Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
-16 AĞUSTOS 2004 PAZAJITESİ CUMHURİYET SAYFA
JtLJvl_fiıUIVJJ. ekonomi@cumhuriyetcom.tr 13
10 yılda ithalat 495 bin tondan 1 milyon tona çıkarken ihracat 980 bin tondan 33 bin tona geriledi
BuğdaydadışahmpatlamasıANKARA (üımhuriyet Bürosuı -
Ziraatçılar Demeği Başkanı İbratun
Yetkin, Toprak Mahsulleri Ofisı'rın
(TMO) piyasaya etkin girmeyişi re-
deniyle hazıranda 400-450 bin l r a
arasinda değışenbuğday fıyatının 300
bin lıra civanna gerilediğirıi ve tücca-
nn stok yapnğını bildirdi.
Yetkin düzenlediği basın toplam-
sında, hazırladıklan buğday rapotuıu
açıkladı. Bufday ekim alanJannın son
10 yıllık dönerade 9.8 milyon hektir-
dan 9.3 milyon hektaragerilediği, üure-
timin yaklaşık 19 milyon ton civann-
da sabitlendığıni belirten Yetkin, 1 ^ 4
yılında 495 bin ton olan dışalım 2002-
2003 piyasa yılında 1 milyon tona <ı-
karken, dışsatımın 980 bin tondan 33
bin tona geriledığıne dikkat çekti. Ta-
nm ve Köyışlen Bakanı Sami Güç-
lü'nûn çiftçinın elindeki ürünü hemen
elinden çıkarmadan bekleterek paz*r-
lık gücünü artımıası yönündeki tavsi-
• Türkiye Ziraatçılar Derneği Başkanı Yetkin, TMO'nun
piyasada etkin olmaması nedeniyle 400-450 bin lira olan
buğday fiyatının 300 bin liraya gerilediğini belirtti. Yetkin stok
uyansı yaparak eylülde olası fiyat artışlarından tüccann
sorumlu olacağını belirtti.
yesinin teonk olarak doğru olduğunu lattı ve TMO'nun ağustos sonuna ka-
söyleyen Yetkin, buna karşılık elinde-
ki buğdayı bu şekilde depolayabilecek
çiftçi sayısının sınırlı olduğunu vurgu-
ladı.
Stokuyansı
Eylül ayından itibaren buğday fı-
yatlannda görülmesi olası artışlann,
buğday stokunu elinde tutan büyük
tüccar kesiminin dayattığı fıyatlar ola-
cağını öne süren Yetkin, "Bu fiyatla-
nn ekmek başta olmak üzere piyasa-
ya yansıması durumunda çiftçi haksz
biçimde suçlanmamahdır* diye ko-
nuştu. Yetkin, TMO'nun piyasalan re-
güle ebne görevi bulunduğunuhaür-
dar piy asalara etkin bir şekilde girme-
sı gerektiğini savundu.
DTÖ'nün gümrük duvarlarını aşa-
ğı çekme koşulu da getirdiğini anla-
tan Yetkin, böylelikle Türkiye'nin
elindeki tek silahının da alınmış ola-
cağını ileri sürdü.
Yetkin, Türkiye'nin en azından
önümüzdeki dönemde stratejik ürün-
ler olan buğday, şeker, mısır ile prim
uyguladığı pamuk, ayçiçeği, fındık,
tütün gibi ürünlerde destekleme poli-
tikalannı sürdürmeye yönelik bir pa-
zarlık yürütmek zorunda olduğunu
ifade etti.
Bu arada Dünya Ticaret Örgü-
tü'nün 30 Temmuz tarihinde aldığı
kararlan da değerlendiren Yetkin,
burada 1 yıllık süre olduğun
belirtirken, bu anlaşmadan
en fazla zarar görecek
kesimin Türkiye'nin
içinde yer aldığı ge
lişmekte olan ülke
ler grubu olduğu-
nu kaydetti.
Bu karar ile ge-
lişmiş ülkelenn
Türkiye gibi geliş-
mekte olan ülkele-
re bir "gol atbğuu"
da söyleyen Yetkin
bu karann uygulama
ya konulması ile bırlık
te dünya tanm fıyatlannın
yükseleceğini, bunun <
Türkiye'nin üretim açığı olan
ürünlerde faturasının artmasına
den olacağını savundu.
DÜÎVYA EKONOMlStNE BAKIŞ / ERGlN YILDIZOĞLU LONDRA erginy@tr.net
ABD, Council on Foreign Relati-
ons üyesi, emekli General Bernard
Trainor'a göre "Irak'ın geleceği fJe-
cef savaşına bağlı". "Necef savaşı
siyasi-asken açıdan bir 'kınlma nok-
tası' oluşturvyor. Kınlma mutlaka Irak
Geçici Yönetımı'nden yana olrnalı"
(12/08/04). General kaygılanmakta
haklı, çünkü, artık bu kınlma Irak Ge-
çici Kuklalanndan yana olmayacak.
çözümü olmayan denkleni
Savaş öncesi kurulan "denkleme"
göre, ABD Saddam'ı devirecek, /e-
rine "demokratik" bir rejirn oluştura-
cak,yeni rejimdahaözgürtükçü, mü-
reffeh (yabancı yatmmlar filan) oiaca-
ğı içın Irak halkının desteğini kazana-
cak, böylece bu stratejik bölgede sü-
resiz kalma olanağı elde edecekti. Iş-
galcılerin, işgal ettikleri halkın onayı-
nı kazanması gibi bir saçmalık bir /a-
na, ABD Irak'ta başlangıçta, propa-
gandasına ınanarak, kurtuldukla
r
ını
sananlann desteğini bile toplurrsal
yaşamın bir kaosa dönüşmesiyle,
can ve mal güvenliğinin ortadan kalk-
masıyla birlikte gıderek kaybetti..
Böylece, başlangıçta, "Saddam
artığı", "umutsuz Baasçılar" olarak
nitelenen direniş, hızla yayıldı, top-
lumsallaştı. ABD'nin Irak'taki en bü-
yük kozu Şii-Sünni düşmanlığı, nûfu-
sun yüzde 60'ını oluşturan Şiilerin
Saddam'ın devrilmesinden hoşaut
kalarak Sistani lideriiğinde. pasif bir
"bekle gör" taktiğini benimsemesiy-
di. Geçen hafta emekli General Da-
niel Christman'ın USAToday e soy-
lediği gibi, bu ABD'nin yumuşak kar-
nıydı ve şimdi *'ABD'nin en büyükza-
afı, Şii nüfusunun ABD'ye karşı tu-
tum almaya başlamasından kaynak-
lanıyordu". General diyordu ki "bü-
tün çatışmalan kazanabilirizama, kü-
çük çatışmalan bir siyasi bağlama
oturtamazsak savaşı kaybedebiliriz".
Gerçekten de ABD yönetimi nisan-
da hem Mukteda El Sadr'ın örgütü-
ne hem de Felluce'deki Sünni direni-
şine aynı anda saldınnca direniş hız-
la yaygınlaştı; Şiilerin Felluce'ye yar-
dım göndermeye başlamasıyla da
Sünni-Şii bölünmesini aşmaya baş-
ladı. Yıne ABD'nin bir saldınsıyla baş-
layan Necef savaşı sırasında bu kez
de Felluce, Samarra gibi Sünni kent-
lerde halkın sokaklarda "Yaşasın
Sadr, Felluce Necef'in yanında"
sloganlanyla, Mukteda'nın resim-
lehyle yürüdükleri görülüyordu
(WSWS, 14/08, AFP, 14/08). Ins-
trtute of War and Peace Repor-
ting de eski Baas Partisi subayla-
rının (Sünni) Necef'e gelerek Şii
milislere eğitim verdiklerini, onlar-
la birlikte savaştıklarını bildiriyor
(10/08).
ABD'nin Necef'te Mukteda'ya
karşı başlattığı saldın, ABD politi-
kasının çıkmazlarını bir kez daha
gözler önüne serdi: ABD Deniz
Harb Akademisi'nde Ortadoğu
uzmanı Ahmet Haşim'in sözleriyle
"Eğerölürse şehit olacak, yakalanır-
sa halkın tepkisi daha da artacak,
eğer nisandaki gibi birpazariık ve an-
laşma gerçekleşirse, siyasi konumu
daha da güçlenecek. 0, her halükâr-
da kazanacak" (Council on Foreign
Relations). Royal Instrtute of Inter-
national Affaires'ten Gareth Stans-
field de ABD'nin Necef'te "birçok
açıdan yenilmesi olanaksız bir düş-
manla savaştığını" söylüyor ve ekli-
yor: "Sadr hareketi o kadar saygın ve
yaygın ki, Mukteda'yı öldürseler ya
da tutuklasalar bile, hemen birionun
Kınlma Noktası
yerini alır". Londra'daki Internation
Instute for Strategic Studies den
Toby Dodge de aynı düşüncede
(Reuters 13/08).
Bir slmge' olarak Mukteda
Mukteda El Sadr, kolaylıkla üçün-
cü sınıf bir dini lider, genç, tecrübe-
siz bir siyasetçi, şeriat yanlısı bir yo-
baz olarak betimlenebilir. Ancak, bir
insan olarak Mukteda'yı bir kenara
bırakır da bir 'simge' olarak Mukte-
da'nın üstlenmeye başladığı işleve
bakarsak, onun ve Mehdi Ordu-
su'nun, her şeyden önce halkın, elin-
deki en uygun örgütsel, ideolojik
araçlan kullanarak işgalle birlikte ge-
len kaosa düzen verme refleksinin bir
ürünü olduğunu görebiliriz.
örneğin, eğer salt dini nedenlerle
olsaydı, halk, alabildiğince bürokra-
tik, hiyerarşikbiryapıyasahipŞiiruh-
ban sınıfı içinde, daha yukarıdaki di-
ni liderierin, örneğin Sistani'nin peşin-
den giderdi; Sünni kitleler de Sadr'ın
resimlerini taşımaz, "yaşasın Mukte-
da" sloganıyla yürümezlerdi. Ama,
tüm göstergeler halkın Sistani'den
uzaklaşarak Mukteda'ya yöneldiğini
gösteriyor. Sonra, Mehdi Ordusu
esas olarak, yoksullardan, mülk-
süzlerden ve gençlerden oluşuyor
(CFR: "Background lraq"; Al Cezi-
re, 27/06; The Guardian 14/06), sık
sık çarşı esnafınca doğrudan des-
tekleniyor (New York Times 11/05).
Geçen hafta ABD'nin Necef saldınsı-
nı protesto etmek için petrol rafine-
risi işçilerinin iş bırakması
(Asia Times/PINR 13/08), işçi
sınıfının en kritik kesiminin des-
teğini aldığını da gösteriyor. Ni-
hayet isyanın çapı sürekli artı-
yor, Brooking Institute'ün "Irak
indeksine" göre isyancıların
sayısı geçen 7 ay içinde,
5000'den 20.000'e yükseldi.
Council Foreign Relations ana-
listleriyse, Mukteda'nın Şii nü-
fus içindeki taraftariannın sayı-
sının 3-5 milyon arasında oldu-
ğunu hesaplıyoriar. Bizzat ABD
yönetiminin yaptırdığı araştır-
malar, Necef bir yana, Bağ-
dat'ta ve Basra'da halkın sırastyla
yüzde 45'inin ve yüzde 67'sinin Muk-
teda'yı desteklediğini gösteriyor
(Washington Post 13/06). Bunlar
doğruysa Mehdi Ordusu bağlamın-
da, proletaryayı da içeren, "bir anti-
emperyalist ulusal halk cephesi-
nin" doğmakta olduğu söylenebilir.
ABD medyası, CNN, sürekli Muk-
teda'nın en çirkin, korkutucu/fanatik
görüntülerini sergileyedursun, o her
konuşmasına sırtında kefeniyle çıka-
rak, taraftarianndan, kendisi ölse ya
da yakalansa bile her koşulda müca-
deleye devam etmelerini isteyerek,
direnişin kararlılığını, Irak halkının ba-
ğımsızlık, biriik arzusunu simgeleyen
bir lider görüntüsü sunuyor, Sünnile-
rin de saygısını kazanmaya devam
ediyor. Irak'ın sözde başbakanı AJIa-
vi'nin, efendisi ABD'nin, tam da Muk-
teda siyasi parti kurmak ve siyasi sü-
rece katılmak istediğini ifade etmeye
başladığı sırada Necef saldınsını baş-
latmalan (Milan Rai, Znet 13/08), as-
lında Mukteda'nın askeri gücünden
değil, simgesel kimliğinden, büyü-
meye başlayan toplumsal desteğin-
den korktuklannın birkanrtı. Böylece
Mukteda, ABD'nin Irak'ta halkın ira-
desinin banşçı bile olsa siyasi bir ifa-
desini, kendi kuklası olmayan siyasi
kimlikleri kabul etmediğini de kanıt-
lamış oluyor.
Bu sırada Geçici Yönetim dağılma
işaretleri sergiliyor: Perşembe günü
Necef'in 30 üyeli yerel yönetiminin 16
üyesi, Necef vali yardımcısı istifa et-
ti, Bağdat'taiçişleri bakanlığındaaşi-
retler bürosunun başındaki General
Marib Abdül Hasan "Ben de bu ulu-
sun parçasıyım" diyerek görevini bı-
raktı. Basra Valisi idari işlerden so-
rumlu yardımcısı, düzeni sağlamak
için "Necef'e göndermeyiönerdiğim
1000 kişilik polis gücü Allavi tarafın-
dan reddedilirse doğrudan Sadr'a
katılırım", "eğer ABD güçleri Hz.
Mi'nin Türbesi'ne girerterse, Basra
Necef'e döner" diyerek uyardı (AFP,
13/08). Işte belki de bu yüzden pani-
ğe kapılan kukla hükümet, cumarte-
si günü, tam bir ateşkes anlaşması
gerçekleşmek üzereyken, görüşme-
lerden çekilerek saldırılara yeniden
başlayacağını açıkladı (BBC, 14/08).
Belli ki, Necef'le birlikte hükümet bü-
yük bir kriz, ABD yeni bir çıkmaz içine
düştü; "artık her taktik zafer, bir
stratejik gerilemeye yol açıyor"
(F. Kaplan, Slate 13/08).
DACIA
DİKKAT !
Fırsatları kaçırmayın
Üstün Renault teknolojisi.Türkiye'nin
her yerine yayılan satış ve satış
sonrası hizmet ağı, inanılmaz fıyatlar
ve benzersiz ödeme koşulları ile
Solenza, Dacia Yetkili Satıcılarında
sizleri bekliyor.
Solenza'nın tüm versiyonları içın geçerti ömek ödeme tablosudur.
KREDİ
TUTARI
9milyar
VADE
(AY)
6
g
12
18
24
36
48
FAİZ
(%)
0.00
0.57
0.98
1.47
1.69
2.02
2.23
TAKSİT TUTARI
(milyon TL.)
1.500
1.033
806
584
472
371
328
% 0'dan başlayan faiz oranları
48 aya varan vade seçenekleri
www.dacia.com.tr
ADANA Yusuf Bsysa! T«i 0322 456 21 32 AOIYAMAN Boztaştt Tel 0416 225 07 00
AÖftl Balkı Otomotrv TeJ CK72 215 22 90 . ANKARA Neziroğlu Tet 0312 397 54 55 - 0312 2S4 52 52
ANTALYA Sanlar Tel 0242 340 32 80 . AYDIM Mımar Otomotıv TB( 0256 518 13 98
BALIKESİR Necat Akaryakıt Tef 0266 246 27 46 Somta? (Banoırma) Te) 0266 738 13 70
Akkaş Otomotıv (Edremıt) Tel 0266 374 07 38 8URSA Karoto Tel 0224 211 36 40
ÇANKIRI Buyruk Oto Tet 0376 218 14 20 ÇORUM Sıma Otomotıv Tel 0364 225 59 17
DENİZLİ Sadıkoğullan Tel 0258 371 33 66 EDİRNE Tamnmışfar OtomoUv Tel 0284 235 50 95
ELAZ1Ğ Turgut Ozk.aya Tel 0424 234 15 80 ERZİNCAM Alaaddtn Kesık Tel 0446 223 35 27
ERZURUM Doğu Makma Tel 0442 235 45 51 ESKİŞEHİR Güven Otomotrv Tel 0222 230 84 17
GAZIANTEP Imam Kayalıogu (an Tel 0342 339 40 41 . HATAY Rele» Tel 0326 214 58 37
ISPARTA Oto Petrol Tel 0246 218 11 55 İÇEL Çayan Oto (Tarsus) Tel 0324 614 52 40 GOrsoy
Oto Tel 0324 359 19 00 Nar Oto (Anamur) Tel 0324 814 66 61 . İSTANBUL Acar Otomotıv
Tef 0212 534 27 27 • 0212 545 66 76 ASF (Gebzs) Te! 0262 656 00 49 - 0262 656 04 04 Behçetoğuftan
Tef 0212 584 30 00 Bıka Tef 0212 422 79 40 Erter Tel 0212 254 81 52 Fiash Oto Tel 0212 674 40 00
GûneHer Tel 0216 365 20 40 Güven Aitan Tel 0216 457 65 65 Hedef OtomoOv TeJ 0212 665 35 51
Kemal Tepretoflulian Tel 0216 327 44 44 Tuzcuoğlu Otomotıv Tel 0212 476 01 31 . İZMlR Ermat
Tel 0232 461 97 97 KASTAMONU Buyru* CWo Te( 0366 212 11 62 KAYSERİ GOlpar
Tet 0352 320 67 34 . KKKLAREÜ Uzunlar Tet 0288 214 44 21 . KJRŞEHİR Çağtayaniar Tel 0386 214 00 00
KOCAEÜ Emaz Otomotıv Tel 0262 335 36 60 KONYA Kcmya Motortu Araçlar Tel 0332 345 13 13
MANİSA Orrju Otomotıv Te) 0236 313 44 18 . NEVŞEHtR Gertçler Otomotrv Tei 0384 214 21 44 . ORDU
Koy Otomotıv Tel 0452 234 91 92 SAMSUN Onur Otomotıv Tel 0362 266 54 54 . SİİRT
Bahaeddın Acar Tel 0484 224 80 61 . SİNOP Kaptanoğlu Tel 0368 261 15 88 SİVAS
Oflazlar Tel 0346 226 15 70 ŞANUURFA Fırat Otomotıv Tel 0414 247 44 55 . TEKİRDAö (Çoriu)
Buharı Otomotıv Tel 0282 685 44 22 TOKAT (Turhal) Gırgıroğlu Otomotlv Tel 0356 275 10 19
TRABZON Koçmak Oto Tel 0462 325 66 25 . UŞAK Sadıkoğullan Tel 0276 224 44 40
VAN (Eraş) Celrk Tel 0432 351 21 44 Nezır Baş Tei 0432 216 98 11 . ZONGULDAK (Karadenu Eregtı)
OzeıierTrt 0372 323 17 41
Kampanya 31 Ağustos'a kadar geçerti olup stoklarla sınırlıdır.
groupe Renault
ANKARAPAZARI
YAKUP KEPENEK
'Çağrr
Büyük Cumhuriyetçi llhan Selçuk, 7 Ağustos yazı-
sında Orhan Birgit'i ve beni, okurianmtz adına şu so-
ruya yanrt vermeye çağınyor "CHP ile DSP arasında
partiler yelpazesine göre nasıl bir fark var?"
Bu köşenin izleyenleri, koşullar çok zorunlu kılma-
dıkça CHP konusuna girilmediğini bilir. Yıne de Cum-
huriyet'in arşivi, solda biriiğin 1980'lerde SHR açıldık-
tan sonra da CHP'de olması gerektiği konusunda çok
sayıda yazının burada yayımlandığına tanıktır. Bu sa-
tırlann yazan yıllardır solda ilkelere dayalı bir birliğin sa-
vunucusudur. Haftada bir yazdığımdan bu geniş ko-
nunun burada ele alınması kolay değil. Çok daha kap-
samlı olarak Cumhuriyet'indiğersayfalanndatartışma
olanağı bulacağım umuduyla, bugün için yalnızca bir
giriş yapmak istiyorum.
• • •
llhan Abi'nin yazısını, Kaçkar Dağlan'nın denize ege-
men eteklerini saran bembeyaz sis denizinin çevrele-
diği renk cümbüşünün derinliklerini düşleyerek oku-
mak, tek sözcükle olağanüstüydü. Görüntüsünün çe-
kiciliği iyi de derinleşen sisin görülmesini engellediği
gerçekleri yakalamak kolay mı? Irdelenmesi gereken
ve asıl düşündürücü olan; benzer türdeki vartıklann
devingenliğiyle doğada yaşanabilen, bu güzelim, sü-
rekli iç içeliğin, yasal ve toplumsal türierde aynı kolay-
lıkla sağlanamamasıdır.
Geçmişi, yanlışlan ya da doğrulanyla değerlendirme-
yi bir yana bıraksak da, Türkiye solu için, 12 Eylül 1980
yıkımı tam bir parça tesirli bomba etkisi yapmıştır. Yı-
kım, yalnız sol siyaseti değil, başta sendikalar olmak
üzere onun toplumsal damarlannı da kesmiştir. Yine,
nedenlerinin aynca tartışılması gerekir ki Türkiye solu,
aslında sınırlı olan sınıfsallığını daha da yftirerek 12 Ey-
lül ile hesaplaşma görevini yapacak öncü kadrolan
kendi iç evrimiyle bir türlü çıkaramamıştır.
Türkiye solu, 12 Eylül yıkımından yaklaşık on yıl son-
ra, Sovyetler Birliği'nin çözülmesi, teknolojik donüşüm
ve küreselleşmenin yeni bir nitelik düzeyine erişmesi
ile, bu kez dıştaki gelişmelerin sarsıntılan ile karşılaştı.
Son on yılı, bu iç ve dış oluşumlann yarattığı şaşkınlık
içinde geçiren sol siyasetin aklını başına devşirmesi na-
sıl olacaktır?
CHP-DSR belki daha da genel olarak solda farklılık-
lar-benzeriikler konusu tartışılacaksa ilk yapılması ge-
reken, geçmişle hesaplaşmayı, öznel eksiklikleri, eleş-
tiri ve özeleştiri süreçlerini, yalnızca geleceğin biçim-
lendirilmesi hedefi çerçevesinde irdelemek; bu irdele-
meyi olabildiğince sınırlı tutmak, kısa kesmek ve şim-
di birleşme zamanı olgunluğuyla işe koyulmaktır.
İç ve dış koşullann doğru ve sağlıklı bir kuramsal yo-
rumunun yapılması ve toplumsal güçlerin toparlanma-
sının buna dayalı olarak tasanmlanması, bir ilk adım
sayılmalıdır.
• • •
Türkiye solunun ortak değerleri vardır. Laik Cumhu-
riyet temeli üzerinde, demokratikleşme, ekonomik
ve kültürel gelişmenin birlikteliğine dayalı bir toplum-
sal kalkınma sürecinin yaşama geçirilmesi için uğraş
verilmesi; solun bu üç konudaki ilerici öncülüğünün
odünsüz sahiplenilmesi gerekir. Başta işsizlik olmak
üzere, yatınm ve üretim sorunlanna çağdaş çözümler
üretmek; esas olarak emeği ile geçinenlerin çıkarlan-
nın savunucusu olmak; eğitim ve sağlığı ilke olarak ka-
mu hizmeti sayan bir anlayışı benimsemek; kadınlann
daha yüksek oranda işgücüne katılmasını sağlamak;
çevreye duyarlı olmak; toplumun bilimsel ve teknolo-
jik yeteriiliğinin arttınlmasını programlamak; bu bağlam-
da ekonominin kimi stratejik sektörlerinde kamu kesi-
mi öncülüğünü benimsemek, günümüzde solun temel
görevleri arasındadır. Bunlann doğruluk, dürüstlük, er-
dem, hukukun üstünlüğü, eşitlik, özgürlük, dayanışma
ve banş kavramlan ile tamamlanması bir zorunluluk-
tur. Ülkenin üretim olanaklannı genişletmek amacıyla
uluslararası sol güçlerie, özellikle de Avrupa Biıiiği
üyeliğinin gerekliliğini de dikkate alarak AB soluyla
dayanışma içinde olmak, Birleşmiş Milletler, IMR Dün-
ya Bankası gibi uluslararası kûruluşlann demokratik-
leşmesini savunmak ve küresel gelişmeleri, bilim ve
teknolojik yenilik alanında hazırlanacak ulusal prog-
ramlan izlemek, özümsemek ve bunlardan ulusal ya-
rar sağlamak da solun vazgeçemeyeceği yeni bir bo-
yuttur.
• • •
Sisler üzerinden görünen güzel tepecikler bunlardır.
Btıradan bakınca CHP ile DSP arasında büyük bir fark
olmadığının görülmesi oldukça kolaydır. Sorun bundan
sonra başlryor. Sisin içine girildiğinde göz gözü görmü-
yor, giderek gözler kör oluyor ya da kör ediliyor.
Sol, esas olarak örgütlü kadrolann hareketidir.
Sol önderlik nitelikJi kadro önderliğidir. Parti lideri bu ni-
telikli kadrolann içinden öne çıkan biridir. Birikimli bir
biçimde pekiştirilen, kişiye bağlılığın kaskatılığıyla ni-
telikli kadrolann oluşumunun olabildiğince daraltılma-
sı çok olumsuz sonuçlar veriyor. Örgütlerin önemsiz-
leştirilmesi diğer büyük zararlan ile birlikte solun bu-
günkü dağınıklığının da asıl altyapısıdır. Sol siyasetin
kişilere endeksli kılınması çok olumsuz sonuçlar do-
ğuruyor. Kişiselciliğin egemenliği yalnız nitelikli kadro-
lann ortaya çıkmasını engellemekle kalmıyor, kimi kez
ilkelerin de ezilmesine neden olabiliyor.
Yapılması gereken, ilkelerdeki birliği, solun örgütler
olarak da birleşmesini ve nitelikli kadrolanyla toplum-
la yeniden kucaklaşmasını sağlayacak bir atılımın yol-
lannı açmaktır. öznel ve nesnel koşullar, böyle bir sü-
recin CHP'de oluşabileceğini gösteriyor.
yakup(g metu.edu.tr
İslami sermayede bîr catlak daha
KimpoşHolding'de
ortaklar huzursuz
ANKARA (ANKA)-
Kimpaş Holding'de or-
taklann bir bölümü yö-
neticilere ağır eleştiriler
yöneltirken, şirketin tas-
fıye edilmesini de öner-
diler. Karaman'da kuru-
lu bulunan Kimpaş Hol-
ding'in olağan genel ku-
rulunda, bazı ortaklar
holding yöneticilerine
ağır eleştirilerde bulun-
dular.
Ruhan Türedi adlı or-
tak, yatırdığı paranın ia-
desini isterken, Dunnuş
/Mi Çandır da şirketin
ehil olmayan yöneticiler
tarafindan zarara uğratıl-
dığını, yönetimin dürüst
ve güvenilir olmadığını
öne sürdü. Çandır, şirke-
tin batakta olduğunu,
tasfîye edilerektüm mal-
lann ortaklara dağıtılma-
sını, yöneticilerin de
mahkemeye verilmesini
istedi. Kimpaş Holding
Yönetim Kurulu Başka-
nı tbrahim Uzun ise 71
milyon mark toplandığı,
28 milyon markın dağı-
tıldığımn doğru olduğu-
nu belirterek aradaki
miktann hangi şirketlere
ait olduğunun SPK tara-
findan belirlendiğini
söyledi.