tavra da çok alınmışlar. Genel Sekreter Önder Sav, hemen savcı- yasert birtepki vererek haddini aştığını bıldirmiş. Sav, savcının yasalann kendisine tanıdığı yetk/len aşıp par- tinin iç işlerıne kanştığını söylemiş. Savcı Eminaga- oğlu'nun konuya gösterdiği "azami önem, titizlik ve aceleciliği" anlayamadığını belirtmiş. Bu "haddini bilme" olayı, medyamızda da çok önemli demokratik bir yer işgal eder. özellikle demok- rasinin kalesı olan yayınlanmızda bu çok sık görülür. ömeğin en büyük medya kuruluşlanmız, genellikle kendi çıkarlan doğrultusunda yazan, otosansür aya- n yerinde olan, ABS'lifirenleresahip güieryüzlü, uyum- lu patronsever yazarlar çalıştınrlar. Arada bu ''Haddi- miziBilelim Demokrasisi"ne uyumsuzluk gösterenler ya kulağından çekilir, ya da denize atılırlar. Bu medya eşgüdümü de, Türk usulü "had" demokrasisinin ar- tık yerieşik bir parçasıdır. Hem sağda, hem solda. Do- layısıyla bizlerin de bu "Haddimizi Bilelim Demokra- s/s/"nden çıkaracağımızdersler vardır. Hepimiz konu- lanmızı, sözlerimizi seçerken "had" sınırlannın kırmı- zı çizgilen' içinde kalmaya çalışınz. Isteryeni lideraday- lannı, ister en eskıleri eleştirelim, hiç farketmez. Türkiye'de demoıkrasiyi sözde herkes çok sever, o- nun için canını verir. özde ise herkes fikirlerin açıkça tartışılmasına mesafelidir. Herkesin kendine göre ne- denleri vardır. Ben tüm yayınlara hep açık çek veririm: "Benim hakkımda hersözû, her iddiayı yayımlayabi- lirsniz, hukukkurallan içinde ben de bunlara yanıt ve- ririm? Beceremezsem, o benim sorunumdur, sizin değil." Faturasızlık korkusuzluğu getirir. Tersi ise, "Had Demokrasisi"n\... Son 25 yılda birçok yayında yazarlık yaptım. Birço- ğundan da "Haddimizi Bilelim Demokrasisi"® çerçe- vesinde aynlmak durumunda kaldım. Ama hepsin- den önemlisi, kendi beynime tahtalarla, paslı çiviler- le sınır duvarlan örmedim, çizgime ihanet etmedim. Sevgili Hıncal Ağabey'i en tatlı şekilde kıskanıyorum. Çünkü o "Haddimi ben bilirim, bana kanşmayı aklı- nıza dahi getirmeyin" demiş ve farklı görüşlerden en çok korkan tutucu bir "liberal" yayına bile bunu ka- bul ettırmiş... Hıncal Abi, aklına esen herşeyi yazıyor da yazıyor. Bu az birözgürlük mü sanıyorsunuz? Ben de kafam kızınca atölyeme gidip, özgürce boyadıkça boyuyorum. özgürlük güzel şey, hele "Haddimizi Bi- lelim Demokrasisi"nde. Fırçalayamazsan, ölümüne boyayacaksın. e-mail: bedbay@ tnn.net Faks: 0212 227 34 66 B Ü L M A C A SEDAT YÂŞAYÂN 1 2 3 4 5 6 7 8 1 2 3 4 5 6 7 8 SOLDANSAĞA: 1/ Mimarlıkta, büyük boyutlu kâgiryapılarda kubbe ya da t o nozlan taşıyan büyük ayakla- nn her biri. 2/ Kolcusu harda- la benzeyen ze- hirli bir savaş gazı... Bir nota. 3/ Tarlayı süre- rekdinlenmeye bırakma. 4/ Afrika'da bir ülke... Bildirmeya- zısı; mesaj. 5/ Duman „ lekesi... Elma, annut, ayva gibi meyvelerin yenmeyen iç bölümü. 6/Pokerde, bir oyuncu- nun önündeki paranın 6 tümü... Sıcak bölgeler- de yetişen çok sert bir 8 ! ağaç. II "Doymaz be- 9 şer dedikleri kuş — "lara"(Tevfik Fikret)... Doğal ve tarihsel özelliklerin- den dolayı koruma altına alınan alan. 8/Kürkü değer- li bir yaban kedisi... Lityum elementinin simgesi. 9/ Şöhret... Tecriibesiz, acemi. YUKARTOAN AŞAĞIYA: 1/Parlak kızıl renk. 2/Kalın bükülmüş sicim... Uçucu, kolay alev alır, eter kokusunda bir sıvı. 3/ Gözün say- dam tabakasına takılan mercek... TevükFikret'in, Is- tanbul'a lanetler yağdırdığı ünlü şiiri. 4/"— Güler": Fotoğrafçımız... Fazla şişman. 5/Aşkenazi Yahudileri tarafindan kullanılan dil... Kanşık renkli. 6/ Tembel- lik... Rey. 7/Halk edebiyatındaaruz ölçüsüyle yazılan şiir türlerinden biri. 8/ Şarkı, türkü... Meksika'ya öz- gü sert bir içki. 9/ "Yaşadım / — ağaçlan şahidim- dir"(B.R. Eyuboğlu)... Istem dışı yapjjan hareket.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle